BİR MISRA DAHA SÖYLESEK SANKİ HER ŞEY DÜZELECEK ( CEMAL SÜREYYA)

Sabah yürüyüşlerine devam ediyorum. Yaklaşık 15.000 adım atıyorum. Yürüken susadığım için arada su içtiğimden kendimi üşütmüşüm. Boğazlarım şişti. Terli terli su içmenin sonu bu olur işte. Doktora çıktım ilaç verdi şu an onu kullanıyorum. 

Fincanda bana yol var gibi gözüküyordu:)) tam tersi ağbim İstanbul'dan erken geldi. Dün 13:00 gibi telefon açtı eniştemlerin miras işi dolayısı ile geleceklerini onlarla birlikte kendinin de geleceğini söyledi. İki ayağım bir papuca girdi. Hemen çarşıya inip biraz alışveriş yaptım. Eve geldim yemek yaptım. Erişte pişirme işini anneme bıraktım. Ben bahçede dolanır iken burnuma yanık kokusu geldi, bir de mutfağa gireyim hatun erişteyi yakmış, altını kapadım demiş ama kapamamış:))) hemen yenisini yaptık.

Ağbim geldi, eniştemler kardeşini görmek için oraya geçti. Akşam yemeğine bırakmışlar, benim hazırlık boşuna gitti:))

Gece bize geldiler, biraz oturduk sohbet ettik. saat 22:30 gibi İstanbul'a dönmek için yola çıktılar.

ELANOR VE COLLETTE

Eleanor, zihinsel olarak yaşadığı bir hastalık yüzünden tedaviye alınmıştır. Ancak doktorlar tarafından bir türlü hastalığı ve sebebi bulunamayınca neredeyse bütün ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılmaktadır. Böyle ağır bir ilaç tedavisini istemeyen Eleanor Riese, Mahkemeye başvurur. Bu başvuru ile tedavisinin bu şekilde olmayacağını dile getirmeye çalışır. Bu şekilde Colette Hughes adındaki bir avukat ile yolları kesişir. Avukat Colette Hughes ile birlikte sert bir birliktelik başlar ve bu mücadelede birlikte ilerleme kararı alırlar. Eleanor’un hastalığı yüzünden zor bir başlangıç yaşamalarına ilişkileri günden güne ilerlemekte ve birbirlerini anlamaya başlamaktadırlar.

FIRTINA ANI

Vera adındaki bir uzay gezgini uzayda yaşamış olduğu bir sorun yüzünden zamanda gezerek 25 yıl öncesine gitmiştir. Gittiği bu zamanda karşılaştığı bir çocuğun hayatını kurtaracaktır. Çocuğun hayatını kurtardıktan sonra kızının kaybolduğunu öğrenecektir. Kızının hayatını kurtarmak için çıktığı yolda hayatını kurtardığı çocuğun yardımlarına ihtiyaç duyacaktır. Yardım etmiş olduğu bu çocuk sayesinde kızına kavuşacak olan Vera bir dizine garip olay ile karşı karşıya kalacaktır.

Filmlerini izledim.

Güzel bir hafta sonu diliyorum.

GÜNEŞ PARLADIĞI SÜRECE HİÇBİR ŞEY O KADAR KÖTÜ OLAMAZ.

Sabah yürüyüşe başlamadan önce parkımda sade kahvemi mutlaka içiyorum, ondan sonra yürüyüşe başlıyorum. Günlük yaklaşık 14.000 adım atıyorum. Bu yürüyüşbedenimin hafiflemesini sağlıyor kendimi zinde hissediyorum. Ya parkın içinde dön babam dön yürüyüşü yapıyorum yada bayır inmeli çıkmalı bir sokak yürüyüşü yapıyorum.

Eve girmeden önce de yorgunluk çayımı sokağımın başındaki pastanede içer iken günlük gazetelere göz atıyorum.

Bahçeyi 120 tl vererek bellettik, şimdi sıra yağmura ve sonrası ekime geldi. Ekili yeşil soğanlara dokunmadık.

Yine rengarenk bir şeyler yapıyorum bakalım nasıl olacak.

Yürüyüşte gözüme takılanlardan....

SARAYIN GÖZDESİ

18. Yüzyılda geçen hikayede, Fransa'da yaşanan iç savaş nedeni ile İngiltere'ye göç etmiş iki soylu kuzen Marlborough Düşesi Sarah ile akrabası genç Abigail, kraliçenin gözüne girmek için birbirleri ile tatlı bir yarış içerisine giriyorlar. Sarah, kraliçe hastalanınca onun en yakınındaki isim olmayı başarıyor ve ondan sonra saraydaki en yetkili isim oluyor. Aşk, entrika ve gizemi olaylar bitmek bilmeyen macera ile film içerisinde sizleri bekliyor olacak.

UMUTSUZ ROMANTİK

Birlikteyken değerini bilmediği eski sevgilisini kaybeden ve umutsuz bir vaka olan Mett, Sevgilisini geri kazanmak için izlediği romantik komedi filmlerindeki taktikleri uygulamaya başlıyor. Bakalım Mett, eski sevgilisini geri kazanabilecek mi?

Filmlerini izledim.

Benden haberler bu kadar, ya sizler neler yapıyorsunuz?

YÜRÜYÜŞ GÜZELLİKLERİ

Havalar iyileşmesi ile yürüyüşlere başladım. Bu güzelliklerde yürüyüşlerde rastladıklarım. Dün alışverişte idim, malum hafta sonları ağbim misafir gibi geliyor artık eve. Onun sevdiği yemekleri yapmaya çalışıyoruz. Çünkü hafta içi yeşillikle besleniyor, almış olduğu hiper barik tedavisi için şekerinin düşük olması gerektiği söylendiği için bu şekil besleniyor. 

Yürüyüş yaparken yolda rastladığım köylü tazecik ıspanak satıyordu, annem yemek yapar diye aldım ama o tam tersi, beni eve geldikten sonra çarşıya gönderip yufka aldırarak börek yaptı, oğlu çok sever, ıspanaklı lorlu soğanlı böreği.

Karatay beslenmesine başladım, umarım yürüyüş ile birlikte kilo verebilirim. Günde yaklaşık 1,5 saat yürüyorum. 

Dün ayrıca egzama için bitkisel kremlerim ile sabunlarım gelmiş onları aldım.

Bu çantayı geçen yaz sonu başlamıştım örmeye, birleştirmesi kalmıştı, onu da hallettim. Sapı konusunda kararsız kaldım, deri uzun sap mı yoksa elde taşıma ahşap sapmı??????

siz ne dersiniz?????????

güneşin keyfini çıkaran pisipisimiz.....

LEZZETLİ TEŞHİS

Yaptığı güzel yemekleri müşterilerine sunmakla meşgul olan Şef Dave, kötü giden işlerine çare ararken, kader bir kardiyolog olan Nina'yı karşısına çıkartır. Nina çalıştığı hastanede yükselme çabası verirken, kariyeri düşüşe geçmiş olan Dave'yi telkin etmeye çalışacak ve ikili kariyerlerini düzeltme çabası içerisine girerler.  

KADIN ÖNDE YÜRÜR

Catherine 1889'lı yıllarda evlendikten kısa bir süre sonra dul kalmıştır. Dul kaldıktan sonra kendisine bir uğraş bulmak istediğinden hayalini gerçekleştirmek ister. Ressam olma hayallerini evliliğinden sonra yarıda bırakmış ve bu hayalini gerçekleştirmek istemiştir. Bunalmış olan bu hayatından kurtulmak için Dakota'ya yerleşmek için yollara koyulur. Dakota'ya vardığında yerleştiği yerdeki halkın toprakları için savaştığını görür ve kendisini toprakları için savaşan insanlar ile bir arada savaşta bulur.

BECOMING ASTRID

Astrid Lindgren'in çocuklara olan ilgisi onu çocuklar için kitaplar yazmaya teşvik etmiştir. Severek yaptığı bu iş sayesinde bütün kitapları en çok satılan kitaplar arasında yer almıştır.

Filmlerini izledim.

hepinize güzel bir hafta diliyorum

LALE MEVSİMİ...

Bugün ilkbahar döngüsü var ekinoksta. Zaten lalelerde açtı, ağaçlar yeşeriyor çiçeklenmelerinin yanısıra...

Havaların ısınması ile birlikte yürüyüşlere başladım. Bugün parkta yürüyüş yapayım dedim 4 tur atabildim ancak, dön baba dön aynıu yerde sıkıldım. Hemen benim diğer parka gittim bir kahve söyledim kendime..

Oturdum bir güzel sade kahvemi içtim, lokumu görmeyin sakın:)) yemedim...

sonra oradan çıktım kentin bir ucundaki özel hastaneye gittim. Yolda olan migrostan dergimi de aldım.

yürüyüş sonunda pastanede oturrak bir çay içtim ve eve geldim. Bahçe temizliğine halen devam, otlarını çapalıyoruz, çiçekleri camekandan dışarı çıkardık hatta artık dışarıda bile oturuyoruz. Az önce komşu geldi birer kahvede onunla içtik. Yemek yapma dertleri hala sürüyor. Ağbim olmadığı için pek canımız yemek yapmak istemiyor. Mesel akşam bahçeden bolca yeşil soğan çıkarıp, yıkayıp doğradık. Yağda sendirdik içine yumurta kırdık yanına da ayran yaptık. Bu akşam menüde makarna var annem istedi.

Bu çantam da bitmek üzere ...

yanlarını dikiyorum şu anda.

GÖRÜMCELER

Sarah adında genç ve güzel bir kadın maddi olarak zor zamanlar geçiren arkadaşı Molly’i için evde yemek işi yapmaya başlamaktadır fakat Alt komşusu Jason'un evine çok ses gitmektedir ve o bu durumdan çok rahatsızdır. Jason'un ise 3 kız kardeşi vardır ve onu evlenmendirmeye çalışmakta sürekli baskı yapmaktadırlar. Jason'un aklına bir fikir gelir sarah'a da bunu teklif edecektir.

filmini izledim...

Deniz ve emre uzun süreli bir ilişki yaşamış olan eski bir çifttir. İkili birlikteliklerini uzun süren ilişkilerindeki yıpranmadan dolayı sonlandırmıştır. Ayrıldıktan sonra ikisi de hayatlarına yeni insanlar almış olsa da birbirlerini hiç bir şekilde unutamamış ve hayatlarının aşkı olarak saklamıştır. Deniz ve emre bağlantıyı hiç bir zaman koparmamıştır. Ortak arkadaşları sayesinde birbirlerinden haberdar olan eski çift Emre'nin yeni birisi ile tanışması ve işin ciddiye gittiğini öğrenen Deniz, bu durum karşısında sessizliğini bozup hayatının aşkını tekrar kazanabilmek için İzmir'e doğru yola koyulur. İzmir'e vardıktan hemen sonra işinin kolay olmayacağını fark eden Deniz'in çok güçlü bir rakibi vardır.

SON KENNDY

18 Temmuz 1969 tarihinde ABD senatörü Ted Kennedy ile yanında bulunan Mary Joe Kopechne (politik stratejist) arabalarının yoldan çıkarak Poucha Gölü'ne uçmasını ve  Mary Joe Kopechne'in ölü Senatör Kennedy ise arabadan sağ olarak çıkmış yaklaşık olarak 10 saat sonra durumu polislere bildirmiş sonrasında ise gözaltına alınmıştır.

MÜZİK KUTUSU

Anne ve babasını trajik bir kaza sonrasında kaybeden altı yaşındaki Sophie'nin velayeti artık teyzesine geçmiştir. Sophie bu yaşadığı olaylardan önce teyzesini hiç görmemiş ve tanımamıştır. Birbirine yabancı olan Sophie ve teyzesi Annabelle, birlikte yaşayacakları için yeni bir eve çıkmıştır. Taşındıkları Victorian tarzındaki büyük ve ürkütücü evde kendilerine göre çevre düzenlemesi yapmaya başlarlar. Korkutucu görüntüsünden kurtarmaya çalıştıkları bu evin bahçesinde Sophie üstünde garip semboller olan bir müzik kutusu bulur. Bulduğu bu müzik kutusunu açtıktan sonra çalan ürkütücü müzik ile bir anda kendini kaybeder. Bu durumu en başlarda müzik kutusuna bağlayamayan Annabelle, bu durum tekrarlandıkça bu müzik kutusundan kaynaklandığını anlayacaktır. Müzik kutusu her açıldığında daha uzun ve rahatsız edici bir melodi ile karşılaşan Sophie'nin artık davranışları değişmeye başlamıştır. Sophie kötü bir ruh tarafından ele geçirilmeye başlamıştır. 

MUHTEMEL AŞK

 Geçmişinden uzaklaşmaya çalışan Christian, bir toptan markette işe başlar. Bu yepyeni ortama sessizce uyum sağlamaya çalışırken sadece işine bakar ve kısa sürede sorumluluklarına ve mesai arkadaşlarına ayak uydurmayı başarır. Marketin uzun koridorları ve büyük rafları arasında insan kendini yalnız hissetse de Christian bu durumdan mutludur aslında ta ki şeker reyonunda çalışan Marion ile tanışana kadar.

ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUZ

BİR BAKIYORSUN HAYATTA YAPMAM DEDİĞİN ŞEYİN BAŞROLÜNDESİN.

Baharın sesleri bunlar dedik ama baharı tam getiremedik. Hava yağmur görünümlü bugün... 

önceki gün alışveriş merkezine gittik arkadaşla,o çocuğu için alışveriş yaptı, ben kendime 1 kitap aldım. Popeyeste birer menü ile karnımızı doyurduk, ardından birer tatlı ve kahve içtik ...

Kahve içer iken muhabbetimizi ettik. Bu arada benim egzamalar azdı biraz, kardeşi bir bayana bitkisel ilaç yaptırıyormuş, benim yüzümü resim çekip kardeşine gönderdi, o da ilaç yapan kişiye gösterecek bende bitkisel ilaç deneyeceğim inşallah.

Toplamayacağım dedim ama toplamadan da duramadım sümbülleri bahçeden...

Dün  ağbim istanbuldan gelecek diye alışverişe çıkmıştım. Parktaki kahve arkadaşım yukarıdaki zatı ailiydi:)))

Çantamın ön yüzü bitti sıra arkası ve yanlarında.... bey beğendi hanımdilendi motifleri ile yapıyorum...

Maria Peters'in hem yönetmenliğini yaptığı hemde senaryosunu yazdığı bir film. 02 Ekim 2018 (Hollanda)'da yayınlanan film dram türündedir ve hollanda yapımdır. 24 yaşında olan genç Antonia Brico küçük yaşlarda hollanda'dan ABD'ye ailesi ile taşınmıştır. Çocukluktan itibaren orkestra şefi olmak isteyen genç kızı ailesi dahil kimse anlamamış onu dikkate almamıştır. Herkesden habersiz ülkesine dönen genç kız ünlü şef Mengelberg'e kendisine ders vermesi için çok çaba sarfedecektir. 

filmini izledim.

CANIMLA BESLİYORUM ŞU HÜZNÜN KUŞLARINI ( CEMAL SÜREYYA)

Sabah çayı ile tünaydınlar size. 

Dün ve bugün hava serin, malum kocakarı soğuklarındayız, mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır derler. Gerçi biz biraz erkenci davranıp evin içine alıp camekanda baktığımız sardunyaları dışarı çıkardık ama inşallah bir şey olmaz. Sümbüller rengarenk açtılar toplamak lazım ama dalından koparmaya kıyamıyorum. Yeşil soğanları çıkarıyorum bir tek bahçeden. Çiçekler dalında kalsınlar.

Çantam bitti astarlanması kaldı. İkinci bir lale çanta daha ördüm onun da sapları kaldı takılacak.

ilk ördüğüm lale çantanın renkleri ve şeması için tıklayınız.

http://yuregiminiklimi.blogspot.com/2018/06/dunyanin-en-buyuk-cezaevi-cahil-insanin.html

Ağbim halen istanbulda tedavi görüyor, özel ortopedik yara için ayakkabı tabanı yapılacak şimdi onu araştırıyorum. Kadıköy'de bir yer buldum ağbimi oraya yönlendireceğim. Tedavi harici zamanlarda Ümraniye de rahmetli teyzemin evinde kalıyor. 

Dergiden bir güzel söz....

BARAN

17 yaşındaki Azeri Latif, Tahran'daki bir inşaatta ameledir. Aynı inşaatta kaçak olarak çalışan bir Afganlı iş kazasında yaralanınca Latif'in hayatı da beklenmedik bir yön alır. Sakatlanan işçinin yerine oğlu Rahmat çalışmaya başlar. Kalabalık ailesini geçindirme derdindeki bu çekingen genç, bir süre sonra istemeden de olsa Latif'in kantindeki işini elinden alır. O andan itibaren Latif, Rahmat'a karşı büyük bir kin beslemeye başlar. Ancak bu büyük kin, bir sırrın açığa çıkmasıyla büyük bir aşka dönüşecektir. 

ÖLÜMCÜL SAPLANTI

Ölümcül Saplantı: Hastanın İntikamı İlk filmde hastalarına türlü işkenceler yaparak tutuklanan Dr. Beck, yalancı şahitler sayesinde özgürlüğüne kavuşuyor. Öğretmenlik yaparak temiz bir başlangıç yapmak isteyen adam, intikam için geri dönen eski hastalarından biri ile ölüm kalım mücadelesi vermeye başlıyor. 

Filmlerini izledim.

MUHTEŞEM SEVGiYLE YAŞAYAN BiR MUCiZEYiM

Jerry, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi.

Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlu bir şey bulurdu.

Hatta, bazen etrafındakileri çıldırtırdı bile,

"Bu adam bu halde bile nasıl iyimser olabiliyor?" diye.

Birisi nasıl olduğunu sorsa; "MUHTEŞEM SEVGiYLE YAŞAYAN BiR MUCiZEYiM " diye yanıt verirdi hep.

"MUHTEŞEM SEVGiYLE YAŞAYAN BiR MUCiZEYiM ..."

Jerry, doğal bir motivasyoncuydu.

Yanındaki insanlardan biri o gün, kötü bir gündeyse,

Jerry yanına koşar, duruma nasıl olumlu bakılacağını anlatırdı.

Bu tarzı fena halde düşündürüyordu beni.

Bir gün Jerry'ye gittim. "Anlayamıyorum" dedim.

"Nasıl oluyor da, her zaman, her koşulda bu kadar olumlu bir insan olabiliyorsun?

Nasıl başarıyorsun bunu?"

Her sabah kalktığımda kendi kendime;

"Jerry, bugün iki seçimin var. Havan ya iyi olacak ya da kötü" derim.

Her zaman havamın iyi olmasını seçerim.

Kötü bir şey olduğunda yine iki seçimim var.

Kurban olmak ya da ders almak.

Ben başıma gelen kötü şeylerden ders almayı seçerim.

Birisi bana bir şeyden şikayete geldiğinde, yine iki seçimim var.

Şikayetini kabul etmek ya da ona hayatın olumlu yanlarını göstermek.

Ben olumlu yanlarını göstermeyi seçerim.

"Yok yahu" diye dalga geçtim. "Bu kadar kolay yani"

"Evet...Kolay..." dedi Jerry.

"Hayat seçimlerden ibarettir. Her durumda bir seçim vardır.

Sen her durumda nasıl davranacağını seçersin.

Sen insanların senin tavrından nasıl etkileneceklerini seçersin.

Sen havanın, tavrının iyi ya da kötü olmasını seçersin.

Yani sen hayatını nasıl yaşayacağını seçersin"

Jerry'nin sözleri beni oldukça etkiledi.

Onu uzun yıllar görmedim. Ama hayatımdaki talihsiz olaylara dövünmek yerine olumlu seçimler yaptığımda hep onu hatırladım.

Yıllar sonra Jerry'nin başına çok talihsiz bir olay geldi.

Soygun için gelen hırsızlar Jerry'yi delik deşik etmişler.

Ameliyatı 18 saat sürmüş, haftalarca yoğun bakımda kalmış.

Taburcu edildiğinde kurşunların bazıları hala vücudundaymış.

Ben onu olaydan altı ay sonra gördüm.

"Nasılsın?" diye sorduğumda; "MUHTEŞEM SEVGiYLE YAŞAYAN BiR MUCiZEYiM" dedi.

"MUHTEŞEM SEVGiYLE YAŞAYAN BiR MUCiZEYiM"

"Olay sırasında neler hissettin Jerry?" dedim.

"Yerde yatarken iki seçimim var diye düşündüm.

Ya yaşamayı seçecektim ya ölümü. Ben yaşamayı seçtim."

"Korkmadın mı? Şuurunu kaybetmedin mi?"

Ambulansla gelen sağlık görevlileri harika insanlardı.

Bana hep "iyileşeceksin merak etme" dediler.

Ama acil servisin koridorlarinda sedyemi hızla sürerken

doktorların ve hemşirelerin yüzündeki ifadeyi görünce ilk defa korktum.

Bu gözler bana "Bu adam ölmüş" diyordu.

"Bir şeyler yapmazsam, biraz sonra ölü bir adam olacaktım"

"Ne yaptın?" diye merakla sordum.

Kocaman bir hemşire yanıma yaklaştı ve bağırarak

"herhangi bir şeye ihtiyacım olup olmadığını" sordu.

'Evet' diye yanıt verdim.

"Var"

Doktorlar ve hemşireler merakla sustular.

Derin bir nefes alarak kendimi topladım ve bağırdım;

"Benim kurşunlara alerjim var!.."

Doktor ve hemşireler gülmeye başladılar.

Tekrar bağırdım;

"Ben yaşamayı seçtim.

Beni bir canlı gibi ameliyat edin. Otopsi yapar gibi değil"

Jerry, sadece doktorların büyük ustalıklari sayesinde değil,

kendi olumlu tavrının da büyük katkısı ile yaşadı.

Yaşaması bana yeni bir ders oldu.

Hergün hayatımızı dolu dolu yaşamayı seçme şansımız

ve hakkımız olduğunu ondan öğrendim

ve herşeyin kendi seçimlerimize bağlı olduğunu.

Bu yazıyı okudunuz.

Şimdi iki seçiminiz var:

1. Unutup gitmek,

2. Yazıyı dikkate alıp saklamak, arkadaşlarınıza göndermek.

Francie Baltazar Schartz'ın yazısını okuduktan sonra düşündüm,

iki seçimim vardı:

1. Çöpe atmak,

2. Birileriyle paylaşmak.

Ben seçimimi yaptım. Siz değerli arkadaşlarımla paylaştım.

Ya siz?..."

HER ZAMAN 'MUHTEŞEM SEVGiYLE YAŞAYAN BiR MUCiZEYiM' DEMENİZ DİLEĞİYLE.

DÜNYA İLK ADIMI ATMAKTAN KORKAN İNSANLARLA DOLU ( GREEN BOOK FİLMİNDEN)

Baharın sesleri bunlar der iken bahar geldi çattı, erik ağacı gelinliğine büründü. Umarım verimli bir yılı olur çünkü annem eriği çok sever. Baklada çıkmış almak lazım, baklayı da çok sever. Hafta sonu oğlu burada idi, sevdiği yemekleri yapmıştı.

Komondo kızım da sucuğu çok sever, her sabah mutfak kapısında ben geldim der. Birde kumru kuşlar geldi mi besleme olayı tamam. 

Çantanın ön yüzü ve yan kısımları birleşti bugün de arkasını birleştiriyorum. Bol bol film izliyorum.

JUANİTA filmini izledim.

Juanita, yeni bir başlangıç yapmak için yollara düşen bekar bir annenin hikayesini konu ediyor. Genç ve bekar bir anne olan Juanita, hayatından tam anlamıyla bıkmıştır. Çocuklarını tek başına büyütmeye çalışan ve bunun için elinden geleni yapan Juanita, yine de kimseyi memnun edemez. Yaptığı onca şeye rağmen kimseden takdir görmeyen genç kadın, rüyalarında dahi istediği hayatı yaşayamamaktadır. Aşkta ve hayatta yaşadığı sorunlardan iyice bunalan Juanita, çareyi ufak bir kaçamak yapmakta bulur. Sorunlarından biraz olsun uzaklaşmak için seyahate çıkmaya karar veren Juanita, haritadan kendisine bir yer belirleyerek otobüse atlar. Gittiği yer hakkında hiçbir şey bilmeyen genç kadın, kendisini bir dizi maceranın içerisinde bulur. Bu yolculuk, Juanita’nın kendisini keşfedip, hayatında yeni bir başlangıç yapmasını sağlayacaktır.

HAYATIMIN RODEOSU filmini izledim.

Çocukken babası ile gittiği at çiftliğinde bu hayvanlara karşı içinde özel bir tutku oluşan Amberley Snyder, hayatının ilerleyen yıllarında profesyonel bir jokey olacaktır. At yarışlarına katılan Amberley, final yarışı niteliğindeki turnuvaya katılmak üzere yola koyuluyor. Yolculuk sırasında kaza geçiren talihsiz kız, bacaklarından ağır yara alır. Bu durum jokeylik kariyerini tehlikeye atsa da, tutkusu ve azmi ile bu durumun üstesinden gelmek için çaba göstermeye başlar.

İYİ BİR ŞEYSE SEVERİZ ELBETTE

Evet çantanın ön yüzü bitti yanları ve arkası kaldı. 

ağbim bu gün istanbul'dan hafta sonu için geliyor.  Annem sevdiği yemekleri pişiriyor. Bende aylık pisikoterapimi aldım bu gün. Filmlerimi izliyorum el işimi yapıyorum. Biraz bahçede oyalanıyorum. Kuşları kedileri besliyorum gün geçiyor...

ÖRÜMCEK AĞINDAKİ KIZ İZLEDİM

Bilgisayar korsanlığı yaparak hayatını devam ettiren Lisbeth Salander, bütün gününü suçluları gün yüzüne çıkarmak için çalışan bir korsandır. Uzun süredir bu şekilde devam ettirdiği yaşamında suçluların açıklarını bulduğu anda paylaştığı gazeteci bir arkadaşı vardır. Mikael adındaki bu gazeteci Lisbeth'in verdiği bilgiler doğrultusunda suçluları ifşa etmektedir. İkili hiç anlaşamasalar da birlikte iyi işler çıkarmıştır. Lisbeth bir gece bulduğu dosyalarda bütün siyasi suçluları, yozlaşmış polisleri ve hükümet çalışanlarının listesine ulaşır. Bu durumdan bahsettiği gazeteci arkadaşı ile bu durum üzerine düşünmektedirler. Ancak bu büyük suç ağının açıklanması ile kendilerini büyük bir riske atarlar. Büyük bir örümcek ağındaki kız ve gazeteci arkadaşının yapacaklarını gözler önüne seriyor film.

ORTAK

Eski bir asker olan Payne, yaşamını artık sakin geçirmek istemektedir. Ancak ona özenerek büyüyen kardeşi onun yolundan gitmiş ve asker olmuştur. Gizli bir birim için çalışmakta olan kardeşinin bir görevde öldürüldüğünü öğrendikten sonra bu denli gizli bir ekibin bilgilerinin nasıl ele geçirildiği düşüncesiyle bir köstebek olduğunu anlar. Kardeşinin ölümüne sebep olan bu kişileri bulmak için yardımına ihtiyacı duyduğu iki eski arkadaşını da yanına alarak kardeşinin ölümünün sorumlularını aramaya başlarlar.

  REDCON -1 İZLEDİM

Dünya üzerinde bir virüsün çok hızlı bir şekilde yayılması ile artık insanlığın yarısı zombiye dönüşmüştür. Belli bölgelerde insanlar koloniler halinde yaşamaya devam etmektedir. Bu virüsü alt edebilmek için hayatta kalabilen bilim adamları bir panzehir aramaktadır. Bu virüsü tam anlamı ile çözebilmiş olan bir bilim adamı kurtuluş için gerekli bilgilere sahiptir. Ancak zombilerin bulunduğu bir yerde mahsur kalmıştır. Bu ölü toprakları tekrar canlandırmak için gerekli olan tek insanı kurtarmak için bir özel kuvvet ekibi kurulur ve kurtarma operasyonu başlar.

İZLEDİM

Bir dönemin en ilgi uyandıran çiftlerinden biri olan P.S. ve Marie Kroyer'in yaşam öyküsünü konu alan Danimarka yapımı bir film, 20. yüzyılın başlarında P.S. Kroyer (Søren Sætter-Lassen), Danimarka'nın en ünlü ressamıdır. Fiyatı ne olursa olsun, ülkenin tüm önemli isimleri ona resim yaptırabilmek için sıraya girmektedir. Avrupa'nın en güzel kadını olarak bilinen Marie (Birgitte Hjort Sørensen) ile evlenir. Kroyer çifti, bir süre sonra Vikebe adında bir kız çocuğuna sahip olur. Görünüşte muhteşem bir hayata sahip olan Kroyer'lerin kapalı kapılar ardında yüzleştikleri gerçekler ise bambaşkadır...