24 Aralık 1617. Norveç’in en kuzeydoğusunda bir ada, Vardø. Denize açılmış kırk adam, duyanların büyüyle çağrıldığını düşündüğü bir fırtınada yaşamını yitirir, geride ise kadınların hâkimiyetinde bir topluluk kalır. Yirmi yaşında, genç bir kadın olan Maren de bu felakette babasını ve kardeşini kaybeder.
Üç yıl sonra, tehlikeli bir figür gösterir kendini: Kuzey adalarında cadı olarak hüküm giyenleri yakarak idam eden Vekil Absalom Cornet. Yanında da, otoritesini hem zorlayan hem de ondan korkan genç eşi Ursa. Absalom burayı Tanrı’nın dokunmadığı ve korkunç bir şeytaniliğin hüküm sürdüğü topraklar olarak görür. Maren ile tanışan ve gitgide daha da yakınlaşan Ursa ise bu yabancı topraklarda, yeni arkadaşıyla beraber daha önce hiç görmediği bir şeyle karşılaşır: Bağımsız kadınlar.
Kiran Millwood Hargrave’in, gerçekte de yaşanmış, Vardø fırtınası ve 1620 yılındaki cadı avlarından yola çıkarak kaleme aldığı Kadınlar Adası, medeniyetin uzak ucunda, aşka, kötülüğe, takıntıya, ataerkil şiddete ve kadınların kudretine dair tüyler ürpertici, feminist bir tarihi roman.
“Hargrave’in kalemi derin ve yoğun. En önemli öngörüleri de insan yüreğine dair: önyargılar birdenbire nasıl cinayete yol açabilir ve bu önyargılara karşı koymak için sevgi ile cesarete ne kadar da muhtacız.”
–Madeline Miller, Ben, Kirke’nin yazarı
“Kadınlar Adası nefesimi kesti. Bir topluluğa, coğrafyaya ve ilişkiye dair incelikle çizilmiş bir portre. Eşit derecede umut ve korkuyla okudum romanı.” –Tracy Chevalier, İnci Küpeli Kız’ın yazarı
“Kadınlar Adası’nın bize kadınların gücü ve aklı karşısında ataerkil korkuyu gösterme biçimine hayran kaldım.” –Sarah Moss, Hayalet Duvar’ın yazarı
“Sadece günümüzün değil, insanların sevdiği, öfkelendiği ve başka bir ihtimali hayal ettiği her dönemin romanı. Hargrave bir kasırga, fırtınalı bir yetenek.”
–Daisy Johnson, Derindeki Her Şey’in yazarı
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
Kitapta bir şekilde devamlılık yok. Konunun gerçekliği kitabı okumaya itiyor. Ama bir noktada sıkılıyorsunuz ve yavaş ilerliyor. Zor bitirdim diyebilirim.
KİTAPTAN ALINTILAR;
Komşularımız bize karşı nazik davrandı ama nezaketin bir yere kadar olduğunu hepimiz biliyoruz. Kendi kendimize yetmeye başlamalıyız.
******
Ekmek kadar kutsal bir şey yoktur.
******
Her manzara kendine has.
******
Bir erkek karısının parasından haberdar olmalı.
*******
Tanrının egemenliğinde olmayan her şey zararlıdır.
*******
Bir şeyi sevmedinmi bırakmalısın.
*******
Kadınlar çoğu zaman bizim gözden kaçırdığımız şeyleri görür.
Ve gözden kaçırmamızı umduğunuz şeyleri.
*******
Alçak gönüllülük bir çok durumda erdemdir.
*******
Bir koca karısının ilişkilerinden haberdar olmalı.
******
Dünya kızlar için merhametli bir yer olmasa da.
*******
Tanrı yalancıları affetmez.
*******
Tanrı gibi her şeyi göremem. Nihai hakim O'dur.
*******
Dövülmüş, işkence görmüş, insan her şeyi itiraf eder.
*******
Hepimiz tenimizde, yürüdüğümüz yolda, hatta büyüdüğümüz şekilde bile hayatımızın haritasını taşırız.
******
Sadece derin sevgisi olanlar, derin acıları hissedebilirler.
******
İnsan, olabileceklerin en kötüsü hakkında endişelenip durursa hiçbir şey yapamaz hale gelir.
******
Her birimizin özgürlüğü, kaderimizle yüzleşmemiz ve onunla ilişki içinde yaşamamızın derecesiyle doğru orantılıdır.
*******
Düşlerinizi küçümseyen insanlardan uzak durun.
*******
Kimse kitaplara hükmedemez,çünkü onların yaşamları bizimkinden uzundur .
*******
Kötülüğü kişi kendi özüyle yapar.
********
Geceleri yasla başa çıkmak daha zor.
*******
Hayal kırıklığı acıyla keskinleşir.
*******
Konu ilginç görünüyor ama yavaş ilerlemesi sıkıcıymış. Biraz merak ettim yine de. :)
YanıtlaSilBelki sende hızlı ilerler
SilAslında merak ediyordum ama vazgeçtim kalsın o zaman. :)
YanıtlaSilBence de zaman kaybı gibi birşey zaten.
Sil