OKUDUKLARIM 2024/42 MİSAFİR ODASI

25 Haziran 2024

OKUDUKLARIM 2024/42 MİSAFİR ODASI

 

 
Melbourne’da yaşayan yazar Helen, evinin misafir odasını üç haftalık bir ziyaret amacıyla Sydney’den gelen arkadaşı Nicola için hazırlar. Bu sıradan bir ziyaret değildir: Nicola ileri evre kanser hastasıdır ve onu iyileştireceğine inandığı bir alternatif tedavi için gelmiştir. Helen bu süreçte onun dostu, bakıcısı, koruyucusu olmaya gönüllüdür, ancak Nicola’nın gördüğü tedavinin niteliği ve gerçeklerden kopuk hali Helen’da şüphe uyandırmaya, anlam veremediği bir öfkeyi su yüzüne çıkarmaya başlar. İki kadının uzun yıllara yayılan dostluğu nihai bir sınavdan geçecek, Helen içinde barındırdığını bilmediği hislerle ve kendi sınırlarıyla yüzleşecektir. Misafir Odası ölüme dair büyük sözler etmeyen, bu kaçınılmaz sona ve ona eşlik eden duygulara gündelik hayatın ayrıntıları ve bir dostluğun inişli çıkışlı ritmi aracılığıyla yaklaşan, ele aldığı konunun zorluğuna rağmen hiç beklenmedik anlarda mizaha ve neşeye de yer açan unutulmayacak bir roman. Roza Hakmen’in Türkçesiyle. “Kusursuz bir roman.” - Peter Carey “Garner’ın en iyi kitabı.” - James Wood, 
The New Yorker “Edebiyatın en önemli konuları ele alabileceğini ve alması gerektiğini, çünkü bunu sanatın başka türlerinin yapamadığı biçimlerde yaptığını hatırlatan bir kitap.” - 
Claire Messud, Newsweek “Öylesine duyarlı, hüzünlü, komik ve canlı bir kitap ki raflarda özel bir yeri hak ediyor.” - Diana Athill, The Daily Telegraph
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Bu hastalıkla uğraşan bir yakınınız varsa, yaşadıklarınızdan ve deneyimlerinizden çok şey bulabilirsiniz.
Dram severler kaçırmasın.
 
KİTAPTA ALTINI ÇİZDİKLERİM;
 
Bir başkasının yatacağı yeri hazırlamak bir ayrıcalıktır.
Elizbeth JOLLEY
*****
Toplumumuzda kanserin en önemli nedeni strestir. Stres içimizde pusuya yatmış her kötülüğe karşı bizi savunmasız kılar.
*****
Yıldırım çarpan ve hayatta kalan insanların kanserleri küçülüp yok olur.
*****
Kimi kanser türlerinde vakaların ekvator civarında çok daha az olduğu biliniyor. Bu söylediğim nitelikli, sağlam araştırmalaradayanıyor, yayımlanalı henüz birkaç ay oldu.
*****
Evinizin altındaki toprakta bir çatlak, elektromanyetik alanı bozabilir. Almanyadaki kanser hastalarının oldukça yüksek bir yüzdesi bu tür bir çatlağın üstünde yaşamaktadır.
*****
Yüksek dozlarda C vitamini kanser kütlelerini öldürüp bağışıklık sistemini güçlendirir. Ozon sauna kürümüz ise köklü doğal tedavi yaklaşımını temel almaktadır. Toksinlerin terle atılması. Birçok doktor bunları bilmez. Ama nitelikli bilimdir.
*****
Aile hekimleri tanımadıkları hastaya morfin vermez.
*****
Ölüm inkar edilemez. İnkar etmeye uğraşmak kendini beğenmişliktir. Deliliği ruha sokar. Erdemleri kovar. Dostluğa zehir zerkeder ve sevgiyi gülünçleştirir.
*****
Bazı insanlar ölümün kendilerine yaklaştığı gerçeğiyle asla yüzleşmiyor. Son nefeslerine kadar mücadeleye devam ediyorlar.
*****
Gerçeklerden kopmak bir tür deliliktir. Oldukça da yaygındır.
*****
İnsan hastalanınca ailesinin yanına gider.
*****
Öfkeli bir insanım. Öfke benim fabrika ayarım.
*****
Öteden beri kederin en yorucu duygu olduğunu düşünürdüm. Fakat şimdi en yorucusunun öfke olduğunu anlamıştım.
*****
Ben hayatım boyunca, hissettiklerimle insanların canını sıkmaktan kaçındım.
*****
İnsanlar seni niye seviyor?
Kişiliğin yüzünden olabilir mi acaba?
Müthiş sadık bir arkadaş olman mesela. Kimseye hınç beslediğinin görülmemiş olması.
*****
Bana bakma zahmetine giren herkes paranın satın alabileceği her şeye layıktır.
*****
İnsan ölünce bir parçası vücudundan dışarı uçuyor.
Adı da ruh.
*****
Yapmadığınşeyler yüzünden pişmanlık duyma. 
Onlar geçmişe ait.
Geçmişi bırak.
*****

 
 
KİTAPTAN MÜZİKLER;
 

İNSAN OLARAK DOĞUP MİKROP OLARAK ÖLÜYORUZ ( BEYİNDE ARARKEN BAĞIRSAKTA BULDUM)

23 Haziran 2024

İNSAN OLARAK DOĞUP MİKROP OLARAK ÖLÜYORUZ ( BEYİNDE ARARKEN BAĞIRSAKTA BULDUM)

 

 
"...Derin bir yara iziniz varsa, o bir kapıdır; eski, çok eski bir öykünüz varsa, o da bir kapıdır.
Gökyüzünü ve suyu tahammül edemeyecek kadar çok seviyorsanız, o bir kapıdır. Daha derin bir hayatı, eksiksiz bir hayatı, makul bir hayatı özlüyorsanız, o da bir kapıdır..."

Clarissa P. Estes 
 

 
TİTREŞİMİNİZİ YÜKSELTMEK İÇİN:
 
*Pozitif seçimler yapın
*Zorluklarla yüzleşin
*İyimser olun
*Başkalarını destekleyin
*Konfor alanınızdan dışarı çıkın
*Hayatın iyi olduğuna inanın
*Sahip olduklarınızın kıymetini bilin
*Sağduyulu olun
*Spontane hareket edin
*Akışa uyum sağlayın
*Ağız dolusu kahkahalar atın
*Kocaman gülümseyin 
 

 
Her sabah bir çocuk uyanır içimde.
Her şeye inat gülümseyerek.
Umursamadığımdan değil, duyumsadığımdan hayatı.
Hesapsızdır yaşamak, alıp verdiğim nefes bile emanetken...
 
Nazım Hikmet Ran 
 

 
SİZCE DE ÖNEMLİ OLAN NEDİR?
 
Hazır olun ya da olmayın, bir gün sona geleceksiniz. O gün geldiğinde Zenginliğiniz, hıncınız kininiz, öfkeleriniz, hayal kırıklarınız, umutlarınız, tutkularınız, planlarınız ve yapmak istediklerinizin hiçbir önemi kalmayacak..
Öyleyse önemli olan nedir?
Yaşadığımız günlerin değeri neyle ölçülür.
- Önemli olan, ne aldığınız değil, ne verdiğinizdir.
- Önemli olan, öğrendikleriniz değil, öğrettiklerinizdir.
- Önemli olan, doğruluk, dürüstlük, merhamet, fedakarlık ve cesaretle atmış olduğumuz her adımla, başka yaşamları zenginleştirmiş olmanızdır.
- Önemli olan, yetenekleriniz değil, karakterinizdir.
- Önemli olan, diğer insanları yüreklendiren, onların sizi takip etmesini sağlayan örnek bir insan olmaktır.
- Önemli olan kaç kişi tanıdığınız değil, siz gittiğinizde ebedi bir yoksunluk hissedecek olan insanların sayısıdır.
- Önemli olan, hatıralarınız değil, sizi sevenlerin kalbinde yaşayacak olan hatıralarınızdır.
- Önemli olan, ne kadar uzun süre hatırlanacağınız değil, kimler tarafından ne şekilde hatırlanacağınızdır.
- Önemli bir hayat yaşamak rastlantıyla olmaz.
- Önemli olan, koşullar değil, seçimlerinizdir.
- Önemli bir hayat yaşamayı seçin...!
 
Michael Josephson 
 

Hepinize güzel bir hafta diliyorum, ben bildiğiniz gibi monoton fazla harekete sahip olmayan bir hayat yaşıyorum. Bu haftanın tek hareketi bayram sonunda Bursa'dan gelen lise arkadaşım ve bir lise arkadaşımızla da bir araya gelmek ve hoşça vakit geçirmek ve sohbet etmekti.... 
 
Bahçede ektiklerimiz ile uğraşıyoruz ama bir sorunumuz var danaburnu var ve 3 tane domates fidesini ç,içekte iken öldürdü, umarım diğerlerine dokunmaz.
 
Roman bir bayan bugün izin isteyip yaprak topladı, birkaç senedir geliyor zaten tanıyoruz, eşi de felçli yeni yeni ayaklandı diyebiliriz. Fakat asıl konu çocukları bu ailenin, ben anneyi tebrik ettim, bir oğlu savcı olmuş bir diğer oğlu da 1 sene sonra elektrik elektronik mühendisi çıkıyormuş.  Hani genelde haylaz, okumaz deniliyor ya bak okumuş güzelde meslek sahibi olmuşlar. Nasıl okudular zorladın mı dedim, yok dedi soya çekim soyda doktor var, hemşire var, öğretmen var. Zaten ilkokulda müdür çağırmıştı beni okula, sen bu çocuklara ne yediriyorsun zehir gibi çocukların zekası dedi diyor. Hayvan bakıyordum süt verdim, yoğurt verdim, peynir yaptım yedirdim özel bir şey yok dedim dedi. Bizde yedik, süt, peynir, yoğurt ama olmadı mı olmuyor:))))
 
 
Bu semiz otu tohumunu komşum köyden getirdi bir kaç yıl önce, kendi bahçesinden benim bahçeye şöyle bir savurdu, öyle öyle derken çoğaldı tohum filan da aldık, hatta bir arkadaşa gönderdim birazını. Bunlar bana kalan tohumdan çıkanlar. Bu komşum geçen haftadan önceki hafta kardeşinin torununun sünnet düğünü için başka bir şehre gitti. Orada bahçeden apartmana girerken eline leğen vermişler (düğün yemeği kısmından) o da elinde leğen asansörü çağırmış, asansör gelmiş, fakat asansör tabanı 4 parmak yukarıda kalıyormuş, komşum farketmiyor ayağı takılıyor, asansör içine düşüyor, 2 kolunu da kırıyor. Umarım tez zamanda iyileşir. Bu resmin altına hafiften kullandığı eliyle şöyle bir not düşmüş;
 
Komşuda kalmadı bizim bahçede olanın köküne kibrit suyu bende ilgilenmiyorum artık.
🤔🤔 
 
Eh bu yazıya bende şöyle cevap verdim;
bizden veririz sanada biraz
 


 Bayramlar eski bayram değil, biraz bu dergiye vakit ayırdım.
 

Sahaf ziyaretimden.....
 

 

Parkın müdavimlerinden biri...
 
 
ÇOK AKUSTİK
 
SILA 
 

İZLEDİKLERİM 2024/9

İZLEDİKLERİM 2024/9

 

 
BEYAZ KUŞ 2024
 

İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi işgali altındaki Fransa'da bir grup insan tarafından saklanan genç bir Yahudi kız olan Lily'nin hikayesini anlatan 2023 yapımı bir dram filmidir.

11 yaşındaki Julian Albans, yüz deformitesi ile doğmuş bir sınıf arkadaşını küçümseyen zorba bir çocuktur. Büyükannesi Sara, Julian'a geçmişte Nazi işgali sırasında yaşadığı bir olayı anlatır. Bu olayda, Sara ve ailesi, Lily adında Yahudi bir kızı evlerinde saklarlar. Julian, Lily'nin hikayesini dinlerken önyargılarını sorgulamaya başlar ve empati yeteneğini geliştirir.

Nazi ve Yahudi konuları ilgimi çekmiştir her zaman, güzeldi..

SECRET NAME 2021

Cephede hemşirelik yapan ve sefil bir hayat süren Neile, bir gün gözlerinin önünde öldüğünü sandığı soylu bir kadın olan Rose’un kimliğini alır ve onun yerine Madame Rose’un okuyucusu olarak bir malikanede işe başlar. Zamanla onun işe alınmasını sağlayan Eléonore’un yeğeni ondan şüphelenmeye başlayınca bu işi kaybetmemek için elinden geleni yapar. Neile’nin söylediği yalanlar beklentilerinin ötesine geçer
 
Roman tadında bir film, yalnız bir kaç sahneyi görmezden gelirseniz.

OKUDUKLARIM 2024/41 KAPALIÇARŞI

20 Haziran 2024

OKUDUKLARIM 2024/41 KAPALIÇARŞI

 

 
1450’lerin ikinci yarısı, aylardan ağustostu. Marmara Adası’ndan yola çıkan mavnanın, Fatih Sultan Mehmed’in şehrine, İstanbul’a taşıdığı yük, mermer levhalardı. Nice badireden sonra tek bir mermer levha karaya ulaşabildi. Ama Kapalıçarşı’yı bezemek için daha çok mermere ihtiyaç vardı. Taşların sırrına eren Nazar Usta’nın iksirle çoğalttığı mermerler Trakya’dan gelen arkadaşlarıyla birleşince Kapalıçarşı’yı donatmanın önünde bir engel kalmadı. Ustanın el emeğiyle çarşıdaki dükkânlar bereketlendi ve çarşı, şehr-i İstanbul’un gözbebeği oldu. Fuat Sevimay mermerinden zanaatkârına, sultanından mimarına, esnafından müşterisine Kapalıçarşı’nın ruhunu ve o ruhu oluşturan efsunu, eğlenceli bir dille anlatıyor. Gerçekle hayalin, ciddiyetle mizahın iç içe geçtiği Kapalıçarşı, okuru çarşının sokaklarında, kuytu köşelerinde olduğu kadar yüzyıllar arasında da keyifle gezdirecek.

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;
 
İlk defa okuduğum bir yazardı, kitabını severek okudum. Kapalıçarşının yapılış hikayesini bir de bu kitaptan okuyabilirsiniz bence. Marmara adasından kapalıçarşının yapımı için gelen mermerlerin insanların başına getirdikleri ilginç bir şekilde anlatılmış.
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Allah sabredenlerle beraberdir.
*****
Ekmek kapısı ki hak kapısıdır.
*****
İman söz konusuysa bazen görüntü insanı aldatır.
*****
Aşkı için kendinden geçmeyen, gerçek aşık olamaz.
*****
Hem kötünün olmadığı yerde iyinin değeri de anlaşılmaz.
*****
Gözün gördüğü güzellik, sözün yanında nedir ki! Önemli olan harflerdir ve harflerden müteşekkil sözlerin güzelliğidir.
*****
Hiçbir kalp kusursuz, mükemmel değildir.
*****
İnsanın kendini bilmesi tüm bilimlerin başlangıcıdır. Sende kendini bileceksin. Senin ruhun insan ruhudur ve iyiliğin özüdür. Gel zaman git zaman o ruh, yine insan eliyle kötülüğe bulaşır. Hem kendinden hem elden. Başkasının zulmü, senin kötülüğüne zemin hazırlamamalı. Buna hakkın yok.
*****
Acıyı akıtmanın yolu, başkasının yarasını kanatmaktan geçmez.
******
Olmuşun önüne geçilmez ve acıyla felaket, esenlikle dirliğin at başıdır. 
Her iş olacağına varır.
İyiliği rehber edin.
*****
Bilmiyorlar mı ki Allah rızkı, dilediğine verir, dilediğinden kısar. Şüphesiz bunda inanan bir kavim için nimetler vardır.
Zümer Suresi 52. ayet
*****
Kötünün olmadığı yerde iyinin değeri anlaşılmaz. Varlığın ve zenginliğin keyfini çıkarırken de, rızkın kesilmesinde de, felakette de, iyi zamanda da, kötü zamanda da bir nimet aramak gerektir.
*****
Kimse noksan değil ve kimse de tam değildir.
*****
Çobanın niyeti olsa tekeden süt çıkarır.
*****
Balık tutmak dinlendirir, derdi tasayı unutturur derler, doğrudur.
*****
Kuran Fatiha'dan, Fatiha Besmele'den, Besmele be harfinden ibarettir. Bense o be harfinin altındaki noktayım.
Hazreti Ali
*****
Kerameti cüppede, sakalda, çarşafta arama. Cavidan rehberindir. Kendi yorumunu kendin yapacaksın.
*****
Akıl akıl, gel çengele takıl
*****
Duyduğum bir umuttur. Umut da fakirin ekmeğidir.
*****
İnsan çalışmalı ki mutlu olsun.
*****
Ruh haram akçeyle değil, aşkla aydınlanır.
*****
Devlet dairesine işi düşen bilir, içeri adım atmak bile meseledir.
*****
Ağaçtan maşa, abdaldan paşa olmaz.
*****
Herkes Hak önünde eşittir, kadın erkek birdir, mülk herkesindir.
*****
Bazen yalan, doğrudan daha tatlı gelir insana ve baskın çıkar.
*****
İnsanın içinde iyilik hep var olacaktır. Kötülüğün hep var olması gibi. 
*****
İyilik ve mutluluk insanın kalbinde, senin ve karşındakinin kalbindedir.
*****
Yaratılmış olan ilk madde kötü değildir ve kötülüğün kaynağı olamaz. Kötülük bir sınırlamadan başka bir iş değildir. Ruhun görevi özgürlükle, bu sınırlamanın üstesinden gelmektir.
*****
Hukuk var, nizam var. Hakkı yenen de hakkını arayıversin.
*****
Güzel kelimedir "hukuk". İnsana güven verir. Ne var ki bir zaman gelecek hukuk, muktedirlerin ve güç sahiplerinin borusu olacak. Üçe alınıp beşe satılacak. Anlamından geriye koca bir boşluk kalacak.
*****
Kimse olma kendin ol
*****
Çarşı'da esnaf zenginliğiyle değil, kişiliğiyle değer buluyorsa, iyi günde kötü günde dayanışma varsa, sonra söz hâlâ senetten çekten daha değerliyse, hepsi Ahilik geleneğinden bugüne taşınmış.
******
O kitaptan anladığım;
1- Küçük olaylar büyük olaylara yol açar
2- Günah insana mahsus yeter ki sakınmasını bil
3- Herkesin kaderi birbirine bağlıdır. 
*****
Kitap dediğin ciddi olmalı. Hayat gibi, yönetim gibi ciddiyeti elden bırakmamalı.
*****
 
 
 
 


AĞAÇ EV SOHBETLERİ 252

18 Haziran 2024

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 252

 

 
Ağaç Ev Sohbetlerimiz devam ediyor. Herkes yazabilir, herkes sohbet konusu bulabilir, diyor DEEP

Haftanın konusu: "Nerdeee o eski bayramlar diyenlerden misiniz?"
 
Artık ne gelen var ne de giden, bitti ve gitti o eski bayram insanları. Çocukluğumun bayramları çok güzeldi, evin geleni fazla idi, sohbetler yemekler yenilirdi. 
Kurban bayramının mesela yağmurlu bir sonbahar gününe rastladığını hatırlarım, koyunun saçak altında postundan ayrılması esnasında peçkanın yanında hem bu olayı izleyip hem de ip yarışı yaptığımız günler aklıma gelir. İp yarışını açıklayım size, yeni yeni elimiz tığ tutar ve ufak ufak danteller örüyoruz ilk emeklerimiz. İstanbul'dan amca kızları gelmiş ipleri ölçüp parmağımıza doluyoruz, bakalım ilk önce kim bitirecek:)))
 
Bir başka bayram bakıyorum sokak kapısındayım, kalabalık gelen bir aile var, belki 5-6 tane kız anne baba 1-2 tane de erkek çocuk var, babama bağırıyorum, baba galiba bu kalabalık bize geliyor diyorum:)) Babamın bekar odası arkadaşlarından biri çıkıyor ve benim tahminim tutuyor:)))
 
Bir başka bayram ise panayıra denk gelmiş aynı tarihteler, panayıra gidip gezmiş alışveriş yapmış dönmüşüz. Tabii ki dabruka almadan olmaz. Yine İstanbul'dan amca oğlu, eşi ve baldızları var (hiç unutmam bu baldızlar gazetede haber olmuşlardı. İstanbul'da benzincide pompacı olarak çalışan ilk bayanlar) Amca oğlu dabruka çalıyor eşi baldızları hem söylüyorlar hem oynuyorlar, eh bir de bunlara katılan yoldan geçen romanlar:)))
 
Maalesef bir süre sonra bayram kültürünün olacağını da zannetmiyorum, büyüklerimiz gitti bence bayramlar bitti. Mesela babam gitti bizde bayramlar bitti, kavurmalar yok, et yemekleri yok. Biz yapsakta babamın yaptığının lezzetini bulamıyorum, babam et kavurur ve suyunu eklemeden önce şöyle ekmeğin ufak köşesine bana bir parça et koyardı, bilirdi benim o kıvamda eti sevdiğimi, bana seslenirdi, bana da o ikramı yemek kalırdı. Maltızda (eski banyo sobasının alt odun koyulan kısmı kalır üstünden kazan sökülürdü ve o babamın deyimi ile maltız yani yemek pişirme sobası olurdu) yaptığı yemek ve pilavları halen ararız. 
 
Bayram sabahı açılan ve bayram sonuna kalmayan baklava tepsileri nasıl da biterdi.
 
Hele bir kurban bayramı babam kelleyi temizlemiş, buzdolabına kaldırmış, fakat evin içinde otururken mutfak tarafından giren hırsız dolaptan kelleyi nasıl da çalmıştı, akıl sır erdirememiştik buna. 
 
Çocukları dağıtılan kumaş mendiller, paralar, leblebi şekerleri, Konya renkli peynir şekerleri lezzetleri hala damağımdadır. O kapıyı çalan çocuklar nereye gittiler????????????????????
 
Bugün marketler açıldı şöyle bir gideyim domates varsa alayım dedim. Giyindim, foter şapkamı, güneş gözlüklerimi takındım evden çıktım. Bir mesafe sonra Şok markete gelmeden kahverengi pardesülü (bu pardesüyü genelde Bulgaristan göçmenleri giyer) bir yaşlı anne ve yanında ufak torunu geliyordu, çöplerden plastik şişe toplamışlar bir çuval. Çocuk elindeki poşeti yere attı, geldi elime sarıldı elimi öptü, bayram bitmedi nene daha değilmi dedi:))) Böyle bir şirini bayram harçlıksız göndermek olmazdı. Çünkü yıllardır elimi öpen tek çocuktu.......

BAŞKALARINI AFFETMEDİĞİNİZDE, HAYATINIZIN ÜZERİNDE HEP GÜÇ SAHİBİ OLURLAR. (REZONANS KANUNU/PIERRE FRANCKH)

16 Haziran 2024

BAŞKALARINI AFFETMEDİĞİNİZDE, HAYATINIZIN ÜZERİNDE HEP GÜÇ SAHİBİ OLURLAR. (REZONANS KANUNU/PIERRE  FRANCKH)

 

 
Böyle güzel bayram sofralarınız eksik olmasın hepinizin. 
 

 BİRER YÜKSEK AYNA OLARAK HEYOKA EMPATLARI
 
Empat başka bir kişinin duygusal halini anlayabilme yeteneğine sahip olan kişi demektir. Empatların pek çok farklı tipleri ve pek çok seviyede yetenekleri bulunur. Ancak sadece empat olmak ve Heyoka farklı kavramlardır.
 
Heyoka Empatlarla ilgili az bir bilgi vardır; bununla beraber en güçlü empat tipidir. Heyoka veya ‘Kutsal Şaklaban’ bir Kızılderili terimidir ve yetersiz bir çeviriyle aptal ya da şaklaban anlamında kullanılmıştır.
Bu çeviri terimin gerçek anlamının hakkını vermemektedir. Farklı,aykırı, normalin tersi yöndeki davranışlar bize bu kelimeyi daha iyi tanımlamaktadır.
Heyoka ruhu Büyük Ayna’dır. Bir heyokayla bir araya geldiğinizde onların içlerinde gördüğünüz şey ruhsal gelişiminiz için neyin üzerinde çalışmaya ihtiyacınız varsa size onu gösterecektir. Heyokanın aynası duygu aynasıdır, çünkü onlara duygusal olarak nasıl davranıyorsanız, size onu geri yansıtmayı rehber alırlar.
Örneğin onlardan biriyle beraber olduğunuzda onlarda kibir, kendini beğenmişlik gibi bir şey hissederek kızgınlık duyabilirsiniz ama bu durumda aslında Heyoka size alçakgönüllü olmaya ihtiyacınız olduğunuz gösteriyordur. Ya da büyük bir sevgi hissedebilirsiniz ve yine ayna size kendini sevme yolunu göstermektedir.
Bir heyokanın aşağıdaki özellikleri sizin taşıdığınız enerjiye göre şekillenir. Bu, gerçeklikle nasıl etkileşimde bulunduğunuz ya da duyguları nasıl yaşadığınız ve sentezlediğinizle ilgilidir.
Özelliklerin bazılarına disleksik olmak, ters doğmak, bazı şeyleri toplumun aksi yönde yapmak, ya da yaşlarından daha genç görünmek de dahildir. Heyoka hareket ve dönüşümdür.
Bu pek de hoşlanmayacağınız durumları ortaya çıkaracaktır. Bir heyoka aynı enerjiyi hissettiği için diğer bir heyokayı fark eder. Bu, hassasiyetlerimizin ve duygularımızın birbiriyle nasıl etkileşimde bulunduğunun derin anlayışıdır.
Kızılderili ritüellerinde Heyoka, insanların bir şeyleri farklı görebilmeleri için veya olayın enerjisini değiştirmek için, bilinen yöntemlere aykırı davranan karakterdir. Modern dünyanın Heyokaları, insanlarla çalışırken enerjiyi değiştirecek bir şey söyleyecek veya yapacaklardır ve bu da bir değişim, şifa yaratacak ve enerjiyi dengeleyecektir.
Heyoka’nın yeteneği insanları yeniden dengeye getirerek ve bir şeyin diğer, karşıt yönünü de göstererek insanların bakış açılarının daha geniş bir alanı kapsamasını sağlamaktır. Heyoka kaos ilacını beraberinde taşır ve insanların hayatlarını değiştirme gücüne sahiptir.
Bu enerji serttir, dobradır ve güçlüdür. Sevgiden kaynaklanan bir bozulmayı getirir, bu tavır içinde büyümeyi deneyimleme umudunu taşır. O, bize gölgenin görünmez olduğunu ve gerçeğin aynasına bakmanın zor olduğunu gösteren bir acı ilaçtır. İçinde bulunduğumuz ego dünyasında insanın kendi kibrini kırması zordur.
Eğer bir Heyokayla karşılaşırsanız görünmeyeni deneyimleyecek ve kendinizi “gerçekten olduğunuz gibi görecek” cesaretiniz var mı?
 
Empat Koçu: Robyn Iacuone
 
 
Cuma günü bir yağış geçirdik, bizler için iyi olsada bazı kesimlerde yumurta büyüklüğünde yağan doludan arabaların camları kırılmış, tarlalarda zaiyat oluşmuştur. 
 
 

 
Sahafa uğradığımda bu sıcakta, sahibi, hava sıcak ben size soğuk ve büyük bardakta su vereyim dedi sağolsun diyorum bende.
 

İNSAN ŞİBUMİYİ ELDE ETMEZ ONU KEŞFEDER!...

Şibumi, sıradan olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükleri  anlatır. O kadar doğru bir söz ki, cesaretle söylenmesine gerek yok. O kadar dokunaklı bir olay ki, güzel olmasına gerek yok. O kadar dokunaklı bir olay ki, güzel olmasına gerek yok. O kadar gerçek ki, sahici olmasına gerek yok…
Şibumi demek, bilgiden çok anlayış demek. İfade dolu bir sessizlik demek. Kendini kanıtama gereği duymayan bir alçak gönüllük demek. Sanatta şibumi zarif bir basitliği ifade eder. Buna “sabi” denir. Felsefedeyse kendini “wabi” olarak gösterir.  Oyunda  Go’dur. Go’nun kaybedeni ya kazananı olmaz… Tıpkı şibumi gibi…
Büyük bir ruhsal rahatlıktır ama pasiflik değildir. Bir insanın kişiliğindeyse, hakimiyet peşinde olmayan otoritedir.
İnsan şibumiyi elde etmez. Ancak onu keşfeder.
Bunu yapabilen pek az sayıda üstün nitelikli insan vardır.
İnsan şibumi düzeyine gelmek için çok şey öğrenmelidir denemez. Aksine, daha çok, bilgilerden geçip basitliğe varmak olarak ele alınabilir.
Bir insanın en büyük amacı şibumi düzeyinde biri olmaksa, son derece sakin bir kişilikle, sessizlikle davranmaktır.
Şükranını ya da yüce duygularını yetersiz sözcüklerle ifade etmeye çalışmamaktır. Şibumide sözcük çok önemlidir.
Bir şey varsa o gerçektir ve sadece yaşanarak açığa çıkar.
 

Migrosa uğradı isek
 

Bundan 5 gün önce doğum günüm idi, diyetisyen ödülde verince, tek başına minik bir pasta ile kutladığım bir gün ortaya çıktı.
 

Kendime aldığım doğum günü hediyelerim. İstanbul karnaval üçlemesi oluyor bu seri. Serinin ilk kitabını 2022 yılında okumuşum:))
 
 
Alıcam alıcam derken ancak sıra geldi:)))
 

Kaldımı böyle komşu????????????


 
Baba 🌸🕊️

~Kimine göre bir kalkan,
~Kimine göre bir duvar.
~Kimine göre sevgisiyle sarıp sarmalayan, 🌸

 
Ölmüş olan babalarımızın mekanları cennet, yaşayanlarında ömrü uzun olsun.
 
 BABALAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN…🌺💙

Herşeyin ticarete döküldüğü bir zamanda en ucuza gidendir Baba.
Duygularını ifade edemez çoğu zaman. Etmeye kalksa da pek anlaşılmaz zaten.
Ömür törpüsü bir iş içersinde maaş tan iki gün sonra bir sonraki ayın hesabını yapmaya başlar.
Siz görmez sanırsınız hafiften yıpranmış ayakkabıyı.
Lekeli gömleği.
Yıllardır değiştirmediği el örgüsü süveteri. Görür görmesinede ondan önce gelenler vardır onun için.
Ufaklığın doğum günü gibi.
Liseye gidenin dershane taksidi gibi.
Sonra askerin harçlığı gibi.
Bir babanın önceliği hiç bir zaman kendisi olmaz. Olamaz.
Duvarda solgun bir resimdir o.
Varlığı kimseyi memnun etmez çoğu zaman ama yokluğu gün ortasına vuran güneş tutulmasına benzer.
 Bir anda kararır yer gök.
Yıkılır koca bir çınar.
Onlar ağlayamaz sizinle belki ama sizin bir gözyaşınıza dünyaları yıkarlar. Olur olmaz sarılmayı da bilmezler.
Çünkü yürekleri zaten sizinle dolu.
Diyeceğim o mahzun gözlü , hayatın her darbesine mertçe gülen adamlara iyi bakın. İyi bakın babalara  
Emin olun çarşıda pazarda ettiği değerin çok üzerinde o insanlar.
Bir gömlek. Bir ayakkabı yerine bir sarılma anı verin onlara.
Bir kucaklaşma.
İyi ki varsın deyin.
Yanağınıza sürmeye korktuğu avucunun nasırından öpün .
Bunun bir dahası olmayabilir çünkü...
Kutlu olsun babalar günü... 🤲🙋💪
Baba olmanın erdemini yaşayan her babaya...
Çocuğuna babalık  yapanlara kutlu olsun babalar günü...🤲🙋💪
Yılmaz Pirinççi...
 
Bayramda gönlünüzce hareket edin, ben evdeyim okumadığım gazetelerimi okuyacağım, hoşçakalın
 

 


KURBAN BAYRAMI

KURBAN BAYRAMI

 

 

Kalpten kalbe sapasağlam köprülerle, temiz dua ve dileklerle herkesin Kurban Bayramı kutlu olsun.