OKUDUKLARIM 2025/35 MÜFETTİŞ

07 Eylül 2025

OKUDUKLARIM 2025/35 MÜFETTİŞ

 



Nikolay Vasilyeviç Gogol (1809-1852): Ukrayna'da, orta halli toprak sahibi bir ailede dünyaya geldi. Çocukluğunu etkileyen köy yaşamı ve Kazak gelenekleri eserlerine yansıdı, Ukrayna halk kültürünün ögeleriyle işlenmiş öyküler yazdı. Mizah anlayışı, gerçekçi tutumu ve canlı anlatımıyla Rus edebiyatında önemli bir yeniliğin öncüsü oldu. Dikanka Yakınlarında Bir Çiftlikte Akşam Toplantıları, Arabeskler ve Mirgorod Öyküleri'nde mizahın yanı sıra, yaşam karşısında karamsarlık ve dünyanın kötülüğü üzerine düşüncelerini ortaya koydu. Ölü Canlar adlı romanı feodal toprak mülkiyeti ve serfliği ele alan bir başyapıttır. Gogol, büyük bir komedi olan Müfettiş adlı oyununda yozlaşmış bürokratları acımasızca alaya almıştır.

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;

Zevkle okuduğum bir tiyatro eseri idi.

KİTAPTAN ALINTILAR;

Yüzün çarpıksa, aynayı suçlama
Rus Atasözü
*****
Hastayı ne kadar kendi haline bırakırsanız o kadar iyi olur. Hiç pahalı ilaç kullanmayız. İnsan basit bir varlıktır zaten: Ölecekse ölür, iyileşecekse iyileşir.
*****
Dünyanın yaradılışından söz etmeye başladığınızda insan saç diplerine dek ürperir.
*****
Tanrı kimseye bilimle ilgili bir iş vermesin! Herkesten korkarsın; herkes işine engel olmak, ne kadar akıllı olduğunu göstermek ister.
*****
Gençleri kandırmak kolaydır.
*****
Herkes düzenbaz olmuş.
*****
Mide boşken, en hafif yük bile insana ağır geliyor.
*****
İnsan yaşamın bütün zevklerini tatmalı.
*****
İnsan değerli zamanını iskambil kağıtlarıyla nasıl harcar?
*****
İnsan içti mi, içindeki her şeyi dışarı döker, yüreğindeki her şey diline vurur.
*****
Tanrıdan korkun.
*****
İnsanın elinden gelmeyeni, Tanrı verir.
*****


KİTAPTAN MÜZİKLER;






OKUDUKLARIM 2025/34 995 KM

06 Eylül 2025

OKUDUKLARIM 2025/34 995 KM

 


Murathan Mungan’dan bu kez sürükleyici bir kara polisiye.
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ama karmaşık görünenin de sonuçta su gibi açık olduğu bir siyasi/psikolojik ortam yaratıyor Mungan. Edebiyatımızda ender rastlanan, beklenmedik bir başkahramanın peşinde, ülkenin yakın geçmişinden tanıdık gelebilecek karmaşık ağların izini sürüyor. Kimi düğümleri çözüp yeni düğümler atarken okuru da nefes nefese bir yolculuğa davet ediyor.

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;

Severek okudum tavsiye ederim. 80 ler ve 90 ların siyasi ve polisiye oyunlarını anlatan bir kitaptı.

KİTAPTAN ALINTILAR;

İçin kaynasa da kanını serin tutmayı bileceksin.
*****
Her şeyi duyan Semi, her şeyi gören Basir, her şeyi bilen Habir olan rabbi görüyordu.
*****
İntikam bir bekleme sanatıdır.
*****
Zaman insandan sabır ister.
*****
Delilikte kimsesizlikti.
*****
Tabiatta baharın kokusunu alan ilk canlı kekliktir.
*****
Hiçbir şeyden haberinin olmaması iyi bir şey. İnsan orada gizlenebilir.
*****
Denetlenebilir olan, belirsiz olandan daha iyiydi.
*****
Sizi düşmanınızdan önce gaflet yakalar.
*****
Hiçbir şey yalnızlık kadar güven verici değildi.
*****
Hiçbir hatıra geçmişte kalmıyor.
*****
Temkinli ol, ihtiyatlı ol ama evhamlı olma, seni evhamlı yapan şey, aslında seni tehlikeye atan şeydir.
*****
Bir kere yanıldın mı, arkasından hata gelir, bir hata asla tek başına gelmez.
*****
Kendini saklamak istiyorsan öyle esrarlı haller takınmayacaksın, doğallık en iyi kamuflajdır.
*****
Kural dediğin ortada dönen dolaplara göre değişir.
*****
Kendi oyununu kuramayanın başkasının oyununda yem olması görülmemiş şey değildi.
*****
Hiçbir eleman vazgeçilmez değildir, asıl önemli olan ne zaman vazgeçilebileceğini bilmektir.
*****
İstihbaratçılık hiçbir şartta dalgınlık kaldırmaz, nasıl dalgın bir tetikçi olmazsa, dalgın bir istihbaratçı da olmaz.
 *****
Kurt avına dikkat kesilir, tabiatın diğer teferruatlarına değil. Sen geri duracak , ama içindeki kurdu salacaksın ileri.
*****
Birini korkutmak ya da sindirmek istediğinde fazla kelime kullanma, etkiyi azaltırsın.
*****
Tuzak avcılığı diğer avcılık çeşitlerine benzemez, tuzak kuracaksan insan eli değmemiş yem koymak gerek oltaya.
*****
Hiçbirimizin dünyada yeniden asr_ı saadet devri tesis edilene kadar sürecek cihadın imanlı bir neferi olmaktan başka unvandan gözü yoktur.
****
Müslüman dediğin kinden uzak durmayacak. Hasım gördüklerine kin tutmak kalbi kuvvetlendirir.
*****
Korkusuz insan olmaz , korku bazen iyidir, tedbirli yapar insanı, silahı hazırda tutar. Lakin gelip geçici olacak korku, umumi hissiyatın olmayacak, korkunun elini kolunu bağlamasına izin vermeyeceksin, korkun köpeğin olacak senin, tasmasını hep bir elinde tutacak, bırakmayacaksın.
*****
En önemlisi sıradan şeylerle şüphe uyandıracak şeyleri ayırmasını bilmektir.
*****
Şüphe iyidir, vehim zarar verir, canını sakin tutmayı bileceksin.
*****
Acının sınırı vardır, kaygının yoktur.
*****
Güç çabuk fark edilir bir şeydir, görünüşe çalışır, sen zayıf taraflarını bulmaya bakacaksın. Göz sadece gösterileni görür, sense görüneni aklınla deşip işlemeyi bileceksin.
*****
Çıkışını bilmediğin mağaraya girmeyeceksin.
*****
Sustukların, konuştuklarının on katı olmalı.
*****
En yakın ilişkide bile bazı bilgileri insanın kendisine saklaması gerektiğini yaşadığı tekinsiz hayat yeterince öğretmişti ona.
*****
Bazen aklımızdan geçenleri başkalarının ağzından duymak, bir defa da başkasının fikriyle tasdik etmek isteriz.
*****
Tesadüflerin vicdanına güvenilmez.
*****
Her zihin kendine göre strateji kurar, onu çözdüğünüz anda tüm oyununu çökertirsiniz.
*****
İnsan olmak zayıflıktır aslında. İnsaniyet dedikleri şey bir çeşit zaaftır, siz de karşınızdakinin insani zaafını yakalamaya bakacaksın.
*****
 Merak ve şüphe de zaaftır.
*****
İnsanın büyüdükçe öğrendikleri içinde en mühimiyse rabbin şahitliğinden başka bir hüküm ve kıymet makamı olmadığıdır.
*****
Plan dediğin saat gibi işlemeli.
*****
Allah'ın her kulu için farklı bir kader planı olduğunu bir müminden daha iyi kim bilebilirdi.
*****
Planlar tesadüflere rağmen yapılır, yürürlüğe konulur. Aklın dengeleri tesadüflere bırakılmaz.
*****
Her bilgi günün birinde silah olmayı bekler.
*****
Akıl unutur, kin unutmazdı.
*****
Konuşturmak istediğin kişinin sağınsa oturmaya bak, insanlar bir şeyi itiraf edecek olduklarında sağlarına dönerek konuşurlar unutma.
*****
Sebep dediğin kaderin düğümleridir, ne zaman çözüleceğini Allah bilir.
*****
Çok uyuyanlara "narkoleptik" deniyormuş tıpta, böyleleri çok yaratıcı olurlarmış.
*****
Ben senin gibileri kahvaltıda yerim, öğlene kemiğin bile kalmaz.
*****
Kullanmayı bilirsen insanların varsayımları işe yarayabiliyor.
*****
İnanç şiddeti diye de bir şey var, fiziki şiddetten farklı bir şiddet.
*****
Bu memlekette adalet belli bir azınlığın imtiyazı sadece.
*****
Bazen ortalık yerde yapılan alışverişler daha güvenlidir.
*****
Şartlar ne olursa olsun, kinin seni değil, sen kinini sevk ve idare edeceksin.
*****
Allah dava uğruna şehit olmayı her kuluna bahşetmez.
*****
Sigara içmek ibadet eksiltir.
*****
Şu fani alemdeki şu fani bedeninin, ziyaretçisi olmayacak bir mezara çoktan hazır olduğunu kalbinin en derin yerinde biliyor zaten.
 



KİTAPTAN MÜZİKLER;





 






HAYATTA EN BÜYÜK ENGEL, KENDİ DÜŞÜNCELERİNDEKİ SINIRLANDIRMALARDIR (KENDİME DÜŞÜNCELER)

04 Eylül 2025

HAYATTA EN BÜYÜK ENGEL, KENDİ DÜŞÜNCELERİNDEKİ SINIRLANDIRMALARDIR (KENDİME DÜŞÜNCELER)

 


Ne mi istiyorum?
Eylül gibi bir şey istiyorum ben.
Yakmasın.
Üşütmesin.
Sarı-yeşil olsun.
Sarı sabrım, yeşil dileğim olsun.
Rüzgarı ılık essin, yağmuru huzur versin.
Şu yangın, şu kavga, şu acı bitsin.
Güneş umuda doğsun.
Bağlar bozulsun, üzümler şarap olsun.
Toprak bereketlensin, doğa temizlensin.
Eylül gelsin.
Sonbaharın hüznü, ruhumdaki hüznün hakkını versin.
Şu yangın mevsimi kenara çekilsin.
Eylül gelsin.
~
Birhan Eroğlu


"Gittiğiniz her yerde iyilikten çok kötülükle karşılaşacaksınız, ama nerede olursa olsun, kötülüğün içine biraz da olsa iyiliğin karıştığını göreceksiniz, bu kadarı da, bana göre, bilge kişinin yaşamın kötülükleri karşısında avunmasına yetmeli."

"Daha fazlasını da bağışlayabilirdim ama sadaka gökten düşen rahmet gibidir: Hep aynı yere düşecek olursa, yarardan çok zarar getirir; buna karşın, damlalara ayrılırsa ve yağmur olarak yayılırsa, tüm ülkeyi verimli kılar."

HAFIZ'IN YOLCULUĞU Kitabından.


Hepinize iyi günler...
Buralarda rüzgarlar esmeye başladı, artık dışarıda oturulmuyor, sıcak basık bir hava var fakat rüzgarda sersem gibi yapıyor insanı. 
Bir süredir burasını boşladım, malum kış hazırlıklarında idim.
Geçen hafta Salı günü İstanbul'da idim, saatimi tamire bıraktım. İnsanın saatsiz kalması zor habire telefona saat bakıyordum. Aynı gün arkadaşla bir boğaz turu yaptık, anıları canlandırdık.


Bir zamanlar kahvaltıya takıldığımız mekanları uzun zaman sonra görmek hüzünlendirdi beni. Boğaz turundan sonra Eminönü'n de balık ekmek yedik. 
Ağbim mal aldığı bir tüccara yönlendirdi beni, tarif etti dön dolaş ta şark hana kadar çıktık, bu arada İstanbul ticaret merkezinden bir mp3 çalar aldım. İpod var fakat uzun zamandır kullanmıyordum, açamadım makinayı. Mp3 çalar satan esnafa nerelisin diye sordum:)) Kayseriliyim dedi.. Yanımdaki bayan arkadaşta Kayserili:)) bende arkadaşa döndüm, iki Kayseri'linin arasında kaldım dedim, esnafta bana sordu sen nerelisin diye, ben de Aksekiliyim dedim:)) sen bizden daha tehlikelisin dedi:)) 
Neyse zoraki elimde telefon, ağbimin tarifi ile tüccarı buldum, mal beğendim biraz, ağbim bir mal istemişti ona baktım, tüccarda satış fiyatı 650 TL olmuş, bunu hayatta pazarda satamazsın dedim, o da vazgeçti.
Çok dolaşarak bulduğumuz tüccardan çıktık, şimdi tramvaya nasıl ineceğiz diye düşünürken, dümdüz aşağı inelim bakalım bizi nereye götürecek dedik. Vurduk bayır aşağı kendimizi ve o yol bizi mısır çarşısının sol kapısına çıkardı:)) başladık gülmeye, aslında çok basit bir şekilde ulaşabiliyorsun ama ağbimin tarifi bizi en az 45 dakika dolaştırdı. Bir daha yolumuz düşerse o tüccara yolu öğrenmiş olduk.


Baharatların renginde kaybolduk.




Buralara uğrayamadığım zamanlarda aldığım kitaplarım...



Bu arada eski instagram hesabım donduruldu. Nedeni galiba 2 arama butonundan kullanmam idi, bunu başkası giriyor olarak gördü, girmeme izin vermedi. Neyse resimler zaten harddiskte mevcut o kadar üzülmedim. Yeni bir hesap açtım bende, şimdi ordayım.

Dün tarhana çıkardık, bu işlemi yaparken telefonum çaldı, saatim tamir olmuş gelip alabilirsin dediler, arkadaş alsa olmaz mı dedim kabul etmediler, bari ücreti öğreneyim ona göre geleyim dedim, tamir ücreti yok dediler:))
Yarın gelirim dedim. Aslında bugün MR girmem gerekiyordu randevum vardı ama, gitmem gerektiği için iptal ettim yeniden sıra alacağım. Dün apar topar otobüse bilet aldım bu sabah için, saat 08:30 da esenler otogarda idim. Otogarda çalışan bayan arkadaşım var, o da erken geldi işe, İstanbul Forum 10 da açılacağı için beraber takıldık onunla, eski çalışma arkadaşlarımdan konuştuk, Hacı ağbi buralarda dedi onu çağırdı onunla da görüştüm, Levent dedim? o da şu numaralı peronda çalışıyor ama öğleden sonra geliyor dediler. Sonra saat 10:00 oldu ben metro ile 1 istasyon sonra indim, Foruma girdim, swatch bayisine gittim, saatimi ayarladılar verdiler, bu arada basit bir saat daha aldım. Benim saatim altın rengi, yaklaşık 20 yıl önce Kadıköy'den almıştım. Gümüş rengi bir saat istiyordum uzun zamandır. Aşağıdaki modeli geçen hafta saati tamire bırakırken beğenmiştim, bu günde tedarikli gittim ve saati aldım. 



Albert Einstein ünlü bir sözünde şöyle der: "Zekanın ölçüsü değişebilme yeteneğidir." 
Bu söz, gerçek zekanın değerlendirilmesinde uyarlanabilirlik ve esnekliğin önemini vurgulamaktadır. Gerçekten zeki bir kişi, düşüncelerinde katı olmak yerine yeni fikirlere açık, öğrenmeye istekli ve değişen koşullara uyum sağlayabilen bir kişidir. Sürekli evrim geçiren bir dünyada, değişim yeteneği problem çözme ve yenilikçilik için çok önemlidir. Einstein'ın iç görüsü bize zekanın sadece 
bilgi veya IQ ile ilgili olmadığını, aynı zamanda yeni zorluklara ve fırsatlara yanıt olarak uyum sağlama ve büyüme kapasitesiyle de ilgili olduğunu hatırlatıyor. 

Dr. Margareth Ramzy



Giyimde asla merağım olmamıştır, ama kitapta üzgünüm kü öyle değil. Bunları da Forumdaki D&R dan aldım, birde kahve içtim ve oradan ayrıldım. 
Saat 3 te eve dönmüştüm bile, Bu arada arkadaşın yanından ayrılıp şehrime gelmek için Pamukkale firmasına giderken bir yazıhane önünde ses tanıdık geldi, baktım Levent:)) ilk önce tanımadı sonra çıkardı:)) tabii dile kolay ta 30 yıl önce ben burada yazıhanede çalışırken, onlar otogar şubesinde çalışıyorlardı, hepimizin saçlar beyazladı yaşlandık, ama ben  çalıştığımız arkadaşları unutmadım.


Eve gelince ilk işim, muftağı toplamak oldu, Mısır vardı, onları kaynamaya koydum, Pazartesi kış için kullanmak üzere aldığım acı biberleri ipe dizdim kuruması için astım, dün kandil diye komşum köydeki bahçesinden acı biber toplamış, verdi bize de,  onları da yıkadım doğradım, yarın domates alıp menemen yapacağım yine. Tabi ilk önce hastaneye gitmem lazım iptal ettirdiğim MR için doktordan kağıt alıp sıraya girmem lazım. 




Hoşçakalın dostça kalın


KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

03 Eylül 2025

KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

 


OKUDUKLARIM 2025/33 MAVİ KAPLI DEFTER HATIRALAR İZİNDE

28 Ağustos 2025

OKUDUKLARIM 2025/33 MAVİ KAPLI DEFTER HATIRALAR İZİNDE

 


Mavi Kaplı Defter Hatıralar İzinde Kitap Açıklaması
Bitkin bir halde, koltuğunun altından solgun mavi kaplı defterini çıkararak:
- Buyurun, dedi.
Bu “buyurun” ifadesi ile o, aradaki resmiyeti muhafaza etmeye çalışıyordu.
Peki neden?..
Halbuki “Al oku.” demek istediğine adım gibi emindim. Ellerini, avuçlarımın içine alarak, minnet duyguları içerisinde defteri aldım. Gözleri dolmuştu. Evlâdını teslim eder gibiydi.
Ona uzun uzun baktım ve:
- Çok teşekkür ederim, dedim.
Belli etmemeye çalışsa da evlâdına veda eder gibiydi...
Dudakları titreyerek: - O deftere gözün gibi bak. Allah’a emanet ol oğ... sözünü tamamlayamamıştı. Gözleri dolu dolu olmasına rağmen gülümsemeye çalıştı. Damarları şişmiş, buruşmuş ellerini havaya kaldırarak, bana el salladı ve güçlükle sözlerine devam etti:
- Sakın unutma! Arasına koyduğum sarı zarfın içindeki mektubu en son okuyacaksın. Söz mü?..

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;

Kısa bir zamanda okudum, hatıraları okumak güzeldi.

KİTAPTAN ALINTILAR;

Nimetler, elimizden çıkmadan önce şükrünüzü yapın. Şükür nimeti, şikayet derdi artırır.
*****
Düşünen insan sahip olduğu nimetin farkına varır. Düşünmeyen ise mahrumiyet duygusunda kalır.
*****
Ey Fuzuli, ağlamadan bu devranda saadete erişmek mümkün değildir. Nitekim sedef de nisan bulutundan su almayınca inci vermez.
*****
Fuzuli der ki, "güzellik olmasa aşk ortaya çıkmaz, aşk olmazsa güzellik yüz göstermez.
*****
Fuzuli şöyle der; "Dünyada her kim ki cananı için severse, aslında yine cananı sevmiş olur. Güzelliğin vasıflarını söylemek için söz çoktur, ama güzelliğin tatlılığına hiç söz yoktur.
*****
Vakitten sorumlu olduğumuzu mutlaka faydalı işlerle meşgul olmamızı, kainatın boşluktan hoşlanmayacağını ve sıkıntı yaratacağını öğütlerdi hep.
*****
Bol bol kitap okuyun, bilgi olmadan fikir olmaz. Kâinat kitabını okuyun. Her zerrenin sizinle konuştuğunu fark edeceksiniz.
*****
Dua bizi güçlü kılar, dua bizi ayakta tutar.
*****
İnsan insana güvenmeyecekse nerede kaldı insanlık.
*****
Yetiştirilirken alınan terbiye, muhit en önemlisi kişilik yapısı, başkalarına duyulan sevgi ve alâka, edepli olmayı etkileyen en önemli faktörlerdendir.
*****
İyilik yapmak bir fazilettir. Hele hele fenalığa mukabil yapılan iyilik daha da takdire şayandır.
*****
Bizi biz yapan davranış biçimlerimizdir.
*****
Saadet sadelikte gizlidir.
*****
Evde hasta olduğunu nereden bildin?
Pencerenin önünde sarı çiçek var. Sarı çiçek demek evde hasta olduğuna işarettir. İlerideki evi görüyor musun? İşte o evde de evlilik çağına gelmiş bir kız var. Çünkü pencerenin önünde duran kırmızı çiçek o anlama geliyor.
*****
Gidilen yere eli boş gidilmez. "Dostların yanına eli boş gitmek değirmene buğdaysız gitmeye benzer.
*****
Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun. Kusur örtmeyi marifet bil kendine, işte o zaman kusursuz olursun."
*****
Gerçek aşk ilahi aşktır. Eğer iki insanın aşkı, onları Allah'a götürecek köprü vazifesi görüyorsa, işte o zaman o aşk gerçek aşktır. Yok eğer götürmüyor, sadece nefsiyle seviyorsa, o aşk değil, sadece bir hevestir.
*****
Kalbe atılan aşk tohumları kalplerde filizlenir, bütün sırrı dudaklarda gizlenir.
*****
Sevmek devam eden en güzel huyum.
*****
Dünyada en boş şey vefat edenin arkasından dökülen gözyaşlarıdır. Giden geri dönmüyor ki....
*****
Fransız yazar, Jean Paul Sartre; "Hayat seçimlerden ibarettir." der. Hayatın her anında bir seçim yapma durumunda kalıyoruz.  Ancak belli bir düzeye gelen insanlar iyiyi doğruyu ve güzeli seçebilirler. Bu seçimi müspet olarak yapamayanlar, hayat karşısında daima yenik düşerler, hastalıktan kurtulamazlar. Hayat yolunda insanca yaşayabilmemiz için, daima pozitif olanı seçmemiz gerekiyor. Ya iyiyi, güzeli, doğruyu seçebilen bir göze sahip olalım yahut da pozitif insanlarla daimî istişaresinde bulunalım. Aksi takdirde ayaklar altında paspas oluruz. Nice insanlar var ki gerçeği göremiyor ve güzeli göremedikleri için başları beladan kurtulmuyor. Ömürleri hepsi şikayet etmekle geçiyor.
******
Japonlar bir resim sergisine giderken önce banyo yapıyorlar, temiz çamaşırlarını, temiz kıyafetlerini giydikten sonra evden çıkıyorlar. Evden çıktıkları andan itibaren kimseyle konuşmuyorlar. Sebebi ise, kendilerini sergideki güzellikleri görmeye hazırlıyorlar. Serginin kapısından içeri dua ederek giriyorlar. Her tablonun önünde, sanki bir hükümdarın huzurundaymış gibi saygı ile durup, o tablodaki güzelliği algılamaya çalışıyorlar. Sergiyi gezerken kesinlikle konuşmuyorlar.
*****
Doğruyu güzeli görmenin bir şartı da bütün ön yargılardan uzak, objektif olarak olaya bakabilmektir. Çünkü bir ön yargı bütün güzelliklerden uzaklaştırabilir, bakarız ama göremeyiz o zaman.
*****
Ressam John Marin der ki, "Bir kere olsun aklınızı ve dostlarınızın aklını evde bırakarak, yalnız iki gözünüzle sokağa çıkınız. Öyle şeyler görmeye başlayacaksınız ki şaşıracaksınız."
*****
Zengin fakire yardım etse, ortada fakir diyebileceğimiz kimse kalmaz.
*****
Herkes haddini bilse ne iyi olur.
*****
Üzüntünün en şifalı ilacı zamandır.
*****

Tesadüf kelimesi sadece lügatlerde geçer. Tevafuk var. Yani Allah'ın denk düşürmesi.
*****


KİTAPTAN MÜZİKLER;



İnstagram hesabım dondurulmuş kitap resmi orada kayıtlı idi alamadım, netten resim koydum.
Yeni hesabım ozlemkaragoz39a dır.