HAYATA SIKI TUTUNMAK LAZIM

31 Mayıs 2017

HAYATA SIKI TUTUNMAK LAZIM

Cemal Süreyya' ya ne güzel söylemiş...


Egitim mi? Karekter mi?


Penti mağazasında kışın keyif yapan kedimiz:))))



Toplu olarak okuduğum kitaplar ve kuzenimin torununa başladığım battaniye, hala elimde sürünüyor:)))


Kışın yapılanlar...


Baharın güzelliği... Bu sene tohumlarımı ben yetistirdim bakalım nasıl olacaklar, 

Eckhardt Tolle’den Etkisi Kanıtlanmış 15 Söz

30 Mayıs 2017

 Eckhardt Tolle’den Etkisi Kanıtlanmış 15 Söz

ABD’nin Maine eyaletindeki küçük bir kasabada büyüdüm. Hayatım boyunca kaygı bozukluğuyla mücadele ettim ama 19 yaşında geçirdiğim panik ataklara kadar doktora başvurup bir çözüm aramamıştım. Doktorumun desteği sayesinde epey rahatlamış hissettiğimi hatırlıyorum. Reçetelerce ilaç vermeyi tercih etmemişti. Doktor randevularım bir dizi tavsiyeden oluşuyordu ve bana arkadaşça yaklaşıyordu. 3 yıl sonra California’ya taşındım ve doktorumla daha az zaman geçirdiğim için cesaretim kırılmıştı. Yalnızdım. Kafam karışıktı. 5 yıl sonra (yani bugün) kaygı bozukluğuma dair endişelerim yine patlak verdi. Tıp uzmanlarıyla verimli tecrübeler yaşamadığım için bir profesyonele başvurma konusunda tereddütlerim vardı. Ama şunun farkına vardım ki ne istediğinizi ve neye ihtiyaç duyduğunuzu açıkça ortaya koyduğunuz anda hayattaki her şey yerine oturuyor. Yeni doktorumun ofisine girdim, sorunlarımdan bahsettim ve ilk sorusu kullandığım ilaçlarla ilgili değildi. Sakin bir tonla “Eckhardt Tolle’un Şimdi’nin Gücü adlı kitabı okudun mu?” diye sordu.

Yıllar önce bana böyle bir tavsiye verilse bu kadar garipsemezdim ama Big Pharma’nın hayatlarımızı bu kadar ele geçirdiği bir tarihte, bu soru karşısında tahmin edemeyeceğim kadar çok rahatladım. Beni ofisinde, titreyerek ve kafam karışık bir halde ağlarken gören bir insan, en güçlü ilacın kelimeler olduğuna inandı.

Mantraların ilaç olmasının bir sebebi var. Yoga geleneğinde zihnin, vücudun ve ruhun dönüştüğüne inanılır. Gergin zamanlarımda sürekli olarak mantra kullandım. “Huzurla nefes al, nefesinle beraber tüm endişelerini at.” Doktorum, zihnimi değiştirmem için bu kelimeleri kullanmamı önerdi ve hiç bu kadar huzurlu hissetmemiştim.

Bir düşünürün sözleri olsun, mantra olsun, kelimelerin içinde saklı, ilaçlarla kıyaslanamaz bir güç var.

1) Geçmiş, şimdiki zamanı etkilemekten acizdir.

2) Sıkıntı, kızgınlık, üzüntü ya da korku size “ait” ve kişisel değil. Hepsi, insan zihninin bir ürünü. Gelip geçiciler ve gelip geçen hiçbir şey size ait olamaz.

3) Bazı değişiklikler ilk bakışta olumsuz görünse de bir süre sonra hayatınızdaki yeni alanda, yeni bir şeyler yarattığınızı fark edebilirsiniz.

4) Mutsuzluğun temel nedeni içinde olduğunuz durum değil, bu durum hakkındaki düşüncelerinizdir.

5) Kendinizi düşüncelerinizin sonucu olan bir Varlık, zihinsel gürültünün sonucu olan sessizlik, acının sonucu olan sevgi ve neşe olarak düşünün. Böylece özgürlüğe ve aydınlanmaya ulaşırsınız.

6) Şimdiki zamana her zaman “evet” deyin. Halihazırda var olana karşı çıkmaktan daha boş ve çılgınca ne olabilir ki? Her zaman, şimdiki zamanda kalacak olan hayata direnmekten daha delice bir şey var mı? Şimdiki zamana teslim ol. Hayata “evet” dedikten sonra o da size “evet” diyecek ve karşı çıkmayı bırakacak.

7) Ruhsallığa önem vermek, inançlarınızla veya bilinç durumunuzla ilgili değildir.

8) Sahip olduğunuz tek şey şu andır.

9) Önce kabullenin, sonra harekete geçin. Şimdiki zaman ne barındırıyorsa, sanki bu sizin seçiminizmiş gibi kabul edin. Her zaman şimdi için çalışın, ona karşı değil.

10) İyi olmaya çalışarak iyi bir insan olamazsınız. Zaten içinizde olan iyiliği bulup ortaya çıkmasına izin vermelisiniz. Ancak bu iyilik, sadece bilinç durumunuzda önemli bir değişiklik olduğunda ortaya çıkar.

11) Şimdiki zamanın kıymetini bildiğiniz anda tüm mutsuzluk ve çırpınışlar çözülür ve hayat kolaylaşıp mutlulukla dolar. “Şimdiki zaman farkındalığı” ile yaşadığınızda ne yaparsanız yapın hayatınız, kalite ve sevgi ile dolar.

12) Hayatı yargılamayı bıraktığınız ve onu olduğu gibi kabul ettiğiniz an, zihninizin içinde özgürsünüz demektir. Artık orada sevgi, neşe ve huzur için yer açılmıştır.

13) Sevgi, var olmanın bir türüdür. Duyduğunuz sevgi dışarıda değil, içinizde, derinliklerdedir. Ne siz onu kaybedebilirsiniz ne de o sizi terk eder. Başka bir bedene, yani yüzeysel bir surete bağımlı değildir.

14) Dünyayı kelimeler ve etiketlerle kaplamaktan vazgeçtiğiniz zaman, uzun süre önce kaybettiğiniz mucizevi bir his, yaşamınıza geri gelir. İnsanlığın, düşüncelerinin esiri haline geldiğinde kaybettiği bu hisse ulaşmak, düşünceleri kullanmayı öğrenmekten geçer.

15) “Kafanızın içindeki ses”, sizi siz yapan şey değildir. Bunu bilmek sizi daha özgür kılsa da “O zaman ben kimim?” diye kendinize sormanız gerekir.

Kolektif Kozmos’da yayımlanan, yazar veya çevirmenlerimize ait herhangi bir yazı, çeviri, makale veya haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. Sitemizde yer alan içeriklerin izinsiz kullanımı halinde muhataplar hakkında hukuki yollara başvurma hakkımız saklıdır.



Çeviren: Ceren Ürkmeztürk

OKUDUKLARIM 166 / KARUN VE ANARŞİST

29 Mayıs 2017

OKUDUKLARIM 166 / KARUN VE ANARŞİST

Tarih bir ayna… Aynayı kaplayan bir dilemma…

Kutsal Hermos’un suyuna karışan altının rengi hızla kan kızılına dönüşürken; kâhinler yaklaşan büyük savaşın haberini vermiş, tekinsiz bir hava zengin Lidya diyarını sarıp sarmalamıştı. Bir cephede güçlü askerleri ve görkemli hazineleriyle Aslan Kral Krezüs —nam-ı diğer Karun—; diğer cephede terk edildiği ölümü alt edip Pers diyarına hükmedecek olan Keyhüsrev.
Ve aynada sır dolu bir yansıma; tarihin öteki yüzünde devam eden karanlık…
Bir darbeye koşan Türkiye’de polis sirenleri yeri göğü inletiyor, silah sesleri sloganlara karışıyordu. Günleri ve geceleri esir alan terör, sokak çatışmaları, soygunlar, cinayetler her şehirde, her sokaktaydı. Kültür ve sanat kana bulanacaktı. Savrulan hayatlar, imkânsız aşklar…
Kim haklıydı? Ah!..
Karun ve Anarşist, tarihin akışını belirleyen hırsların ve tarihi aşan aşkların romanı. Coğrafyamızın kaderine bilgece bir bakış. İskender Pala’nın hep zevkle okunan usta kaleminden…






DÖNÜŞ YAPAYIM DEDİM AMA NE KADAR DOĞRU YAPTIM?

28 Mayıs 2017

DÖNÜŞ YAPAYIM DEDİM AMA NE KADAR DOĞRU YAPTIM?

Bugünkü gazeteden...






Eski bir ot dergisi ...


Paşamın küçüklüğü şimdi büyüdü..


Yorum size ait...


Kahve fasıllarından biri...