Nevşehir’de başlayıp Ankara’da Cumhuriyet Senatörlüğüne kadar uzanan başarılı bir yaşam öyküsü.Önce asker, sonra halkın ensevdiği Bitlis, Trabzon, Bursa, İmparatorluk şehri İstanbul Valisi ve ardından siyasetle noktalanan bir serüvenin aktörü Vefa Poyraz.Varlıklı bir ailede yetişip Türk Silahlı Kuvvetleri’nde albaylığa kadar yükselen, tercih etme zamanı geldiğinde atandığı ve çok sevdiği valilik görevini seçen ve halka hizmeti düstur edinen bir kahraman...Bu kitap tarihe tanıklık ediyor. Bu kitabı okurken 27 Mayıs 1960 ihtilalini, Deniz Geçmiş’le yapılan görüşmeyi, ve öğrenci olaylarını, İnsanların acımasızca birbirini katlettiği bir dönemi, 12 Eylül. 1980 darbesini, demokrasinin uğradığı kesintileri, siyasette dönen ayak oyunlarını canlı bir tanıktan dinlemenin keyfine varacaksınız.Bazen gülecek, bazen heyecanlanacak, bazen üzülecek, bazen de isyan edeceksiniz..
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
İdareci bilgilerinin de yer aldığı güzel bir kitap,
KİTAPTAN ALINTILAR;
Hayat, beşik ile mezar arasındaki bir imtihan süresidir derler. Önemli olan bu sürenin sağlıklı ve başarılı bir şekilde yaşanmasıdır. Aslında her doğan gün, insan için yeni bir hayattır. İşte bu hayatı yaşarken, evrenin kurallarına da uymak zorunluluğu vardır. Çünkü hayat, o kurallara uyularak oynanan bir oyundan ibarettir.
******
Winston Churchill, "Yaşam bir serüvendir, hazır bir reçete değil..." demiş. Hayat ister bir serüven, isterse bir kurallar manzumasi olsun, onu yaşarken, " iyi insan-iyi vatandaş" şartına uymak zorundayız.
İnsanla uzlaşmalıyız. Tabiatla uzlaşmalıyız. Ve nihayet, evrenle uzlaşmalıyız. Uzlaşalım ki, mutlu olalım.
*******
O devrin insanları yol gösterir, ama iltimas yapmazlardı.
******
Askere kendini sevdir, sert davranma, o zaman daha iyi randıman alırsın.
******
Can cümleden azizdir.
******
Zaruretler hatayı mubah kılar.
******
Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor.
******
İşbirliği kabiliyeti, bir idareci için şarttır. İdareciler işbirliği meziyetlerini en yüksek seviyeye çekmeli, "ben" değil "biz" düşüncesini geliştirmeli, hep beraber olmanın gücünü ortaya çıkarmalıdır. Kanımca bu meziyetler, lider olma vasfının başında gelir.
******
İdarede devamlılık asıldır, başlanan bir iş, devam ettirilmelidir.
******
İdareci katılımcı olmalıdır. Halk desteğini alarak, dernek ve vakıflar kurmalı, kurdurmalı, onları desteklemeli, gerektiğinde desteklerini almalıdır.
*******
Samimi ve yapıcı tenkitlere her zaman ihtiyacımız vardır.
******
Partilerin politikalarını değil, hükümetlerin, tarım, sağlık, eğitim gibi idari ve siyasi politikalarını yürütme vasıtasıdır.
*******
Kimse önyargılı olmamalıdır.
******
Kimin başına nereden, nasıl gelir hiç belli değil.
******
Görevim süresince, haysiyete hizmet ettim. Kendimi ezdirmedim. İleriyi düşünerek kimseye yanaşmadım. Hiçbir varlıklı aileyle yakın dostluğum olmadı. Herkesi saydım, sayıldığım müddetçe.... Ailemden hiç kimse nüfusumu asla kullanmadı. İstanbulda hiçbir ticari faaliyette bulunmadı.
******
Kişiler, parti yönetiminden gelir geçer. Kişilerin gelme gibi, gitmeyi de içlerine sindirmeleri lazım. Mutlaka kalacağım diye direnmek, kişilere de misyona da zarar verir. Aktif siyasette olduğum sürece, hiçbir kişiye sadakat duygusu içinde olmadım. Bu duygu, partiye duyulduğu zaman kutsaldır. Ancak kişiye duyulan sadakat, sadakatların en zavallısıdır.
******
Siyasette, hizmette, vatan ve millet aşkında, insanları kendimle ölçerim, vahit benim.
1- Benden çok üstünler
2- Benim gibi olanlar
3- Benden geride olanlar vardır.
Benden üstün olan daima halkımızdır. Halk iradesi, üstündür. Ayrıca, milletimize ve ülkemize büyük hizmetlerde bulunmuş örnek kişiler, devrim yapmış olanlar, sanatta, ilimde, sporda üstün başarılar göstermiş olanlardır.
Benim gibi olanlar pek çoktur çoğunluktur.
Benden geride olanlar; ülkeye, millete zarar verenler halkımıza saygısızlık yapanlardır. Onun hakkını yiyenlerdir.
******
Politikada verilmiş her söz yerine gelmeyebilir.
******
Özal'dan sonra, parlamenter olmak şekil değiştirdi, seçim liderler yarışı haline geldi.
Lider ve yakınları parlementerleri seçiyor. Milletvekili halkla bütünleşmeye gerek duymuyor. Halk, seçtiği kişiyi tanımıyor, seçilen kişide kimi zaman seçildiği bölgeyi tanımıyor. Demokrasimizin en zayıf yanı bu.
******
Kişiye duyulan sadakat sadakatin en zavallısıdır.
******
Demokrasi kültürü, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne, laik düzene, eşitliğe, düşünce hürriyetine, özel hayatın korunmasına, konut dokunulmazlığı gibi haklara riayetle gelişir.
******
Farklı bir kitaba benziyor. Sever miyim? Tam olarak bilemedim:) Emeğinize sağlık:)
YanıtlaSilBir şey değil
Silİlginç bir seçim olmuş, güzel paylaşımdı. :)
YanıtlaSilBeğeni için sağol:))
Sil