ANNEM ELİMDE KİTAP GÖRDÜĞÜNDE...

27 Temmuz 2012




Annem elimde kitap gördüğünde onu bırakta kalk bulaşık yıka yada otur dantelini ör derdi kitaplarla ilk tanıştığımda .....
Babamsa oku kızım ben okuyamadım, sonradan diploma sahibi oldum sen oku derdi....
Okuma sevgisini bana aşılayan herhalde bu durum da babam olmuştur. Okul dönüşlerinde peçka sobanın yanında ben derslerimle uğraşırken o işten geldiğinde bana da yardım ederdi. Beraber okurduk, beraber hesap yapardık. Yaptığımız hesaplardaki tek farkımız rakamlarımız idi. Benim yaptığım toplama , çarpmaların sağlamasını o arapça rakamlarla yapardı. Ben sadece izlerdim.......
Arapça rakamları bilmezdim, ama sonradan onlarıda babamın sayesinde öğrendim.

CİN ALİ'lerle başladık kitaplara....
 
 Sonra AYŞEGÜL Serisi ile serüvenden serüvene koştuk. Bizim mendilden bebeklerimiz vardı, kitaplardaki bebeklerden isterdik, elbise modellerimizi bu kitaplardan seçerdik, köpeklerin korkulacak değil sevilecek varlıklar olduğunu bu kitaplardan öğrendim....

 
Sonra hayatıma Kemalettin Tuğcu romanları girdi. Özellikle merhamet duygusunu geliştiren kitaplar. ÜVEY BABA mesela;
Lamianın hikayesi.........

Sınıflarda kitap dolaplarımız vardı. Hediye verilen kitapları burdan alıp okurdum. Okul harçlıklarımı biriktirir, onlarla kitap alırdım. Aldığım kitapları bir türlü evde kütüphane haline getiremedim, annem bıktım senin bu kitaplarından derdi, halen de der.......
Mecburen kabul eden arkadaşlara hediye olarak verirdim. Şu anda da ya okul kütüphanelerine verilebilecek gibi olanları okula, çocukların okuyabileceği kategori dışında olanlarıda şehir kütüphanesine veriyorum. Gerçi bir ikinci el kitap satış bloğu açtım ama satılır mı bilmem.......
Her türlü kitap okudum. Fotoroman, Tommiks, Teksas, Zagor.... 
şimdi ki cep kitaplarının yerini tutuyor mu o fotoromanlar????? 
Fotoramanlarımı okuduğum yer de çok güzeldi:))) yaz tatillerinde gittiğim İstanbul kavacıktaki amcamın evi.
Evin sol tarafında boş bir arazi vardı, orda da bir söğüt ağacı minder alıp o ağacın altına oturur, hem boğazı izler hemde roman okurdum. Hepsi tarih oldu, o yerlerde şimdi Fatih Sultan Mehmet köprüsünün bir ayağı var......
Tabi bizler de yaş ilerledikçe geçmişe duyulan ÖZLEM'ler...

Yaş ilerledikçe tanıdığım yazarlara yenileri eklenmeye başladı. Ömer SEYFETTİN, Kerime NADİR, Reşat Nuri GÜNTEKİN, Ahmet Günbay YILDIZ vs.
Ufkunuz genişledikçe kitap ve yazar tercihleride değişebiliyor. Bir bakıyorsunuz Aşk romanlarında hayale dalıyorsunuz, ya da bir aşıksanız, aşk şiirinde yanıyorsunuz.....

sev durmadan

kalbimi uzatıyorum
ara sıra sev diye

ara sıra değil
durmadan sev

beklediğim
umduğumdan

kalbimi uzatıyorum
şarkılarımdan

çocukluğumdan
bilmediğimden

sakin sulardan
derinliklerden

kalbimi uzatıyorum
yeraltından yeniden

sıra aramadan
sev durmadan

diyorum sana
çiçeklerim solmadan.


Halim Yazıcı
Sonra kişisel gelişim kitaplarında en güzel ahlak ve erdemlik derslerini alırsınız teker teker....
Güne merhabalar ile başlamayı, gülen yüzlerle dolaşmayı, yardımlaşmayı........ 
MEVLANA, Mümin SEKMAN, Doğan CÜCELOĞLU, Üstün DÖKMEN.....


Selam
         Yola çıkınca her sabah,

       Bulutlara selam ver.

       Taşlara, kuşlara, atlara, otlara

       İnsanlara selam ver.

       Ne görürsen selam ver.

       Sonra çıkarıp cebinden aynanı
       Bir selam da kendine ver.

       Hatırın kalmasın el gün yanında

       Bu dünyada sen de varsın!

       Üleştir dostluğunu varlığınla,

       Bir kısmı seni de sarsın.
Üstün Dökmen
Malakatten bir beyit..
" İrfanım öyle bir mertebeye yükseldi ki
  Bilgisiz olduğumu şimdi anladım"

 " Sana yoldaşlık eden, senden üstün olmalı" mısrasına istinaden ben kitapların üstünlüğünü kabul ettim. En yakın dostum onlar benim........
Kitapsız bir hayat düşünemiyorum, ama aşağıdaki sorularıda sormadan duramıyorum.......

SİZCE ÇOK OKUYAN MI BİLİR? YOKSA ÇOK GEZEN Mİ?

YOKSA GERÇEKTEN ÇOK KİTABI OLAN,ASLINDA YALNIZ BİR İNSAN MI?




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder