9. HAFTA BİR ÇOCUKLUK ANINIZI PAYLAŞIN.

27 Şubat 2018

9. HAFTA BİR ÇOCUKLUK ANINIZI PAYLAŞIN.

İlkokul 2 sınıfı Atatürk ilkokulunda okudum. Evimizin arkasına yeni bir okul yapıldı. 3. sınıftan itibaren orada okuyacaktım. İlk okulumdaki öğretmenim Hayati bey idi (rahmetli), çok sertti döverdi. Bunu gören çocuklarda dövdüğü çocuğu dövmeye devam ederlerdi. Neşe  diye bir arkadaşımız vardı, sınıfta başını tahtaya vururdu.
Yeni okulda 3. sınıfları okutacak 2 tane öğretmen vardı. Biri bayan biri erkekti. Aralarında çekiliş yaptılar, ben erkek öğretmenin sınıfına düştüm. Ağlamaktan helak oldum, anneme sarıldım ben bayan öğretmen istiyorum diye. Son anda bir bayan öğretmen daha gelince okula çekilişi yenilediler ve ben yeni gelen öğretmen Mediha hanımın sınıfına düştüm. Çok sevindim ve öğretmenimi çok sevdim, bana okumayı sevdiren kendi olmuştur.


ORADAN BURDAN

24 Şubat 2018

ORADAN BURDAN

Günler herzamanki gibi geçiyor fevkalade bir değişiklik yok. Hem kitap hem dergi okuyarak günleri geçiyorum.


POZİTİF Dergisinden


POZİTİF Dergisinden

Havadan nem kapıp hasta olan birisi olarak, akşam kendimi acilde buldum. Grip aşısı olduğum halde grip başlangıcı var. Hata ben de saçımı yıkayıp dışarı çıktım. Bu arada müjde vereyim bu gün ince ince kar yağıyor.


Bahsetmek istediğim başka bir konu ise Uyuşturucu hap flakka  ülkemize girmiş. İnsanı zombiye dönüştürüyormuş. Bunu daha önce okumuştum ama şehrimde yaşanınca doğruymuş dedim.
Dikkatli olmakta yarar var. Yolda böyle birine rastlarsanız en yakın yere sığının.




iyi pazarlar

OKUDUM 8 BİR AŞK SAYFASI

23 Şubat 2018

OKUDUM 8 BİR AŞK SAYFASI

Helene 11 yaşındaki rahatsız olan kızı Jeanne ile birlikte Paris'te yaşamaktadır. Kızının rahatsızlığı dolayısı ile tanıdığı doktor Henri ile aşk yaşamaya başlar. Ne yazık ki doktor evlidir. Hasta kız Jeanne ölerek onları sonsuza kadar cezalandırır.

Ben nice itiraflar dinledim, nice gözyaşlarını dindiremedim.
*****
Bu yalnızlık ve hayal yokuşunun insanı nereye götüreceği bilinmez.
*****
Iyi insanlar birbirinin halinden anlarlar.
*****
Yalnızlığın kendisine iyi gelmediğini söylemişti.
İnsan, herkesin yaşadığı hayatın dışına çıkınca zararını görürdü.


RUHUNUZ BİR SAVAŞ ALANIDIR.

RUHUNUZ BİR SAVAŞ ALANIDIR.

Sarah jıo'nun mart menekşeleri isimli kitabını okuduğumda, bu çiçeği merak edip internette araştırmıştım. 
Karşıma çıktığında ise, bir baktım benim bahçenin devamlı müdavimleri bunlar. Mart'a daha girmedik ama benim menekşeler açmaya başladılar.



Uyku çiçeklerinin üstünd duran bu yağmur damlalarına her zaman hayran olmuşumdur. Düşmeden oldukları yerde durabiliyorlar. 
Aslında yabani yonca olarakta adı geçiyor.



Tomurcuklanan bir ağaç..


Bugün yine öğleden sonra hava güzeldi. İlk önce kokusuz vicks aradım bulamadım. Mecburen kokulu aldım. Ondan sonra et satış koop. gittim biraz alışveriş yaptım. Dönüşte de parkıma uğrayıp ajda çay eşliğinde simit ve şam kurabiyesi yedim. Benim parktaki menüm hep bu. Biraz da pozitif dergisini okudum.


Mucize filmini izledim. Çocuk karakter doğuştan yüz defarmasyonuna sahiptir. 27 ameliyat sonrası yüzü biraz düzelmiştir. Dışarıya uzay kaskı ile çıkmaktadır. Annesi eğitiminin bir kısmını evde vermiştir. Artık okula gitmelisin dediğinde, okula adapte ve arkadaş edinme, Auggie'nin yaşadıklarını konu ediyor.



POZİTİF DERGİSİ FARK ET sayısından.

İYİLİK HEP KAZANAN TARAF OLACAK?????

21 Şubat 2018

İYİLİK HEP KAZANAN TARAF OLACAK?????

İyilik yaptığımızda kazanan taraf biz miyiz yoksa karşı taraf mı?
Bence karşı taraf kazanıyor. Biz kaybediyoruz. Ben hep kaybettim diyebilirim. İyilik yaptığım yerde hep sonradan dirseğini gösterdiler. En basiti birisi senden borç para istediğinde olmadığı için yok dersin, karşı taraf hemen ilişkisini keser. Teyzemin kocası ile aramda böyle bir olay oldu. Şimdi ne arar nede sorar.
Amcamın oğluna çalışırken borç verdim, istedim kötü oldum..
Para para sen nelere kadirsin...

Günler yine her zamanki gibi geçiyor. Sabah 6 da kalk kahvaltı hazırla, ardından köpek beslensin, kedileri de unutmayalım.
Hava bazen yazdan kalma çık gez dolaş diyor, aynen uyguluyorsun. Bazen bu sabah ki şakı şakır yağmur yağıyor, eyvah ana sağlığa gidip nasıl ilaç yazdıracağım diyorsun. Diniyor yağmur hem yürüyüş yapıyorsun hem ana sağlığa gidiyorsun ilaçları yazdırıyorsun. Bir tarafa yıllardır ilaç aldığın eczane var, diğer taraftan komşunun kızı yeni eczane açtı yanına ona mı gireceksin? Siz hangisini tercih ederdiniz?
Eve geldim,  açtım bilgisayarımı gözüm bahçeye takıldı, erik ağacı yeşeriyor... Kasım 106 . 150 ye varmaya  44 gün var. Ya kar yağarsa, don olursa ağaçlar ne olacak, sümbüller açtı, lalelerde çıktı henüz açmadı bekliyoruz. Havalar iyileşse de bahçeyi kazsam bekliyorum. Nisan yağmurlarından önce , nisan başı kazmak lazım, hatta maaşı çekince tohumcuya uğrayıp tohum alıp ekmek lazım.


Dün akşam mısır patlattım, açtım bir film izledim.


ÜÇ BİLLBOARD

Tecavüz edilip vahşice öldürülen kızı Angela’nın üzüntüsünü atlatmaya çalışan Mildred Hayes (Frances McDormand), kasabanın şerifi Bill Willoughby (Woody Harrelson) ve kanun kuvvetlerinin bu konuda gerekli adımları atmadığına aradan geçen zamanları bahane edip inanmaktadır. Cinayetin üzerinden aylar geçmesine rağmen katille ilgili somut bir delile ulaşılmaması, sonunda acılı anneyi oldukça farklı bir çözüme iter. Kasabanın çıkışındaki 3 büyük reklam panosunu kiralayan ve bunlara cinayetle ilgili şerifi suçlayan mesajlar yazdıran Hayes, vazgeçmesini isteyen herkese tek başına meydan okuyacaktır. 


Ağbim bugün Tekirdağ'da gözünden ameliyat oluyor. Kendisinden hayırlı haberler bekliyoruz. Telefon başından ayrılamıyoruz.
Şoför olarak arkadaşı gitti yanında. Umarım başarı alırız ameliyattan dualarınızı bekliyorum bu konuda.
Bulaşıklar halloldu, hemen akşam yemeğine girişmeli. Mercimekleri tutuşturdum annemin eline ayıklıyor. Geriye kaynatıp soğanlamak kalıyor. 

Kütüphaneden aldığım 2 kitabı hala bitiremedim, ek süre isteyeceğim. Ocağa yemeği koyduktan sonra biraz okumak lazım.

Hepinize benden daha güzel bir gün diliyorum..







OT DERGİSİNDEN

20 Şubat 2018

OT DERGİSİNDEN



Okuduklarımdan...
















8. HAFTA HAYATINIZI ETKİLEMİŞ BİR KİTAP

İNSAN DEĞİŞTİKÇE DEĞİŞİR DÜNYA

18 Şubat 2018

İNSAN DEĞİŞTİKÇE DEĞİŞİR DÜNYA

Güzel geçen her zamanki bir haftadan merhaba herkese.
Günler bahar havasında geçiyor, fazla odun ve kömür kullanmadık bu sene, sadece akşamları yakabildik.
 Sinir bozucu bir şeyler varmı tabi ki var. 3 yaşında ki çocuğa tecavüz, 4,5 yaşında kıza öz babanın  tecavüzü, 17 yaşındaki kızımızın üvey baba tecavüzü ve öldürülmesi.. Bir de heykele halleşen amca videosunu izledikten sonra bu dünyada yaşadığıma iğrendim. 


Havayı güzel bulduğum için haftanın 3 günü parka kaçtım. Çay ve kahve eşliğinde okumalarıma devam ettim. Ağbim çarşamba günü tekrar gözünden ameliyat olacak, umarım başarılı geçer ve görme oranı yükselir.


Leydimiz büyümeye devam ediyor, 3 öğün et ve et suyu yiyiyor. Haftaya mamaya başlayacağız kısmetse.


senin gibisi yok filmini izledim.

Abbie ve Sam 8 yaşından beri birbirlerini tanıyan bir çifttir. Birlikte büyüyen, her anlarında birbirlerinin yanında olan çift hayatlarının en güzel zamanlarını yaşar ta ki beklenmedik bir anda Abbie’ye kanser teşhisi konulana kadar. Aldığı haberle yıkılan Abbie şoku atlattıktan sonra Sam’i düşünür. Hastalığını herkesten saklamaya karar veren Abbie, flört etmekten anlamayan nişanlısı Sam için müstakbel bir kız arkadaş aramaya başlar.





BOŞ BİR HAYATTA HUZUR BOZACAK NE OLABİLİR Kİ..

15 Şubat 2018

BOŞ BİR HAYATTA HUZUR BOZACAK NE OLABİLİR Kİ..

Günler yağmurlu bir şekilde geçiyor, gündüz sisli güzel, gece şakır şakır yağmur var buralarda... Birkaç gündür ne yapacaksam isteksiz yapıyorum inanın depresyondayım galiba...


Geçmiş 14 şubat günü, herkesin sevdikleriyle geçirdiği güzel bir gün olmuştur diye düşünüyorum.


Sümbüller açtı, laleler topraktan baş verdi...
Bunları görmek bir ümit baharın geldiğini düşündürüyor insana...



Biriyle kapışmış, kulak ucu gitmiş.


Kardan adam filmini izledim. İşlenen cinayetleri çözmeye çalışan bir dedektifin hikayesi anlatılıyor.

Başka film izleyemedim.


Altını çizdiğim bir kaç cümle.

İyi günler sizlere







OKUDUM 7 SİSLİ HATIRALAR RIHTIMI

14 Şubat 2018

OKUDUM 7 SİSLİ HATIRALAR RIHTIMI


En büyük hikâyeleri zaman anlatır, kaybolan hayallerinizi ise kalbiniz…

İrlanda 1912… Küçük bir köyün on dört sakini, Amerika’da daha iyi bir hayat kurma umuduyla rüyalar gemisi Titanic ile denize açılır. Ancak bu yolculuk, on yedi yaşındaki Maggie Murphy için acıdan ibarettir. Geleceği, bilinmeyenlerin ülkesine bağlıyken kalbi İrlanda’da, ardında bıraktığı sevdiğindedir. Batmaz denilen gemi okyanusun serin sularına gömüldüğünde, Maggie çok az sayıda kurtulan yolculardan sadece biridir. Amerika’da bir hastanede tek başına gözlerini açtığında hatırladığı şey, gemi batarken ortalığı kaplayan o korkunç gıcırtı sesi ve buz gibi suda donarak hayatını kaybeden masum insanların çığlıklarıdır… Hayatta artık tek başına yaşam mücadelesi verecek olan Maggie, bir daha o korkunç olaydan bahsetmemeye kararlıdır.


Chicago 1982… Babasının acı kaybıyla yasa boğulan Grace Butler, artık hayatına yön vermek zorunda olduğunun farkındadır. Çok sevdiği büyük büyükannesi Maggie, tüm hayatı boyunca kalbinde taşıdığı Titanic hakkındaki içini sızlatan acıyı onunla paylaştığında, Grace artık nasıl bir yol izlemesi gerektiğini biliyordur. Belki de artık hayaletlerden kaçmak yerine onlarla yüzleşmesi gerekiyordur…



En büyük hikayeleri zaman anlatır.

Yaşam kırılgan bir şeydir. Bir kiraz çiçeğinin yaprağından farklı değildir. Bir an büyüyüp çiçek açarken, bir an sonra aniden çıkan bir rüzgarla yere düşebilir. Hayatımızı garanti görmemeli ve kendimizi mutlu etmek için elimizden geleni yapmalıyız.

Bilinmeyen bir yolda, herkesin ayağı yavaştır. Acele etme. Adım adım ilerle.

Asla ardında pişmanlıklar bırakma. Ancak seçeneklerimizin ne olduğunu bildiğimizde bir seçim yapabiliriz. Eğer geri çekilir, arkamızı döner ve saklanırsak, seçeneklerimizin ne olduğunu asla bilemeyiz. En sonunda yaşlandığında merak eder ve pişmanlık hissedersin. Ümit dolu bir hayat yaşa. pişmanlık dolu değil.




OKUDUM KAFA DERGİSİ 41. SAYI

13 Şubat 2018

OKUDUM KAFA DERGİSİ 41. SAYI


En hüzünlü şarkıların eşliğinde kapılarım yalnızlık korkusundan çatırdıyor.

Fotoğrafların, hayatımızdaki tüm insanları onlarla birlikte olduğumuz o anlarda dondurup geleceğe saklamak gibi bir yeteneği vardır...

İyi bir yalana, sağdan soldan ya da yukarıdan aşağıdan nereden bakarsanız bakın, inanmaktan kurtulamayacaksınız.

Dilinin ucuna geleni kalbine gömmek fena. Bu alışkanlık insanı çürütür.

Hayallerimiz kolayca taşınabilir şeyler olmalı. Belki sadece bir his. Huzur gibi mutluluk gibi.

Hakikatin ipi yer yer incelebilir ama kopmaz.

Yaşarken farkına varamadığımızne çok şey var. Hayat yaşadığımız gibi değil. Onu tıpkı bir manzara gibi uzaklaşınca görmek ne acı...

Farz et ki; buldun kış içinde baharı.

Ne kadar hayalim varsa sensizliğe ekiyorum. Gözyaşlarımla sularım geceleri.

İnsanın yaş alarak kendinden uzaklaşmasının acı vesikasıdır fotograflar.

"Tek bir anı, insanı bir ömür avutur, avutur. Bir daha başka anın olsun istemezsin."

7. HAFTA SİZİ GEREN, ENDİŞELENDİREN BİR ŞEY YAZIN

12 Şubat 2018

7. HAFTA SİZİ GEREN, ENDİŞELENDİREN BİR ŞEY YAZIN

Uzun zamandır üzüldüğüm beni endişelendiren olay ağbimin şeker hastalığından dolayı sağ gözündeki görme kaybı idi. İlk önce lazer ile tedavi oldu. Dün katarak aldılar. Bir sonraki aşama profesör tarafından gözün arkasındaki kireçlenmenin temizlenmesi olacak. Bu gün tekrar Tekirdağ'da hastaneye gitti.
Üstüne bu yetmezmiş gibi geçen akşam rahatsızlandı, üşütmüş benden sıcak su torbasına su istedi. Yalvar yakar oldum vazgeçiremedim. Çünkü şeker hastaları sıcağı hissetmiyor. Bir kere de benim sözümü dinle dedi mecburen kavga fazla uzamasın diye dediğini yaptım ama sıcak su torbasını 4 kat havluya sardım. Ben içeride otururken herhalde havluyu çıkarmış, sabah bir kalktık sol ayak su tolamış büyük bit kısım ve patlamış. Pişman oldu ama iş işten geçti, şimdi cildiyede tedavi görmeye başladı.

İşte böyle...



OT DERGİSİNDEN

10 Şubat 2018

OT DERGİSİNDEN