Şahin... Neredeyse hiç görmediğim babam, annemin neredeyse hiç görmediği kocası. Yıllardır muhatap olduğum “Baban nerede?” sorusuna, “işte”, “evde”, “memlekete gitti” gibi bir çırpıda verilebilecek cevaplar verebilmeyi çok isterdim. Babamın nerede olduğunu, nasıl bir bahtsız olduğunu kimseye izah edemedim. Kabul etmek gerekirse, masumiyetinden zaman zaman ben de çokça şüphe ettim. Kadere saygımız, tekrara göre değişiyor. Başımıza bir iş geldiğinde, bunu aksilik olarak kabul edebiliyor ve sineye çekiyoruz; bu aksilik ikinci kez geldiğinde, geldi mi üst üste gelir diyoruz, üçüncüsü tekrar ettiğinde her şey de senin başına geliyor diyerek rahatlıkla kanaat bildiriyoruz, sonraki tekrarlardaysa başına bu kadar çok şey geliyorsa, demek ki tüm bunları hak ediyor diyoruz. O bütün masumiyetiyle yaşamaya devam etse bile... İçimizde bir yerden konuşuyor Şermin Yaşar… Bu coğrafyanın en derin kederlerini en “bizlik” hayat acemilikleriyle harmanlıyor… İncinmişliklerimizi gülünesi aşklarımızla iyileştiriyor. Gerçek edebiyatın “insanın ruhuna” inen bir merdiven olduğunu her öyküsünde hatırlatarak.
Şermin yaşarın tatlı kaleminden güzel hikayeler okudum.
Kimi güldüren kimi düşündüren hikayeleri ve yazarın dilini çok sevdim. Diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum.
Ayakkabı vurduğunda ayağının arkasında bir yara açılır, çorap giydiğinde o yara çoraba yapışır, çorabı çıkarttığında kabuk kopar ve tekrar kanar. İyileşmesi zaman alır. Ayakkabiyi çorapsız giyemezsin, çorapla giysen yine yapışır. Aile yaraları da biraz böyledir. Yürümekten vazgeçemezsin ve attığın her adımda canını acitmaya devam eder.
*****
Onu öldürecek olan şeyin yaşlanmak olduğunu zannediyor.” dedi, oysa insanı yavaş yavaş öldüren şey yanlış bir evliliktir.
*****
Tabakta kalan pirinç sayısı kadar çocuğumuz olacağına inanıyor annem .
O üç tane bırakmış üç çocuğu olmuş. Ben bir tane bırakıyorum tek çocuk iyi diyorum. Israrla iki tane biraktiriyor , kardeşsiz büyümesin çocuk diyor. Her pilav yediğimizde pirinçten çocuğumun yanına bir tane de pirinçten kardeş bırakıyorum. Abim itligine beş tane bırakıyor Annem, " yavrumm bakamazsin beşine birden ye onların iki tanesini üç tane iyi ye o iki çocuğu "diye yalvarıyor masada .. Öyle böyle saçmalıklar değil ama alıştık.
*****
Ben önemliyim, kimsenin beni kırmasına, üzmesine izin veremem, bu sen olsan bile.
*****
“Dudağımın iz bıraktığı yeri çevirip, oradan içerdi çayı baban”diyor annem. Gördüğüm en güzel öpüşme sahnesi...
*****
Bende bir kitabını okudum, nstagramda görmştüm ilk.Gerçek yazıyor.
YanıtlaSilevet haklısın instagramda bende takip etmeye başladım
Silİnstagram hesabını da çok seviyorum Şermin Yaşar'ın. Dedemin Bakkalı diye çocuk kitabı vardı, onu okuduğumda hayran olmuştum.
YanıtlaSilbakayım instagram hesabına hemen. o kitabı duymadım ona da bakarım Handan
SilYazarın birkaç kitabı hakkında güzel yorumlar okudum ama kitaplarını okuma fırsatım olmadı henüz :)
YanıtlaSilben de ilk defa okudum beğendim.
Silbütün kitaplarını okuycam. sevinç çokum nermin yıldırım yaprak öz şermin yaşar melissa kesmez, gözdelerim :)
YanıtlaSilaynen bende:))
Sil