ŞÖYLE BİR KAPIDAN BAKAYIM DEDİM?

24 Şubat 2013

ŞÖYLE BİR KAPIDAN BAKAYIM DEDİM?


Şöyle güzel bir pazar sabahından herkese mutlu günler.Dün yağmurlu olan hava bu gün maşallah çok güzel.
Elime her zaman ki gibi kahve mi aldım


Güne müzikle başladım.
Unutma dikenin güzelliği yalnız gül sayesinde :)







Dün sabah yağmurlu bir hava vardı sabahtan, resimler bahçeden. Çuha çiçeği ve uyku çiçeği yağmur damlalarından nasiplerini almışlar. Kuyunun yanında yer alan çiçek alanında lale ve sümbüller çıkmış hatta, koskoca alan yetmemiş tuğla altlarından başlarını uzatmışlar yer yüzüne, giriş kapısının üstündeki gülümüz ise filizlenmeye başlamış, ne güzel bahar geliyor o zaman çok sevindim.

Hava ben işlerimi bitirinceye kadar güzelleşti ve ben de çarşıya indim. Çarşıya inerken aşağıdaki kedi bana parka kadar eşlik etti.
Sırnaşık bir şeydi önüm arkam hep bana sırnaştı durdu.

Kitapçıma uğradım DEBBİE MACOMBER serisinin sonuncu kitabını bekliyordum, gelmiş hemen aldım.


Tuhafiyecime uğrayıp ip ve boncuk iğnesi alayım dedim, yeni gelen boncukların renklerine kapıldım, onlardan da aldım.


Sabahtan bu yana oturdum gazetelerimi okudum, şimdi biraz film izleyip boncuktan kolye ucu yapacağım.





OYUNCUMUSUN YOKSA YÖNETMEN MİSİN?

23 Şubat 2013

OYUNCUMUSUN YOKSA YÖNETMEN MİSİN?

Sen hangisini seçersen o sensin.
Oyuncu olmak istiyorsan OYUNCU,
Yönetmen olmak istiyorsan YÖNETMEN,
Her ikisiyim de diyorsan eğer, bu hayatta hem
hayatının OYUNCUSUSUN, hem de YÖNETMENİSİN
Her ikisini bir arada yapmak tamamen senin elinde. Duygularını yönetebiliyorsan eğer bu dünyadaki rölünü iyi yönetiyorsun demektir. Bu dünya bir tiyatro sahnesi, bizler de bu sahnede birer kukla vari oyuncuyuz. Tek başına oynamıyoruz bu oyunu, oyun arkadaşlarımıza da mevcut yanımızda. Sahne şu an bizim ama ileride rolümüz bittiğinde yani kaderin bittiği noktada yönetmen bizi oyundan alacaktır. O an da seyirci koltuklarına biz oturup oynadığımız oyununun geri kalanını izleyeceğiz. Birlikte rol aldığımız arkadaşlarımıza, ailemize vs. kızabiliyorduk değil mi? Oysa bize kinin, nefretin, kavganın güzel bir olay olmadığı öğretilmemiş miydi?
Kalbimizle aklımıza nasıl oldu da hükmetmeyi bıraktık ki, bu tür kötü duyguların içine düştük. Nasıl oldu da hırslarımıza yenik düştük, çevremizdekileri ezdik geçtik. O zaman acaba oynadığımız rolü tam olarak hissedemedik diye mi düşünmeliyim? Fark edemedik bizden istenen ve olmak istediğimizin yol ayrımını ki , farklı rüzgarlar estirdik hayatımızda, kimi zamanda fırtınalar yarattık delice yağan yağmurları da ekledik, sahile vuran hırçın dalgalar gibi çırpınıp durduk, kendimizi suçladık, çevremizdekileri suçladık ama içimizde ki özü keşfedip huzura kavuşamadık, özgürlüğe uçamadık, çünkü kendi kanatlarımızı kendimiz kırdık. Duygularımızı algıyamadık, farklılığımızı ortaya koyamadık. 
Ben hayatı bir yumak ipliğe benzetiyorum.Bu yumak ile bir taraftan da ortaya bir hayat, kendine has duruş deseni çıkarmaya çalışıyorum.  Bazen ya ip karışık çıkıyor, satıcıya bunu bana nasıl yaparsın diyorum, ya da ben bir şekilde dolaştırıyorum. Dolaşan ipi çözdüğüm anda sabrımın sonucunda hayatımı bir kaç sıra da olsa büyültmeye devam ediyorum. Yani dolaştığı nokta da artık fazla durmuyorum. İçime yönelttiğimin bir soru ile bu dolaşmanın üstesinden gelip, belki daha fazla bir deneyim ile ipin biteceği noktaya ilerliyorum.
Örmüş olduğum hayatın değer ve inançları sadece bana ait diyorum.
Ne diyorum ben;
- Her şeyden önce saygı diyorum. Buna çok önem veriyorum.

- Samimiyet diyorum, çünkü samimiyetin olduğu yerde kötü duyguların olmayacağına inanıyorum.

-Dedikoduyu sevmiyorum, çünkü bir başkasının ne yaptığı ile ilgilenmiyorum, önemli olan benim doğru yapıp yapmadığımdır.
Kimsenin bana şu kişi senin için bunu söyledi demesini istemiyorum. O kişinin benim hakkımda ne düşündüğü önemli değil, önemli olan benim kendim hakkımdaki düşüncelerim diyorum.

-Okumalıyım diyorum, Okudukça benim benliğimde olmayanları yani özümü ortaya çıkarmalıyım diyorum.

- Ben merhametliyim, çünkü rahmetten dünyaya gelmişim. Bana merhamet edilmiş ki, bende etmeliyim diyorum.

- Ben hediye vermeyi de, yardım etmeyi de severim. Çünkü özüm budur diyorum. Ben bir hediyeyim, bana verilen can bir hediye kıymetini bilmeliyim.



- Özüm, sözüm, doğrum birdir benim. Çünkü bu dünyaya doğru yoldan geldim diyorum. O yoldan şaşmamak üzere ilerliyorum.


- Ben sevgiden oluşuyorum, bu dünyada sevgiden şarhoşum diyorum.







OKUDUM - 29 -İSTANBULDA BİR YAHUDİ AİLESİ / BRIGITTE PESKINE

22 Şubat 2013

OKUDUM - 29 -İSTANBULDA BİR YAHUDİ AİLESİ / BRIGITTE PESKINE


Bu sabah işe gitmek için evden çıktığımda uzun saksılığın içinde gözüme çarpan bir poşet oldu. Poşeti açtığım zaman içinden bu güzel renkte çuha çiçeği çıktı. Büyük ihtimal babam aldı ve anneme sürpriz yapacaktı. Yaşlanıp 80 li yaşlara gelince birbirlerine daha mı düşkün oldular nedir:))) Neyse sürprizi bozmayalım dedik foto çekip yine yerine koyduk. Sözüm ona hava durumu hafta sonu için 15 derece idi ama dışarısı şu an soğuk ve yağmur çiseliyor.
Evde bazen işe giderken beni kedilerim aşağıdaki şekilde uğurluyorlar:))
Çabuk git , çabuk gel biz aç kalmayalım diyorlar gördünüz mü?





Ayın 15 inden bu yana 2008 yılında alıp hala okuyamadan kütüphanemde duran, aşağıdaki kitabı nihayet okuyabildim. Tabii bu arada kitabın aynı isimde 2. 'si yayınlanmış devamı olarak, notumu aldım bilahare kitap siparişlerinde alacağım. Genelde gerçek hayat hikayelerini konu alan kitapları seviyorum. Bu kitapta İstanbul'un Hasköy semtinde dünyaya gelen bir yahudi kızı ve ailesinin hayatı anlatılıyordu. Rebecca Gatenyo okuyup lise öğretmenliği yapmak için bir çaba gösterirken, ablasının ölümü ile eniştesi ile evlenmek ve yeğenlerine bakmak zorunda kalıp hayallerine elveda der. 2. dünya şavaşı sırasında İSTANBUL, PARİS arasında yaşamı AMERİKA ' ya kadar uzar. Altını çizdiğim cümleleri not aldım ve sizlerle paylaşıyorum.





SAYFA 10: Bir çok Türk kapılarını ve pencere pervazlarını kötü ruhlardan kovmak için turkuaza boyar.
SAYFA 13: Her şeyin bir sınırı var.
SAYFA 15: Öleceksem de temiz bir evde öleyim.
SAYFA 17: Nezaketen elleri boş gelmemesi gerekiyordu.
SAYFA 25: Bir diş sarımsağa, bir karanfil tanesine yada çamaşırının altına gizlediği nazar boncuğuna dokunur “ bizi şerden koru” derdi.
SAYFA 26: Bir katı yumurtayı paylaşan iki kişinin birbirlerine sonsuz bir kin duymaya mahkum oldukları söylenir.
SAYFA 27: Yemek ciddi bir iştir.
SAYFA 34: Sözcüklerin anahtarını bana kim verecekti?
SAYFA 43: İnsan, sadece hastaysa oruçtan mahrum olurdu.
SAYFA 53: Bir aileyi benimsediğim gibi, bir matemi benimseyerek gözyaşlarının tadını keşfettim.
SAYFA 67: Tanrı asla yanıt vermiyordu.
SAYFA 71: Özel koşullara özel davranış.
SAYFA 82: Suyun dili çözmek gibi garip bir marifeti var.
SAYFA 90: Erkekler ukala kadın sevmez.
SAYFA 93: Kaybedecek bir şeyimiz yoktu, kazanacak çok şeyimiz olabilirdi.
SAYFA 98: Ya doğduğumdan bu yana bana dayatılan bütün farklılıklar hayaliyse.
SAYFA 109: Okumanın kaygıya karşı son sığınağım olduğunu biliyordu.
SAYFA 116: Güzelliğin bir santimetre meselesi olmadığını anladım.
SAYFA 117: Kırılmayan bardak uğursuzluk belirtisidir.
SAYFA 127: Uzun çiğnemek sağlıklı bir hazmın garantisidir.
SAYFA 128: Çok bilen kızı evlendirmek güçtür.
SAYFA 128: Sabır, ekmek ve bilgeliktir.
SAYFA 130: Bütün acıların içinde en dayanılmazı çaresizliktir.
SAYFA 133: Yahudiler niçin hüzünlüdür, bilir misin? Her gün mesih’i beklerler ve o hiç gelmez de ondan.
SAYFA 134: Doğulular cömerttir.
SAYFA 136: Bir erkekle anne babası için evlenilmez.
SAYFA 139: Gereksinimler yasaları doğurur.
SAYFA 145: Acı, yedikçe diner.
SAYFA 147: Birliktelik her şeyden önce paylaşmaydı.
SAYFA 151: Bizde bir şey yiyip içmek önce reddedilir, sonra kabul edilir.
SAYFA 152: Kız mutfağa , erkek dümene.
SAYFA 156: Özgürlük savaşı kendini tamamen adamayı gerektiriyordu.
SAYFA 168: Hayatın kahvesiz ve kahveyi tatlandıran şekersiz çok acı olduğunu söyledi.
SAYFA 177: Çocuksuz kadın meyvesiz bir ağaçtır.
SAYFA 177: Beklenen çocuğun kundak bezlerinin biçilmesi söz konusuydu, mutlu ve uzun ömürlü olsun diye içlerine şekerlemeler ve muskalar sıkıştırılırdı.
SAYFA 184: Gitmeyi gerçekten isteyenler amaçlarına ulaşır.
SAYFA 186: Güzeli alamayan çirkinle yetinir.
SAYFA 189: İşinizi bilirseniz açılmayacak kapı yoktur.
SAYFA 195: Duyarlılık ve algılama paha biçilmez değer taşır.
SAYFA 215: Tek başınaysan, Paris beş para etmez.
SAYFA 219: İnan bana, hayatta kalanların payına hep en iyisi düşmüyor.
SAYFA 222: Kendine karşı katı olabilirsin, ama başkalarına öyle davranmaya hakkın yok.
SAYFA 228: Esin vermek için var olmak bana göre değil, ben eyleme geçmeyi yeğlerim.
SAYFA 228: Yaratıcılık ancak buyurgan olabilir, kaçınılmazdır, yoksa bir işe yaramaz
SAYFA 230: Bir halkı dize getirerek asla bir yere varamazsın.
SAYFA 237: İnsanlar gerçeği hep öğrenir.
SAYFA 247: Evlilik hiçbir zaman tecavüze engel olmamıştır.
SAYFA 249: Halkının dışında kalan Yahudi, sonsuz yalnızlığa mahkumdur.
SAYFA 249: Özgürlük, kendilerini anne babalarına bağlayan suçluluk bağını koparma cesaretini gösterenlerin hakkıdır.
SAYFA 255: Kadın ve gül sulandıkça taze kalır.
SAYFA 263: Bir çocuğun dünyaya uyanışına tanık olmaktan güzel şey yoktur.
SAYFA 267: Umudunu kaybetme, şerden bazen hayır doğar.
SAYFA 276: Teknik herkesin harcı değil.
SAYFA 295: Freud okumalısın çok şey öğrenirsin.
SAYFA 295: En büyük sakatlıklar kendi kendimize yarattıklarımızdır.
SAYFA 299: Bilgili kadın almak çok kötüdür.
SAYFA 302: Yazı mı yazıyorsun? İyidir insanı rahatlatır.
SAYFA 304: Bir ömür bir çok hayat barındırır.
SAYFA 313: Hiçbir anne evladının kötülüğünü istemez.
SAYFA 321: Büyük eserler, büyük acılardan doğar.
SAYFA 329: Gerçek yazarlar, er ya da geç seslerini her zaman duyurmuştur.
SAYFA 334: Sonucu değersiz bile olsa, elimden gelenin en iyisini yapmayı seviyorum. Daha önce olmayan bir şeyi yakıştırma yoluyla ortaya çıkarmayı sevmiyorum.
SAYFA 348: Bilgili kadına kocası birader der.
SAYFA 359: Felaket yalnız gelmez.
SAYFA 382: Oğluna yüzmeyi öğret, kızına acı çekmeyi.
SAYFA 399 : Yağmurların gelişi insanı depresyona iter,
SAYFA 405: Suçluluk duygusu evlilikten daha zararlı bir hapishanedir. Üstelik boşanma tanımaz.
SAYFA 417: Aileler güçsüzleri pek sever, çünkü yardım etme bahanesi ile onları baskı altında tutabilirler.
SAYFA 418: Her hayat bir mücadeledir. Buraya gelene kadar silahlarımı seçme hakkım olmadı.
SAYFA 419: insanın kimi zaman başkalarının yararına kendini unutması kötü bir şey değil.
SAYFA 420: Burada bir yere varma isteği yok. İnsanlar çok fazla kaderci…..

En çok ta aşağıdaki altını çizdiğim cümleyi sevdim.





İNSAN OLARAK HER YAŞTA EĞİLİRİM

20 Şubat 2013

İNSAN OLARAK HER YAŞTA EĞİLİRİM

Bu gün size iş hayatında karşılaştığım bir olayı anlatmak istiyorum kısaca. Yanımızda çalışan 2 arkadaşımız işten ayrıldı ve yerlerine 2 kişi alındı. Bir tanesi işyerine yeni giren, diğeri de bir başka bölümden bize kaydırılan bir eleman. Bunların her ikisinin de ilk günleri, dışardan işe başlayan tam bir beyefendi. Yani davranışı, konuşması birbirini tutan bir arkadaş. Diğeri bizim firmada işe başlayana kadar 7 tane iş yeri değiştirmiş bana söylediğine göre de, kendini her işte geliştirmiş. Aman dedim ne güzel insanlar başladı, birbirimizin dilinden anlayacağız. 7 defa iş değiştirip kendini devamlı geliştirmiş arkadaşın, bir gün bir davranışına rastladım, resmen ağzım açık kaldı yani. Altında görev yapan arkadaşlarını isimleriyle çağıracağı yerde, (ıslık öttürüp) HOP HOP FIYKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKK .
Arkadaşı o an elini sıkıp tebrik etmek istedim şahsen. Kendini bir insan olarak değil de ÇOBAN olarak geliştirmiş ve alt kadrosunda görev yapan arkadaşlarını da sürüden biri olarak görüyor herhalde diye düşünüyorum. Ama hiç kimde bir insan olarak sırtına semer vurdurmaz, boynuna da yular taktırmaz diye düşünüyorum.

Arkadaşlar kendimizi işimiz konusunda geliştirdiğimiz kadar, insani olarak ta geliştirmeliyiz. Teknoloji devamlı geliştiği için işimizde değişiyor ve bizler buna ayak uydurabiliyorsak eğer, toplum içerisindeki davranışlarımızı da geliştirebiliriz. Karşımızdaki insanları sevmek zorunda değiliz, fakat bu bizim onlara davranış biçiminde değişiklik yapmamızı gerektirmez. İnsan olarak her bir davranış biçiminden deneyimler elde ederiz diye düşünüyorum.
Davranışlarımızı ve sözlerimizi tartarak bir hayat biçimi koymalıyız ortaya, empati yapıp karşınızdakinin yerine kendinizi koyun, size yapılmasını istemediğiniz davranış ve söylenmesini istemediğiniz sözleri konuşmayalım.
Sonuç olarak eğer biz evimizde bizimle yaşamaya başlayan kedi ve köpeklerimizi eğitebiliyorsak eğer, onları istediğimiz şekilde yaşamaya alıştırıyor isek, boş zamanlarımızda da kendimizi ölçüp, biçip tartalım, bol bol okuyalım okuduklarımızla kendimizi kıyaslayalım doğru davranış biçimlerini kendimize adapte edelim.

Ağaç yaşken eğilir sözü güzel bir söz ama, ben insan olarak her  yaşta eğilirim diyorum.



OKUDUKLARIM-28- MELEKLER KORUSUN /DEBBİE MACOMBER

18 Şubat 2013

OKUDUKLARIM-28-  MELEKLER KORUSUN /DEBBİE MACOMBER

DEBBİE MACOMBER 'ın EPSİLON YAYINEVİ'nden çıkan yeni bir kitabı bu. Bu kadının kitapları bana çerez gibi geliyor ve kısa zamanda bitiyor.

Konusuna gelince, Aren bir gazetede yemek bölümü yazarıdır gazete ile yaptığı anlaşma gereği başka bir ad kullanmaktadır. Lucie aşçılık okulundan yeni mezun olmuş ve annesi ile "Cennet gibi" isminde bir lokanta açmak üzeredir. Noel gecesi tesadüf eseri Aren ile tanışır ve ilerleyen zamanlarda gelişen aşklarını konu alan bir kitap. Bu arada 4 adet melekte bunların aşklarına ortak olurlar, olayları bazen çıkmaz durumlara taşımaktadırlar.




SAYFA 5: Mutlaka iyilik ve merhamet seni takip edecek.
SAYFA 16: Bazı şeyler geçmişte kalır ve asla tartışılmaz.
SAYFA 46: Aşkın zamanının olmadığını şimdiye kadar öğrenemedin mi?
SAYFA 47: Doğru insanı bulmak, uygun zamana filan bakmaz. Yirmi bir yaşına girince birden hayallerinin erkeğiyle tanışmazsın. Ne zaman olacaksa o zaman olur.
SAYFA 57: Huysuzluk eden çocukların dikkatimi dağıtmasına izin vermemem gerektiğini öğrendim.
SAYFA 63: Eğer kaderimizde varsa, yine karşılaşırız.
SAYFA 68: Bir restoranın verdiği ilk izlenimler önemlidir.
Göz zevki önemliydi.
SAYFA 72: Görüntü aldatıcı olabilirdi.
İş hayatımda, ünden etkilenen çok kişi gördüm.
SAYFA 79: Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir.
SAYFAS 84: Tek bir kötü eleştiri bizi mahvetmez.
SAYFA 85: Herkesi sürekli mutlu edemeyiz.
SAYFA 89: Herkes benimle aynı fikirde olamaz.
SAYFA 104: Yeni insanlar ile tanışmaktan her zaman keyif almışımdır.
SAYFA 107: Çoğunlukla incelik işe yarıyor.
SAYFA 111: Mesele doğru insanları tanımak.
SAYFA 131: İnsanlar bu kadar acımasız ve kalpsiz olmak zorundalar mı?
SAYFA 132: Yemek pişirmek duygusal bir deneyimdi.
SAYFA 171: Eleştirmenleri bilirsin. Zekice şeyler yazmaya çalışırlar.
Daha affedici olman gerek.
SAYFA 177: İşim nedeniyle Tanrı'ya şükretmeliyim.
SAYFA 179: Dimdik duruyordu. Demek ki gurur, düzgün durmak için birebirdi.
SAYFA 182: Eğer ona karşı bu kadar güçlü duygular besliyorsan, bundan haberinin olmasını sağla. Eğer beslemiyorsan, bırak. Bu demeyimden ders almaya çalış ve arkanı dönüp yoluna  devam et.
SAYFA 183: Bazı insanlar yılmaz duacılardır; bazıları ise yalnızca umutsuzluğa kapıldıklarında ya da fena halde ilahi müdahaleye ihtiyaç duyduklarında dua ederler. Ozaman Tanrıdan yakararak yardım isterler.
SAYFA 186: Yıllar önce annesi, erkeğin kalbine giden yolun midesinden geçtiğini söylemişti.
SAYFA 197: İnsanların kararlarını neden verdiklerini anlamamız gerekmiyor. Bu tamamen onların özgür iradeleriyle ilgili.
SAYFA 216: Aşk, kabullenmeyi ve ruh çömertliğini gerektirir.



Yukarıdaki sözde tesadüf TV dinlerken kulağıma çalındı. Bu sene pek TV izlemiyorum, onun için hangi dizi hatırlamıyorum ama galiba MERHAMET tanıtımından idi. ÖZGÜ NAMAL' ın yeni dizisi olmalı bu.

OKUDUKLARIM -27- YÜZYILLIK YALNIZLIK / Gabriel Garcia Marquez

17 Şubat 2013

OKUDUKLARIM -27- YÜZYILLIK YALNIZLIK / Gabriel Garcia Marquez





KİTAPKARDEŞLİĞİŞUBAT ayı kitabı olan yüzyıllık yalnızlık 15 Şubat tarihinde bitti.
Bu kitap nasıl bir nobel edebiyat ödülü almış anlayamadım. Berbat bir konu var idi.Biz türk aile yapısına uygun olmayan ENSET türü ilişkiler, gerçeğe uygun olmayan anlatımlar ve yüzlerce yıl yaşayan ursulalar vs . Bir daha ödüllü bir kitap okumayı düşünmeyeceğim galiba..... Kitap ittir ittir zorla bitti. Bir daha elime alırmıyım asla ve asla almammmm.
Kitap zaten ilk başta matbaa hatası çıkınca belli etmişti kendini ama yayınevi ile yazışmamız sonucu kitap yenilendi ve kaldığım yerden okumaya devam etmek farz oldu. Yarım kitap bırakmayı sevmiyorum mecburen düz okuma yaptım. En baştan kitap karekterleri ve konusu oturmadı bir türlü.

Altını çizdiklerim aşağıdadır....




SAYFA 174: “ Başlangıçta terbiyelerine, efendiliklerine diyecek yok. Söz dinliyor, ne denirse yapıyor ve karıncayı bile incitemez gibi görünüyorlar. Ama sakalları çıkar çıkmaz ahlakları bozuluyor.
SAYFA 182: Dünyada hiç bir ülkü alçalmaya değmez.
SAYFA 190: İnsanın en iyi dostu ölmüş olan dostudur.
SAYFA 223: Bu evdeki kadınların inadı katırdan beterdir.
SAYFA 241: Deden ermiş, anan kraliçe, babanın küpü dolu oldukça sırtın yere gelmez, papa bile olursun.
SAYFA 248: Yalnızlık anılarını ayıklamış, yaşamın yüreğinde biriktirdiği özlem dolu süprüntüleri yakmış, geriye en acı anıları bırakarak onları arıtmış büyütmüş, sonsuzlaştırmıştı.
SAYFA 272: İnsan ölme zamanı geldiğinde değil, ölebildiği zaman ölür.
SAYFA 277: Kokular, karanlık dünyada eşyanın renk ve kitlesinden daha belirleyici oluyordu.
SAYFA 286: Ömür göz açıp kapayana dek geçer.
SAYFA298: Kaçınılmaz anıların duygularına dokunmaması için katı düşünmeyi öğrenmişti.
SAYFA 315: Bir dakikalık uzlaşma, ömür boyu arkadaşlıktan daha değerlidir.
SAYFA 322: Beni en şaşırtan yanın, söylememen gereken ne varsa onları söylemen.
SAYFA 323: Erkeklerin en büyük özelliği, doyduktan sonra açlığı inkar etmeleridir.
SAYFA 390: Yaşam sandığınız kadar uzun değil.
SAYFA 394: Metresler her türlü aşağılanmayı hak eder.
SAYFA 394: Ömür dediğin geçip gidiverir.
SAYFA 404: Yalnızlığı içinde insancıl oldu.
SAYFA 445: Nerde olursa olsunlar geçmişin bir yalan olduğunu, anıların dönüşü bulunmadığını, geçip giden hiçbir baharın yeniden ele geçirilemeyeceğini, aşkların en çılgınca ve en vazgeçilmez olanının ömrün sonundaki bir anlık gerçek olduğunu akıllarından çıkarmamalarını öğütledi.
SAYFA 455: Büyük tutkuların ölüme rağmen sürebildiğini öğrendiler.

OKUDUKLARIM -26- GÜL LİMANI OTELİ / DEBBİE MACOMBER

10 Şubat 2013

OKUDUKLARIM  -26-  GÜL LİMANI OTELİ / DEBBİE MACOMBER


Jo Marie Rose, Sedir Koyuna yeni bir başlangıç yapmak ve biraz olsun huzura kavuşmak için gelir. Kocasının ölümünün acısını atlatmaya çalışan genç kadın, burada bir otel satın alır ve otelin adını değiştirip Gül Limanı Oteli koyar. Buranın yeni başlayacağı hayatı için doğru yer olduğunu hissetmektedir. Ancak otel ve ilk gelen konuklar, Jo Marieye beklediğinden çok daha büyük sürprizler yapacaktır.

SAYFA 15: Kayıp terapisi sırasında, rüyaların iyileşme süreci açısından önemli olduğunu öğrenmiştim. Terapistim, birbirinden farklı iki tür rüyadan söz etmişti. Birinci grupta yer alan ve muhtemelen en sık görülen rüyalar, sevdiklerimizle, yeniden canlanan anılarla ilgiliydi.
İkinci gruba ise ziyaret rüyaları deniyordu. Bu rüyalarda sevdiğimiz insan, geride bıraktıklarını ziyaret etmek için hayatla ölüm arasındaki çizgiyi geçiyordu. Bu rüyaların genellikle güven verme amacı taşıdığı söyleniyordu. Vefat eden hayatta kalanı kendisinin mutlu ve huzurlu olduğu konusunda temin ediyordu.
SAYFA 53: Acımın derinliklerinde, huzura ermem imkansız görünüyordu.
SAYFA 58: Yıllar önce konuştuğu bir danışman ona korkularıyla yüzleşmesini önermişti.
SAYFA 78: Hepimiz çok çalışma ve kendimizi dış dünyadan soyutlama eğilimindeyiz.
SAYFA 79: Kimi zaman çok aksi olabiliyor. Ama ne varsa dilinde. Havladığı kadar ısırmıyor yani.
SAYFA 80: Ağızdan ağza reklamın ne kadar önemli olduğunu kısa sürede göreceksin. Memnun kalmamış bir müşterinin ne kadar büyük zararlara yol açabileceğini görüp şaşıracaksın.
SAYFA 105: İnsanlar değişiyorlar. Uzun süreli ilişkileri sürdürmek zor.
SAYFA 111: Affetmek güçlü bir sözcüktü.
SAYFA 115: Duygusal yemenin esiri olmanın bana neye mal olduğunu biliyorum.
Sayfa 118: Beni savunmaya kalkmadın, onunla kavga etmedin. Bunun yerine onu gerçekle vurdun ve o da geri çekildi.
SAYFA 128: Herkesin sorunları vardı.
SAYFA 165: Zihinsel hazırlık da, en az fiziksel hazırlık kadar, hatta belki daha fazla, önemliydi.
SAYFA 167: İlgi merkezi olmak yerine, bir köşeye oturup gözlem yaptığında kendini daha rahat hissediyordu.
SAYFA 168: Zamanın her şeyin ilacı olduğu doğru idi.
SAYFA 218: Çok önemsediğimiz ve değer verdiğimiz insanların iyi olduklarını görmek güzel.
SAYFA 299: Kalp, kendi ne zaman isterse o zaman iyileşir.
SAYFA 316: Hayatın bana öğrettiği bir şey varsa, o da planların her an değişebileceği idi.
SAYFA 330: Sen kendini duygusal olarak yeterince cezalandırmışsın.
SAYFA 334: İşitmenin vücudu en son terk eden işlevlerden biri olduğunu okumuştum.
SAYFA 339: Sevgi ve nefretin birbirine ne kadar yakın olabileceğini fark etmedim.
SAYFA 364: Ölümün üstesinden gelmek, ölen kim olursa olsun, kolay değildi.
SAYFA 366: Herkesin birine ihtiyacı vardır.
SAYFA 369: İşi bütün hayatına egemen olduğu,  başka hiçbir şeye yer bırakmadığı için başarılıydı.

2013 yılı okuduğum tüm kitaplar için tıklayınız.




Bu yukarıdaki kitaplar ise markette kitap rafından sepetlere 9.95 e inmişti. Diyet bisküvi almak için markete giren bendeniz de bu fırsattan yararlandım. Kütüphaneme dahil oldular bu ciciler:)))

Melek ajandamızı dinledik bir yürüyüşe çıktık sormayın yani..
Ajanda  da,
" BU GÜN BİRAZ SPOR YAP,EN AZINDAN BİR SÜRE YÜRÜYEREK KENDİNE İYİLİK YAP" diyordu.
Dürttü bu yazı beni bende layığı ile bir yürüyüş yaptım:)))

CAN YAYINEVİ' ne matbaa hatası olduğu için geri gönderdiğim kitabın, yenisi aynı hafta içinde bana iletildi. Ben tekrar kaldığım sayfadan okumaya başladım bu kitabı.



Bu benim takıda en çok sevdiğim teknik. Ben 2 haftadır gittiğim parkta bir bayana rastlıyorum, bunu o yapıyor. Benim elimde de şu an bunun siyah ve beyazı var. Bayana beni özendiriyorsunuz haftaya ben de boncuklarımla geleceğim diyorum, gel gel bana arkadaş olursun diyor:)))


Hepinize iyi akşamlar ve güzel bir hafta diliyorum.

OKUDUM -25- BİR DİLEKLE BAŞLADI HERŞEY / DEBBIE MACOMBER

08 Şubat 2013

OKUDUM -25- BİR DİLEKLE BAŞLADI HERŞEY / DEBBIE MACOMBER



Herkese hayırlı akşamlar. DEBBIE MACOMBER yeni kitabı 11 şubatta satışa sunulmadan ben seriyi ancak bitirebildim.





Dilekler, içtenlikle istenince gerçekleşen hayallerdir
Hayata yeniden tutunmak için önünde yirmi dilek duruyordu... Kâğıda döktüğü yirmi hayal
Acı çekmektense geleceğe umutla bakmasını sağlayacak yirmi ihtimal
Artık bir sonraki güne güzel duygularla başlamak için hazırdı, çünkü gerçekleştirmesi gereken hayalleri vardı. Çünkü hayat her şeye rağmen yaşamaya değerdi
Hayatınızda çok isteyip de gerçekleştiremediğiniz şeyler mi var?
O halde hemen kâğıdınızı kaleminizi alın ve dilek listenizi hazırlamaya başlayın
Anne marie ve  ellen ve melisaa
Barbie ve mark
Lillie ve hector
Arasındaki sevgi, aşk, sadakat ve aile duygularının anlatıldığı bir kitaptı. Zaman zaman ağladım diyebilirim.
Özellikle ELLEN ile ilgili bölümlerde. Kitaptaki şahısların 20 dilek belirleme ile başlayan hayatları ve bu dileklerin yerine gelmesi anlatılıyordu.
Kitapta bir yerde dileklerin birisi dövme yaptırma idi. Benimde böyle bir dileğim var bu yaz gerçekleştireceğim.
Dövme olarak değil ama hint kınasından bir kedi melek figürü yaptıracağım kısmetse bu yaz arkadaşıma...

SAYFA 22: Bir şeyler  ye, her şeyin gözüne daha iyi göründüğünü göreceksin.
Başkalarına nazik davranmanın her türlü mutsuzluğun devası olduğuna yemin ederdi.
SAYFA 30: Geçen yıllar boyunca insanın aklındaki hedeflerine ulaşmasının yollarıyla ilgili olarak okuduğu sayısız yazının sayesinde not almanın değerini öğrenmişt.
SAYFA 84: Aşkı bulmayı istiyordu.
SAYFA 85 : Zaman zaman tartıştıkları , birbirinden farklı istekleri oluyordu, ama birbirlerini çabucak affediyorlar, hiçbir zaman anlaşmazlıklarını öfkeye dönüştürmüyorlardı.
SAYFA 88: Gerçekten birini sevmeyi ve sevilmeyi istiyorsa aşka kalbini açmalı, bulacağı kişiyi kaybetmenin riskini göze almayı kabul etmeliydi.
Onu sevecek; parasını, güzelliğini değil onu isteyecek birini bulması zordu.
SAYFA 94: İnsanlara eşit davranılması gerektiğine inanırdı. Bunun dışındaki her şey ayrımcılık yapmak, karşındaki kişiyi değil de engelini görmek demekti.
SAYFA 109: İçini yiyip bitiren şeyi konuşmayı erteleme. Derdini benimle olmasa da başka biriyle paylaşırsan kendini iyi hissedersin
SAYFA 112: “ Gerçek seni özgürleştirir” Gerçeği öğrenene kadar korkularının ve şüphelerinin esiri olacaksın.
SAYFA 123: Kendini geliştirirse özgüveninin artmasına yardımcı olabilir.
SAYFA 131: Bizim amacımız tüm müşterilerimizin ötesine geçebilmektir.
SAYFA 136: Bazen kalp gerçekten de neyin iyi olduğunu bilir.
SAYFA 155: Önce misafirine servis yapmalısın.
SAYFA 204: Dileklerin gerçekçi olması şart değil. Bu yüzden onlara amaçlar veya yapılacaklar değil de dilekler deniliyor.
SAYFA 244: Şansını denemeden neler olacağını bilemezsin. Bazı güzel şeyler sonuçları göze alınmadan olmuyor.
SAYFA 262: Evlilik yemini eşlerden biri hasta düşünce yok mu sayılıyordu?
SAYFA 278: Ağzım doluyken konuşmayacağım, büyüklerin sözünü bölmeyeceğim.
SAYFA 283: Mutfakta vakit geçirmeyi seviyorum. Bu sayede kafamdaki dertlerden uzaklaşıyorum.
SAYFA 286: Artık hayat onunda ve mutluluğu ancak kendisi bulabilirdi.
SAYFA 294: Örgü örmenin çocukların matematiği  daha iyi kavramasına yardımcı olabileceğini, onlara sabırlı olmayı öğreteceğini söyledi. Ayrıca onlara başarı duygusunu tattıracağından bahsetti.
SAYFA 319: Benim adıma karar verecek bir adama tahammül edemem.
SAYFA 332: Sana bakınca nefes almayı unutuyorum.
SAYFA 336: Bir başkası için bir şeyler yapmak hayatına büyük bir farklılık getirmişti.
SAYFA 346: Hepimiz hata yapıyoruz.
SAYFA 335: Ömür boyu süren alışkanlıklar değiştirilebilir ve insan ailesiyle en beklenmedik anlarda kucaklaşabilirdi.
SAYFA 338: Nezaketi başkalarına olan derin saygısından, samimi kibarlığından geliyordu.
SAYFA 339: Duyguları gibi beklentilerini de bastırmayı öğrenmişti.
SAYFA 390: Sevilmeyi istediği kadar sevmeyi de istiyordu.
SAYFA 416: Kalbin sana neyi istediğini söyler.
SAYFA 449: İçi güzel olan bir adamla evlenmeyi istiyorum.
SAYFA 455: Aşkın kapını ne zaman çalacağını bilemezsin.




KİTAPAGACI.ORG sitesine ilan vermiştim bu seriyi bağışlamak istiyorum diye, ilk mail atan okula göndereceğimi belirtmiştim.
İlk mail atan okul BİTLİS ANADOLU LİSESİ öğretmenlerinden Ayşen hanımdı, ben bugün bu seriyi kendilerine kargo ettim.
İyi günlerde okumalarını temenni ediyorum.






Bu arada Kayseri/Talas ilçesi Reşadiye Yurttaşlar İlkokulunda idareci olarak görev yapan RAİLE Hanım da, daha sonra bu seriye talip oldu. Fakat ben Ayşen hanıma söz verdiğim için bu isteği farklı bir şekilde karşılayalım dedik. Yukarıdaki resmi çekip instagrama yükledim.Resmin altınada aşağıdaki yazıyı yazdım.

#kitapbagis#okudum bu serinin tamamı bugün bitlis anadolu lisesine gönderiliyor. Arkadaşlar bu serinin kitaplarını elinizden çıkarmak isterseniz kayseri talas ilçesinde bir okulda bunları istiyor. Blogta akşama yazısını yayinlayacagim adresi orda bulabilirsiniz.

Sağolsun sevgili ZAHİDE bu konuda duyarlı davrandı ve RAİLE hanımın isteğini de karşıladı. Bugün mutlu ve mesut olduk bu olaylar ile.

Sizlerde kitap yardımında bulunmak isterseniz eğer mail adresleri aşağıda yer almaktadır.

Rahile POLAT rahilepolat@hotmail.com
Ayşen EKERBİÇER eker79@mynet.com

Hem Kayseri / Talas hem de Bitlis kitap yardımlarınızı bekliyorlar.

Aşağıdaki kitabada henüz yeni başladım. Yazarın kitaplarını 2-3 günde bitiriyorum:))











BLOĞUMUN DOĞUM GÜNÜ DOLAYISIYLA ÇEKİLİŞİM VAR...

07 Şubat 2013

BLOĞUMUN DOĞUM GÜNÜ DOLAYISIYLA ÇEKİLİŞİM VAR...



İlk MERHABA' mı yazmış olduğum 17 şubat tarihine az bir zaman kala ben de bir çekiliş düzenleyim dedim. Çekilişimde bulunanlar,

1- GOLDEN ROSE 2 adet (beyaz-bordo) oje,
2- Oje varsa eğer ASETON lazım olur dedim,
3- Çok şık teneke kutusunda bir alışverişten dönen bayan ÇAY-KAHVE KUPAsı,
4- L'OREAL göz makyajı temizleme TONİĞİ
5- GİTMENE ASLA İZİN VERMEYECEĞİM isimli kapağı dahi açılmamış KİTAP
6- DIADERMINE Marka karma ve yağlı ciltler için NEMLENDİRİCİ BAKIM KREMİ,
7- Bu fotoğraf karesine koymayı unuttuğum 1 PAKET KURUKAHVECİ MEHMET EFENDİ KAHVESİ,

Sizlerden istediğim sadece;
- Bu postuma yorum yazmanız ve mail adresinizi yazmanız.
- İzleyicilerim arasından katılan olursa onlara çift çekiliş hakkı veriyorum.
- Bu postumu blogları olanların, bloglarında yayınlamalarını rica ediyorum.
- Çekilişe son katılım tarihi 17 ŞUBAT 2013
- Sonuç 24 ŞUBAT 2013' te açıklanacaktır.

Katılacak olanların şansları bol olsun




SUSMAK SABIR İŞİDİR

05 Şubat 2013

Susmak, susabilmek; marifettir
Susmak, sabır işidir...
Susmak, asil insanlara mahsus erdemli davranış biçimidir.

Sebebi her ne olursa olsun anlamlıdır.
Çoğu zaman karşımızdaki nedenini anlamasa da...
Birçok şeyi ifade eder…
Bazen olanca gücümüzle haykırmaktır...
Bazen sevdiklerimizi kırmamak adına kelimeleri yutkunmaktır...
Fakat en önemlisi; sabit fikirli, saygısız sadece ve sadece kendi fikirlerini önemseyen insanların bulunduğu ortamda, onlarla aynı seviyede olmadığımız göstergesidir.
Susmayı becerebilmek gerçekten zordur.
Çünkü susmak, sabır işidir, sanattır.
Oysa ki birileri, susmayı cesaretsizlik, kabullenmek olarak algılarlar...
Susmak; verilecek cevabı olmadığından değildir…
Ayrıca herkesin harcı değildir...
Susmak, susabilmek;
Asalettir...
Aile terbiyesidir...
Vicdandır...
Anlayana harfsiz, kelimesiz, cümlesiz en ustaca cevaptır...
Her şeyden önemlisi de akıl işidir...
Ünlü bilgeye sormuşlar;
Bir insanın zekasını nerden anlarsınız?
-Konuşmasından
-Ya konuşmazsa
- O kadar akıllı insan yoktur ki... diye cevap vermiş bilge...
Özetle;
İnsana yakışan her ne konu olursa olsun, saygı çerçevesi içerisinde konuşarak anlaşabilmektir... Konuşarak anlaşılamayacak hiçbir konu yoktur... Fakat güzellikle konuşabilmek yerine, sözle saldıranlara, hadlerini bilmeyenlere karşı en etkili cevap; onları kaile almadığımızın göstergesi, susmaktır.
Sözün özü; Mevlana’dan gelsin;
Suskunluğum asaletimdendir.
Her lafa verilecek bir cevabım var,
Lakin;
"Bir lafa bakarım laf mı diye,
Bir de söyleyene bakarım adam mı diye?"

OKUDUM -24- MUCİZELER DÜKKANINA DÖNÜŞ / DEBBIE MACOMBER

04 Şubat 2013

OKUDUM -24- MUCİZELER DÜKKANINA DÖNÜŞ / DEBBIE MACOMBER



Bu hıza kendimi ödüllendirmem lazım galiba:))) DEBBIE MACOMBER serisinin 4. kitabı da bitmiştir. Geçmiş olsun bana:)))
Bu kitapta hazırlanan örgü şal kursu idi ve kitapta " ŞALLAR SEVGİYİ SİMGELEYEN KÜÇÜK ŞEYLERDİR." diye yazıyordu . Ben birkaç sene önce kuzenlerime şal örmüştüm... Bilmeden yapmışım, bu söze göre sevgimi bilmeden sunmuşum onlara:)))




SAYFA 20: Herkes kederinin üstesinden farklı yollarla gelmeye çalışır.
SAYFA 33: Çocuklar söylediğimiz, yaptığımız her şeyi takip ediyor.
SAYFA 91: Bu tür içe kapanık davranışları da onca yıl boyunca hayatta sadece kendisine güvenmesinden kaynaklanıyordu.
SAYFA 93: Dilimi törpüledim.
SAYFA 103: Şallar …. Sevgiyi simgeleyen küçük şeylerdir.
SAYFA 141: Sevmek kolayca dudakların arasından dökülen bir kelime değildi.
SAYFA 176 : Kadınlar her zaman fikirlerini değiştirebilirdi. Bu konuda erkekler de farklı sayılmazdı.
SAYFA 178: Vicdan azabı çok farklı şekillerde kendini belli edebiliyordu.
SAYFA 215: Seni mutlu edecek şeyi yapmalısın.
SAYFA 218: Bazen affetmenin en zor yanının kişinin kendisini affetmesi olduğu.
SAYFA 220: Ben kendime değer vermiyorsam, bir başkası nasıl verebilir ki?
SAYFA 224: İtirafın insan ruhuna iyi gelmesiyle ilgili o eski sözün doğru olduğunu anlamıştı.
SAYFA 235: Aşk her zaman karmaşıktır.
SAYFA 378: Göl kenarının, sorunlarının çözümü ve evlenmek için mükemmel bir yer olduğunu hemen kabul etmişti.
SAYFA 398: Umut güçlü bir ağrı kesicidir.
SAYFA 418: Yalnızca büyük acıları affetmeyi öğrenen biri canı yanan birine yardım edebilir.
SAYFA 419: Doktor hastalar arasında seçim yapmaz.
SAYFA 442: Öfke insanı tüketiyor, içini yiyip bitiriyor.
SAYFA 451: Vaktimizin gelip gelmediğini tanrı belirliyor.
SAYFA 493:  Evlilik öyle uzlaşılması gereken bir şey değil, bir bağlılık göstergesidir.
SAYFA 516:  Bir şeyler ye, her şeyin gözüne daha iyi geldiğini göreceksin.
SAYFA 518: Hepimiz sevilmeyi istiyoruz.




İlk olarak izlediğim film ARAF


İkinci izlediğim film ise BAHSE VARMISIN


Üçüncü film ise BÜYÜK SIR






Bu arada MARTIYAYINEVİNİN instagramında gördüm, müjdemi isterim, DEBBİE MACOMBER Hayranları serinin yeni kitabı 11 Şubatta piyasada imiş ismi ve görüntüsü için TIK TIK nasıl sevindiniz mi?



Bu arada benimde 1 yılım doluyor bu ay, bloğun doğum günü var yani. Acaba bende hediye versem mi diye düşünüyorum ne dersiniz bu konuda????????


Hepinize sağlıklı ve güzel bir hafta diliyorum.


KARLARDA BAŞ VERMİŞTİM BEN

03 Şubat 2013

KARLARDA BAŞ VERMİŞTİM BEN




Hepinize güzel bir hafta sonu diliyorum. Hava sanki bahar havası gibi idi dün ve bugün. Ev de ve çarşı da gezerek haftayıda bitirdik yine. Bugün evde misafirim vardı annemin köyden halasının gelini ve oğulları, onlar biz de iken tesadüf kayınçolarıda geldi, istesek buluşamayız tarzı bir misafirlik oldu. Ben çarşıya inmek üzere idim, tam makyaj yapmaya başladım göze far, kalem, rimel sürdüm misafir bastırdı:))) neyse sohbet sohbeti açtı derken saat 15:00 te köye gitmek üzere yola çıktılar. Ben de, makyajı tamamlayıp ver elini park dedim, yürüyüş yaparak parka ulaştım. Aşağıdaki çiçek resmi bahçeden beyaz bir çiçek açmış, ayrıca laleler ve sümbüller topraktan baş vermişler bahar geliyor yakındır....





Park her zamanki gibi orta yaş ve yaşlı bayanlar ile doluydu. Ben yine parka girmeden simitimi aldım. Yanımda kitabım ile oturdum ve çayımı söyledim.



Şubat ayının 15 ine kadar  KİTAP KARDEŞLİĞİ ŞUBAT etkinliği olan kitabımın sayfalarını yavaş yavaş çevirip keyifle okumaya başladım. Bir ara başımı kaldırdım baktım 3 bayan masada bir şeyler örüyorlar, merak bu yanlarına gittim, biri örgü örüyor düz model, biri de takı yapıyor boncukla, benim de canım çekti uzun zamandır boncuk yapmadım elime alayım bakayım bu hafta, belki bende parka götürürüm yanımda belli olmaz:)))



Çiçeğin yakından bir resmi. Bu arada yosunlara dikkat bahçe duvarı yer yer böyle bizim eski ruhani bir hava veriyor eve:))) evin ne kadar eski bir yapı olduğunu siz düşünün artık...

Biraz gülelim amcam kesinlikle doğru söylüyor inanın. Bilgisayar başından kalksak çok iş yapacağız da:)))