KISA BİR HAYAT HİKAYESİ ( GERÇEKTİR)

14 Ağustos 2013

Bu gün işyerin de çalan telefona baktığımda annemin verdiği haberle şok olan ben, sizlere belki üzüleceğiniz ama benim herkes karşı çıkarken, sevgi budur dediğim bir olayı size aktaracağım.


Kızımızın içi içine sığmıyordu, çünkü şu ana kadar kurduğu tüm hayalleri yavaş yavaş gerçekleşiyordu. Yüksek okulu bitirmiş, hemen bölümüne uygun işini bulmuştu. Şimdi sıra sevdiği ile hayatını birleştirmeye kalmıştı. Rabbim ihşallah onu da sorunsuz bir şekilde gerçekleştirecekti. Ailesi de tanıyordu erkek arkadaşını, eğer istemeseler mutlaka itiraz sesleri yükselirdi. 
Çocuk ailesine konuyu açtı,
-Anne baba ben uzun zamandır bir kız ile görüşüyorum, ve izniniz olursa eğer hem sizleri tanıştırmak istiyorum, hem de uygunsa o akşam yüzüklerimizi takalım istiyoruz.
Aile oğullarının bu isteğine dünden razıdırlar, okudu, askerliğini yaptı, işinin sahibi oldu, artık bir yuva kapısının açılmasını bekliyorlardı.
Hemen telefonlar açıldı, hafta sonu Cumartesine sözler verildi. Kız ve oğlan ertesi gün kuyumcu da yüzüklerini aldılar. Cumartesi günü de bir buket çiçek, bir paket çikolata ile ALLAHIN EMRİ PEYGAMBERİN KAVLİ İLE kızımız..... oğlumuz.... istiyoruz sözleri ile yüzükler takıldı. Hayat şu an onlar için yeniden bir sayfa yazıyordu. Çok mutlu idiler, evlerinin hayallerini gerçekleştiriyorlardı.  Aradan geçen 2 aydan sonra Oğlan aniden bir soğuk algınlığına yakalandı, geçer denildi,doktora gidildi. Tektikler yapıldı.Tekrar yaptılar, tekrar yaptılar inanamadılar gencecik oğlan 20 li  yaş gibi bir yaşta akciğer kanseri teşhisi ile tanıştı. İlk baş yıkıldılar, olamaz dediler, kıza her yönden baskılar gelmeye başladı 
- Ayrıl, bak kansermiş uzun yaşamaz dediler.
Kız,
- Nasıl bırakırım, ben de bıraksam hastalığı daha çabuk ilerler, kesinlikle bırakmayacağım bunu hiç kimse bana bir daha söylemesin.
Mahallede el ele girdikleri zaman artık herkes arkalarından vah vah ediyordu.
Elden gelen tüm tedaviler yapıldı, Lanet hastalık duracağı ya da gerileyeceği yer de ilerliyordu. Derken mahalleli kıza acımaktan vazgeçmişti. Nasıl olsa oğlan öldüğünde kız tekrar evlenir düşüncesi vardı. Kız ise başka dünyalar da dolaşıyor, sevdiği erkeği bu dünyadan göçmeden önce nasıl mutlu edebilir diye düşünüyordu. Derken;
neden biz bir düğün yapmıyoruz, sevdiğim bu dünyadan düğünün olduğunu oynadığını, adet ve geleneklerini yaşayamadan mı ayrılacak??? diye düşünürken düğün yapma kararı alıyor. Oğlan da evet diyor, düğün salonu tutuluyor, davetiyeler basılıyor, ev tutulmuyor, eşya alınmıyor sadece bir yatak odası alınıyor. Kızın ailesi alt kata taşınıyor,üst katı kızları ve damatlarına ayırıyorlar.
Düğün günü gelip çatıyor, her şey normal ilerliyor bir tek oğlanın hastalığı normal dışı hızla ilerliyor. Öyle ki damatlığının içinde, su gibi olmuş takı merasiminde sandalyede oturuyor tebrikleri kabul ediyor. Gece hastanede sonlanıyor, bir haftalık bir hastane ve yoğun bakım olayından sonra oğlumuz AHİRETE intikal ediyor. Kızımız ağlıyor ama gönlü ferah ağlıyor, ben ona damatlığını da nasip ettim, gerisi ALLAHIN takdiri diyor.




Hayat her ne şekilde olursa olsun devam ediyor. Kız acısını kalbine gömüyor,işine devam ediyor. Tabi bu arada kısmetleri de çıkıyor, bir kaç sene hayır diyor her türlü kısmeti geri çeviriyor. Yaş 33 oluyor, bu arada içten bir duygu da onu kemiriyor, ANNE OLMAK duygusu. Derken gözünü kapatıyor ve taliplerden birine evet diyor. Tekrar düğün dernek kuruluyor, herkes mutlu kızımız dünyaya kendini kapatmadı, mutlu olma yolunu seçti diyorlar. Yaş 35 olduğu için çocuk sahibi olma da tüp bebek yöntemini seçiyorlar. Gerekli tedaviye başlanıyor, ALLAH'IN izni ile bir bebek dünyaya gelmek için tutunuyor.  Anne baba mutlu bir yavruları olacak. Bu arada 6. ayı dolduruyor kızımız. Yeni ev alıyorlar ve taşınma işlemi gerçekleşiyor. Kızın annesi devamlı yardım ediyor, ama kızımızda dur yapma etme derken hareketli yerinde durmuyor. 12 sinde gece aniden sancılanıyor, bu arada hafifte kanama başlıyor. Eşi arabaya attığı gibi özel hastaneye götürüyor, ama özel hastaneler riskli hastaları kabul etmiyor ya , kızımızı da almıyor, EDİRNE tıbba yönlendiriyor. Kızımız oraya kadar bir hayli kan kaybediyor, Hemen kan ihtiyacı belirleniyor , otobüslerle çalıştığı fabrikadan arkadaşları kan vermeye geliyorlar, bebek te tehlikeye düşüyor doktorlar bebeği de kurtarabilmek için onu 7 aylık alıp kuvoze koyuyorlar. Kızımızın bedeni beyaz kan hücrelerini bir türlü kabul etmiyor, 2 günlük bir direnmenin sonuncunda bu gün komşu kızımız, ALLAH teslim oluyor........
ALLAH MEKANINI CENNET EYLESİN, MELEKLER HER DAİM BAŞINDA OLSUN.

Bu dünya yalan dünya, bu dakika varsın ama yarım salise sonrası ne yazık ki yok............... Giden gencecik bir arkadaşımıza mı acırsın, yoksa 7 ay boyunca karnında taşıdığı annelik duygusunu tadacağı yavrusunu kucağına alamadığına mı yoksa  yavrunun annesiz kaldığına mı yanarsın.....

10 yorum:

  1. Bebek doğmuş mu kim bakıyor şimdi.. Ne kadar üzücü bir olay cidden ama elden hiç birşey gelmez.. Allah'ın takdiri bu şekilde biz bilemeyiz ne iyi ne kötü..
    Allah o bebeğin de yardımcısı olsun melekler yanında olsun hep inşallah.. Hayat böyle birşey işte, bir varsın bir yoksu..
    Allah bizlere hayırlı hayatlar ve hayırlı ölümler nasip etsin inşallah...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adaşım bebeği almışlar yaşıyor , şu an hastanede inan ki kimse cinsiyetini soramamıyor:(((
      Allah yardımcıları olsun şimdi o bebeğe kim bakacak?
      Kimse bir şey soramıyor, acılar büyük ev ve sokağımız yangın yeri inan:(((
      Hayırlı akşamlar.

      Sil
  2. Allah yardımcıları olsun.Okurken gözlerim doldu gerçekten.Bir ölüme katlanamazken ikisine birden katlanmak gerçekten zor.Allah o bebeğin yardımcısı olsun,hepinizin ve de

    YanıtlaSil
  3. :((
    Sözün bittiği yer maalesef :((

    YanıtlaSil
  4. Yazıyı okurken şoka girdim çok kötü olmuş öylece kaldım ekrana baktım bir süre Allah yardımcıları olsun..

    YanıtlaSil
  5. İmtihan dünyası
    üzücü olsada onların imtihanıda böyleymiş.
    Allah rahmetiyle muamele etsin inşallah.

    YanıtlaSil