BLOGGER CANLANDIRMA PROJESİ KASIM 2023/96
29 Kasım 2023
Victoria dönemi Londra’sında yaşayan bir bilim insanı zamanda yolculuk yapmak üzere icat ettiği makineyle geleceğin İngiltere’sini ziyaret eder. Sekiz Yüz İki Bin Yedi Yüz Bir yılında yaşadığı macerayı bir dost meclisinde anlatır. Geleceğin dünyası ayrıcalıklı insanların; güzel, narin ve tembel Eloi’ların rahat ve kaygısız bir yaşam sürdükleri bir yerdir. Ancak Zaman Gezgini bu macera sırasında çok geçmeden yeraltı dünyasına ait hortlaksı Morlock’ları da keşfetmiştir. Wells, Victoria dönemi İngiltere’sinde varsıllarla yoksullar arasında giderek büyüyen uçuruma yönelik keskin eleştirisinde, tarihin ve gelişmenin anlamını sorgular. Toplumsal adaletsizliğin sürüp gitmesi halinde yol açabileceği felaketlere dair uyarıda bulunur. 1895’te yayımlanan Zaman Makinesi, bilimkurgu edebiyatının köşe taşlarından biri olarak, kuşaklar boyu yazarları etkiledi. 21. yüzyılda yaklaşan çevre felaketlerine ve gezegenimizin yazgısına ilişkin kaygılara dair bir öngörü barındıran eskatolojik boyutuyla güncelliğini bugün de koruyor.
HERBERT GEORGE WELLS (1866-1946): İngiliz yazar, gazeteci, sosyolog ve tarihçi Wells, en çok The Time Machine (1895; Zaman Makinesi), The Island of Doctor Moreau (1896; Doktor Moreau’nun Adası), The Invisible Man (1897; Görünmez Adam) ve The War of the Worlds (1898; Dünyalar Savaşı) adlı bilimkurgu romanlarıyla tanınır. Ancak edebiyatın yanı sıra tarih ve politika alanlarında da kalem oynatmış verimli bir yazardır.1930’ların başlarında mizaha yönelen Wells, Love and Mr. Levisham (1900; Aşk ve Bay Levisham), Kipps: The Story of a Simple Soul (1905; Kipps: Basit Bir Kişinin Öyküsü) ve The History of Mr. Polly (1910; Bay Polly’nin Tarihi) adlı romanlarında alt-orta sınıftan kişilerin beklentilerini ve düş kırıklıklarını işledi.
Diğer önemli yapıtları arasında The Outline of History (1920; Tarihin Ana Çizgileri), The Work, Wealth and Happiness of Mankind (1932; İnsanlığın Emeği, Refahı ve Mutluluğu ) ve The Shape of Things to Come (1933; Olayların Alacağı Biçim) sayılabilir.
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
Konusu "zamanda yolculuk" ve bir bilim insanının icat ettiği makine sayesinde yapacağı yolculuğu anlatmaktadır, gelecekteki insan ırkının nereye doğru evrimleştiğini yazar kendi hayal gücüyle bizi ayrı bir dünyaya götürüyor, her bölümü çok heyecanlı ve bi o kadarda sürükleyici
KİTAPTAN ALINTILAR;
İnsan hayatı der Wells evrenin akışı içindeki bir girdap gibi, yanıltıcı bir şekilde sakindir; bilimse insanın karanlığa yaktığı bir kibrittir ve kibritin ateşi, karanlığın sandığımızdan daha da karanlık olduğunu gösterir.
******
Bilimin görevi insanlara cesaret vermek değil, hakikati anlatmaktır.
******
Zamanda ise hiç hareket edemez, mevcut andan kaçamazsınız.
*****
Nüfusun dengeli ve bereketli olduğu yerde verimli bir aile kurma gerekliliği daha azdır. -aslında hiç yoktur- ve cinslerin, çocuklarının ihtiyaçlarına bağlı olarak ihtisas kazanmalarına gerek kalmaz.
******
İnsanlık güçlüydü, çalışkan ve zekiydi, içinde yaşadığı koşulları değiştirmek için ruhundaki dirimin tümünü kullanmıştı. Şimdiyse değiştirilmiş koşulların tepkisindeydi sıra.
******
Alışkanlık ve içgüdü çaresiz kalmadıkça doğa zekaya asla başvurmaz. Değişimin ve değişime gereksinimin olmadığı yerde akılda yoktur.Yalnızca çok çeşitli ihtiyaçları ve tehlikeleri karşılamak zorunda olan hayvanlar zekadan paylarını alırlar.
******
OKUDUKLARIM 2023/95 TEMİZLİKÇİ KADINLAR İÇİN EL KİTABI
27 Kasım 2023
Otobüs duraklarından acil servislere, çamaşırhanelere ve sınıfın arka sıralarına uzanan öyküler; bekar anneler, yalnız kadınlar, kırık hayaller… Lucia Berlin’in ölümünden on bir yıl sonra yayımlanan ve uluslararası bir üne kavuşan bu kitap, Berlin’in Çehov ve Carver gibi ustalarla beraber anılmasını sağladı. İroni ve melankoliyi birleştiren, yazarın kendi yaşamından da beslenerek parçalı bir bütün oluşturan bu öyküler, acımasız denecek kadar dürüst, mahrem denecek kadar gerçekçi, dahiyane bir biçimde esprili ve iç burkacak denli hüzünlüler. Var olmanın dayanılmaz sefaleti ve vazgeçilmezliği, ancak bu kadar doğrudan bir biçimde anlatılabilirdi.
Çağdaş yazının en iyi saklanmış sırrı diyorlar Lucia Berlin için, biz, sadece, Lucia Berlin mucizesiyle tanışın diyoruz.
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
Çok çok sevdim diyemem, kadınlar üzerinden yazılmış dram öyküler var içinde. Bir kısmı kurmaca da olsa çoğunun yaşanmış olduğu hissiyati oluşuyor içinizde . Bir öykü kitabında bu kadar çok sayıda öykü olmamalı diye düşünüyorum.
KİTAPTAN ALINTILAR;
Fakirlerin ömrü beklemekle geçer. Sosyal yardım, işsizlik kuyrukları, çamaşırhaneler, telefon kulübeleri, hastanelerin acil servisleri, cezaevleri vs.
******
Ufacık bir teselli için insan neler yapmaz ki
******
Hayat dediğin tehlike doludur.
******
Ölümle ilgili tek bir şeyden eminim. Kişi ne kadar iyiyse, ne kadar sevgi dolu, mutlu ve şefkatliyse, ölümün yarattığı boşluk da o denli katlanılır oluyor.
******
Sürekli ölüm-kalım mücadelesi içinde olmak insanın iliğini kurutuyor, köseleye dönüyorsunuz.
******
Sarhoşlar şaşmaz bir şekilde yalnızdır.
******
Bunca sene hastanelerde çalışmanın bana öğrettiği bir şey varsa o da hastanın durumu ne kadar ağırsa sesinin de o kadar az çıktığıdır.
******
Böylece tüm yaşam
Huzur bulacağı mekâna varır.
******
Anneler bir sorun olduğunu kabul etmeye hiç yanaşmazlar.
******
İnsanın böyle ömürlük bir can yoıldaşına sahip olmasının ne kadar imrenilesi olduğundan dem vurdu.
******
Rab sevdiğini terbiye eder.
*******
İnsan ebeveynlerini kaybedince kendi ölümüyle yüzleşiyor.
******
Sabah uyandığımda ve yatmadan önce bir şeyler okumazsam deliriyorum.
******
Ölüm sağaltıcıdır, bize bağışlamamızı öğütler, yalnız göçüp gitmek istediğimizi hatırlatır.
******
Ölümün rehberi yok. Ne yapmamız gerektiğini, nasıl olacağını size söyleyecek biri yok.
******
Ölüm yaklaşınca insanın geri dönüp hayatına göz gezdirmesinden, bir şeylerin muhasebesini yapmasından, pişmanlıklarının olmasından daha doğal bir şey yok.
******
Benim gözyaşlarım kendi yalnızlığım, kendi körlüğüm içindi.
******
Şişmanlar cana yakın olur, insana huzur verir.
******
İşin en zor kısmı insanın kendi hislerinden emin olmaması
******
Sessiz kalmak fenalıkların en büyüğüdür bazen, alçaklığın ta kendisidir.
******
KİTAPTAN MÜZİKLER;
KİTAPTA BAHSİ GEÇEN KİTAPLAR;
Siyah İnci- Anna SEWELL
KİTAPTA BAHSİ GEÇEN DİZİ
Odd couple
KİTAPTA BAHSİ GEÇEN FİLM
Kanlı toprak 1973
SINIR KOYMAYI ÖĞRENİN. İYİ İNSAN OLMAK HER ŞEYE KATLANMAK ANLAMINA GELMEZ. (MORGAN FREEMAN)
26 Kasım 2023
Kapısı kilit nedir bilmeyen o eski evlere girdim bugün
Hala eski büyüsüyle
Taze ekmek sıcaklığı sinmiş kalmış bir yerlerden süzülür gelir
Çocuk yanımı sobeler ansızın
Duvardaki gaz lambasıyla aydınlatır gözbebeğimi
Etamin işlemeli örtülerden ses verir sevdasına mani dizen ablaların iplikleri
İğne ucunda biriken nakışlarla
Odun sobasında unutulmuş portakal kokusuyla
İncir reçeli akar yanık ekmek üstüne
Mavi demlikten süzülen çayın buharı çoktan bulut olmuş
Deminde tatlar bırakmış ince belli bardaklarda
Zeytinle ekmek çoktan doyurmuş kara önlüklü çocukları
Okul yoluna dizilmiş her biri
Nine masalları ezberinde
Kafdağı arkasında düşlenen yarınların hevesiyle
Berrak dereler gibi akıp giderler okul bahçesine
Öğlen yemeğinin nevalesi sebzeler toplanmış mutfak masasına çoktan
Komşu hakkı da ayrılmış alüminyum tencerede pişmeden
Sabun kokulu çamaşırlar rüzgârla dansa durmuş askılarda
Hiç gitmemiş gibi dururlar eski komşular
Hiç eksilmemiş gibi duvarlara dizilen kalın çerçeveli siyah beyaz anılarda
Kilit tutmaz heveslerle
Eski plaktan seslenen Zeki Mürenle
"Uçan kuşlar martılar
Yeşil tatlı bir bahar
Gülen şensevdalılar vardı" o eskimeyen evlerde
Eksilmeyen çocuk hevesiyle💟💟
Hala eski büyüsüyle
Taze ekmek sıcaklığı sinmiş kalmış bir yerlerden süzülür gelir
Çocuk yanımı sobeler ansızın
Duvardaki gaz lambasıyla aydınlatır gözbebeğimi
Etamin işlemeli örtülerden ses verir sevdasına mani dizen ablaların iplikleri
İğne ucunda biriken nakışlarla
Odun sobasında unutulmuş portakal kokusuyla
İncir reçeli akar yanık ekmek üstüne
Mavi demlikten süzülen çayın buharı çoktan bulut olmuş
Deminde tatlar bırakmış ince belli bardaklarda
Zeytinle ekmek çoktan doyurmuş kara önlüklü çocukları
Okul yoluna dizilmiş her biri
Nine masalları ezberinde
Kafdağı arkasında düşlenen yarınların hevesiyle
Berrak dereler gibi akıp giderler okul bahçesine
Öğlen yemeğinin nevalesi sebzeler toplanmış mutfak masasına çoktan
Komşu hakkı da ayrılmış alüminyum tencerede pişmeden
Sabun kokulu çamaşırlar rüzgârla dansa durmuş askılarda
Hiç gitmemiş gibi dururlar eski komşular
Hiç eksilmemiş gibi duvarlara dizilen kalın çerçeveli siyah beyaz anılarda
Kilit tutmaz heveslerle
Eski plaktan seslenen Zeki Mürenle
"Uçan kuşlar martılar
Yeşil tatlı bir bahar
Gülen şensevdalılar vardı" o eskimeyen evlerde
Eksilmeyen çocuk hevesiyle💟💟
Hepinize güzel, sağlıklı, mutlu, huzurlu, sıcacık bir hafta diliyorum. Hava soğuk çevrede kar var, hele bugün nete baktığımda sıcaklıklık eksilerde gösteriyor sergi açabilirmiyiz bilmiyorum. Cumartesi açtık hava güzeldi.
İnsan diyor ki şöyle bir soba olsa..
Havayı güzelce bir ısıtsa, kuzinesinde pate olsa (yani patates) şöyle güzelce bir pişse. Üstünde sucuklu bir kurufasulye tıngırdasa. Ardından birde kemik sulu sini mantısı yapılsa:)))
Hamurunu normal su un ile tutun, ölçü yok göz kararı pakmaya yok yufkayı açın kare şeklinde kesin içine kıyma soğan karabiber karışımını koyun, iki ucunu bir araya getirin kundak gibi tepsiye güzelce gördüğünüz gibi yerleştirin fırında susuz pişirin, kızardıktan sonra üzerine kemik suyu dökün ikiside sıcak tekrar fırına suyunu çekene kadar dursun afiyet olsun.
Yazmayı unutmuşum bu facebook trakya yemeklerinden bir tarif, ben bunu arkadaşa gönderdim mesaj olarak, dışarı yemek yapıp satıyor, buraya da ekledim, bu notu yazmayı unutmuşum.
Ben mi iyileşmeyen
yarayım,
Herkes mi keskin
bıcak.
Amine Gzat
Kim bilir, belki bu bahar bizde kırlara çıkarız.
Hatta çiçekler toplar, türküler söyleriz.
Kim bilir.
Hele şu kar, kış bir geçsin...
İsmail Şimşek
Fotoğrafı kaydettim facebooktan resimi çekeni, alacağım derken sayfa yenilendi alamadım. Foto netten bir aile fotoğrafı..
Sahaftan aldıklarım.
Pazar günü bir çırpıda bitirdiğim bir dizi var, birkaç sahnesi açık ama konu ilgi çekici idi.
NEREDEYSE SIRADAN BİR AİLE (2023)
Sandell ailesi, Lund'un güzel bir banliyösünde yaşayan, görünüşte
mükemmel bir ailedir. Adam, bir kilisede papaz olarak görev yapmaktadır.
Ulrika, bir avukattır ve kendi hukuk bürosunu işletmektedir. Stella, 19
yaşında ve liseyi bitirmek üzeredir. Bir gece, Stella bir gece
kulübünde çıkan kavgaya karışır. Kavga sırasında bir adam öldürülür ve
Stella suçlanır. Stella, ne kadar suçsuz olduğunu iddia etsede polis
tarafından tutuklanır. Adam ve Ulrika, kızlarının masumiyetinden
emindirler. Kızının hayatını kurtarmak için her şeyi yapmaya
kararlıdırlar. Ancak, Stella'nın masumiyetini kanıtlamak için hiçbir
kanıtları yoktur. Polis, Stella'nın suçluluğuna dair kanıtları gün
geçtikçe güçlendirmektedir. Adam ve Ulrika, kızlarını kurtarmak için
çaresizdirler. Bu süreçte, ailenin kendi sırları da ortaya çıkmaya
başlar. Adam, kilisedeki bir sırrı saklamaktadır. Ulrika, kocasından
sakladığı bir ilişkisi vardır. Stella ise, ailesine karşı bazı
gerçekleri gizlemektedir. Aile, Stella'nın masumiyetini kanıtlamak için
mücadele ederken, kendi sırları ve ilişkileri de sınavdan geçer.
RADYO TİYATROSU
BABAMIN HİKAYESİ
https://www.youtube.com/watch?v=hEvo-X-1Qzw
EDEBİYAT BURADA
https://www.youtube.com/watch?v=ZVbrxUqn_O4
SÖZCÜ TV
SİMGE FISTIKOĞLU
İZLEDİKLERİM 2023/34
25 Kasım 2023
BURSA BÜLBÜLÜ 2023
Bursa Bülbülü, 2023 yapımı bir Türk komedi filmidir. Ata Demirer'in yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği filmin başrollerinde Ata Demirer, Cem Gelinoğlu ve Özge Özacar yer almaktadır.
Film, Bursa'da bir çay bahçesinde şarkıcılık yapan Cengiz'in (Ata Demirer) hikayesini anlatıyor. Cengiz'in en büyük hayali bir gün kaset çıkartmaktır. Tesadüf sonucu Taşkın (Cem Gelinoğlu) ile tanışan Cengiz, Taşkın'ın dönemin ünlü bestekarı Şerafettin'in bir bestesini kendisine vermesiyle hayallerine bir adım daha yaklaşır.
Cengiz, Şerafettin'in bestesi ile bir kaset çıkarmak için ağabeyinden borç alır. Ancak, bu süreçte kendisini, Taşkın ve Taşkın'ın kardeşi Arzu (Özge Özacar) ile birlikte birbirinden talihsiz bir dizi olayın içinde bulur.
UMUDU YAKALAMAK 2023
John Colter, Afganistan'da savaşırken yaralanmış bir Deniz Piyadesi.
Savaştan döndüğünde, fiziksel ve psikolojik yaraları ile başa çıkmaya
çalışırken, artık eski hayatı için bir yer olmadığını fark
eder. Montana'daki bir VA tesisine gönderilen John, burada yaşının iki
katından fazla olan huysuz, inatçı bir sinek avcısı olan Ike ve eski
askerlere yüksek sesle kitap okuyan yetenekli bir fotoğrafçı olan Lucy
ile tanışır. Ike, John'a sinek avcılığının inceliklerini öğretmeye
başlar. Bu sayede John, savaşta yaşadığı travmayı biraz olsun atlatmaya
başlar. Lucy ise John'a, savaşın dışındaki hayatın güzelliklerini
hatırlatır. John, Ike ve Lucy ile olan ilişkileri sayesinde, yavaş yavaş
yeni bir hayata adım atmaya başlar. Artık eski hayatının geride
kaldığını ve yeni bir amaç bulmak zorunda olduğunu fark eder.
Puanım:****
PRESS PLAY 2022
Laura ve Harrison, müziğin evrensel ve bağlayıcı dilinde buluşmuş iki ruhtur. Bu duygusal ve ritmik aşk hikayesinde, ortak bir müzik sevgisi üzerine inşa edilmiş bir ilişkileri vardır. Hayatlarını melodiler, şarkılar ve duygusal anılarla süsleyen bu çiftin hikayesi, trajik bir dönüm noktasına ulaşır; ölümcül bir kaza.
Kaza, ikilinin yaşadığı bu renkli dünyayı karartır. Ancak, Laura'nın keşfettiği beklenmedik bir şey, umutsuzluğu yeniden umuda dönüştürür. Laura ve Harrison'ın birlikte oluşturdukları, duygularını ve anılarını barındıran özel bir mixtape'ın, zamanda geriye götürebileceğini keşfeder. Bu, Laura'ya, Harrison'ı kurtarma şansını verir. Onu ölümcül kazadan kurtarabilecek bir umut ışığı belirir.
Film, bu romantik ve heyecanlı yolculuğu izleyiciye aktarırken, bir yandan da film müziklerinin önemine dikkat çekiyor. Anıların ve sevdiklerimizin, melodiler ve şarkılar aracılığıyla nasıl hayat bulduğunu görmek, bu filmi özel kılan unsurlardan biridir. Tüm bunlar ve daha fazlası, Laura ve Harrison'ın müzikle beslenen aşklarını izlerken, izleyicilerin gözünde birer nota olarak hayat buluyor.
Puanım:*****
A BIT OF LIGHT 2022
Yaklaşık kırk yaşındaki Ella zorunlu olarak babası Alan ile birlikte yaşamaya dönmüştür. Ella, genç kızlarının geçici velayetini eski kocası Joseph ve onun yeni partneri Bethan’a vermiş olup, bu süreçte ayıltıcı maddelerden uzak durmayı amaçlamaktadır.
Ella, hayatının dört bir yanında çalkalanırken, babası Alan’ın evine sığınmak zorunda kalmıştır. Bu, hiç de kolay bir karar olmamıştır. Kendisini bir yandan belirli bir çaresizlik içerisinde bulurken, diğer yandan aile değerlerine ve köklerine tutunma ihtiyacını hissetmiştir.
Ella'yı daha da zor bir duruma sokan, eski kocası Joseph’in yeni partneri Bethan’ın varlığıdır. Hayatında bu yeni figürün oynamaya başladığı rol, Ella'nın kendi yaşamındaki yerini, geleceğini ve rolünü sorgulamasına neden olmuştur. Ella’nın genç kızlarının temeldeki geçici velayeti, bu durumu daha da karmaşık hale getirmektedir.
Böyle bir hikayesi olan Ella, hayatta kalma mücadelesi ile ayakta kalmaya devam ediyor, bağımlılıklarından kaçmaya çalışıyor ve hayatın zorluklarına karşı durmaya kararlıdır. Hayatındaki bu tüm karmaşa ve zor durumlarla karşı karşıya gelirken, Ella’nın hikayesi bizlere, hayatta her zaman bir çıkış yolu olduğunu hatırlatıyor.
Puanım: **
OKUDUKLARIM 2023/23 ŞİRAZE DERGİ SAYI:17
23 Kasım 2023
Değer görmemek derin kırgınlıklara hatta psikolojik sorunlara varabilecek neticeler doğurabilir.
*******
Hatırlamak yeniden inşa etmektir.
******
DERGİDE BAHSİ GEÇEN KİTAPLAR
İstanbul'da Bir Yabancı- Halide Edip ADIVAR
Kuşlar, Pıtraklar ve Traş Sandığı- Zübeyde ANDIÇ
Kan Sahibi- Mehmet Berk YALTIRIK
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)