MUTLULUĞUMUZDAN YALNIZCA KALBİMİZ SORUMLU

31 Ağustos 2020

MUTLULUĞUMUZDAN YALNIZCA KALBİMİZ SORUMLU

Yine sıradan bir gün, sabah kalkıldı kahvaltı yapıldı, ortalık toplandı. Daha sonra biraz müge anlı izledim. Sonra üstümü değiştim, pazar arabamı aldım doğru minibüsle doğru pazara. İlk önce şöyle bir gezdim daha henüz turşuluklar çıkmamış. Genel bir pazarlık alışverişi yaptım. Meyve sebze aldım. Kent konseyinin dükkanına oturdum.Sabah kahvaltı yapmamıştım ben kendime çiğ börek ve limonata söyledim. Sonra da bir kahve aldım.


Kalkmadan önce 2 tane de lokma aldım anneme. Minibüsle eve geldim yine. Aldıklarımı yerleştirdim. Yeşil fasulyeyi ayıkladım ocağa vurdum. Ağbim geldi kahveden öğlen yemeği hazırladım yedi.
Yemek ve bulaşıktan sonra dizi izlerim demiştim. Yeni bir diziye başlamıştım
9-1-1 lone star 2 bölüm izlemiştim. Telif hakları nedeni ile yayından kalkmış üzüldüm güzeldi. Şimdi Alta mar izlemeye devam...


SEVDİKLERİNİZE YÜREĞİNİZDE NE VARSA HİSSETTİRİN

30 Ağustos 2020

SEVDİKLERİNİZE YÜREĞİNİZDE NE VARSA HİSSETTİRİN

30 Ağustos zafer bayramımız kutlu olsun. Bugün sabahtan işim vardı çarşıda, bittiğinde kahvemi içerken bu pozu çektim sizler içinde.
Günler hep aynı şekilde devam ediyor, olası bir değişiklik yok. Sadece tarhana çıkardık şu an benim yatağın üstünde kuruyor. Ben başka bir odaya transfer oldum uyumak için:))

Çarşıya inerken rastladım bu güzele de dükkanın merdivenlerine yayılmış uyuyordu.


Dizi izlemeye devam Alta mar dizisinin 1. sezonu bu gün bitti daha 2 sezonu var izlenecek.


Ağustos ayında okuduğum kitaplar sağdaki 3 tane kütüphaneden...

Eylül ayı daha fazla okumalı izlemeli olsun inşallah...

Sevdiklerinize yüreğinizde ne varsa hissettirin.
Belki ne yarın olur, ne de yarın O olur.
Hayat geç kalmayı affetmez.


Ahmed Arif

ARKANDA BIRAKTIĞIN ŞEYLERİ DÜŞÜNME

28 Ağustos 2020

ARKANDA BIRAKTIĞIN ŞEYLERİ DÜŞÜNME

Bahardan kalma mine çiçeği arşivde unutulmuş. Günler her zamanki gibi geçiyor. Ev işi, nette dizi yada film izleme, kitap okuma eylemleri rutin olarak devam ediyor. Bugün de sabah kalkıldı, kahvaltı edildi, ağbimin ayağına pansuman yaptım. Ortalığı toparladım, bulaşıkları yıkadım. Üstümü giyindim evden çıktım. Geçen sene diktirdiğimiz bir nevresim vardı diken kişi yorgan girişini yandan bırakmış kullanamadık, onu dikişi düzeltilsin diye yine tekstil  atölyesine götürdüm. Evin bıçakları körelmiş onları bilelettim. Eczaneden steril gazlı bez aldım. Ucuzlukçuya pazar arabası gelmiş 1 tane aldım. Kollarım kopuyor yeri geldiğinde alışverişi taşırken. Şimdi zaten önümüzdeki ay turşu ayı zaten malzeme alırken bayağı işime yarayacak. Eve geldim 


etkinlik filmi olan çelik manolyalar filmini izledim.


ÇELİK MANOLYALAR

Çelik Manolyalar, bir güzellik salonunun etrafında birbirleriyle çok iyi arkadaş olan bir grup kadının yaşamlarından kesitler aktarıyor. 80li senelerde Louisiana'da yaşayan bir grup kadının, kocalarıyla ilgili bazı sorunları vardır. Kimi ölmüştür, kimi depresiftir, kimi daha evlenememiştir bile. Böylelikle bu kadınlar giderek kendilerini dedikodunun dayanılmaz çekiciliğine kaptırırlar. Dedikodu, bu kadınların en iyi yaptığı şeydir. Dışarda başka insanlarda arayıp da bulamadıkları birçok şeyi kendi aralarında ve bu küçük güzellik salonunda buluyorlardır.

Julia Roberts izlemediğim bir filmi idi beğenerek izledim.

Akşam bir dizi daha bitirdim.


UNBELIEVABLE

Dizi senaryosu Marie'nin gerçek yaşam hikayesini anlatmaktadır. Dizide genç bir kız tecavüze uğraşmış olduğunu söyler fakat bu iddaası herkes tarafından yalanlanır ve bu genç kızın iftira attığı söylenir. İki kadın dedektif ise bu gerçeği çözerek bu bilinmeyen suçluyu bulmak için kolları sıvar.

Gerçek bir hayat hikayesi olduğu için sürükleyici idi.

Ay sonu olduğu için yeni bir kitaba başlamadım. Ayın sonuna kadar dergi okuyacağım.
Son okuduğum 2 dergi, şu an da pozitif dergisi okuyorum




OKUDUKLARIMDAN 29

27 Ağustos 2020

OKUDUKLARIMDAN 29







DUYGULARINIZ DÜŞÜNCELERİNİZİN KÖLESİ VE SİZDE DUYGULARINIZIN KÖLESİSİNİZ.

25 Ağustos 2020

DUYGULARINIZ DÜŞÜNCELERİNİZİN KÖLESİ VE SİZDE DUYGULARINIZIN KÖLESİSİNİZ.

Sıradan günlerden biri işte. Tek farklılık yeni sipariş verdiğim kitaplarımın kargoyla kuaförüme gelmiş olması. Sabah kahvaltıdan sonra mutfakta derin bir temizlik yaptım. Tarhana çıkaracağımız ve tarhana sereceğimiz çarşafları bulup çıkardım ve yıkadım. Tarhanayı her gün yumrukluyoruz, kabarıyor yani mayalanıyor. 

Dün kitap siparişimi kontrol ettiğimde, kargoya verildiğini gördüm. Bugün içinde geleceğini tahmin ettim. Öyle de oldu öğlen baktığımda kuaförüme teslim edildiğini gördüm. El mahkum evden çıktım, yolda tekstil atölyesine uğradım şort verdim lastiği kesilip yenilecek. Yarın alabileceğimi söylediler. Ordan kütüphaneye geçtim.


Aldığım kitapları teslim ettim. Oradan peynirciye geçtim biraz alışveriş yaptım, çöp tenekem çürümüş onun içinde yeni bir peynir tenekesi aldım. Aldıklarımı kuaförüme bıraktım bankaya geçtim. Tekrar kuaförüme döndüm. Saç açıcı tarak ve ayak törpüsü ve pedikür tozu sipariş vermiştim onlarda gelmiş. Hem kitaplarımı hem bu siparişlerimi alarak parka geçtim.


Yeni gelen kitaplarım bunlar. Bir tane sade türk kahvesi içtim ve eve geldim.


Etkinlikte yer alan  Ye dua et sev filminin izleme zamanını kaçırmıştım malum kışlık hazırlıklar ile uğraştık. Onu izlemeye başladım.


YE DUA ET SEV

Efsanevi aktrist Julia Roberts'in Pretty Woman (Özel Bir Kadın)sonrası romantik komedi zincirlerine eklenen bir yapım ile karşı karşıyayız. Elizabeth Gilbert’in filmle aynı ismi taşıyan ve kendi hayat deneyiminden yola çıkarak yazdığı ses getirici kitaptan beyazperdeye uyarlanan filmde, acılı bir boşanmanın ardından kendini bulma ümidiyle İtalya, Hindistan ve Bali’yi kapsayan uzun bir gezi turuna çıkan Elizabeth’in hikayesini anlatılıyor. Tabi ki bu geziyi genç kadın için unutulmaz kılacak olan şey, yakışıklı Latin erkeği Javier Bardem'in canlandırdığı Felipe'nin Elizabeth'in kalbini çalması olacaktır. 

Daha önce izlemiştim şimdide severek izledim.

Akşamda bir dizi bitirdim


MARCELLA

Marcella, eşi tarafından onu artık sevmediği gerekçesiyle terk edildiğinde bu durumu aşabilmek için 10 yıl önce ailesi için bıraktığı cinayet masasındaki görevine polis olarak geri dönmeye karar verir. 10 yıl önce takibini yaptığı sonuçsuz kalan bir cinayet davası kendini tekrar ediyor gibi görünmektedir. Yakın zamanda işlenen bu cinayetler 10 yıl öncesinin devamı mıdır? Marcella’yı bir yandan bu cinayetleri, bir yandan da eşinin kendisini terk edişinin altında yatan gerçek nedenleri araştırırken izleyeceğiz.

İlk iki sezon çok güzeldi ama 3. sezonu pek beğendim diyemeyeceğim.




Başlık ye dua et sev kitabından

HEP İYİDEN ÖNCE KÖTÜYÜ GÖRMEK HUYUMDUR.

24 Ağustos 2020

HEP İYİDEN ÖNCE KÖTÜYÜ GÖRMEK HUYUMDUR.

Hepinize güzel bir hafta diliyorum. Ben haftaya pek güzel başlamadım. Komşunun oğlu sakız fabrikasında çalışıyor, geçen gün bir poşet anneme sakız vermiş ( yıldızım marka). Benim dün uzun yıllardır çiğnemediğim sakızı çiğneyeceğim tuttu:)) sakızı çiğnerken ne oldu ise sağ alt çenedeki diş dolgum çıktı yerinden:)) uzun zamandır dilime bir şeyler geliyor bir tuhaflık var diyordum sonuçta dolgudan oldum:)) Sabah kalktık kahvaltı ettik, dişçimi aradım. Deniz dedim durum böyle böyle hemen gel abla dedi. Hemen üstümü giyindim, minibüsle aşağı indim, muayehaneye geçtim. 
Baktı yanındaki dişte hasarlı dedi ister çekelim ister dolgu yapalım dedi. Ben dolgu yapalım dedim. Bu gün bir dişi halletti diğer diş için haftaya perşembeye 3 eylüle randevu verdi. Bir dolguya 350 tl bayıldık sabah sabah. 


Oradan Zehranın yanına geçtim. Biraz sohbet ettik. Otomatik ödeme de elektrik faturasının yarı fiyat çekilmiş. Müşteri hizmetlimi aradım neden dedim, meğersem elektrik idaresi 2 ye bölüp taksit yapıyormuş:)) oradan çıktım kuaförüme uğradım, kargo gelicek haberin olsun dedim. Kitap siparişim var da gelecek. Saç açıcı tarak ve ayak törpüsü siparişim vardı daha gelmemiş. Manavdan alışveriş yaptım parka geldim. Bir çay bir kahve içtim.




Eve geldim malzemeleri yerleştirdim. Akşam dayımın oğlu köyde ektiği yeri bozmuş, ki ektiği yerdeki tarlada annemin de hakkı var. Oradan bize karpuzlar, yeşil fasulyeler, çarliston biberler, patlıcanlar, domatesler getirmiş 3 büyük poşet. Bu haftaki bazı alışverişleri iptal ettim böyle olunca olmayanları aldım manavdan:)) akşama da karnıyarık yapalım dedik annemle.

Marcella 3. sezon 6. bölümdeyim. Kitap okumalarına ara verdim dergi okuyorum bu hafta.


Şimdilik kafka okur ve bayan yanı dergilerini okudum.




OKUDUKLARIM 53 SİNESTEZİ

23 Ağustos 2020

OKUDUKLARIM 53 SİNESTEZİ

On üç yaşındaki Jasper, sinestezi hastasıdır. Etrafındaki hiç kimsenin göremediği, renklerden oluşan bir dünyada yaşar; kelimeleri, rakamları, haftanın günlerini, duyduğu sesleri ve konuşmaları farklı renklerle algılar.

Jasper hakkında bilmeniz gereken başka şeyler de var:

Diğer insanlarla kıyaslandığında dünyayı bambaşka bir şekilde algılar, babası bile ne gibi renkler gördüğünü anlayamaz.
İnsanların yüzlerini hatırlayamaz, hatta kendi çehresini bile tanıyamaz.
Papağanlara hayran, hevesli bir kuş gözlemcisidir.
Yaşadıkları sokağa yeni taşınan ve güzel bir kadın olan Bee Larkham’ın öldürüldüğüne şahit olur ve cinayetin rengini görür.
Gördükleri hoşuna gitmeyen ve vicdanını rahatlatmak isteyen Jasper, her şeyi polise itiraf etmeye kararlıdır çünkü Bee Larkham’a çok kötü bir şey yaptığının bilincindedir. Oysa babası, her şeyi örtbas edeceği konusunda ona söz vermiştir. Oğlundan tek istediği, polise herhangi bir şey anlatmamasıdır. Üstelik yüzü bilinmeyen katili yakalamak neredeyse imkânsızken, şüpheliler listesinin ilk sırasında Jasper’ın adı yer almaktadır.

Neler yaşandığını daha iyi anlayabilmek için birkaç ay öncesine dönüp, olaylara Jasper’ın gözüyle bakmak gerekecektir. Hafızasına güvenmeyen çocuk, tüm yaşadıklarını boyaları ve resimleriyle betimleyip, anımsayabilmektedir.

Onun rengârenk dünyasına girdikçe, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını fark edeceksiniz.

Bu sıra dışı ve dokunaklı roman, dünyayı daha değişik bir şekilde algılamanızı sağlayacak. Jasper’ı, kitabı bitirdikten sonra bile uzun süre unutamayacaksınız.

İlk önce sinestezi nedir onu merak ettim. 
Psikolojik polisiye olarak beğendiğim bir kitap oldu. Kitabın konusuna ilişkin yazmak istemiyorum.  Eğer ki okumaya karar verirseniz, heyecanı ve sürprizi bozulsun istemiyorum. Ben arka kapak yazılarına göre ve diğer incelemelere göre kitap alan birisiyim. Umarım sizde beğenirsiniz.

Cinayet beni mutsuz eder.
*****
İnsanların yerini eşyalar gibi dolduramazsınız. Hayat böyle değildir.
*****
Kimse gözetlenmekten hoşlanmaz.
*****
İyi ve kötü öğrenciler alınlarından damgalanmadığı için, birbiriyle aynı olan üniformalarından ayırt etmek hiç kolay değildir.
*****
Tanıyamadığın birinden saklanmak imkansızdır.
******
Kaç yaşında olursan ol, anneni kaybetmek zordur.
*****
İnsanların, en beklemediğin anda sana düşman olmak gibi bir alışkanlığı vardır.
*****
İlk tanışma, kritik biçimde önemliydi çünkü söylediğine göre izlenimlerin oluştuğu an buydu.
*****
Geçmişi bırak, geleceğe bak.
*****
Geçmişe tutanamazsın.
*****
Kimse seyredilmekten hoşlanmaz.
*****
Kazara bir şeyi ağzından kaçırmak yerine, bir an düşünmek önemlidir.
*****
Herkes mutlu olmayı hak eder.
*****
Hayat adil değildir. En iyi insanların başına korkunç şeyler gelebilir.
*****
Ev sahibini üzmek, çok kaba bir davranıştır.
*****
Bu dünyadaki bazı şeyler çok kırılgandır. Asla tamir edilemez.
*****
Kazaların evde olma olasılığı çok yüksektir ve yılda ortalama altı bin ölümle sonuçlanır.
*****



KİTAPTA ADI GEÇEN DİZİLER



CRIMİIAL MINDS


LAW AND ORDER

BU GÜN GÜNLERDEN TARHANA İDİ

22 Ağustos 2020

BU GÜN GÜNLERDEN TARHANA İDİ

Havalar yine sıcak gitmeye başladı. Bugün erken kalktım. Çünkü günlerden tarhana günü idi. Zamanım ancak bizimkilere kahvaltı hazırlayıp, ağbime pansuman yapacak kadar idi. Daha sonra ben üstümü giyindim elimde liste çarşıya doğru harekete geçtim. Geçen sene tarhana yapmadık, annem istemedi. Sonra kışın canı çekince Komşumuz zonguldaklı Hatice abladan biraz istemiş. Nazının kime gececeğini biliyor bizimki:)) onun tarhanasını yedik kışın çok güzelmiş hakketen. Bu sene onun tarhana tarifini yapmaya karar verdik. Akşam bana sen malzemeleri al hazırla ben yoğuracağım dedi. Bizim klasik tarhana tarifimiz aşağıda 2013 yılında babam bana yaptırmıştı rahmetli tarhayı


Elimde liste ile ilk önce Unak fırına uğradım poğça kurabiye alıp, askıya da ekmek bıraktıktan sonra parka geçtim çay eşliğinde kahvaltımı yaptım. Kedi de yakınımda idi hemen.


Sade kahvemi de içtikten sonra, baharatçıya uğradım, oradan salçacıya geçtim, en son manava uğradım. Eve geldim hazırlıklarımı yaptım, yoğurmak içinde komşum Hatice abla geldi. Bu işi de hallettik böylece.


MALZEMELER

Yarım kilo biber salçası 
yarim kilo domates salçası 
1 kilo kırmızı biber kaynatılıp kevgirden geçecek 
1 kilo domates rendesi kaynatılacak
 1 kilo mor soğan doğranacak az su ile  birlikte kaynatilacak. Domates ve soğan rendesi kaynatildiginda en son içine 1 paket sanayag atin hamura girsin. Çıkarırken hamur ele yapışmıyor.
1 kilo yoğurtun kaymağını alın kesinlikle olmayacak 
1 demet maydanoz rondodan geçecek. 
1baş sarımsak ezilip ilave edilecek. 
1 tane ekmek hamuru
1tüp baharatcida satılan karışık baharat 
 1 kasede geçen senenin tarhanasinı yoğururken ilave edin.
ve 
aldigi kadar un. 
1 hafta yoğrulacak haftasına hamurdan küçük parçalar koparılıp kurutulacak ve kevgirden geçirilecek. 

Allah sağlıkla yemeyi nasip etsin bizlere. Haftaya cumarteside çıkaracağız.








HİLE İLE ELDE EDİLEN BAŞARININ ÖMRÜ KISADIR.

21 Ağustos 2020

HİLE İLE ELDE EDİLEN BAŞARININ ÖMRÜ KISADIR.

Tünaydın herkese, yorgunluktan ancak bu saatte kalkabildim 11:00.... Dün sabah erken kalktım, kahvaltı hazırladım. Ben yine dışarı çıkacağım için kahvaltı etmedim. Saat 10:30 da giyinip evden çıktım. Yürüyüş yaparak gittim. İlk önce eczaneye uğradım, ağbimin ayağındaki yara kapanmadı rif iğnesi ile pansuman yapıyorum bant bitti bant aldım. Meret ne de pahalılanmış, tam 45 tl tuttu. Unak fırına geçtim bir poğaça bir kurabiye aldım. 2 ekmek askıya bıraktım gelmişken. Oradan çıktım manava geçtim İstanbukdan gelen mal mnibüsüde yanaşıyordu zaten. Bilgin hemen kapya biber sandıklarınıindirdi bende poşet almıştım içeriden 10 kilo bir biber ayıkladım.Topan patlıcan baktım yokmuş. 5 kilo da normal patlıcan aldım. Parka geçtim çay ile poğaça ile kahvaltı yaptım yanımda da aşağıdaki güzellik mışıl mışıl uyuyordu şekilden şekile girdi yanımda:))


Eve geldim şöyle güzelce bir ateş yaktık.


Odunluktan kalın odunlar ile güzelce harladık ateşi közlendirdik.
Biberleri patlıcanları közledik, ateşten alır almaz bir poşetin içine koyup ağzını kapatıyoruz ki terlesin kabukları daha rahat soyulsun.
Saat 18 de işimiz bitti. Kabuklar soyuldu buzdolabı poşetlerine altına 2 patlıcan, üstüne biraz biber ile paylaştırdık. Kışlık haftada bir sarımsaklı yoğurtla yenir artık. 


Yorgunluk kahvemizi de içtik.
Akşam yemeğinden sonra da kitap okudum ancak. Dizi film izleyemedim.


İNSANIN İNSANA VEREBİLECEĞİ EN DEĞERLİ ŞEY YALNIZLIKTIR.

19 Ağustos 2020

İNSANIN İNSANA VEREBİLECEĞİ EN DEĞERLİ ŞEY YALNIZLIKTIR.

Bugün boğucu bir sıcaklık vardı, öyle ki kuaförde boya şişmesin diye klima çalıştırdık yasak olmasına rağmen. Evet evet kuaför de idim bu gün. Sabah kahvaltıdan sonra randevum vardı, evden erken çıktım un ak fırına uğradım taş fırın simit, anneanne kurabiyesi aldım, askıya da 2 ekmek bıraktım kahvaltı etmek için parka geçtim. Ajda çay (büyük bardak) eşliğinde kahvaltımı yaptım. Tek çay kesmedi 2. ciyi de söyledim. Ardından birde sade türk kahvesi söyledim. Malum kuaförde bir şey yiyip içmek yasak. Depomu fulledim de girdim kuaföre:)) tam 11 de girdim kuaföre randevu saatime uydum saat 16 da kuaförden çıktım boya, röfle, pedikür bu kadar saat tuttu Allah'tan fazla gelen giden yoktu. Biz bize idik. Ben saçlarıma röfle attırıyorum ki beyazlar fazla belli olmasın.


Kuaförde bekler iken birde böyle poz aldım. 10 sayfa filan kitap okudum. İşim bittiğinde yan tarafa manava uğradım bir marul aldım:) Bilgin, olmadı abla bu kadar az malla çıkamazsın dükkandan dedi:)) güldük. Kırmızı kapya biber ne zaman gelicek diye sordum. Yarın 11- 12 arasında gel malı seçersin dedi, malum közde biber yapacağız düz olması lazım. Yarın sabah ta onun için gideceğim manava.


Ardından Zehra sanat evine arkadaşa uğradım. Bana bir kitap sipariş etmişti geçenlerde bende teslim etmiştim kitabı. O kitabın ücretini almadım, her gün dükkanda Kuran okuyor babama bir yasin okursun demiştim. Sabah mesaj atmış bu sabah babanın ruhuna okudum diye, bende kuaför sonrası uğrayacağımı yazmıştım. Bir iki lafladık, sonra çıktım Kurukahveci bakkaloğullarında bir limonata içtim. Minibüs ile eve geldim. Sütçü gelmemiş bu gün telefon açtık bizi unutmuş, köye giderken döndü hemen kısa yoldan sütü getirdi. Yoğurt mayalamak için kaynatıyoruz şimdi. 





Başlık edip canseverden

OKUDUKLARIM 52 FLANÖZ

18 Ağustos 2020

OKUDUKLARIM 52 FLANÖZ

Paris'in cam ve çelik kaplı pasajlarında doğan ve “amaçsızca dolaşan kişi” anlamında kullanılmaya başlanan “flanör” kelimesi Lauren Elkin'in bu kitabıyla erilden dişile çevrilerek “flanöz” oluyor. Yazar, sözlüklerin çoğunda bulunmayan bu hayalî kelimenin temsil ettiklerinden yola çıkarak yazdığı kitabında bizi Paris, New York, Tokyo, Venedik ve Londra'nın sokaklarında George Sand, Virginia Woolf, Jean Rhys, Agnès Varda, Sophie Calle, Martha Gellhorn ve Joan Didion gibi flanözlerin ayak izlerini takip ederek yürümeye davet ediyor. Elkin, yaşamöyküsünü, gezi notlarını ve edebi eleştiriyi bir araya getirerek yarattığı bu mozaikte kadınların edebiyat, sanat, tarih, sinema aracılığıyla metropolle kurdukları ilişkilerin seyrini ilham verici bir üslupla kayda geçiriyor.

“Kadınların kamusal alanda hak iddia edişine dair moralleri yükselten, toplumsal cinsiyet rollerini esneten bir eleştiri.”

–Deborah Levy, The Guardian, Yılın Kitabı

“Şehrin yürüyen kadınlarının tarihinin flanör edebiyatına eklendiğini görmek için yıllarca bekledim ve buna nihayet Elkin'in gerçekten akıl dolu, harika kitabıyla kavuştum.”

–Vivian Gornick

 Blogger arkadaşların bloglarında gördüğüm merak ettiğim bir kitaptı. Kütüphaneye gelince okumak farz oldu.Yazar  geziler sırasında o şehirlerle tanıdığımız yazarlar ile bizleri buluşturmuş, tarihten, kültürel değerlere kadar çok keyifli bir kitap yazmış. O şehirlere seyahat etmiş olanlar da bu kitabı zevkle okuyacaklardır.

KİTAPTAN ALINTILAR

Yürümekle çözülür her şey.
*****
İnşa ettiklerimiz yalnızca ne olduğumuzu ve olacağımızı yansıtmaz, onu belirler. Marshall Berman kentsel mahvoluş üzerine yazdığı bir makalede " Bir şehir, ortak ölümsüzlüğe dair bir teşebbüstür. Ölürüz, ancak şehrin biçiminin ve yapılarının hayatlarına devam edeceklerini umarız."
*****
Çevre belirleyici, yapıcıdır; sizi olduğunuz kişiye dönüştürür, istediğiniz şeyleri yapabilmenize olanak sağlar.
*****
Mekanlar olayları hatırlatır.
*****
İnsanın kendini keşfetmesinin hayat boyu süren bir deneyimler bütünü olduğunu çoktan öğrenmiştim.
*****
Kadınların ne denli özgür olduğu, o ülkenin ne denli özgür olduğuna dair  doğal bir ölçüdür.
Charles Fourier
*****
Bir insanın ayağa kalkıp, yeter demesiyle Devrimler bireyler tarafından gerçekleştirilir.
*****
Kartpostal gezginin işaret fişeğidir, karanlıkta yakılır ve mevcudiyetin habercisidir. İçlerine mesafeler inşa edilir. Onları bir yerden alır, ziyaret ettiğiniz yerin temsilcisiymiş gibi başka yere gönderirsiniz.Amaçları budur. Onun belli bir yerle olan bağına öylesine derinden inanırız ki kartpostal, bizim gerçekten orada olduğumuzun kanıtı haline gelir.
*****
Bence insanı insan yapan yalnızca yetiştirildiği değil, sevdiği yerlerdir de; yerleştiğimiz yerlerin aslında içimize yerleştiğini düşünüyorum.
*****
İnsanları anladığınızda yaşadığınız yerleri daha iyi yaşadığınız yerleri anladığınızda da insanları daha iyi anlarsınız.
*****
Dedikodu trajediyi sever.
*****
Yaşadığımız yer yaşamımızda yer eder.
*****
Her cümle bir dönüm noktasıdır.
*****
Şehirlerimizi yürüyerek tanırız ve ayrıldığımızda çehreleri değişir. Geri döndüğümüzde artık o kadar emin adımlarla yürüyemeyiz aynı şehirde.
*****
Bırakın yürüyeyim. Bırakın kendi hızımda ilerleyeyim. Bırakın hayatın içimde, etrafımda dolaşmasını hissedeyim. Bana heyecanlı olaylar verin. Bana beklenmedik dönemeçleriyle köşebaşları verin. Bana tekinsiz kiliseler, güzel vitrinler ve uzanabileceğim parklar verin. Şehir sizi heyecanlandırır; bir işe başlamanıza, hareket etmenize, düşünmenize, istemenize, bağlanmanıza alan açar. Şehir, hayatın ta kendisidir.”
*****
Yürümek ayaklarınızla şehrin haritasını çıkarmaktır.

KİTAPTAN MÜZİKLER












KİTAPTAN FİLMLER



Lost in translation 2003 yılı filmi.



Ponyo


Pricess mononoke


Cleo beşten yediye


A Bout de Souffle


Les Parapluies de Cherbourg


Oz büyücüsü

KÜSMEK BAŞKA BARIŞMAK BAŞKA BİR KUVVET KAZANDIRIR.

16 Ağustos 2020

KÜSMEK BAŞKA BARIŞMAK BAŞKA BİR KUVVET KAZANDIRIR.

Ağustos 15 ten sonra hava değişiyor gibi geliyor bana, şimdi rüzgarlar başladı. Havalar tam közleme yapma havası biber patlıcan közlemeleri başlar artık. Bende haftaya kırmızı biber alsam iyi olacak. Pazartesi fiyatlara bir bakalım nasıl pazarda.
Bugün hepimiz geç kaldık kalkmaya:)) ben kahvaltıyı hazırladım tekrar yattım:)) onlar kahvaltı yaptılar. Sonra ben kalktım çeyrek tost bırakmışlar bana bende biraz üzüm çıkardım dolaptan yıkadım, biraz peynir ile birlikte sabah kahvaltımı yaptım. Ağbim tekrar yattı.  Bende bilgisayarı açtım, bir film seçtim.


ZOR ZAMANLARDA AŞK 2018

Nazi Almanya’sın da yaşamak her geçen gün kötüye gitmekte. Ötekileştirmenin, acımasızlığın ev Irkçılığın, en üst seviyelere ulaştığı bu zamanlarda hayatta kalmak adeta pamuk ipliğine bağlıdır. Cani Nazi askerleri tarafından esir edilen bölgedeki binlerce insan. Elbette her asker aynı kötülükte değildir. Siyahi bir kızın askere olan aşkını konu ediniyor. Nasıl olabilir de böyle bir ortamda böylesine kalbi körelmemiş gençler hala var olabilir? Belki de bu sisteme en başından beri karşıdırlar 

Beğenerek izledim, hatta filmin sonunda bir kaç damla gözyaşı döktüm. Gerçi herkesin duyguları farklıdır kimi ağlamayabilir.

Filmden sonra karışık kızartma ve bulgur pilavı yaptım. Öğlen yemeklerini yediler, kalan lar akşamıda idare eder. Bulaşıkları hallettim, ağbim kahveye gitti, annem uzandı, bende çemberimde gül oyanın bir bölümünü daha izleyim dedim.



Başlık Hasan Ali TOPTAŞ Heba kitabından

EN HIZLI GİDEN YALNIZ GİDENDİR.

15 Ağustos 2020

EN HIZLI GİDEN YALNIZ GİDENDİR.

Yoğurt kovalarındaki çiçeklerimiz.... Kimi saksıda, kimi tenekede, kimi de böyle kovalarda budak budak ekilen toprağa tutunanlar...
Yazın son aylarındayız artık yavaş yavaş yaprakları sararıp dökülüyor, kışa yerlerine geçmek için hazırlık yapıyorlar...
Sabah hepimiz geç kalktık, hemen sofrayı hazırladım tostlarını yaptım. Onlar kahvaltı yaptı bana da çeyrek ekmek tost bırakmışlar:)) bende tostumu yedim kahvaltımı yaptım, ilaçlarımı içtim. Ortalığı topladım, makinaya çamaşır attım. Arka evlerin camlarını açtım havalanması için. Sonra kendime bir fincan kahve yaptım, mutfak kapısının önündeki masada içtim.


Ağbim kahveye gitti, Şarköy'den üzüm getirmişler. O da 2 kilo almış onu getirdi eve, ben de buzdolabına yerleştirdim. Yeşil fasulyeler kurudu, annem de onları çıkardı topraktan, hepsini karşımızdaki boş araziye attık. Hazır bahçe kapısı açılmışken çöpü de konteynıra boşalttım. 

İlk önce çemberimde gül oyayı bir bölüm izledim. Daha sonra


MUCİZE 2017

Wonder izle, beşinci sınıfa başlayan bir çocuk, yüz farklılıkları yüzünden ilk defa normal bir okula giden August Pullman’ın ilham verici hikayesine odaklanan film romandan sinemaya uyarlanmıştır. Auggie adındaki çocuğun normal okula gitmesine engel olan yüzü beşinci sınıfa başladığında kahramanların en benzersizi olur. Bu çocuğun ailesi ise arkadaşlarının merhametlerini ve kabullerini bulmak için büyük bir çaba içerisine girerken çocuğun olağanüstü yolculuğu bütün herkesi birleştirecek ve öne çıkmak üzere doğduğunuzda karışamayacağınızı kanıtlar. 

Filmi daha önce izlemiştim, tekrar izledim. Şimdi kitap okumaya gidiyorum:)) bu kadar net yeter






OKUDUKLARIM 51 GÖNÜL BEKLEME

14 Ağustos 2020

OKUDUKLARIM 51 GÖNÜL BEKLEME

"Sözlerin kitaplarında duruyor. Onları yıllardır okuyorum. Ömrümün üçte ikisini onları okuyarak geçirdim. Her defasında ilk kez okuyormuşum gibi hissediyorum. Her seferinde yeni bir kapı açılıyor. Bir perde aralanıyor. Bir tecelli oluyor. Bir güzelliğe boğuluyorum. Bir sır ifşa oluyor. Bir yaram iyileşiyor. Bir hüznüm artıyor. Bir ışık yanıyor. Yıldız gibi yanıp yanıp sönüyor. Bir gül açılıyor. Bir leylak kokuyor. Bir rüzgâr esiyor. Bir ağustos böceği ötüyor. Bir kadın ağlıyor. Bir yer yırtılıyor. Bir namaz kılınıyor. Bir insan binası yıkılıyor. Bir ruh arınıyor."

1970'ler... Anadolu'da okulu-evi-Nigar'ı arasında gidip gelen bir genç... Bir karşılaşma... Bir yol… Bir öğreti… Bediüzzaman Said-i Nursi’nin öğretisi… Hikmet ve irfanla karşılaşan gencin sırlı perdeyi aralayıp hakikat yolunda ilerleyişi… İşte şahit olacağımız hikâye.

Sadık Yalsızuçanlar’ın daha evvel Dem ismiyle yayımlanan bu romanı Gönül Bekleme diyerek kendini bulma arayışında olanları okuma serüvenine yeniden davet ediyor.

Kitabı bir çırpıda bitirdim, çoğunluk Bediüzzaman Said-i Nursi anlatılıyor kitapta. Pek tarzım olan bir kitap değildi. Yazarı da ilk defa okudum.

KİTAPTA ALTINI ÇİZDİĞİM CÜMLELER

Gönül deniz, dil kıyıdır, derler. Denizde  ne varsa kıyıya o vururmuş.
*****
Seni yatırıyorum gözlerimde. Yağmur suyu gibi.
*****
Ne dünyadan kazandığınıza sevinin ne yitirdiğinize üzülün.
*****
Söz zihne özgüdür, kelam ise gönüle mahsustur. Kelam söylenmeyendir. Söylenince de mayalanandır.
*****
Seyreyle güzel kudret-i Mevla'm neler eyler.
*****
Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredersin.
*****
Adalet bir şeyi yerli yerine koymaktır.
*****
Öldürmeyen yara güçlendirirmiş.
*****
Gayretin ne kadar tatlı ve hayırlı bir şey olduğunu bilsen, ömrünün bir anını bile boş geçirmezdin.
*****
Abdulhakim Hüseyni, yoksulluk insanı Allah'a ulaştıran en güzel yoldur.
*****
Hayat filme misaldir.
*****
Ölümün sırlarını çözmenin yolu, yaşamın gizlerini tanımaktan geçiyor.
*****
Her zaman iman bir şevktir.
*****
Ne kadar gülmek istesekte kabul etmeliyiz ki ağlamak da gülmek de bizim hallerimizden ve zaaflarımızın belirdiği bütün güzel haller gibi bize yakışıyor.
*****
Sevda yüksek bir gönül meselesidir.
*****
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır.
*****
İnsan konuştukça yalnızlaşırmış.
*****
Her şey yok olup gidicidir. Ona bakan yüzü müstesna. Hüküm O'na aittir, siz de O'na döndürüleceksiniz.
*****
İnsanların birbirine yaptığı dualar makbul ve değerlidir.
*****
İnançla inkarın ortası olmaz.
*****
Birinin hatası ile başkası sorumlu tutulamaz.
*****
Sizin hiç babanız öldü mü, benim öldü, kör oldum.
*****
Mutluluğa olduğu kadar felakete de gereksinim duyduğumuz doğrudur.
*****
Aşkın gizemi ölümün gizeminden güçlüymüş.
*****
Gönül kabe imiş. Kabe de dünyanın gönlü imiş.
*****
Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakilerin anlayabileceği kadardır. Ne kadar, diyorum okursan oku, anlayabildiğin yaşadığın kadardır.
*****
Kibri terk etmek lazım.
*****
Allahım beni dünyaya temiz gönderdin. Ölünce huzuruna beni dünyaya gönderdiğin gibi  dönmek istiyorum.
*****
Dilimiz gönlümüzde ne varsa onu anlatıyor.

KİTAPTAKİ FİLMLER


Hep o şarkı filmi



Sevemedim kara gözlüm



Damage ( böyle bir kitapta böyle bir filme akıl erdiremedim. 10 seksi film arasında yer alıyor.)




KİTAPTAKİ MÜZİKLER



Pencereden kar geliyor.



Yüksek eyvanlarda bülbüller öter


Aşan bilir  karlı dağın ardını


Gitme turnam


Baykuş gibi daş başına oturdum.


Bu akşam bütün meyhenelerini dolaştım istanbul'un



Sakın geç kalma erken gel


Hoşçakal