ALTINI ÇİZDİKLERİM

18 Temmuz 2025

ALTINI ÇİZDİKLERİM

 







 







 
Betain yer aldığı bazı besinler aşağıdaki gibidir 

- Buğday kepeği

- Buğday tohumu

- Ispanak

- Kinoa

- Pancar

- Karides

- Buğday ekmeği 


 

OKUDUKLARIM 2025/27 GÖNÜL BEKLEME

17 Temmuz 2025

OKUDUKLARIM 2025/27 GÖNÜL BEKLEME

 

 
2020 de okumuşm tekrar okuyordum, yarısında tanıdık gelince bıraktım. 
 
Düşüncelerimi aşağıda belirtmişim...
 

OKUDUKLARIM 2025/26 HAZİRANDA BAHAR

15 Temmuz 2025

OKUDUKLARIM 2025/26 HAZİRANDA BAHAR

 

 
Gezdiği yerlerin havasında savrulmamış, gördüklerinin görkeminde yitmemiş. Gördüklerini anlatırken, derinlerden vuruyor ulusal sızı, dünyayı söylerken, bizim olgularımıza iğne batırıyor, alttan alttan. Tek başına gezmiyor dünyayı, okuduğu yazarları tanık kılıyor yargılarına. Başka ülkelerin insanına bakıyor. "Bizde, niye bunlar yok?" diye içi sızlıyor. Yaban ellerde, yurdunun insanını gezdiren, gönlü toprağında bir adamdır o.
Osman Bolulu
İzmir-Mavişehir, 29 Eylül 1999
(Önsöz'den) 
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Recainin kitap dünyası ve hayal dünyası gelişmiş, hayalini kurduğu Polonya'ya bir folklor grubu ile gidiyor. 
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Akıllı insan herkesten öğrenen insandır.
Montaine
*****
Ölüsüne saygılı olmayan, ziyaretine gitmeyen kınanırmış buralarda.
*****
Bir ulusu yurt dışında tanıtanlar, sadece devlet adamları değiller. Sanatçılar...
*****
Gerçek bir ulusal yazar, gerçek bir kahramandır 
 Pablo Neruda
*****
Sanatın yurdu göklerdir.
Michelangello
*****
Büyük sanatçıların ülkesi yoktur.
Alfred de Musset
*****
En büyük mutluluk ve en büyük sıkıntı anlarında sanatçıya gereksinme duyarız.
Goethe
*****
Gerçek oldum olası devrimcidir.
Gramsci
*****
 Keşke gazetelerimiz, dergilerimiz çok kaliteli olup da tuvalet kağıtlarımız kalitesiz olsa diye iç geçiriyorum.
*****
Güzel bedenler için zevk, güzel ruhlar için de acı gereklidir.
Oscar Wilde.
*****
Tüm mutsuzluklar, yokluktan değil çocukluktan gelir.
Tolstoy
******
Bir ulusun türkülerini yakanlar, yasalarını yapanlardan daha güçlüdür.
*****
Müdür odaları, genel müdür odaları gibi. Yok yok! Velinin işi mi müdür odalarını dayamak döşemek.
Burada yönetici odasına girip görmelisiniz. Lüksten eser yok, gayet sade.
*****
Nedenin, niçinin sorulmadığı yerlerde nedense uykum geliyor.
******
Hıristiyanlık, özünde din dünya işlerini birbirinden ayırdığı için, Hıristiyan din adamının laik değerlere saygılı olması doğaldır. Ancak islâm başkadır. Şeriat, din ve dünya işlerini birbirinden ayırmaz. İslâm, Hıristiyanlıktan farklı olarak " din devleti" ya da "devlet dini" olarak doğmuştur, lailk olması özüne aykırıdır. Böylece Müslüman, hele hele Müslüman din adamı, şeriata inanacağından laik olamaz.
*****
Orada ulus-birey ağırlıklı, bizde ümmet-kul.... Onlarda akıl, bizde inanç.... Aklın egemenliğiyle bizler de o seviyeye ulaşacağız elbet, günün birinde.
*****
Hiçbirimiz bu ülkenin dilini bilmiyoruz. Onlar da bizim dilimizi. Ama sevgi, peşine takıyor insanı. Dil arkasından nasıl olsa gelecek. Öğrenmek için hiç bir dil zor değil. "Sevgice" dillerin en güzeli ve en kolay öğrenileni.
 
*****
 
 
KİTAPTAN MÜZİKLER
 

 

 
 
 


 


KENDİNİ KORUMASINI BİLMEK, EN ZOR BAĞIMSIZLIK SINAVI

13 Temmuz 2025

KENDİNİ KORUMASINI BİLMEK, EN ZOR BAĞIMSIZLIK SINAVI

 

 
SEVGİ İLE AYDINLANMA YOLU

Sevgi, değer vermesini bilmektir.
Sevgi, ötekinin de yaşama hakkını kabul etmektir.
Sevgi, varolmaktan kıvanç duymaktır.
Sevgi, birlikte olmaktan sevinç duymaktır.
Sevgi, eşitliğin duyumsanmasıdır.
Sevgi, bütün yapay ayrımların hayattan çıkarılmasıdır.
Sevgi, enerjidir.
Sevgi, bilincin yükselişi, evrensel enerjilerin doğru kullanımıdır.
Sevgi, en sade tanımıyla insan olmaktır.
Sevginiz olmadıktan sonra daha çok maddi değerleriniz olsa, daha üstün olsanız, daha çok toprağınız, eviniz arabanız, malınız olsa ne olur?
Sevginiz yoksa hiç bir şeyiniz yoktur.
Belki de yeniden öğrenmemiz gereken en büyük ‘HAKİKAT’ budur ...
Sevgili Işık İşçisi, yaşadıkların sana tanıdık gelmediğinde, duygularının dalgaları seni girdapların içine taşımak istediğinde daha fazla tolerans ve affedicilik göstermeye zorladığında bile esneyebilmeye hazır mısın?
Kendini koruma yöntemlerin başkalarına tuhaf gelse de gerçekleştirmeye ve bundan dolayı özür dilememeye, aydınlanmış ruhunun sihrini ve derinliğini kabul edemeyen her şeyi terketmeye hazır mısın?
Kendini kabullenmeyi kendi içinde buldun mu? Bunlar senin dünyaya armağanların, onların gücünü saklama ve güzel bir yaşam sürdüğünü ifade etmekten çekinme.
İçinde okyanuslar kadar derin ve yükselmeye hazır ve bu dünyada kendine yeni bir yol açabilecek nitelikte gizemler var. Unutma, yumuşak kalpler güçlü nehirleri uyandırır ve yıldızlarla dolu göklerin yolu hatırlanır. Ruhun sihrini ve derinliğini kavrayanlar için yeniden anlatılmaya hazır hikayelerin haritalarıyla donatılmış aydınlık yerler vardır.
Işık İşçileri, Ruhsal kişiler, Hakikat Yolcuları, İnançlı insanlar adı ne olduğu önemli değil, adı ne olursa olsun, o insanlar hergün yeniden insanlığın enerjilerinin yükselebilmesi için kendilerini feda etmekten, yolları açmak için her türlü zorluğa katlanarak önde gitmekten vazgeçmeyen kişilerdir…
Ruhsallığın yeryüzüne inebilmesi için görev yapan ışık işçileri günlük hayatlarında başka insanların dayanamayacağı büyük zorluklar yaşamaktalar, yerküre düşük titreşim seviyesinde olduğundan yüksek titreşimlere doğru ilerleyenler zorluk olarak algılanan, bir tür kendini başkaları için feda etme öyküsünü günlük yaşamlarında yaşarlar. Bu yaşananlara spiritüel açıdan daha yüksek bir görüşle bakacak olursak görürüz ki, onlar birçok kişinin gelecekte daha büyük bir rahatlıkla bu geçişi yapabilmesi için yolu temizlemekteler. Karşılaşılan her zorluğu aşarak bir ışık yolu açmaktalar. Bu çalışma önemsizmiş gibi görünse de büyük tabloda sahneyi yükselişe hazırlamakta, kollektif bilincin yükselişine hizmet etmektedir.
Işık İşçileri önce kalplerinde gerçekten dünyayı değiştirirken bu değişimin getirdiği tüm mücadelelere de içsel ve dışsal olarak katlanarak Mesih şuurunu oluşturmakta ve birer minik kozmik modelleme yapmaktadırlar…
Paulo Coelho Akra’da Bulunan El Yazmasında diyor ki:
“Sevgi’nin söylediklerine kulak vermemiz için yanımıza yaklaşmasına izin vermemiz gerekir.
Yanımıza geldiğindeyse bize söyleyeceklerinden korkarız; çünkü Sevgi özgürdür ve sesi, irademizin ya da gayretimizin hakimiyetinde değildir.
Sevenler bunu bilse de boyun eğmez. Sevgi’yi itaat ederek, güç, güzellik ve zenginlik sergileyerek, gözyaşları ve gülücüklerle kandırabileceklerini sanırlar.
Oysa gerçek sevgi, baştan çıkarmayı bilir ve asla baştan çıkmaz.
Sevgi değiştirir, sevgi iyileştirir. Bazense ölümcül tuzaklar kurar ve ona atılmaya karar veren kişiyi zorlar. Dünyayı döndüren ve yıldızları yerinde tutan güç nasıl olur da aynı anda böylesine yapıcı ve yıkıcı olabilir?
Verdiklerimizin aldıklarımıza denk olduğunu düşünmeye alıştırırız kendimizi Sevgilerine karşılık bulma beklentisiyle sevenlerse boşuna vakit kaybeder.
Sevgi bir alışveriş değil, bir inanç eylemidir
Sevgi karşıtlıklar sayesinde büyür. Anlaşmazlıklar, sevginin yanıbaşımızda kalmasını sağlar.
Hayat, önemli sözleri gönlümüzde gizlemek için fazlasıyla kısadır.
Ama her zaman aynı karşılığı beklememek gerkir. Sevmeye ihtiyaç duyduğumuz için severiz. Sevmezsek hayatın anlamı kalmaz ve güneş, gökte parıldamaz.
Bir gül, arıların yanına gelmesini arzular ama ortada arı yoktur. Güneş ona sorar:
“Beklemekten bıkmadın mı?”
“Evet”, dye karşılık verir gül. “Ama yapraklarımı kaparsam solarım.”
İşte bu yüzden, Sevgi ortalarda görünmese bile onun varlığıyla karşılaşmaya hazırlıklı olmalıyız. Yalnızlığının her şeyi yerle bir ettiği anlara göğüs germenin tek yolu, sevmeye devam etmektir. “
ALINTIDIR..... 
 

Herkese güzel bir hafta diliyorum. Havalar çok sıcak gezemiyoruz, sadece evdeyiz. Market ve migroz ve pazara sergi açma haricinde yaptığımız bir şey yok. Yangınlardan burası da nasibini alıyor, cinayetlerden de, geçen gün bir yan bakma cinayeti işlendi diyebilirim burda. Bu arada giyim konusunda açılıp saçılanlarda fazlası ile var. Ben üzgünüm kü bu olayı pek doğru bulamıyorum, pazara gelenlere bakınca keşke hiç giyinmeseymiş dediklerimde çoğunlukta yani......
Dergi ve kitap okumaya sıcaklardan ve yemek yapmaktan fırsat bulursam devam ediyorum.
Yeni bir tartı aldım, yağ,kas,su vs gösteriyor çok beğendim bunu....
 


Cuma günleri itina ile migrosa gidiyorum....
 

 
 
Kırklareli'nin Vize ilçesine bağlı Çakıllı beldesindeki 825 yıllık tarihi çınar ağacı tarihe meydan okuyor.
Özel bir kafenin bahçesinde bulunan çınar ağacı 10 metre çapında, 20 metre uzunluğuyla görenleri hayrete düşürüyor.

Yerli ve yabancı turistler, uzun yıllar hüküm sürmüş Osmanlı İmparatorluğundan daha yaşlı olan tarihi çınarı görmek için bölgeye geliyor.
Fotoğraf: @serdar_ergun_dorukproduksiyon 
 

"İnsan, yaptığı şeydir; yapacağını söylediği şey değil.”

Bu söz, hayatın en temel gerçeklerinden birini hatırlatır. İnsan, kim olduğunu söyleyerek değil, ne yaptığını göstererek ortaya koyar. 

Niyetler ve sözler sadece birer potansiyeldir. Bu potansiyeli gerçeğe dönüştüren ve kişiliğin somut kanıtını sunan şey ise eylemlerdir. Bir insanın ne düşündüğü veya ne hissettiği kadar, hatta ondan daha fazla, bu düşünce ve hislerin nasıl bir davranışa, nasıl bir eyleme dönüştüğü önemlidir. 
Bu yüzden gerçek değer, niyetlerimizin yüceliğinde değil, bu niyetleri gerçeğe dönüştürme becerimizde yatar. Ne kadar iyi düşünürsek düşünelim veya ne kadar doğru şeyler söylersek söyleyelim, eğer bu düşünce ve sözler eyleme dönüşmüyorsa, bir anlam ifade etmeyebilir. Bu yüzden bizi tanımlayan şey, neyi yapmayı düşündüğümüz değil, gerçekte neyi yaptığımızdır. 
 

 

Yeniler....
 

Hoşçakalın.... 



OKUDUKLARIM 2025/25 ESZTER'IN MİRASI

09 Temmuz 2025

OKUDUKLARIM 2025/25 ESZTER'IN MİRASI

 

 
Sevdiği erkeğin yıllar önce kendisini aldatarak kız kardeşiyle evlenmesine göz yuman Eszter, uzak bir akrabasıyla birlikte, sakin bir hayat sürmektedir. Günün birinde eski sevgilisi Lajos’tan bir telgraf alır. Lajos bir günlüğüne şehre gelmektedir, yanında da çocukları ile bazı yabancılar vardır. Eszter’in ruhunda birden eski günlerin anıları, kendisinin de anlam veremediği tanıdık duygular uyanır. Hiç kimse Lajos’un ne amaçla geri döndüğünü bilmemekle birlikte herkes onun ahlaksız bir dolandırıcı, ikna gücü yüksek bir laf ebesi olduğu konusunda hemfikirdir. Yazıldığı dönem ve Márai’ın siyasi duruşu açısından bakıldığında romanın başkarakteri Eszter, neredeyse bir trans halindeymişçesine felakete doğru koşan halkları, karizmatik liderlerce boş vaatlerle kandırılan kitleleri, zayıf iradelilerin daha güçlü görünenlere teslimiyetini simgeliyor. Macaristan’ın en büyük çağdaş yazarlarından Márai, İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde kaleme aldığı bu romanında insan ilişkilerindeki irade gücü, vazgeçiş ve teslimiyete odaklanıyor. 
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Kitap hayatı aşk ve unutuluş üzerinden sorgulamaya imkan veriyor . 
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
İnsan ancak sevdiği veya nefret ettiği, çok iyi ya da çok acımasız olan veya bile isteye açıkça davranan birinden korkabilirdi.
*****
Önemli olan niyetti
*****
Tüm dünya bir tiyatrodur.
Shakespeare
*****
İnsan yaşar, onarır, üstünkörü de olsa bir şeyleri düzeltmeye çalışır, yapar, bazen de yaşamın kendi elleriyle berbat eder ancak zamanla yaşamın tümüyle hatalar ve rastlantılardan oluştuğunun ve kesinlikle değişmez olduğunun bilincine varir.
*****
Kişi adları söz konusu olduğunda içimden gelen güçlü bir tepkiyle o adı onaylar veya karşı çıkarım. Bu ilkel ve adaletsiz bir duygudur. Ne varki dünya ile ilişkimizi, beğenilerimizi ve nefretlerimizi belirleyen de bu ilkel duygularımızdır.
*****

Sınır, olanaklar, iyi ve kötü. Bunlar yalnızca kuru sözcükler. Hiç düşündün mü, aslında eylemlerimizin büyük bir bölümünün anlamsız ve amaçsız olduğunu hiç düşündün mü? İnsanın hiçbir çıkar veya mutluluk elde etmeden yaptığı şeyler de vardır hayatta. Geriye dönüp te tüm yaşamını şöyle bir gözden geçirdiğin zaman yalnızca ve yalnızca yapabilecek olduğun için yaptığın bir sürü şey olduğunu göreceksin.
*****
Yaşamların sonuna doğru belli bir amaca yönelik olarak yaptıkları her şey insanları son derece yorar. Hiçbir açıklaması olmayan eylemlerden her zaman için hoşlanmışımdır.
*****
Sınırlar! iç sınırlar! Yaşamın sınırları olmadıktan sonra neye yararlar ki?
*****
Ömrüm boyunca eylemlerimi asla önceden belirlemedim. İnsan yalnızca yapmayı tasarladığı, yapmak istediği şeylerden sorumlu tutulabilir. İnsan yalnızca niyet ettiği şeylerin sorumluluğunu taşır. Eylem nedir? Eylem her zaman için keyfe keder bir tür süpriz gibidir. İnsan oradadır ve kendi yaptıklarını izlemektedir ama niyet, suçlu olan niyettir. Benim niyetlerim her zaman için temiz olmuştur.
*****
İyilik yapmanın olanakları sınırlıdır.
*****
Yaşamı güzelleştirmek gerek, yoksa dayanılmaz bir hal alır.
******
Karakteri olmayan veya mükemmel bir karektere sahip olmayan bir insan ahlak bakımından az buçuk sakat demektir.
*****
Ahlak insana başkasından miras kalan değil sonradan elde edilen bir özellik. İnsan ahlaktan yoksun doğar.
*****
İnsan tarzını, kültürünü olduğu gibi ahlakını da yaşamının akışı içinde edinir.
*****
Ben duygularımdan asla tasarruf etmedim.
*****
Birisini sevmek yetmez. Cesur bir aşkla seveceksin. Öyle bir seveceksin ki ne bir hırsız, ne herhangi bir niyet veya yasa, evet ne tanrısal ne de dünyevi hiçbir yasa bu aşka engel olamasın.
*****
İnsan yaşıyor, yaşıyor... Sonra bir gün geliyor ve görevini "yerine getirdiğinin" ya da aksine "getirmediğinin" farkına varıveriyor. Yaşamımızın kendine özgü akışını belirleyen o ölümcül kararlarının gerçek öneminin o anda değil, çok sonraları geriye dönüp geçmişe baktığımız, eski günleri andığımız zamanlarda anlaşıldığını düşünmeye başladım.
*****
Umutsuz aşklar unutulmuyor işte.
*****
Ölüler ne kadar da güçlüler
*****
 Evet, okuyorduk, hem de ne okumak! Sanki bir ölüm kalım sınavına hazırlanırmışçasına ölümcül bir çaba ve utanç duygusu içinde okuyor da okuyorduk...
*****
Hiç kimseye verilecek hesabım yok benim.
*****
Yaşam tüm güzelliklerini öylesine cömertçe bahşetti, sonra da hepsini birden öylesine ustaca çekip aldı ki elimden... Ondan daha ne bekleyebilirim artık?
*****
İnsanlar birbirleriyle, ne bir gün önce ne bir gün sonra, tam olarak o gün, o buluşma anına hazır oldukları, olgunlaştıkları gün karşılaşırlar.
*****
Aslında bu dünyada hiçbir şey zamanında yaşanmaz; yaşam bize önceden öngörüp de hazırlıklı olarak beklediğimiz hiçbir şeyi vermez.
*****
Sen insanı gerçeklerle bile kandırabilme becerisine sahipsin
*****
Sen hâlâ gurur türünden sözcüklere inanıyor musun? Yazgının birbirine bağladığı insanlar arasında gurur diye bir şey olmaz.
*****