OKUDUM 2022/ 80 RENGİ YOK YALNIZLIĞIN

01 Ekim 2022

 

 
Yayınevimizin yayımladığı çok okunan Sol Yanım Aşk adlı kitabından sonra, Rengi Yok Yalnızlığın adlı kitabıyla Çetin Korkut, okurlarına yine merhaba diyor. Sevdiği her şey ve herkese rağmen, tüm sevilmişliğine umut diyenleri bekliyor kitabımızın satırları. Haydi, acılarınızı arasında saklayıp kurutun diye açın sayfalarını! Paslanmış insanlık. Eskimiş selamlar soğuk merdiven boşluklarında. Acı çekiyor takvimler. Toplamış eşyalarını, asmış çantasını omzuna gülüşler; bir merdiven altı yalnızlığında kendini tekrar etmekle meşgul sokaklar. Herkes ve her şey başkasına benziyor; kendin olmak günah! Yeni bir tutsaklık insan sabahları artık. Uykum var; ah bilseniz nelere uykum var. Keskin bir ataçla canıma asılmış iyi niyetlere mesela. Yara almadan insanların içindeki niyete ulaşmak zor. Kaçsan yalnızlık tehdit ediyor, kalsan acılar. En iyisi savaşmayı öğrenmek -ki onun da bedeli az değil hani.
(Tanıtım Bülteninden)
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Bir günde bitirebileceğiniz denemelerden oluşan bir kitap. Yalnızlık ve aşk üzerine yazılmış.
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
İnsan zamana hizmet eder, zaman da insanı ayna ile ödüllendirir.
*****
Uykuya doymaz ki insan, yaşamak için uyanmak zorunda olmasak.
******
Dünyanın en duygulu insanısındır yazmayı bilemezsin.
******
Her ne sebeple yazma ihtiyacı duyarsak duyalım, işin özü kültür.
******
Paylaşılmayan  deneyim ve bilgi geliştirilemez. Geliştirilmeyen bilgi, aradaki faaliyeti yok edeceğinden kısırlaşır kültür, dolayısıyla körelir sanat. Öğrendiklerini kendinden sonrakilere aktarma sorumluluğunun doğurduğu var olma düşüncesi.
******
Hayatın ihtiyaçtan doğduğu gerçeğini kim inkar edebilir?
******
Duygu ve düşüncelerimizi ifade ederken hangimiz kıvranmıyor ya da aktaramadığımızda hangimiz kıvranmıyor ya da aktaramadığımızda hangimiz kabızlık çekmiyoruz ki? Böyle durumlar bende baş ağrısı yapıyor. Oturup şiir yazıyorum, olmadı açıp birkaç tane okuyorum aspirin niyetine, iyi geliyor.
******
Hiçbir egemenlik, kendi kuyusunu kazana " Beni yıkmana izin veriyorum" diye yasa oluşturmaz.
******
Kendini bilmeyenin, kendine gelenden haberi olmaz.
Kendini duymazlıktan gelirsen, o duymadıkların gelir ve gırtlağına çöker bir gün.
******
Öyle bağlanmışız ki alışkanlıklarımıza, etrafımıza ördüğü duvarların içinde bir gün sıyrılıp gitmek isterken, öbür gün kalıyoruz. Sıvaları dökülse de alıştıklarımızın, eskiyip gitsek de bir masa altında çaktırmadan, zamanın masaya yumruğunu vurup döktüğü kalıntılardan bir hayat kurma uğraşının içinde unutup gidiyoruz kendimizi.
******
Ne zaman kaybediyor gibi olsak, umut fısıldar; " bir daha dene"
*****
Biri tutar bir şarkı yapar ve o şarkı senin bütün hikayendir.
******
Yorulunca bir merdiven dayayıp gökyüzüne; merdivenin son basamağında yolun sonunu ya da geriye bakıp uzakta kalan pişmanlıklarını görmekten duyacağı kaygıya aldırmadan, kendi halinde kalmak, durup dinlenmek, nefes almak, hayatı biraz sindirmek istiyor insan.
Sonunda mantık galip geliyor. Üç beş çiçek topluyorsun geçmişten ve birkaç umut gelecekten, takıyorsun koluna sepeti ve devam ediyorsun yola.
******
Gün gelir; hayat dediğin, yaşanan bir zahmet olur.
******
Söylenen sözcüklerin anlamı değil, maksadıdır önemli olan.
******
Yara almadan insanların içindeki niyete ulaşmak zor. Kaçsan yalnızlık tehdit ediyor, kalsan acılar. En iyisi savaşmayı öğrenmek - ki onunda bedeli az değil hani. Can yücel'in söylediği gibi bir şiirinde;
" Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. Bir ömür karşılığı, bir ömür yani. Ne saçma....."
Evet saçma. Ama asıl saçma olan, içinde kalmaya çalıştığımız hayatı, 'iyi insanların' kötü niyetlerine karşı sürdürme savaşı.
******
Bırakın sökülsün gündüz geceden; büyüsün  yaşanacakların yüzölçümü.
******
Çocukken ziline basıp kaçtığım kapılar, intikamını alıyor bugün; zile basıp basıp kaçıyor çocukluğum.
*****
Kısadır kelebeklerin ömrü, ama geride uzun bir hikaye bırakırlar.
******
Aklın unuttuğunu kalp hatırlatır, ama kalbin unuttuğunu hatırlamaya aklın gücü yetmez.
*****
Umutların biterse, bir bitkiden farkın kalmıyor işte.
******
Acılara sus basmak...
Tülay BİLGİNER
******
Zamanın en büyük kahrı nisyan (unutma) ve en büyük lütfu da odur.
Cenap ŞAHABETTİN
******
İçimizden gönderemediğimiz geçmişimiz yüzünden içeri buyur edemiyoruz kapıyı çalan geleceğimizi.
******
Hani naftalinlemesem kışı ve kurtlanıp gitse bir yaz sıcağında. Bir bahar temizliği yapsam; silkelesem geçmişimin halılarını, dökülse güveleri, yaksam aklımın başköşe  güvelerini ve kurtarsam kendimi. Giymesem dünden kalanları ve üşüsem yarına. Bir bulut olsam, silkelenip dökülsem hayatın adressiz coğrafyalarına..... Yeni çiçekler keşfetsem, yeni alışkanlıklar edinsem. Papatya olsam mesela; kim seviyor kim sevmiyor bilsem ve sevenin ellerinde ölsem.
******
Ne kadar acı dün, ne kadar tatlı yarın, ikisinin ortalamasıyım bugün.
******
Uzman bir arkeolog gibi, içindekileri çıkarıp avuçlarına almalı insan; en değerli hazine içimizde gizlidir.....
Mutluluk gibi.....
******
Çocukken bir şeker kavanozunda biriktirdiğim mutluluklar, tebessümlerimi tatlandırmıyor yetmiyor bugün.
*****
Yokluk mutsuzluğun sembolü değildir.
******
Bir çekirdek gibi çitleyip içini boşalttık tüm duyguların ve ceplarimize doldurduk kabuklarını büyük bir iştahla.
******
Her geçen gün biraz daha azalıyor hayatımın metrekareleri
*****
Dost; birinin diğeri için var olduğu gönüllü bir kölelik aslında.
******
Kör bir terzinin ellerinde dikilmiş gündüzlerim var benim.
*****
Gelenleri gitmeyecek zannettiğimiz için vardır yalnızlık. Zira her insan tek başına kalabalıktır.
******
Bir susmanın içine hapsolmuş, çürüyüp gidiyor geleceğim.
*****
Sıkıntılarını konuşarak bedeninden çıkarıp karşına almalısın, hafiflemiş ve dingin bir ruhla daha kolay çözersin.
******
Tüm bıçaklar kördür dostun dilinden başka.
*****
Başkalarını çözmeye çalışırken, kendi düğümlerini unutmayacaksın.
******
Bir kere geç kalırsan, hep geç kalmışsındır.
******
Çocukken uzaklar nerede biliyordum; karşıdaki dağlardı uzaklar. Şimdi anladım ki, meğer insanların kalbiymiş uzaklar.
******
Petek Halman'ın çocuklar üzerine hazırladığı " ben 5 kere iyilik yaptım" isimli kitapta yer verdiği bir çocuğun barış hakkındaki düşüncesi kadar basit. Barış; "Konuşabilmektir" diyordu beş yaşındaki bir kız çocuğu.
******
Başka insanlar matruşka gibidir; açtıkça içinden başka biri çıkar ve küçülür.
*****
Üzülünce ağlamayan birinin ya duyguları yoktur, ya da ağlayacak sevinçleri. O yüzden ben; ağlayana değil ağlamayana acırım.
******
Rus ruleti gibidir vicdan; doluya gelse ölüm, boşa gelse ölümden beter.
*****
Öyle bir başarmalısın ki zoru, kolay sansınlar.
******
Aşk hakkında yazılanlar insan ruhunu ne kadar besliyorsa, bir o kadar da susatıyor işte. İnsan su için neler yapmaz ki?
******
Yaşamla dans eden ruhtur. Ruh dansa kalktığında, vücut ona ritim tutar sadece.
******
Kendimi beğendirmek için kendimden vazgeçip özümü yalnız bırakmaktansa, kendim kalıp bedenimin yalnız kalmasını tercih ederim başka bedenlere.
******
Yaşadıklarımın tavsiyesini not alır, kalan çürükleri çöpe atarım.
*****
Önyargısız, biraz hoşgörü, biraz anlayış..... İnsanları görünüşlerine bakarak ölçmek mümkün değil, ölçmek için tartmak, tartmak için dinlemek ve tanımak gerekir.
******
Ben yürürken sözcükler içimde yürür.
GALEANO
******
Beni Allah yaratmış olabilir, ama kitaplar büyüttü.
******
Okurken sınırları olmayan bir dünyada yaşayabiliyor insan.
******




KİTAPTAN ŞARKILAR;
 




 

4 yorum:

  1. Görsem sırf isminden alırdım ben bu kitabı. :)

    YanıtlaSil
  2. Kapağı hoşuma gitti benim. Alıntılara da göz attım biraz, güzeldi gibi kitap.

    YanıtlaSil