Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde,
arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam
ansızın kör olur. Ancak karanlıklara değil, bembeyaz bir boşluğa gömülür.
Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır. Ne yönetim
kalır ülkede, ne de düzen; bütün körler karantinaya alınır. Hayal bile
edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık ve zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam
durmuştur, insanların tek çabası, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır.
Roman, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da
birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanır. Aralarında, bütün
kentte gözleri gören tek kişi olan ve gruptakilere rehberlik eden bir kadın da
vardır. Bu yedi kişi, cehenneme dönen bu kentte, hayatta kalabilmek için
inanılmaz bir mücadele verir. Saramago’nun müthiş bir gözlem gücüyle
betimlediği bu kaotik dünya, insanın karanlık yüzünün simgesi. Körlük, ürkütücü
bir roman, beklenmedik bir felaketi yaşayan bir toplumun nasıl çöktüğünün,
nasıl bencilleştiğinin ve değer yargılarını yitirdiğinin hikâyesi. Konusunun
ürkütücülüğüne rağmen olağanüstü bir şiirsellikle anlatılmış bu unutulmaz
roman, usta yazarın belki de en etkileyici yapıtı.
KİTAP HAKKINDAKİ
DÜŞÜNCEM;
Yazarın ilk okuduğum
kitabı su gibi aktı. Filmini de izleyeceğim. İnsandan
insana geçen, tedavisi olmayan daha doğru tanım yapmak gerekirse körlük ama
nasıl bir körlük olduğu da bilinmeyen bir körlük. İlk başlarda yönetim salgını
kontrol altına almaya başlasa da kontrol altına alamaz. Düzen denen şey
kaybolur ülkede. Kitapta ilgimi çeken ve hoşuma
giden bir diğer nokta ise, yazarın karakterlere isimleriyle hitap etmemesi. Karakterler,
ilk kör, doktor, doktorun karısı ve oto hırsızı gibi tabirler ile anlatılıyor.
Bu da kitaba farklı bir tat katmış. "Kim kimdi" diye düşünmüyorsunuz.
KİTAPTAN ALINTILAR;
Bakabiliyorsan, gör.
Görebiliyorsan, fark et.
*****
Önüne çıkan
fırsatların insanı ille de hırsız yapmadığı doğru olsa hırsız olmasına çanak
tuttuğu da doğrudur.
*****
Utanç makul bir
duyguydu.
*****
Bir hekim, kendi
başına, birkaç kişiye bedeldir.
*****
Hamurumuz böyle
bizim, biraz ilgisiz, biraz da kötü niyetliyiz.
*****
Dikkatli bakmadıkça
fark edilmeyen kusurlar, sadece söz edildiğinde gerçekte olduklarından daha
kötü görünürdü göze.
*****
Hayatta insanın
başına her şey gelir.
*****
Her hareketimizden
önce bütün sonuçlarını tahmin etmeye çalışsak, bunları ciddi olarak düşünsek,
önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları düşünmeye kalksak, kımıldayamayız
bile, tek bir adım atamayız.
*****
Alevi en parlak olan
mum yolu aydınlatan mumdur.
*****
Kötülük daima en
kolay yapılan şeydir.
*****
Hepimizin zayıf
anları olur, ağlayabildiğimiz için çok şanslıyız, gözyaşları bizi çoğu kez
huzura kavuşturur, ağlayamadığımız zaman ölecek gibi oluruz.
*****
Körler ülkesinde tek
gözlüler kral olurmuş.
*****
Risk almayan denizi
geçemez.
*****
Dost kara günde belli
olur.
*****
Ses göremeyen
insanların görme duyusudur.
*****
Korku insanın gözünü
kör eder.
*****
İnsan önce kendine
acımalıdır.
*****
Zevk peşinde koşan
yorulmaz.
*****
Dış görünüş
yanıltıcıdır, insanların yüreğindeki güç yalnızca yüzlerine ya da bedeninin
çevikliğine bakarak değerlendirilemez.
*****
Hepimiz susalım,
sözlerin işe yaramadığı anlar vardır.
*****
Ölüm haber vermeden
seçimini yapar.
*****
Korku her zaman iyi
bir akıl hocası değildir.
*****
Utanma duyguları
eksik olduğu için kursaklarını dolduranlar hep olmuştur.
*****
Her yaşam vaktinden
önce sona erer.
*****
Açlık koku alma
duyusunu son derece keskinleştirir.
*****
Asıl zor olan,
insanlarla yaşamak değil onları anlamak.
*****
Zorunluluk çok şey
yaptırır.
*****
Kapı tokmağı, bir
evin öne uzanan elidir.
*****
Sessiz kalmak en
kuvvetli alkışlamadır.
*****
AİLE SIRLARI 2014
Weston ailesi tam bir karmaşa ve kaos içerisindedir. Beverly ve Violet
Weston'ın üç kızı ve bir torunu vardır ve günleri bir hayli şamatalı
geçmektedir. Tüm aile biraraya gelir ve Ağustos ayında Oklahoma'da büyük
bir evde geçirecekleri bir tatile çıkar.
Ancak bu kalabalık bir araya geldiğinde cennet gibi bir tatili hayal
etmek imkansızdır. İlaç bağımlısı Violet'ın çocuklarıyla, özellikle de
Barbara ile pek de iyi bir ilişkisi yoktur ve sürekli tartışmaktadırlar.
Ailenin en büyük kızları ise, kendisini aldatan kocasıyla ve ergenliğe
giren kızının sorunlarıyla uğraşmaktadır. Her bir aile ferdinin kendini
aşacak sorunları vardır ve gidişat tüm ailenin dengesini sarsar. Weston
ailesi, geleceklerini tamamen değiştiricek bir yere doğru sürüklenmeye
başlar.
Çok güzel bir filmdi.Çok beğendim.Özellikle Meryl Streep ve Julia Roberts´ın oyunculuğuna hayran kaldım. Bahsetmem gereken durum Meryl Streep'in yaşayan en büyük kadın oyuncu
olduğu. Bu kadın rolü oynamıyor adeta yaşıyor ve yaşattırıyor.