OKUDUM - 29 -İSTANBULDA BİR YAHUDİ AİLESİ / BRIGITTE PESKINE

22 Şubat 2013



Bu sabah işe gitmek için evden çıktığımda uzun saksılığın içinde gözüme çarpan bir poşet oldu. Poşeti açtığım zaman içinden bu güzel renkte çuha çiçeği çıktı. Büyük ihtimal babam aldı ve anneme sürpriz yapacaktı. Yaşlanıp 80 li yaşlara gelince birbirlerine daha mı düşkün oldular nedir:))) Neyse sürprizi bozmayalım dedik foto çekip yine yerine koyduk. Sözüm ona hava durumu hafta sonu için 15 derece idi ama dışarısı şu an soğuk ve yağmur çiseliyor.
Evde bazen işe giderken beni kedilerim aşağıdaki şekilde uğurluyorlar:))
Çabuk git , çabuk gel biz aç kalmayalım diyorlar gördünüz mü?





Ayın 15 inden bu yana 2008 yılında alıp hala okuyamadan kütüphanemde duran, aşağıdaki kitabı nihayet okuyabildim. Tabii bu arada kitabın aynı isimde 2. 'si yayınlanmış devamı olarak, notumu aldım bilahare kitap siparişlerinde alacağım. Genelde gerçek hayat hikayelerini konu alan kitapları seviyorum. Bu kitapta İstanbul'un Hasköy semtinde dünyaya gelen bir yahudi kızı ve ailesinin hayatı anlatılıyordu. Rebecca Gatenyo okuyup lise öğretmenliği yapmak için bir çaba gösterirken, ablasının ölümü ile eniştesi ile evlenmek ve yeğenlerine bakmak zorunda kalıp hayallerine elveda der. 2. dünya şavaşı sırasında İSTANBUL, PARİS arasında yaşamı AMERİKA ' ya kadar uzar. Altını çizdiğim cümleleri not aldım ve sizlerle paylaşıyorum.





SAYFA 10: Bir çok Türk kapılarını ve pencere pervazlarını kötü ruhlardan kovmak için turkuaza boyar.
SAYFA 13: Her şeyin bir sınırı var.
SAYFA 15: Öleceksem de temiz bir evde öleyim.
SAYFA 17: Nezaketen elleri boş gelmemesi gerekiyordu.
SAYFA 25: Bir diş sarımsağa, bir karanfil tanesine yada çamaşırının altına gizlediği nazar boncuğuna dokunur “ bizi şerden koru” derdi.
SAYFA 26: Bir katı yumurtayı paylaşan iki kişinin birbirlerine sonsuz bir kin duymaya mahkum oldukları söylenir.
SAYFA 27: Yemek ciddi bir iştir.
SAYFA 34: Sözcüklerin anahtarını bana kim verecekti?
SAYFA 43: İnsan, sadece hastaysa oruçtan mahrum olurdu.
SAYFA 53: Bir aileyi benimsediğim gibi, bir matemi benimseyerek gözyaşlarının tadını keşfettim.
SAYFA 67: Tanrı asla yanıt vermiyordu.
SAYFA 71: Özel koşullara özel davranış.
SAYFA 82: Suyun dili çözmek gibi garip bir marifeti var.
SAYFA 90: Erkekler ukala kadın sevmez.
SAYFA 93: Kaybedecek bir şeyimiz yoktu, kazanacak çok şeyimiz olabilirdi.
SAYFA 98: Ya doğduğumdan bu yana bana dayatılan bütün farklılıklar hayaliyse.
SAYFA 109: Okumanın kaygıya karşı son sığınağım olduğunu biliyordu.
SAYFA 116: Güzelliğin bir santimetre meselesi olmadığını anladım.
SAYFA 117: Kırılmayan bardak uğursuzluk belirtisidir.
SAYFA 127: Uzun çiğnemek sağlıklı bir hazmın garantisidir.
SAYFA 128: Çok bilen kızı evlendirmek güçtür.
SAYFA 128: Sabır, ekmek ve bilgeliktir.
SAYFA 130: Bütün acıların içinde en dayanılmazı çaresizliktir.
SAYFA 133: Yahudiler niçin hüzünlüdür, bilir misin? Her gün mesih’i beklerler ve o hiç gelmez de ondan.
SAYFA 134: Doğulular cömerttir.
SAYFA 136: Bir erkekle anne babası için evlenilmez.
SAYFA 139: Gereksinimler yasaları doğurur.
SAYFA 145: Acı, yedikçe diner.
SAYFA 147: Birliktelik her şeyden önce paylaşmaydı.
SAYFA 151: Bizde bir şey yiyip içmek önce reddedilir, sonra kabul edilir.
SAYFA 152: Kız mutfağa , erkek dümene.
SAYFA 156: Özgürlük savaşı kendini tamamen adamayı gerektiriyordu.
SAYFA 168: Hayatın kahvesiz ve kahveyi tatlandıran şekersiz çok acı olduğunu söyledi.
SAYFA 177: Çocuksuz kadın meyvesiz bir ağaçtır.
SAYFA 177: Beklenen çocuğun kundak bezlerinin biçilmesi söz konusuydu, mutlu ve uzun ömürlü olsun diye içlerine şekerlemeler ve muskalar sıkıştırılırdı.
SAYFA 184: Gitmeyi gerçekten isteyenler amaçlarına ulaşır.
SAYFA 186: Güzeli alamayan çirkinle yetinir.
SAYFA 189: İşinizi bilirseniz açılmayacak kapı yoktur.
SAYFA 195: Duyarlılık ve algılama paha biçilmez değer taşır.
SAYFA 215: Tek başınaysan, Paris beş para etmez.
SAYFA 219: İnan bana, hayatta kalanların payına hep en iyisi düşmüyor.
SAYFA 222: Kendine karşı katı olabilirsin, ama başkalarına öyle davranmaya hakkın yok.
SAYFA 228: Esin vermek için var olmak bana göre değil, ben eyleme geçmeyi yeğlerim.
SAYFA 228: Yaratıcılık ancak buyurgan olabilir, kaçınılmazdır, yoksa bir işe yaramaz
SAYFA 230: Bir halkı dize getirerek asla bir yere varamazsın.
SAYFA 237: İnsanlar gerçeği hep öğrenir.
SAYFA 247: Evlilik hiçbir zaman tecavüze engel olmamıştır.
SAYFA 249: Halkının dışında kalan Yahudi, sonsuz yalnızlığa mahkumdur.
SAYFA 249: Özgürlük, kendilerini anne babalarına bağlayan suçluluk bağını koparma cesaretini gösterenlerin hakkıdır.
SAYFA 255: Kadın ve gül sulandıkça taze kalır.
SAYFA 263: Bir çocuğun dünyaya uyanışına tanık olmaktan güzel şey yoktur.
SAYFA 267: Umudunu kaybetme, şerden bazen hayır doğar.
SAYFA 276: Teknik herkesin harcı değil.
SAYFA 295: Freud okumalısın çok şey öğrenirsin.
SAYFA 295: En büyük sakatlıklar kendi kendimize yarattıklarımızdır.
SAYFA 299: Bilgili kadın almak çok kötüdür.
SAYFA 302: Yazı mı yazıyorsun? İyidir insanı rahatlatır.
SAYFA 304: Bir ömür bir çok hayat barındırır.
SAYFA 313: Hiçbir anne evladının kötülüğünü istemez.
SAYFA 321: Büyük eserler, büyük acılardan doğar.
SAYFA 329: Gerçek yazarlar, er ya da geç seslerini her zaman duyurmuştur.
SAYFA 334: Sonucu değersiz bile olsa, elimden gelenin en iyisini yapmayı seviyorum. Daha önce olmayan bir şeyi yakıştırma yoluyla ortaya çıkarmayı sevmiyorum.
SAYFA 348: Bilgili kadına kocası birader der.
SAYFA 359: Felaket yalnız gelmez.
SAYFA 382: Oğluna yüzmeyi öğret, kızına acı çekmeyi.
SAYFA 399 : Yağmurların gelişi insanı depresyona iter,
SAYFA 405: Suçluluk duygusu evlilikten daha zararlı bir hapishanedir. Üstelik boşanma tanımaz.
SAYFA 417: Aileler güçsüzleri pek sever, çünkü yardım etme bahanesi ile onları baskı altında tutabilirler.
SAYFA 418: Her hayat bir mücadeledir. Buraya gelene kadar silahlarımı seçme hakkım olmadı.
SAYFA 419: insanın kimi zaman başkalarının yararına kendini unutması kötü bir şey değil.
SAYFA 420: Burada bir yere varma isteği yok. İnsanlar çok fazla kaderci…..

En çok ta aşağıdaki altını çizdiğim cümleyi sevdim.





2 yorum:

  1. Guzel..dolu...anlamli bir yayin..
    Isaretledigin cumle ne kadar da dogru! bir de su hosuma gitti Ozlem ablam:SAYFA 145: Acı, yedikçe diner.

    Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevgiciğim yayını beğenmene sevindim canım. İşaretlediğim cümle gerçekten benimde hoşuma gitti hayatın gerçeğini yansıtıyor. Senin yazdığın da çok doğru özellikle ben üzüldükçe yemeğe sararım. Hiç unutmam teyzemin 7 sinin olduğu gün ben mutfakta teyze oğlu ile oturuyorum, konuşurken gözlerim doldu, ağlayacağım teyze oğlu hemen 1 tane yaprak sarması aldı okumaya gelenlere dağıtılacaktı. al bak teyzene yaptılar yemezsen kızarım. hem ağlıyoruz hem yiyoruz güzelim.
      sevgiler sana

      Sil