AVUCUNUZU AÇMAYI DENEDİNİZ Mİ HİÇ???????????

29 Eylül 2015

AVUCUNUZU AÇMAYI DENEDİNİZ Mİ HİÇ???????????

Asya’da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır: Bir Hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı büyüklüktedir. Yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz. Maymun tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz. Avcılar geldiğinde maymun çılgına döner, ama kaçamaz. Aslında bu maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur. Onu sadece, kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey, elini açıp yiyeceği bırakmaktır. Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.
Bizleri de tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey, arzularımız ve zihnimizde onlara bağımlı oluşumuzdur. Tüm yapmamız gereken; elimizi açıp benliğimizi, bağımlı olduğumuz şeyleri serbest bırakmak ve dolayısıyla özgür olmaktır! Bu örnekle benzeştirirsek; ben, sahip olduğumuzu düşündüğümüz her şeyin bizim için birer tuzak olduğunu fark etmediğimizi düşünüyorum:
-Çoğunlukla konuşmaktan fazla bir özelliğini kullanmadığımız son model cep telefonlarına sahip olmak,
-Ortalama 15 m2´sini kullandığımız ama kullandığımız alandan 10-20 kat büyük evlere sahip olmak,
-Belki bir kez giydikten sonra çok uzun sure dolabımızın bir köşesinde unuttuğumuz günün modasına uygun giysilere sahip olmak, -Okumadığımız kitaplara sahip olmak,
-Asla kadranın gösterdiği sürate ulaşamayacağımız en süratli arabaya sahip olmak,
-Bize günde 3-5 kez zamanı, başkalarına sürekli zenginliğimizi gösteren kol saatlerine sahip olmak,
-Sağlığımıza, düzenimize, beynimize korkunç zararlar verse bile envai çeşit
içkilerin bulunduğu gösterişli, dekoratif bir mini bara sahip olmak,
-Vakit bulup gidilemeyen, gidilse bile dinlendirmekten çok uzak; tabiri caizse yorgunluktan haşatımızı çıkaracak deniz kenarına yakın bir yazlık, bir dinlence evine sahip olmak,
-Vaktimize, nakdimize, aklımıza, çenemize zarar verse bile bir futbol takımı taraftarlığına sahip olmak,
-Faizi, getirisi zarara ugramasın diye kıyıp harcanamasa bile bol sıfirlı bir banka defterine sahip olmak,
-Oturmadığımız koltuk takımları, izlemediğimiz dev ekran televizyonlar; kullanmadığımız, faydalanmadığımız daha nelere sahip olmak…
Ya da sahip olduğumuzu sanmak…
-Sadece çevre olsun diye bulunduğumuz ortamlar ve arkadaşlıklar!
O maymun gibi; avucumuzda tuttuğumuz sürece (faydalanamasak bile) sahip olduğumuzu sanmıyor muyuz?
Ve ancak parmaklarımızı gevşetip bunlardan vazgeçtiğimiz zaman gerçekten özgür olup tüm yeteneklerimizi kullanabilir hale gelmeyecek miyiz?
Aslında biz bu dünyaya sahip olmaya değil, şahit olmaya gelmişiz. Ah bunu bir anlayabilsek…

FACEBOOK 'tan alıntıdır.....

İNSTAGRAM GÜNLÜĞÜM

28 Eylül 2015

İNSTAGRAM GÜNLÜĞÜM

Balgöz oğlum çok sırnaşık oldu...


Karanfillerin son demleri..



Dergilerden...


Geçen hafta sonu 2 günlüğüne de olsa kuzenimin kızının düğünü için İstanbula gittim..





Dergilerden....


 İzmirdeki kuzenlerim babamı görmek için bize geleceklerinden dolayı İstanbul'dan arabaları ile beraber döndük, babam çok ağladı onların ardından gözyaşlarını sildim hep... bu arada biriken gazetelerimi de ancak bayramın 1. günü okuyabildim..




Bu arada babamı yataktan kaldırmaktan, elimde eklem boşalması olmuş bileklik kullanmaya başladım.


Pozitif dergisi artık 3 ayda bir değil 2 ayda bir yayınlanmaya başladı, psikeart dergisinin yeni sayısının konusuda mutluluk okuyun derim mutlaka...


HAYIRLI BAYRAMLAR

24 Eylül 2015

HAYIRLI BAYRAMLAR

Kimsenin kimseyi kesmeye yeltenmediği, sevgi, iyiniyet, hoşgörünün hüküm sürdüğü ve dünyadaki tüm canlıların yaşam hakkına saygı duyulan bir dünya dileyerek tüm dostların Kurban Bayramı'nı kutluyor, sevdiklerinizle birlikte sağlık mutluluk huzur neşe dolu bir bayram geçirmenizi diliyorum..Sevgiyle kalın...

İNSTAGRAM GÜNLÜĞÜM

21 Eylül 2015

İNSTAGRAM GÜNLÜĞÜM

Eylül ayı KAFA dergisini okumaya devam...















HANGİ KAPIDAYIZ

17 Eylül 2015

HANGİ KAPIDAYIZ

İyilik ile kötülüğün savaşıdır bu, insan olma ile hayvan kalmanın, dost ile düşmanın savaşı bu günler…

Acının tarif edilemediği, gözlerin gördüklerini görmek istemediği, içimizde durmadan bir yükselen bir alçalan duygularla kendimizi yeniden bulma günleri. Bizi sarsan aslında ne varsa kendimizi kendimize getirme günleri… 

İNSTAGRAM GÜNLÜĞÜM

16 Eylül 2015

İNSTAGRAM GÜNLÜĞÜM

Bu ara KAFA dergisi eylül sayısını okuyorum..












KAHPE İÇERDEN OLUNCA KAPI KİLİT TUTMAZ OĞUL...

14 Eylül 2015

KAHPE İÇERDEN OLUNCA KAPI KİLİT TUTMAZ OĞUL...

Balgöz oğlum sıcaklarda nerede gölge bulursa oraya kaçıyor.. Geçen gün habersiz olarak İstanbul'dan eniştem ve oğlu geldiler, eh bizde sıcak olunca yemek pek yapmıyoruz, hemen ayıptır söylemesi lahmacun ısmarladık, bizim bu oğlan çatıda yatıyor bazen asma yapraklarının altına saklanıyor. Et kokusunu alınca asmanın altındayız tamda, asmadan bir inişi var görmeliydiniz:)) eniştem korkudan yerinden fırladı resmen...


Leş çiçeği edindim bu sene o da açtı...




Geçen sene kuzenimin kızına başka bir model tunus işi çetik yapmıştım. Bu sene de diğerine başladım, bittiğinde tekrar çekeceğim ekleyeceğim...


Yeni başladığım kitabım...



Komşu ile kahveleri içtik, falları kapattık, resimlerini çekip falcı bacıya gönderdik...


Açmış olan karanfilim..


Gülermisin, ağlarmısın...