OKUDUKLARIM 181/ KIŞ GÜNEŞİ

11 Ağustos 2017



Onlar, Osmanlının Ruslarla her kapışmasında ortada kalan ve Osmanlının yenilgisiyle sonuçlanan savaşların mağdurlarıydı. Dağıstan, Kırım, Ahıska gibi bölgelerde yaşayan Kafkas halkları peş peşe gelen sürgünlerde ve zorunlu göçlerde sahip oldukları her şeyi geride bıraktılar. Kış Güneşi, canlarını kurtarmanın derdine düşen bu insanların ölüm kalım savaşını, sürgünlerin yarattığı psikolojik travmaları, göçtükleri yerlerde yaşama yeniden tutunma mücadelesini tarihî gerçeklere uygun olarak, duru bir dil ve akıcı üslupla, roman çerçevesinde ele almaktadır.

“Kış Güneşi” bizim yurt coğrafyasında az tanıdığımız bir bölgede geçiyor. 19. Yüzyıl ve 20. Yüzyıl dönemecindeki Türkiye tarihinin hareketliliği içinde bu bölgenin nelere tanık olduğunu pek öğrenemedik. Belki bundan yarım asır önce Şevket Süreyya Aydemir’in “Suyu Arayan Adam” adlı eserinde Birinci Cihan Savaşı’ndaki Doğu Anadolu ve Kafkaslar birlikte tasvir edildikten sonra bu tip bir edebiyatın noksanlığı hep hissedildi. Ümran Dağaşan Özlük’ün “Kış Güneşi” böyle bir aile göçünü, ortam değişimini anlatıyor. Tarihi sadece kuru tarih çalışmalarından öğrenemeyiz ve Türkiye halkının dramı henüz edebiyatın konusu oluyor.

-İlber Ortaylı-

1800 lü yıllarda Kafkasya da Rusların zoru ile göçe maruz kalan Otacı ailesinin hikayesini severek okudum. Dağıstan'dan birlikte göç eden Durak bey ve Orhan bey, yolda büyük eziyetler çekerek Batum'a doğru göç ederler. Tam burası bizim evimiz olur dedikleri kışlık yiyeceklerini hazırladıkları anda Rus zülümü ile tekrar göç ederler. En son derler ki ARİFE Balanın konağı artık bizim evimizdir, araya olmaması gereken bir aşk yüzünden hem konaktaki işlerinden hem de aileler arası birliktelikte ayrılmak zorunda kalırlar. Durak bey ve ailesi Ahıska' da Hisar köyüne yerleşirler, Orhangiller Duru ve Zafer evleneceği için Batum' dan İstanbul' a göç ederler. Durak Bey, otacılık yaparak şifa dağıtmakta ve küplerini altın ile doldurmaktadır.  Oğulları Osman ve Recep'in yanı sıra Mahmut isminde bir oğlu olmuştur. Osman haracılık, Recep demircilik ve Mahmut pehlivanlık ile uğraşmaktadır. Durak bey oğullarının şifacı olmasını ister ama çocukları bu konuda ilgili değillerdir. Osman Yıldız ile evlenir ve torun Durak dünyaya gelir. Çocuklarının yapamadığı otacılığı torunu zevkle yapmaktadır. Rusların Ahıskaya da saldırması ile yine bir göç yoluna hazırlıklar yapılır ve çıkılır bu sefer hedef OLTU'dur. Oltu'ya varınca Recep tekrar Hisar köyüne döner. 

Kitap gerçek bir hayat hikayesi, isli kazan ve semaver muhabbetlerini çok sevdim onlarla birlikte içmek isterdim. Tarihi yaşamak onlarla birlikte güzeldi. 2. Kitabı sabırsızlıkla bekliyorum.


2 yorum:

  1. Kitabı merak ettim. Yazayım bir kenara. Teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
  2. Ben gerçek hayat hikayelerini severim ve bunu da severek okudum. Sizde beğeneceksiniz inanın.
    Sevgiler,

    YanıtlaSil