EN ÖNEMLİ ŞEY SAĞLIK SAĞLIK..........

31 Ekim 2017

EN ÖNEMLİ ŞEY SAĞLIK SAĞLIK..........

En önemli şey sağlık, dün biraz rahatsızlandım ve buraya herhangi bir şey yazamadım.Üşütmüşüm biraz, sabah kalktım hala sırtım ağrıyor. Astım olunca böyle hep sırtı ağrıyor insanın üşütünce. Dün pazarı idi buranın pazara gittim. Sabahtan ağbim erzakları alıp getirdi. Mantarı unutmuşum yazmaya, gittim yürüyerek onu aldım. Bir kaç ta kuru erzak alınması gerekiyordu baharatçıdan onları aldım. Yüncüme uğradım motiflerim bitti ekleme işini renkli mi yoksa beyaz mı yapayım karar veremedim. Ama mor iyi durdu galiba 



Bundan sonrası için Allah kolaylık versin bana.  Boyu 2metre eni 90 cm olacak tek kişilik baza örtüsü.
Biraz parkta oturdum, çay kahve içtim, dergi okudum.
Eve geldim film izledim,

https://turkkadinlari.blogspot.com.tr/2017/10/bodrum-agrlk-devesi-filmler-orguler.html

tavsiye ettiği bir filmdi. Bende tavsiye ederim kesinlikle.



Büyük Buhran sırasında başlayan, cerrah Alfred Blalock ile siyahi asistanı Vivien Thomas'ın 34 yıllık ortaklıklarının hikayesi. İlk başta hademe olarak işe alınan Thomas, el becerisi ve kardiyolojiye duyduğu ilgi sayesinde Cerrah Blaloc'un araştırmalarının önemli bir parçası haline geliyor. Ancak dönemin ırkçı yaklaşımı Thomas'ı oldukça zorluyor. Kapalı kapılar ardında sorunsuz yürüyen bu ortaklık ilişkisi, beyazların hüküm sürdüğü kapıların ardında tam bir mücadeleye dönüşüyor.

Bu ikinci filmde benim seçtiğim bir filmdi.


Byeong-Soo (Sol Kyung-Gu) eski bir seri katildir. Şimdi ise Alzheimer hastasıdır. Kurbanlarından birinden aldığı Eun-Hee'yi (Seol Hyun) kızı gibi büyütmüştür. Bir gün, Eun-Hee'nin erkek arkadaşın Tae-Joo'nun (Kim Nam-Gil) Eun-Hee'yi öldürmek için yaklaştığını hatırlar. Bunun üzerine Eun-Hee'yi korumak için Tae-Joo'yu öldürmeyi planlar ve anılarını kaybetmemek için kendisi ile savaşmaya başlar.

Filmlerden sonra mercimek çorbası yaptım biber dolmasının yanına.
Ondan sonra kuaföre maniküre gittim. Manikür yaptırıyorum ama tırnaklarım kısa ve ojesiz. Uzun tırnağı sevmiyorum.

Gece yemek yedik ve erkenden yattım rahatsız olunca.


NE KADAR YAŞADIĞIMIZ DEĞİL NASIL YAŞADIĞIMIZ ÖNEMLİDİR

29 Ekim 2017

NE KADAR YAŞADIĞIMIZ DEĞİL NASIL YAŞADIĞIMIZ ÖNEMLİDİR

Sabah erken kalkıp kahvaltımızı yapan ben hemen camekana bayrağımızı astım. Agbim dün yağan yağmurda sergi çadırını ıslatmış onu serdik kurusun diye. Günlük rutin işleri yaptım. Hava da bayram niyeti ile çok güzeldi. Ben de saat 11:00 civarı evden çıktım.


Kasım ayı KAFA dergisi gelmiş ve kapakta bayrama uygundu. Parkıma gittim, artık kapalı alanda oturuyoruz. Çay içip BAVUL dergisini okudum. Daha sonra oradan kalktım, yarın şeker 21 gün detoxsuna başlayacağım için son kez asuman tatlısı yemek için Köşem pastanesine gittim. 


Orada bir kahve içip asuman tatlısını yedim son kez. Eve yürüyerek döndüm, akşam yemeği için biber dolması yaptım. Daha sonra elime işimi alıp internetten bir film açtım.



Güney Kore yapımı olan filmde . Tek başına mafyayı çökerten kiralık katil Sook-hee, gecenin sonunda yaralandığı için kaçamaz ve polislerin eline geçer. Ancak devlet görevlileri onu hapse atmak yerine, kimliğini değiştirerek Sook-hee’yi yeniden yaratmayı seçerler. Artık kiralık katil Sook-hee tetiği polis için çekmektedir. Ve her şey Sook-heenin bu teklifi kabul etmesinden sonra başlar.

Aksiyon filmi idi sevenlere tavsiye ederim.
Her gün 1 yada 2 film izlemeyi seviyorum. Çalışır iken şehrimde sinema olmadığı için gidememenin, acısını şimdi internetten film izleyerek çıkarıyorum. Şu an büyük bir alışveriş merkezi yapılıyor güzel bir sinema salonu ve D&R beklentim var ihşallah.

Bu yazı günün anlamına uygun bir TBT olsun POZİTİF DERGİSİNDEN.


Hepinize hayırlı akşamlar,

ZAMAN KISA BEN YORGUNUM...

28 Ekim 2017

ZAMAN KISA BEN YORGUNUM...

Herkese merhaba...
Bu gün sabah erken kalktım kalhvaltı yaptıktan sonra günlük rutin ev işlerini yaptım. Hava rüzgarlı ve yağmurlu olduğu için dışarı çıkmadım. Bunaldım desem yeridir. El mahkum nette film izledim,


CEHENNEM

Bir grup iş adamı şirketlerinin yeni lokasyonunu görmek üzere Saipan’a gider. Keşif yapmak üzere geldikleri arazide 2. Dünya Savaşı sırasında Japonlar tarafından inşa edilmiş ıssız bir kulübe bulurlar. Kulübe her birinin sırlarını ve gizli kalmış korkularını açığa çıkardığında merakın öldürücü sonuçları olabileceğini çok geçmeden anlayacaklardır.

Korku ve gerilim filmi severlere hitap ediyor.

Daha sonra komşu geldi oturduk, el işi yapıp kahve içip sohbet ettik, internette emekli olduğunda ne kadar maaş alacağına baktık,
Söylene söylene bir hal oldu. 3600 günden emekli olan komşum 1370 alıyor, kendisinin 6661 günü var 1186 maaş gösteriyor o da 2020 yılında emekli olacak ta alacak. Adalet düzenine isyan edip durdu. Ben de aynı şekilde düşünüyorum adaletli bir maaş sistemi bizim ülkemizde işlemiyor ne yazık ki. Daha dün emekli milletvekillerine zam ayı olmadığı halde 986 tl zam yaptılar.
Ben adaletli bir insanım, herşey de adil davranırım. Karşımdakinden de aynı adaleti beklerim.
Hava bu gün bir soğudu, hemen sobayı yaktık. Ben diz battaniyeleri de çıkardım.


Komşu gelmeden önce akşam yemeği için sulu köfte yapmıştım, yanına tarhana çorbası yaptım. Akşam yemeği hazır.

Ağbim işten geç gelecek, annem yatar bende kitap okurum.


TUHAF DERGİ OKUDUM

27 Ekim 2017

TUHAF DERGİ OKUDUM



Bu dünyada gördüğüm, duyduğum her şeyin yalan olabileceğini biliyorum elbette ama yine de insanların gözlerine inanmayı seçiyorum.

Mesele nereden baktığın değil de ne mesafeden baktığınla ilgili.

Bazı noktalarda gerçekten başarısız olmalısın ki başka yerlerde başarılı olduğunu anlayabilesin.

Ve bu dünya yılan yuvasına benziyor ve bu dünya öyle insanların ayak sesleriyle doludur ki seni öpüyorken kafalarında seni asacakları urganı örüyorlar.

Düşünce, düşüneni ister. Düşünenin düşüncelerini yaşamıyla yoğurmasını bekler.


21 GÜNDE YAŞAMINIZI NASIL DEĞİŞTİRİRSİNİZ?

21 GÜNDE YAŞAMINIZI NASIL DEĞİŞTİRİRSİNİZ?

Bu kitabın resmini örnek olarak  yerleştiriyorum. Bu konuda birçok kitap var. Kitap alıp almamak sizin elinizde. Ben örnek olarak sigara bırakma olayımı kısaca örnek yazacağım. 31 sene sigara kullandım. Astım başlangıcı olunca bırakma kararı aldım. Bu çeşit kitapları çalıştığım süre de  fazlası ile okudum. Şirket içi aldığımız eğitimlerinde kişinin kendinde farklılık yaratacağını algıladım. Ve bunu uygulamaya karar verdim. Beynin bilinçaltına gönderdiğimiz kalıplar var. Mesela bir sigara yakayım cümlesi. Bu otomatik olarak bilinçaltımızda yer alıyor. Bu kalıbın tam tersi nedir. Bir sigara yakmayacağım. İlk cümle bilinçaltınızdan gelirken, ikinci cümleyi tekrarlar iseniz. 21 günün sonunda ilk cümle kalıbının yerine ikincisi yer ediyor bilinçaltınızda. 
İlk olarak bilinçaltınızdaki bu cümle kalıplarını tespit etmeniz lazım.
Mesela, 
Çayın yanında bir sigara yakayım, 
Kahvenin yanında sigara yakayım, 
Kızlar bir sigarada bana verin
Sinirlendim bir sigara yakayım,
Hadi bende size eşlik edeyim,
Biranın yanında bir tane yakayım,
Of canım sıkkın bir tane yakayım,
v.s. gibi

Bunlar bilinçaltı kalıplarımız, bunları yok etmeniz için terslerini bilinçaltına yerleştirmeniz lazım. 21 gün sonunda ters kalıplarınız bilinçaltına yerleştiği için sigarayı bırakmış oluyorsunuz. Tekrar başlayıp başlamamak sizin elinizde. Deneyin mutlaka sonuç alacaksınız.
Bu konuda daha detaylı açıklama okumak isterseniz;

Ben bu deneme ile hem sigara, hem aşırı nescafe kullanımını bıraktım. Şimdi sırada ekmek ve şeker var.

Umarım açıklayıcı bir yazı olmuştur, NLP uzmanları kadar olamam ama, kendi algılama ve uygulama şeklimi yazdım

ÇELINÇA DA UYGUN HERHALDE.
SİGARA VE NESCAFEYİ BIRAKTIM.


İNSANIN ÖZÜ NE İSE GÖZÜ DE ONU GÖRÜR

26 Ekim 2017

İNSANIN ÖZÜ NE İSE GÖZÜ DE ONU GÖRÜR

Dünkü yağmurdan sonra sardunya çiçeğinin görüntüsü ile merhaba.
Sabah ki rutin işlerden sonra baktım ki kot pantolunu ağ kısmından açılmaya başlamış poşete koydum  terziye götürmek üzere çarşıya gittim. Terziye gitmeden benim parka uğradım biraz dergi okudum.


Ajda çay içtim, arkadaşım Jale'yi aradım oda Gratiste imiş, indirim varmış. Far bakıyormuş kendine, ben parktayım istersen gel kahve içelim dedim. Iyk mıyk dedi, ikna ettim geldi. Birer kahve içtik, biraz sohbet ettik. Far konusunda renkleri güzelmiş dedim, kanıma girdi bende alayım dedim.
Biraz sonra parktan çıktık, terziye gittik pantolonu verdim. Bir iki mağaza gezdik. Büyük beden mağazasına gittik, herşey çok güzel ama para yok:))) MADAME COCO ya gittik, arkadaş kendine salata kurutucu aldı. Oradan çıktık GRATİS'e gittik ben de far aldım, bakalım günlük kullanmaya çalışacağım ama söz veremiyorum. Özel günlere kalabilir yine. 


Eve geldim, ıspanak ayıklayıp yıkadım. Karnıbahar haşladım. Akşam yemeğini hallettik. Sabah bir film izlemiştim, tekrar bir film  açtım netten,


BUZ FIRTINASI

Atmosfere giren bir göktaşı iki parçaya ayrılır. İlk parça, yılbaşı kutlamaları yapmakta olan küçük bir dağ kasabasının merkezine düşerdüşmez çevresindeki herkesi ve herşeyi aniden dondurur. Diğer parça ise kar ve buzların ortasında tropikal bir bölge oluşturur. Kasabanın ve insanlığın kaderi bu iki parçayı birleştirmeye çalışan üniversiteden araştırmacı bir genç kız ve yerel halktan bir adama bağlıdır.


ÖLÜMCÜL DENEY

Bir grup üniversite öğrencisi klinik bir ilaç denemesinde yer alır. Deney beklenmedik bir yan etkisi ortaya çıkar ve kendilerine ölenlerin vahşi görüntülerini gösterir. Beklenmedik yan etki dolayısıyla nasıl öldürüleceklerini görmeleri de cabasıdır. Sonra ise bunlar gerçekleşmeye başlar. Kaderden kaçmak için zekice hamleler yapmaları gerekmektedir. Ancak bu süreçte katilin aralarında olduğunu keşfederler… Katilin de tıpkı onlar gibi geleceği görebildiğini fark eden grup, hayatta kalabilmek için bir adım önde olmak zorundadır…

Sabah işimin yeni bir renk karışımını hazırladım artık motiflerde sona yaklaşıyorum, iş birleştirmeye kaldı.


Komşu rahatsızlanmış, anneme kesin astımdır dedim. Kendim de astım hastasıyım. Sigara kullanmaktan tabii.. Allahtan 21 gün beyne ters emir uygulaması ile sigarayı bıraktım. ( çelınç bilgisi)
Umarım kısa zamanda oda bırakır. Ama zor... Az önce evden kaçmış geldi bizde sigara içti.
Benden haberler bu kadar.....

GÜZELLİK MÜTHİŞ BİR KUDRET, GÜLÜMSEME ONUN KILICIDIR.

25 Ekim 2017

GÜZELLİK MÜTHİŞ BİR KUDRET, GÜLÜMSEME ONUN KILICIDIR.

Tombalağım ile merhaba sizlere. Bu gün yine buralar yağmurlu.
Bu yağmurlu havada ağbim yine işe gitmedi. Sabah ben yatarken hepsi kahvaltı yapmış.  Kalktığımda kahvaltı sofrası hazırlamaya başladığımda annem biz yaptık dedi, yine kaldım ekmek arasına. Taze çay demledim annemle birlikte içtik. Saat 11:00 gibi biten ilacımı yazdırmak için tıp merkezine gittim. Domates aldım eve getirdim. Sonra bu yağmurda çarşıya indim. Babamdan bağlanan maaşı çektim, cep telefonlarını, ev telefonunu, interneti ödedim.
Evden acele ile çıktığım için makyaj yapmadım. Makyaj yapmayı pek sevmiyorum. Bunu da hiç dert etmiyorum. Ancak özel günlerde yapıyorum. Bir de son zamanlarda Jaleciğim zorluyor hiç olmazsa göz kalemi kullan diye onu bile unutuyorum. Bugün de unutmuşum ve Jale ile de buluştuk. Kahve içecektik benim karnım aç dedim. O zaman ciğer yiyelim dedi. Oturduğumuz yerden kalktık ciğerciye gittik, afiyetle lüplettik. Oradan çıktık kibrit kutusu kadar olan alışveriş merkezini turladık. Kahve içmeden ayrıldık. O annesine gitti, ben tavukçuya, bir göğüs aldım. Tok evin aç kedilerine yem aldım. Eve geldim. Ağim dünyanın ekmeğini almış eve. Annem ha bire söyleniyor. Allah doyursun diyor:))) Akşam yemeğini yaptım. Şu an herkesin karnı tok geç yenilecek ihşallah. Ağbim kahvede, annem uyuyor bana da kitap okumak düşüyor.
Hayırlı akşamlar,


OKUDUM -191- KENDİ GECESİNDE

OKUDUM -191- KENDİ GECESİNDE

İlk defa okuduğum bir yazar. İlk başlarda yadırgadığım bir konu idi, sonlara doğru kurgulananlar yerine oturdu beynimde. Hayati aslında doktor olmuş fakat bu mesleği yapmamaktadır. Babasının antika eşya satış işlemleri ile ilgilenmektedir. Farklı cinsel eğilimleri olan birisi. Günü birlik ilişkiler yaşıyor.  Geçmişte yaşadığı Dilda ve şu an Reyan ile olan ilişkilerini bir arada anlatmaktadır. Aynı zamanda KARAGÖZ ve HACİVAT Karekterlerinin koleksiyonlarını yapmakta ve bu konuşmaları tiyatroya aktarmayı düşünmektedir. Babasının ölümünden sonra bunu gerçekleştirir.

Onur denen şeyin modası geçti. Hak hukuk yerlerde sürünüyor, doktor hastadan, avukat polisten dayak yiyor, oyuncu sansürle, gazeteci tehditlerle boğuşuyor, ticaret yapanın başı dertten kurtulmuyor. Ne olursan ol, boyun eğip birilerinin adamı olmadıkça köpek gibi çalışsan da şansın yok. Seni özgür ruhlu yetiştirdim, kimsenin kapı kulu olmayasın istedim. Hep bunun için çabaladım.

Seçtiğimiz hayat bizi kendine benzetir!..

Hiç kimse olduğunu sandığı kişi değildir. Az çok doğru, daha çok da yanlış görürler ediniriz hakkımızda ve hep yabancıdır yüzümüz aynalarda.

Birilerinin kendi hayat tarzını savunması anlaşılır bir şey ama kendilerinde bunu herkese ve her türlü hayat biçimine dayatma hakkını görmeleri korkunç bir şey.

Aşkla sevginin ayrı şeyler olduğunu, hayatın boşluk kabul etmediğini, boşluğun kesinlikle dolması, dağınıklığın toplanması gerektiğini hatırladı.

inançlarımızın doz farklılığı birbirimizi sevmemize engel değil.

GÖKYÜZÜNE BAKMAYANLARIN KALBİ DAHA ÇABUK KİRLENİR.

24 Ekim 2017

GÖKYÜZÜNE BAKMAYANLARIN KALBİ DAHA ÇABUK KİRLENİR.

Bu haftanın yağmurlu geçeceği söylenmişti. Akşam ağrılarımın ve kasılmalarımın başlaması ile kendini belli etti. Sol bacağım çok kastı akşam. Rüyamda da rahmetli babam ve rahmetli amcamı gördüm.
Amcam ile babamın ölümü arasında 40 gün var. Ben babamın 52 si çıksın İstanbul'a amcama gideyim derken cenazesine gittim. Rüyamda çok zayıflamış gördüm ve elini öptüm. Hayırdır hayra çıksın diyelim.  Akşam başlayan yağmur sabahta devam etti. Bu durumda ağbim işe gitmedi. Sabah kahvaltımızı birlikte yaptık. O kahveye gitti ben işlere devam ettim. Sonra kendime duble bir türk kahvesi yaptım. 


Yukarıdaki manzaraya bakaraktan hem kahvemi içtim, hem film izledim, hem de işimi ördüm. Sonra ağbim geldi ilaçları bitmiş ve grip aşısı olmak için tıp merkezine gitti.  Tok evin aç kedileri yağmur olunca odunlukta güzel bir uykuya daldılar, ortalıkta hiç gözükmediler.
Ben çarşıya inmediğim için kurtlandım:))) para harcamazsam rahat edemiyorum. ( çelinça uygun herhalde).
Geçen gün  https://bizkimizkadiniz.blogspot.com.tr/2017/10/para-biriktirmenin-asl-yolu-ve-diger.html yazısını okuyunca, bunun beynin altına giden bir olay olduğunu daha önce okumuştum. Gerçekten doğru bende bunun iyi bir örneğiyim. Yüksek okulda yaşadığım bir olayı anlatacağım size. İzmir'de iki amcam var (biri birkaç ay önce vefat etti) çok zenginler. Yüksek okulda iken oğlunun düğünü vardı. Ailece oraya gittik. Dönüşte otogarda el öperken para verdi. Ufak çocuk değilim gerek yok amca dedim. O ne dese beğenirsiniz. İSTEMEM İSTEMEM DERSİN AMA YAN CEBİME'DE KOY DERSİN.
Ben şok oldum biz sen çağırdın diye oğlunun düğününe geldik, para alırız diye gelmedik ki.
Hay dedim sana da parana da... Verdiği parayı paramparça ettim yırttım attım annem ve babam görmeden.
O zamandan bu zamana paraya çok değer vermedim. Bu olaydan etkilendiğim için para harcadığımı da bir kitapta beyne giden para ile ilgili olumsuz bir olaydan kaynaklandığını okumuştum.
Neyse herkesin parası kendine kimse kimse ile boy ölçüşmek zorunda değil değil mi?

Bu gün izlediğim iki film;


Aiman 28 yaşında Malezyalı bir ıslak subayıdır. Kısa bir süre önce bölgenin en büyük hapishanesine transfer olmuştur ve kız kardeşi Suhaila ile yaşamaktadır. Bu yeni iş yerinde Aiman, çavuş olarak görev yapan 65 yaşındaki Rahim’le yakından ilgilenmeye başlar. Kısa süre sonra karizmatik Rahim’in hapishanede uzun süredir görevde olan bir cellat olduğu anlaşılır. Aiman’ın çalışkanlığı ve disiplini de Rahim’in ilgisini çekmiştir. Rahim’in asistanı birden işini bırakınca, Aiman’ı yanına çırak olarak almaya karar verir. Aiman Suhaila’ya yeni işinde bahseder ancak Suhaila bu duruma çok üzülür. Çünkü babalarının Rahim tarafından idam edildiğini bildiği halde Aiman bu işi kabul etmiştir.


ÖLDÜRME ZEMİNİ

Genç bir çiftin romantik kamp kaçamağı akıl almaz bir yaşam mücadelesine dönüşecek! Sam ve Ian şehir hayatından bunalıp gözden uzak bir plajda hafta sonunu geçirmeye giderler. Önce terk edilmiş bir kamp alanına rastlarlar ardından da yapayalnız bir çocuğa. Çocuğun travmatik bir olay geçirdiği her halinden bellidir. Ne olduğunu anlayamadan kana susamış iki psikopat çıkagelir ve ortalık karışır!


UÇMAK İÇİN KUŞ OLMAK GEREKMİYOR, KÜÇÜK SEVİNÇLER OLSUN YETER.

23 Ekim 2017

UÇMAK İÇİN KUŞ OLMAK GEREKMİYOR, KÜÇÜK SEVİNÇLER OLSUN YETER.

Yağmur yağan günden kalan bir resim ile herkese merhaba.
Bu gün sabah kahvaltıdan sonra günlük işlere başladığım sırada, eline verdiğim listeye ait sebze ve meyveleri  ağbim pazardan getirdi. Ona sıcak ekmek arasına tereyağ ve kaşar peyniri karışımı yaptım. Kendisi işe gitti, bende gündelik işlere döndüm. Ağbim balık biber almış. Sirkeli yağlı şekerli suda kaynattık 2 şişe turşu yaptık.


Daha sonra ben de evden ayrıldım yürüyerek pazar yerine gitme kararım vardı. Yolun yarısında KÖŞEM pastanesinde mola verdim. Bir çay içtim:))


Biraz dergi okuyayım dedim, yan masa car car car garson bayan ile konuşuyor. Bayan hacca gitmiş Allah kabul etsin. Kirada evleri varmış Allah versin. Garson kız da tek yaşına yaşayan bir bayan aynı caddede oturuyorlarmış. Sohbet eder iken kız eğer boş eviniz varsa dedi, bayan şimdi ne kadar kira ödüyorsun diye sordu. Kız 360 deyince bayan, benim evlerimin kiraları 700 dür dedi.
Sağol hacı abla, ne yaptın öyle sen. Bakalım kız kendi için mi sordu evi?????? Ayrıca kiranın fazlasının senin için ne önemi var??????????
Derken ağbim aradı acil gel pazaryerine sana büyük beden kapşonlu buldum bir dene hemen. Hesabı ödeyip kalktım. Pazar yerine gittim montu denedim çok büyük geldi, bir beden küçüğü de yokmuş. HAY BİN KUNDUZ şansıma....................
Eve geldim mantar almayı unutmuşummmmmmmmmm
Tekrar minibüse bindim pazaryerine gitmek için. 2 durak sonra bir bayan geldi yanıma oturdu. Birine benziyor ama acaba o mu değil mi?  Çünkü o kişiyi 30 senedir görmemişim ( 1987 den beri) Tuttum kolundan pardon adınız nedir? dedim. Aaaaa ÖZLEM merhaba dedi. Liseden sınıf arkadaşım SAİME istanbulda yaşıyormuş tesadüfen karşılaştık. Eski de olsa arkadaşlıklara önem veririm. ( kendime ait bir özelliğim) Haberleşelim dedik. Ayrıldık. Pazardan mantarı alıp eve geldim. Bir film açtım izledim.


MASUMLAR

1945’in Aralık ayında Polonya’da toplama kampından kurtulanlar ve yaralı askerlere yerel tıbbi destek yetersiz kalınca Kızılhaç, bölgede birçok doktoru görevlendirir. Bu doktorlardan biri olan Fransız Mathilde, bir çağrı üzerine gittiği manastırda hamile bir kadının doğum yapmasına yardımcı olur. Ancak manastırda Rus askerlerin tecavüzüne uğrayarak hamile kalmış başka rahibeler de vardır ve başrahibeye göre bu durum mutlaka bir sır olarak kalmalıdır.

Güzel bir filmdi tavsiye ederim. 
Akşam yemeği olarak ekşili, bulgurlu lahana yaptık, akşamdan kızartma da var. Yanına da ayran.

Şimdilik hoşçakalın...
















GÜN -21-

22 Ekim 2017

GÜN -21-

Bahçede son fasıllarını yaşayan sardunyalardan biri ile çelinçın son gününden merhaba herkese.
Sabah erken kalktık, kahvaltımızı yaptık. Ağbim kahveye gitti ben rutin işlerimi yaptım. Çamaşır makinasına çamaşır attım. İşim bittikten sonra saçımı yıkadım, parça parça dökülmeye başladı yine.
Bu arada annem sarı çiğdemlerden bir miktar çıkardı babamın mezar kenarına, dayıma ve nezahat ablaya ekeceğini söyledi.


Rahmetli babam rahatsızlığının ilk zamanlarında.
Ağbim ve annem mezarlığa gittiler, annem çiçekleri ekmiş, mezarı temizlemişler. Daha sonra eve geldiler. 


Bu da annem komşunun okumasına gitmeden önce. Allah ona uzun ömür versin ihşallah.
Tok evin aç kedileri beslendi.


Ağbim ile bankamatikte işimiz vardı, çarşıya gittik ama maalesef bankamatik işlem yapmıyordu. Çarşıda biraz dolaştım Kasım ayı dergileri çıktı mı diye merak ettim, henüz çıkmamış. Eve gider iken köşem pastanesine oturdum bir çay içtim.


Oradan çıktım markete uğradım bulaşık deterjanı bitmişti onu aldım. Eve geldim. İşimi ördüm biraz bu arada bir film izledim.

1922

1922 yılında geçen filmde, finansal nedenlerden dolayı oğluyla birlikte karısını öldürmek için komplo kuran bir çitçinin hikayesini anlatıyor. Eşi Arlette’i öldürdüğünü itiraf eden Wilfred James, karısını gömdükten sonra fareler yüzünden dehşete kapılır. Aynı zamanda hikayenin anlatıcısı olan Wilfred, Arlette’in ruhunun kendisine dadandığına inanmıştır.
1922; Stephen King’in, 2010 yılında kaleme aldığı Full Dark, No Stars kitabında yer alan aynı isimli kısa hikayesinden sinemaya uyarlandı.

Akşam yemeği için karışık kızartma hazırladık, O arada arkadaş aradı eşi kızartma sevmediği için yapmıyormuş ben çok severim özendim şimdi dedi. Neyse bize bir ara geldiğinde yaparız artık.
Akşam yemeği yenildi. Ağbim maç izlemeye gitti, annem yattı. Ben de kitaplara kaçacağım şimdi.
Hayırlı akşamlar.

TELEFONA ÇAĞRI ATMAK

TELEFONA ÇAĞRI ATMAK

Sevmediğim davranışlardan birisi de cep telefonuna çağrı atmaktır.
Ne kendim uygularım ne de bana yapılmasını uygun bulurum. Ama kontorü olmayabilir derseniz, ben de size kontorü harcanmasın diye düşünenleri örnek verebilirim. Örnek verecek olursam çalışmayan bir akrabam cep kullanıyor, hem bu uygulamayı yapar hem de cep telefonuna kontör ister bir iki kere aldım baktım kontörleri baba kız ve erkek kardeş paylaşıyorlar. Bu da iyi niyetin kötüye kullanılmasıdır. Bir daha böyle kontör isteme olayında çalışmayan bir insan olarak cep telefonu kullanmasını ve alamayacağımı bildirdim.
Sonuçta şu anda çalışıyor ve kendi telefonunu kendi ödüyor. Hemki bu kişi teyzemin oğlu ve o zaman 40 yaşında idi. İşsiz kalmış diyebilirsiniz ama hayır ömrü boyunca o yaşa kadar çalışmadı. Rahmetli teyzemin maaşını yedi. Anne ölünce de böyle açıkta kaldı ve mecburen benim bu sözüm üstüne kendisine iş buldu.
Çalışmayan birinin cep telefonu kullanmasını ve başkalarından kontör istemesini doğru bulmuyorum.

BU AĞAÇLARDAN HANGİSİ SİZE HOŞ GELİYOR????????

BU AĞAÇLARDAN HANGİSİ SİZE HOŞ GELİYOR????????


Size iç dünyanız ve kişiliğiniz hakkında bazı ipuçları verecek olan göstergebilimsel test gerçekten çok basit. Tek yapmanız gereken aşağıdaki ağaçlara şöyle bir göz gezdirdikten sonra fazla vakit harcamadan hangisinin altında oturmaktan daha çok keyif alacağınızı düşünmek. Ağaçlara bakmak için 15 saniyeden daha fazla süre harcamayın. Vereceğiniz kararın ani olması gerekmekte. Hazırsanız aşağıdaki tablodan ağaçları incelemeye başlayın;

1 numaralı ağacı seçtiyseniz;

Kendinizi geliştirmek için uğraşan, yaşadığı evren ve dünya hakkında yoğun meraka sahip ve sorular soran birisiniz. Bu özelliğinizle küçüklüğünüzden beri dikkat çekmiş olmanız gayet muhtemel. İnsanların sizi anlamadığını düşündüğünüz zamanlar çok olmakta. Bu sebeple insanlarla çokta kolay yakınlaşamıyorsunuz. Ancak yakınlaşmayı başardığınız insanlara karşı da oldukça içten ve eli açık oluyorsunuz. Kendinizi geliştirmeyi sevdiğinizden, farklı kitaplar okumaktan ve bilgilendirici web sitelerini takip etmekten hoşlanıyor olabilirsiniz. Size tavsiyemiz insanların sizi anlamayacağı düşüncesinden kurtularak kendinizi biraz daha açmanız.

2 numaralı ağacı seçtiyseniz;

Çevresindeki insanların daima güler yüzle andığı keyifli ve neşe veren bir insansınız. Bazen, duygusal yapınızdan ötürü siz böyle olmadığınızı düşünseniz de çevreniz sizi hep seviyor buna emin olabilirsiniz. Dürüstlüğe gerçekten önem veriyorsunuz. Özellikle kişisel ilişkilerinizde karşınızdaki kişinin dürüst olması sizin için çok önemli. Çünkü siz kendiniz çevrenize karşı hep dürüst ve doğrucusunuz ve aynısını diğer insanlardan da beklemektesiniz. Ancak diğer insanları kendiniz gibi iyi niyetli görme konusunda daha az aceleci davranın. Ummadığınız kişiler tarafından üzülebilir, hayal kırıklığına uğratılabilirsiniz.

3 numaralı ağacı seçtiyseniz;

Zeki ve mantıklı birisiniz. Düşünce şekliniz ve olayları düzgün analiz edebilme yeteneğinizle öne çıkmaktasınız. Arkadaşlarınız çoğunlukla bir konu hakkındaki fikirlerinizi sormak için size danışmakta olabilirler. Bu bilgili tavrınızı, kendi başınıza vakit geçirmekten hoşlanmaya borçlusunuz. İnternet üzerinde araştırmalar, yapıp yeni bilgiler öğrenmek, farklı kitaplar okumak size zevk veren aktivitelerdir. Bu sebeple yalnız vakit geçirmek sizin için sorun değil hatta tam tersi keyif vericidir. Ancak yine de kendinizi, bu duruma çok kaptırmamaya çalışmalısınız.

4 numaralı ağacı seçtiyseniz;

Olayların derinine inmeyi seven hatta felsefi bir yönü bulunan bir bireysiniz. Bu felsefi yönünüz duygusal bir aura ile kaplı olduğundan mantık ve duygusallığı birarada barındırabilen azınlıktansınız ve bu yönünüzle gerçekten de kendinize özgü bir yapıya sahipsiniz. Resim, sinema, tiyatro, edebiyat gibi alanlarda sanatsal eğilimlerinizin bulunması gayet yüksek bir ihtimal. Ancak bu içgörüsü yüksek karakteriniz bazı insanlara anlaşılmaz gelebilir. Bu yüzden bazı durumlarda diğer insanların huyuna gitmeniz ve onların anladığı dilden konuşmanız sizin açınızdan iyi olabilir.

5 numaralı ağacı seçtiyseniz;

Özgürlüğünüze düşkün ve içgüdüleriyle hareket etmeyi seven birisiniz. Tabi çoğu kez hayatın katı gerçekleri tarafından istediklerinizi yapmanız kısıtlanıyor ancak siz içinizdeki bu özgür parçanın kopmasına asla izin vermiyorsunuz. Sırf çoğunluk öyle istiyor diye kendi düşüncelerine ve isteklerine sahip çıkamayan kimseler size oldukça itici geliyor. Duygusal yönünüzde oldukça yoğun olduğundan kendi kendinize hislenerek, yanlız vakit geçirdiğiniz anlarda durduk yere duygulanmanız çok muhtemel. Böyle durumlarda derin bir nefes alarak kendinizi rahatlatın ve inancınızı kaybetmeyin.

6 numaralı ağacı seçtiyseniz;

İnsanlara karşı kibar ve sevecen birisiniz. Kolay kolay anlaşamadığınız birileri olmuyor. Özellikle de sevdiğiniz insanlara yardımcı olmaktan çekinmiyorsunuz. Ancak yine de dış dünyaya kapalı tuttuğunuz mantıkçı bir yanınız bulunmakta. Yalnız kaldığınızda kendinizi geliştiren şeyler, araştırmalar, okumalar vs. yapıyorsunuz. Hatta bu yönünüzü sizden başka kimsenin bilmiyor olması gayet muhtemel. İnsanları kırmamak için onlar hakkındaki gerçek düşüncelerinizi kendinize saklıyor ve onlara güleryüzle yaklaşıyorsunuz ancak şunu unutmayın ki, bazı durumlarda sizin fikirleriniz bu insanların hayatı üzerinde sandığınız gibi olumsuz değil tam tersi olarak olumlu etki yaratabilir.

Kaynak: filoji.com

GÜN -20-

21 Ekim 2017

GÜN -20-

Sabah aynı saatte kalkıldı, kahvaltı yapıldı. Rutin günlük işler yapıldı. Biraz bahçede dolaşıldı süpürge ilen ölen yapraklar toplandı. Tok evin aç kedileri beslendi. Bu arada öğlen oldu, annem abdest aldı, sonra onu giydirdim. Karşı komşunun yemekli asker mevlidi vardı oraya gitti. Oğlu askere gidecek kurban kestiler yemekli mevlit yapıldı. Allah kabul etsin kazasız belasız askerliğini bitirsin ihşallah. Önceden ev ev gezip el öperlerdi, şimdi o gelenek yok. Ama biz yine de ağbimin mallarından bir havlu paketledik kendisine.
Annem gittikten sonra biraz sağa sola dönendim iş bulamadım kendime. Kişisel bir işim vardı onu hallettim. O arada arkadaş 5 defa aramış. Geri döndüm yeni açılan BIG MAMAS diye bir yer var, orada oğlu ile oturduğunu benimde gitmek istediğim bir yer olduğu için beni de çağırdı. Kalktım giyindim kapıyı kilitledim. Kilidi komşuya götürdüm mevlüte girmedim anneme vermesi için emanet ettim. Acele ile arkadaşın yanına gittim. Onlar sipariş vermiş, ben de menüye baktım dudak uçuklatan fiyatlar vardı.  Arkadaş salata söylemiş ben de salata söyledim. Neyse benim bir yerlere sıkışmış 30 liram varmış o çıktı. En son birer kahve içtik.


Eve gelince hem bu yazımı hem de yeni çelinç yazısını hazırladım. Akşamdan yemeğim var, yanına bir çorba yaptım. Annem ayakları açılsın diye başka bir komşuya geçti.
Bundan sonra gelince akşam yemeği ve ağbimi gece bekleme, o bekleme esnasında da kitap okuma var.


Herkese hayırlı akşamlar.

AKROFOBİMİYİM NEYİM???

AKROFOBİMİYİM NEYİM???

Aslında evim tek katlı fakat nedense dışarıda merdivene binip camları silemiyorum. Evin içinden siliyorum fakat yine merdivene çıkmıyorum. Tül perde yıkamalarımda da maalesef takmak için yine merdiven kullanamıyorum. Yukarıdaki aletin uzun saplısı mevcut dışardan o şekil siliyorum. Mesela yarın bu şekilde cam sileceğim.
Kendimi akrofobi olarak adlandırmam zor. Çünkü en sevdiğim seyahat şekli UÇAK....
Bunda nasıl korkmuyorum anlamıyorum. Gerek çalışırken şirketteki görevlerimde ANKARA'ya, gerekse ANTALYA, İZMİR şehirlerine devamlı uçakla seyahat etmişimdir.
Hiç unutmam İSTANBUL'da arkadaş PiyerLotiye gidelim dedi, gittik ama teleferikte canım çıktı resmen.
Annem merdiven işlerine bana bırakmaz, sana bir şey olursa ben sana bakamam, ama bana bir şey olursa sen bana bakabilirsin der.
Yükseklik korkusunun çocukluğa dayandığını düşünüyorum. ANTALYA-KONYA Karayolu şimdiki gibi değildi çocukluğumda benim.Babamın memleketi AKSEKİ'ye giderken eski yolda çok korkardım. Sanki uçurumlardan düşeceğiz gibi gelirdi bana. Bazı dar alanlarda aracın biri durup karşıdan gelenin geçmesini beklerdi mesela, öyle bir yer vardı ki İmrasan beli derlerdi oraya, araba virajı aldığında arka tekerleklerden biri uçurumda kalırdı.
Siz ne diyorsunuz? düşme korkusu mu bu yoksa Akrofobi mi?


GÜN-19-

20 Ekim 2017

GÜN-19-

Güne herzaman ki gibi kahvaltı ile başladık. Tam kahvaltının yarısında iken ağbimin arkadaşı geldi, onlar İstanbul'a araba parçası bakmaya gittiler.
Günlük rutin işler yapıldı. Bilen bilir belki ailem pazarcılık yapıyor. Rahmetli babam hırdavat satardı. Komşu mutfak çakmağı istedi. Bütün mal kolilerini açtım çakmak aradım, en sonunda buldum. Arada kolilerden bizim de ihtiyacımız olan şeyler çıktı, onları da kenara bize ayırdım, kürdan gibi, kibrit gibi, pil gibi vs.


Tok evin aç kedilerini beslemeyi unutmuşum. Mamalarının asılı olduğu yerde çiçekler var ulaşmak ister iken kırmışlar çiçekleri, annem bayağı bir söylendi.


Canım sıkıldı bir çarşıya ineyim dedim. Ucuzluk mağazasına girdim kendimi kaybettim, her şeyi alasım geldi hangi kahve fincanını alacağını şaşırıyor insan. Neyse yine kendime hakim oldum iki vileda ucu alıp çıktım. Markete uğradım köftelik bulgur aldım, sosyete köftesi yapacağım önümüzdeki günlerde. Yağ sökücü aldım. Oradan çıktım şarküteriye uğradım biber salçası aldım az biraz.
Anneme poğça ve kurabiye aldım. Sonra parkıma uğradım bir ajda çay ve kahve içtim o arada biraz dergimi okudum.


Eve geldim, kendime bitki çayı yaptım. Elime işimi aldım öğleden sonra 2 film izledim.


NERUDA

 Şili Komünist Partisi senatörü olan Pablo Neruda (Asıl adı “Ricardo Eliezer Neftalí Reyes Basoalto” olan Canlandıran; Luis Gnecco), 1945’te devlet başkanı Gabriel González Videla’nın (Alfredo Castro) ülkedeki komünist faaliyetleri yasaklaması üzerine mecliste sert bir konuşma yaparak yasayı protesto eder. Bunun üzerine Neruda’yı grevdeki madencilere dönük baskıcı politikalarını protesto ettiği için ve komünizm etkisinin güçlenmesinden korkanlar tarafından vatan haini olarak ilan edilip, yakalama emri çıkarılır ve arama ekibinin başına Oscar Peluchonneau (Gael García Bernal) getirilir. Peluchonneau, kendi ülkesinde kaçak durumuna düşen ve tam bir cadı avının hedefi haline gelen Neruda’yı Şili’nin her yerinde çılgın gibi arasa da arkadaşlarının desteğiyle sürekli izini kaybettiren Neruda’yı bulması hiç kolay olmayacaktır.


THE BATTLESHIP ISLAND

 Japon sömürge döneminde, yaklaşık 400 Korelinin kömür madenlerinde çalıştırmak amacıyla "Battleship Island ("Hashima Island”)” adlı bir savaş gemisi ile zorla götürülmesini ve gemidekilerin özgürlük için mücadele etmesini anlatmaktadır.

Bundan sonra sırada akşam yemeği ve geceyi kitap okuyarak geçirmek var.
Hepinize hayırlı geceler.