HER ŞEYİN TEORİSİNE CEVAP KİTABI ( YAZAR BLOGLARDA TANITILMASINA İZİN VERMİŞTİR.)

16 Mart 2015





Daha önce yukarıdaki 2 kitabını okuduğum Mehmet ÇOBANOĞLU 3. kitabını net üzerinde yayınladı. Umarım ilgi duyan arkadaşlar linkten indirip okuyacaklardır.




Lut Kavminin kalıntıları Türkiye'de
Tevrat ve Kuran’ı Kerimde bahsi geçen Lut kavmi, bilinen eski kavimler arasındadır. Esasında din tarihçilerinin verdiği zaman dilimi M.Ö 2 bin yılını gösterir. Ancak ben bu medeniyetlerin çok daha eski zamanlara ait olduğunu düşünüyorum. Nuh, Yunus, İbrahim, Lut, Musa her birisi çok daha eski yıllara dayanan bir tarihe sahipler. Hiç sanmıyorum ki 5-10 bin yılla sınırlı kalsınlar.
Lut kavmi kalıntılarının bulunması ahir zaman olaylarından olacaktır. Zira orada Dünya halklarını ilgilendirecek büyük işaretler olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple oranın bulunması ve kalıntıların gün ışığına çıkarılması çok önemli olacaktır. Allah oranın bulunması için Kuran’da tarifler vermiş ve ibretin adeta gün ışığına çıkarılmasını istemiştir.
Günümüzde Lut kavminin yaşamış olduğu bölge olarak gösterilen yer İsrail’de bulunan bir göl kenarıdır. Tarihçiler ve İlahiyatçılarda Lut kavminin yaşadığı yer olarak burayı gösterirler. Ama tamamı yine yanılıyorlar. Zira Hicr suresinden öğrendiğimize göre Lut halkının yaşadığı bölge, açık ifadelerle tarif edilmektedir. Kentin üzerine pişmiş taşlar yağdırıldığını biliyoruz. Ayrıca kalıntıların bugün bile kullanılan bir yol üzerinde olduğu da Kuran’da eklenmiştir. İsrail’de Lut kavmi kalıntıları diye gösterilen bölge, Kuran’ın tarifine uygun değil.
Öncelikle Kuran’da ifade edilen yol kavramının basit anlamda kullanılmayacağını bilmek gerekir. Cadde, sokak veya insanların yürüyüp geçtiği yol olarak düşünmek mantıksız olur. Vahiy böyle bir ifadeye yer vermişse, o yol önemli bir işaret olmalıdır. Bununla birlikte bahsedilen Lut bölgesi çevresinde, pişmiş taş veya kaya izine rastlanmaz.
Biz o kentin altını üstüne getirdik. Böylece biz üzerlerine çamurdan pişmiş taşlar yağdırdık. Gerçekten bunda, düşünen keskin anlayışlılar için ibretler vardır. Çünkü o kent bugün bile var olan bir yolun üzerinde bulunmaktadır. Kuşkusuz bunda inananlar için bir ibret vardır. (Kuran / Hicr 74-77)
Taş öyle bir yere yağmış olmalı ki kavmin yaşadığı bölge volkanik faaliyet kuşağında yer almamalı. Ayrıca Jeolojik veya başka bir etkenden dolayı zarar görme ihtimali bulunan bir bölge içerisinde yer almamalı. Böyle ifadeler Kuran’ın ciddiyetine uygun düşmez. Allah bir şeyi ibret vesilesi kılarsa, o mesaj tam anlamıyla insanlara kanıtlar içermelidir. Sonuç olarak İsrail’de olduğu düşünülen Lut kavmi kalıntılarının Kuran’a göre başka bir bölgede yer aldığını tespit ettim. Geçen ay Lut kavmi hakkında ayetleri okurken, onların nerede yaşadığı bir an gözümün önüne geldi desem yalan olmaz. Bu yer benim çocukluğumu geçirdiğim Hatay’ın Hassa ilçesine yakın, taşlık bir bölgedir. Hassa’nın Suriye sınırına 150-200 metre yakın ve halk arasında Leçelik diye bilinen taşlık alandır.
Leçelik kelime olarak taşlık arazi anlamına gelir. Sönmüş lav taşları gibi siyah, dışı pütürlü, parçalanması kolay olan kayalarla en az 5-10 km yoğun genişlikte bir alana dağılır. Yoğunluğun azaldığı bölgeleri de dâhil edersek, belki 20 km boyunca leçe hattı uzanır. Çevrede volkanik bir oluşum bulunmadığı gibi, sanmıyorum ki diğer etkenlere sebep bir olay da gerçekleşmiş olsun.
Bahsettiğim bölgeye lise dönemlerimde Keklik avına giderdik. Suriye sınırı ve mayınlı bölgeye yakın olduğu için o yıllar Hudut karakolundan izin alır, bilgi verirdik. Şimdilerde güncel Suriye olaylarından dolayı tehlikeli yerler olabilir. Ancak bölge kendi hudutlarımız içerisindedir. Orada mağara gibi onlarca çöküntüler de mevcut. Her yer olabildiğine pişirilmiş taş yağmuruna tutulmuş. Görünen bir ev veya yapı mevcut değil. Lakin taşların oluşturduğu yükseklik ve alçaklıklardan belli ki çeşitli yapıların üzerine taşlar yağmış. Tamamen Kuran’ın anlatımına paralel bir bölge…
Yine başka bir ayrıntı; Hz. İbrahim ve Lut peygamberin tanış olduklarını, birbirleriyle irtibatta olduklarını Hicr Suresinden görebiliyoruz. Hatta Lut peygamberin Hz. İbrahim’in yeğeni olduğu söylenmektedir. İbrahim aleyhisselama ilk iman edenlerden birisi Lut peygamberdir. Bunu Kuran bizlere bildirmektedir. Urfa ve Hatay’ın mesafesi bu akrabalık ve görüşmeler açısından daha uygundur. İsrail çok ama çok uzakta kalmaktadır. Ayrıca ilahiyatçıların veya Din tarihçilerin gözünden nasıl kaçar bilmiyorum, şöyle bir ayet vardır; “Çünkü o kent bugün bile var olan bir yolun üzerinde bulunmaktadır. Kuşkusuz bunda inananlar için bir ibret vardır.” bilgisi veriliyor. Burada bir işaret, bir ibret olduğu dile getiriliyor. Bu noktada işaret olarak sunulan yolun sınır kapıları olduğunu düşünüyorum. Leçe bölgesi 2 sınır kapısı arasındadır. Bir tarafta Kilis Öncüpınar gümrük kapısı, diğer tarafta Reyhanlı Cilvegözü sınır kapısı mevcuttur. Bundan daha belirgin bir yol işareti ve tarifi olamaz diye düşünüyorum.
Bölgeyi internet üzerinden araştırmak isteyenler için koordinat; Enlem: 36.691 ve Boylam: 36.574 arasındadır. Veya direkt Google Map üzerinden Hatay / Hassa / Leçelik arazi yazar ve görsellerde ararsanız sonuca ulaşabilirsiniz. İnternet üzerinde yer alan bilgiler, taşların nereden nasıl oluştuğuna dair net ifadeler veremiyor. Tüm düşünceler çıkmazlara ulaşıyor. Kültür bakanlığı bu konuda araştırma yaparsa, Lut kavminin kalıntılarıyla karşılaşacaklarına dair şüphe içinde değilim. Böylelikle tarihi yepyeni keşiflere kapı açılabilir. Özellikle insan ırkının anatomik geçmişiyle ilgili…
Arada bir gündeme gelen, sonra bazı otoriteler tarafından üzeri kapatılan ve onlar sadece montaj diyerek hakkında demeçler verilen, dev iskeletler çıkarsa şaşırmam açıkçası. Böylece insan evrimi konusuna ilahi mesajın yanıtları gelir. Devlet büyüklerinin acele olarak bu araştırmaya başlamasını dilerim…
"Her Şeyin Teorisine Cevap" kitabı
Yazar: Mehmet Çobanoğlu
Kitap temini: Sadece Google Play üzerinden










2 yorum:

  1. Kuran nın Arapça öğrenilmesi gerektiğini düşünüyorum ama tabii ki mealini de okumak anlamak lazım İngilizce ya da başka bir dilde şarkı seviyoruz melodisi hoş geliyor gidip ne yazdığını araştırabiliyorsak Kuran nın mealine bakmakta zor değil özellikle günümüzde hiç zor değil...

    Kur’anın diğer kitaplardan önemli bir farkı da, onun bir edebiyat mucizesi olmasıdır. Hatta şiirde ve edebiyatta zirveye çıkan Mekkeli müşrikler, bu yüzden Kur’ana nazım dediler. Bu vasıftaki Kur’anın edebi kıymeti kaybolmadan hiçbir dile tercümesi mümkün değildir. Bunun için bizzat Kur’an meydan okuyor:
    (Kulumuza [Resule] indirdiğimizden [Allah’tan geldiğinden] bir şüpheniz varsa, iddianızda doğru iseniz, Allah’tan gayri şahitlerinizi [bilginlerinizi] de yardıma çağırıp, haydi onun benzeri bir sure meydana getirin! Bunu yapamazsınız, asla yapamayacaksınız da.) [Bekara 23, 24]

    (De ki: Bu Kur'anın bir benzerini ortaya koymak üzere insanlar ve cinler toplanıp, birbirine destek de olsalar, yemin olsun ki yine de benzerini ortaya koyamazlar.) [İsra 88]

    Müşrikler, mucize isteyince de buyuruldu ki:
    (Kur’an gibi [eşsiz] bir kitabı sana indirmemiz, [mucize olarak] yetmez mi?) [Ankebut 51]

    YanıtlaSil
  2. Mealini hala okuyacağım duruyor kitabı arada elime alsam iyi olacak.

    YanıtlaSil