OKUDUKLARIM 2023/23 DÖRT MEVSİM MEHLİKA

28 Şubat 2023

OKUDUKLARIM 2023/23 DÖRT MEVSİM MEHLİKA

 

 
Mutfak tutkusunu anneannesinden alan Işıl Ertunç’un, Dört Mevsim Mehlika’sı alışıldık bir yemek tarifi kitabının ötesine geçiyor: Çocukluk ve gençlik hatıralarına, anneannesiyle geçirdiği zamanların hikâyelerine, ailecek toplandıkları sofralardaki muhabbetlere, gelenek göreneklere dair anekdotlara, unutulmuş ya da az bilinen tariflere de yer veren Ertunç, okuru için geniş ve zengin bir sofra kuruyor. Öte yandan mutfakta kendisini sürekli izleyen, talimatlar veren anneannesinin hayali de Ertunç’la zaman zaman giriştiği sohbetlerle eski günlerden söz edip tarif edilen yemeğin olmazsa olmazlarını, inceliklerini aktarıyor. İncir reçelinden erikli kabak kebabına, lohusa şerbetinden sakızlı ekmeğe, muhallebili börekten cevizli sulu köfteye onlarca tarif barındıran Dört Mevsim Mehlika, okuru bir yandan şen bir mutfak sohbetine davet ederken bir yandan da lezzetli tarifler sunuyor. 

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Hikayeli bir yemek tarifleri kitabı idi merakı olana tavsiye ederim.

KİTAPTAN BİR TARİF;

ŞEHRİYE TAVASI

- 4 parça kuzu incik veya gerdan eti
- 2 su bardağı arpa şehriye
-4-5 sap taze soğan
-2-3 diş sarımsak
-2-3 çorba kaşığı zeytinyağı
-2 çorba kaşığı tereyağı
-2 çorba kaşığı tereyağı
-tuz karabiber, dereotu

Et iyice yıkanıp kanlı suyu atıldıktan sonra derin bir tencerede mühürlenir. Bütün bir soğan, sarımsak, tane karabiber ve ılık su ile pişmeye bırakılır. Diğer tarafta yayvan tencerede arpa şehriyesi tereyağı ve zeytinyağı karışımda pembeleşene kadar kavrulur. İçine uzun doğranmış taze soğan eklenir 5 dakika döndürülür. Etlar kavrulan şehriyenin üzerine alınır ve etin suyuna bir miktar daha sıcak su ilave edilerek bu su da yemeğe eklenerek üzeri kapatılır ve kısık ateşte demlenerek pişirilir. Ancak pilavı tamamen pişmeden bir fırın kabıyla fırına konur ve üzeri kızardıktan sonra servis edilir.

BLOGGER CANLANDIRMA TEMASI ŞUBAT 2023/22 ALENGİRLİ ŞİİRLER

BLOGGER CANLANDIRMA TEMASI ŞUBAT 2023/22 ALENGİRLİ ŞİİRLER

 

 

 
 
“Ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye korkuyorum
 Durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar 
Sinemaya gitmeye, ele ele tutuşmaya falan kalkarız
 İşin yoksa çiçek al, saç tara, parfüm sık 
Küsmesi, barışması, ayılması, bayılması 
Hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması” 
 
Eski Türk filmlerinden apartman boşluklarına, ihtimallerden imkânsızlıklara, parklardan çıkmaz sokaklara bir yolculuk. Tesirsiz Parçalar'da denemelerini okuduğumuz Tepebaşı Dükü, toplum artık hazırsa, uzun zamandır beklediğimiz şiirleriyle karşınızda! 

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Ben beğendim kendimi bulduğum çok yer vardı size de tavsiye ederim...

KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Belki şimdi bir uçurumun kenarından geçiyoruz
sallanıyoruz belki arada bir çeşit deprem oluyor
kızıyoruz birbirimize kırılıyoruz inciniyoruz
ama biliyoruz uzak gibi olsak da biz aslında yan yanayız.
*****
Çok uykum var, öp beni, öpersen ne güzel uyurum.
******
Kimse kimseye bağırmasın ben kimseye bağırmayayım
Bağırmak tedavülden kalksın.
******
Tanrım çok iyi biliyorsum
İkimizde biliyoruz birbirimizi kandırmayalım
Ben aslında annemin, babamın ve senin
Müşterek ve başarısız projesiyim.
******
Ödenmesi gereken ne bedel varsa peşin peşin ödeyip
aranıza karışmaktan vazgeçtim
******
Ben bu şiiri sana yazdım sızayım diye rüyalarına
*****
İyisimi uzaklaş sen iyi dileklerinle
Giderken bana da limonlu bir çay söyle.
******
Herkes gider
Ne?
Bilmiyor muydun sanki
Sevgili Kalbim!
Neden hala apartman boşluğunun
Gün ışığı görmeyen penceresinde
Kuş sesleri beklersin.
******
Bak şimdi giderim ne ilk gitmem olur ne son
parklarmış yağmurlarmış umurumda bile olmaz
zaten kesilmiş hesap hüküm çoktan verilmiş
zaten ben senin rüyanda bir solukluk misafir
uyku bitti alarm çaldı hadi sen sağ ben selamet
ama bak yağmur yağıyor ve ben yokum yanında 
dikkat et
******
tozunu silkelemektir zamanın
anımsamak dediğimiz
bu yüzden mi hatırlamak
hep öksürtür içimizi?
******
Kırılıp yeniden başlıyoruz hep
kırılıp kırılıp yeniden....
Hayat, sıkıntılı anlatamamalar tarihi,
Özet; Büyük yenilgiler atlası'
******
Zaman büyülüdür hep yaşantıyı anı yapar.
******
Bazen haklı olmak haddinden fazla can yakar.
******
Ne ehemmmiyeti var ha olmuş ha olmamışım
******
Göremediğimde seni
uyuyayım diyorum
geniş zamanlı
geniş pencereli
geniş yataklı bir evde
belki gelir
dünyayı sığdırdığın yüreğine
beni de sığdırsın diye
*****
Sen yokken çok okudum, çok söz birikti heybemde
İstesem didaktik didaktik konuşurum şimdi
Ama bilirim, sevmezsin spesifik sözleri
Bağışla.
'Ruhuma bir hayat yakıştıramadım' sevgilim
Neyi tutsam elimde kaldı, usandım nefes almaktan
Oysa içimde bir tohum, su versen filizlenecek
Hatırla.
******
Gidenler bildiklerini de beraberinde götürür.
*****
Hayat çürük bir gemi ha battı ha batacak
Ben ortasında çaresiz, yerim yok sığınacak.
******
Varlığında ben
gıyabında sevmekten kurtulup seni
gözlerinin içine bakıp
seni seviyorum diyebilirim
******
Kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir.
******
Ben seni severim aslında da düzenim bozulur diye
korkuyorum
Durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar
Sinemaya gitmeye ele ele tutuşmaya falan kalkarız
İşin yoksa çiçek al, saç tara, parfüm sık
Küsmesi, barışması, ayılması, bayılması
Hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılması
Meyhanede tanıdığım gerzek bir filozof vardı!
Güzel kadınlar insanın ömrünü uzatır derdi
Bir sürü güzel kadın girdi hayatıma
******
Geçmişi geç kirden arın saçlarını dağıt
Ve her ne yaşadıysak unut
Beni unutma!
*****
Geniş zamanları boşver, insanları da planları da
Bahçenizde yetişen isimsiz otların hatırına
Bana bir gülüver
******
Hayat ne tuhaf Allahım nelere özeniyor insan.
*****
Hakkını veremedik yaşamak mucizesinin
Oysa
Bir çift ev içi terliğinin
Bir sürümlük ojenin ve
Akşamdan kalma yağı donmuş bulaşıkları
Yıkama telaşının başınaydı mutluluk
Çalındı, bitti, dondu
Geldi çattı artık deliliğimizin çağı!
Hükmü kalmadı heyhat tarifin ve tavsiyenin
İyi niyetliydik esasen denedik
Denedik ve kaybettik yaşamak muharebesini
Tarih bizi böyle yazsın
******
Değmeden kimselere görünmeden kalabalıklara
Usulca sığınsak bir ağaç gölgesine
Bir ağaç bize yeter bir ağaç bize yeter
Kalbimi deşiyor korkum ya seni göremezsem?
******
Kafasını kaldıran herkese umut dağıtır gökyüzü
******
Ruhumu ihbar ediyorum çiğnediğim çimenlere
Ve pes ediyorum peşinden bıktım, oynamıyorum
Takıldığım yerine hayatın, siyah bir ayraç koyun
Sizden bana hayır yok, kuşlara gidiyorum.
******
Ameller niyetlere göreyse varsa harbiden öyle bir şey
niyet etsem sıkı sıkı uyurkenden uyanıncaya
uyandığımda belki seni yanı başımda görebilirim.
******
Eflatun bir at görsek rüyamızda aynı anda
eflatun at olmaz deme deneyelim bak olabilir
yeterki uyuyabilelim çünkü beraber uyumak
her türlü önyargının üstesinden gelebilir.
******
Güzel laflar etmediğimden şikayet ederdin ya hep
Ben şimdi seninleyken sevmediğim şeyleri bile özledim.
******
Geniş verandalar, taraçalar istememiştim oysa
dörde iki bir balkona sığardı bütün düşlerim.
******
Rabbim söz verdin
Kaldıramayacağı yükü
Yüklemem dedin kuluma
Şahidimsin
Kaldıramıyorum
Oyunsa bu
Oynayamıyorum
İmtihansa
Kaldım
Ben zaten
İçi geçmiş bir hevesle
Yarım kalmış bir niyetin
Arasında ıskalandım
Pişmeden yandım
Son sözüm sana yine de
Üstesinden gelemedim
Bu yaşamak sınavının
Bağışla....
******
Eşya normal ağaç normal kedi köpek hepsi normal
Bir tek insan acayip ne yapacak belli olmuyor
Gülerken ağlayacak gibi oluyor sıusuşu sanki cehennem
Dursa bile yoruyor üstelik farkında değil
Ayak uyduramıyorsun ne yapsan
Çok acaip
******
Hadi ama çok bekledim nasıl kıyarsın bana
gelmezsen uyuyamam içim dağınık sicim
herkes bir şeyi bekler ben hep seni beklerim.
*****
İnsanlar geçiyor yanımdan yeryüzü insana kesiyor
bir ağrı kaburgamın altında ismini fısıldıyor
ben ki müptelasıyım anlatmadan anlaşılmanın
anlatmaya yeltendiğimde sesimi çocukluğum kesiyor.
******
Hep bir mucize bekledim kalbimi temiz tutup oysa mucize sadece umulmadık anlarda olur
yanılmış işte üstad bizim mahallede yok
*****
Çıkınımda bol nasihat yüklendim gidiyorum...


VERTİGO (1958)
 
San Fransisco polisinden dedektif Scottie Fergusson, bir suçluyu kovalarken, damdan düşen ortağını kurtaramaz ve yükseklik korkusu başlar. Polisliği bırakan ve özel dedektif olan Scottie'yi, eski okul arkadaşı Gavin Elster karısını takip etmesi için tutar. Scottie, genç kadının peşinden San Fransisco'ya döner ve kendisini karmaşık olayların içinde bulur. Vertigo yalnızca Alfred Hitchcock'un hemen herkesçe kabul edildiği üzere en iyi filmlerinden biri değil, aynı zamanda aşkın gizemi ve tutkunun ölümcüllüğü üzerine de tüm sinema tarihinde yapılmış en güzel filmlerden biri. Ve beyazperdede hiçbir şey beyazperdede Kim Novak'ı delicesine öpen James Stewart'ın çevresinde fır dönen Hitchcock kamerası kadar etkileyici olamaz. 

Puanım:***

                                         Normal tempoda eski film arayanlar icin ideal.

OKUDUKLARIM 2023/21 YERYÜZÜNE DAYANABİLMEK İÇİN

27 Şubat 2023

OKUDUKLARIM 2023/21 YERYÜZÜNE DAYANABİLMEK İÇİN


 

 
Bu ayın ev sahibi benim, arkadaş belirlemişti bu kitabı keyifle okudum sinema ve festivaller ile ilgili bir kitaptı. 
Umarım sizde sıkılmadan okumuşsunuzdur.

 

 
 Neden yazılır? Dünya acılı olduğu için yazılır. Duygular taştığı için yazılır. İnsanın kendi zavallılığından sıyrılması çok güç bir işlemdir. Ama insan bir kez bu zavallılıktan sıyrılmayagörsün, o zaman yaşamı kendi egemenliği altına alabilir. İşte böylesi bir egemenliği bir iki kişiye daha anlatmak için yazı yazılır. (Ya da kendi kendine kanıtlamak için). Çünkü, insanın kişisel özgürlüğü, kendi dünyasına egemen olmasıyla başlar. Tezer Özlü'nün yurtdışındayken Türkiye'deki dergilere yazdığı, dünya edebiyatıyla, sinema ve tiyatroyla kurduğu ilişkiyi kendi edebiyatı içinden yorumladığı yazılardan oluşan Yeryüzüne Dayanabilmek İçin, yazarın iç dünyasını takip eden tutkun okurlar için yeni bir ışık sağlıyor. Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk'un yazarından yine yaşamla ve ölümle hesaplaşan yazılar...
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
 Tezer Özlü'nün Almanya’da yaşadığı yıllarda, 1980 sonrasında Türkiye'deki dergilere, çoğunlukla Milliyet Sanat dergisine gönderdiği yazılardan oluşan bir seçki bu eser. Kadınlarımız yazısını çok sevdim, aydın kadın rolünü ne de güzel anlatmış. Kafka, Cesare Pavese ile ilgili bölümler Tarkovski röportajını çok beğendim. 
İnsanın dostları neredeyse, vatanı da orası olur..
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Güzelliklerimiz, sanatla ilgilendiğimizde, sanatın içine girdiğimizde ortaya çıkar. Edebiyattan, resimden, heykelden, sinemadan -gerçekten sanatsallarsa- öğreneceklerimiz sonsuzdur. B u kahredici düzende bize mutluluk verenler de onları yaratanlar ve yapıtlardır.
******
Toplumun oluşumunda en çok bireyin varlığına önem veren bir bireyciyim.
******
Benim için en önemli dil Türkçedir.
******
Neden yazılır? Dünya acılı olduğu için yazılır. Duygular taştığı için yazılır. İnsanın kendi zavallılıktan sıyrılmaya görsün, o zaman yaşamı kendi egemenliği altına alabilir. İşte böylesi bir egemenliği bir iki kişiye daha anlatmak için yazı yazılır. (Ya da kendi kendine kanıtlamak için). Çünkü, insanın kişisel özgürlüğü, kendi dünyasına egemen olmasıyla başlar. Dünyasına egemen olan insan, acıları coşkuya, bunalım yaratmaya, sevgisizliği sürekli aşka dönüştürebilir.
******
Hiçbir zaman sakin olamamak, sanırım benim kaderim.
Italo Svevo (Zeno'nun bilinci romanından)
******
İnsanın konuşmak için konuşmadığını böylece öğrendim, 'bunu yaptım','şunu yaptım', 'yedim, içtim' demek için konuşmadığını, aksine kendi yaşam görüşünü geliştirmek, bu dünyada neler olup bittiğini kavramak için konuştuğunu.
Cesare Pavese ( yeni ay romanından)
******
İşte gidiyor, felaketlerin anası koşuyor ve tüm dünyayı kendisiyle birlikte eve götürmeye çalışıyor...
Ne garip, insan keşfetmeye görsün, nasıl da tüm dünyaya sahip olabiliyor.
Djuna Barnes (Gecenin Uzantısı romanından)
*****
Yaşamla ve ölümle hesaplaşmak için yazıyorum.
******
Yaşam insanın yaşantı aradığı değil, kendi kendini aradığı bir olgudur.
Cesare PAVESE
*****
Yeryüzünün hiçbir kentinin adı bir yazardan sonra anılamaz.
******
Mektup yazmak, insanın kendisini merakla bekleyen hayaletlere açması demektir. Yazıyla verilen öpüşmeler, hiçbir zaman yerini bulmaz, yolda hayaletler tarafından emilip bitirilir.
Kafka
******
Yalnızlık bana hiçbir an eksilmeyen bir güç veriyor.
******
Günlükler bir yazarın kendi kendiyle konuşmasıdır.
******
Bir yazarı, ancak o yazarın kendi sözcükleriyle okumak gerek. O sözcükler her şeyi içeriyor.
******
Aşık oldukça güzelleşecek, gençleşeceksin.
*****
Onun için kent önemli değildi. Önemli olan insandı. İnsanın sömürülmeden insanca yaşaması, herkesin akıl ve yeteneklerinin yerini bulmasıydı.
******
Söylemek kolay, oysa eylem güç.
******
En büyük dileğim, insanın sorumluluk taşıması ve akıntıya karşı yüzmeyi de bilmesi.
******
İnsanlara üç çağrım var. Her bireyi insanlığa ihanet etmemeye çağırıyorum. Bugünün insanının üç uzvuna gereksinimi var:
1) Akıl için kafaya
2) Duygu için yüreğe
3) Omurgaya: B u da kimse önünde sürünmemek için.
******
Yaşam ve varoluş, birbirinden kesinlikle ayrılan iki olgudur. İnsan kendi deliliği üzerinde ısrar etmelidir. Çünkü yaşam, ancak henüz erişilmemiş, henüz denenmemişse varabilmek için sınırların zorlanmasıyla sanata varma çabasında "varoluş"a dönüşür.
******
İnsana inanıyorsak, her insana inanmalıyız.
******
Düşünce özgürlüğüne kavuşturulmamış bir ülkenin kadını olarak, türk kadınının sınıfsal çelişkisi konusunda söz söylemek oldukça güç. Çünkü, bugünün Türkiyesi hem çok sınıflı bir toplum, hem de 5. Yüzyıldan 20. Yüzyıla kadar onbeş yüz yılı birarada yaşayan bir toplumdur. Ayrıca batı dünyası kapsamı içinde düşünülen; askeri, siyasal ve ekonomik yönden batıya bağımlı.... Ama bir islam ülkesidir. Bu durum da halkı başka başka çelişkilerle karşı karşıya getirmektedir.
******
Türkiye'de emekçi sınıfların mücadelesi, bu sınıf insanlarının kadın, erkek, çocuk yani tüm bireyleriyle bilinçlenip, belli bir kültür düzeyine erişmesi ile gerçekleşecektir. İşte ancak bu gerçekleştiği an, kadının sorunlarına da çözümler bulunabilecektir. Burada da en büyük görev, gene aydın insana, aydın kadına düşmektedir. Bugünün çağdaş dünyasında bilinçsiz bir kurtuluş yoktur. Bilinçsizce sınıf atlamak, insana hiçbir çözüm getirmez. İnsan, hem toplumsal yaşamı, hem iş hayatı, hem kendi iç dünyası hem özyaşamı için bilinçlenmek zorundadır. Hiçbir toplumsal sınıfın insanı, bilinçsiz ve kendi sınıfından soyutlanarak (yani ayrılarak) sınıf atlamaya çabalayıp bir çözüme ulaşamaz.
******
Yaşam, Şöyle bir yaşanıp geçmek için varolmak değildir. Aksine insanları, en insancıl yaşamlara ulaştırmanın mücadelesinin verildiği bir olgudur. Bilinçsiz bir yaşam, insan yaşamı değildir. Bir anlamda aileyi yöneten, çocuklarını yetiştiren kadınlar da olduğuna göre, aydın Türk kadınının en büyük görevi, diğer kadınları bilinçlendirmek olmalıdır.
******
Sanat bir işçiliktir.
*****
İşç,i için hiçbir şey yeterince güç değildir.
Brecht
******
Her insan, en büyük çelişkileri kavrayacak yaratılıştadır.
*****
İnsanın çocukken algıladıkları, daha sonraki yaratmasının temelini oluşturuyor. İnsan kökü ile birlikte yaşıyor. Kökünden kesilip atılsa ne korkunç olur.
******
Sinemada ışıklar söndümü, düş başlar. Bilinçaltı harekete geçer.
******
Emek emektir! Almanın emeği de emektir, Türk'ün de Hollandalının da!
******
Sanat sanattır, izlemek gerekir.
******
Yapımcı, yönetmeni kendi kendini yinelemeye iter.
******
Halkımız televizyon izliyori ama sinemaya gitmiyor. Sinema kültürümüz televizyonda gelişiyor.
******
Biz yaşamayı gereksinim sayan insanlardanız.
******
Okumak ve insanın okuduğunu kendi kendine işleyiş geleneği ortadan kalkarsa, yayın ve basımevleri bilançolarının tehlikye girmesi bir yana, çok daha önemli tehlikelerle karşı karşıya gelmiş oluruz.
******
Herkez okuma hakkına sahiptir.
Kitap eğitim için kaçınılmaz bir gereksinimdir.
Toplum, yazarların yaratıcılığını destekleyecek ön koşulları yaratmakla sorumludur.
Kitap basımı ve yayınevleri olmadan ulusal gelişme düşünülemez.
Kitapçılar ve kütüphaneler, hem yayıncı hem de okurun gereksinimlerini yerine getirmek zorundadır.
Uluslararası kitap alışverişi temel bir gereksinimdir.
Kitap, uluslararası anlayış ve barış içinde birarada yaşamayı sağlayan, bu açıdan da desteklenmesi gereken olgulardır.
******
Yaşam düştür, düş yaşamdır.
******
Sanatın özgürlüğü ülkemizde anayasa ile saptanmıştır. Sanatçıya verilen bu temel hak, hepimizi bağlamaktadır. Politikacılar, sanat ve sanatçıya özgür ortam sağlamakla sorumludur. Ancak böylelikle iki taraflı bir hoşgörü ve çeşitli düşüncelerin tartışıldığı bir ortam yaratmak mümkündür. Bir halkın yaratma gücü ve hoşgörüsü, ancak sanatın yayılabilmesi ve düşünce zenginliği doğrultusunda gerçekleşir. Çağımızı ve çevremizi kavramamızda en büyük etken çağdaş sanattır. Kültür, insanın yaşam düzeyini belirleyen en önemli öğedir.
******
Yaşanılacak bir yaşam vardır. Üzerine binilip dolaşılacak bisikletler vardır. Yürünecek yaya kaldırımları ve tadına varılacak günbatımları vardır.
Cesare PAVESE
******
Neşeli insanlar beni yanıltır, onlara hiç tahammülüm yok. Ancak hiçbir pürüzü olmayan ruhlar neşeli olabilir, Çocuklar ya da çok yaşlılar. Ama neşeli insanlar hiç de bu nitelikte değil. Kanımca neşe, insanın ancak çevresini, içinde yaşadığımız koşulları kavrayamamasından kaynaklanıyor.
Tarkovski
******
Kadına, kendine özgü bir iç dünya sunmak çok güç, bunu yapmak da istemiyorum. Kadının bir iç dünyası var, ama kanımca kadının iç dünyası, birlikte yaşadığı erkeğe sıkı sıkıya bağlı. Bence kadının yalnız olması hiç de doğal bir durum değil.
Yalnız bir erkek, yalnız olmayan erkekten daha doğal.
Sevgi öylesine bütün bir duygudur ki, bir kez daha yinelenmesi olanaksızdır. Ne durumda olursa olsun, olanaksızdır. Kadın, bu duyguyu yineleyebiliyorsa, o zaman sevgi onun için  anlamsız demektir.
İnsanın yargıya varabileceği en zor olgu kendisidir. Kendi dünyasını koruyabilme çabası gösteren kadınlara şaşıyorum. Bence kadın olmanın anlamı, kadınsal sevginin yeteneği, onun özverisinde yatar. Kadının büyüklüğü de bu.
Ben, insanın hem sevebileceği hem de aynı zamanda kendi iç dünyasını koruyabileceği kanısındayım. Ve korumak zorundayım da. Kadın, kendi yolunu erkeğin yolu olarak seçerse, kaybeder. Elleri boş kalır. Bu eski, çok eski bir tuzak.
Güç kullanarak sevgi kazanılmaz.
Sevgi olmazsa, hiçbir şey olmuyor demektir....
İnsan yavaş yavaş ölüme gidiyor demektir.
Kadının iç dünyası, erkeğin iç dünyasından çok başka.
Bireyin özgürlüğü, ülkesinin özgürlükçülüğüne bağlı değil, kendi seçimine bağlıdır.İnsanların gerçekleştiremedikleri yaşam özlemlerini başkalarının suçu gibi görmeleri beni her zaman öfkelendirir. Bağımsız olmadığını söyleyen kişilere öylesine öfkeleniyorum ki. Bağımsızlığı istiyorsan, bağımsız ol. Seni engelleyen kim? Mutlu olmak istiyorsan. Ama mutsuzsan, mutlu ol.
Erkek yargıları dünyaya egemen olduğu sürece, kadın konumunu bulamayacak.
Gerçekten seven kadın, sevgisini bir erkekte toplamaz, tüm dünyaya dağıtır.
Yeryüzü sonsuz.Kanımca insanın varoluş amacı, bilip tanımakta yatmıyor. Bu insanın entelektüel görevi. Ama temel sorunu değil. Varolmanın temel sorunu, yaşamın anlamını kavrayarak yaşamakta. Örneğin atomun bölünmesiyle yeni bir enerji kaynağı buluyoruz ve bu enerjiden nasıl yararlanıyoruz?... Atom bombası yapıyoruz, intihar silahı. Söylemek istediğim, buluşları olumlu yönde kullanma yeteneğinden yoksunuz. Bunun da nedeni, insanın niçin yaşadığını bilmemesi. Bilim adamı, yaşamının anlamını, buluşları gerçekleştirmekte görüyor. Bu, gerçeğe pragmatik bir yaklaşımdır. Sanatçı, sanat yapıtları gerçekleştirmek için yaşıyor. Herkes üzerine düşen görevle yaşıyor, bir görevin parçalarıyla ve eşitsizliği algılıyor, birbirine gıpta ediyor. Oysa, her insan, yaşamının anlamını kavrayıp, buna göre yaşamalı. Bu doğrultuda herkesin hakkı var ve herkes eşit haklara sahip.
Yaşamın anlamını keşfedemezsek, onu-bunu kurcalamaya başlayıp sorunlar yaratırız. Bu sorunlar, yaşamın anlamını kavrarsak, hiç bir zaman ortaya çıkmayacak.
İki kavram uyumsuzluk içinde: Maddesel ve ussal gelişim. Bu, insanın kendisini doğaya ve diğer insanlara karşı korumaya karaer vermesiyle başlamış. Toplumumuz, bu yanlış temek üzerine kurulu. İnsanlar birbirleriyle bir sevgi, dostluk, düşünce alışverişi dürtüsüyle ilişki kurmuyor, tabii yaşamını sürdürebilmek için.
******
Ne olursa olsun, insan yeryüzüne, düşünsel, açıdan kendi kendini inşa etmek için geldiğini, içindeki kötülüğü yenmesi gerektiğini, bencillikten kaynaklanan 'kötülük' dediğimiz duyguyu yenmesi gerektiğini kavramak zorundadır. Bencillik, insanın kendi kendini sevmediğinin belirtisidir, kendi kendini kavramadığının ve sevgi kavramını yanlış anladığının kanıtıdır. Tüm kavram ve olguların deformasyonu burada yatar.
Gerçek sorumluluğunu kavramış bir insanın, temel sorunları yoktur. Yaşamın anlamını bilerek, yeryüzünde yaşama karşı görevimizi yerine getirerek, yaşamak istiyoruz. Ama çoğunlukla başaramıyoruz. Henüz yeterince güçlü değiliz. Bu yolu seçmek ve bu yolda yürümek önemli. Bu temel sorunumuz çözümlenmedikçe, peşimizi bırakmayacaktır. Acı olan, günümüz uygarlığının çıkmazıdır. Toplumu akılsal düzeyde geliştirebilmek için zaman gerek. Oysa zamanımız yok. İnsanın geliştirdiği teknik, artık kendi düğmeleriyle çalışıyor. İnsanlar ve politikacılar, kendi yarattıkları sistemin tutsağı oldular. Onları bilgisayarlar yönetiyor. Bilgisayarı devreden çıkarabilmek için kafaca çaba harcamak gerek. Bunun için de yeterli zaman yok. Tek umut, insanın bilgisayarı devreden çıkaracağı an, kafaca aydınlanmasında.
Tarkovski
******
Acıların güce dönüşmesi gerekir.
******
Şiiri şiir yapan ritimdir.
******
Edebiyat uluslararası bir dildir, ulusları bağlar.
******
Ben bir kenti, o kentteki kitapçı dükkanlarına göre değerlendirim.
*****
Şunu öğrenmelisin: Sen hiçbir işe yaramaz değilsin! Seni senden çalan toplumdur.
*****
Kültür bir şeye cesaret edebilme sorunudur. Okumaya cesaret edebilme, bir görüşe inanmaya cesaret edebilme, görüşlerini açıklayabilme cesaretidir.
******
Güç ve korku her zaman yan yanadır.
******
İnsanın anadilini yitirmesi, merkez kişiliğinin yıkılması demektir. 
******
Kültür, insanlığın uğraşının üstyapısı değil temelidir.
******
Her birey karşısında toplumun ortak sorumluluğu vardır.
*****
Eleştirmekten, değiştirmek istemekten vazgeçmek, insanın kendisinden vazgeçmesi demektir.
******