OKUDUKLARIM 2024/85-86-87 CESUR FIRFIR- KÖPÜK İLE PITIR - İLAYDA VE YILBAŞI PARTİSİ

03 Aralık 2024

OKUDUKLARIM 2024/85-86-87 CESUR FIRFIR- KÖPÜK İLE PITIR - İLAYDA VE YILBAŞI PARTİSİ

 

 
Akıllı ve iyi kalpli minicik bir kahraman olan Fırfır’ın masalı çocuklarımıza cesaretin gerçek anlamını öğretiyor. Ormanda kaybolan Fırfır, hiç ummadığı birinden yardım alır ve evine kavuşur. Ancak kısa süre sonra onun da birini kurtarması gerekecektir. Ufacık bir oyuncak tavşan olan Fırfır’ın ormandaki maceraları çok heyecanlı.
 
 
Köpük’ün Pıtır adında küçük bir kız kardeşi vardı. Pıtır çok sevimli, ama biraz yaramazdı. Bam! diye minik kar kulübesinin üzerine atlardı. Foşur! diye suya dalardı. Bu yaramazlıklardan bıkan Köpük bazen, ‘Keşke Pıtır başka yerde oynasa,’ diye düşünürdü. Günlerden bir gün, iki kardeş kar fırtınasına yakalandılar. Acaba Köpük kardeşini fırtınadan kurtarıp, ne kadar harika bir ağabey olduğunu kanıtlayabilecek mi?


 
Bu yıl su perilerinin düzenleyeceği ‘Büyük Yılbaşı Partisi’ her zamankinden farklı olacaktı, çünkü çok özel bir konukları vardı. Ama her şeyden önemlisi, paylaşmanın ve yardımlaşmanın verdiği mutluluktu!

OKUDUKLARIM DERGİ 2024/7 KAFA DERGİSİ SAYI :118

02 Aralık 2024

OKUDUKLARIM DERGİ 2024/7 KAFA DERGİSİ SAYI :118

 

 
















 

DÜŞÜNMEDEN ÖĞRENMENİN YARARI YOKTUR. ÖĞRENMEDEN DÜŞÜNMEKSE TEHLİKELİDİR. (KONFÜÇYÜS)

01 Aralık 2024

DÜŞÜNMEDEN ÖĞRENMENİN YARARI YOKTUR. ÖĞRENMEDEN DÜŞÜNMEKSE TEHLİKELİDİR. (KONFÜÇYÜS)

 

 
Duyguları kontrol edebilmek önemlidir.
Bir duygunun sana hakim olup, tüm hayatını ele geçirmesine izin vermemek,
Bir durum neyi gerektiriyorsa onu öne almak,
Bir HAYATTA KALMA BECERİSİDİR!
Ama bazen bu beceriyi yerli yersiz çalıştırırız.
Duygularını SÖYLEMEMEK...
Hatta onları ÖNEMSEMEMEYİ kabul ettirmek kendine!
Kendini sürekli erteleyip,
Önce diğerlerinin ne hissettiğine, ne istediğine odaklanmak,
Öğrenilmiş bir şeydir.
Hayatta kalabilmek için öğrenilmiştir.
Ama giderek KENDİNE HAYAT HAKKI VERMEMEYE dönüşür.
Neyi istediğini, nasıl istediğini söylemeyi beceremezsin.
Neyi istemediğini, nerede durulması gerektiğini ÖNCE KENDİNE tanımlayamazsın,
Bu yüzden de başkalarına sınır çekemezsin.
Hep onların ihtiyaçlarını fark etmeye, onların sınırlarını hesap etmeye, taleplerini buna göre ayarlamaya başlarsın.
Hep rahat ettirirsin ama hiç rahat etmediğini kendin bile fark etmezsin.
O yüzden de kimse seni fark etmez.
Seni fark etmeyen insanlarla dolar etrafın.
Onlar için doğal bir çekim merkezi olursun.
Kendine acıyanlar...
Senin yükünün ne kadar ağır olduğuna bakmayıp kendini de senin sırtına bindirenler...
Kendi ihtiyaçlarını abartıp, senin ihtiyaçlarını abartı olarak görenler...
Sevilmek ve kendine güvenli bir yer açmak için böyle davranırsın...
Ama bir süre sonra böyle davrandığın için sevilmek de sana çok ağır gelmeye başlar!
''Ne olur hayatımdan çıkma, zira beni senden başkası çekmez!'' diyenlerin favori türbesi olursun.
Daraldıkça gelip görünmez dallarına çaput bağlarlar.
BEN BUNU İSTEMİYORUM demeye cesaret etmek lazım gelir hayatının bir yerinde.
İstemezsen istenmemekten korkan yanın seni tutar.
Ama bedenin bile bu hale isyan etmeye başlar.
Sonra bir gün NE OLACAKSA OLSUN dersin.
Karşılıklı bağımlılık iplerini keser, çıkıp yola bakarsın...
Senden ne istendiğini kollayıp durmanın, seni kendi hayatının bekçisi haline getirdiğin fark edersin.
Kendinden bunları beklemeye başlayanın, kendini başkalarının arzularını gözeterek baskılayanın sen olduğunu fark edersin.
Sırf başkalarının isteklerini öne aldığın için daralan kalbini belirli konudaki isteklerini kontrolsüzce tatmin ederek;
Mesela çok yiyerek, abartılı içerek, tembellik ederek, hayatını sabote eden bir şeyi ısrarla yaparak,
Hatta bazen hasta olup kendini işlevsiz hale getirerek,
Rahatlatmaya çalıştığını fark edersin.
Halbuki ipi bu kadar dolandırıp kendi boynuna geçirmeye hiç gerek yoktur.
İçindeki İSTEDİĞİN GİBİ DAVRANIRSAN İSTENMEME korkusunu öldürdüğün gün, yaşamaya başlarsın.
Başkalarına tepki olsun diye onların gözüne sokmak için en olmayacak şeyi yapmak değil bu söylediğim.
Zira bu da odağa ONLARI koymaktır.
Sana ne iyi gelecekse onu yapmak ve bunun sorumluluğunu almak...
Kararlarını korkuyla değil SEÇİMLE vermek...
BU BÜYÜMEKTİR.
Bu seni beslemeyen rahimden çıkmaktır. 

ALINTIDIR/JUNO GÖZLEMCİ


Herkese güzel bir hafta diliyorum, ben bildiğiniz gibiyim herhangi bir değişiklik yok, bir kaç kilo aldım yine onu verme çabalarına başlasam iyi olacak, buna birde sporu eklesem çok iyi olacak. Bu ara okumalarıma ağırlık verdim, 1000kitap com da okuma sayımı 100 belirlemiştim onu tamamladım, okumak istedim dergiler var kenarda bekleyen onlara ancak fırsat geldi. Hava kimi zaman soğuk ama bugün nedense aşırı bir rüzgar durumu da var, karar aldık ağbimle yarın sergi açmayacağız. 
Uzun zamandır kendime kıyafet almıyordum, geçen hafta bitişik sergi komşumdan bir tshirt aldım, sevindirik oldum:)) anam pazarda bir tshirt 650 TL olmuş inanasım gelmedi:))) ben rafet ağbiden 100 TL ye penye tshirtler alıyordum, onlar daha ucuz vallah. Ama neyse aldığımı beğendim, ısıtıyorda çok sevdim rengini de duruşunu da. Birde Çin malı kışlık pantolon aldım, o da güzel hoşuma gitti, hatta bir tane de anneme alacağım. 
Bizim burada pazarcılık yapan Bulgaristan Türkleri var, onlar Bulgardan getiriyorlar bunları. Hatta italyan malı çamaşırlar var, ben kızlara söylüyorum inanmıyorlar, sonra gelip alınca inanıyorlar. 
Yarın sergi açmayacağız ama anneme pantolon almak için giderim herhalde. 

Hoşgeldin yılın son ayı....
 

Son zamanlarda güneşleniyorlar bol bol :)) bu gün yaş mama verdim, bitirdi tekrar vermem için ne oyunlar yapıyor bir görseydiniz:)))
 

Elimde bayağı biriken gazetem de var bu hafta biraz okuma yapsam iyi olacak. 
 


Kütüphaneme son girenler.......
 
 

Babaannem derdi ki:
"Biriyle payın, paydaşlığın bittiyse,
gelen, geldiği gibi gittiyse,
eden, edeceğini ettiyse,
ona gönül koyduğundan değil,
umudun kalmadığından yol vermişsindir...
Yüzüne gülüp arkandan fırıldak çevirdiyse,
iyi gününde gölgen olup,
kötü gününde tüydüyse,
eğer ekmeğine sürdüğün yağ tükendiyse,
ona gönül koyduğundan değil,
umudun kalmadığından yol vermişsindir...
Sözünü, sohbetini lakırtısına katık ettiyse,
yaptığın iyilikleri elzem zannettiyse,
senden payelendiklerini tükettiyse,
ona gönül koyduğundan değil,
umudun kalmadığından yol vermişsindir...
Ziynet pisliğe düşünce değeri düşmez.
Susmak da alamettir;
layık olmayanla sürtüşülmez...
Ne varını, ne yoğunu!... Kendini bilen bölüşmez...
Kalan sağlar, selametindir kızım...
Sağlarla gülüşülür; ölülerle gülüşülmez...
Giden bilsin;
ona gönül koyduğundan değil;
umudun kalmadığından yol vermişsindir..."

MERAL DEMİR
 

“Şu hayatta; düşünce tarafından uydurulmamış olan kutsal bir şey var mıdır? Çünkü insan ölçülemez zamanlardan beri, sürekli olarak: ‘Tüm bu karmaşanın, sefaletin, karanlığın, yanılsamaların, örgütlenmelerin ve reformların ötesinde; gerçekten doğru ve ebedi olan, düşüncenin ulaşamadığı mükemmel bir şey var mıdır’ diye sorup durdu. Ve öyle görülüyor ki; bu soruşturmada çok ama çok az insan özgürdür. Çünkü din adamları; çok eski zamanlardan beri, arayışta olan ile ulaşmak istediği arasına girdi, izaha kalkıştı; bilen ya da bildiği sanılan kişi hâline geliverdi; arayıştakinin dikkatini dağıttı, saptırdı, kendini kaybettirdi ona… Öyleyse; eğer kutsal olanı, isimsiz olanı, ebedi olanı soruşturmak istiyorsak; bir gruba ya da bir itikada bağlı kalmamalıyız. Bir şeyi hemen doğru olarak kabul ettiğiniz zaman; kendi soruşturmanız açığa çıkmayacaktır, yalnızca inanıverirsiniz çünkü inanmak emniyetin, avunmanın bir türüdür.” ~  
 
Jiddu Krishnamurti
 
Hoşçakalın, sağlıklı, mutlu, huzurlu, başarılı bir hafta diliyorum hepinize


İZLEDİKLERİM 2024/18

30 Kasım 2024

İZLEDİKLERİM 2024/18

 


JOY 2024
 
Joy, dünyanın ilk "tüp bebeği" olan Louise Joy Brown'un 1978'deki çığır açan doğumunun ve bunu mümkün kılmak için çıktığı 10 yıllık yorulmak bilmeyen yolculuğun ardındaki dikkat çekici gerçek hikayeyi konu ediyor. 3 öncü: genç bir hemşire, ileri görüşlü bir bilim insanı ve yenilikçi bir cerrah. Dünyanın ilk 'tüp bebeği' Louise Joy Brown'ı dünyaya getirmeye çalışırken kilisenin, devletin, medyanın ve tıp kurumunun muhalefetiyle karşı karşıya kalır.
 
Gerçek hayat hikayesi izlemenizi tavsiye ederim. 

OUT OF MY MIND 2024

Melody Brooks, serebral palsi hastası olan bir altıncı sınıf öğrencisidir. Onun en belirgin özellikleri, sahip olduğu keskin zekâ ve güçlü akıl yürütme yeteneğidir. Ancak, bedensel engelleri yüzünden, çevresiyle iletişim kurmakta zorlanır. Tekerlekli sandalye kullanan ve konuşamayan Melody, bu nedenle sınıf arkadaşlarına göre farklı bir konumda bulunmaktadır. Yine de içindeki potansiyel, bazı insanlar tarafından keşfedilmeyi bekler. Bir gün, genç ve vizyon sahibi bir eğitimci, Melody'nin farklılıklarının ardındaki olağanüstü yeteneği fark eder. Onun için yepyeni bir kapı açılmıştır. Eğitimci, Melody'nin daha geniş bir eğitim ortamına dahil olmasını sağlamak için harekete geçer. Melody, bu süreç içinde, ne söylediğinin, nasıl söylediğinden daha önemli olduğunu herkese göstermeye kararlıdır.

Film, izleyiciye Melody'nin hikâyesi aracılığıyla, engellerin üstesinden gelmenin ve içsel gücü ortaya çıkarmanın ne kadar önemli olduğunu anlatır. Melody'nin eşsiz dünyası, zekâsının ve azminin yardımıyla, sınıf arkadaşlarıyla aynı fırsatlara sahip olmasını sağlar. Onun yolculuğu, izleyicilere ilham verirken, aynı zamanda insanın içsel potansiyelinin ne kadar büyük olduğunu gözler önüne serer. Film, izleyicileri Melody'nin dünyasına davet ediyor ve onun yaşadıklarını yakından deneyimlemeye çağırıyor. Melody Brooks'un hikayesi, etkileyici bir film olarak, düşünce ve duyguların gücünü anlamamıza yardımcı olur.

 

Gerçek bir hayat hikayesi tavsiye ederim... 


WISH YOU WHERE HERE 2012


Dave ve Alice Flannery çifti, Alice'in kız kardeşi Steph ve Steph'in erkek arkadaşı Jeremy, turistik bir gezi için Kamboçya'ya seyahate giderler. Yerel bir parti gecesi, Jeremy aralarından gizemli bir şekilde kaybolur.
Dört kişi gittikleri Kamboçya'dan üç kişi dönen grubun hayatı bu kayboluş sonrası oldukça değişecek ve tuhaf şekilde kaybolan Jeremy yokluğunu fazlası ile hissettirecektir.
Film geriye dönüşlerle kalan üç kişinin yaşadıklarını ve Jeremy'in Kamboçya'daki yok oluş hikayesinin arkasındaki gerçeği aydınlatıyor.

Çok bunalımlı ama izlenebilir bir ebeveyn filmi.

 

EL DIARIO 2024

 

Boşandıktan sonra Olga, kızıyla birlikte yeni bir başlangıç yapmak için yeni bir eve taşınır. Başlarda evde garip şeyler olduğunu fark etmezler, ta ki Olga tavan arasında bir seri katilin günlüğünü keşfedip kendisinin ve çevresindeki herkesin hayatını tehlikeye atana kadar.

Senaryo merak uyandırıcı, işleyiş kötüydü


OKUDUKLARIM 2024/83 UNUT KUŞU

29 Kasım 2024

OKUDUKLARIM 2024/83 UNUT KUŞU

 

 
"Aklına gelir miydi, hiç aklına gelmeyeceğim?"
 -Alois Alzheimer 
 Kentsel dönüşümde kent dönüştürüldü, mahallemiz, sokağımız, apartmanımız dönüştürüldü. Ağaçlarımız, çimlerimiz, bahçe duvarlarımız, martılarımız, serçelerimiz, kumrularımız, kargalarımız, kaldırımdaki ayrıkotumuz dönüştürüldü. Park yerimiz, balkonumuz, mutfaklarımız, dükkânlarımız, asfaltlarımız her şey ama her şey dönüştürüldü Süheyla. Hatta çocuklarımız bile dönüştürüldü dersem, bunak işte ne söylediğini bilmiyor deme sakın. Gerçekten çocuklarımız da dönüştü. Konuşamıyoruz. Teknoloji kurbanı hepsi. Ama beni dönüştüremediler biliyor musun? Bir ben dönmedim verdiğim sözden. Ama Kentligil Sitesi’ne döndüm. Akşamı sabaha dikerek seni bekliyorum, dönüşünü, gülüşünü… Yoksa ben de dönüştüm mü Süheyla? Yoksa dönüştüm de hatırlamıyor muyum?… Bilmiyorum Olcay… Artık ben gerçekten yaşıyor muyum yoksa dile gelen ruhum mu bilmiyorum. Gece nerede bitiyor, gün nerede başlıyor? Ben nerede başlıyorum, sen nerede bitiyorsun, anılarım nerede, sen neredesin, ben ben miyim, sen sen misin?… Bilmiyorum…
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Alzheimer hakkında okuduğum ilk kitap bu oldu, başka destek eser bulursam yine okumayı düşünüyorum. Yazar Kentligil sitesinin sakinlerinin bu hastalıkla mücadele ederken hangi anılara sığındıklarını tek tek hikâye etmiş 
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Bazen her şeyi unutup sadece sarılmak istersin ama bir şey seni hep durdurur. Adı ne mi? Ne olduğunu bende unuttum.
Alois ALZHEİMER
*****
Hiç bir efsane bütünüyle düş gücünün ürünü değildir, olmamıştır. Anka'yı görmeyenler, onu göremeyenlerdir.
Enis BATUR
*****
Kitap okumak, hafızanızı güçlendirerek Alzheimer'a yakalanma riskinizi azaltabilir.
*****
Aklına gelirmiydi, hiç aklına gelmeyeceğim?
Alois ALZHEIMER 
*****
Bir gün seni unutmak zorunda kalırsam aşkımın küçüklüğüne değil, çaresizliğimin büyüklüğüne inan.
Atillâ İLHAN
*****
Unutma, her gidiş bir ayrılık değildir. Çünkü bazen ne kadar uzağa gidersen git, yüreğin hep bıraktığın yerdedir.
William BUTLER
*****
Geceler hepimizi aynı gökyüzünün aynı karanlığıyla örter ama yine de herkesin karanlığı kendisine göredir..... Çünkü geceler bazılarına göre çok uzundur. Çünkü yürekte saklanan her şey geceleri canlanır.
*****
Anımsamak bir tür buluşmadır.
Unutmak ise bir tür özgürlüktür.
Halil CİBRAN
*****
Gitme diyebilecek kadar güçlü olmalı insan hayatta. Çünkü hiç kimse kaybettiklerini unutabilecek kadar güçlü değil aslında.
Victor HUGO
*****
Rastlantılara anlam yüklemeyi severdi. Her rastlantının bir kadere açılan kapı olduğundan emindi.
*****
Senin unutamadığın, daima senden uzakta olandır.
Charles BUKOWSKI
*****
İnsan saramadığı yarayı saklarmış, bazen bir gülüşüniçine, bazen derin bir sessizliğe
*****
Bazen olacakla öleceğin önüne geçmek mümkün olmuyordu.
*****
Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler. Ağzına dolar insanın. Susan acıtır, konuşsan kanatır.
Oğuz ATAY
*****
Kurt kocayınca köpeklerin maskarası olur.
*****
Ben yanarım canıma, o da yanar canına
*****
İnsan acı duyabiliyorsa canlıdır. Başkasının acısını duyabiliyorsa insandır.
Tolstoy
*****
Bana hatırlama sanatını değil, unutma sanatını öğret. Çünkü ben hatırlamak istemediklerimi hatırlıyorum ve unutmak istediklerimi unutamıyorum.
Themisto
*****
Kırıldığını belli etmeyen insanları üzmeyin. Çünkü onlar sizi kaybetmemek için susar, aptal oldukları için değil.
T.S. ELIOT
*****
Her zaman kolay kolay itiraf edemesek de bunu kendi kendimize, hep öteleri düşleyen, öte yer ararken en yakınlarındakileri mutsuz eden bizler......ben....
Elif ŞAFAK
*****
Deli kadınlar iyidir.
Çünkü ne kahkalaları tutsak, ne gözyaşları sınırlı, ne arzuları mahpus, ne öfkeleri prangalıdır.
Ahmet ARİF
*****
Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var, ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var.
Sabahattin Ali
*****
 
KİTAPTAN MÜZİKLER;