Elimde fazla sürüklendi ama nihayetinde bitti.
Yazarın okuduğum ilk kitabı oluyor bu. Hikaye güzel ve sürükleyici idi. Gazeteci bayan Mehmet' in hikayesini dinleyeceğim diye çok meraklandı ve beni de merak içinde bıraktı. Olga ve Mehmet aşkı daha iyi bitebilirdi diye düşünüyorum.
Altını çizdiğim cümleler;
SAYFA 31: Hayatın özü, büyük sırrı; olmazsa olmazı: Unutmak. Eğer unutmak diye bir şey olmasaydı, yaşam da olmazdı. İnsan unutmadan hayatını sürdüremez.
SAYFA 47: Hayatta her şeyin bir bedeli var.
SAYFA 65: Bu takım elbise öyle bir merettir ki, temizi, ütülüsü ve kalitelisi insanı çok şık gösterir, kalitesizi buruşuğu da tam tersi etki yapar.
SAYFA 83: Hayatın tek gerçek yanı kurgudur, yani hikayeler de anlatılanlardır.
SAYFA 86: Hayvanların bile egosu ve duyguları var.
SAYFA 105: Sarılmak bir ihtiyaçtır, hem sizin sarılmanız, hem de karşınızdakinin size sarılması, harika bir şeydir.
SAYFA 106: Aşk dünyadaki en tehlikeli, en öldürücü duygudur.
SAYFA 108: Aşk, insanın iradesini elinden alır. Seni yönetmeye başlar, mantık kaybolur, doğru dürüst düşünemezsin bile. Birine aşık olmak, gözü bağlı olarak bir uçurumun kenarında yürümek demektir.
SAYFA 130: Rus kızı votka gibidir, tek başına içilir, hiçbir şey istemez ama Türk kızı rakı gibidir. Yanında meze ister, peynir kavun ister, ister oğlu ister.
SAYFA 145: Derinden aşık olmayan insanlar kendilerini kıskançlığa kaptırır; sevdiğinin bir başka bedenden zevk almasını istemez ama bu, aşk ile sahip olmanın birbirine karışmış halidir. Sahip, sevdiği insan mutlu olacaksa bile bunu bir başkasıyla yapmasını istemez. Aşkın en yüksek noktası vardır. Kıskanmayı bile unutmak. Onu mutlu eden her şeyi ve herkesi sevmek. O noktada sahiplenmek biter, saf aşk kalır.
SAYFA 155: Her evin bir sırrı var. Herkesin sırrı kendine. Benim için hayat bir roman, herkeste roman kahramanı.
SAYFA 156: Bütün kadınlar çocuk sahibi olmak ister. Bebeği yaptıktan sonra da hipofiz, seksten çok, besleme, koruma, sahip çıkma talimatları yağdırır.
SAYFA 185: Mutlu olmabilmenin tek şartı " unutmayı " başarabilmekti.
SAYFA 188: En büyük akıl delinin aklıdır.
SAYFA 222: Denizler ötesine giden kişi yalnızca iklimi değiştirmiş olur, aklını değil.
SAYFA 236: İnsanların çoğunun ruhu, bedeninden önce çürür.
SAYFA 249: Zenginlik insana ait bir özellik değil. Para insanın doğal bir parçası değil, kaybolabilir, çalınabilir, soyut bir kavram, birtakım sıfırlar... Zaten hayatta anlamlı olan değerler parayla sahip olunamayanlar. Kitap, çalışacak insan, eşya alabilirsin, ama bunlar bilginin, dostluğun, paylaşma duygusunun yerini tutamaz. Oysa zengin aptallar paranın çok önemli olduğunu sanıyorlar, bu yüzden de servetlerinin kendilerine ruhsal bir ayrıcalık, özel bir mutluluk getirmesini bekliyorlar. Bu mümkün olmayınca, içleri de boş olduğu için can sıkıntısı başlıyor. Konuşacak bir şeyleri olmadığı için tavla, kağıt oyunu falan oynayarak tahammül edebiliyorlar bu hayata ve de birbirlerine. Veya işkolik oluyorlar, sanki kıtlık koşullarından kurtulmaları gerekiyormuş gibi işlere dalıyorlar.
SAYFA 254: Kimseyi dost olmaya zorlayamazsın.
Evet işte altını çizdiklerim bunlar....
Biraz çarşıya indim, yolda bu gelin arabasına rastladım, yazısı TRAKYALI:))) Alllah mesut etsin.
Yeni başladığım kitap GRANGENİN son yayınlanan kitabı.
Gölgeye kaçmış bir pisicik...
Atkıya nette rastladım...
Bu günkü izlediğim film ise muhteşemdi. BİR TUTAM AŞK..
İzlemenizi mutlaka tavsiye ederim Hena 'ya hayran oldum...
Hepinize güzel bir hafta diliyorummmmmmmmm
.png)