Tarih bir ayna… Aynayı kaplayan bir dilemma…
Kutsal Hermos’un suyuna karışan altının rengi hızla kan
kızılına dönüşürken; kâhinler yaklaşan büyük savaşın haberini vermiş, tekinsiz
bir hava zengin Lidya diyarını sarıp sarmalamıştı. Bir cephede güçlü askerleri
ve görkemli hazineleriyle Aslan Kral Krezüs —nam-ı diğer Karun—; diğer cephede
terk edildiği ölümü alt edip Pers diyarına hükmedecek olan Keyhüsrev.
Ve aynada sır dolu bir yansıma; tarihin öteki yüzünde devam
eden karanlık…
Bir darbeye koşan Türkiye’de polis sirenleri yeri göğü
inletiyor, silah sesleri sloganlara karışıyordu. Günleri ve geceleri esir alan
terör, sokak çatışmaları, soygunlar, cinayetler her şehirde, her sokaktaydı.
Kültür ve sanat kana bulanacaktı. Savrulan hayatlar, imkânsız aşklar…
Kim haklıydı? Ah!..
Karun ve Anarşist, tarihin akışını belirleyen hırsların ve
tarihi aşan aşkların romanı. Coğrafyamızın kaderine bilgece bir bakış. İskender
Pala’nın hep zevkle okunan usta kaleminden…
Uzun zamandır İskender Pala okumuyordum. Dilini zaten çok seviyorum yazarın, o alıntıları da okuyunca hemen bir kitabına başlamak istedim :)
YanıtlaSil