Merhaba
3 gündür yazamadım buralara. Çarşamba günü ağbimin göz ameliyatı vardı Tekirdağ da, oraya gittik. İlk göz ameliyatı çok uzun sürdü, ağbim öğleden sonraya kaldı. Ameliyatta iken hasta yakınları ile çene çaldım biraz. Ameliyattan sonra eve geri döndük.
Dünde kontrole gittik, bandaj alındı. Oranın pazarı idi, ağbim sergi açtı. Orada arkadaki binanın sahibi kapıya bir yazı asmış fotoğraf çekecektim unuttum.
Pazarcı arkadaşlar kapıya ip balamayın:))
Koca trakyalı Ğ harfini unutmuş:)))
Film yok sıcak var
dergi yok sıcak var
kitap yok sıcak var..
Sıcak olunca gölge yer arama derdi var.
Bu gün bankaya gittim, terziye uğradım. O arada annem bahçeden fasulye toplamış, gelince onu pişirdim. Beyaz çamaşır yıkamıştım, annem onları asmaya başladı bir süre sonra bıraktı gözlerim kamaştı diyeceği yerde karardı dedi:)) güneşte olunca kamaşıyor insanın gözleri. Seviyorum annemin bu hallerini. Dün de kabakların içi boşalmış kızartma olamaz tabi, ormanlı bunlar ormanlı diyor:)) yani hormonlu demek istiyor. Bu akşam bende mücver yaparım onları olur biter.
Başlık Birhan Keskin şiirinden.
Ben hangi yaprağın ince hüznüyüm?..
...
Kendiliğinden gelen sözcüklerin misafirliğini
ne çok severdin,
Nasılsın…
Bugünlerde ben iyi gibiyim
yorgun gri kaideler arasında
hüzünlü bir yeşilim,
Ya sen…
Sen… Nasılsın?
Göğsündeki ağrılar nasıl?
İyi misin?
Ben hangi kelimeye açsam ağzımı
Ben hangi kelimeyi nereye koysam
Bir sonbahar konaklar sesimde.
Ben hangi kelimeyle girsem akşama
Ben hangi kelimeyle nereye gitsem
Yokluğunun renginde depremler düşer boynuma.
Ben hangi yaprağın ince hüznüyüm,
Sen hangi sersem haydut?..
Birhan Keskin