"Basılan ilk romanım Yaseminler Tüter mi, Hâlâ? Ocak, 1985'de çıktı... Öte yandan, Yaseminler Tüter mi, Hâlâ, Eleni olarak doğan, Naciye'ye dönüşen, Türk kocasına dört çocuk doğurduktan sonra eski Hisar göçmeni bir Anadolu Rum'u ile evlenen bir kadının sahiciye yakın hikâyesidir. Ben yazdığımda Kıbrıs ve Kıbrıs'a benimki türden bir yaklaşım moda değildi - kitap yerini tam bulmadı. Türkler fazla Yunan yanlısı, Yunanlılar fazla Türk yanlısı buldulardı belki bundan sonra.."
Alev Alatlı
Her okuyuşumda içimin dalga dalga olduğunu bir tek Yasemin'lerde yaşadım. Her seferinde Naciye oldum paçalarım dolandı bacaklarıma. Peyker'e ağladım, Afroditi'yi bağrıma bastım her seferinde, Hasanimu ilk oğlum oldu. Arif'e çevremi verdim, Glafkos'un yatağında yasemin koktum.
Düşünülebilen her şeyin yaşanabildiğini, yaşanan hiçbir şeyin silinmediğini, her bulutun altında bir iz olduğunu yeniden bildim, yeniden bildim.
Koruk tadında bir yaşam bütün bunları düşündüren. Akdeniz sahillerinde sürüklenen başıboş bir yaprak, süt beyazı çırpı kollar. On birinde bir çocuk, Kaymaklı'nın Genabası. Eleni Klo Morias Naciye Arif, sen söyle bakalım, Yaseminler Tüter mi Hâlâ?
Ayşe Nalân Özübek
KİTAP HAKKINDA DÜŞÜNCELERİM;
Olaylar Kıbrısta geçiyor, hem hıristiyan hem müslüman olan yunanlı Eleninin yani Naciyenin hayatını konu almış bir kitap. Hiçbir yere ait olamayan, ağlayarak yaşayan, ağlayarak ölen bir bayanın yaşamı anlatılmış.
KİTAPTAN ALINTILAR;
Yunan ruhu bu. Bir bakarsınız nefret eder, bir bakarsınız sarılıp öper.
*****
Masum olan sadece çocuklardır.
*****
Cesaret kanda, akıl baştadır.
*****
Toprak benimdir demekle olmuyor efendi oğlum, seninse işleyeceksin.
*****
Siviller tarihi hatırlamaz!
Tarih, askerlerin ve mazohistlerin işidir!
*****
Nerede duyulmuş içkinin dert hallettiği.
*****
Felaket, soyluyla soysuzu birleştiriyordu anlaşılan.
*****
Bir kere sorgulamaya başladığın an asla geri dönüş olmayacağını bil. Erkenden göçenler bunun ispatıdır.
*****
Her şeyin bir zamanı vardır ve her zamanın bir amacı.
*****
Cıgara yakmak için cehennemden ateş alınmaz, Afroditi
*****
Ne kadar emek verirsen o kadar senin olur. Çocuk da böyledir, kadın da böyledir, bahçe de böyledir.
*****
Dudaklarımız aynı toprakla dolar, kemiklerimiz birbirine dolanırken ve iskeletimizi bembeyaz sıyırınca böcekler, söyle, kim ayırt edebilir bizi? Şimdi köylü kim? Soylu şövalye nerede?....
*****
Yumurta da taşın üstüne düşse,
taş da yumurtanın;
olan yumurtaya olur...
...
(kıbrıs rum atasözü)
Son söze bayıldım.
YanıtlaSilGüzel bir atasözü.
Sil