OKUDUKLARIM 2023/16 BAVULA SIĞMAYAN

23 Şubat 2023

 

 
Başımı göğe kaldırıyorum, Şimal Yıldızı’nı arıyor gözlerim. O kayıp. Bense birilerinin giderken ardında bıraktığı çığlık gibi hayattayım. Romanlarıyla okuru renkli yolculuklara çıkaran Nermin Yıldırım, bu defa el ele tutuşan öykülerden oluşan büyüleyici bir dünya kuruyor. Çocukluk düşleri, gençlik hevesleri, ihtiyarlık özlemleri, gidenler, kalanlar, bekleyenler, arayanlar, en karanlık dehlizlerde bile bir umut ışığı bulanlar, düşmemek için birbirine tutunanlar, her şeye rağmen hayata inananlar, bu buruk ama görkemli şölende bir araya geliyor. Bavula Sığmayan görünenin ötesine geçip insana ve yaşadıklarımıza farklı perspektiflerden bakmamızı sağlayan geniş bir panorama sunuyor bizlere. Nermin Yıldırım’ın duyarlı bakışı, etkileyici diliyle dokuduğu derinlikli hikâyeler, yüreklere dokunurken, tekrar tekrar okuma isteği yaratacak, uzun süre hafızalardan çıkmayacak
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Yazarın okuduğum 6. kitabı idi. Ufak ufak öykülerden oluşuyor. Hepsi birbirinden güzeldi. Okuyun ve öykülerin içinde kaybolun bence.
 
KİTAPTAN ALINTILAR; 
 
İnsan her yaşta ebeveyninden bir şeyler öğrenmeye devam ediyor.
******
Anne ne yaptın sen?
Temizlik
Ah canım benim, içine işleyen lekeyi silemeyince dışındakileri kazımaya çalışıyor.
******
Bütün mutsuz aileler birbirine benzer. Her mutlu aileninse ortak bir sırrı vardır; Sık görüşmek.
******
Biz erkekler bilhassa, cinsi latifle karşılaşıp onun tesiri altına girdiğimizde, hayatımızdan ilk aklımızı çıkarırız.
Yumuşak bir ses, tatlı bir bakış, sıcak bir öpüş anında, mevcut kısıtlı havsalamızdan da büsbütün emekliye ayrılırız.
******
Kadının gayesi barışmak değil, savaşmak olunca, karşılık vermek de, mağlubiyeti kabullenmek de, orta yolu bulmaya gayret etmek de beyhudeydi.
******
İnsan arzu ettiği şey için mücadeleye girer.
******
Bekarlığın sultanlık olduğuna kimse benden daha kani değildir ama ben bile diyorum işte, neticede her teke bir çift, her yastığa iki baş gerekir. Oçatının altı kimi gün cehenneme dönse de, insana iyi günde kötü günde, hastalıkta, sağlıkta, bir dostla, hiç değilse bir düşmanla, aynı çatı altına sığınmak lazım değil midir?
******
İnsan hep bir gün çok mutlu olacağına inanır. Şimdi değildir, henüz değildir ama bir gün muhakkak, hak edilen o mutluluk gelip kendisini bulacaktır. Gelecekte muğlak bir takvim yaprağına mühürlenmiş o günü, ufak tefek engellerin ayak altından çekileceği münasip bir zamana erteler durur insan. Okulu bitirince, işe girince, evlenince, çocuklar büyüyünce.... Sonra genellikle o gün gelemeden de ölür.
******
İnsanin başkasını, yeri geldiğinde kendini bile değiştirebildiği nerde görülmüş? Ya kabul edersin ya çeker gidersin. Üçüncü bir seçenek yok. Ama yılların getirdiği, bedeli ağır bir malumat bu, gençlikte pek bilemezsin.
******
Mutluluk heveslerimizi ileri bir tarihe ata ata yaşayıp yaşlanmışız.
******
Önümüzdeki günler azaldıkça geçenlerin hesabı da manasını yitirmiş.
*******
İddia edildiği gibi hiç de öyle hazırlıksız ölmüyor ki insan. Yolun sonunu bilmek, bal gibi bilmek, her adımda ölüme yaklaştığını göre göre yine de ona doğru yürümeye devam etmek diye bir şey var. Yaşlanmak tam da bu işe yarar.
******
Torunlar kendilerinden öncekilerin hikayelerini anlatmak için değil mi?
******
Ah benim asma yaprağı kaderli anneannem. Başkalerına gölge, kendine gölgesizim. Sevdiklerinin dertleriyle dolu bir yüklük gibiydi. Yüklendiklerinin altında iki büklüm kaldı hep, bir oh diyemedi.
******
Ah, ne kekeme şeydir, annelerin hiddeti.
*****
İnsan geçmişte ve oraya ait kişilerde en çok kendi masumiyetini arar.
******
İnsanın kendinde ve sevdiklerinde açtığı yaralar ne zaman iyileşir? iyileşir mi?
******
Ama sır hep aynalarda kırılır. Sırrın parçası artık yaranın da parçasıdır.
******
Çikolatalı pastaların bile değiştiği bir dünyada insanlar değişmez mi? Zaman.... Şu aynı nehirde iki kere yıkanmamızı ve aynı rüyadan iki kere uyanmamızı imkansız kılan.
******
Veda etmeden gidenler cevabı hak etmezler
******
Bir güvercin kendi yarasını iyileştirebilir mi? Peki ya bir insan?
******
Ancak bir kadın iyileştirebilir diğerini. Ancak o yaralarını sarabilir, ancak o gerçekten sarılabilir. Bir kadını galiba sadece, başka bir kadın anlayabilir.
*****
Gönülden edilmiş bir duaya "amin" demek, derin denizlerin dibinde ahenkle yürümek gibiydi.
******
İnsanlar yazmaz hep öyküleri; bazen de öyküler yazar insanın kaderini.
******
Göğsümüzde hep tanımsız bir sancı, birileri göğsümüzü kabartsın istiyoruz. Hem çok kalabalığız hem de çok yalnız. Öyle tuhaf bir zamandayız.
******
Herkesin kendine göre bir yas tutuşu var hayatta. Kimi konuşarak kimi susarak, kimi sessizliğe, kimi gürültüye boğularak acısını kucaklıyor.
******
Ağrı, kalbin koordinatlarını kendiliğinden çiziyor.
*****
İnsan sevdiği bir şeye bölüne bölüne yok olabilir, biliyorsun değil mi?
*****
Herkesin kalbi başka yerde atıyor. Herkesin kalbi başka yerde ağrıyor.
******
Dünya güzel bir yer sahiden. Keşke boş yere endişelenmeden yaşayabilsem.
******
Koskoca profesörler söylüyor; insan ruhu için en kahredici ceza görmezden gelinmekmiş. Kişi, her türlü işkenceye dayanabilirmiş de, yok sayılmaya, varlığının öteki tarafından tasdik edilip onaylanmasına katlanamazmış.
******
Konuştuklarını anlamayanlar, belki sustuklarını dinlemeyi becerirdi.
******
Yarım kalmış aşkların korunu taşıyanların ve çoktan küle dönmüş olanların kimseye diyecek bir şeyi kalmaz zaten.
******
Beklemenin ne kadar uzun sürdüğünü bilmesin kimse. Yoksa aşktan ömür boyu korkarlar.
******
İnsan kendine ait olan ama kendi parçası olmayan bir yerde saklanabilir miydi?
******
 Söylememek söylemekten daha iyiydi. İnsan daha az üzülüyordu. Küstüğünü söylediğinde gönlünün alınmasını bekliyor, alınmadığında daha derinden kırılıyordu.
******
Bu büyükler insanı kırılmaktan korkuta korkuta yalancı yapıyordu.
******
Geçmişi özlememek mümkün değil.
*****
Demek hayatta birini düşününce içinin çiçeklenmesi diye bir his mevcuttu.
******
Herkes ilkin kendini düşünüyor sadece. Ve sonra bir tür can havliyle birbirinin omuzlarına basıyor, birbirinin omuzlarında yükselmeye çalışıyor. En çok da kendisine yardım etmeye çalışanların, en yakınlarının.... Niyeyse kimsenin aklına el ele tutuşup denizden birlikte çıkmak gelmiyor.

12 yorum:

  1. okumuştum ve bayılmıştım harikadır sımsıcaktır huzur doludur...

    YanıtlaSil
  2. Kitap kapağı da güzelmiş...

    YanıtlaSil
  3. Tavsiyene uyacağım ve öykülerin içinde kaybolacağım, üstelik kaybolmaya ihtiyaç olan bir dönemde iyi geleceğinden eminim, teşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. Merhabalar.
    Kitabın ismi ile içeriği ne kadar mütenasip olmuş. Paylaşım ve tanıtımınız için teşekkür ederim. Emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim. Bu kadar kısa zamanda bu kadar çok kitabı okuyup bitirdiğinize gıpta etmiyorum desem yalan olur. Sizi kitap okuma konusunda takdir ediyorum ve nazar değmemesi için MaşAllah diyorum.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba takdiriniz için sağolun bunlar depremden önce okuduklarım deprem olunca yayın tarihlerini askıya aldım, depremden bu yana pek okuyamıyorum. Emekli bir insan olarak geceleri kitap okuyarak geçiriyorum akşam yemeğinden sonra ailemin yataklarını hazırlarım sonra saat 22 ye kadar kitap okurum, 22 den sonra da gazete yada dergi okurum. Benim okuma programım bu şekilde.
      Saygılar,

      Sil
  5. Alıntılar çok güzel :) Yazarın "Unutma Dersleri" kitabını okudum ve çok sevdim. Bu kitabı da listeme ekleyeyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o nu da okudum, bu yazarın okumadığım 2 kitabı kaldı onlarıda kısmetse okuyacağım.

      Sil
  6. Yazarın ilk kitabını okudum ayın başında ama çok sevemedim. Devam edip etmeme konusunda kararsızım.

    YanıtlaSil