BÜTÜN İZMİR'E GEÇMİŞ OLSUN

31 Ekim 2020

BÜTÜN İZMİR'E GEÇMİŞ OLSUN

 

 
Yemek yapma işine dalmışım saat 16:00 da telefonu elime alınca gördüm. Herkese geçmiş olsun. Akrabalarıma gönlüm kırıkta olsa mesaj attım. Birinden hemen dönüş oldu iyiyiz dediler. Diğeri gece dönüş yaptı, bir diğeri de bu gün sabah mesaj attı iyiyiz diye. Allah daha beterinden korusun. Bizim burada da hissedilmiş ama ben hissetmedim. 
Umarım blogcu kardeşlerim, arkadaşlarımda iyidirler. 

OKUDUKLARIM 73 AŞKA DAİR

29 Ekim 2020

OKUDUKLARIM 73 AŞKA DAİR

 

 
 
Aşkın başlangıcı "görme", sonucu "bakma"dır. İlk görüş anında başlayan ilginin sırasıyla sevgiye, bağlılığa, kalbin erimesine, tutkuya, özleme ve nihayet aşka dönüşmesinin bir tek gayesi vardır; sevilenin yüzüne bakabilmek, o ilk görüş anının lezzetini ve hazzını derece derece artırarak kemale erdirebilmek.

Görmekten bakma derecesine yükselebilmek için aşkın binbir türlü tecellisi, sayısız çile durağı, firkat, hicran ve hasrete adanmış elemleri vardır ki, bunların her biri âşıkı kabalıklarından yontar, ruhunu arıtıp billurlaştırır ve en son noktada doya doya "bakma" eylemi için onu hazırlayıp sevgili huzuruna çıkartır.
Aşkın "bakma"dan sonraki durağı "tapma"; yani sevenin sevilene kul olmasıdır.
(Tanıtım Bülteninden)

 

 Kitapta bahsedilen aşk aslında ilâhi aşk; örnek hikayelerdeki aşkların ya sebebi, ya sonucu muhakkak Hakk'a yöneliyor..İlahi aşkı anlatan güzel bir kitap.



Gönül Allah'ın evidir.

*****

Rabbim! Bedenimi öyle büyüt, öyle büyüt ki cehennemi yalnızca ben kaplayayım da orada başka kullarına yer kalmasın!

*****

Sevincin de hüznün de aşırısı insanı öldürür

*****

"Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni"

Yunus EMRE

*****

Gönlüm,dünya denen şu köhne şehirde bir viraneye döndü.Sanki bir misafirhanedir de,içinden hiç dert ve gam eksik olmuyor.

*****

İnsan kalbe akseden mana ile gönlünü tanır ve kendisinin gönül ile var olduğunu idrak eder

*****

 
Hakiki aşık sevgiliye yaklaştıkça küçülen, kendinden geçen, mahviyet gösteren aşıktır. Tıpkı Allah’a yakın oldukça küçülen, tevazu ve hiçlik kazanan kul gibi.

*****

 
Ham olan pişmişin halinden anlamaz.

*****

 
Eğer sözün demi (zamanlaması) bilinmezse ne kadar güzel de söylense söz kem (kötü) sonuç doğrur. Buna mukabil yerinde ve uygun söylenen bir söz cehennemi cennet gösterebilir, hatta belki orayı cennete çevirir.

*****

 
Eski bir doğu şiirinde " Yılın en uzun gecesinin hangi gece olduğunu müneccimler ve takvim düzenleyenler değil , ancak gama muptella olmuş âşıklar bilir " denilmiş .

*****

 

Güz kitap şenliği kitap 18

Sayfa 167

Toplam sayfa 5673
 
Puan 10
 
Ek puan 30
 
                                       Toplam puan 330

 

 

OKUDUKLARIM 72 SEVGİ UĞRUNA YAPTIKLARIMIZ

28 Ekim 2020

OKUDUKLARIM 72 SEVGİ UĞRUNA YAPTIKLARIMIZ

 

 
Aynı şeyin özlemini çeken iki kadın...
Ailenin Ne Anlama Geldiğini Öğrenecekleri Duygusal Ve Dokunaklı Bir Yolculuk...

Yıllar süren uğraşına rağmen çocuk sahibi olamaması Angie Maloneu çok üzmüştür. Acı dolu bir boşanmanın ardından Pasifik Northwestteki kasabasına döner ve aile restoranının yönetimini devralır. Hayatın dalgalar gibi yükselip alçaldığı West Endde, problemli genç bir kadınla tanışıp arkadaşlık etmeye başlayan Angienin hayatı bütünüyle değişmeye başlar.

Angie, Lauren Ribidoyu işe alır çünkü on yedi yaşındaki bu kızda farklı bir şeyler bulur. Aralarında sıkı bir bağ oluşur ve annesi Laurenı terk ettiğinde Angie ona kalacak bir yer verir. Ama bu iyiliğin sonuçlarına göğüs gerecek güçte değildir henüz. Biri çocuk özlemi çeken, diğeriyse anne sevgisine hasret bu iki kadın kimsenin hayal edemeyeceği bir şekilde sınanacaktır.

"Harika... Çok dokunaklı... Karakterlerin sıcaklığı ve karmaşık kişilikleri derinlerde kalmış duyguları ortaya çıkarıyor."
RT Book Reviews

"Hannah, okuyucuyu karakterlerin hayatına sürükleyip onları kendi arkadaşlarıymış gibi hissettirirken ailedeki acıları ve sevinçleri ele alarak neden kadın edebiyatının yıldızı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor."
Booklist

"Hannah başkahramanlarının ruh halini derinlemesine yansıtıp hislerindeki ufak farklılıkları betimlemekte çok başarılı."
The Washington Post Book World

"Yürek burkucu... Hem acı hem tatlı."
Publishers Weekly
 
Kitapta iki kadının yaşam öyküsü yer alıyor. Biri anne olmak için elinden geleni yapan, ancak bu isteğe bir türlü ulaşamayan Angie. Diğeri ise tüm hayatı boyunca annesinden sevgi görmemiş güzeller güzeli on yedi yaşındaki Lauren.Duygusallığın ağır bastığı; aşk, özlem, aile gibi konuları içinde barındıran güzel bir kitap. Bu kitapla birlikte yazarın 4 kitabını okumuş oldum şimdiye kadar.
 
Bir şeyler yersen kendini iyi hissedersin.
*****
En uzun yolculuklar tek bir adımla başlar.
*****
Ailen her zaman sana yol gösterir.
*****
Hayatta hatalara yer yoktu.
*****
 Zamanını geriye bakarak harcama. Seni bekleyen hayatı kaçırmak istemezsin.
*****
Aşk insanı öldürebilir.
*****
Bazı kayıplar insanı derinden etkilerdi ve o yaranın bütünüyle kapanması için gereken zaman bir ömre sığmayacak kadar uzundu.
*****
Bazen hayat hayalini kurduğun şekilde çıkmaz karşına.
*****
İçki bir kıza yapmak istemediği şeyler yaptırabilir.
*****
Bazı şeyler biter, aşk bunlardan biri olmamalı.
*****
Bazen hayat insana kötü oyunlar oynar.
*****
Ölene kadar hiçbir şey için geç kalmış sayılmazsın.
*****
Aşk bazen sıkıntılarımızın üstesinden gelmemize yardımcı olur. Aynı zamanda çok zor anlar yaşamamız da sebep olabilir.
*****
Bazen bizi çılgına çevirseler de sevdiklerimizi affetmeliyiz.
*****
Aile sorunlarını paylaşmak kolay değildir.
*****
 Yaşadığı kayıplar bir kadını değiştirir.
*****
Bazen ergenler ebeveynlerine her şeyi anlatamaz.
*****
Hayat tatlım herşeyi öğretiyor insana.
*****
Ama hayat her zaman zorluklarla doludur.
*****
Kırık bir kalp iyileşir. Bütün yaralar gibi, onun da izi, anısı kalır ama bir süre sonra geçer.
*****
Hayat zaten zor seçimlerle doludur.
*****
Seni düşen bütün yağmur damlalarından daha çok seviyorum.
*****
Hayatta bazı şeyler araştırarak bulunmazdı. Beklemek gerekirdi. Ufka bakar, kara buşutların yaklaştığını görürdünüz. Ama o bulutlar yarın mutlaka yağmur yağacağı anlamına gelmezdi. Ertesi güne kadar dağılıp yerini güneşli bir güne de bırakabilirlerdi. Kesinlikle emin olmanın bir yolu yoktu. Tek yapabileceğiniz yürümeye ve hayatınızı yaşamaya devam etmekti.
*****
Bazı seçimler ne kadar mantıklı ve doğru olursa olsun, gerçekleştirilemezdi.
*****
Bazı hayaller avuçlarınızdan kayıp giderdi. En kötüsü de hepsinin üstesinden gelebilme ihtimalleriydi.
*****
Aşk bazen fedakarlık etmeyi gerektirirdi.
*****
Bazen kalbiniz kırılsada üstesinden gelebilirsiniz.

KİTAPTAKİ FİMLER
 

Fil adam filmi
 

To have and have not
 
 
 
KİTAPTAKİ MÜZİKLER
 

 
 












Güz kitap şenliği kitap 17

Sayfa 464

Toplam sayfa 5506
 
Puan 10
 
                                       Toplam puan 290

MUTLULUK VARACAĞINIZ BİR İSTASYON DEĞİL, BİR YOLCULUK BİÇİMİDİR

27 Ekim 2020

MUTLULUK VARACAĞINIZ BİR İSTASYON DEĞİL, BİR YOLCULUK BİÇİMİDİR

 

 
Sabah erken kalktım, her zamanki işler kahvaltı ev işi vs. Dünkü bahçenin kazma işlemini yapan kişi geldi 09:30 gibi bahçenin geri kalanını kazıcak. Ben sabah erken kahvaltı yapamıyorum geç saatte yaparım genelde tam kahvaltı yapıyordum ben çay bitmişti. Yeniden çay demledim ve tost yaptım bu kişiye. Mutfak önündeki masaya çağırdık ağbim karton bardak getirdi arabadan onunla ikram ettik malum korona var. O bahçeyi kazdı bende giyindim evden çıktım. Bankaya gittim işimi hallettim, orayan şu fındık,fıstık, baharat filan satan dükkanlar var ya ( genel isimleri nedir bilmiyorum) oraya uğradım. Oradan eczaneye geçtim ağbim pansuman için steril gazlı bezi bitti onu aldım. Fırına geçtim bir poğaça aldım. Oradan kuaföre geçtim kargom gelmiş onu aldım. Karşıya parka geçtim yukarıdaki resimde parkın duvarında sonbahar bağırıyor ben buradayım diye.
Bir ajda çay söyledim, kargomu açtım çay gelene kadar.
 
 
Bir elimde poğaça ve çay ne kadar kitaba ters düşse de incelemeye başladım ve çok beğendim. İçindekileri yavaş yavaş denemek isterim. Özellikle ağbim şeker hastası olduğu için baklagillerden un nasıl hazırlanır açıklamalarını evde detaylıokuyarak uygulayacağım.
Ardından bir kahve söyledim yan masaya doktorumun baldızı ve daha önceden sokağımızda kiracı olarak oturan Fatoş abla geldi. Kahvemi içerken masadan masaya sohbet ettik :)) Bu parkta çok rahat ediyorum genelde gelenler bayan olduğu için, erkek gözlerini üstünüzde hissetmiyorsunuz.
 
 
Parktan sonra eve geldim, sabah köyden süt gelmişti yoğurt mayalamak için yerini hazırladım. Ağbim kahveden geldi domates peynir istedi. Onu hazırladım daha sonra bulaşıkları yıkadım. Annem ıspanakları ayıklamış doğramış yıkadım soğanladım yağ koyup kavurdum bu şekilde yoğurtlu tüketeceğiz. Yanına birde tavuklu mantar sote hazırladım. Salatamı yaptım dolaba kaldırdım. Daha sonra hep yapmayı isteyip ötelediğim fakir sucuğunu yaptım.
Tarifte aci biber salçası diyordu, ama evde tatlı biber salçası vardı onu kullandım, siz yaparsanız eğer gerçek tarifi deneyin. 
 
sitesinde yer alıyor.
 
Ceviz ağacını silktiler, annem cevizleri topladı bir poşet te ağaca çıkan kişiye verdi. En son kendime bir bitki çayı yaptım saat 17:00 olmuştu. Akşama kitap okumaca.... yine film izleyemedim.
 
 

 Başlık  Montesquieu dan

 

 


UMUT EDENLER GENELLİKLE SUSUYORLAR

26 Ekim 2020

UMUT EDENLER GENELLİKLE SUSUYORLAR

 

 
Genelde havalar güzel gidiyor, yağmur yok soğuk yok böyle olunca da güzel oluyor. Sabah herzamanki işler yapıldı, şeker ölç, insülün yap, pansuman yap, ortalığı toparla, bulaşık yıka. Bugün buranın pazarı idi, pazar arabamı aldım evden çıktım. İlk önce peynirciye uğradım ekşimik aldım. Oradan markete gittim tereyağ aldım, sahafa uğradım ayırttığım kitabı aldım. Oradan ziraat odasına uğradım ıspanakla bakla tohumu aldım. Oradan da minibüse binerek pazara gittim. Alışverişimi yaptım, kent konseyi dükkanına uğradım kahve içmedim ama çay içtim, anneme çiğ börek ve lokma aldım minibüse binerek eve geldim. Aldıklarımı yerleştirdim.Hava güzel olduğu için annem bahçeye bir iki kürek attı, bana da gerisini sen yap dedi. Ağbim geldi bana tost yap karnım acıktı deyince el mahkum mutfağa girdim yanına da ayran yaptım. Aldım küreği elime 2-3 sıra kazdım, kaldırımdan bir ses geldi, ben kazayım mı diye:)) baktım mahallemizde kendi halinde biri var o. Annem güldü bırak o kazsın ihtiyacı var dedi bende dünden razıyım:)) bıraktım küreği gittim bahçe kapısını açtım bahçeye girdi küreği aldı kazmaya başladı. Ağbim geç ona da tost yap dedi, tekrar tost yaptım yanına da ayran verdim çağırdık mutfak önündeki masaya geldi oturdu yedi. Ağbim de tanıyor kaç para alıcan dedi 20 tl yeter dedi, bahçenin yarısını kazdı yoruldu diye diğer yarısını da yarın kaz dedik tamam dedi, ağbimle birlikte kahveye gittiler.
 

resimde annemin yün çileside çıkmış, rahmetli babamın kazağını söktü, çile yaptı yıkadı onları kurutuyordu. Ispanak ve bakla ekeceğiz. Hafta sonu instagramdan KARAOT organik sitesi ile yazıştık tohumları oradan aldım. Sabahta postaya verdiler umarım yağmur yağmadan elime ulaşır. Marul tohumlarımda çıktı biraz daha büyüsünler toprağa ekeceğim. Yarın bu beyefendiye çukur da kazdıracağım mutfak atıklarını biriktiriyorum ya ( domates salatalık elma kabuğu, çay kahve posaları, gazete kağıdı  gibi)  onları oraya toprağa gömeceğim.
 
Okumalara devam ediyorum Kristin HANNAH kitabı okuyorum. Güz okumalarından geriye 5 kitabım kaldı umarım önümüzdeki ay bitirebilirim.
 
 
Tesadüf bahçede gezerken gördüm, güle sarınmış yükseklerde gözümden kaçmış.
 
 
2 idiler 4 oldular bahçede, 4 ünüde bulgurla besliyoruz.  Sabahları ben bahçede kahve içiyorum onlarda kahvaltılarını yapıyorlar.

 

 
 
Başlık Hüsnü ARKAN sözü



OKUDUKLARIM 71 SON SARDUNYALAR 1980

25 Ekim 2020

OKUDUKLARIM 71 SON SARDUNYALAR 1980

 
 Kırk yıl önce yaşananlar bir kez daha gün yüzüne çıkıyor. Tankların sadece sokak aralarından değil yüreğimizin tam üstünden geçtiği o günlere yolculuk ediyoruz. Yazar Ahunur Açıkbaş ilk kitabı Son Sardunyalar’da 12 Eylül dönemini çok farklı bir bakış açısıyla anlatıyor.
Karakolların sadece mahallelerde değil dönemin zalimlerinin kararmış vicdanlarında kurulduğu günler… Kayıp sevgililere olan hasretin, aşkın, adresi belirsiz mektuplara yazıldığı o karanlık günler. Bir sarılmanın, bir bakışın bir ömre bedel olduğu, gözyaşlarının şarkılara karışıp içlere aktığı, sevdaların bile gözaltına alındığı o tutsak günler… Aşkların titreyen dudaklarda ‘Neredesin sen?’ şarkısı olduğu o hüzünlü günler… İki genç kızın hayatın kıyılarına vura vura büyümeleri... Yüreklerin kuytu yerlerine sıkışıp kalmış çocukluk aşkları...

Ahunur Açıkbaş, o karanlık günleri anlatırken bizleri bazen çiçeklerle dolu bahçelerde koşturuyor, bazen de bir ailenin, annelerin, teyzelerin bereketli sofralarına oturtuyor. Ülkede demir parmaklıklar ardı ardına insanların üzerine kapatılırken çiçekler açmaya devam ediyor. Anlıyoruz ki zulme en çok çiçekler direniyor.
 
Asude, İnci, Bahar' ın 1980 yıllardaki aşk hayatlarını anlatan bir roman. Olayların Antalya'da geçmesi beni oraya götürdü, oranın şivesini kitapta görmek gülümsetti, eski günlere gittim bende izinlerde Aksekiye gittiğimde oranın şivesini kapar, geriye döndüğümde zor toparlardım kendimi. R leri konuşamayan Mahirin konuşmalarını okumak ayrı bir zevkti. 
 
Yokluğunda tek bir şey öğrendim. Varlığına ne kadar ihtiyacım olduğunu
***** 
Hayatta telafisi olmayan tek şey kaybolan yıllar. 
*****
Kızmak kadar çirkinleştiren hiçbir şey yok insanı! Mesele yalnızca çatılan kaşlar, büyüyen gözler, alındaki çizgilerle sınırlı değil. Öfke anında bir renk yerleşir yüze. Kırmızı, mor, sarı, beyaz ve griye çalar. Öyle bir renktir ki hepsinden bir ton görünür ancak hiçbirinin güzelliğinden bir parça olsun taşımaz. Bozulmuş, çürümüş bir renk işte. 
*****
 Sizi önemseyen birini affetmenin de hiç gereği yok. Çünkü affetmek kendinizle mücadele etmeyi gerektirir. Yani beni önemseyen birini affetmeye ikna olmak için ne diye kendimle ters düşeyim !
*****
Herkes neye inanıyorsa inansın ama diğerine saygılı olsun.
*****
Kardeş kardeşe düşman olursa ne olur bu vatanın hali
*****
Her sıkıntı başka derde deva olmak için gelir.
*****
İnsan kendi hayatından kaçıp saklanmak ister mi?
*****
Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa....
Nazım HİKMET
*****
Sessizlik bataklıktan farksız. Bir kere düştünüz mü çırpındıkça batıyorsunuz. Söyleyemediğiniz tüm o kelimeler içinizi ağırlaştırıyor, ağırlık arttıkça batıyorsunuz. Sessizliğe boyun eğdiğiniz her saniye sessizliği bozma cesaretinizi kırıyor, batıyorsunuz. Battıkça sessizlik insanın içine batıyor.
*****
Deliler yalan söylemez.
*****
Huzur geçmişte değil, gelecekte değil şu anda...
******
Adı üstünde his kızım, insan düşünerek karar vermez ki birine ne hissedeceğine....
Kalbe doğanın doğrusu, yanlışı olmaz.
******
Hayatta her şey olacağına varır. Olanda bir olmayanda bin hayır vardır. 
*****
Sevmek de bir devrimdir ağabey, hem de en büyüğünden.
*****
Hayat ilk önce korktuklarıyla yüzleştiriyormuş insanı...
*****
Acı çekince insan yaşadığını fark ediyor.
****
Bazen dibe vurması gerekiyor insanın demek ki...
*****
Ben sadece sevginin sevdiğinin mutluluğu ile mutlu olmak  olduğunu öğrendim.
*****
Sensizlik en ağır işkenceydi.


KİTAPTA Kİ ŞARKILAR





Güz kitap şenliği kitap 16

Sayfa 424

Toplam sayfa 5042
 
Puan 10
 
Ek puan 30 

Toplam puan 280

ŞAMAN ÖĞRETİLERİ

ŞAMAN ÖĞRETİLERİ

 


 

 

1.Yolda yürürken bulduğun bir kuş tüyünü eve getir, bir vazoya koyabilir, asabilir yada rafta bulundurabilirsin. Bu cennetten sana gelmiş güçlü bir tılsımdır. Bu tarz ruhlardan size verilen işaretleri farketmelisiniz.

2. Nehirlerden taş topla. Büyük güç ve enerjileri vardır.

3. Tüm gücünle diğer insanlara yardım etmeye çalış. Eğer mutluluk veremiyorsan en azından zarar verme.

4. Zorluklar birer formalitedir. Ciddi zorluklar, daha ciddi olsalar bile hala formaliteden ibarettir.Gökyüzü oradadır, bazen bulutlarla kapanmış olsa bile bazen biraz çaba göstererek, mesela bir uçağa binerek aynı mavi gökyüzüne ulaşmak mümkündür. Herkese barış!

5. Bir hayale ulaşmak için bazen tüm gereken bir adım atmaktır. Zorluklardan korkmayın, her zaman vardırlar ve olacaktırlar. Hepinize amaçlarınız doğrultusunda temiz yollar!

6. Ahlaki olarak önceliğiniz başka birine zarar vermemek olmalıdır. Bu prensip oldukça güçlü olmalıdır. Sadece şöyle düşünün: “Hiçbir zaman hiç kimseye zarar vermeyeceğim.”

7. Canlılar için bir mutluluk kaynağı olabilirseniz siz kendiniz en mutlu olursunuz. Ve başkalarına acı çektirirseniz siz kendiniz de acı çekersiniz. Düşünün!

8. Günde en az bir saat sessizliğe zaman ayırın. Buna en az iletişime olduğu kadar ihtiyacınız var.

9. Sevebilme yeteneği Dünya üzerindeki en önemli yetenektir. Herkesi sevmeyi öğrenin, düşmanlarınızı bile.

10. Akarsulara çöp atmayın. Asla! Suyun ruhu çok sinirlenebilir. Ruhu yatıştırmak için ekmek, süt yada para atabilirsiniz.

11. Genelde geçmişimizi “altın çağ” yada “altın günler” olarak adlandırırız. Bu bir hatadır.Hayatımızda yaşanan her an tam olarak altın çağdır.

12. Mükemmel bir din ya da inanç yoktur. Kötü bir din de yoktur. Tanrı bir tanedir. İstediğinize dua edebilirsiniz ancak şu emirleri unutmayın: dürüst yaşa, atalarına saygı göster, ve sev.

13. Eğer Dünya’yı değiştirmeyi amaçlıyorsan önce kendini değiştir. Aşkın ve keyfin enerjilerini öğren. Bunlar bir insanın kilit anlarıdır. Gülümsemek, kahkaha ve keyif almanın çok büyük güçleri vardır. Bunu bir defa öğrendikten sonra kendinize sevginin kapısını açacaksınız. . . .


HAFTA SONUNDAN MERHABA HERKESE

24 Ekim 2020

HAFTA SONUNDAN MERHABA HERKESE

 

 
 
Bu gün hava çok güzel, ilkbahardan bir görüntü sunayım size dedim. Sabah her zamanki işlerimi yaptım, ağbim kahvaltıdan sonra yattı biraz daha. Ben de o arada makinaya çamaşır attım, mutfakta hem bu günün hem yarının yemeğini yaptım. Uzun zamandır kanepe altında olan albümleri çıkarttım, biraz onları karıştırdım. Ağbim kahveye gitti sonra öğlende geldi tost ayran istedi, annem bana da yap dedi. Onları doyurdum. Yemekler pişti. Nette gördüğüm mısır unlu mücver tarifini denedim ama hoşuma gitmedi keşke siyez unu koysaydım daha güzel olurdu. 
 

 Toprağın bir kısmını çapa ile eşeledik biraz ıspanak ekicek annem, pazartesi tohum bakacağım. Kürekle kazamadık çünkü çamur toprak kazılmaz. Bir kısım biberleri söktük artık üstlerinde mahsül yok.
Ben giyindim tost kaşarı bitmek üzere onu almak için migrosa gittim minibüsle. Biraz alışveriş yaptım, baktım solucan gübresi var ondan aldım bir poşet ıspanağı ektiğimiz yere serperiz. Minibüsle eve geldim.
Ben yokken köyden toplu halde pırasa siparişi vermiştik 50 tane falan o gelmiş, annem onları toprağa çukur kazıp gömmüş köklerini toprağa. Kışın çıkarıp yemek yapmak için böyle bir yöntem buldu annem. Özellikle de pırasanın da ıspanağında beyazını istiyor. Bu sebzelerin renklerinin koyu yeşil olanları kara oluyor, annem de onların tadını sevmez. 
Şimdi bulgur pilavı yaptım. Sabahtan yastıkları boşaltmıştık astarlarını yıkadık onları doldurduk, hemen kılıflarını geçirdik.
Hala film dizi izleyemiyorum sadece geceleri kitap okuyorum.
 

 


MUTLULUK İNSANI TATLI YAPAR

23 Ekim 2020

MUTLULUK İNSANI TATLI YAPAR

 

 
Merhaba herkese, havalar bir serinledi bir ısındı derken hafta sonuna da geldik. Umarım hafta sonu da böyle geçer çünkü bahçede işim var. Biz bu hafta bir gece dogalgazı açtık, çünkü ağbim çok üşüdü, malum şeker hastası kendisi en kısık derecede de olsa yakmak zorunda kaldık. 
Günler her zaman ki gibi geçiyor,  uyu,kalk, kahvaltı, bulaşık, çamaşır, yemek, ortalık topla falan. Uzun zamandır film dizi izlediğim yok. Belki bu gün masumlar apartmanını izlerim.
Annem rahmetli babamın örgü kazağını söktü yelek yapıcak herhalde. 
Dün bayan arkadaşla buluştuk Şehrin dışında yer alan alışveriş merkezine gittik, canımız orasını gezmek istedi birden. Devasa bir alışveriş merkezi değil, içindeki dükkan sayısı 30 tane bile yoktur, biraz dolaştık, bir ara mola verdik yemek yedik. Ben giyimlere hiç bakmıyorum zaten bedenler bana göre değil, erkek reyonundan sweat tshirt baktım bedenler ufak bizi gene en iyisi LCW paklar. En son bir kahve molası verdik. Yalnız sevindiğim bir konu bir kitapçı vardı alışveriş merkezinde tabii uzun zaman gitmeyince kapatmış orasını, asılan afişi gördüm yüzümde güller açtı D&R geliyor nasıl sevinmem:))
 

Daha sonra minibüsle şehre döndük. Benim biraz işim vardı onları hallettim eve geldim. Sabahtan kırmızı mercimekli ekmeğimi yapmıştım. Yemek malzemelerini hazırlayıp anneme bırakmıştım. Sağolsun yemeği yapmış. Bana da sofrayı kurmak ve bulaşık yıkamak kaldı.
 

Geceleri kışın baharatlı yaptığım sütü içmeye başladım. Sütün içine çay kaşığı ucu ile zencefil, 3 kakule, 3 karanfil, bir çubuk tarçın bir bardak süt ile kaynatılacak. Süt süzülüp içine 1 tatlı kaşığı yarısı bal, sütün üstüne de toz tarçın serpip içiyorum. Kışın fazla hastalanmıyorum.
Bu gün ise evden çıktım bir yere boncuk kargoladım, önceden takı yaparken almıştım. Kuşadası kadın kooperatiflerinden biri yardım kermesi için malzeme topluyorlardı instagramda, Burçin Orhon'da yardımcı oluyor, oraya gönderdim. A101 e geçtim, kitaplar gelmiş.
 
 
Tanesi 6 lira tavsiye ederim. Oradan manava geçtim, Parka geçtim bir kahve içtim eve geldim, şimdi de masumlar apartmanını izliyorum. Bir taraftan da bu yazıyı hazırladım. 
 

BAŞLIK
 
 

Mutluluk insanı tatlı yapar. 

Başarı ışıltılı. 

Zorluklar güçlü. 

Hüzün insanı insan yapar. 

Yenilgi mütevazı. 

Tanrı'ya asla 'neden ben?' diye sormayın. 

Ne olacaksa zaten olur.

Arthur ASHEE