MUTLULUĞUN RESMİNİ ÇİZİYORDUK

10 Kasım 2013


Ne güzel cahildik,

Televizyon yoktu.

Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, 

keyfimiz 

bozulmazdı hiç!


Dışarıda kar... Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. 

Kuzinenin 

üzerinde demir maşa... Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. 

Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...

Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek 

gibi...

Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o 

kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş 

merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve 

havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve 

gençler için ben ne kadar yaşlıyım...

Dışarıda kar... İçeride kanaat... İçeride huzur... Televizyon 

yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, 

keyfimiz bozulmazdı hiç!

Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm 

olurduk. Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara 

seza 

mutluluğuydu.

Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar... 

Birçoğu 

arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve 

filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal 

dünyası...

Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına 

gelirdi? Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, 

lezzetliydi ve mis gibi kokardı. Çay da kokardı... Domates 

de... Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının 

zenginliği yetiyordu.

Dışarıda kar... İçeride huzur... Zam endişesi, doğal gazın 

kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi... Kimin 

umurunda... Ne güzel cahildik. Mutluluğun resmini 

çiziyorduk...

ALINTIDIR.

2 yorum:

  1. Çok güzel, eskiden insanlar bir başkaydı hemşirem:)
    kurdukları cümleler bile daha bir içtenmiş değilmi ? sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet aynen öyle sevgili siyah kuğu ama eskiye dönüş yapmak zor değil her şey bizim elimizde.
      Sevgiler

      Sil