OKUDUKLARIM BLOGGER KİTAP OKUMA KULÜBÜ 2023/59 OĞULLAR VE RENCİDE RUHLAR

30 Haziran 2023

OKUDUKLARIM BLOGGER KİTAP OKUMA KULÜBÜ 2023/59  OĞULLAR VE RENCİDE RUHLAR

 

 
 
“Beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar.” Dünyanın en küçük dedektifi, 5 yaşındaki Alper Kamu iş başında… Sherlock Holmes’tan tek eksiği yaşı. Sahi! Bir de hiçbir suçluyu alt edecek fiziksel güce sahip değil. Alper Kamu’nun sermayesi zeka, bilgi ve sezgiden mürekkep. Ve şimdi… Hicabi Bey’i Deli Ertan’ın öldürmediğini ispat edebilmek için gerçek suçluyu bulmak zorunda. Oğullar ve Rencide Ruhlar, başta Fransa olmak üzere birçok ülkede “modern polisiyenin parlak bir örneği” olarak selamlandı. Daha ilk cümlede okuru yakalayan; samimi bir mizah, şefkatli bir eleştirellik ve afallatıcı tespitlerle donanmış, soluksuz bir serüven. Türk romanının olağanüstü karakterlerinden biriyle tanışacak ve kendinizi sık sık, “Hayretimucip!” demekten alamayacaksınız. Bazen de saygıdeğer abilerim ablalarım, dünyası yerle bir olur insanın. Hayat, fazla kafa yormadan idare etmeyi sağlayan bütün anlamlarını yitiriverir. En akıllıca saydığınız fikirlerinizin saçmalığını, en içten duygularınızın yapmacıklığını kavrarsınız. Aslında hiçbir konuda bir fikriniz bulunmadığını, aslında hiç kimseye karşı bir şey hissetmediğinizi ve tüm evrenin de size karşı aynı gaddarca kayıtsızlık içinde olduğunu. Hep gözünüzün önünde durduğu halde o güne dek her nasılsa yok saymayı başardığınız bu gerçeği fark ettiğiniz anda ilahi işleyişi de çözmek üzeresiniz demektir. 

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Kitap 3 kitaplık serinin ilk kitabı. Yazarın okudum ilk kitabı idi. Yaz geldi gevşedi gönül yayları misali bu günlerde pek kitaplara adapte olamıyorum, sıkıcı değil akıcı bir kitaptı. Arada küfürler olmasa daha iyi olabilirdi.

KİTAPTAN ALINTILAR;

Bir şey nasıl başlarsa öyle gidiyor.
******
İnsanlığa dair kavrayışımızı biraz daha ileri götürmeyecekse bir cinayeti çözmek neye yarar ki?
******
Gerçek hayal kırıklığıdır.
******
İnsan her şeye alışıyodu işte.
******
Sanıyorum hayat insanın doğasına ters.
******
Bir birliğin sevk ve idaresi için elbette itaat şarttır.
******
Tanrı, içindeki tahammülfersa boşluğu doldurmak için evreni yaratır. Evrenin içine gezegenleri, gezegenlerin içine dünyayı, dünyanın içine hayatı, hayatın içine insanı yerleştirir. Ve onun içine koyacak bir şey bulamaz. İşte insan denen tuhaf hayvanın, varlıkların en yücesi ve en anlamsızı kılınışının hikayesi. Evrenin orasını burasını felsefeyle, sanatla, aşkla, hatta iranik bir biçimde Tanrı'yla bezerken, ortak anlamsızların en küçüğünün elbette bir gerçeği unutması gerekmektedir: Hakikatte bütün kitaplar sayfaları doldurmak için yazılır.
******
İnsanları dış görünüşüne göre yargılamayacaksın.
******
Yoksulluk çeken herkes eşkiya olmuyor.
******
İnsan yüreği bir sarkaç gibidir. İstediği noktaya ulaştığı anda tüm hızıyla tam tersi tarafa kaymaya başlar.
******
Çocuk insanın atasıdır.
******
Şeklin bir önemi yok. Mühim olan iç güzelliğidir. Özdür.
******
Acının tesellisi acıdır.
******
Duygularımızı canlı kılmanın yegane yolu devinmektir. Durağanlık dimağ gücü verirken insanı hissizleştirir.
******
Sözler, kelime değerlerinin ötesinde anlamlar taşırlar.
******
Hiçbir aşk karşılıksız değildir.
******
Bütün büyük dedektifler yaptıkları soruşturmanın neticesinde ulaştıkları dahiyane çözümleri ifşa ederken büyük bir hayran izleyici kitlesine hitap ederler.
******
Hayat her durumda sonu kötü biten bir hikaye değil midir zaten?
*****
Bu hayatta insanın insana ihtiyacı vardı.
******
Beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürümeye başlar.
******
Masumiyet her zaman avantajdır.
******
 

KİTAPTAN ŞARKILAR;


BCP BLOGGER CANLANDIRMA PROJESİ HAZİRAN AYI 2023/58 YABANCI

29 Haziran 2023

BCP BLOGGER CANLANDIRMA PROJESİ  HAZİRAN AYI 2023/58   YABANCI

 




 
1942’de yayımlanan Yabancı, romancı, tiyatro yazarı ve düşünür olarak İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yalnız Fransa’da değil tüm dünyada kuşağının sözcüsü ve yol göstericisi olarak kabul edilen Albert Camus’nün, ilk ve en çok ses getiren yapıtıdır. Romanda, işlediği bir suçtan çok, gerçek duygularını dile getirdiği ve toplumun istediği kalıba girmeyi reddettiği için dışlanan bir “yabancı” aracılığıyla, XX. yüzyıl insanının içine düştüğü yabancılaşma anlatılır. Bir türlü ele geçirilemeyen “anlam”ın sürekli aranışını, bilincin toplumdan ve dış dünyadan kopuşunu, topluma yabancı duran kahramanın çevresiyle ve toplumla arasındaki çatışmayı anlatan roman, büyüleyici gücünü arka plandaki derin ve suskun acıdan alır. Camus, genç kahramanı Meursault’nun dış dünyayla arasına koyduğu mesafeyi, kendine ve topluma yabancılaşmasını, annesinin ölümü dahil her şeye nesnel bir biçimde yaklaşmasını büyük bir ustalıkla dile getirir. 

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Yazardan okuduğum ilk kitap, severek okudum? pek geriye dönük bir şey hatırlamıyorum. Belki başka bir zaman bir daha şans verebilirim. 

KİTAPTAN ALINTILAR;

İnsan her zaman suçludur.
******
İnsan kendini koyvermemeli
******
İnsanın hayatını hiç değiştirmediğini, her hayatın az çok aynı olduğunu söyledim.
******
Yemek saati insanın acıktığı saatmiş
******
İnsan eninde sonunda her şeye alışır.
******
İnsan her zaman makul olmuyor.
******
İnsan bilmediği konularda hep abartılı fikirlere sahip olur.
******
İnsan gizli saklı, biraz utanç ve çokça da isabetle öldürülüyordu.
******
İnsan hiçbir zaman tamamıyla mutsuz olmaz.
******
Ona göre insanların adaleti hiçbir şeydi, Tanrınunkiyse her şey.
******
Hiçbir zaman söyleyecek fazla sözüm yoktur, onun için susarım.
******
İnsanları oyalamaya karşı duyulan ilgi pek uzun ömürlü olmuyor.
******



TEMMUZ AYI SORU-CEVAP YAZI PROGRAMI KATILMAK İSTEYEN HERKESİ BEKLERİM....

28 Haziran 2023

TEMMUZ AYI  SORU-CEVAP YAZI PROGRAMI KATILMAK İSTEYEN HERKESİ BEKLERİM....

 Temmuz ayı için böyle bir sorular hazırladım, her gün katılmak isteyeni bu soruları cevaplamak üzere beklerim....

Amaç hareketi çoğaltmak.... 

Hepinize hayırlı bayramlar dilerim...

 
 1- Kişiliğini tanımlarmısınız?
2- Seni mutlu eden şeyler nedir?
3- Bir anını paylaşabilir misin?
4- Ziyaret etmek istediğin yerler nereleridir?
5- Ailen hakkında bir şeyler yazarmısın?
6- Bekar ve mutlu mu? Evli ve mutlu mu?
7- Favori fimlerin nelerdir?
8- Müziğin gücü hakkındaki düşüncen ve tercihlerin nedir?
9- Mutluluk hakkında yazar mısın?
10- En iyi arkadaşların, bu "en" olayını nasıl hakettiler?
11- Kardeşin hakkında ne anlatabilirsin?
12- Favori  TV dizin hangisi?
13- Favori kitabın hangisidir ? Neden?
14- Sitilini tanımlarmısın?
15- Eğer kaçabilseydin nereye gitmek isterdin?
16- Özlediğin biri var mı?
17- Kalbini kazanmanın yolları nelerdir?
18- Kendinle ilgili 10 gerçek?
19- Kendini sabote ettiğin olur mu?
20- Ritüelllerin var mı?
21- Alışverişi tek başına mı yaparsınız?
22- Yaz aylarında favori içeceğin?
23- Nelere minnettarlık duyarsınız?
24- Kendini nasıl şımartırsın?
25- Şu an aklında ne var?
26- Mücadele etmen gerektiğini nasıl anlarsın?
27- Bugünkü ruh halini anlatan smiley, renk  hangisidir?
28- Seni üzen şeyler nedir?
29- Hangi hobileri denemek isterdin?
30- İdeal günün nasıl geçiyor?
31- Hangi sınırlayıcı inançlara sahipsin?

 


AKILLI BİR İNSAN İÇİN EN İYİ ARKADAŞ YİNE KENDİSİDİR.

26 Haziran 2023

AKILLI BİR İNSAN İÇİN EN İYİ ARKADAŞ YİNE KENDİSİDİR.

 

 
Kullandığınız sözcükleri özenle seçin;

-Sözcükler sizin yaratma gücünüzdür ve bu güç birden fazla yönde kullanılabilir. Bir yön; sözün harika bir hikayeyi, bu dünyadaki kişisel cennetinizi yarattığı kusursuzluktur. Diğer yön, sözün çevrenizde ne varsa yıkarak kişisel cehenneminizi yarattığı onun kötüye kullanımıdır.

-Mutluluğunuz size bağlıdır ve sözü nasıl kullandığınızla ilintilidir. Eğer birine kızıp, sözü ona duygusal zehir yollamakta kullanıyorsanız, dışarıdan sanki sözü ona sarf etmişsiniz gibi görünse de, aslında kendinize karşı kullanmış olursunuz.   

-Kullandığın sözcükleri özenle seç, aslında sözün gücünü asla kendine karşı kullanma demektir. Sözünüz özenliyse, asla kendinize ihanet etmezsiniz.

-Kendi hayat hikayenizin yaratıcısı olduğunuzu hatırlayın. Sözü doğru kulllandığınızda, yaratabileceğiniz kendi hikayenizi düşünün. 

-Söz saf sihirdir ve birinci anlaşmayı benimsediğinizde, sihir hayatınıza girer. Niyet ve arzularınız kolay gelir, çünkü karşı koyma yoktur, korku yoktur, yalnızca sevgi vardır. Huzurlusunuzdur ve her yönden özgür ve hoşnut bir hayat yaratırsınız.  

Beşinci Anlaşma 
 
 
Hepinize güzel ve sağlıklı bir hafta diliyorum. Ben bildiğiniz gibiyim, herhangi bir değişiklik yok. Sağlıkta iyi kötü idare ediyoruz. Hafta içinde tek değişikliğimiz, şehrimizde başlayan sosyete pazarı oldu. Daha önceden pazarcılar odasına başvuru yapıp kayıt olmuştuk. Yapılan kurada bize de sergi açma hakkı tanındı. Bu cumartesi açılış vardı. Babamın arkadaşına rica ettik, bizi arabamızla pazar yerine götürdü, malı ve malzemeleri boşalttıktan sonra onu gönderdik, sıcakta bizi beklemesi için hiç gerek yoktu, bir kaç tanıdık pazarcı ile hemen tezgah demirleri kurduk, sergi bezini çektik, yavaş yavaş ben malları sergi üzerine yerleştirdim,
Ağbim kenarda oturdu. Mallar uzun süredir elimizde olduğu için, tüccarlardan fiyatlarını öğrendik. Ona göre yaptık satışları. Yaklaşık 5 senedir açmıyorduk sergiyi. Ağbimi gören eski müşterileri, arkadaşları herkes onunla muhabbet etti. Ara ara yalnız bırakmak zorunda kaldım 10-15 dakika kadar, sağolsun komşu sergiler ilgilendiler. Ne satıyorsunuz diyen varsa eğer, çarşaf, nevresim, yastık kılıfı, yastık içi astar, banyo havlusu, el yüz havlusu, ayak paspası, mutfak havlusu ve mutfak önlüğü. Malımız kaliteli, naylon değil, alanlarda asla pişman olmamıştır, gelir tekrar alırlar. Yalnız akşama kadar taburede otursam da sırtım çok ağrıdı, haftaya arkalıklı sandalye koyacağım arabaya kısmetse. O kadar çok yorulmuşum ki, gelir gelmez suyla elimi yüzümü, ayaklarımı yıkadım, yemek yedim, kahve içtim yattım. Sözde gece 11 de ilaç içecektim deliksiz bir uyku çekmişim sabah kalktım:)))
 
Pazardan bir görüntü.
 
Haftanın başlangıcı olan pazartesi akşamı da arkadaşla konsere gitmiştik. Pandemi dolayısı ile ara verilen, Türk sanat müziği sanatçısının gelip 2. bölümde şarkı seslendirdiği bir konserdi. Sanatçımız Melahat Gülses'ti. Koştura koştura gittik, hava bozuktu sanat akademisine girince hava döktü, elektirikler kesildi. Konser iptal olur dedik ama yarım saat sonra geldi ve biz salonda yerimizi aldık. İyi de oldu şirket kapandığından bu yana görüşemediğimiz bir kaç kişiyi gördüm. Arkadaşlardan biri ertesi günü kahve içmeye davet etti. Konserin ilk bölümü koro ve solist seslendirmeleri ile geçti. İkinci bölümde sanatçımız konserine başladı. Ben bu gitmediğim beş senede kendimin bile farketmediği bir permormansı gösterdim. Şarkılara eşlik ettiğimde, uzatma kısımlarında benim ses çatallaşıp kesilirdi:)) Bu sefer öyle bir şey olmadı sanatçıya sonuna kadar eşlik ettim, iyi ki sigarayı bırakmışım, darısı inşallah kullananların başına.
Ertesi gün arkadaşa kahveye gidecekken bir başka bayan arkadaş aradı görüntülü sohbet ettik. Sonuna doğru şöyle bir şey dedi, 
- Aynur çağırmış kahveye hiç gidecem diye söylemiyorsun aşk olsun 
deyince afalladım kaldım öyle.
Kahveye çağıran arkadaş onu da çağırmış. Bana yoklama çekiyor, bakalım ona söyleyecekmiyim, onu da davet edecekmiyim. Şimdi arkadaşlar ev sahibi bana çağır demedi, onu çağıracağını da bilemedim ki söyleyim. Ev sahibi davet etmediyse, benim hadi sende gel demem yakışık alır mı? Bu benim hiç yapmadığım bir davranış türü çünkü, bir yere giderken bir başkasına hadi sende gel demem hiç, ev sahibi nasıl karşılar bilemem çünkü. 






Glayörlerim açıyor birde kırmızı rengi var, marketten almıştım soğanlarını.
 


 Kendime böyle bir kitap çantası aldım. Malum çantada artık su, termos filan taşıyoruz.
 

Lilyumlarımın fidelerinden isteyen isteyene....
Pembe ve sarı rengide var ve saksıda kendileri çoğalıyorlar.
 

Gün başlangıcında yada gün sonunda şehrimin kadın akademisine yürüyüş yapıyorum, orada belediyemizin kütüphanesi var, üye oldum oradan da kitap almaya başladım 40 gün geri iade süresi var.
 


 Bu yazarın kitabından bazı bölümlere nette denk geldim sağlık ile ilgili ve 3 kitabı varmış onlarıda aldım. Sırasıyla okuyacağım.
 
Son zamanlarda sağlık videolarına takıldım onları dinliyorum.
 
 
Bayram temizliğine ara vermeden devam. Camlar için formülüm şu;
 
1 ölçü beyaz sirke
1 ölçü çamaşır yumuşatıcısı
1 Ölçü bulaşık makinası parlatıcısı
su
 Ondan sonra sil, kurula geç parıltıyı bir görün, birde uzun süre toz tutmuyor.
 
 
Bizde artık mahalle düğün sezonu açıldı, ben çayımı demledim bahçedeyim biraz org çalan arkadaşı dinleyem:))
Şu an çalan şarkı:))
 
Artık yaz akşamları başladı Gündüzler çok sıcak camlar gecede açık, akşamları bir termos çay eşliğinde ağbimle birlikte polis radyosunu dinliyoruz, ben kitap ta okuyorum.
Arada yoldan geçen romanların, güp güp öten müzikleri karışıyor, bazen de aşka geliyorlar tabanca saydırıyorlar, akabilinde  polis motorları ve sirenleri ile hareketli geceler yaşıyoruz:)))
Hepinize sağlıklı, huzurlu bir hafta diliyorum.

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 200

21 Haziran 2023

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 200

 

 
Ağaç Ev Sohbetleri devam ediyor. Bu haftanın konusu;
 
"Boş zamanları dışarıda, açık havada, doğada geçirmeyi mi yoksa evde veya kapalı ortamlarda geçirmeyi mi yeğlersiniz?" 
 
Boş zaman değil de, işler bittikten sonra olarak değerlendirebilirim bu soruyu herhalde. 
 
Evde kışın pek dışarı çıkmam, ama yazın pek duramam doğrusu. Sabah kahvaltıdan sonra mutlaka bir yürüyüş olmalı 1 veya 1,5 saat gibi. Ondan sonraki vakitlerde ya evde bahçede çayımı kahvemi içer kitabımı okurum, yada bu sene yapmaya başladım çayımı kahvemi termosa koyup parka giderim. Yazın kurtluyum pek evde duramam:)) Salı akşamı mesela Pandemi dolayısı ile ara verilen bir Sanat müziği konserimiz vardı, kulaklarımızın pası silinsin dedik oraya gittik. 
 
 
Biz konser salonuna girdik afad geldi, döktü mübarek, ağaçları filan da kırmış. Elektrikler gitti eh dedik konser iptal edilir şimdi, Allah'tan kısa sürede geldi. 500  kişilik bir salonda güzel bir gece geçirdik.
 
 
Şef yıldıray Öztürktü, sanatçımız da Melihat Gülses'ti. Eşi ile birlikte gelmişti o da kendi bestesini seslendirdi. En çok sevindiğim konu ise, sigarayı bırakmadan önce yani bundan 10 yıl öncesi söylerken nefesim yetmiyor kesiliyordum, şimdi ise sonuna kadar söyleyebilmek beni o gece çok şaşırttı, resmen nefesim açılmış.  Tebrik ettim kendimi .
 
Bence güzel havalarda gezin, durmayın evde...


ALTINI ÇİZDİKLERİM

ALTINI ÇİZDİKLERİM

 












SANA VARMAK EVE DÖNMEK DEĞİLDİR DE NEDİR?

19 Haziran 2023

SANA VARMAK EVE DÖNMEK DEĞİLDİR DE NEDİR?

 

 
 Şükür, Şükran içeren cümleler, Şükran duymayı arttırabildiğim anda gerçek pozitif yaşama yönelebiliriz. Şükran duygusunu günlük hayatımıza getirebilmemiz için olaylara pozitif yaklaşmak lazım.
Acı duygusunun, kırılganlıkların yaşamda her an var olduğunu ve çıkabileceğini baştan kabul etmeden ruhsal bir yolcuğuluğa çıkmamak gerekir.  Neden bu olay benim başıma geldi? dediğim zaman direnç ve isyan var. Zor, acı dolu bir deneyim yaşıyorum ama belki benim bunun  karşılığında beni geliştiren bir yönü olabilir ve en büyük iyiliği bu deneyimden alıyorumdur.
Acının ve kırılganlığın arkasında bizim tarafımızıdan keşfedilmeyi zenginlikler ve güzellikler vardır…
Eğer ben izin verirsem yaşadığım olaylarda kalbimde oluşan çatlaklardan ışık girer. Bu ışık anlamları keşfetmemizi sağlar. Eğer yaşadıklarımıza , bu zorluklara bu gözle bakmayı öğrenirsek o zaman şükran kalbimizde kırgınlık, direnç ve şikayet değil aksine şükür duygusu oluşacaktır. Doğanın her yerinde olan iyileştirme bizim kendi içimizde de çıkacaktır. Ne zamanki orada bir yara, bir kırılganlık var ancak o zaman o yarayı iyileştirici güç  açıa çıkar, bu hakikati hiç kimse unutmasın…
Kendimize vereceğimiz şefkat,  şükür duygusuyla genişliyoruz, kapasite arttırıyoruz. Şefkatimizi çoğalttıkça şükür duygusunu  da arttırırız çünkü her ikisi de beraber gider.
Acıya bakış açımızı ve onlarla kurduğumuz ilişkiyi değiştirebiliriz. Buda pozitif yaşama hizmettir…
Benim pozitif bir yaşamı geliştirebilmem için önce deneyimlerimle barışmam lazım. Önce kendi deneyimim, sonra kendimle barışmam lazım. Kendimle barışmanın ilk şartı deneyimlerimle barışmamdır. Acının evrensel bir duygu olduğunu bilmem çok önemli.
Bizler aslında kendimize karşı da şifacı olabiliriz. Aslında her insanın derinlerinde bir şifacı vardır, onu aktiflemenin yolu deneyimleri kabullenmektir. O acıyı bir miktar iyileştirebiliriz. Bizim o acıyla ilgili ilişkimiz çok önemlidir. Şimdi bir bakalım, biz o acıyı yok mu sayıyoruz, onu itiyor muyuz?  Pek çok insan bu tür acılar yaşıyor ben de yaşadığım acılara yüzümü dönebiliyor muyum? Yaşamda acının da olabileceğini herkesin bu acıdan geçeceğini, onunla iletişim kurmam gerektiğini öğrenmeden ilahilik yolunda, ışığın yolunda yürüyemem ki...
Kendi içimde hepsine yer açabilir miyim, öğrenebilir miyim? Asıl sorulması gereken soru bu…
Ben bütün bunlara rağmen inanılmaz sabırlı oldum mu, yumuşacık, su ile akan biri miyim? O zaman şükredebilirim. Bu duygu bende şefkati  geliştirecek  ve ben bu duygu ile yol alacağım.
Şükür üzerinde çalışmak lazım, önce acı dolu deneyimlere bakmak, oradaki duygusal deneyimi görmek, yer açmak, iletişime geçmek ve şükürle, şefkate varmak bizim için önemlidir.
Biz bazen kibir, kindarlık, kıskançlık gibi duyguları halledebilmemiz için 4-5 hayat geçiririz. Önce bunu fark etmek lazım. Azar azar değişiyor duygular. Farkındalık çok önemli, kendin fark edip itiraf etmek çok daha önemli. Kendimize itiraftan sonra bir hafifleme olur ve kapıları görmeye başlarız. Bunlar anlayış, hoşgörü, diğerkamlık, iyilik, sevecenlik kapılarıdır.
Karşımızdaki kişi bizim aynamızdır. Nasıl oluyor? İnsan itiraz etmek istiyor. Nasıl olur da o hiç beğenmediğim, bana eziyet eden kişi benim aynam olur? Diyor. Öyle bir olur ki… Birebir benzemek gerekmez. Bazı deneyimlerin uygulaması birbiriyle örtüşüyordur. Bir halk deyişiyle tencere kapak olmuştur.
Bu bakışın sevimsiz olan ve bir türlü kabul etmek istemediğimiz bir püf noktası var. Hayatımızda bize en zor deneyimi yaşatan kişi veya kişilere bakalım. Ben bu deneyimi neden yaşıyorumun arkasında işte tam olarak o kişiye benzediğimiz için yaşadığımız yatar. Kendimi törpüleyebilmem için bu kişi bana bu fırsatı veriyor. Karşılığı geçmiş hayatlarında olabilir. Zalimlik ve zorbalığı  geçmiş hayatlarında yaşatmış olabilirsin. Şimdi bu zalimliğin yarattığı duyguları öğrenmelisin ki başkalarına bir daha bunu yapma. Bu zalimlikten ancak böyle böyle kurtulursun.O yüzden eziyet eden kocadan kadın kopamaz.O da  kaderine aşıktır gidemez. O insanın bize yaşatacağı kadere aşık oluruz . Onun da kadına öğreteceği şeyler vardır. Bu bir karşılaşmadır, evrende tesadüf yoktur.
Zorlayıcı deneyimler yaşadığımız insanlara ben senden ne öğreniyorum sorusuyla bakmalıyız. Acaba bizde bunun bir karşılığı mı var. Yani bizim geçmiş yaşamımızda bir rolü olabilir mi?
Allah beni benimle mi terbiye ediyor? Bir başka bedenle terbiye mi ediyor. Benim kendimde neyi görmemi istiyor?  Kibri mi, ihaneti mi, kıskançlığı mı?... Her şey olabilir.
Sevmediğimiz taraflarımıza yüzümüzü dönmek lazım, barışmaktan ziyade öncelikle onları kabullenmek lazım. Çünkü o beni zamanla alışmaya, sevmeye götürecek sonra barışmaya götürür. Kendimizi kalıplara sokmayalım. Bu iç bilgileri herkesle paylaşmak zorunda değiliz. İnsan çiğ süt emmiştir, sonra size karşı kullanabilir. Siz bilin, siz görün, siz değişmek isteyin o yeter…
Daha iyisini yapabilseydim yapardım. Demek ki şu an en iyi bunu yapıyorum, bu kadarı elimden geldi.
İnsan her zaman kendisinin en iyisini yaptığına inanıyor. Haksız da değil. En iyisini yapmadığını anladığı halde adım atmak ve değişmek istemiyorsa o başka bir durum, o zaman çok zorlayıcı başka olaylara davetiye çıkarılmış olur.
İnsan tekamül etmek için doğduğundan her zaman kendisinin en iyisini yapmaya çalışır… Her insan sevgiye v e saygıya layıktır…

Nea Kozmik İlham Sayfası
(YAZIDA RESİMDE NETTEN ALINTIDIR)
 
 
Diğer şarkılarına buradan ulaşabilirsiniz.


Başta kendi rahmetli babamın ve tüm babaların geçmiş babalar günü kutlu olsun diyorum.
 
Geçtiğimiz 12 haziran benim doğum günümdü. O gün sabah erkenden bahçeden yaprak topladık, haşladım, annemde iç hazırladı oturduk sarmaya başladık. Cep telefonu da oda da, zır zır bildirim geliyor, mesaj filan , bunaldım ne oluyor bir bakayım dedim, doğum günü mesajları:))) ben bildiğiniz doğum günümü unut:)))))
Evdekilere dedim(onlar hiç hatırlamaz zaten aile kültüründe böyle bir kutlama olayı yok)  böyle böyle oturduk güldük buna:))
Sonra dışarı çıktım, güzelce bir pastaneye gittim, antepfıstıklı chesecake ile sade türk kahvesi söyledim kendime, oturdum tek başıma doğum günümü kutladım.
 
(Yalnızlığı seven bir insan olarak tercihim bu oldu. Bir tek şirkette bölüm arkadaşlarım ile kutlamışımdır.)
 

 
 
 
Sonra pazara gittim, Migrosa uğradım kitap, dergi alışverişi yaptım, eve geldim.
 
 
Ertesi gün yürüyüşe çıktım hadi bu kadar yol geldim bari  AVM'ye gideyim dedim, oraya geçtim.
 
 
İlk önce kahve molası verdim, sonra D&R geçtim.


 Kendime yine bunları hediye ettim.

Havalar düne kadar çok güzeldi, dün, bugün (cumartesi, pazar) yağmur vardı. Yarın içinde yağmur gösteriyor hava durumu.
Gündüzleri 1,5-2 saat kadar yürüyüş yapıyorum. Bazen AVM'ye kadar gidiyor yolun karşısına geçiyorum, ters geri dönüyorum, Kadın Akademimiz de bir mola veriyorum kahve içiyorum.


Hayatımda yapmadığım bir şey yapıyorum Marketlere giriyorum rafları geziyorum, ters geri çıkıyorum:)) Adım sayısı artsın:))


Bazen çiçekçilere yeni çiçek gelmiş oluyor, bende alışveriş yapıyorum.  Bu arada diyete devam ediyorum. ( doğum günümde yediğim ceheesecake hariç) Bol bol yürüyüş yapıyorum. Bu sefer ücretsiz bir diyetisyene gidiyorum. İlçe sağlık merkesindeki diyetisyene gidiyorum. Bir aylık bir diyet verdi onu uyguluyorum. 10 da kahvaltı, 15 te araöğün, 18 yemek sonrası oruç.
 
Devamlı alıştığım bir yemek var, hatta bu akşam da yaptım hoşuma gidiyor. 
- 1 Kabağın kabuğunu soyup 4'e bölüp ince ince doğruyorum.
- 2 yeşil biber doğruyorum
- 1 soğan doğruyorum
- İstediğim kadar da mantar doğruyorum
- 1 domates, biraz salçalı su ile soteleyip pişiriyorum. İçine baharat olarak pulbiber, tuz ve kekik ekliyorum. 

Bu akşamda şu resme denk geldim, içindekileri gördüğüm kadarı ile deneyeceğim,
Mantar, soğan, karabuğday, havuç, dereotu, birazda baharatla fena olmaz.....
Denemeye değer mi?  bence değer, severim farklı tatları....


Bazen parka gidiyorum termosuma çay koyuyorum, kitabımı alıyorum, temiz havada keyif yapıyorum.
 
Artık kütüphaneden aldığım kitapları azaltıyorum ev kitap doldu, onları okumaya öncelik vereceğim. En son kütüphaneden aldıklarım aşağıda...
 


 SERKAN TÜRK'LE VİTRİNDEKİLER
 
 
CANAN KARATAY
 
FZT. AYNUR BAŞ
 
 
 
Hayalimdeki okuma mekanımı da ekleyerek güzel bir hafta diliyorum, sağlıkla, mutlulukla, huzurla, başarı ile...