BİRİSİ ZOR BİR ZAMAN GEÇİRDİĞİNDE SADECE SESSİZVE YANINDA OLDUĞUNUZU HİSSETTİRİN
“Zaman sonsuz şimdidir, geçmiş ya da gelecek yoktur.
Geçmişinizi ya da geleceğinizi tayin eden zamanla ilişkinizdir.
Geleceği görme dediğiniz şey, fizik dünyanın sınırlarından çıkıp geleceği gördüğünüz andaki durugörü veya uyum yeteneğidir.
Bu yolla harekete geçirdiğiniz sebebin sonucunu, yani özgür iradenizin neyi yarattığını görürsünüz.
Ancak bu zamanı değil zamanla olan ilişkinizi etkiler. Bu yüzden özgür iradeniz her zaman sonsuz şimdide devreye girer.”
SILVER BIRCH/Ruhsal Alemin Işığı/Sayfa: 23-28
İçinde bulunduğumuz şu zamanda arkadaşlarınızdan ve ailenizden uzaklaşmanız doğaldır. Ayrılık kaçınılmazdır ve şu an dünya gezegeninde büyük bir enerjetik ayıklanm devam etmekte olduğundan bu süreçleri yaşamak çok normaldir.
Pekçoklarınız bu süreçte gerçekten yalnız hissedecektir, sanki hiç kimse sizi anlamıyor gibi gelecektir ama hiç kimse aynı sayfada değildir. Sadece şunu bilin; bunun nedeni şu an gezegende büyük enerjetik bir yeniden yapılanmanın gerçekleşiyor olması ve kendinizle yalnız zaman geçirmeye daha fazla ihtiyacınız olmasıdır.
Ruhunuzun ilahi frekansını fizik bedeninize alabilmek ve onu mümkün olan her yönde yükseltmek ve de güçlendirmek önemlidir. Bunu meditasyonla, müzikle, sanatla, doğayla birleşmeyle, bir süre sosyal medyadan uzaklaşmakla yapabilirsiniz…
Bu şekilde enerjinizi güçlendirirsiniz ve frekansınız da tıpkı bir mıknatıs gibi titreşim olarak size yakın olanları çekecektir…
Pekçoklarınız aynı düşünceleri, aynı alışkanlıkları, aynı davranış modellerini devam ettirdikleri bir döngüyü sürdürmekte. Eğer kendinizi birşeylerin olmasını bekleyen ve yaşam sırasındaki düşünce ve eylemlerinin sorumluluğunu reddeden, sanki koşulların bir kurbanıymış gibi hisseden kapalı bir döngü içinde bulursanız, bu böyle bir durumun içinden çıkmak için son çağrıdır. Ataletin üstesinden gelin, kurban rolünden çıkın ve hayatınızda pozitif değişimler yapmaya başlayın. Aksi halde gelecek olan bir fırtına ile birlikte kayıp gidebilirsiniz. Hiç kimse fırtınadan kaçamayacak ama herkes onu farklı deneyimleyecektir.
Birisi zor bir zaman geçirdiğinde, sadece onunla oturun.
Öğüt veya tavsiye olmadan. Sadece orada olun.
'Var' olmak doğası gereği pozitiftir. Dinlemek, şahit olmak, gözlemek, kucaklayan bir kalp ile alanı tutmak iyileştiricidir.
Bazen başkalarına karşı şefkat duygumuz aktive olduğunda onları veya bir durumu 'düzeltmek' için içsel bir eğilim hissederiz.
Ve bir çok durumda her ne kadar bu genellikle iyi niyetli olsa da başkaları 'düzeltilmek' istemez,
Onlar duyulmak, Sarılmak ,Hissedilmek, Anlaşılmak, Sevilmek isterler.. ( Conscious Collective/Genç Astroset/Işık Uçkun)
Şu dönemde, geri dönüşü olmayan bir noktaya gelmiş bulunuyoruz ... Güçlü kalın ve yüksek benliğinize olan bağlantınızı derinleştirmek için gereken ne varsa yapmaya çalışın, çünkü bu sallantılı zamanlarda o bizim rehber ışığımız, korunmamız olacaktır.
Uyanmayı reddedenleri baskılamaya gerek yoktur. Yeniyi reddeden arkadaşlara ve tanıdıkları değiştirmeye uğraşmaya gerek yoktur, bırakın istedikleri noktada olsunlar çünkü insanların özgür iradelerine karışmak Evrensel Yasalara aykırıdır. İnsan hayatındaki en zor derslerden bazıları ayrılıkla ilgili olanlardır. Birini koşulsuz olarak severken onları nasıl tamamen özgür bırakabilirsiniz? Nasıl yaşayacakları, kimi sevecekleri ve kendi hayatları ile ilgili neler yapacakları konusunda nasıl serbest bırakabilirsiniz? Bu kontrolünü bırakması o kadar da kolay olan bir ders değildir, ama şu dönemde yapmaya çalışmak önemlidir.
“Zaman yüzünde çizikler yaratabilir, Saçını gümüş rengi yapabilir,
Ama zamanın yüreğinin parlaklığını silmesine izin verme…
Kahkahalarını kendinden ve sevdiklerinden esirgeme,
Yaşlandın diye muhtaç görünmek zorunda değilsin.
Hayal etme yeteneğin,
En çocuksu arzuların seni sen yapandı.
Şiirini, gün batımlarını sevmeyi sakla, narin, naif anılarını gizli çocukluk aşkını da,
Sadece öfkeni ve affedememeyi saklama. Affetmemek seni hasta edebilir.
Zaman en güzel ayraçtır. Ayırır insan olanı da, insanla oynayanı da…
Zamanın kıvrımlarına yenik düşmek zorunda değilsin,
Her sabah, uyandığında güneşin doğuşuyla kendini yenileyebileceğini unutma,
İçsel olarak benim zamanım çoktan geçti deme,
Geçen zamanın hayatını çalmasına asla izin verme.
Ruhun yaşı yoktur ki, yaş bedene ait ruhuna değil”
Mutluluğu dışarıda arama, aradığın mutluluk içinde saklı /Peter Deunov
Derleyen: Fulya Aykaç
Hepinize sağlıklı, mutlu, huzurlu günler dilerim. Ben bildiğiniz gibiyim işler, güçler, yemeler, gezmeler....
Bu hafta yumurta domates aldım 10 kilo onlardan menemen yaptım, biber olarak ta bahçedeki biberleri kullandım. Pazar alışverişi esnasında fasulye ve bamyayı bol aldığımdan bunları fazlası ile dondurucuya kaldırdım. 15 kilo mor soğan alıp kenara koydum, kuyunun su motoru bozulduğu için bahçede pek fasulye olmadı söktük hali ile sulanmayınca semizotu da fazla olmadı.
Son topladığımız semizotları bunlar. Bir kısmını yemeklik bir kısmını omletlik poşetledim vakumladım kaldırdım. Bu sene yeşil mercimekli versiyonuna çok taktım. Yeşil mercimeği ayrı bir tencerede haşlıyorum biraz diri bırakıyorum. Başka bir tencerede, yağ, soğan, semizotu karabiber, tuz, pulbiber, salçalı su ile kavuruyorum su ilave ettiğimde süzdüğüm yeşil mercimeğide koyup kaynatıyorum.
Bu gün migrosta bir bayan ile atıştık kasada. Kadın alışveriş arabasındaki malzemeyi kasaya boşaltmadan, yan boş kasanın hizasına çekti, malzemeleri oradan alıp sırada olduğumuz kasanın bantına koyuyor. Arabayı yan tarafa çektiği içinde boşalan araba yerinin bir kısmına ben ilerledim, elimde de sadece bir badem sütü var. Kadın kasiyere söylenmeye başladı, niye insanlar ona yaklaşıyormuş. Haliyle yaklaşıcaz tek kasa çalışıyor, biran önce şimizi bitirip çıkmak istiyoruz. Vır vır vır konuşuyor, dedim sizde yanlış yerden alışveriş arabanızı boşaltmasaydınız. Boşalttığınız araba alanın kişilerce doldurulması sıranın gereğidir. Boş yer doldurulur. İnsanlarla muhatap olmak istemiyorsa jet kasayı yada sanal marketi kullansın bir zahmet.........
..Sufi’ye sormuşlar:
“Sana yol gösteren kimdi?”
Sufi cevap vermiş:
“Bir köpek…
Bir gün, suyun kenarında susuzluktan ölmek üzere bir halde duran bir köpek gördüm.
Ne zaman su içmeye çalışsa kendi yansımasından ürküp geriye sıçrıyor, çünkü karşısında başka bir köpek olduğunu sanıyordu.
Nihayet susuzluğu öyle dayanılmaz bir hal aldı ki, köpek bütün korkusunu bir kenara itip suya atladı.
O anda ulaşmak istediği şeyle arasındaki engelin de dağılıp gittiğini gördü ve anladı ki, engel kendisinden başkası değildi."
Eğer mutsuzsan kütüphaneye uğra...
Bizde uğradık elhamdürillah....
Bunlarda yeniler okumak nasip olur inşallah.
ÇOK AKUSTİK
https://www.youtube.com/watch?v=XvXq7zkNeO0
ay ben de domates yaptım ama kapaklarını iyi sıkmamışım galiba hemen bozuldular hemen yapcam :) başıma gelmemişti hiç ama sıcaktan ne yaptığımı bilemedim herhalde :)
YanıtlaSilGeçmiş olsun ben sıcakken koyuyorum kapağı 3 kere geri çevirip yerine oturtup, ondan sonra sıkıyorum deep, bir de sakın ters çevirme...
SilAy şu market olayının bir farklısını da ben yaşadım. Kasadan aldıklarımı arkadaş geçiriyor ben de kategorisine göre poşetliyorum a a bir baktım arkamdaki abla gelmiş benim aldıklarımı poşete koyuyor, kalakaldım hiçbir şey de diyemedim.(:
YanıtlaSil:)) sende es verenlerdensin bence... Madem böyle bir sınıflandırman var ben senin yerine olsam şöyle yaparım, kasadan geçenleri olduğu gibi tekrar sepete yada arabaya atarım, boş poşetleri de alır ödemeyi yapar bir kenara alışveriş arabasını çeker sınıflandırmayı orada yaparım. Amaç kasada fazla oyalanmamak ve bir sonrakine sırayı geciktirmeden vermek,
SilEs verenlerdensin derken şunu da açıklayım es müzikte duraklamaktır, gerek o bayanın yaptığı ve senin sınıflandırmayı kasada yapman kasayı duraklatır.
Sevgiler,
Yok bizim teyzenin amacı onun deyimine göre kasiyeri hızlandırmaktı (:
SilÇünkü gerçekten çok çok çok aşırı yavaş bir arkadaştı hepimiz sıkılmıştık sırada beklerken. Bir teyze banttan ürünleri alıp kıza veriyor kız okuttuktan sonra da poşete dolduruyorlar falan süper teyzeler :D
Normalde eğer kasiyer hızlı geçer ve yetişemezsem -ki 3,5 yaşında bir yaramazla alışveriş yaptığım için çoğu zaman yetişemiyorum- aldıklarımı tekrar alışveriş arabasına doldurup kenarda poşetlerim ben de ama o gün hem az şey almıştım hem de garip şeyler yaşamıştım.
Ben gene de nolursa olsun başkasına ait şeylere dokunulmasına karşıyım. Yavaş olan ben bile olsam güzel bir dille uyarması gerekiyordu bence eşyalarımı poşetlemesi deterjanla domatesi aynı poşete rastgele atması ne bileyim işte hoş değil :)
Tabi ki domatesle deterjan aynı poşette olmaz. Ama dediğim gibi sınıflandırmayı kasadan ayrı bir yerde yapmak kasayı hızlandırmak açısından bence doğru bir hareket. Ufaklığa sevgiler bu arada.
SilBizde genelde poşete hızlı hızlı koyarkenn kasiyer zaten fişi çektikten sonra okutmaya devam ediyor diğer müşterininkilerini az mesela aldıkları bi poşete koyupgidiyor bende poşetlememi bitiriyorum hemen
SilOda farklı bir yöntem, karışmadığı sürece normaldir.
SilYine dolu dolu bir yazıydı, keyifliydi ve yazılarına verdiğin özen hep alkışlanası. Evet Fatma Aliye'yi gördüm, beklentini çok yüksek tutma derim yine de, onu çağıyla değerlendirmek gerek ve o yıllarda kadın olup yazmak bir çağ açmak gibi diye düşünmeli:)
YanıtlaSilEvet senin tavsiyendi ve aldım, tabiki fazla bir beklentim yok, ama yine ilk kadın yazarla ilgili bir şeyler okumak güzel.
Silİnsanların hala alışveriş yapmayı öğrenememesi beni çok geriyor :(
YanıtlaSilMaalesef uğraşmak ta yorucu
Sil