OKUDUKLARIM 2024/35 HATIRA KADAR NARİN HAFIZA KADAR ZALİM

21 Mayıs 2024

OKUDUKLARIM 2024/35 HATIRA KADAR NARİN HAFIZA KADAR ZALİM

 

 
İnsan, gezegenin en fâni şahidi. Tanıklıkların izi, her bireyin zihninde farklı resimlerle kayıtlı. Soldukça güzelleşenler de var durdukça çürüyenler de. Günün izi düne düştüğünde; hatırlananlar da farklılaşır hafızanın mahzeninde, saklananlar da... Unutmak istenenlerle muhafaza edilmek istenenler birbirine karışarak akar bilincin ırmağında. Fatma Barbarosoğlu 2020’nin hatıra ve hafıza kaydını, hayatın en saf, en dokunaklı anlarını öykülere yükleyerek tutuyor. Hatıra Kadar Narin Hafıza Kadar Zalim, zamanın akışını tecrübe üzerinden yakalayamayanlara sunulmuş bir armağan...
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;
 
Dili akıcı ve sade, okurken aktı gitti... 

KİTAPTAN ALINTILAR;

Ölü evine yemek götürmek sevaptır.
*****
İnsan galiba ya başını bildiği ya da sonunu bildiği hikayeyi takip edebiliyor.
*****
Anne kalbinde değilsen hiçbir yerde değilmişsin meğer.
*****
Dua olmasa insan nasıl yaşar? Dua ne büyük nimet, su ve ekmek kadar diyordum.
*****
Hayatta en sevmediğim soru, sen olsan ne yapardın, sen benim yerimde olsan ne yapardın sorusudur. Ben senin yerinde olamam. Ben benim yerimde bile çoğu zaman.
*****
Bir daha birlikte ağlamayalım dedi; gözyaşı gözyaşına katık edilecek bir şey değildir.
*****
İnsanın kaderi pek değişmiyor. Daha doğrusu herkesin kaderinin bir teması var, hayat itinayla o temaya dair hikayelerle dolduruyor o defteri. Ama çoğumuz kaderimizin ana temasının ne olduğunu hiç bilmiyoruz.
*****
Sonu meçhul hikayelerin hamalıyım ben. Ya da tam olarak şöyle; sonu meçhul aşk hikayelerinin hamalıyım.
*****
Hayatın kıvrımları yok, ara sokakları yok, karşılaşmaları yoki hesaplaşması yok. Dile gelen hikayesi yok.
*****
Göreceğiz, ille de ötekinde kendimizi göreceğiz.
*****
Herkes bir başkasında kendini arıyor. Herkes bir başkasına bakar gibi yapıyor. Sigortalar mı attı? Ampul mü patladı? Birimiz hepimizde mahkûm olacak.
*****
Cep telefonuyla bağırarak konuşmak, konuşurken yürümek bizim milli sporumuzdur.
*****
Yaşlı insanlarla tartışmaya hiç girişmemek gerekiyor.
*****
Keşke çocuklar ana babalarını seçme hakkına sahip olabilselerdi.
*****
Kadın milletinin hayali sınır tanımıyor.
*****
Susmak hem aktif hem de pasif olabilir.
*****
Titizlik dediğin şey adamına göre değişir. Birine titizlik olarak görünen, öteki için saplanntı olabilir.
*****
Ortaklar arası uyum önemli; bilgi, iletişim ve finansal uyum.
*****
Para kazanan daha çok kazanıyor, parayı kazandıran daha çok yoruluyor. Daha çok yorulanı hiç kimse sevmiyor. Ne karın ne çocuğun. Hiç kimse sen bizim için yoruluyorsun demiyor. Yorulmak senin tercihin deyip geçiyor.
*****
Pili biten insanı şarj eden iki şey var; sevdiklerinin sesi bir de gün ışığı.

KİTAPTAN ŞARKILAR;

 


HER ZAMAN GERÇEKLERİ SAVUN, TAKDİR EDİLMESE BİLE VİCDANINA HESAP VERMEK ZORUNDA KALMAZSIN.

20 Mayıs 2024

HER ZAMAN GERÇEKLERİ SAVUN, TAKDİR EDİLMESE BİLE VİCDANINA HESAP VERMEK ZORUNDA KALMAZSIN.

 

 
”EN İYİ 33 DÜNYA ATASÖZÜ"

1- İnsanlar yaşadıkça ihtiyarladıklarını sanırlar, halbuki yaşamadıkça ihtiyarlarlar. 
Malezya
 
2- Ne kadar az yüksekten uçarsan, düştüğün zaman o kadar az incinirsin. 
Tibet
 
3- Evlenmeden evvel gözlerinizi dört açın, evlendikten sonra yarıyarıya kapayın. 
Portekiz
 
4- Allah’ın gülü dikenli yarattığına hayret edeceğiniz yerde, dikenler arasında gül yarattığına hayret edin. 
Arabistan

5- Başkalarını azarlar gibi kendini azarla, kendini affeder gibi başkalarını affet. 
Çin
 
6- Biri sizi bir kez aldatırsa suç onundur, iki kez aldatırsa suç sizindir. 
Romanya
 
7- Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir. Brezilya
 
8- Bir ülkede küçük insanların gölgeleri uzuyorsa, o ülkede güneş batıyor demektir. 
Çin
 
9- Birine bir balık versen doyar bir defa; balık tutmayı öğret doysun ömür boyunca… 
Çin
 
10- Bir zincirin gücü en zayıf halkası kadardır. 
İngiltere

11- Bir yıllık refah istiyorsan tahıl yetiştir, on yıllık refah istiyorsan ağaç yetiştir, yüz yıllık refah istiyorsan insan yetiştir. 
Çin
 
12- İnsan bir kapıdan içeri girmeden, çıkışı da var mı diye düşünmeli. 
Rusya

13- Toklukta Horasan’ın köpekleri de şükreder, önemli olan açlıkta şükredebilmektir. 
Arabistan
 
14- Karşı kıyı için savaşmayan, kendi kıyısından da olur. Çeçenistan
 
15- Dünya bize babalarımızdan miras kalmadı, biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.
 Japonya
 
16- Yüreğinde yeşil bir dal saklarsan, şarkı söylemeye bir kuş gelecektir. 
Çin
 
17- Yürüyen üç aptal, oturan üç bilgeden daha çok yol alır. Çin
 
18- Oyun bitince şah da, piyon da aynı kutuya konur. 
İtalya
 
19- Sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları… 
Afrika
 
20- Nasıl indireceğini bilmediğin eşeği dama çıkarma. 
İran
 
21- Parmak ayı gösterdiği zaman parmağa değil, aya bakmak lazımdır. 
Maya
 
22- Önemli olan hayata yıllar değil, yıllara hayat katmaktır. Çin

23- Bir atı zorla suya götürebilirsiniz ama ona zorla su içiremezsiniz. 
Fransa
 
24- Bir saatlik mutlu olacaksanız şekerleme yapın, bir günlüğüne mutlu olacaksanız balık avlamaya gidin, bir aylığına mutlu olacaksanız evlenin, bir yıllığına mutlu olacaksanız bir servete konun, bir ömür boyu mutlu olacaksanız işinizi sevin. 
Çin
 
25- İşaret parmağınla karşı tarafı suçlarken dikkat et, üç parmağın da seni gösteriyor. 
İngiltere

26- Değişim rüzgarları eserken akıllılar yel değirmeni yapar, aptallarsa duvar örer. 
Çin
 
27- Yaşayacağın bir dünyayı hayal etmektense, yaşayabileceğin bir dünyayı inşa et! 
Almanya

28- Allah ağacın köklerine değil, meyvelerine bakar. Arabistan

29- Duyarsam unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenirim. 
Çin

30- Bir köpeğin karnını doyuruyorsan ve ona barınak veriyorsan bu senin köpeğin sahibi olduğunu göstermez; köpeği bırak, geri gelirse köpeğin sahibi sensin demektir! 
Çin

31- Oturan bir kartal olmaktansa uçan bir boğa olmayı tercih ederim. 
Kızılderili

32- Saraylar yıkıldı, kılavuzluk delilere kaldı. 
İbrani

33- Yaşayanlar kapar ölenlerin gözlerini, ölenler açar yaşayanların gözlerini. 
Afrika 
 

 Herkese güzel bir hafta diliyorum. Sağlık, mutluluk, huzur, neşe, başarı sizinle olsun. Ben her zamanki gibiyim, hayatta bir atraksiyonum hiç yok, düz ara aynı şekilde yaşıyorum. Elimden geldiğince alışveriş ve yürüyüş hariç evden çıkmıyorum, üzgünüm hayat çok pahalı. İlk defa bu sene beyaz bezelye satın almadım dondurucu için kilosu 100 TL çok pahalı geldi bana, canımız isterse marketten alırız artık orada da 700gr 30 TL.......
Pazarda da durgunluk var, pazar 2 ye bölünük bizde 1. kısım meyve sebze , 2 kısım giyim vs. Sebze kısmından insanlar giyim kısmına geçmiyorlar pek biliyormusunuz?
Geçen hafta pazartesi günü beni gözlerimden yaş gelinceye kadar güldüren bir durum oldu. Bizim şoför Hacı ağbi öğleden sonra bir geldi ceket çamur içinde, sağ el avuç içini mendille sarmış hafiften kanıyor. Onu ilk o şekilde görünce dedim herhalde düştü. Oturdu;
- Yara bandı var mı? 
dedi,
- Kasada var bekle getireyim, düştün mü dedim, (yaşta 75 var)
-Düşsem iyiydi dedi, koçlar kovaladı dedi.
Arkam dönük başladım gülmeye:))) (bunu yazarken bile gülüyorum hâlâ:)))
İlk etapta ağbimle kurbanlık aldığı koç kovaladı sandık.
 
(Hacı ağbi devlet dairesinden emekli olduktan sonra, bir benzincide çalıştı, benzinliğin sahibinin eşini İstanbula getirdi götürdü. Yıllarca da orada görevliydi, patronu Dündar bey (ki, kendisine ailece hakkımız helal değildir bunu da bu olay sonrasında yazarım) ölünce eşi İstanbul'a yerleşti, buna her sene kurban parası veriyorlarmış. Oda kurbanı alıp, kestiriyor benzinlikten emekli 5-6 kişiye dağıtıyormuş. 

Meğerse pazar yerinin arkasında ağıllar var, oradan çıkan koçlar bunu kovalamışlar, birkaç tanesi popoya patlatmış Hacı ağbinin:)))
Ben sergiyi toplarken bile gözlerimden yaş gelene kadar güldüm, bitişik sergi komşum Kâzım soruyor;
-Ağlıyor musun?
-Yok dedim, Bizim Hacı ağbiyi koçlar kovalamış dedim:))
-Yapma, beni de Muştayken kovalamışlardı deyince ona da gülmeye başladım.
Gece ağbim Hacı ağbiyi aradı.
-Hacı nasılsın, nasıl oldun diyor
Hacı ağbi;
-Sorma vurdukları her yer morarmış diyor:)))) 

Dündar beyi sevmememiz konusuna gelince, sene 88 idi galiba, ağbim evlenicek bazı konularda anlaşamadılar. Gelin ağbimin arkadaşının teyzesinin kızı idi. Neyse evden araba ile gece çarşıya indi, arkadaşını görücek bu iş olmayacak diye söyleyecek. Bekliyor bekliyor arkadaşı gelmiyor, o arada alkolde almış. Normal zamanda içince hemen uyuyan bir insan ağbim (ki bu son içkisi olmuştur, bir daha hiç içmedi) Eve gelirken direksiyonda uyuya kalıyor ve kenarda park etmiş olan bu Dündar beyin aracına çarpıyor (onun aracı mercedes) polisler tutanaklar derken ertesi gün sigorta eksperi geliyor. Hasar tespiti yapılmış bizden kimse yok orada tabi, bu beyefendi hasarlı olmadığı halde değişmesi gereken parçaları da hasarlı yazdırarak, ödemesini bize yüklemiş bunların da. Sigorta experi yeter artık diyerek zor durdurmuşlar kendisini. Görenler ve orada olanlar aktardılar bunu bize. O yüzden hakkımız helal değildir. Zengin olmaya gör hemen kendinden aşağıdakinin sırtına yüklenirsin. 


Pazartesi ne ara geldi, serginin üstüne çıktı da uyuyakaldı anlamadım vallahi...


Artık kahvemi de evde içmeye başladım, en son pastaneye geçtiğimiz salı gittim. Diyetisyen ödül günü ödül vermişti, bende bir kahve içip yanında tavuk göğsü yemekten yana kullandım ödülümü.
Bu arada hâlâ diyettemisin diyen olabilir. Geçen sene sonbaharda şekerim 70 lere inip fenalaşınca bırakmıştım, o zamandan bu yana 8 kilo almışım. Tekrar diyetisyene başvurdum, 1,5 aydır gidiyorum ve tam 10 kilo verdim yine. 


Kütüphaneden aldığım ciciler....


Bunlar da yürüyüşe çıktığım bir gün aldıklarım...

Birkaç film izledim bir ara yayınlarım...
 
Hoşçakalın...
 

 


OKUDUKLARIM 2024/34 BENİM KATI YÜREĞİM

17 Mayıs 2024

OKUDUKLARIM 2024/34 BENİM KATI YÜREĞİM

 

 
Yaşlanmış anne babasını ziyarete gelen bir genç kadın, meraklı bir kız çocuğu, uzun yıllar boyunca görüşmemiş iki eski dost, hayal kırıklığıyla evine dönen bir kadın, evden eve sürüklenen bir müzisyen... Özleyen, kavga eden, mektup yazan, dertleşen, kuşak çatışması yaşayan insanlar... Okur, Helen Garner'ın az sayıdaki ama ustaca fırça darbeleriyle yarattığı ve empatiyle yaklaştığı bu karakterlerin hayatına bir noktadan, bir olayın tam ortasından giriyor ve seçilmiş sıradan anların, içsel çatışmaların canlandırıldığı küçük sahneleri izledikten sonra da çıkıyor. Sakin ve zarif bir duyarlılıkla, gevezelikten uzak, açık ve dürüst bir anlatımla kaleme alınmış bu öyküler okurda başta fark etmediği derin izler bırakıyor. “Garner'ın öykülerinde kartpostalları andıran bir şeyler var: Özenle kaydedilmiş görüntüler, gösterilmeyen daha sert gerçeklikleri akla getirerek bir anlığına gözümüzün önünde çakıveriyorlar.” New York Times “Eşit ölçüde şefkatli ve serinkanlı... Garner insanın kırılganlığına dair derin bir anlayışla, aşkın, hafızanın ve pişmanlığın hassas işleyişleri hakkında yazıyor.” Economist “Titiz bir nesnellik, derin bir kişisellik.” Kate Atkinson

 KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;

14 kısa öyküden oluşan bir kitap, ben beğenmedim.

KİTAPTAN ALINTILAR;

İnsan yazışmalarını ihmal etmemeli.
*****
İnsanlara, hayatlarının kendilerinin ötesinde bir anlamı olmasını isteten şey kendini beğenmişliktir.
*****
İşimizde ihtiyacımız olan şey o kendini bırakma anları.
*****
Mutluluk geldiği zaman öyle yoğun, pürüzsüz ve olaysız oluyor ki, hiç yokmuş gibi geliyor insana.
*****
“Herhangi bir erkek istemiyorum.” dedi arkadaşım. “Bir oğlan değil istediğim. Fikirlerimin çılgınca olduğunu düşünmeyecek bir erkek istiyorum. Hiç kimsenin görmediği tarafımı görecek bir erkek istiyorum. Bana bakacak ve beni sevecek bir erkek istiyorum. Bir yetişkin istiyorum.”
*****
İnsanlar hep anlar, Sana bir baktımı anlar.
*****
Aşk beni ikiyüzlü olmaya zorluyor.
*****
Bence ideal bir dünya da herkesin çocuğu olurdu dedim. İnsanlar sevmeyi böyle öğrenir. Çocuklar sevgiyi insanın kemiklerinin içinden emiyor.
*****
Sevmeyi bir kişiyle birlikte öğrenmek, sonra bu dersi bir başkasına uygulamak mümkündü.
*****
Canı yanmış birini nasıl avutacağını asla bilmiyorsun.
*****
Ben de senin gibiydim. Taştan bir yüreğim vardı. İçim kararmıştı. Her şeyin yasını tutuyordum. Yaklaşan bir ilişkiyi hissettiğimde, verecek hiçbir şeyimin olmadığını bilirdim. Durdum ben de. Galiba Hezekiel'deydi, Tanrı şöyle diyor: 'İçinizdeki taştan yüreği çıkaracak, size etten bir yürek vereceğim..."
*****
Gururun bazen -insanları iradelerinin tersini yapmaya sevk ederek- şefkate yol açtığı da olur. 
*****
Buna ruh mu diyorsun, içinde Ürkekçe cıvıldayan şu şeye? 
 Rainer Maria Rilke 
*****
Güzelliğin demokratik bir tarafı yoktur. Bazı insanlar güzeldir, o kadar... 
*****
"Saygı ifadesi olarak mezarında ne yazmasını isterdin?" dedi arkadaşım. Uzun bir süre düşündüm. Sonra "İki yüz çift çizmenin sahibiydi" dedim. Kendimize geldiğimizde arkadaşım bir mezar taşını gösterdi, üstünde Yalnızca başkaları için yaşadı diye yazıyordu. "Zavallı şey..."
***** 
Cehaletimi ıslak bir palto gibi sırtımda her gittiğim yere götürmeliyim.
*****
"Adalet ve iyilik diye bir şey var diye düşünürdüm" dedi. "Bir akit olduğunu, her şeyin bir anlama geldiğini düşünürdüm. Şimdiyse zeminin birden insanın ayağının altından kayabileceğini biliyorum."
*****
Güzel insanlar açgözlüdür. Başkalarının gözünün ışığını kan hücreleriyle emer ve bununla beslenirler, böylece daha da güzel ve gösterişli olurlar, güç uğruna kendini açlığa mahkum eden benim gibi püritenlerse günbegün zayıflar, solup küçülürler, sonunda da yalnızca çelik gibi sert bir irade kalır böylelerinden geriye. 
 

OKUDUKLARIM 2024/33 KIRMIZI ZAMAN

16 Mayıs 2024

OKUDUKLARIM 2024/33 KIRMIZI ZAMAN

 

 
Bu romandaki İstanbul, efsaneler, insanlar, balıklar, kayıklar, iskeleler, saraylar, dehlizler, kesik başlar, mezarlar, hastaneler, morglar, denizkızları, cinayetler, katiller, cellatlar, deliler, yani her şey uydurmadır. Efsanelerin yalanı abartılmış, insanların hayatına olmadık benekler atılmış, şehir baştan yaratılmıştır. Yok eğer, “Bunların hepsi gerçek, Haliç’te kırmızı bir kayık durur ve içinde Zaman Dayı yaşar, eski mezarlarda kesik cellat kafaları yatar, küçük kızlar mezar taşlarına dünyanın en güzel şiirlerini yazar, genç bir adam paramparça bir baba arar, her şeyi gören bir kambur hep susar ve İstanbul’un altında sır dolu dehlizler var,” diyen biri çıkar da beni yalanlarsa, ne mutlu bana. Kırmızı Zaman renkler ve isimlerle, sözcük ve sözlüklerle, söylence ve gerçeklerle, efsane ve inanışlarla örülü, kadim zamanlarla günümüzden hikâyeleri İstanbul’da kesiştiren bir roman. Yahut gerçeğin karanlık gölgesinin vurduğu bir masal… Sergilediği sınırsız düş gücüne karşın katı gerçeklere de yer vermesiyle yayımlanalı beri güncelliğini ve özgünlüğünü koruyor.

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Bir solukta okudum, anlatılan hikaye hoşuma gitti. Ayrıca konunun yanısıra sözlük niteliğinde bazı kelimelerin açıklanması da güzeldi.
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Zaman belki de Tanrı'nın ta kendisidir.
*****
Bir gün zamanı algılamak ölümü de algılamak olacaktı.
******
Hayat tuhaflıklarla doludur ve katlanabilir olmasını bu tuhaflıklara borçludur.
*****
Hayata halatla bağlanmak her zaman yaşamı çok sevmek anlamına gelmez; halatın bir ucu bazen ölüme de bağlı olabilir.
*****
Berduşlar kolay kolay ölmez. Hatta bazıları yaşlanmaz bile.
*****
Berduşları ağlatmak büyük günahtı.
*****
Kırmızı manada tehlikeyi işaret eder. Cazip ve cinaidir.
*****
Yalnızlıksa sadece Allah'a mahsustur.
*****
Hayatı baştan sona "ölüme yolculuk" olduğunu bildiğimiz halde, hevesle sürdürmemizin sırrı şetani cazibesinde gizlidir.
*****
İnsanoğlu gerçeklerden kaçar, çünkü efsanelere inanmaya meyyal doğar.
*****
 Babalar bir yerde bir çocukları olduğunu hiç bilmeyebilir; işte sırf bu yüzden bile, bu tuhaf olasılığın yüklediği özgürlük duygusuna inanıp var olan çocuklarını da isterlerse gözlerini kırpmadan terk edebilirler.
*****
Yalan, hayatı katlanılır kılandır.
*****
Korkacaksan sadece kötü niyetli insanlardan bir de Allah'tan korkacaksın.
*****
Ölüm ve süreklilik paralel olarak yaşamı belirler. İnsan bu paradoks yüzünden deliliğe bu kadar yakın yaşar.
*****
Kader, insanın kendi hayatına hiçbir zaman gerçekten sahip olamayacağının açık tehdididir.
*****
Sırlarla yaşamak büyük bir hünerdir.
*****
Korku mümkün olduğunca gizlenir ve gizlendiği yerde ölüm bilgisiyle beslenir.
*****
Ölünün yıkanmasına gasil, kefene konmasına tekfin, kabre götürülmesine teşyi, mezara gömülmesine defin denir.
*****
Merak, çekici olduğu kadar tehlikelidir de.
*****
Takvim, canlıların celledı olan zamanı kavrayabilmenin yegane aracıdır. Aynı zamanda bütünüyle tanrısal düzeni işaret eder.
*****
İnsanlar mezara giren ölülerin onlar çok sevdikleri yakınları olsa bile, tekrar dirilmelerini istemez, dilemez; buna tahammül edemezler.
*****
İnsanlar en çok acil servislerde ölüyorlardı.
*****
Cesaret insanın hayatta kalmasını sağlayan kadim genlerden biridir.
*****
İnsanlar delilerden uzak durur çünkü kendi içlerindeki delinin uyanmasından korkarlar.
*****
Becerebiliyorsan, sen kendinden özür dile. Affedebilirsen, sen kendini affet.
*****
Işık vurduğu yeri aydınlatır ama her zaman görmeyi kolaylaştırmaz; bazen gözleri  kamaştırır; akla olmadık hayaller sızdırır.
*****
Çocukların meleksi sezgileri yetişkinlerinkinden daha güçlüdür.
*****
Heves, içinde tehlike olduğu hep unutulan bir lunaparktır.
*****
Rastlantı belki de Tanrı'nın ta kendisidir.
*****
Gerçekler rüyalara saklanmayı sever.
*****
Yeraltı karanlıktır, tehlikelidir ve sır saklamakta ustadır.
*****
Şiddet vahşetin en yakın arkadaşıdır.
*****
Yaşamanın ilk şartı bir gün mutlaka ölmektir.
*****
Cinayet işlemekle cinnet geçirmek arasında dilbilimsel bir bağ yoktur. Her iki kelime de bambaşka köklerden, ancak benzer seslerden gelir ve tuhaf bir şekilde aynı yere varır.
*****
İnsanoğlu bazen masalla gerçek arasında yolunu yitirir.
*****
Kamburlardan boş yere korkulur.
*****
Suç her zaman cezalandırılmaz; bazen de ödüllendirilir. Suçun tarifi de hayattaki her şey gibi görecedir.
*****
Anlamlar bazen kayabilir, karışabilir, kaybolabilir; insan şaşırtabilir.
*****
Şair, sözü kendince söyleyendir.
*****
Bazen masal gerçeği gölgeler, bazen gerçek masalı.
*****
Başkalarının gizlerini bilmek belki eğlenceliydi ama bir gize bu kadar yakın olmak onu korkutmuştu.
*****
Şiirde gerçekler ustalıkla gizlenir.
*****
Hiç ihtimali.....
Hiçin hepten daha gözüpek olma ihtimali
*****
Hayal kurmak her zaman ve her yerde serbest ama tehlikelidir.
*****
Sıradan insanların yaşamları bile şaşırtıcı öykülerle doludur.
*****

Allah'tan korkmak, Allah'ı sevmek ya da Allah'a inanmamak.... Hepsi birdir. Allah bir varsayım olarak bile her şeye kadirdir.

*****

Mezarlıktan şehir ürker, onu içinde, dışında, kıyısında bile istemezmiş.

*****

Tırtılın kaderi

Kelebek olmak

Ve güzel ölmektir.

*****

 Susmak onu bilge kılar

*****

Hayat oyuncu bir kedi

Ne zaman pıta atacağı nereden belli!

Marifet tadı alarak yaşamakta

Bazen akıllı bazen deli.

 
 

OKUDUKLARIM 2024/32 TAŞ KOKUSU BÖLÜM 2

15 Mayıs 2024

OKUDUKLARIM 2024/32 TAŞ KOKUSU BÖLÜM 2

 

 
"Ben büyüdüğümde....." diye başlayan her cümle derin bir hoşnutsuzluk içerir aslında.
*****
Kul plan yapar kader gülermiş.
*****
Herkesin anlatacağı muteber bir hikaye vardır. Bu dünyada herkes kendi hikayesiyle o kadar meşgul ki kimse kimsenin anlattıklarını umursamıyor. Acı mesela, bazılarına senin acın yaşanılabilir gelmiyor. Çünkü gerçekten dinlemiyorlar.
*****
Yalnızlık ölümden kötüdür.
*****
Allah ağlatır. Sonra tutar, siler gözyaşını.
*****
İnsan yalnızdır. Yaprak yığınının, otun, taşın ve durmadan gezinen börtü böceğin altında ıpıslak uzanan toprak gibi. Gerçek yalnızlık bu. 
*****
Beklentin olmayınca kaybında olmuyor.
*****
Ecel beni mutlu olduğum bir dakikada yakalarsa buna çok içerleyeceğim.
*****
Herkes kendi sesini duymayı sever ama iki kere aynı şeyi değil. Hele ki biri çok fena şizofrenik bulanıklıktaysa, insan bundan yalnızca korkar.
*****
 Bir sesle kavga etmek aynaya yumruk atmaya benziyor. Her şekilde başarısız olan sensin.
*****
Ne olursa olsun yaşamak güzeldir.
*****
Hiçbir şarkı bir kişi için değildir. Sen olsan ne, olmasan ne?
*****
Kimse hayat boyu kaderiyle yaşayamaz
*****
Aslında inanç her türlü ilaçtan daha tesirli geliyordu hastalara.
*****
Acıyı en güzel, en som haliyle yaşayan bir insan derdi ne olursa olsun bir başka insanı anlar.
*****
Birini çok seviyorsak, o ne kadar zalim olursa olsun onu sevilir kılacak bir özellik mutlaka buluruz.
*****
İnsan kendini yoran her şeyden kaçmalı. Cehennemden kaçar gibi.
*****
Bazen ne kadar çok seversen sev, uzun süre katlanamıyorsun başkasının kederine. İnsan gülmek istiyor arada. Sıradan şeyden yaşamak, sıradan şeylere sevinmek.
*****
Sosyal hayat, insanların birbirlerinden ve doğadan istifade etmeleri üzerine kurulu.
*****
Seven unutmaz
*****
Bazıları başka bir yerde her şeyi unutup yeni bir hayat kurmak için terkediyor şehri.
*****
Evet geçişler insanı çok yoruyor, hatta kendinden geçiriyor. Ama her zorluğa karşı bir zırhın da olmuş oluyor. Yedek bir can gibi.
*****
İnsanız işte, duruma göre ya seviyoruz derdimizi ya isyan ediyoruz. Hele ki yaş ilerledikçe, kırk devire giriyor insan.
*****
İnsan birinin gözleri hayat dolu kalsın diye kendi gözlerindeki feri öldürür mü?
*****
Hatıra raflarında bekleyen hiçbir şeyi incitmek istemiyorum.
*****
Sen de aynalı tarak gibisin be adam; bir yanın ışıl ışıl, bir yanın yırtarda geçer adamı!
*****
Mutluluk çok karmaşık bir şey.
*****
Hayatta hiçbir şey rastlantı değildir.
*****
Sürekli olan her şeye alışır insan. Kanıksamak, hayatımda keşfettiğim en tesirli ilaç.
*****
Hayata benim gözümle bakabilen hiç kimse yaptıklarımı yadırgamayacaktır. Benimki gibi zoraki bir yalnızlıkla kuşatılan herkes, bir şekilde bu kabustan uyanıp nefes almanın yollarını arar.
*****
Annem, "Kız doğunca yer gök ağlar"
*****
Allah böyle bir zamanda bile bazı şeyleri bazı şeylerle örtmeyi seviyor. Çünkü o Settardır. Ayıpları gizleyen, günahları affedendir. O bilir, biz bilmeyiz.
*****
Gidip gidip kendine varır insan.
*****
Acı gerçeğe delalettir.
*****
Aşk sahip olma dürtüsüdür.
*****
İnsanın kendi kendine acıması kadar gurur kırıcı hiçbir şey yok.
*****
İnsanın  bir yanı daima gaiptir. Bilinemez.
*****
Genlerini başka bir insana nakletmeyi başarabilen insan, anılarını evrendeki boşluğa bırakıyor.
*****
Bütün ruhlar aynı anda yaratıldı ve herkes aslında aynı yaşta.
*****
İnsan ıssız kalınca bir sineğe bile muhtaçtır.
*****
Halbuki hayat her şeyde mana aramak için yeterince uzun değil.
*****
Herkesin mutlu sonlar dilendiği bir Rabb'i yok mudur gizlide?
*****
İnsanın kendi içinde ölüp kalması kadar kötü ne olabilir ki?
*****
İnsanlar aşkın temelinde birleşme dürtüsünün yattığına inanıyorlar. İnsanın kalbiyle aşık olduğunu, icap ederse bir ağaca bile delice tutulmanın mümkün olduğunu bilmiyorlar.
*****
Aşk delice sevmekse, bunu herkes her şey için hissedebilir.
*****
Ben psikologlarla uğraşmayı bıraktım. Kendi yaralarımı sarmayı öğrendim. Bunu insanlardan uzak durarak başardım. Ve sırrımı kimseye söylemeyerek.
*****
İnsan ne diyeceğini bilemediği zaman en çok ayaklarından destek alıyor bence.
*****
İnsanın dudakları kıvrılır da başka hiçbir mimiği hareket etmezse, bu sahte bir gülümsemedir.
*****
Canımı yakarsan, canın yakar
*****
Yaşamak nefes almak dahi şükür için kâfidir.
*****
Şükürler olsun hiçbir şeyi nedensiz yaratmayan Allah'a.
*****
Allah adildir.
*****
Başkasına ait olanı nasıl seversin.
*****
Allah'ım seni seviyorum.
*****
Allah bir kere daha bana bu dünyanın çile yurdu olduğunu gösteriyor
*****
Bütün iyileştirici temenniler geride kalanlar için değil midir?
*****
Mutsuzluk ve zayıflık, genlerle aktarılan bir şeydir şu dünyada.
*****
Dişi hayvanlar, çiftleşeceği potansiyel eş adaylarını bilinçli bir şekilde kavgaya tutuşturup aralarından galip gelen güçlü erkeğin yavrusunu dünyaya getirirken , insanoğlu aşk denen basit bir kızışmanın neticesinde doğuruyorsa, hastalıklı genin mahsulü ne yapsın?
*****
Kimse kimsenin incinen yerini sevmez.
*****
Cumadan açan hava ya selaya kadardır, ya salıya.
*****

 
KİTAPTAN ŞARKILAR;