ÜMİT BENİ BİR GÜN DAHA ALDATTI.

30 Kasım 2018

ÜMİT BENİ BİR GÜN DAHA ALDATTI.

Soğuk bir günden merhaba hepinize...
Kasım sonu itibariyle kış mevsimine geçiş yapmış bulunmaktayız. Ağaçlar yapraklarını tamamen döktüler, bahçeye giripte toplayamıyoruz, çünkü bahçe çamur. Aşırı yağmurdan Edirne' ve Havsa'da sel baskınları yaşandı. Hepsine geçmiş olsun. Ağbim Çarşamba günü Kırklareli pazarına gitti fakat geri döndü. Aşırı derecede yağış varmış.  Çevrede kar var, aşağıdaki resim Demirköye ait, burada ise soğuğu var. 


Dün çarşıda işim vardı, markete gitmem gerekiyordu. Arkadaş aradı evde iken, kahve içmeye gel dedi. 12:30 Gibi gelirim dedim, çünkü 2 de de başka bir yerde randevum vardı. Arkadaşa gider iken market alışverişimi de yaptım. 3 parça bir şeydi zaten alacağım. Arkadaşa uğradım, biraz oturduk, kendisi tavuk suyu çorba yapmış, beraber içtik. Ardından birer kahve içerek oradan ayrılıp 14:00 teki randevuma yetiştim. Sonra eve geldim.


Kasım ayında okuduğum kitaplar yukarıda. En alttaki ÇÖP ADAM kitabı. Sırada dergilerim var. 


Annem ile kabak tatlısı yaptık. Aslında yarı su salınca fırına atıldığında daha güzel oluyor.

Birazdan Ana Sağlığa gidip ilaç yazdıracağım. Hayırlı günler hepinize. Biraz da kahvelere ve dergilere kaçalım.




OKUDUM 45 - MİLENAYA MEKTUPLAR

29 Kasım 2018

OKUDUM 45 - MİLENAYA  MEKTUPLAR

Geçmişte hayatımızda önemli yer tutan mektuplara, aşkın satır satır yazılması ile ortaya çıkan güzel bir kitap.

Franz Kafka’nın hayatının en büyük aşkı Milena’ya yazdığı ve bir anlamda aşkının şiire dökülmüş hali sayılan mektuplar günümüzde de aşkı en haliyle insanlığa sunmaya devam ediyor.

Bu mektuplar, aşk cümleleri olduğu kadar aynı zamanda Kafka’nın hayata tutunma çabasıdır. Mektuplardaki edebi derinlik, okundukça insanın içine işler.

’’Ben bütün zamanımı ve bütün zamanımdan bin kat daha fazlasını ve daha da ötesi, dünya üzerinde var olan bütün zamanları sadece senin için kullanmak istiyorum. Seni düşünmek, seninle nefes almak için...’’

EN ETKİLEYİCİ OSHO SÖZLERİ

27 Kasım 2018

EN ETKİLEYİCİ OSHO SÖZLERİ





”İlk özür dileyen en cesur, ilk affeden en güçlü, ilk unutan en mutlu…”

”İnsanlar bir şeyi anlamadıklarında yanlış anlamaya başlarlar.”

”Benim tüm çabam her insan evladının kendisine ait olan ve önüne gelene dağıtmış olduğu öz saygısını geri vermektir.”

”Basit olan ego için cazip değildir, basit olan egonun ölümü demektir.”

”Gerçek soru ölümden sonra hayat olup olmadığı değil, ölümden önce sen hayatta mısındır?”

”Beni geçmişle bağlantılandırmayın, onu anımsamaya bile değmez.”

”Istırabını bırakmaktan, ıstırabını saadete dönüştürmekten seni kim alıkoyabilir? Hiç kimse. Bir hapishanede bile olsan, mahkûm edilmiş, zincirlenmiş, hiç kimse seni mahkûm edemez. Senin ruhun yine de özgür kalır. Elbette son derece sınırlı koşullardasındır. Ama bu sınırlandırılmış durumda bile bir şarkı söyleyebilirsin. Ya çaresizlik gözyaşlarıyla ağlarsın ya da bir şarkı söyleyebilirsin. Ayağındaki zincirlerle bile dans edebilirsin; o zaman zincirlerin sesi bile bir melodiye sahip olacaktır..”

”Aşkın seni harekete geçirdiği şekilde hareket et.”

”Her zaman ne varsa onu gör. Acele etme. Bir şeyi yanlış anlamaktansa anlamamak daha iyidir.”

”Hayat küçük şeylerden oluşur. Eğer sen seversen büyük olurlar.”

”Dünya için başarı, ego övgüsüdür. Benim için değil.. Benim için başarı, mutluluktur. Kimsenin seni tanıyıp tanımaması önemli değil.. Başkalarının seni tanıması ya da hiç bilinmeden, duyulmadan, fark edilmeden yaşamak hiç önemli değildir.. Eğer mutluysan, başarılı olmuşsun demektir.”

”Bir şeyi bastırırsan, o şey değerli olur. Daha fazla bastırırsan, daha değerli olur. Bastırmazsan bütün değerini kaybeder.”

”Zekâ elde edilen bir şey değildir, o doğuştandır, o öze aittir, o hayatın yapı taşıdır.”

”İnsan anlamaya çalışacağına baskı kurar, ilişki kuracağına manipüle eder. Çünkü birisiyle ilişki kurmak büyük bir anlayış gerektirir.”

”Gerçek senin hayal gücün değildir, senin hissettiklerin değildir, senin varlığındır. Ama bir kadın hayal gücü tarafından çok kolay ikna edilebilir, bu onun hatası değildir. Erkekler temel olarak kuşkucu, her şeyden şüphelenen, güvensiz kişilerdir. Kadına izin verildiğinde dünyayı şarkılarla, danslarla ve sevgiyle doldurabilir.”

”Dünya bir gök kuşağı, zihin bir prizma ve varlık ise beyaz bir ışındır.”

”Aşk özgürlük verir. Eğer özgürlük ve aşka sahip olursan başka şeye ihtiyacın kalmaz. Elde etmişsindir. Sana yaşam işte bunun için verildi.”

”Asla maske takma! Öfkeliysen öfkeli ol. Bu risklidir, ama gülümseme, çünkü bu dürüst olmaz. Tüm mekanizman ters yüz olmuş. Çünkü kızmak istediğinde kızmadın, nefret etmek istediğinde etmedin.  Şimdi sevmek istiyorsun, aniden mekanizmanın çalışmadığını farkediyorsun. Öfkesini bastıran insanlar hep çok yerler. Öfkeli insanlar daha fazla sigara içerler. Çünkü öfke tırnak ve dişlerden boşaltılır. Sahici ol! Şimdiki zamana sadık kal. Çünkü tüm yalanlar geçmişten ya da gelecekten içeri sızar. Geçmişi bir yük gibi üzerinde taşıma; gereksiz yere de gelecekle uğraşma!”

”Kendini kabul ettiğin an güzelleşirsin. Kendi bedeninden keyif aldığında başkalarına da keyif verirsin. Pek çok insan sana âşık olacaktır. Çünkü sen kendine âşıksın.”

”Zihin tıpkı kalabalık gibidir; düşünceler bireylerdir. Ve düşünceler sürekliorada oldukları için sürecin maddi olduğunu düşünüyorsun. Her bir düşünceyibırak ve en sonunda hiçbir şey kalmaz. Zihin diye bir şey yoktur, sadece düşünce vardır.”

”Sevgide minnettarlık, sevecenlik ve birlik duygusu vardır. Eğer bu üç duyguyu da hissediyorsan, seviyorsun demektir.

”Yaşam muhteşem bir müzik aletidir. Onu da çalmayı öğrenmek zorundasın. Hiç bir şeyin kesilmesine, yok edilmesine, bastırılmasına, reddedilmesine gerek yok. Saba verilen varoluşun tamamı çok güzel, eğer onu güzelce kullanmayı bilmezsen, bu sadece senin yeterince yetenekli olmadığını gösterir.”

”Geçmiş insanda bir bölünme yarattı. Her insanın içinde sürekli devam eden bir sivil savaş vardır. Eğer huzurlu hissetmiyorsan, bunun sebebi kişisel değildir. Hastalık toplumsaldır.”

”Kendi merkezimize başkasını, ilişkide olduğumuz birini oturtuveririz. Babamız annemiz, kardeşimiz yahut sevgilimiz. Belki çocuğumuz ya da patronumuz! Herhangi birisini oraya yerleştirebiliriz. Sonra da kendimiz yerine o kişiyi değiştirmeye çalışırız. Kendimizi aramak ve bulmak arzusu derinlerde duruyorken; bizi o kişi yahut kişileri yaşamımızın amacı haline getiririz.”

”Neden korkuyorsun? Dünya sana ne yapabilir? İnsanlar sana gülebilir; bu onlara iyi gelir… Gülmek her zaman bir ilaçtır, sağlıklıdır.”

”Kadın ve erkek, insanlığın tamamen farklı iki kategorisidir. Kıyaslanamazlar. Onları kıyaslama düşüncesi bile aptalcadır ve kıyaslamaya başladığın zaman, işin içinden çıkamazsın.”

”Fantazileri gerçekliğe kurban et, tüm ideallerden vazgeç, o zaman hayat tekrar bütünsel bir hale gelmeye başlar. Reddedilmiş tüm parçalar ait oldukları yere dönmeye başlar ve bastırılmış olanlar yüzeye doğru yaklaşır. ilk defa bir tür birlikte bütün olma duygusu hissetmeye başlarsın ,artık parçalanmıyorsun .”

”Bilgelik kalpten gelir. Akılla ilgisi yoktur. Bilgelik, varlığının en derin noktasından çıkar. Kafaya ait değildir.”

”Gerçek disipline sahip bir adam asla biriktirmez; her an öğrendiği şeyin öldüğünü hisseder ve tekrar cahil olur. Bu cahillik ışık saçar.”

”Yaşam kısa değil, sonsuzdur. Var oluşun acele içinde olduğunu gördün mü hiç? Mevsimler zamanında gelir, çiçekler zamanı gelince açar, ağaçlar hayat kısa diye hızla büyümek için koşuşturmazlar. Tüm var oluş, yaşamın sonsuzluğunun farkında gibi görünür.”

”Ayrılık kaçınılmaz bir söndür, kimse istemez ama gereklidir. Çünkü hayat olduğu gibidir; olması gerektiği gibi değil!”

”Kendimize ait düşüncelerimiz, doğrudan kendi deneyimlerimizden değil,başkalarının fikirlerinden gelir. Dışarıdan kabul ettirilen kişilik, içeridegelişebilecek kişiliğin yerini alır. Sürüdeki diğer koyunlardan biri oluruz,serbestçe hareket edemeyiz, kendi gerçek kimliğimizin bilincine varamayız.Başkaları tarafından neye inandırıldıysanız ondan kurtulmanın zamanı geldi.Dans edin, koşun, yürüyün, saçmalayın  içeride uyuyan aslanı uyandırmak için ne yapmanız gerekiyorsa yapın.”

”Güçlü rüzgârlar seni oraya buraya sürüklüyorsa, onlara direnme: Onlar, sen direndiğin için güçlü görünüyorlar. Rahatla ve bırak seni götürsünler. Onlarla git, bütün olarak git.”

”Sakın unutma, ne zaman karşına bir seçenek çıksa, bilinmeyeni, riskli olan, tehlikeli ve güvencesiz olanı seç. Hiçbir zaman zarara uğramazsın.”

”Çocukluğumdan hatırlayabildiğim kadarıyla yalnızca tek bir oyun sevdim: Tartışmayı, her şey hakkında tartışmayı… Pek az yetişkin bana tahammül edebiliyordu; beni anlamaları söz konusu bile değildi. Okula gitmek hiç ilgimi çekmiyordu. Orası olabilecek en kötü yerdi. Sonunda gitmeye zorlandım, ama elimden geldiğince direndim, çünkü orada yalnızca benim ilgilendiğim şeylerle ilgilenmeyen çocuklar vardı ve ben de onların ilgilendikleri şeylerle ilgilenmiyordum. Bu yüzden hep grup dışı kaldım.”

”Ego toplumun yaratmış olduğu ve senin bu sayede oyuncakla oynamaya devam edebildiğin ve asla gerçek şeyi sormadığın bir kandırmacadır.”

”Hayatın hedefi özgürlüktür. Özgürlük olmadan hayatın anlamı yoktur. Özgürlük politik, sosyal ya da ekonomik özgürlük anlamına gelmez. Özgürlük zamandan, zihinden, arzudan özgür olmaktır. Zihnin var olmadığı anda evrenle bir olursun; evren kadar sınırsız ol.”

”İlişki kuracaksın ama muhtaç olmayacaksın; seveceksin ama sevgin bir ihtiyaç olmayacak. Seveceksin ama sahip çıkmayacaksın; seveceksin ama kıskanmayacaksın. Ve sevgi, içinde kıskançlık olmadığı, sahip çıkma olmadığı zaman sevgidir.”

”Sen cevapları ezberliyorsun ama, hayat asla aynı soruyu tekrarlamaz.”

”Güveniyorsan şen savaşmıyorsun demektir. Teslim olmak yaşamı düşman değil bir dost olarak görmek demektir.. Nehre güvendiğin anda, birden tadını çıkarmaya başlarsın.”

”Kendi deneyimine dayalı olmayan her şeyi sadece bir varsayım olarak kabul et.”

”Her şeyi kabul eden insan neşeli olur… Böyle birisi şükran dolu olur; var oluşa şükran duyar, bütünlüğe şükran duyar, bu kişi en üstündür.”

”Gerçek aşkta bölünme olmaz. Sevenler birbirinin içine erir. Sadece egoistçe aşkta büyük bir bölünme vardır, seven ve sevilen ayrılır. Gerçek aşkta ilişki yoktur. Çünkü ilişki kurulacak iki insan yoktur. Gerçek aşkta sadece sevgi olur, bir çiçek açma, güzel bir koku, bir erime, bir birleşme yaşanır.”

”Ve sana söylüyorum; gidecek hiçbir yol yok. Her şey bu anda… Bütün var oluş, bu anda toplanmıştır. Bu anın içine sığar. Bütün var oluş, yaşadığın anda akmaktadır. Hepsi bu.”

”Birisinin hatası için kendini cezalandırmak aptalcadır.”

”Bugün, mevcut olan her şeydir; şimdi senin var olduğun, her zaman var olacağın yegâne zamandır. Yaşamak istersen ya şimdi olacaktır ya da asla olmayacaktır.”

”Eğer tüm dünya tembel olursa çok güzel bir dünyamız olurdu; savaşsız, atom bombaları olmayan, nükleer silahsız, suçsuz, hapissiz, yargıçsız, polissiz, başbakansız. İnsanlar o kadar tembel olurdu ki bu saçmalıklara ihtiyaç kalmazdı. Biraz düşünün: hiç tembel bir insan bu dünyada yanlış bir şey yaptı mı? Ve hala zavallı tembel insanlar ayıplanır.”

”Sev ve daha derinden sev. Acı çek ve daha derinden acı çek. Tümüyle sev ve tümüyle acı çek. Çünkü saf olmayan altın, bu yolla ateşten geçerek saf altına dönüşür.”

”İnsanın yeryüzündeki en zayıf hayvan olduğu kabul edilmek zorundadır. Ve onun bütün davranışlarının, bütün aidiyetlerinin, gruplaşmalarının temeli budur. O kendisinden daha büyük bir şeyin parçası olmak zorundadır; ancak o zaman kendisini güvende hisseder.”

Öncelik sensin. Köklerine git, kendini bul, bir asi ol ve mümkün olduğunca çok sayıda asi yarat. Gelecekteki insanlığın altın bir gelecek yaratmasına yardım etmenin tek yolu budur.

”Varlığına bütünüyle sahip çıkmalısın. İyisiyle, kötüsüyle her yönünü kabullenmelisin kendinin. Herhangi bir şeyden kurtulmak söz konusu değil. Kimse asla hiç bir şeyden kurtulmuyor, kişi sadece yavaş yavaş her şeyi kabullenmeyi öğreniyor.”

”Aşk öyle derin bir ihtiyaçtır ki onsuz yaşayamazsınız; ya kendisi ya da yedeğini ararsınız. Yedek sahte olabilir ama en azından bir süreliğine âşık olduğunuz hissine kapılabilirsin. Sahtesi bile keyiflidir. Eninde sonunda sahte olduğunun farkına varırsın; o zaman sahte aşkı gerçeğine dönüştüremezsin o zaman sevgili değiştirirsin. İki olasılık var; bu aşkın sahte olduğunu anladığında kendini değiştirebilirsin, sahte aşkı bırakıp gerçek bir aşığa dönüşebilirsin. Diğer olasılık ise sevgilini değiştirmektir. Aklın seçtiği yol budur.”

”Anlamak özgürleşmektir. Gerçek asi, bir savaşçı değildir; o, anlayış sahibi bir insandır.”

”Topluma mutlak şekilde teslim olmak, bütünüyle onun esiri olmak gerekir. Toplum ancak o zaman yalnızca kölelere, ruhsal olarak intihar etmiş kimselere saygı duyar.”

”İnsanlar tekrar tekrar mutsuzluklarını anlatıp duruyorlar. Hatta abartıyorlar bile, süslüyorlar, büyütüyorlar. Olduğundan daha kötüymüş gibi gösteriyorlar. Neden? Riske atacak hiçbir şeyin yok. Ama insanlar bilinene tanıdık olana yapışıp kalıyorlar. Tek bildikleri mutsuzluk bu onların hayatı. Kaybedecek bir şey yok ama kaybetmekten de çok korkuyorlar.”

”Neyi reddedersen et, onu başka bir yere koymak zorunda kalacaksın. Onu başka birisinin üzerine yansıtacaksın. Reddedilen kısım, bir yansımaya dönüşecektir”

”Kadın erkekten çok daha önemlidir. Çünkü o rahminde hem erkeği hem kadını taşır. O kıza ve oğlana, her ikisine de annelik eder; her ikisini de besler. Erkekle yarışıyorsun ve yarışmana gerek yok; sen zaten üstünsün. Şiir yazmaya gerek yok, şiir sensin. Sevgin senin müziğindir. Sevgilinle birlikte çarpan kalbin senin dansındır.”

”Hayat öylesine bir gizemdir ki onu kimse anlayamaz ve kim onu anladığını iddia ederse o sadece cahildir. O ne dediğini bilmiyordur, o ne saçmaladığını bilmiyordur. Eğer sen bilge isen anlayacağın ilk şey şudur: hayat anlaşılamaz.”

”Yaşam kısa değil, sonsuzdur. Var oluşun acele içinde olduğunu gördün mü hiç? Mevsimler zamanında gelir, çiçekler zamanı gelince açar, ağaçlar hayat kısa diye hızla büyümek için koşuşturmazlar. Tüm var oluş, yaşamın sonsuzluğunun farkında gibi görünür.”

”Zihin tıpkı kalabalık gibidir; düşünceler bireylerdir. Ve düşünceler sürekli orada oldukları için sürecin maddi olduğunu düşünüyorsun. Her bir düşünceyi bırak ve en sonunda hiçbir şey kalmaz. Zihin diye bir şey yoktur, sadece düşünce vardır.”

”Sevgi bir tutku değildir. Sevgi bir duygu değildir. Sevgi birisinin, bir şekilde seni tamamladığının derinden anlaşılmasıdır.”

”Rüya ile gerçeğin arasındaki tek fark şudur: Gerçeklik size kuşku duyma izni verir, rüya size kuşku duyma izni vermez…”

”Düz yazı şeklinde düşünen zihni bırak. Şiirle düşünen bir başka zihin türünü uyandır. Hece uzmanlığını bir kenara koy. Yaşam tarzın şarkılar olsun. Zihinden sezgiye geç. Kafadan, kalbe. Çünkü kalp, gizemlere daha yakındır.”

”Hayat böyledir işte. Ona hazırlanamazsın, onun için hazır olamazsın. Güzelliği, mucizesi de budur, seni hep hazırlıksız yakalar, hep sürpriz yapar. Gözlerin varsa her anın bir sürpriz olduğunu ve önceden hazırlanmış hiçbir cevabın ise yaramayacağını görürsün.”

”Ego bir buz dağıdır. Onu erit. Onu derin sevginin içinde erit, böylelikle o kaybolsun ve sen okyanusun parçası haline gel.”

”Acı, büyümenin bir parçasıdır. Ve unutmayın, bir şey canınızı yaktığında içinizdeki başka bir şey bastırılmıştır. Açıdan kaçınmaktansa içine dalın. Bırakın canınız yansın! Tamamen acısın ki yara tamamen açılsın. Yara bir kere tamamıyla açılırsa iyileşmeye başlar. Acıyı hissettiğinizde ondan kaçarsanız, acı içinizde kalır ve tekrar tekrar karşınıza çıkar.”

”Şefkat ol. Koşulsuzca, yönetmeden, yönlendirmeden. O zaman bu ıstıraplı dünyada bir şifa gücü olabilirsin.”

”Eğer nazik olamazsan kızamazsın. Yaşamda bir şey kesindir. Eğer bir şeye izin veriyorsan, başka bir şeye de aynı oranda izin vermen gerekir. Sadece bir işi yapamazsın; ben gözyaşlarımı engelliyorum ama derinden güleceğim bu imkânsızdır.”

”Ne kadar çok düşünürsen, egon o kadar daha ortaya çıkar. Ego, geçmişte birikmiş düşüncelerden başka bir şey değildir. Sen olmadığın zaman Tanrı vardır. İşte yaratıcılık budur.”

”Bu içsel simyadır: bir sorunu kabul edersen kaybolur ve eğer o sorunla bir çatışma yaratırsan, sorun giderek büyür. Hayat, küçük şeylerden ibarettir, ama eğer küçük şeylere mutluluk katabilirsen, toplamı muazzamdır. O yüzden her şeyi neşeyle yap ve her şey bir duaya dönüşsün. Coşkuyla yap. Olumsuzluklar seni rahatsız etmesin. Bir mum yakabilirsin ve karanlık kendiliğinden kaybolur.”

”Zeki bir insan risk alır. O alttan alacağına ölmeye razıdır. Elbette gereksiz şeyler için kavga etmeyecektir, o öze ilişkin olmayan şeyler için kavga etmeyecektir ancak esas şeyler söz konusu olduğunda boyun eğmeyecektir.”

”Sen cevapları ezberliyorsun ama hayat asla aynı soruyu tekrarlamaz.”

”Eğer cesur değilsen samimi olamazsın. Eğer cesur değilsen sevemezsin. Eğer cesur değilsen güvenemezsin. Eğer cesur değilsen, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler.”

”Ben senin hem zorba hem de Gautama olmanı isterim, ama aynı anda. Birinden birini seçmen gerekmez. Zorba dünyayı temsil eder; tüm çiçekleri, yeşillikleri, dağları, ırmakları ve okyanuslarıyla. buda ise gökyüzünü temsil eder; tüm yıldızları, bulutları ve gökkuşaklarıyla. dünya olmadığında gökyüzünün bir anlamı olmaz. Gökyüzü dünya olmadan gülemez. Gökyüzü olmadığında dünya ölü olur. İkisini bir araya getirin, orada varlığın dansı başlar. Dünya ve gökyüzü birlikte dans eder, ve orada bir kahkaha oluşur. Neşe vardır, kutlama vardır.”

”Topluma mutlak şekilde teslim olmak, bütünüyle onun esiri olmak gerekir. Toplum ancak o zaman yalnızca kölelere, ruhsal olarak intihar etmiş kimselere saygı duyar.”

”Bazen gökyüzünde siyah bulutlar olur; gökyüzü bu siyah bulutlar yüzünden değişmez. Ve bazen beyaz bulutlarda olur ve gökyüzü bu beyaz bulutlar yüzünden de değişmez. Bulutlar gelirler ve giderler gökyüzü baki kalır. Sen gökyüzüsün ve düşüncelerde bulutlardır. Eğer düşüncelerini titizlikle izlersen, eğer onları kaçırmazsan, eğer onlara doğrudan bakarsan ilk şey bunu anlamak olacaktır ve bu çok büyük bir anlayıştır. Bu senin aydınlanmanın başlangıcıdır. Artık sen uykuda değilsin, artık gelip giden bulutlarla özdeş değilsin, artık sonsuza dek baki kalacağını biliyorsun. Tüm kaygı yok olur.”

”Geçmiş insanda bir bölünme yarattı. Her insanın içinde sürekli devam eden birsivil savaş vardır. Eğer huzurlu hissetmiyorsan, bunun sebebi kişisel değildir.Hastalık toplumsaldır.”

”Hiçbir şeyi ayıplama. Aksine, onu kullan. Herhangi bir şeye karşı olma. Nasıl kullanılabileceğinin ve dönüştürülebileceğinin yollarını ara.”

”Yaratıcılık varoluştaki en büyük isyandır. Eğer yaratmak istiyorsan, bütün şartlanmalardan kurtulmak zorundasın. Aksi halde yaratıcılığın kopya çekmekten başka bir işe yaramaz.”

”Neşe bedenin senfonisi anlamına gelir, başka bir şey değil. Bedenin musiki bir ritim tutturması demektir, hepsi bu. Neşe zevk değildir; zevki başka şeylerden alırsın. Neşe sadece kendin olmaktır. Capcanlı, hayat dolu, zinde… Bedeninin içinde ve çevresinde çalan belli belirsiz bir müzik, bir senfoni, neşe budur işte.”

”Toplumun stratejisi sizi birbirine düşman iki kampa bölmektir. İçinde hem yunanların zorbası, hem Buda’nın Gautama’sı  yaşar. Biri maddiyatçıdır, diğeri tinselliğe önem verir. Gerçeklikte bölünmüş değilsin. Gerçeklikte sen ahenk içerisindeki bir bütünsün. Ama bir bütün olmadığını düşünmeye şartlandırılmışsındır. Ve eğer tinsel bir varlık olmak istersen, bedeninle savaşman gerektiği öğretilmiştir. Bedenini fethetmek, onu yenmek, yok etmek.. Mümkün olan her yöntemle ona işkence etmen gerekir.”

”Asıl nokta, yaşamlarımızın karmaya dayalı düzenlerini, bizi bilinçsiz davranışın içinde kısıtlı tutan sonsuz çemberi görmek ve anlamaktır. Varlığımızın sonsuzluğuna bakmak bir armağandır ve yaşamlarımızda karmanın işlevini anlamak kendi irademizle kavrayabileceğimiz bir şey değildir. Bu,uyanmanız için bir sesleniştir. Yaşamınızdaki olaylar size, kendi ruhunuzun yolculuğu kadar eski bir düzen göstermeye çalışıyor.”

”Unutma, kafa bir köle olarak çok güzel bir köledir. Çok işine yarar. Ama bir sahip olarak tehlikelidir ve bütün hayatını zehirler.”

”Kızgınlık, kıskançlık ve nefret ile dolu olduğun zaman; kapıları kapat ve sessizce otur. Kızgınlığa izin ver, izin ver gözlerinin önünde çaksın. Nefrete izin ver bir film gibi geçsin. Sen izleyici ol. Şaşıracaksın. O duygu her zaman orada kalamaz, bu kesindir. Er yada geç geçer, sadece birkaç dakika zaman alır ve geçtiği zaman geçmiştir. Kendinden hiçbir iz bırakmayacaktır.”

”Çocuk, ancak geçmiş yaşamında yeterince düşünmüşse, ölümün getirdiği karanlıkla mücadele etmeye yetecek kadar düşünce enerjisi yaratmışsa bilinç kazanabilir. İnsan yoklukta kaybolur ve aniden yeni bir rahim bularak, eski bedenini tamamen unutur. Bu bir kesintidir. Bu karanlık, bu bilinçsizlik kesintiyi yaratır. Herkes geçmiş yaşamına, yaşamlarına nüfuz edebilir. Ama bunun için, derine inmeniz gerekir. Derine inmedikçe, bir başka yaşamın kapısını bulamazsınız; ikinci olarak, daha derinde olmalısınız, çünkü eğer bir başka yaşamın kapısını bulursanız, bir olaylar seli zihninize doluşur. Bir yaşamı taşımak bile yeterince zorken…”

ZEHİRLİ BİR SARMAŞIKTAN ÇİÇEK AÇMASINI DİLERSİN HEP

26 Kasım 2018

ZEHİRLİ BİR SARMAŞIKTAN ÇİÇEK AÇMASINI DİLERSİN HEP


Hepimize güzel bir hafta diliyorum.
Bugün yağmurlu bir pazartesi. Az da olsa çiseliyor. Hafta sonu film izledim. Bol bol internette dolaştım, Yürüyüş yaptım. vs.

Acun ile Şeyma boşanıyormuş.
Hayret ettim, ama onlar için olağan şeyler bunlar. 

AVM'miz vardı ufacık bir şey onda da yangın çıktı şimdi tadilatta. Aylık dergilerimi almak için  bayağı uzak bir mesafede olan Migros'a gitmem gerekecek.

Havalar karanlık insanın içini kasvet basıyor. El işi yapmıyorum canım sıkılıyor, en kısa zamanda iş bulmam lazım kendime. Arkadaş seneye halk eğitime kurslara gidelim diyor, ama bana saçma geliyor. Nakit ve vakit kaybından başka bir şey değil.

Bahçeye girip dökülen yaprakları temizlemem lazım ama toprak ıslak. Bu gidişle toprağa gübre olacaklar galiba.

Sabahtan çarşıya indim, su parasını ödedim. Allah'tan fazla kuyruk yoktu. Oradan çıktım A101 den leblebi aldım takmış durumdayım son zamanlarda buna. Aç karnıma leblebi yiyorum doyuyorum resmen. Diyetisyen tavsiyesi de zaten. 1 çay bardağı ara öğün. 
Anneme peynir aldım, özel peynirimiz var bizim:))) Ağbim karışık sütten yapılan peyniri yiyor. Annem ise normal peynir yiyor. Daha sonra ev telefonu ve internet parasını ödedim. Yürüyerek bizim ekmekçiye gittim. Köy ekmeği daha gelmemiş onu bekler iken köşede köy pazarı açan amcadan yarım kilo tatlı yapmak için kabak aldım. Rengi çok güzel bakalım tadı nasıl çıkacak. E bunu pişirmek için bir de şeker lazım. Hadi bakalım marketten şeker alalım, marketin de hatırı kalmasın. Aslında gündelik alışveriş yapmak en güzeli galiba hem geziyorum, hem de taze alıyorum.

Eve geldim annem de ıspanak ayıklıyor hemde söyleniyor. Ağbim yarım kilo değilde 1 kilo almış :))) Neden aldı anne sen biliyorsun dedim:))) Ağbim ıspanaklı börek istiyor. Bunu da fazla ıspanak alarak dile getiriyor.

Bende kuaförüme tereyağ ısmarlamıştım onun telefonunu bekliyorum şu an. Köy tereyağı temiz, taze mis gibi....


1900 lü yıllarda adı oslo depremi olarak geçen olayda binlerce kişi hayatını kaybetmiştir. İlklim bilimciler yeni bir depremin daha olacağını ve bunun emarelerinin görüldüğünü bildirse de kimse bu duyuruya kulak asmaz. Nihayetinde büyük deprem olur ve sonrası tam bir aksiyon ve macera.

Filmini izledim.

Güzel bir hafta diliyorum hepinize..

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDET

25 Kasım 2018

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDET

Her yıl 25 Kasım dünyada ve ülkemizde "Kadına Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü" olarak kutlanıyor. Kadına yönelik şiddete karşı bugün Avrupa’dan Afrika’ya, Amerika’dan Asya’ya, Latin Amerika’dan Ortadoğu’ya kadınlar evde, sokakta, iş yerinde yaşanan şiddeti protesto ediyor.

Her yıl UN Women öncülüğünde örgütlenen “Kadına Yönelik Şiddeti Sonlandırmak için BİRLEŞİN” ya da kısa adıyla UNiTE kampanyasının bu yılki sloganı, Hollywod yıldızlarının istismara dikkat çekmek için başlattığı #MeToo kampanyasına atıfta bulunarak “Orange the World: #HearMeToo” (Dünyayı turuncuya boya: #BeniDeDuy) olarak belirlendi.

Birleşmiş Milletler kadın biriminin bu yıl 25 Kasım sloganı: #BeniDeDuy


Peki beşiktaştaki bu 363 yazıları neyi ifade ediyor?

#363Nedir
Hemen yanıtlayalım
363 kere hayat, yaşam, hayal, gelecek, umut demek.
10 ayda erkekler tarafından 363 KadinCinayeti işlendi demek.
363 Kadın demek!
Durdurmak mümkün...


47. HAFTA

47. HAFTA

GELECEK HAKKINDA NEYİ BİLMEK İSTERDİNİZ?

Şans oyunları numaralarını:))))))
Çıkan paralar ile de yardım yapardım.

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

24 Kasım 2018

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

SEN GÖNLÜNÜ BAHÇENDEKİ ÇEŞMEDE YIKA.

23 Kasım 2018

SEN GÖNLÜNÜ BAHÇENDEKİ ÇEŞMEDE YIKA.

Dünden kalan bir çay görüntüsü, cafe camının sarılığından bu şekilde çıktı resim.
Şeker yüklemesini yaptırdım, bu yaşımda hayatımda 2. defa kol iç kısmından kan aldılar. Çünkü damar bulamıyorlardı, bundan önce şirkette çalışır iken yıllık rutin kontrollerde bir bebek hemşiresi bulmuştu, şimdide bu hemşire hiç sağa sola oynatmadan tek seferde damarı buldu ve kanı aldı. Sonuç ailem gibi şeker hastası adayıyım. Fakat 3 aylık sıkı bir diyet ile şeker başlangıcını geriletebilirmişim. 
Biz de o şekil yapacağız. Sıkı bir diyet ile bu işi halledeceğiz inşallah. 
O gün hava yine yağmurlu idi... 




Altını çizdiğim satırlar KAFKA OKUR Dergisinden. 
Dün çarşıda idim bankada işim vardı onu hallettim. Sonra da Jale ile buluştuk birer kahve içtik. Gittiğimiz cafenin işletme sorumlusu arkadaş komşumuz çıktı, ben onu başka yerde çalışıyor sanıyordum. Tesadüf oldu karşılaşmamız.
Arkadaştan ayrıldıktan sonra eve geldim, kömür odun aldım. Dünden tarhana çorbası vardı yanına kuskus yaptık. Birde kabak tatlısı yaptı annem. Ben de rondoda bahçenin cevizlerini çektim. Tatlının üstüne hindistan cevizi ve ceviz dökerek servis ettik ağbime:))))

Gece film izledim.



Ayrı yaşadığı babasından uzun zamandır habersiz olan genç kadın, babasının komaya girdiğinden haberdar oluyor. Apar topar üvey babasının yanına giden kadın, üvey kardeşlerinin karanlık sırlarını keşfetmeye başlıyor. Gittiği villa içerisinde barındırdığı karanlık sırlar ile kadını misafir ediyor. Gerilim ve korku türündeki film, sizlere uzun yıllar unutamayacağınız bir macerayı izletmeyi hedefliyor.

filmden sonra kitap okudum.. Elimdeki kitap ay sonuna biter mi bilemem çok ağır ilerliyor.


bizim eve de giren etin hesabını sormak lazım:)))

hepinize güzel bir hafta sonu diliyorum
babayyyyy


İÇSELLEŞTİREMEDİKLERİM

22 Kasım 2018

İÇSELLEŞTİREMEDİKLERİM

Sen . Evet sen! Sana diyorum!Şu an beni okuyorsun. Dur! Bunun sıradan bir şey olduğunu düşünme. Yahut seni tanımadığımı ve sana seslenme ihtimalimin olmadığını aklından çıkar. Evet direkt sana sesleniyorum. Şu andan itibaren seni tanımlayan herşeyi bir kenara bırak. Adın, yaşın, cinsiyetin, bulunduğun yer vs. Hepsini unut! Salt ol!Emin ol okuduğun bu yazı bittiğinde direkt sana seslendiğimi anlayacaksın. Şu an reel hayatından zaman ayırıp bu yazıyı okumaya başladıysan bil ki doğru kişisin. Çünkü sadece senin karakterine sahip bir insan bunu yapabilir. Ancak  okuyan bir insan başta kendini sonra dünyayı değiştirebilir.Neler düşüneceğini, neler hissedeceğini en başından beri biliyorum. Şimdi bunu daha da fark etme zamanı. Sana ..... ay içerisinde birkaç sorumluluk vereceğim ve bu sorumlulukları yerine getirmeni isteyeceğim. Her bir sorumluluğu istediğin sıra ile gerçekleştirebilirsin ama tamamlamayı lütfen unutma, yarım bırakma.

1- Dışarıda, sokakta, parkta, okulda nerede istersen cebinden çıkardığın 1 lirayı yere düşürmeni istiyorum. Düşür ve farkına varmamış gibi yoluna devam et.
2- Özellikle markete gir 1 litre su al karşına çıkan ilk ağacın dibine dök.
3- Hayatında senin için değerli ve bunu pek hissettiremediğin bir insana hiç olmadık bir anda bir mesaj at. İçinde " seni seviyorum yazsın.
4- Çevrendeki herhangi bir çocuğa hayatında kullanabileceği önemli olabilecek bir bilgi ver. Ona bir şey öğret. Mesela suyun kaldırma kuvvetini yahut Mozart'ın Requiem'i nasıl beslediğini anlat.
5- Bir sokak hayvanının karnını doyur, yaralı ise tedavi ettir, onu korunaklı bir yere taşı.
6- Trafik kurallarına uymayan birini ihbar et. Plakasını al, polisi ara ve ayrıntılı bir şekilde yaptığı ihlali anlat.
7- Damlatan bir musluğu sıkıca kapat. Mutlaka karşına çıkacaktır.
8- Yerden 10 tane sigara izmariti topla poşete, çöpe at.
9-  Bir gün belirle ve o gün içinde en az yedi kere senin için bir şeyler yapan insanlara "teşekkür ederim" de.
10- Bir yaşlıyı sevindir. Bilirsin küçük şeylerle mutlu olurlar. Unutma o anki bir tebessüm bütün geçmişe nüfuz eder.
 Eminim bunların birçoğunu zaten yapıyorsundur. Fakat bu kez her birini hissede hissede, her bir ayrıntısını gözleye gözleye gerçekleştir. Güven bana bu listeyi tamamladığın zaman daha farklı bir hayata adım atacaksın. Önce kendine inanacaksın ve bu coğrafyada görmesen de en azından hissederek yalnız olmadığını idrak edeceksin. Hep bir ağızdan aynı şarkıyı söyler gibi belki onlarca, belki binlerce gönüllü, kocaman bir ağda bir araya gelecek. Belki başkalarının da bu insani zincire katılmasına sebep olursun. Belki içinden bir türlü çıkamadığın yalnızlık hissini bir kenara fırlatırsın. Belki deva olmanın kudretini bütün hücrelerinde hissedersin. Belki umutsuzlukların artık rafa kalkar. Belki artık bütün sabahlar içindeki o huzurla başlar. Hem belki böylece 
" denize ulaşır içimizdeki nehirler bir gün ve yine yazı bekleriz"


KAYNAK: KAFKA OKUR SAYI 19
MUSTAFA SİLİCİ.

beğendiğim bir yazı idi, sizinde okumanızı istedim.

MISIR ASTROLOJİSİ SİZİN HAKKINIZDA NE DİYOR

21 Kasım 2018

MISIR ASTROLOJİSİ SİZİN HAKKINIZDA NE DİYOR




Mısır burç takvimini oluşturan 12 işaret vardır. Yılın farklı günleri, mevcut olan çeşitli işaretlerle temsil edilmektedir.
Her astroloji işareti bir Mısırlı Tanrı tarafından temsil edilir. Mısır tanrısı, belirli astroloji belirtileri altında doğanlara yardım etmeyi amaçlamaktadır. Mısır tanrısı sadece rehberlik vermeyecek, yetenek ve koruma da verecektir.
NİL – ( Ocak 1-7, Haziran 19-28, Eylül 1-7, Kasım 18-26 )
Bu, burcun ilk işaretidir ve yeni bir başlangıç ?yapabilmeyi ifade eder. Bu işaret altında doğanlar genellikle tutkuludur. Hayatı mümkün olan en iyi şekilde yaşamayı çok severler. Diğer insanlarla olan çatışmaları önlerler.
* En uyumlu: Set ve Amon-Ra
AMON RA – ( Ocak 8-21, Şubat 1-11 )
Bu burcun ikinci işaretidir. Bu işaret altında doğanlar iyi liderler olmak için büyürler. Genellikle yaptıkları şeylerden eminlerdir. Her zaman ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışırlar, böylece diğer insanlara ilham kaynağı olabilirler. Ayrıca, diğer insanların hayatlarını değiştirmede başarılı olabildikleri için motivasyon konusunda uzmandırlar.
*En Uyumlu: Nil ve Horus
MUT – ( Ocak 21-31, Eylül 8-22 )
Bu, tüm işaretlerin arasında en önemlisidir. Diğer insanlara ellerinden geldiğince yardım ederler. Yaptıkları kararlar konusunda çok mantıklıdırlar ve sonuç çıkarmadan önce her şeyin pratik taraflarını düşünürler. Bu işaret altında doğanlar hukuk ve eğitim alanında yüksek başarı gösterirler.
* En uyumlu: Thoth ve Amon-Ra
GEB – ( Şubat 12-19, Ağustos 20-31 )
Bu işaret altında doğanlar doğal olarak sezgiseldir. Genelde doğru olduklarını hissettiklerine göre seçimler yaparlar. Aynı zamanda çevrede ve dünyada olan şeylere de büyük ilgi duyuyorlar. İşler ters gittiğinde ise normal olarak etkilenirler.
* En uyumlu: Horus ve Set
OSIRIS – ( Mart 1-10, Kasım 27 – Aralık 18 )
Osiris’in işareti altında doğanlar iki tip kişiliğe sahip olabilirler. Bir taraf, hayallerine ulaşmak için her şeyi yapabilecek, diğer tarafı ise savunmasız olan taraf. Onlar da kolayca incinebilir. Genellikle enerjiktirler ve düştükten sonra tekrar ayağa kalkmayı bilirler.
* En uyumlu: Isis ve Thoth
ISIS – ( Mart 11-31, Ekim 18-29, Aralık 19-31 )
Isis’in işareti altında doğmuş olan insanlar hakkında söylenebilecek bir şey, onların açık olmasıdır. İnsanlara kendileri hakkında ne düşündüklerini doğru bir şekilde anlatırlar. Bu işaret altında doğanlar, sevdikleri insanları koruyacaklardır. Onlar pozitif ve son derece enerjiktir.
* En uyumlu: Thoth ve Osiris
THOTH – ( Nisan 1 -19 Kasım 8-17 )
Bu işaret altında doğanlar normalde bilgelik doludur. Onlar harika anılarıyla bilinir. Hem iyi hem de kötü olan insanlar tarafından yapılan hiç bir şeyi unutmazlar. Onlar aynı zamanda bilgelikle doludurlar. Son derece romantiklerdir ve kendileri çok seveceği bir eş ararlar.
* En uyumlu: Isis ve Bastet
HORUS – ( 20 Nisan-7 Mayıs, 12 Ağustos-19 )
Bu işaret altında doğanlar, hayatta elde etmek istedikleri farklı şeylerle yüzleşebilme cesaretleriyle bilinirler. Kendilerini güvende hissetmek isterler, böylece hayatlarının sorumluluğunu alırlar. Onlar da doğal olarak iyimserlerdir. Mümkün olan en iyi şeyleri elde etmek için çok çalışırlar.
* En uyumlu: Bastet ve Geb
ANUBIS – ( 8 Mayıs-27 Haziran 29-13 Temmuz )
Bu işaret altında doğanlar bazen bir şeyleri perspektife çekmek için biraz zaman ayırmak isterler. Huzurlu çevreler tarafından kuşatılmayı severler ve sürekli olarak ararlar. Duygularını yoğun hissetseler bile, yaşadıkları bazı durumlardan dolayı daha sakin kalırlar.
* En uyumlu: Isis ve Bastet
SETH – ( 28 Mayıs-18 Haziran Eylül 28-2 Ekim )
Bu işaret altında doğanlar, kendilerine sunulan fırsatlara bağlı olarak bir yerden diğerine gitmeyi çok isterler. Mükemmeliyetçilerdir ve yaptıkları işlerde en iyisini elde etmek isterler.
*En uyumlu: Nil ve Geb
BASTET – ( Temmuz 14-28 Eylül 23-27 Ekim 3-17 )
Bu işaret altında doğanlar genellikle hayatlarında denge arıyorlar. Onlar da güçlü sezgilere sahipler ve diğer insanları gördükleri andan itibaren onların duygularını okuyabiliyorlar. Bu işarete sahip kişiler ökültizm ile çok ilgilenirler.
* En uyumlu: Horus ve Sekhmet
SEKHMET – ( Temmuz 29 -11 Ağustos 30 Ekim-7 Kasım )
Bu burç altında doğanlar doğal olarak yeryüzüne inenlerdir. Mümkün olduğunca, diğer insanların hayatlarında bir fark yaratabilmeleri için yetkili pozisyonlara sahip olmak isterler. Genellikle iyi bir adalet duygusuna sahiplerdir. Başka insanları yargılamadan önce ne olduklarından emin olurlar. Düşünme kabiliyetleri nedeniyle büyük şirketlerin CEO’ları olabilirler.
* En uyumlu: Bastet ve Geb
Kaynak: baykush

GERÇEK ARKADAŞIN KİM

20 Kasım 2018

GERÇEK ARKADAŞIN KİM



Bloğunda gördüğüm benimde sizden yapmanızı istediğim bir test...
Bakalım kim beni ne kadar tanıyor??????????
Hazırmıyızzzzzzzz


adresine tıklayarak beni ne kadar tanıdığınızı test edin....

OKUDUM 44- EĞER İNANIRSAN

OKUDUM 44- EĞER İNANIRSAN


Gerçek özgürlük, yüreğinin sesini dinleyebilmektir… 

Yaşadığı elma çiftliğinden bir adım bile uzaklaşamayan güzel ve hüzünlü Mariah ile gittiği hiçbir yerde birkaç günden fazla kalamayan yakışıklı, umursamaz serseri Deli Fişek; birbirlerinden çok farklı iki insanın yollarının kesiştiği yerde doğan bir aşkın hikâyesi… 

Mariah küçük yaşta evden ayrılmış, aşkın en acı verici haliyle tanışmış ve ailesinin yanına geri dönmek zorunda kalmıştır. Yüzleşemediği gizli geçmişi onu çiftliğin çitleri arasına hapsetmiş, hayatın renklerinden, duygulardan uzak tutmuştur. Kendine geçici bir iş arayan Deli Fişek çiftliğe geldiğinde ikisinin de aklının ucundan bile geçmeyecek bir şey olur ve aşk mucizevi bir şekilde kalplerini ele geçirir. Mor yıldız çiçeklerinin, kızarıp olgunlaşmış elmaların, sonbahar rüzgârlarının arasında gizli buluşmalarla, kaçamak dokunuşlarla yaşanan tutkulu bir aşktır onlarınki. Ama Deli Fişek gibi gezgin ruhlu bir adam için özgürlüğünden vazgeçmek çok zordur. Bir tarafı kalmak istese de bunu aşk uğruna bile yapabileceğinden emin değildir. Böylece iki sevgili, hüzünlü bir yol ayrımına gelir. 

Aşkın insanın hayatına anlam katan güzelliğine, verdiği cesarete ve güce dair yürek burkan, şaşırtıcı bir roman… 

ARKA KAPAK TANITIMI

Uzun zamandır aşk romanı okumuyordum, kütüphanemdeki bu kitabı okudum. Kendimi bana uzak bir hikayede buldum. Aşk kitaplarını sevenler için uygundur.

Keder güzel sözlerle , çiçeklerle ya da sempatik ifadelerle yatışacak bir şey değildi.Zamanı geldiğinde kendi kendine hafifliyordu.Ya da insana öyle geliyordu.

BÜTÜN MESELE, BÜYÜK GÖRÜNMEK DEĞİL, GERÇEKTEN BÜYÜK OLMAKTIR.

19 Kasım 2018

BÜTÜN MESELE, BÜYÜK GÖRÜNMEK DEĞİL, GERÇEKTEN BÜYÜK OLMAKTIR.

Herkesin kandili mübarek olsun


Yağmur yağmaya devam ediyor. Yıkanan çamaşırları artık dışarı asamıyoruz sobanın yanında kurutuyoruz. Ağaçlar üzerindeki son yapraklar düşüyor rüzgardan. Dün çok rüzgar vardı, gece yağmur başladı. Öğlene kadar yağdı. Sabahtan doktora gittim. Yarın şeker yüklemesi yapılacak. Gizli şeker var mı? diye kontrol edecekler.
Sabah ağbim götürdü hastaneye yağmur aşırı şiddetle yağıyordu. Kendisinin raporları bitmiş o da 1. binaya doktora gitti. Yanımda oturan bayan bir hayli konuşkandı dır dır sorunlarını anlattı. Sonra doktor çağırdı içeri girdim, derdimi anlattım. Ana sağlıkta yaptırdığım kan tahlillerini gösterdim. Şeker sınırda, kollestrol sınırda... Şeker genetik olduğu için birde gizli şekere bakalım dedi.
Hastaneden çıkınca bir poğaça yedim, aç karnına gitmiştim. Oradan yavaş yavaş eve gelmeye başladım. Ekmek alma yerine kadar zor gittim yağmurdan. Ekmek aldım minibüse binme kararı aldım. Minibüs geldi, içeride komşum vardı. Onun da gözü kıpkırmızı idi, doktorlar teşhis koyamıyorlarmış. Tomografi istemişler. Geçmiş olsun dedim. Eve geldim ortalığı topladım ağbim geldi o da aç karnına gittiği için yemek istedi. Ona yemek hazırladım. Bu arada yağmur dinmişti. İlaçlarını almak için evden çıktım, ekmek alma yerine tekrar gittim. Ispanak vardı minik tazecik organik, ondan aldım. A 101 bir girdim boya badana varmış. Arka caddeye geçtim A 101 gittim leblebi aldım. Eczaneden ilaçları aldım gelir iken pastaneye bir baktım komşu Hatice abla orada. Hemen bende girdim içeri masaya oturdum. Ona emeklilik pastası ısmarlarım diye sözüm vardı. Hemen pastahanede ufak bir pasta söyledim, 2 de çay söyledim, 1 saat lafladık. Sonra eve geldim. Kandil olduğu için gelen giden lokma getiren, helva getirenler var olsun sağolsunlar.


Artık sardunya yerine menekşe ile idare edeceğiz:))

Eve geldikten sonra kitabımı bitirdim. Dün bir film izledim.


SACRILEGE

Hayattan beklentisi olmayan vurdum duymaz kadın Jessica, en yakın arkadaşının doğum günü için sıra dışı bir hediye almak ister. Gittiği tuhaf iş yerinde gözüne kestirdiği müzik kutusunu hediye olarak seçer. Sıradan olan bu olay, kutudan duyulan melodinin ölümlere sebep olması ile sıra dışı bir hal alır. En yakın arkadaşı ve başka insanların ölmeye başlaması ile bu kutudan kurtulmanın yollarını arayan Jessica, iki hayalet avcısından yardım isteyecektir.

Akşama yeni bir kitaba başlayacağım veya dergi okuyacağım.

herkese güzel bir hafta diliyorum.



46. HAFTA

17 Kasım 2018



sizi korkutmuş bir şeyi yazın

Yüksek okulu Çanakkale'de okudum. Bir hafta sonu eve geldim. O da 18 mart haftası idi. Hafta sonu kızlar evden çıkıp Lodos denilen bir cafeye giderlerdi. Gülhan çıkmamış, Ayşe ve Gülfiye gitmişler. Gülhan uzanmış. (çift yastıkta yatardı) bir süre sonra uyur uyanık halde iken dış kapı açılmış, bizim Gülhan umursamamış. Yattığı o da kapısı açılmış. Allah Allah Gülfiye neden geliyor ki, özlem yok onun yatağında yatsa ya diye düşünmüş. Daha sonra ellerini biri tutmuş, o indiriyor tutan kişi kaldırıyormuş. Neyse bizim Gülhan odanın 4 bir köşesine bu kişi tarafından taşınmış. En son tv nin köşesinde Kelime-i şehadet getirmiş kendine gelmiş. O an cama baktığında omuzunda tüfek asker siluetli biri geçmiş. 
Ben bu tür olaylardan korkarım. Bana geç anlattılar. Onlar hemen hemen her gece dışarı çıkıyorlardı ben yine tv yi açıp dantel oren bir tiptim.
Oturma odası ile yattığımız odanın arasında pencere vardı. Yattığımız odadan tül takmıştık, yataklar görünmesin diye. Bunlar bir gece yine dışarıdalar. Ben de yatak odasında yatıyorum. Kapının arkasında bir resim aynı şapkalı asker resmi. Tırstım kalktım tüm ışıkları yaktım. Kızlar gelene kadar da tırsmış bir şekilde oturdum. Geldiler dedim kızlar böyle böyle. Yok canım dediler. Sonra odaya girdik hep beraber, aynı onlar yokken nasıl ışık yanıyorsa yine o şekilde. Hala orada siluet var. Onlarda tırstılar. Ne yapabilir o resmi dedik, askı bir duvardan bir duvara ip şeklinde indi, kıyafetleri indirdik, siluet aynen duruyor, tülü çıkardık yine duruyor. En son camda pencerede takılı duran vantuzlu oyuncakları kaldırdık:))) Siluet yok oldu.


SAĞLIKLI BİR DİLENCİ HASTA BİR KRALDAN DAHA MUTLUDUR.

15 Kasım 2018

SAĞLIKLI BİR DİLENCİ HASTA BİR KRALDAN DAHA MUTLUDUR.

Yağmurlu bir haftadan herkese merhabalar. Buralarda yağmur çevredeki yüksek yerlerde kar var. Biraz rahatsızım bu havalarda astımım nüksediyor nedense. Ana sağlıkta tahlil yaptırdım. Doktor dahiliyeye çıkmamı söyledi. Bakalım dahiliye ne diyecek. 


Balkanlarda dün çekilen kar görüntüsü...

Hava artık soğudu ama ben hala kısa kol geziyorum evin içinde. Kömürü yeni aldık bakalım kaç çuval yakacağız. Evdekiler de burun çekip duruyorlar. Grip aşılarında sıkıntı olduğu için bu sene grip aşısı olamadılar. Ağbimin raporu bitmiş rapor yenilemesi lazım.
Artık işleride bırakması lazım soğuklar başladı kalp hastalarına dışarda durmak yasaktır.
Kitap okumaya devam ediyorum, okudukça ben bu kitabı nasıl almışım diyorum. Genelde polisiye seviyorum. Araya bir kaç aşk karışmış, nasıl olmuşsa. Film izlemdim.
Arkadaşla buluşup kahve içmeye gidemedim bu hafta. Ama salı günü kahvaltıdayım inşallah. 
Annem sardunyalarını içeri almaya başladı. Kışın dışarıda bırakmıyor girişte ufak bir yerimiz var oraya taşıyor.

Hepinize hayırlı günler,

DOST KALPLERE İHTİYACIMIZ VAR

13 Kasım 2018

DOST KALPLERE İHTİYACIMIZ VAR

Hafta sonu sorunsuz geçti, bol kitap okumalı bir de nasılsa bir film izledim. Pazartesi sabah erken kalkıp stabil aynı olan günüme başladım. Kalvaltımı ettim, ortalığı toparladım biraz saat 10 gibi evden çıktım kuaförüme gittim. Dipboyam gelmişti ama Sancar o gün orada değilmiş boyatamadım. Ağbim pazarcılar odasına gidecekti evraklarını istemişti benden. Bayağı bir mesafe var şehrin bir ucu biz bir ucu orası:))) Yürüyerek gitme kararı aldım. Yavaş yavaş yürümeye başladım tam şehrin ortasında pastahane de kahve molası verdim. Yukarıdaki kahve sunumu ile kahvemi içtim. Tepsinin sağ kulpu kırık kusura bakmayın:)))
Daha sonra yoluma devam ettim. Pazaryerine vardım. İlk önce komşumuz çiçekçinin sergisinde durdum. Annem babamın mezarına ekmek için mor kasımpatı istedi. 


Ben de bu kasımpatıları aldım. Pazar günü gidip ekecekler.
Ağbimin sergisine geçtim. Evrak çantasını aldı yürüyerek oda çarşıya gitti. Ben saat 12 den 14 e kadar sergide idim satış yaptım. Birinde anlaşamadık orta yolu bulduk. 45 tl ye sağlam yorgan hazırlardan sattım. Bir tane kadın geldi 1 havlu 2 yastık aldı 100 tl verdi. bende de bozukluk yok, yan sergide bozdurdum. Para üstünü verdim. Kadın tuttu geri geldi para üstünü almadım dedi. Gelin şimdi burdan yakalımmmmmmm. Ben verdim hanfendi sizden 15 tl aldım 85 tl geri verdim dedim. Yok sen adama bozdurdun vermedin dedi, zaten şüpheliyim 1 fazla yastık kılıfı aldığından kadının.... Bir de utanmadan para üstü vermedin diyor. Cüzdanınızı kontrol edin dedim, ha öylemi dedi cüzdanı açmadan bide sergiden ayrıldı gitti. Beni aptal gördü galiba, ama bir yastık aldım parayı da geri alırım dedi herhalde. Neyse ağbim geldi, anlattım senin yerine olsam malı geri alır parasınıda iade  ederdim dedi. Dedim 1 yastığı  götürdü galiba? o da son zamanlarda bu para üstü olayları ve mal hırsızlığı çok oluyor dedi. Birde sergide bekler iken beni bir esnemek tuttu, gözlerimden yaş geliyor resmen. Dedim ya sergide nazar var ya da bende:))) Hemen, 3 kulvalllah 1 Elham okudum esnemem kesildi.
Ağbim de pazarcılar odasında kavga yapmış. Her ay 15 tl bağışı zorla fişleri teslim ettiğimizde alıyorlar. Bunun yasal olmadığını, senede 1 defa alınması gereken paranın her ay alınmasını doğru bulmadığını, eğer bu ayda alırlarsa elindeki diğer ayların muhasebe belgeleri ile savcılığa suç duyurusnda bulunacağını söylemiş. Zınkkkkkkkkkk bağışı almamışlar.
Elimde çiçek ile yürüye yürüye eve geldim. Annem ayvalardan ayva reçeli yapmıştı dün. Onu kavanozladık biraz yandaki 2 komşuya verdik.


Ayvaları soyup ufak ufak doğruyoruz, çekirdeklerini ayrı biriktiriyoruz. Ayvaları kaynayan suda yumuşatıyoruz. Daha sonra şeker ve sıcak su dolu ( göz kararı)  tencereye ayvaları alıyoruz, çekirdekleri yıkayıp içine atıyoruz. Karanfilde koyup reçel kıvamına geldiğinde altını kapatıp soğumaya bırakıyoruz.


MARA

Kate Fuller adındaki adli psikolok kadının gizemli bir davaya bakması ve gizemli olaylar ile dolu yolculuğuna odaklanıyor. Davanın merkezinde yer alan 8 yaşındaki küçük kız boğularak ölmüştür. Olayın cinayet mi yoksa kendiliğinden mi olduğu belirsizdir. Kate, bu olayın normal olmadığı kanaati taşıyan ender kişilerdendir ve bulduğu ip uçları ile bir sonuca ulaşmayı hedeflemektedir. Bir süre sonra gizemli olayların patlak vermesi ile işler içinden çıkılmaz bir olaya dönüşmeye başlamıştır.