HAYATIMIN DEĞERİ NEDİR?

30 Nisan 2019

HAYATIMIN DEĞERİ NEDİR?

Mayıs dergilerime bu sabah yürüyüş sırasında su almak için girdiğim markette rastladım ve hemen aldım. Yürüyüşe başlamadan önce okunmuş kitaplarımın bir kısmını kütüphaneye bağışladım. Üstümden bir yük kalkmış kadar hafifledim. 


Beyaz ve pembe renk uyku çiçeklerim iç içe geçmişler nasıl olduysa:)))


Uyku çiçeklerim çoşmuş durumdalar. Daha henüz güller açmadı sırasını bekliyorlar.




Bu sene yağmurlardan pek fırsat bulupta erken ekemedik fideleri ancak sıra geldi. Önceki senelerde fideleri ben yetiştiriyordum ya da rahmetli babam. 2 senedir hazır alıyoruz ve ekiyoruz. Bu senede öyle oldu. Fideleri aldım fakat bahçeye yağmurdan girilmediği için toplu halde toprağa ektim. Bahçeye girilir gibi olduğunda  karıkları yapmaya başladık. (fideleri ekeceğimiz alanları) Şu an sadece biber ve domateslerin bir kısmını ektim. Taze maydonoz ektim. Daha ekilecek pembe domatesler, fasulyelerimiz ile acı sivri biberlerimiz var. Ceviz ağacının dibindeki yeşillikler nanelerimiz taze taze tüketiyoruz. Özellikle kuru fasulye çekiyor anım taze soğanlı ve naneli ama diyetisyenim henüz baklagilleri vermedi yeme listesi olarak:))))


Annemle günlerimi geçirmeye devam. yürüyüş tek sıra dışı olayım  galiba evden dışarı çıkmak için....

ALTINI ÇİZDİKLERİM

ALTINI ÇİZDİKLERİM






OKUDUM 21- TAŞ VE TEN

29 Nisan 2019

OKUDUM 21- TAŞ VE TEN

Ulya, bir heykel sergisi açmak üzere Almanya'ya giderken yıllardır birlikte yaşadığı erkekle yol ayrımına varmış olduklarının farkındadır. Bu beraberlikle aşktan korunmuş ama yüreğini çoraklaştırmıştır. Öte yandan teninde ve ruhunda ilk gençliğinde yaşadığı ve unutmak için çaba harcadığı büyük bir aşkın ve yıkımın izleri vardır. Ulya'nın geçmişini geri çağıran, susamış ruhunu canlandırıp uykudaki bedenini uyandıran, Hamburg'da, onu evinde konuk eden Sina olacaktır. Bu çocuksu genç adam, yirmi yıl önceyle şimdinin garip bir biçimde örtüştüğü bir yanılsamaya, büyük bir altüst oluşa sürükler dingin, durmuş oturmuş Ulya'yı. Eski aşkı, çocuğunun babası 'B'nin imgesi ile Sina'nın varlığı birbirine karışır zihninde. Her şey bir tekrara dönüşmüş gibidir. Yalnızca dört gün sürse de geniş mekân ve zamanlarda gezinen bu serüven, olgun bir kadınla ondan daha genç bir erkek arasında, acıya tanıdık, birbirine yabancı ve aykırı olmanın baştan çıkarıcı duygu ortamında yaşanır. Öyle içten ve yoğundur ki, sessizlik olmazlıkla şiddetlenen bir tutkuya dönüşür. Taş ve Ten; bir aşkın yeniden tasarımı, gecikmiş bir sıçrama anıdır. İki insanın ölümcül acılar, düş yıkımları ve korkularla yazılmış kişisel tarihlerini ve yüreklerini birbirlerine açarken kaybetmeye yaktıkları ağıttır. Bölüşerek suskunluğu aşma duygusu, arzuların ve ruhun dünyasına özgürleştirici bir yolculuktur.

Başrol oyuncusu olmaya, başkalarının yanında kendine ayrıcalıklı bir yer edinmeye çalışan insanlar çekilmiyor.
*****
Aşk bir mucizedir. Suyun ortasındaki bir sandalda korkuyla birbirine sarılmaktır.
******
"Öyle içten, öyle candandı ki sevginiz
Dilerim bir başkasınca da böyle sevilirsiniz."
Puşkin
*****
İnsanın bir gün apansız ortadan kaybolma hakkı vardır.
*****
Güzel olan şey sevmek, herkes kendini sevmeli ve onu sevecek birini bulmalı. Bize gereken şey bu....
*****
Kimseyi vazgeçilmez bulacak kadar istemedim. İnsan aşkını kendi hırsından korumalı yavrum.
*****
Yalnızlık bana kendi dünyama sahip çıkmayı öğretti.
*****
Herkes baktığı insanı kendi ölçülerine göre tanımlar çünkü ve insan kendini başkalarının gözleriyle göremez.
*****
Heykelci düşünen biri olmalı. Heykel sessizce konuşur. Ona estetik, kimlik ve evrensellik kazandıran yaratıcısının hayatı kavrama biçimidir.
*****
Her yeni aşk, insanı eski bir aşkın küllenmiş anısına çeker.
*****
Bir hayatın ilginç oluşu ya da olmayışı neler yaşadığınla pek az ilgilidir. Önemli olan nasıl ve ne düzeyde yaşadığın....
*****
Büyüklerin acısı çocuk gözüyle görülemeyecek kadar derindedir.
*****
Yönetilirken istenilen biçime sokulabilen insan özsaygısını kaybeder ve bir oyuncak durumuna gelir.
*****
Güzeldim evet ama çiçeklerde hiç uğruna güzeldiler.

BAHAR MİMİ

28 Nisan 2019

BAHAR MİMİ



başlattığı bir mimdi çoğu kişi yaptı ben ancak fırsat buldum.

1) Bahar bir insan olsaydı onunla aranız nasıl olurdu ?
Biraz limoni olurdu sanırım, bahar bana güzel bir mevsim olarak geliyor ama alerjik sorunlar yaratıyor.

2)Şu ana kadar yaşadığınız hayatın bahar kısmı hangi döneminiz, o dönemde neler yaşadınız ?
2000 yılları idi aşık olmuştum:)))

3)Bahar bir arkadaşınız olsaydı onun okumaya ihtiyacı olan kitabın ne olduğunu düşünürdünüz ?
Nazan BEKİROĞLU'nun LA SONSUZLUK HECESİ kitabı olduğunu düşünürdüm.

4)Size baharı anımsatan insanlar var mı çevrenizde, varsa kimler ?
var var olmaz mı şen kahkahalar atan insanlar bana baharı hatırlatırlar.

5)Bahar temalı bir yağlı boya tablo yapmak isteseniz, resmin içinde olmazsa olmazınız ne olurdu ?
Akan bir nehir üstünde tahta bir köprü, suda yüzen ördekler, ağaçlar, çiçekler, dağlar, güneş.....

6)Bahar yorgunluğu ile mücadele eder misiniz ? Yoksa kendini baharın kollarına yorgunca bırakmayı tercih edenlerden misiniz ?
Alerjik bahar olduğu için beni biraz yorar. 

7)Baharda gitmek istediğiniz coğrafyayı da sorup mimi sonlandıralım.
Dağlar olurdu sanırım hem karların erimesi, hem çağıldayan nehirler hem de uyanan bir doğa daha ne isterim...



İNSAN DEĞER VERDİKÇE, DEĞER VERİLECEĞİNİ SANIYOR.

24 Nisan 2019

İNSAN DEĞER VERDİKÇE, DEĞER VERİLECEĞİNİ SANIYOR.

Uyku çiçeklerimin bir bölümü....
Bu hafta çok çabuk ilerledi benim için. Bir kaç gün yağmurlu idi günler. Aldığımız fideleri toplu halde bir yere ekmiştik. Bugün biber karığı yapıldı biberler ekildi. On tane de pembe domates çeşidi aldım, onu da ekeceğim. Pazartesi günü tekrar bakacağız fide çeşitlerine annemle.


Sağlık ocağı dönüşü pastane kahvesi bu da...


Ne kadar doğru



Çantam bitti, ağbimin kızı yeğenim, Selen el koydu çantaya....


Sardunyalardan açan ilk renk....

Film izleyemiyorum bu aralar....
Umarım güzel bir hafta bitirebiliriz...

OKUDUM 20 - HELGANIN GÜNLÜĞÜ

22 Nisan 2019

OKUDUM 20 - HELGANIN GÜNLÜĞÜ

Helga, Prag’da yaşayan Yahudi bir kız çocuğuydu. 1938 yılında Naziler ülkesini işgal etti, onun ve orada yaşayan 45 bin Yahudinin hayatı sonsuza dek değişti. Onunla birlikte 15 bin çocuk Terezín’deki toplama kampına, oradan da Auschwitz’e gönderildi ve içlerinden yalnızca 100 tanesi sağ çıkabildi. 

Helga başlarından geçen her şeyi bir bir günlüğüne kaydetti. Her şey bittikten sonra da amcası tarafından Terezín duvarlarına gizlenen günlüğü yeniden eline geçti. Tüm bunlar başladığında Helga sekiz yaşındaydı, bittiğindeyse artık genç bir kız olmuştu. 

Bu zamana kadar Yahudi Soykırımı’yla ilgili çıkmış kitapların belki de en dürüstü; okurken bir çocuğun gözündeki saflığa ve yaşadıklarıyla nasıl da olgunlaştığına şahit oluyorsunuz. Helga’nın kendi kara kalem çizimleri, fotoğraflar ve sonunda verdiği röportajla birlikte o günleri siz de yaşamış kadar olacaksınız. 


İradenin olduğu yerde her zaman bir yol vardır...
*****
Özgürlük zincirlere vurulmaz.Zincirler paslanır,eski demirler bizi durduramaz.
*****
Acı çektiğin saatleri unut, Ama sana verdikleri dersleri asla unutma. 

İZLEDİKLERİM

19 Nisan 2019

İZLEDİKLERİM

HAYVAN MEZARLIĞI

Creed çifti, şehrin kalabalığından kaçarak kırsalda bulunun bir eve yerleşir. Tek amaçları sakin bir hayat sürmek olan bu aile, çok yakında kendilerine gelecek dehşetten habersizdir. Ailenin iki çocuğundan erkek olanı kazada hayatını kaybediyor. Talihsiz olaylar bu olay ile başlıyor ve devam ediyor. Olayın şokunu henüz atlatamayan aile kedilerinin de aniden ölümü ile şaşkına dönüyor. Kediyi hayvan mezarlığına gömdükten sonra eve dönen aile, kedinin yeniden dirilip eve geldiğini görünce dehşeti yaşarlar. Bu korkunç sır artık onların taşıması gereken ağır bir yüktür.


Gürcistan'da yaşayan Mary, hamile ve doğum yapmak üzere olan genç bir kadındır. Bebeğini dünyaya getirebileceği en güvenli yerin manastır olduğunu düşünür ve manastıra doğru yola çıkar. Oraya vardığı anda gördüğü ilgi karşısında çok mutlu olan genç kadın, her şeyin istediği gibi olmasından dolayı çok memnundur. Ancak bir süre sonra yaşanan garip olaylar Mary'i tedirgin etmeye başlar. Manastır hakkında biraz araştırma yaptıktan sonra korkunç gerçekleri öğrenir ancak kaçmak için çok geçtir.   


ALT KATTAKİ KATİL

Genç ve Güzel Avukat Alison Peters, her yönü ile adalet için savaşan ve hayatında düzgün olmaya çalışan bir insandır. Maddi olarak dar boğaza girince evinin alt katını James adındaki adama kiraya verir. Kısa süre sonra bu adam ile yakın ilişkiler kurmaya başlayacak ve kendi felaketini hazırlayacaktır. Adam dış görünüş ve karakteristik olarak düzgün görünse de aslında bir seri katildir. Alison, yakınındaki insanların tek tek ortadan kaybolmasına anlam yüklemeye çalışırken korkunç gerçekle yüzleşmek zorunda kalacaktır.


Eski kocasının kaçırıldığını öğrenen bir kadın, ona olan sevgisinden dolayı onu aramaya başlar ve yavaş yavaş ölümcül bir suç çemberinin içine girer.

KÖTÜLÜK DÜNYADA DEĞİL KİŞİNİN KALBİNDEDİR.

17 Nisan 2019

KÖTÜLÜK DÜNYADA DEĞİL KİŞİNİN KALBİNDEDİR.

Merhaba, bugün benim için biraz yoğundu. Sabah yürüyüş ve ev işleri, öğleden sonra pazarcılar odasındaki işler ve kuaför derken bu saat oldu. Aslında bu yukarıdaki çantanın da kenarını bitirirdim ama kısmet olmadı bu güne yarına Allah kerim.



Bu laleleri ben komşumuzdan istemiştim de vermemişti. neymiş dünüşüsü  Almanya'dan getirmiş veremezmiş. Üzüldüm bayağı bense glayörlerimden birini kökü ile vermiştim ona. Geçen sene yürüyüş yaparken Migrosta rastladım soğanı ile satıyorlardı hemen aldım. Diğer lalelerden farklı bir cins.


Şu an okuduğum bir kitap...



Bu da mazbata alınması sebebiyle kendime yaptığım mutluluk kahvem. Demokrasi kazandı....

Bir de Facebook ta haftanın bloğu seçilmişim blogger derneği tarafından sağolsunlar.....

OKUDUM 19- RÜYALAR ANLATILMAZ

16 Nisan 2019

OKUDUM 19- RÜYALAR ANLATILMAZ

Pilar, aniden ortadan kaybolan kocası Eyüp’ün başına kötü bir şey geldiğinden şüphelenmektedir. Çünkü kocasının habersiz ortadan kaybolması için bir sebep yoktur. Polisi arayan Pilar kocasının İstanbul uçağına binerek memleketine gittiğini öğrenince çaresizce evde beklemeye dayanamayıp soluğu İstanbul’da alır ve orada kocasının yıllardır görüşmediği ve kendisinin de ilk kez tanıştığı ailesinin yardımıyla Eyüp’ü bulmaya çalışır. Uyku problemleri çeken, uykuları kâbuslarla bozulan, ancak uyandığında hiçbirini hatırlamayan Eyüp’ün bir psikoloğun tavsiyesiyle tuttuğu rüya günlüğü de Pilar’ın yanındadır. Ancak günlüğün sayfaları ilerledikçe rüyalar kâbuslara devşirilecek, korkunç bir aile sırrı ortaya çıkacaktır

Yaşanmışlar unutulur ama yazılmışlar asla!
*****
Herkes neden her şeyi bilmek istiyor ki? Halbuki bildiğinin ağırlığıyla ezilir insan. Bildiğine ya teslim olur ya kurban.
*****
Keder her zaman mutluluktan daha çok saygı görüyor, başkalarının acısı, kendi şansıyla avunmak isteyenlere için için iyi geliyordu.
*****
İnsan içinde sakladıklarıyla yorulup kirleniyor en çok.
*****
İnsanlardan az şey beklemek hayal kırıklığı riskini azaltıyordu.
*****
Ölülerle konuşmaya çalışmanın dirilere bir faydası yok. Onlar kendilerini arayan sözcükleri sahiplenmeye yanaşmıyorlar. Ne söyleyecekse , yaşayanlara söylemeli insan. Vakit varken söylemeli.
******
 insan nedense en çok sevgisine kıymet vermeyenleri seviyordu.
*****
Aşk başka bir gezegene taşıyordu insanı, iki kişiden ibaret küçücük bir gezegene. Hava diye birbirlerinin nefesini soludukları yepyeni bir evrene.
*****
Evlat olmaktan memnun kalmamış olanlar, babalıktan medet umarlardı. Babasından görmediğini evladına göstermek kendi yapmadıklarını onda görmek, yaşanmamış bir çocukluğu temize çekebilmek için.
*****
Ruhunun hafiflemesine hiç izin vermiyorsun. Herkesle dövüşüyor, her şeyle savaşıyorsun. Böyle yaparak rahatlarım sanıyorsun. Ama bak , öfke en çok taşıyana yük, o yükün altında nasıl da eziliyorsun.

HAYAT KİN TUTMAK İÇİN ÇOK KISA

15 Nisan 2019

HAYAT KİN TUTMAK İÇİN ÇOK KISA

Herkese güzel bir hafta diliyorum. Haftayı eşek çiğdemi olarak anılan bahçe çiçeğimle açıyorum. 
Bilgisayarım laptopum arızalandı o tamirde idi, ancak elime geçti. Az önce aldım hemen bloğuma yazı girmeye başladım. Pardon günlük yazmaya:))
Hava hep yağmurlu, böyle olunca da bahçeye pek girilemiyor. Fideleri alıp ekmek lazım ama toprak çamur. Haftaya annem fideleri alalım, toprağa gömelim sonra ekeriz diyor. 


parkta içtiğim türk kahvelerinden biri..


Yürüyüş yapar iken rastladığım mine çiçeği topluluğu baharın müjdecisi olurlar. Tam bahar geldi dedik ama bir türlü ısınamadık..


Bir çanta daha bitirdim. Sap alınıp takılacak.


Daha geçen ayın dergileri okunmadan dururken, sıraya yenileri de girdi.

Akşam rüyamda rahmetli olan şefimi gördüm, depodayız badana yapılacak diye klasörleri dışarı almışlar, kuşlarda üstünü pislemiş.Ben bir sinir olmuşum sormayın bunlar nasıl temizlenecek diye bas bas bağırıyorum. Rahmetli tamam özlem düşünemedik şimdi çocuklara taşıtırım dedi. Bu arada parmağımda da alyans ve tek taş gördüm. Hayırdır hayra çıksın....

HAFIZA RUHUN KATİBİDİR.

08 Nisan 2019

HAFIZA RUHUN KATİBİDİR.

Bugün hava biraz kapalı, yağmur sabaha karşı çiselemiş ama sanki hala yağacak gibiydi tüm gün.



Sardunyalar açmaya başladı artık...  Şu an hıçkırık tuttu biri beni anıyor:)))  Diğer renklerin de açmasını bekliyorum...
Bugün sabah 09:00 evden çıktım 13:00 te eve girdim gezenti oldum yani:)) sabahtan benim doktor kontrolüm vardı oraya gittim. Orada işim bitince annemin ilaçlarını yazdırdım onları aldım. Derken arkadaş aradı çarşıya gel kahve içelim dedi, eczaneden çıkınca çarşıya gidip beraber kahve içtik. Bu arada pazar alışverişini de yaptım.


Yürüyüşte iken çektiğim bir foto bu.  Ne ağacıdır bilemedim... bizde erik, kiraz, ayva, vişne ve ceviz ağaçları var.
Diyete halen devam tartılmıyorum ki moralim bozulmasın:)) 15 günde bir tartılacağım. Karatay diyeti yapıyorum umarım başarı ile yol alırım. Diyete harfiyen uyuyorum. Mesela bugün sabah kahvaltımı bol yeşillik ile yaptım. 08:30 idi. o saatten bu saate kadar birşey yemedim. Şimdi :17:00 de bulgurlu semizotu ve bol salata yiyeceğim. Günde 2 defa beslenmeye alıştım artık.
Ayın 21 inde izmir'de nikah var, fakat ağbim İstanbul 'da tedavi gördüğü için gitmem imkansız artık hediyesini göndeririz kargo ile. 
Ağbim hafta sonları burda hafta içi İstanbul'da bulunuyor hala. Yara iyileşmesinde bayağı bir yol aldık. Tedavi olumlu  sonuç verdi. Şimdi ayakta şişlik olduğu için bacaktan anjiyo olacak onun araştırmasını yapıyoruz bu aralar. İnşallah o da geçecek. Film izleyemedim bu hafta sonu kısmet hafta içi bakalım izleyebilecekmiyim. 

Güzel bir hafta diliyorum hepinize...



BİR AVLUYA KAÇ ÖMÜR SIĞAR

04 Nisan 2019

BİR AVLUYA KAÇ ÖMÜR SIĞAR


Herkese merhaba, 
Bende durumlar aynı, diyete ve yürüyüşe devam şekersiz 21 gün olayını bende deneyimliyorum. Yukarıdaki çuha çiçekleri devamlı takıldığım çay bahçesinden...

Annem hala bahçe çiçekleri ile uğraşıyor. Eriği çok sever geçen sene yediği eriklerin çekirdeklerini bahçeye atmış oradan çıkan fideler var bahçe kenarına ektik hepsini...




Bu bizim bahçeden soğanlıgillerden bir çiçek, ismini bilmiyorum. Büyük ihtimal A101 çiçek soğanlarından ekmişimdir.



Koskoca mart ayında ancak bu kadar kitap okuyabildim. El ve bahçe işi ağırlıkta idi  mart ayı..


Ödüllü aktörler Kelly Reilly ve Luke Evans'in baş rollerini paylaştıkları 10x10 adlı filmde, Lewis adındaki adamın gizemli hikayesi anlatılıyor. Cathy adındaki kadına karşı sıra dışı hisler içerisinde olan adam, kadının takip ettikten sonra ses yalıtımı oldukça yüksek olan bir odaya kapatır. Kadından hem intikam almak hemde karanlık sırlarını itiraf etmesi için değişik yöntemler kullanmaya başlıyor. 01 Nisan 2018 vizyona giren gerilim türündeki film Suzi Ewing tarafından yönetilmiştir.


Hikaye, Jeanette ve oğlu Joe'nin etrafında şekilleniyor. Jeanette, golfçu kocasının vurdum duymaz halleri yüzünden evin tüm yükünü omuzlarında taşıyan bir annedir. Egosu yüzünden kaybettiği maç sonrası psikolojik sorunlar yaşamaya başlayan Jery, ailesini terk eder ve onları kendi hallerine bırakır. Bu sırada kasaba yakınlarında çıkan devasa orman yangınına müdahile etmek için harekete geçen Jery, geride bıraktığı ailesini soktuğu zor durumdan habersizdir. Terk edilmenin ağırlığını taşımak zorunda kalan Jeanette, hayatta kalmak için insan üstü çaba göstermek zorunda kalacaktır.


Erik, 30 lu yaşlarda bir inşaat işçisidir. Kız arkadaşı Moonika ile yaşayan genç adam, kız arkadaşından uzun bir süre haber alamaz. Sıradan günde işine doğru yola koyulan adam, aldığı telefon ile telaşa kapılır ve hastaneye gider. Kız arkadaşının doğum yaptığını öğrenen Erik, çocuğun kendisine ait olduğunu öğrenir. Bu durum karşısında şaşkına dönen genç adam asıl darbeyi kız arkadaşından alacaktır. Moonika, anne olmaya hazır olmadığını ve çocuğa bakamayacağını söyleyerek çocuğu erik'e bırakıp kayıplara karışır ve çaresiz adam bebeğini yalnız başına büyütmeye karar verir.

filmlerini izledim.

Güzel bir hafta osun hepimize....

OKUDUM 18 / GÖREMEDİĞİMİZ TÜM IŞIKLAR

03 Nisan 2019

OKUDUM 18 / GÖREMEDİĞİMİZ TÜM IŞIKLAR


Marie-Laure, bir müzede kilit ustası olan babasıyla birlikte Paris'te yaşamaktadır. Gözleri gün geçtikçe daha az görmeye başlayan Marie-Laure, altı yaşına geldiğinde kör olur. Babası ona yaşadıkları mahallenin mükemmel bir minyatürünü yapar, böylece her yeri parmaklarıyla ezberler ve artık dışarı çıktığında evinin yolunu bulabilecektir. Fakat bir sabah savaşın kara bulutları şehrin üzerine çökünce, yanlarında müzeye ait içi sırlarla dolu bir taş ile, Saint-Malo'da deniz kenarında bir evde yaşayan, yirmi yıldır dışarı adım atmamış olan amcalarının yanına gitmek zorunda kalırlar.

Almanya'da bir maden kasabasında kız kardeşi ile birlikte bir yetimhanede büyüyen Werner'in önündeki tek seçenek, on beş yaşına geldiğinde babasının öldüğü madende çalışmaktır. Işık kadar beyaz saçları ve sonsuz merak içinde yüzen zihni ile Werner özel bir çocuktur. Bir gün şans eseri eski bir radyo bulup onu çalışır hale getirince ve karşılaştığı her elektronik aleti dakikalar içinde tamir edince, bir subay tarafından keşfedilir ve sonradan bir katil ordusu olduğunu öğreneceği özel bir okula gitme fırsatı elde eder. Orada dâhi olmasının bedelini ödeyip, hayatın acı taraflarına tanıklık ederken, kendisini Marie-Laure ile kaderlerinin kesişeceği Saint-Malo'da bulur.

MİRAÇ KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

02 Nisan 2019

MİRAÇ KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

Miraç kandiliniz mübarek olsun. Ettiğimiz dualar kabul olsun.
Çiçeklerin ismini bilmiyorum, yürüyüş yaptığım parktan.


Dön babam dön yürüdüğüm park yukarıda, sabah erken çok kalabalık oluyor, genelde saat 10 gibi gidiyorum ama bu hafta pek gidemeyeceğim. Bahar temizliğine kalkıştım. O da efor sarf ettiriyor akşam üstleri bir yarım saat yürüyüp geleceğim.
Annem iyi bahçede çıkardığı çiçekler ile meşgul, Erik ağacına üzülüyor boy yukarı gittiği için erikleri toplayamayacakmış:))


Mart ayını kazasız belasız atlattılar:)) 1 nisan sabahı da yollara serildiler:))))

:)))


ALTIN YILLAR

Arthur, çalıştığı onca yılın intikamını alırcasına emekliliğin keyfini çıkartan yaşlı bir adamdır. Hasta karısı ve arkadaşları ile günlerini balık tutarak ve golf oynayarak geçiren adam, bankadan gelen telefon ile şoke olur. Banka yetkilileri yaşlı adamın emekli maaşının giderleri karşılayamadığını söylemektedir. Bu durum karşısında bankaya çok öfkelenen Arthur, ince planlamalar ile bankadan yüklü miktarda altın çalar. Bu son olmayacak ve hazır paranın tadını alan yaşlı adam kısa süre sonra usta bir hırsıza dönüşecektir.


RUST CREEK

İş görüşmesi için çıktığı evine dönemeyen genç kız ailesinde tedirginliğe sebep oluyor. Polisler ve ailesi seferber olan genç kız ormanda bulunuyor ancak ona ulaşmak hiçte kolay değildir. Mahsur kaldığı bölgeye insanın girmesi çok zordur. Oraya kim yada kimler tarafından götürüldüğü araştırılmaya başlanır.

İzledim.
Güzel bir hafta sizler ile olsun...