Bu ayın kitabı Ev idi, bu ay okuma fırsatım olmadı ama 2021 yılında okumuştum o yazının linkini paylaşayım dedim..

 

 https://yuregiminiklimi.blogspot.com/2021/01/okudum-20214-ev.html

 

OKUDUKLARIM 2023/69 UZUN VEDA

 

 

 

Kişiliğimiz elimizden alınabilir mi? Yoksa biz, anılarımızın toplamından fazlası mıyız? Ruh ne demek? Yazar ve üç çocuk annesi Andrea Gillies, Alzheimer'ın orta aşamalarındaki kayınvalidesi Nancy'ye bakmaya başlar. Kalabalıklaşan aile İskoçya'nın ücra bir köşesindeki büyük bir Viktoryan eve taşınır. Bu evde, Andrea'nın yeni bir roman yazma girişimleri başarısız olur. Bu arada, hastalığının seyri hızlanan Nancy mantıksal dünyadan ayrılmaya, bunamanın alternatif gerçekliğine doğru yol almaya başlar. Uzun Veda, bu ehlileştirilmemiş bölgede yazılmış bir roman... Andrea Gillies, bizim sıradan deyip geçtiğimiz şeylerin Nancy üzerindeki etkisinin kaydını tutuyor ve Alzheimer'ın insan üzerindeki etkilerine kendi zekice tespitlerini ekliyor. Bu dramın tam ortasında kalan ailenin İskoçya'dan Türkiye'ye uzanan öyküsü, hastalığı öğrenmekteki adımların aslında ne kadar zor ve ilginç olduğuna dair aydınlatıcı bir roman, bir gerçek hayat hikâyesi.

 

 "Harika bir kitap! Dürüst, hüzünlü ve nazik.. Zaman zaman öfkeli, çoğunlukla komik. Kitap bizi bunama diyarına götürüyor ve insan olmanın anlamını keşfettiriyor." -Deborah Moggach-

 

 "Harika, korkutucu, her kelimesi ve her cümlesi kesinlikle güçlü Elinizden bırakamayacaksınız." 

-Quentin Cooper- 

 

"Olağanüstü." 

 -Alzheimer's Research Trust- 

 

 "Son derece duygulu." 

-Daily Mail-

 

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;

 

Bir Alzheimer hikayesi. Yazarın gerçek yaşam öyküsü oluşu ilgimi çekti.Ağır ilerleyen, kasvetli ama güzel bir kitap.  

 

KİTAPTAN ALINTILAR;

 

Belirsizlik yanlış anlamaların anasıdır.

******

Sevgi hafiflediği anda suçluluk duygusu, en önde, onun yerini almaya hazır bekliyor.

******

İnsanın kendisini oluşturan parçalarından, yeteneklerini fiziksel olarak kaybetmesi inanılmaz.

*******

Merkez yerine uçta yaşamayı seçenlerin arasında kendiliğinden bir dostluk gelişeceği düşünülebilir.

******

Uçlarda yaşayanlar çoğunlukla okuyan, ifade gücü yüksek, yaratıcı güdülerle dolu ilginç insanlardır. Biz de etrafımızdakilerin böyle insanlar olmalarını isteriz. Onlar da diğer herkes gibi izledikleri saçma televizyon programlarından bahsedebilir, herkes gibi mutsuz olabilirler, hatta daha da fazla. Mutsuzluk, uçta yaşayan birçok kişiyi uca doğru biraz daha itmiştir. Uzaklığa dönüşen mutsuzluk. Ütopyacılık diğerlerini de beraberinde getiriyor; yoğun bir sosyallik, bir şeylere başlamak ve sürdürme arzusu. Böylece zavallı ruhlarımızı topluma kazandırıyor.

*******

Belki de güzellik, estetik anlayışı hafızada gömülüdür.

*******

Alzheimer hastaları şehirleri, koşuşturmacayı, gürültüyü, insan eliyle inşa edilen dünyayı sever. 

******

Cesaret kaybedildiğinde, akla da pes etmekten başka bir şey kalmıyor.

******

Hatıralar, yaşananlar hafızadan tamamen silinmediğinde geride kalanlardır.

Edward de Bono

*******

Bunama hastaları artık kendi davranışlarından sorumlu değiller.

*******

Beynin sayısız odasında uyuyan düşüncelerimiz görünmeyen zincirlerle bağlı birbirine.

Alexander Pope

******

Yiyeceklerden aldığımız enerjinin yüzde beş kadarı beyin işlemlerini yapabilmek için kullanılıyor. Glikoz beynin yakıtı ve alzheimer hastalığında beynin glikoz seviyeleri hızla düşer.

*******

Hayat çoğunlukla, hatta sadece gerçekler ve olaylardan değil, kişinin zihninden akıp giden sonsuz düşünce akınından oluşur.

Mark Twain

*******

Bir insan uzun süre de yaşasa, zihninin ona eşlik edeceği meçhuldür.

******

Bacağınızı ya da kolunuzu kaybedebilir, bir başkasının kalbini ve ciğerlerini alarak kendiniz olmaya devam edersiniz. Beyin, insanın var olduğu yerdir. Beyninizi kullanma kabiliyetinizi aşama aşama kaybetmenizle birlikte, katmanlar halinde benliğinizi de yitirirsiniz.

*******

Bunamada duygular hislerden ayrılabilir. Duygular fiziksel, hisler zihinsel tepkilerdir. Duygular vücut tarafından üretilir fakat hisler, yani zihin tarafından duyguların yorumlanan tepkileri ya kaybolur ya da kilitlenir.

*******

Hepimizin farklı zevkleri var ve eğer öyle olmasaydı dünya sıkıcı bir yer olurdu.

*******

Birine onu sevdiğinizi kanıtlamaya çalışmak çok yorucu oluyor. Özellikle de tekrar tekrar yinelemek zorunda kalıyorsanız.

*******

Size mantıklı gelmediklerinde dahi iç güdülerinize sonuna dek güvenin.

Ralph Waldo Emerson

*******

Hayatı her şeye rağmen inançla mücadele ederek yaşamak ve devamlı bu şekilde mücadele eden biri olarak hayatta kalmak mümkün.

*******

Hafızanın gücü zayıflığı, değişkenlikleri, zekâmızın diğer yanlarına kıyasla daha dokunaklı bir üstünlüğe sahip sanki.

Jane AUSTEN

*******

İnsanı zorbalık kadar kışkırtan bir şey daha olamaz.

*******

 Aileler ortak bir adalet anlayışına sahiptir ve bu anlayışın karmaşık ve saklı akıntılarında yolculuk ederler.

*******

Alzheimer hastalığında nöronların normal yaşlanma sürecine kıyasla on kat daha hızlı kaybedildiği hesaplanmış.

*******

Keşfin gerçek yolculuğu yeni manzaraların arayışında değil, yeni gözlerle bakabilmekte yatar.

Marcel Proust

*******

Bunama hastaları utanç verici bir kontrol kaybı yaşayabiliyorlar.

*******

Geçmişi ve geleceği olmadığında insan mükemmellik içinde değil, yokluk hissiyle kalıyor. Beyin bu yoklukla ve düzen ve anlam arayışından kaynaklanan insanı bocalatan, kargaşaya sürükleyen bu panikle baş edemiyor.

*******

Bir hastalık için bir çok çare sunuluyorsa, tedavisi yok demektir.

Anton Çehov

*******

Alzheimer, beyni, sürekli geride uzayan geçmiş ve önündeki geleceğe yaptığı alışılagelmiş gezintilerden, zaman yolculuğundan yoksun bırakır.

*******

Değişim ufak adımlarla oluyor, sıçrayışlarla değil.

*******

Duygusal olayların kendilerine has bir kalıcılıkları var.

*******

Bunama hastalarının bakımı insanı tahmin ettiğimden çok daha kurnaz yöntemlerle soyutluyor.

*******

Bir insanı asla niyetlenmediği bir şeyden vazgeçirmeye calışmak anlamsızdır.

Jonathan Swift

*******

Edebi ve gerçek dünya hayal gücüdür ve bu bitkisel evren onun gölgesinden başka bir şey değildir.

William Blake

*******

Hafıza, tekrar açılan bir yara gibi acıtırken,

Geçmiş sadece gömülü hikayelerden ibaret değildir.

*******

Otorite sahibi her zaman erkeklerdir.

*******

Televizyon çok eğitici bir şey, birisi açınca derhal başka bir odaya gidip kitap okuyorum.

********

Bakıcılık yaparken insanın ruh hali sıkça değişiyor.

*******

İnsanın içindekileri biriktirmesi kötüdür.

Sağlıksızdır?

Fakat ben karşıt bir fikre sahibim. Bence paylaşılan bir sorun iki misli büyür, ya da dört misli. Burada paylaşılan bir sorun, genellikle dedikodu haline gelen bir sorundur.

*******

İnsanın bir geçmişi olmadan bir kimliğinin olmasu imkansız. Pascal " Biri beni yargılarım, ya da hafızam için seviyorsa gerçekten beni seviyor sayılır mı? Gerçek beni? Hayır, çünkü ben kendimi kaybetmeden bu yönlerimi kaybedebilirim"

*******

Heraklitos'un dediği gibi, aynı nehre iki defa giremezsiniz.

*******

İnsan kendini sadece hafızası yoluyla tanıyor,

******

İnsanın kişisel geçmişi resmi veya sosyal özgeçmişten ibaret değil. Etrafımızdaki her şeyle geçmiş bir yaşantımız var.

******

Eşyalarımızın da kendi hikayeleri var. Nasıl ve nerede alındıklarını anlatan, alındıklarından beri olan şeylerden oluşan kendi eşya biyografileri.

*******

Alzheimer ilerledikçe hayat nesnelerin listelenmesine ve gruplanmasına dayalı hale geliyor.

*******

Zaman, değişimle her zaman şaşkınlığa uğrayan içimizdeki o şey hariç her şeyi değiştirir.

Thomas Hardy

*******

İnanışa göre intihar duygularının barınması için kişinin farkındalığına gereksinimi var, dolayısıyla bu duygu önceden kaybediliyor ama bunun aksini söyleyen inançsızlar da var. Yemek yemeyi ve içmeyi aniden isteyerek bırakmaları görünüşe göre bakım evlerinde Alzheimer intiharı olarak değerlendiriliyor ve öyle biliniyor. Ölmek için bilinen bir yöntem ama intihar olup olmadığı tartışılır. İnsanlar yeteri kadar uzun yaşadıklarında hastalık beyinlerinin açlık ve susama hislerini yöneten kısımlarına da nüfuz eder.

*******

Bir adres defteri bir fotoğraf albümü kadar şahsidir.

*******

Çok fazla kitap sahibi olmak bazı düşünce yapılarına göre birinin vaktini boşuna harcadığının kanıtı.

********

Hiçbir şey zihnin bütünlüğü kadar değerli değildir.

Ralph Waldo Emerson

*******

Genelde, düşünür ne kadar modernse, beyin ve benlik anlayışıda o kadar bütünleşmiş oluyor.

*******

Ömrümüz nöronlarımızın ölmesiyle son buluyor.

*******

Öz saygı yan (parietal) lobda; sır tutma temporal loblarda ve arkadaşlık arka (oksipital) loblarda.

*******

Freud'un dediği gibi, her şeyden çok kendimizden, benliğin bağımsız ve kendine yeten bir olgu olduğundan emin olsak bile gerçekte "Ego, içeri, sınırları bilinmeyen bilinçsiz fiziksel bir varlığa doğru uzanır.

*******

Bilinç, ölümle yok olur.

Fakat yaratılmış olan asla yok olmaz.

SCHOPENHAUER

*******

Eğer fiziksel görüntüm yok olursa, artık bu dünyada var olamam, çünkü bu dünya bir dönüşüm. Beyin dönüştüren ve kendisi dönüşendir

R.D. Laing

*******

Sorunlara savaş açmanın tek sıkıntısı, onların da karşılık vermesidir.

Anonim

*******

Deliliğin tanımı sürekli aynı şeyi tekrarlayıp farklı bir sonuç beklemektir.

*******

Sadece geriye dönük bir hafıza, zayıf bir hafızadır.

Lewis Carroll

******

Hafıza bir faaliyet, bir kasa değil. Beyin bütün anıların farklı yanlarını farklı beyin bölgelerinde saklıyor. Görülenler, duyulanlar, koklanan, dokunulan, tadılanlar ve duygusal tepkimeler; bunların hepsi kendi uzman alanlarında yer veriliyor. Görsel hafiza oksipitial (arka) lob tarafından ve sesli hafıza temporal (şakak lobu) tarafından hatırlanıyor. Böylece birlikte eş zamanlı çalışıyorlar. Hafıza bir yer değil, bir süreç. Bir orkestranın birlikte müzik yapmasından farkı olmayan bir süreç. Kısaca, tıpkı bilincin işlediği gibi işliyor.

*******

2000 yılında Nobel ödülü alan Eric Kandel In search of Memory kitabında, kısa süreli bir anıyı uzun süreliye dönüştürmek için onu, ister iyi, ister kötü olsun yeteri kadar umursamamız gerektiğini söyleyerek açıklıyor. Anıya değer vermenin fizyolojik etkileri var.

*******

Bellek bize bizim seçtiklerimizi değil, canı ne isterse onu sunar. Umursadığınız şeyler her zaman umursadığınızı sandığınız şeyler olmuyor.

Montaigne

*******

Alzheimer'da kısa süreli hafıza çökünce, sonsuza dek işi bitmiş oluyor. Yeni hiçbir şey uzun süreliye aktarılmaz.

*******

Anılarımız asla nesnel değil. Biz onlarla etkileşime giriyor ve onlara anlam yüklüyoruz. Belirli yanlarını aydınlatıp, diğerlerini gölgeye atıyoruz.

*******

Unutkanlık olmadan mutluluk, neşe, umut, gurur, dolaysızlık da olmaz.

Nietzsche

*******

Kısa süreli hafıza kaybı bazen bakıcıların yararına olabiliyor.

*******

İnsanı umursamak değil aldırış etmek yoruyor.

*******

İmkansız bir durumla karşı karşıya kaldıklarında insanlar baş edemeyebilir ve ciddi sorunlar yaşayabilirler.

*******

Her günü yaşayıp orada bitirin. Elinizden geleni yaptınız. Şüphesiz hatalar ve aptallıklarçıktı yolunuza; elinizden geldiğince çabuk unutun onları. Yarın yeni bir gün; ona güzel ve huzurlu başlayın.

Bazen bir çığlık bir önermeden daha iyidir.

Ralph Waldo Emerson

*******

Zevk bizi tüketir. İş bize güç verir. Hangisini seçeceğimiz bize kalmış.

*******

Bazen gitmek gerek.

Yoksa insan mutsuzlaşıyor. İç daraltısından.

*******

Kişi ancak geçmişini yaşamak ve olanlardan bir öykü çıkarmak için kullama gücünü elde ettiğinde bir insana dönüşür.

*******

Biz zihinde yaşarız, düşüncelerde, parçacıklarda.

Henry Miller

******

İdare etmenin temelinde adrenalin sayesinde ayakta kalmak, alışılmış ve sorgulanmamış bir düzenle uyum sağlamak var.

*******

Fikirler yetersiz kaldığında, kelimeler yardıma koşar.

Goethe

******

Zihin kışın büyük şiiridir.

******

İnsanlar için sürekli aynı şeyi duymak can sıkıcı.

******

Moral bozukluğu asla asil bir mahremiyet için uygun değildir. İnsan hayatından çok fazla beklentin olmasın.

*******

Bazen kendimize fazla yükleniyoruz.

******

Ne olduğumuzu kendimizden (kendi gözlerimizden) göremeyiz.

Aristo

*******

Kendine karşı dürüst ol

Tıpkı gecenin günü izlediği gibi

O zaman kimseyi yanıltmazsın.

(Hamlette Polonius, oğluna demiş) 

*******

Hayat daimi bir şekilde, iç ilişkilerin dış ilişkilerle uyumunun sağlanmasıdır.

Herbert Spencer

*******

Hayatın bütünlüğünü kavramaya ancak paradoks yaklaşabilir.

C.G. Jung

******

Hepimiz kendimizi vazgeçilmez görürüz.

*******

 

KİTAPTAN MÜZİKLER;

 

https://www.youtube.com/watch?v=0xooqDXN85s 

https://www.youtube.com/watch?v=E9PiL5icwic

 

BCP BLOGGER CANLANDIRMA PROJESİ AĞUSTOS 2023

 

 

 

 

 

ERNA İ KRİG 2020

 

 Ana yüreği, hele savaşta ne kadar da büyür! Eğlenceli ve trajik, hem yüreği ısıtan hem insanın için acıtan Annem Savaşa Gidiyor , kapkara bir dünyada ışıl ışıl parlayan, biriciği oğlu için elinden gelen her şeyi yapmaya hazır, olağanüstü ve dirayetli bir kadının hikâyesini anlatıyor. Danimarka’dayız, yıl 1918. Birinci Dünya Savaşı Avrupa’yı kasıp kavuruyor. Almanya’nın asker sayısı öyle az ki Danimarkalı gençleri bile ordusuna alıyor. Erna’nın 17 yaşındaki zihinsel engelli oğlunu da askere aldıklarında Erna onu yalnız bırakmayı göze alamayacağını anlıyor ve üniforma giyerek erkek kılığında, oğlunun yakınında cepheye gidiyor. Erling Jepsen’in romanının bu başarılı uyarlaması, Erna’yı canlandıran Trine Dyrholm’un kariyerinin de doruk noktası.

 

BENDEN HABERLER

 

 

 

Ben geldim, bu haftaki müzikli magazin yazımı hazırlayamadım, doktor randevum vardı oraya gitmek durumunda idim. Geçen hafta yaşadığım bağlı olduğum ilde sintigrafi denilen işlemi yaptırdım. Vücuduma 2 defa radyasyon verdiler, ve kalp damarlarının durumlarını aldılar,  işlem sonlarında benden istenen süt kutusu vardı 2 tane onları sıra ile içtim. Bu yaşıma gelipte hayatımda ilk defa soğuk süt içtiğimi söyleyebilirim size. 2 radyosyon işlemi arasında birde koşu makinasında efor yaptırdılar, Allahtan idmanlıyız hergün 12.000 adım atıyoruz faydasını gördük. Daha sonra doktor sonuçlarını yazdı ve eve geldim, ertesi gün doktora gideyim dedim izinde imiş benim iş salı gününe kaldı. Bugün gittiğimde sürpriz dedi doktorum ANJİYO olman gerek!!!!!!

Benim için pek sürpriz olmadı desem yeridir, çünkü ailede herkeste kalp sorunu var. Babam 2000 yılında bypass oldu, ağbim 2006 olması lazım kriz geçirdi stentli kendisi, annem de 2015 te kriz geçirdi stentli.  

Önemli olan kime ve hangi hastaneye olacağım konusu idi, burada tek bir özel hastane yapıyor düşünmedim, çünkü koldan anjiyo olan bir çalışma arkadaşım güç kaybı yaşadı. Doktorum bazı yerler önerdi ama ben yine de aile hekimime Reyhan hanıma bir danışayım dedim. İstikametim ana sağlık merkezi oldu. Konuyu masaya yatırdık şunu söyledi, boğulacaksan büyük denizde boğul. Senin gibi şeker hastası bir danışanımı E..... tıp fakültesine gönderdim, 2 tıkalı damara sadece bir stent takabilmişler, diğeri için İstanbul okmeydanına göndermişler o alet onlarda yokmuş. Gideceksen İstanbul'a işin ehli olan bir hastaneye git dedi. Tabi hemen aklıma babamın ve ağbimin kalp anjiyolarının ve babamın bypasının yapıldığı Siyami ersek geldi. Hemen kartvizit defterini açtım Birsen hanımın kartını buldum, bir ümit hala belki hasta bakıyordur dedim ama alodan sonra bakmadığını söyleyince ümidimi yitirdim gibi bir şey oldu. Babamın ameliyatını yapan doktorun yanına bile yaklaşamam herhalde ünlü bir hastanede ünlü bir semtte görev yapıyor.

Aklıma Handan geldi, hemen instagramdan mesaj attım bir piyasa araştırması yaparmı bana diye, sağolsun kırmadı beni seçenek olarak başka hastanede sundu ama en son bildirdiği doktor siyami hersekte, tavsiyelerde de iyi yorumları mevcut kendisinin. Bugün bir telefon açıp randevu talep etmeyi düşünüyorum. Herhalde bir bayan arkadaşımı alıp yanıma gideceğim, ama ilk etapta ağbimde gelsin istiyorum doktorun söylediklerini o da duysun ki aklında bir soru işareti kalmasın. Hemen yazıhane adresine nasıl ulaşırız dedim google amcaya, esenler otogar dan metro ile yenikapı, oradan marmararay, sonrası metro ile ineceğimiz durak takribi 1 saat bir ulaşım gösterdi. 

 

Malum biz ailece artık akrabalarımızın hiçbiri ile görüşmüyoruz, önceden kalacak yerimiz vardı ama artık yok, kalırsak hotele talim edeceğiz:))) Allah bir daha kapılarını göstermesin. Görüşmeme sebebimiz uzun hikaye fakat şöyle kısaca belirteyim, babamdan kızkardeşimize baba dükkanın (yani dedemin) olduğu yere ev yapıcaz diye 1995 senesinde genel vekalet almışlar ( bizim bu vekalet olayından babam öldükten sonra haberimiz oldu, hatta ilk etapta evde dip köşe bucak vekaleti aradık bulamadık, geçen sene onun arta kalan pazar mallarını bir açalım ne var ne yok görelim dedik haziran 2022 de bu kolilerden birinden çıktı vekalet.) Aldıkları bu vekalet ile bütün miras haklarını satmışlar, paylaşmışlar, ve 1995 ten 2017 senesine kadar evimize gelmişler, yatmışlar, yemişler içmişler gitmişler, bu 22 senede bizim yüzümüze nasıl bakmışlar biz buna hayret ettik. Akraba olarak bana yükleyecekleri herhangi bir doğru değer ve doğru hareket olmadığı için hepsi ile ilişkimizi kestik. İçlerinden bir tanesi avukattı kendisini severdim fakat bu konuyu telefonda konuşurken öyle bir söz etti ki, bu nasıl bir adalet insanı dedirtti kendisine. Bu işlemi yapmalarındaki amaç bizim 3 kişi devletten maaş alacak olmamızmış!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Yani şimdi ben 22 yıl bir fiil çalıştım bir maaşa sahip oldum ama miras hakkım başkası için yenilebilir bir hak durumuna geçiyor. Merak ettim acaba o kalın hukuk kitaplarının hangi maddesi, Allah hakkı olan bu mirasın bu şartlar altında yenilebileceğini anlatıyor. Bu sözü söyleyen avukatın Kadıköy deki davalarda nasıl savunmalar yaptığını çok merak ettim inanın.  

 

Ben burada inanın ki babamın yaptığı davranışta değilim, insan bazen duygularına yenilebilir, o da büyük ihtimal kardeş duygusuna ve kardeşlerine duyduğu güven duygusuna yenildi. Beni düşündüren bu vekaleti alan İzmir'in gizli sakıp sabancı (birinin 2 tane fabrikası var) kardeşlerinin, pazarcılık yapan en küçük kardeşlerinin miras hakkına nasıl bir ihtiyaç duydukları kısmı beni ilgilendiriyor, o kadar gayrimenkul, para, işyeri arasında boğulurken nasıl bir ihtiyaç sebep oldu!!!!!!!!!!!!!!

 ben olayın inanın ki bu kısmındayım.

 

Bir de 100TL'lik bir miras verilişi var onu da ayrıyetten anlatırım bir ara. 

 

Bu arada ağbimin gözlerini yitirmesine de bu olay sebep olmuştur, üzüntüden bir gecede şekeri tavan yaptı gözleri kanama yaptı. Bunun ecrini de çeksinler derim. Resmen Türk filimi gibi bir olay yaşadık hayatımızda..... 

Dün Hergüneüçgüzelşey de şunu okumuştum çok doğru buldum, benim gösterdiğim akrabalık değerlerine onlar böyle hareket ettilerse bende onlardan vazgeçerek en güzelini yaptım.

"İstemiyorum!"
"Uğraşarak düzeltemediğini, vazgeçerek bitirirsin..."

Dualarınız benimle olsun, umarım bypaslık bir durum çıkmaz.....

Sağlıkla kalın....

BİRAZ SPİRÜTÜELLİK OKUYALIM

 

 

 

 UYANIŞINIZIN İŞARETLERİ  VE YAŞAM PROGRAMI HÜKÜMLERİ❞
 

1. Yedi farklı beden ve uyuyan bir bilinciniz olacak. Onları sürekli olarak uyandırmanız, geliştirmeniz ve mükemmelleştirmeniz gerekecek. Aynı anda birden fazla boyutta ne bulunacağını sakin bir şekilde gözlemleyin.
 

2. “Dünya” adında bir okulda okuyacaksınız. Her olay ve her kişi sizin öğretmeniniz olacaktır.
 

3. Mağdur yok, öğretmen ve öğrenci var.
 

4. Hata yoktur, sadece dersler vardır. Başarısızlıklar başarının bir parçasıdır.
 

5. Ders, tam olarak anlaşılana kadar çeşitli şekillerde tekrarlanacaktır. Kolay dersler öğrenmezseniz, daha zorlarını bulursunuz.
 

6. İç dünyanızı değiştirmek dış dünyayı da değiştirecektir.
 

7. Öğrenilmiş sayılan ders, davranışlarınızı ve olaylara bakış açınızı değiştirecektir.
 

8. Acı, Evrenin dikkatinizi çekmesinin yoludur.
 

9. Dünyada çeşitlilik vardır. Negatif duyguların temelinde kişinin kendisini veya diğer insanları “oldukları gibi” kabul etmemesi yatmaktadır.
 

10. Şu anda sahip olduklarınızın kıymetini bilin, çünkü sizin için her zaman sizinkinden daha iyi görünen şeyler olacaktır.
 

11. Hayat resmi yaratır ama siz resmi çizersiniz. Tuvalden sorumlu değilseniz, başkaları boyayacaktır.
 

12. Bütün cevaplar sende. Sadece kendini dinlemeli ve kendine güvenmelisin.
 

13. Kaderinizi arayın, kendinizi yapmak istediğiniz şeye adayın ve kendinizi adayın. Göreviniz değişebilir. Yeniden başlamaktan korkmayın.
 

Hayatınızın bazı zor dönemleri olabilir ama kabul etmeseniz de gönüllü olarak geldiğinizi hatırlayın.
 

💢BU GEZEGENDE GÖNÜLLÜ BİR RUH OLARAK UYANDIĞINIZIN BAZI İŞARETLERİ
 

• “Zaten derin bir varoluşsal kriz aşamasından geçtiniz (veya şu anda geçmektesiniz). Kendinize sürekli burada ne yaptığınızı soruyorsunuz ve şimdiye kadar yaptığınızdan farklı bir şey yapmanız gerektiğini hissediyorsunuz.
 

• Ne kadar denerseniz deneyin, toplumsal klişelere uyamazsınız ve kitle toplumunun “uçlarında” gibi hissedersiniz.
 

• Hayatın ruhsal yönü ile derin bir bağ hissediyorsunuz ve kendinizi sürekli bir cevap arayışı içinde buluyorsunuz: Ben kimim? Ben nereden geliyorum? Neden ve ne için buradayım?
 

• Kişisel ilişkileriniz ciddi değişimler yaşıyor… Ruhsal gelişiminiz eşinizinkiyle uyuşmuyor ve hayata bakışınız tamamen zıt. Sizinle rezonansa giren birini bulamayacağınıza inanabilirsiniz. Ayrıca aranızdaki rezonans eskisi gibi olmadığı için bazı arkadaşlıklar sona eriyor olabilir. Öte yandan, yeni insanlar ortaya çıkıyor.
 

• Sizi varoluşu farklı bir şekilde görmeye “zorlayan” mistik deneyimler yaşadınız (önceki ya da paralel yaşam anıları, aşkın ya da genişletilmiş bilinç deneyimleri, astral seyahat, önsezili rüyalar, vb.).
 

• “Uykuda” kalmış olan ve şifa, yazma, kanallık, terapilerin uygulanması, sanat, öğretim, iletişim yönleriniz açığa çıkıyor.
 

• Diğer varlıkların (Ruhsal rehberler, dünya dışı varlıklar, elementaller…) varlığından haberdarsınız. Sizin için bu tamamen doğal bir şey haline geldi ve diğer insanların bu gerçeklerden uzaklaşıp bizim “yalnız” olduğumuzu düşünmelerine şaşırıyorsunuz.
 

• Ufo fenomeni size çok tanıdık geldi. Elbette, "gerçek eviniz" olarak tanımladığınız gemilerde hafif manzaralar veya hissettiniz.
 

• Bu Uyanışın ortasında, “eve gelmek” için büyük arzular hissediyorsunuz, nostalji istila ediyor ve bu dünyanın nasıl çalıştığını anlamıyorsunuz. Bazen yalnız kalmak ya da rehberlerinizle baş başa konuşmak istersiniz. Sizi gerçekten anlayan birini bulmakta/konuşmakta zorluk çekiyorsunuz.
 

• Dünya dışındaki gezegenlerde enkarne olmak için kendinizi hazır, endişeli ve heyecanlı hissediyorsunuz: bu dünyada kalmanın maliyeti var ve daha fazla farkındalığa sahip bir yere çok daha iyi uyum sağlayacağınızı düşünüyorsunuz. Aslında, daha yüksek titreşen gezegenlerdeki diğer enkarnasyonları hatırlayabilir veya sezebilirsiniz.
 

• Sonuçta, buradaki varlığınızın tesadüfi olmadığı ve bu zamanda bu yere gelmeye karar vermenizin bir nedeni olduğu konusunda çok açıksınız.
Javier Lopez🌺🕊🙏

EYLÜL 2023 CHALLENGE SORULARI HAZIR.....

 

 

 

 

1- Kurtulmak isteyip kurtulamadığın alışkanlığın var mı?
 

2- Doğa mı ? Şehir mi? Neden?
 

3- En beğendiğiniz mimari eser? Neden?
 

4- Kolleksiyon yaptığınız bir şey var mı?
 

5- Hangi film? Niçin?
 

6- Şunu görmeden/yapmadan ölmek istemem, dediğiniz şey nedir?
 

7- Çocukluğunuzdan hatırladığınız ilk şey nedir?
 

8- Biri vardı değil mi "bu insan" olmanızı sağlayan kimdi o?
 

9- Bize bir nasihat vermenizi istesek?
 

10- Bloğunuzun başkaları tarafından okunduğunu bilmek size nasıl duygular yüklüyor?
 

11- Hayattaki en zor şey nedir?
 

12-Karar verme sürecinde düşünceler mi? sezgiler mi?
 

13- Bugün kendi çektiğin beğendiğin bir fotoyu paylaşırmısın?
 

14- Hiç kimsenin duymadığı kitaplar arasında en sevdiğiniz hangisidir?
 

15- Dünyanın en zor hissi nedir?
 

16- Dostoyevski "Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!" der. Sizin alışamadığınız bir şey var mı?
 

17- Komşular roman karekteridirler, var mı böyle bir komşun.? 

 

18- Söylemekten kaçındığın kelimeler var mı?
 

19- Enerjinin sıfırlandığını anlarsan ne yaparsın?
 

20- İyi ki itiraz ettim dediğin bir konu var mı?
 

21-Şu an okuduğun kitaptan, dinlediğin şarkıdan, izlediğin filmden bir replik paylaşır mısın?
 

22-Fobin var mı?
 

23- Yarın kendini daha iyi hissetmek için bugün ne yapabilirsin?
 

24- Nelere şükrediyorsun?
 

25- Seni yüksek sesle ne güldürür?
 

26- Canın yansa bile doğruyu söylermisin?
 

27- Uyuyamadığın zaman ne düşünürsün?
 

28- Utanç verici bir anda arkadaşına nasıl yardım edersin?
 

29- Hayattan en son neyi öğrendin?
 

30- En son dinlediğin podcast nedir?

 

 

Katılmak isteyen tüm arkadaşları Eylül ayı çelıncına bekliyorum...

Bu vesile sizlere bir tatlı ikram ediyorum, bütün ay boyunca tatlı yiyelim tatlı konuşalım:)))

NOT: İnstagramda bu tür soruları aylık soru bazında 600 TL 'ye satıyorlar ben size bedava hizmet ediyorum, kırmazsınız artık beni:))))
 

OKUDUKLARIM 2023/68 ÇANLAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR

 

 

 

Dönemin birçok sanatçısı gibi İspanya İç Savaşı'na da katılan Hemingway, bu savaşı anlatan güçlü romanı Çanlar Kimin İçin Çalıyor'u 1940'ta yayımladı. Çok geçmeden sinemaya da uyarlanan roman, iç savaşa sürüklenen bir ülkenin, özgürlükleri için canlarını ortaya koyan insanlarını, onların arasında yer almış bir yazarın tanıklığıyla anlatıyor. Yazarın diğer eserlerinden daha güçlü, kapsamı daha geniş ve çok daha duygusal olan bu kitap, tüm zamanların en iyi savaş romanlarından biridir. 

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;

 

Savaş ortasında büyük bir aşkı okumaya başlıyoruz. Ve bu aşk dört gün sürüyor. İspanya İç Savaşı'nın atmosferini ve ruh halini yakalayan tarihi bir belge niteliğinde bir kitap. Filmini de kısmetse izleyeceğim. Mutlaka önceden bir ihtimal izledim ama tekrarının zararı olmaz.

 

KİTAPTAN ALINTILAR;

 

Aslolan, uzun yaşamaktan çok, doğru ve yoğun yaşamaktır.

******

Birlikte iş yaptığınız insanlara ya her yönden güvenmek zorundaydınız ya da hiç güvenmemek.

******

Herkes yapabileceğini, gerçekten yapılabileceği şekilde yapmak zorundadır.

******

Hapishane yalnızca nefret yaratır.

******

Bir erkek zayıf düştüğünde büyük bir tehlike olabilir.

******

İnsana istemediği bir şey yapılamaz, eğer birini seversen herşey silinir gider.

******

Dedikoduları dinlemek, onlara önem vermek bir erkeğe yakışmaz.

*******

Herkesin biriyle konuşma gereksinimi var.

******

Herkesin yüreğini açabileceği biri olmalı.

******

Üzüntü güneş doğunca silinir gider, sis gibidir o.

******

Eğer birbirimize yardım etmeyeceksek niye doğduk ki? Birinin derdini soğukkanlılıkla dinlemek de bir yardımdır.

*******

Güzel bir vücutta bir sihir vardır.

*******

İnsan neye yol açacağını bildiği olanaksız buyrukları yerine getirmeli mi?

******

Sana yararı olmayan bir şey yapma.

******

Benim ülkemde bir erkek kadından önce yemek yemez.

*******

İnsan alışınca unutuveriyor.

******

Öldüğün zaman ne hangi ulustan olduğun, ne de hangi siyasete bağlı olduğun anlaşılır.

******

Korku kötü hayaller yaratır.

*******

Önemli olan insanın niyet etmesi.

*******

Bir insanın bir başkası için yapabileceği şey o kadar az ki.

*******

Disiplin inanç ve güvenden kaynaklanmalı.

******

Savaşta hiç bir zaman öldürmek istediğin birini öldürmezsin.

*******

Hiç kimsenin başka birinin hayatını elinden almaya hakkı yoktur.

******

Birini seviyorum diye aldatayım deme insanların çoğu buna sahip olamayacak kadar talihsizdir.

******

Ölümü aspirin gibi almak zorundasın.

******

Ölümden korksun ya da korkmasın, insanin öleceğini kabullenmesi kolay değildir.

******

Emin olmak her zaman çok daha iyidir.

******

Anlamak bağışlamaktır.

******

Halka inanmadıkça nasıl kazanabilir insan.

*******

Acı çekmeye dirençli biçimde yoğurulduğumuzdan fazla acı çekmiyoruz.

*******

Erkekler öfkelenince nasıl da hayvanlaşıyorlar.

*******

Özgürlükten daha önemli hiçbir şey yoktur.

******

Özgürlük, insanın yaptığı pisliği ortalıkta bırakması değil.

Hiçbir hayvan kediden daha özgür değildir, ama o bile pisliğini toprağa gömer.

******

İnsan öğrenmeyi sürdürebilir mi, yoksa insanın anlayabileceği belli sayıda şeyler mi var?

******

Gece planları sabah hiçbir işe yaramaz. Gece düşündüklerin sabah bir işe yaramaz.

******

Yitireceksin diye her şeyi yadsımanın gereği yok.

******

Ağlamaya başlamadan önce bir yerinin acımasını bekle.

******

Yüreğin temiz olduğu sürece başın derde girmezdi.

*******

Ağacı ancak çürüyen dallarını doğrayarak sağlıklı kılabilirsin, ancak öyle gelişebilir, serpilebilir bir ağaç. Çürümenin yok edilmesi için gözle görünür hale gelmesi gerek.

******