YALAN NÜFUS ETMİŞ İNSANLARIN DİLİNE "DOĞRUYU SÖYLEMEK GEREKİRSE ..." DİYE BİR KALIP VAR

30 Haziran 2024

YALAN NÜFUS ETMİŞ İNSANLARIN DİLİNE "DOĞRUYU SÖYLEMEK GEREKİRSE ..." DİYE BİR KALIP VAR

 

 
TOKSİK İNSAN DAVRANIŞLARI
HÜLYA REİS
 
TOKSİK İNSAN davranışlarına verilebilecek tepkiye dair Dalai Lama "Negatif insanları bırakın.Onlar sadece başkaları hakkında şikayetleri, sorunları, felaket hikayeleri, korkuları ve yargıları paylaşmak için ortaya çıkıyorlar.
Biri pisliklerini atacak bir çöp arıyorsa emin ol o senin zihnin değil"
demekte...
İlişkilerimizi detoks yapmayı nadiren düşünürüz, ancak hayatımızdaki bazı insanlarla statükoyu sürdürmek zihinsel, duygusal ve hatta fiziksel zarara neden olabilir.
Zira İstismar sadece cinsel değildir.
Özellikle "Narsisist istismar", patolojik bir narsistin başka bir bireyi hedef alıp onu travmaya maruz bırakmasıyla gerçekleşen  bir tür psiko-duygusal istismardır.
Zehirli bir ilişkinin, ilgili kişilerin kötü olduğu anlamına gelmediğini önceden söylemek önemlidir.
İnsanların iyi, kötü, doğru ya da yanlış olması durumundan ziyade( ki bu tarz bir niteleme tamamen kişisel bir çıkarımdır) bu daha çok uyum eksikliği, etkili iletişim kurabilme ya da sosyal beceriler eksikliği olarak görülebilir.
ABD merkezli bir iletişim uzmanı ve yazar olan Lillian Glass, onları enerjinizi tüketen, öz saygınızı azaltan, sizi hasta veya yetersiz hissettiren veya sizi zayıflatan kişiler olarak tanımlıyor.
Arkasını görmekten hoşlanmadığımız, uğraşmaktan korktuğumuz ve içimizdeki en kötüyü ortaya çıkaran 🙁  insanlar bunlar...
Bu insanlar, başkalarının kendinden emin ve rahat hissetmesini zorlaştıran davranışlar ve özellikler sergiler.
Bu özellikler ve davranışlar toksik olarak tanımlanabilir ve bazıları bunları bazen sergilerken, diğerleri çok sık sergiler.
Bu bireylerin toksik kişilikleri olduğu söylenebilir.
Başkalarına saldırmak, onları incitmek ve onlara zorbalık etme ihtiyacı kendini sevme eksikliğinden kaynaklanır.
Çok net ki Sevgi dolu bir insan asla başka bir insanı incitmeye çalışmaz.
Mutlu bir insan, bir başkasını mutsuz etmek istemeyecektir.
Bunu yapacak olan sadece kendileriyle barışık olmayan ve söylediği ve yaptığı şey, kendi gerçekliklerinin, kendi hayallerinin bir yansıması olanlardır.
Yazar Christian Baloga 'nın dediği gibi ;
"Zehirli kelimelere aldırış etmeyin.
İnsanların söyledikleri genellikle kendilerinin bir yansımasıdır, sizin değil. "

____________________
Muhtemelen bu insanlardan bazılarını tanıyorsunuz veya bir süre sonra onları tanıyabilirsiniz:
Aramızdaki olası sosyopatların özelliklerini tespit etmek için akıl sağlığı uzmanı olmamıza gerek yok 😉
Muhtaç :
Bu insanlar sürekli olarak zamanımıza ve ilgimize ihtiyaç duyarlar ve yaptığımız hiçbir şey onları tatmin etmek için yeterli olmayacak.
Sorunları diğerlerinden daha büyüktür ve biraz desteğe ihtiyacımız olduğunda asla bizim için müsait olmayacaklardır.
Eleştirmen:
Onlar ya herkesi ve her şeyi eleştiriyorlar ya da sert bir şekilde yargılıyorlar. Hiçbir şey tam olarak doğru değildir ve onları neşelendirmeye veya harika bir şeye işaret etmeye gelince kazanamazsınız. Fikir ve başarılarınıza soğuk su atacaklar ve size neşe veren şeyleri her daim küçümseyeceklerdir.
Zorba:
Tıpkı okul bahçesindeki zorbalar gibi, bu insanlar da özgüvenimizden ödün vermemiz için ellerinden geleni yapıyorlar. Hassas noktalarımızın tam olarak nerede olduğunu bilirler ve onları bizi zayıflatmak için kullanırlar.
Manipülatör:
Bu kişi, bize hayır deme şansı vermeden yapmak istemediğimiz veya yapmak için zamanımız olmayan şeyleri yaptırabilir. İstedikleri zaman elde etmelerinin bir yolu vardır.
Çoğunlukla da stratejileri inceliklidir
ve ne olduğunu anlamadan önce kendimizi manevra halinde bulabiliriz.
Duygusal şantaj, Manipulator'ün en sevdiği araçtır.
Yalancı:
Yaptıkları ve söyledikleri şeylerde dürüst olmayan bu kişiler başkalarını hayal kırıklığına uğratırlar, samimiyetsizdirler ve hiçbir sorumluluk duyguları yoktur.
Pek çok bahaneleri vardır ama davranışları için gerçekten pişmanlık duyuyor gibi de görünmüyorlar.
Pasif agresif:
Onları cevap veremeyeceğiniz tüm ima ve sinsi sözlerinden tanıyabilirsiniz.
Her şeye karışan:
Bu tip sürekli olarak herkesin işindedir ve nereye giderse gitsin sorun çıkarır çünkü her şeye hakkı olduğuna inanan bu kişiler en iyisini bildiklerini düşünürler.
Yıkıcı şekillerde dedikodu yapar, araya girer ve çabaları durumu daha da kötüleştirdiğinde masumiyetlerini savunurlar.
Davranışlarını ilgi ve sevgi ile ya da başka bir uhrevi his ile giydirirler, ancak güdüleri her zaman asil değildir.
Bu kişiler kulağa aşikar gelse de, işlerinde incelikli olabilirler ve özgüvenimizi sessizce kaybettirebilirler
_______________
** Onlara izin verirsek sevincimizi, coşkumuzu ve çağrımızı çalacaklar.
Böyle insanlarla karşılaştığımızda onlara zaman veya fırsat vermemizve  dolayısı ile kendilerini bizde projekte etmelerine izin vermemizaslen bizim de bu tarz bir gölgemiz olduğu anlamına gelir.
** Fakat böyle bir projeksiyona uygun olmayan kişiler bu tarz insanları da muhatap almayacaklar  
ve kişinin davranışı da sönümleyecektir.Bu sebeple bu özellikteki bir kişi ile herhangi bir yakınlığımız yoksa etkili bir koruyucu duvar inşa etmekten başka yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur.
Ayrıca, bir ilişki şiddet içeriyorsa, mesafe vermekten başka seçeneğimiz yoktur.
Bu durumlarda, o kişiyi hayatımızdan çıkarmak tek çözümdür.
Romantik ilişkilerde bu, ayrılık anlamına gelir.
Ancak yakın olduğumuz ilişkilerde
( anne, baba, evlat veya yine eş de )
İlişkideki stresi veya zehirli anları tamamen ortadan kaldıramayız veya değiştiremeyiz.
Bunun yerine, bir duruma tepki vermek yerine ona yanıt vermeyi öğrenmeniz gerekir.
Yanıt, kontrolü elimizde tutmamıza izin veren düşünülmüş bir yaklaşımdır.
Bu, herhangi bir ilişkide ilerlemenin yoludur:
Toksik olanları daha olumlu bir şeye dönüştürmek ve bize gerektiğinde büyük değişiklikler yapma gücü verecektir.
Görüyoruz ki, kendimize karşı güven ve sevgi duyduğumuzda, insanlar bize ne kadar zorbalık yapmaya çalışırsa çalışsınlar ve bize ne kadar zarar vermeye çalışırlarsa çalışsınlar, artık onların davranışlarından etkilenmeyeceğiz, hatta cilalanacağız 😉
Aslında Chris Colfer özetlemiş ;
“İnsanlar seni defalarca incittiğinde, onları zımpara kağıdı gibi düşünün; Seni biraz tırmalayıp incitebilirler ama sonunda cilalanmış olursun ve işe yaramaz hale gelirler. "

 
Hülya Reis’ten alıntı
 

 
Hepinize güzel sağlıklı başarılı huzurlu mutlu bir hafta diliyorum. Ben bildiğiniz gibiyim, sıcaklardan farıyorum, kitaplarımı okuyorum genelde, arada alışverişteyim, film filan hakgetire bir şey izleyemiyorum bu ara. 
 
 
Durakta gölgede uyuyan bir güzel...
 


Haziran ayında okuduklarım bunlar...
 



Bu aralar pek kitap aldığım yok, sadece İclal hanımın son kitabını sipariş verdim.
 
Pek birşey de dinlemedim, Sıla hariç,

 
Sadece bu aralar youtube da sağlık için frekans müzikleri dinliyorum, 
 
 
Kendime smothie blender aldım, smothie hazırlıyorum bu aralar.... 
Badem sütü ve karışık dondurulmuş meyve, yulaf ve ceviz ile hazırlıyorum.
 

Televizyon karıncalı, insan netti
Dertlinin derdi, dertsize dertti
Evcilik oyunu,oyundan ibaretti
Eskiden hayat daha güzeldi.....

Herkesin evi, herkesin eviydi
Veresiye defteri yoksulun cebiydi
Her semtte yalnız bir kişi deliydi
Eskiden hayat daha güzeldi...

Büyüklere saygı çok büyüktü
Şimdi büyükler boynunu büktü
Elmalar elma,erikler erikti
Eskiden hayat daha güzeldi...

Köyler, şehirlerden farklıydı
Gelinler utangaç, duvaklıydı
Damlar üzümlü,sokak kavaklıydı
Eskiden hayat daha güzeldi...

Her kapıda ikram edilen su vardı
Kavunun, karpuzun kokusu vardı         
Çocuklarda bile Allah korkusu vardı
Eskiden hayat daha güzeldi....

Doyardık, ekmeğe sürülen salçayla
Kumaşcı teyzeler gezerdi bohçayla
Yastık altını değişmemiştik bankayla
Eskiden hayat daha güzeldi...

Eksik olmaz dı yatılı misafir
Hasta etmezdi ne çamur, ne kir
Zenginden daha çok gülerdi fakir
Eskiden hayat daha güzeldi....

Nineler göz nuru kazaklar örerdi
Abiler eskitir, kardeşler giyerdi
Mahalle dünya kadar bir yerdi
Eskiden hayat daha güzeldi..

Diziler bile mahalleyi anlatırdı
Dönmeyen asker mahalleyi ağlatırdı
Jeton sarı sarı,mektup satır satırdı
Eskiden hayat daha güzeldi....

Kavgalar nadir,küslükler günlüktü
Ev sobalı, merdiven altı kömürlüktü
Pantolon yamalı, nikahlar ömürlüktü
Eskiden hayat daha güzeldi...
 
Şiir: Halis Ünlü 
 

 
 

 



BCP BLOGGER CANLANDIRMA PROJESİ HAZIRAN AYI OKUDUKLARIM 2024/43-44 BİR ÇÖPÜN HİKAYESİ YUAN HUAN'IN KULÜBESİ

BCP BLOGGER CANLANDIRMA PROJESİ HAZIRAN AYI  OKUDUKLARIM 2024/43-44 BİR ÇÖPÜN HİKAYESİ  YUAN HUAN'IN KULÜBESİ

 

 

 RİSK ALTINDA 2010

Ünlü bir cinayet romanı yazarının siyasi hayallerini daha ileri taşıma yolculuğunu konu alan bir filmi izleme deneyiminden bahsetmek istiyorum. Kendine özgü bir atmosferi ve kaliteli oyuncu kadrosu ile beni adeta kendine çeken bu film, izleyiciyi hiç bilmediği bir dünyanın içine çekiyor.

Bu filmde, cinayet romanlarına damga vuran ünlü bir yazarın, siyasi hedeflerini gerçekleştirebilmek için sıradışı bir çözüm yolu bulmaya çalıştığına şahit oluyoruz. Yazarın hedefi, çok eskiden işlenmiş ve çözülmemiş bir cinayeti çözerek siyasi arenada küllerinden yeniden doğmaktır.

Öyle ki, cinayetin çözülmesiyle birlikte yazarın hem siyasi kariyeri hem de yazdığı kitaplar yeni bir ivme kazanır. Tabii ki, bu süreçte izleyiciyi sürekli şaşırtmayı başaran bir dizi beklenmedik olay ve sürprizlerin onları beklediğini belirtmeliyim.

Sadece cinayet romanlarını sevenler için değil, aynı zamanda politika ve entrika severler için de kaçırılmayacak bir film olduğunu söyleyebilirim.

 


DRAGONKEEPER 2024

 

Antik Çin'in kaderi, kalan son ejderha yumurtasını bulması ve kaderini gerçekleştirmesi gereken genç bir kızın omuzlarındadır.

Çocuk kategorisinde izlediğim filmdi.

 


Ezber bozan kalemiyle çocuk ve gençlik edebiyatımıza pek çok yenilikçi eser kazandıran Miyase Sertbarut’un, okumaya mesafeli duran çocuklardan esinlenerek yazdığı Yuan Huan’ın Kulübesi, beş mucizevi hikâyeyi dikkat çekici bir üst kurguyla birleştiren, merak uyandırıcı bir roman. Başta kitapların renkli dünyasına ısınamayanlar olmak üzere, 9 yaşını aşmış her yaştan okurunu gözü pek bir hikâye avcısına dönüştürmeyi vadeden bu heyecan dolu serüven; yerel ile evrenseli, geleneksel ile dijitali bir araya getirerek, zamanı ve mekânı genişleten, enfes bir anlatım sunuyor. “Herkesin bir hikâyesi vardır,” düşüncesi izleğinde, çocukları eleştirel okumaya yönlendiren Yuan Huan’ın Kulübesi; hikâyelerin ölümsüzlüğüne vurgu yaparak, aslolanın onları aktarma yöntemlerini çeşitlendirmek ve geleceğe taşımak olduğunu savunuyor. İlhami, oyun olsun diye girdiği bir telefon kulübesinin ahizesinden tuhaf hikâyeler dinlemeye başlar. Geçmiş ile bugün arasında sıkışıp kalan işçi çocukların, parmaklıklar ardında büyüyen çocukların, hatta okula gitmek istedikleri halde gidemeyen çocukların gizemli hayatlarına tanıklık eden kahramanımızın aklına parlak bir fikir gelir. Dinlediği hikâyeleri Türkçe ödevi için kullanacaktır. Kitap okumayı sevmeyen İlhami için işler yoluna girmiş gibidir. Ancak unuttuğu önemli bir ayrıntı vardır. Ya okuduğu kitabı okula getirmesini isteseler? Peki, adını Yuan Huan olarak uydurduğu Çinli bir yazar gerçekte var mıdır? Bant kaydı sandığı sesin ardında yatan sır nedir? İlhami’nin zihni son hikâyeye kadar karmakarışıktır. Yoksa, anlattığı yalanlara artık kendi de mi inanmaktadır?.. İçindeki gizli hikâyeciyi, Çinli yazar Yuan Huan’a atfettiği ters köşe hikâyeler ile açığa çıkaran Miyase Sertbarut, İlhami’yi ve dolaylı olarak bütün okurlarını esrarengiz bir edebiyat evrenine konuk ederek, benzersiz bir kitap deneyimi yaşatıyor. Çok katmanlı metnini daha da derinleştirmek adına aralara gizem tohumları serpiştirmekten kendini alıkoyamayan yazar, Yuan Huan'ın Kulübesi'nde yanıtını aradığı cevapsız sorularıyla okurunun kitapla olan etkileşimini arttırıyor ve geniş geniş düşündürüyor. (Tanıtım Bülteninden)

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;

Kitap kurgusu ile çok güzeldi. Okumayı sevmeyen İlhami'nin yaşadığı maceralı ve gizemli olaylar konu alınmıştı

KİTAPTAN ALINTILAR;

Kitabın ince yada kalın olması içindekini önemli ya da önemsiz yapmaz.

*****

Bazı insanlar, kitap okurken hikâyedeki karakterlerin odada dolaşmaya başladığını hisseder. Yani her şey üç boyutlu bir film gibi izlenebilir hâle gelir...

*****

Siz isterseniz zaman genişler.

*****

Doğru kitapla henüz karşılaşmış olmayabilirsin.

*****

Hikayeler bazen insanı üzer.

*****

İyi bir kitap tüm bağlantılardan daha değerlidir.

*****

Herkesin bir hikayesi vardır. Hepsi kıymetlidir ; bilmek istersin, duymak, dinlemek istersin, anlatırlarsa kendi hayatına eklersin. Çünkü dünya en büyük hikayedir ve yazılmaya devam etmektedir. 

*****


A GREYHOUND OF A GIRL 2023 

Mary'nin evdeki hayatı iki ağabeyiyle, futbolla ve dondurulmuş paket servislerle çevrelenirken, büyükannesiyle birlikte asi ruhunu ve ev yapımı yemek sevgisini serbest bırakır. Ancak büyükannemin mutfakta olduğu mutlu günler artık sayılı. Aynı zamanda, Mary'nin hayatında ona, annesine ve büyükannesine aile tarihi boyunca bir yolculukta eşlik etmeye hazır gizemli bir kadın belirir. 

Severek izledim.....

 


 Ortalama bir insanın, bir yılda, kendi ağırlığının dört katı çöp ürettiğini biliyor muydunuz? Peki ya geri dönüştürülmüş kâğıtların her bir metresiyle on metrelik bir ağacın kurtarıldığını? Bunun gibi daha pek çok şaşırtıcı bilgiyle dolu bu kitapla kâğıtların, pet şişelerin, konserve kutularının arasında keyifli bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz? Burnunuzu tıkamayı unutmayın sakın! Bizden söylemesi.

Çöpün ilk tarihten bu tarihe kadar evrimi anlatılmış.





OKUDUKLARIM 2024/42 MİSAFİR ODASI

25 Haziran 2024

OKUDUKLARIM 2024/42 MİSAFİR ODASI

 

 
Melbourne’da yaşayan yazar Helen, evinin misafir odasını üç haftalık bir ziyaret amacıyla Sydney’den gelen arkadaşı Nicola için hazırlar. Bu sıradan bir ziyaret değildir: Nicola ileri evre kanser hastasıdır ve onu iyileştireceğine inandığı bir alternatif tedavi için gelmiştir. Helen bu süreçte onun dostu, bakıcısı, koruyucusu olmaya gönüllüdür, ancak Nicola’nın gördüğü tedavinin niteliği ve gerçeklerden kopuk hali Helen’da şüphe uyandırmaya, anlam veremediği bir öfkeyi su yüzüne çıkarmaya başlar. İki kadının uzun yıllara yayılan dostluğu nihai bir sınavdan geçecek, Helen içinde barındırdığını bilmediği hislerle ve kendi sınırlarıyla yüzleşecektir. Misafir Odası ölüme dair büyük sözler etmeyen, bu kaçınılmaz sona ve ona eşlik eden duygulara gündelik hayatın ayrıntıları ve bir dostluğun inişli çıkışlı ritmi aracılığıyla yaklaşan, ele aldığı konunun zorluğuna rağmen hiç beklenmedik anlarda mizaha ve neşeye de yer açan unutulmayacak bir roman. Roza Hakmen’in Türkçesiyle. “Kusursuz bir roman.” - Peter Carey “Garner’ın en iyi kitabı.” - James Wood, 
The New Yorker “Edebiyatın en önemli konuları ele alabileceğini ve alması gerektiğini, çünkü bunu sanatın başka türlerinin yapamadığı biçimlerde yaptığını hatırlatan bir kitap.” - 
Claire Messud, Newsweek “Öylesine duyarlı, hüzünlü, komik ve canlı bir kitap ki raflarda özel bir yeri hak ediyor.” - Diana Athill, The Daily Telegraph
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Bu hastalıkla uğraşan bir yakınınız varsa, yaşadıklarınızdan ve deneyimlerinizden çok şey bulabilirsiniz.
Dram severler kaçırmasın.
 
KİTAPTA ALTINI ÇİZDİKLERİM;
 
Bir başkasının yatacağı yeri hazırlamak bir ayrıcalıktır.
Elizbeth JOLLEY
*****
Toplumumuzda kanserin en önemli nedeni strestir. Stres içimizde pusuya yatmış her kötülüğe karşı bizi savunmasız kılar.
*****
Yıldırım çarpan ve hayatta kalan insanların kanserleri küçülüp yok olur.
*****
Kimi kanser türlerinde vakaların ekvator civarında çok daha az olduğu biliniyor. Bu söylediğim nitelikli, sağlam araştırmalaradayanıyor, yayımlanalı henüz birkaç ay oldu.
*****
Evinizin altındaki toprakta bir çatlak, elektromanyetik alanı bozabilir. Almanyadaki kanser hastalarının oldukça yüksek bir yüzdesi bu tür bir çatlağın üstünde yaşamaktadır.
*****
Yüksek dozlarda C vitamini kanser kütlelerini öldürüp bağışıklık sistemini güçlendirir. Ozon sauna kürümüz ise köklü doğal tedavi yaklaşımını temel almaktadır. Toksinlerin terle atılması. Birçok doktor bunları bilmez. Ama nitelikli bilimdir.
*****
Aile hekimleri tanımadıkları hastaya morfin vermez.
*****
Ölüm inkar edilemez. İnkar etmeye uğraşmak kendini beğenmişliktir. Deliliği ruha sokar. Erdemleri kovar. Dostluğa zehir zerkeder ve sevgiyi gülünçleştirir.
*****
Bazı insanlar ölümün kendilerine yaklaştığı gerçeğiyle asla yüzleşmiyor. Son nefeslerine kadar mücadeleye devam ediyorlar.
*****
Gerçeklerden kopmak bir tür deliliktir. Oldukça da yaygındır.
*****
İnsan hastalanınca ailesinin yanına gider.
*****
Öfkeli bir insanım. Öfke benim fabrika ayarım.
*****
Öteden beri kederin en yorucu duygu olduğunu düşünürdüm. Fakat şimdi en yorucusunun öfke olduğunu anlamıştım.
*****
Ben hayatım boyunca, hissettiklerimle insanların canını sıkmaktan kaçındım.
*****
İnsanlar seni niye seviyor?
Kişiliğin yüzünden olabilir mi acaba?
Müthiş sadık bir arkadaş olman mesela. Kimseye hınç beslediğinin görülmemiş olması.
*****
Bana bakma zahmetine giren herkes paranın satın alabileceği her şeye layıktır.
*****
İnsan ölünce bir parçası vücudundan dışarı uçuyor.
Adı da ruh.
*****
Yapmadığınşeyler yüzünden pişmanlık duyma. 
Onlar geçmişe ait.
Geçmişi bırak.
*****

 
 
KİTAPTAN MÜZİKLER;
 

İNSAN OLARAK DOĞUP MİKROP OLARAK ÖLÜYORUZ ( BEYİNDE ARARKEN BAĞIRSAKTA BULDUM)

23 Haziran 2024

İNSAN OLARAK DOĞUP MİKROP OLARAK ÖLÜYORUZ ( BEYİNDE ARARKEN BAĞIRSAKTA BULDUM)

 

 
"...Derin bir yara iziniz varsa, o bir kapıdır; eski, çok eski bir öykünüz varsa, o da bir kapıdır.
Gökyüzünü ve suyu tahammül edemeyecek kadar çok seviyorsanız, o bir kapıdır. Daha derin bir hayatı, eksiksiz bir hayatı, makul bir hayatı özlüyorsanız, o da bir kapıdır..."

Clarissa P. Estes 
 

 
TİTREŞİMİNİZİ YÜKSELTMEK İÇİN:
 
*Pozitif seçimler yapın
*Zorluklarla yüzleşin
*İyimser olun
*Başkalarını destekleyin
*Konfor alanınızdan dışarı çıkın
*Hayatın iyi olduğuna inanın
*Sahip olduklarınızın kıymetini bilin
*Sağduyulu olun
*Spontane hareket edin
*Akışa uyum sağlayın
*Ağız dolusu kahkahalar atın
*Kocaman gülümseyin 
 

 
Her sabah bir çocuk uyanır içimde.
Her şeye inat gülümseyerek.
Umursamadığımdan değil, duyumsadığımdan hayatı.
Hesapsızdır yaşamak, alıp verdiğim nefes bile emanetken...
 
Nazım Hikmet Ran 
 

 
SİZCE DE ÖNEMLİ OLAN NEDİR?
 
Hazır olun ya da olmayın, bir gün sona geleceksiniz. O gün geldiğinde Zenginliğiniz, hıncınız kininiz, öfkeleriniz, hayal kırıklarınız, umutlarınız, tutkularınız, planlarınız ve yapmak istediklerinizin hiçbir önemi kalmayacak..
Öyleyse önemli olan nedir?
Yaşadığımız günlerin değeri neyle ölçülür.
- Önemli olan, ne aldığınız değil, ne verdiğinizdir.
- Önemli olan, öğrendikleriniz değil, öğrettiklerinizdir.
- Önemli olan, doğruluk, dürüstlük, merhamet, fedakarlık ve cesaretle atmış olduğumuz her adımla, başka yaşamları zenginleştirmiş olmanızdır.
- Önemli olan, yetenekleriniz değil, karakterinizdir.
- Önemli olan, diğer insanları yüreklendiren, onların sizi takip etmesini sağlayan örnek bir insan olmaktır.
- Önemli olan kaç kişi tanıdığınız değil, siz gittiğinizde ebedi bir yoksunluk hissedecek olan insanların sayısıdır.
- Önemli olan, hatıralarınız değil, sizi sevenlerin kalbinde yaşayacak olan hatıralarınızdır.
- Önemli olan, ne kadar uzun süre hatırlanacağınız değil, kimler tarafından ne şekilde hatırlanacağınızdır.
- Önemli bir hayat yaşamak rastlantıyla olmaz.
- Önemli olan, koşullar değil, seçimlerinizdir.
- Önemli bir hayat yaşamayı seçin...!
 
Michael Josephson 
 

Hepinize güzel bir hafta diliyorum, ben bildiğiniz gibi monoton fazla harekete sahip olmayan bir hayat yaşıyorum. Bu haftanın tek hareketi bayram sonunda Bursa'dan gelen lise arkadaşım ve bir lise arkadaşımızla da bir araya gelmek ve hoşça vakit geçirmek ve sohbet etmekti.... 
 
Bahçede ektiklerimiz ile uğraşıyoruz ama bir sorunumuz var danaburnu var ve 3 tane domates fidesini ç,içekte iken öldürdü, umarım diğerlerine dokunmaz.
 
Roman bir bayan bugün izin isteyip yaprak topladı, birkaç senedir geliyor zaten tanıyoruz, eşi de felçli yeni yeni ayaklandı diyebiliriz. Fakat asıl konu çocukları bu ailenin, ben anneyi tebrik ettim, bir oğlu savcı olmuş bir diğer oğlu da 1 sene sonra elektrik elektronik mühendisi çıkıyormuş.  Hani genelde haylaz, okumaz deniliyor ya bak okumuş güzelde meslek sahibi olmuşlar. Nasıl okudular zorladın mı dedim, yok dedi soya çekim soyda doktor var, hemşire var, öğretmen var. Zaten ilkokulda müdür çağırmıştı beni okula, sen bu çocuklara ne yediriyorsun zehir gibi çocukların zekası dedi diyor. Hayvan bakıyordum süt verdim, yoğurt verdim, peynir yaptım yedirdim özel bir şey yok dedim dedi. Bizde yedik, süt, peynir, yoğurt ama olmadı mı olmuyor:))))
 
 
Bu semiz otu tohumunu komşum köyden getirdi bir kaç yıl önce, kendi bahçesinden benim bahçeye şöyle bir savurdu, öyle öyle derken çoğaldı tohum filan da aldık, hatta bir arkadaşa gönderdim birazını. Bunlar bana kalan tohumdan çıkanlar. Bu komşum geçen haftadan önceki hafta kardeşinin torununun sünnet düğünü için başka bir şehre gitti. Orada bahçeden apartmana girerken eline leğen vermişler (düğün yemeği kısmından) o da elinde leğen asansörü çağırmış, asansör gelmiş, fakat asansör tabanı 4 parmak yukarıda kalıyormuş, komşum farketmiyor ayağı takılıyor, asansör içine düşüyor, 2 kolunu da kırıyor. Umarım tez zamanda iyileşir. Bu resmin altına hafiften kullandığı eliyle şöyle bir not düşmüş;
 
Komşuda kalmadı bizim bahçede olanın köküne kibrit suyu bende ilgilenmiyorum artık.
🤔🤔 
 
Eh bu yazıya bende şöyle cevap verdim;
bizden veririz sanada biraz
 


 Bayramlar eski bayram değil, biraz bu dergiye vakit ayırdım.
 

Sahaf ziyaretimden.....
 

 

Parkın müdavimlerinden biri...
 
 
ÇOK AKUSTİK
 
SILA 
 

İZLEDİKLERİM 2024/9

İZLEDİKLERİM 2024/9

 

 
BEYAZ KUŞ 2024
 

İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi işgali altındaki Fransa'da bir grup insan tarafından saklanan genç bir Yahudi kız olan Lily'nin hikayesini anlatan 2023 yapımı bir dram filmidir.

11 yaşındaki Julian Albans, yüz deformitesi ile doğmuş bir sınıf arkadaşını küçümseyen zorba bir çocuktur. Büyükannesi Sara, Julian'a geçmişte Nazi işgali sırasında yaşadığı bir olayı anlatır. Bu olayda, Sara ve ailesi, Lily adında Yahudi bir kızı evlerinde saklarlar. Julian, Lily'nin hikayesini dinlerken önyargılarını sorgulamaya başlar ve empati yeteneğini geliştirir.

Nazi ve Yahudi konuları ilgimi çekmiştir her zaman, güzeldi..

SECRET NAME 2021

Cephede hemşirelik yapan ve sefil bir hayat süren Neile, bir gün gözlerinin önünde öldüğünü sandığı soylu bir kadın olan Rose’un kimliğini alır ve onun yerine Madame Rose’un okuyucusu olarak bir malikanede işe başlar. Zamanla onun işe alınmasını sağlayan Eléonore’un yeğeni ondan şüphelenmeye başlayınca bu işi kaybetmemek için elinden geleni yapar. Neile’nin söylediği yalanlar beklentilerinin ötesine geçer
 
Roman tadında bir film, yalnız bir kaç sahneyi görmezden gelirseniz.

OKUDUKLARIM 2024/41 KAPALIÇARŞI

20 Haziran 2024

OKUDUKLARIM 2024/41 KAPALIÇARŞI

 

 
1450’lerin ikinci yarısı, aylardan ağustostu. Marmara Adası’ndan yola çıkan mavnanın, Fatih Sultan Mehmed’in şehrine, İstanbul’a taşıdığı yük, mermer levhalardı. Nice badireden sonra tek bir mermer levha karaya ulaşabildi. Ama Kapalıçarşı’yı bezemek için daha çok mermere ihtiyaç vardı. Taşların sırrına eren Nazar Usta’nın iksirle çoğalttığı mermerler Trakya’dan gelen arkadaşlarıyla birleşince Kapalıçarşı’yı donatmanın önünde bir engel kalmadı. Ustanın el emeğiyle çarşıdaki dükkânlar bereketlendi ve çarşı, şehr-i İstanbul’un gözbebeği oldu. Fuat Sevimay mermerinden zanaatkârına, sultanından mimarına, esnafından müşterisine Kapalıçarşı’nın ruhunu ve o ruhu oluşturan efsunu, eğlenceli bir dille anlatıyor. Gerçekle hayalin, ciddiyetle mizahın iç içe geçtiği Kapalıçarşı, okuru çarşının sokaklarında, kuytu köşelerinde olduğu kadar yüzyıllar arasında da keyifle gezdirecek.

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;
 
İlk defa okuduğum bir yazardı, kitabını severek okudum. Kapalıçarşının yapılış hikayesini bir de bu kitaptan okuyabilirsiniz bence. Marmara adasından kapalıçarşının yapımı için gelen mermerlerin insanların başına getirdikleri ilginç bir şekilde anlatılmış.
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Allah sabredenlerle beraberdir.
*****
Ekmek kapısı ki hak kapısıdır.
*****
İman söz konusuysa bazen görüntü insanı aldatır.
*****
Aşkı için kendinden geçmeyen, gerçek aşık olamaz.
*****
Hem kötünün olmadığı yerde iyinin değeri de anlaşılmaz.
*****
Gözün gördüğü güzellik, sözün yanında nedir ki! Önemli olan harflerdir ve harflerden müteşekkil sözlerin güzelliğidir.
*****
Hiçbir kalp kusursuz, mükemmel değildir.
*****
İnsanın kendini bilmesi tüm bilimlerin başlangıcıdır. Sende kendini bileceksin. Senin ruhun insan ruhudur ve iyiliğin özüdür. Gel zaman git zaman o ruh, yine insan eliyle kötülüğe bulaşır. Hem kendinden hem elden. Başkasının zulmü, senin kötülüğüne zemin hazırlamamalı. Buna hakkın yok.
*****
Acıyı akıtmanın yolu, başkasının yarasını kanatmaktan geçmez.
******
Olmuşun önüne geçilmez ve acıyla felaket, esenlikle dirliğin at başıdır. 
Her iş olacağına varır.
İyiliği rehber edin.
*****
Bilmiyorlar mı ki Allah rızkı, dilediğine verir, dilediğinden kısar. Şüphesiz bunda inanan bir kavim için nimetler vardır.
Zümer Suresi 52. ayet
*****
Kötünün olmadığı yerde iyinin değeri anlaşılmaz. Varlığın ve zenginliğin keyfini çıkarırken de, rızkın kesilmesinde de, felakette de, iyi zamanda da, kötü zamanda da bir nimet aramak gerektir.
*****
Kimse noksan değil ve kimse de tam değildir.
*****
Çobanın niyeti olsa tekeden süt çıkarır.
*****
Balık tutmak dinlendirir, derdi tasayı unutturur derler, doğrudur.
*****
Kuran Fatiha'dan, Fatiha Besmele'den, Besmele be harfinden ibarettir. Bense o be harfinin altındaki noktayım.
Hazreti Ali
*****
Kerameti cüppede, sakalda, çarşafta arama. Cavidan rehberindir. Kendi yorumunu kendin yapacaksın.
*****
Akıl akıl, gel çengele takıl
*****
Duyduğum bir umuttur. Umut da fakirin ekmeğidir.
*****
İnsan çalışmalı ki mutlu olsun.
*****
Ruh haram akçeyle değil, aşkla aydınlanır.
*****
Devlet dairesine işi düşen bilir, içeri adım atmak bile meseledir.
*****
Ağaçtan maşa, abdaldan paşa olmaz.
*****
Herkes Hak önünde eşittir, kadın erkek birdir, mülk herkesindir.
*****
Bazen yalan, doğrudan daha tatlı gelir insana ve baskın çıkar.
*****
İnsanın içinde iyilik hep var olacaktır. Kötülüğün hep var olması gibi. 
*****
İyilik ve mutluluk insanın kalbinde, senin ve karşındakinin kalbindedir.
*****
Yaratılmış olan ilk madde kötü değildir ve kötülüğün kaynağı olamaz. Kötülük bir sınırlamadan başka bir iş değildir. Ruhun görevi özgürlükle, bu sınırlamanın üstesinden gelmektir.
*****
Hukuk var, nizam var. Hakkı yenen de hakkını arayıversin.
*****
Güzel kelimedir "hukuk". İnsana güven verir. Ne var ki bir zaman gelecek hukuk, muktedirlerin ve güç sahiplerinin borusu olacak. Üçe alınıp beşe satılacak. Anlamından geriye koca bir boşluk kalacak.
*****
Kimse olma kendin ol
*****
Çarşı'da esnaf zenginliğiyle değil, kişiliğiyle değer buluyorsa, iyi günde kötü günde dayanışma varsa, sonra söz hâlâ senetten çekten daha değerliyse, hepsi Ahilik geleneğinden bugüne taşınmış.
******
O kitaptan anladığım;
1- Küçük olaylar büyük olaylara yol açar
2- Günah insana mahsus yeter ki sakınmasını bil
3- Herkesin kaderi birbirine bağlıdır. 
*****
Kitap dediğin ciddi olmalı. Hayat gibi, yönetim gibi ciddiyeti elden bırakmamalı.
*****