Gülçiçek Günel Tekin, Müslümanlaştırılan Ermeni kadınlarının
dramını ele alırken, Türkiye’nin en tabu konularından birini daha deşiyor,
otopsi masasına yatırıyor. 1915 travması yalnız Ermeniler açısından değil,
Türkler ve Kürtler başta olmak üzere onlarla birlikte yaşamış olan tüm halk
grupları açısından da geçerli ve etkileri hala devam etmekte.
Bu travmanın ele alınmayan grubu ise, karma köklere sahip
ailelerin çocukları. Bu gerçeklik, bir aile sırrı olarak, bilinçlerinin en ücra
köşelerinde bulunuyor.
(Tanıtım Bülteninden)
(*) Varter Tumacanyan, Elazığ?ın Kulveng köyünden, Zarure,
Adana Hacun köyünden, Xezal Van?lı, Zero Kozluk?lu? Bu kadınların ortak yanı
Ermeni olmaları, 1915 yılında yaşanan Ermeni tehcirinden kurtulmaları ve
kendilerini kaçıran ya da kurtaran Kürt aşiret beyleri ile evlenmeleri?
Gülçiçek Günel Tekin?in ?Kara Kefen? adlı kitabı, bu
olayları ?Müslümanlaştırılan Ermeni kadınların? hikâyelerini anlatarak
açıklıyor. Topladığı gerçek öykülerdeki kadınların, genelde Kürt beyleri
tarafından kaçırılan kadınlar olduğunu, aşiret beyleri ile İttihatçıların
anlaştıklarını söyleyen Tekin, bizleri tarihin unutturulan gerçekleri ile
yüzleştiriyor. Kaçırılan Ermeni kadınlar isteseler de istemeseler de bu
kişilerle evlenmek zorunda bırakılmışlardı. Hayatta kalmak için başka şansları
yoktu.
Yaşanılan büyük bir acı? İlk gençlik dönemlerinde
köylerinden, ailelerinden koparılan, ailelerinin neredeyse tamamını yitiren bu
kadınlar, hayatlarının geri kalan kısmını isimlerini, dillerini ve dinlerini
değiştirerek yaşamak zorunda kalmışlar.
Acıları yüz çizgilerine yerleşmiş, gerçek kimliklerini
gizleyerek yaşamışlar, kendileri gibi olan kadınları kardeş bellemişler, başka
ülkelere kaçan akrabaları ile görüşemeden, kavuşamadan bu dünyadan göçmüşler.
Bütün yaşamları boyunca biriktirdikleri, kimseyle
paylaşmadıkları acıları ölürken gün yüzüne çıkmış. Kimisi kara kefenle gömülmek
istemiş, kimisi de hiç yıkanmadan gömülmek?
Dil ve asimilasyon politikaları üzerine çalışmaları bulunan
Eğitimci-Yazar Gülçiçek Günel Tekin?in son kitabı Kara Kefen Belge
Yayınlarından çıktı. ?Müslümanlaştırılan Ermeni Kadınların Dramı?nı anlatan
Tekin, komşusu Şirin Tan?ın, annesine ilişkin anlattıklarından yola çıkarak,
topladığı benzer hikayelerle oluşturmuş kitabını. İzmir, İstanbul, Mardin,
Batman, Mersin illerini dolaşarak, çocuklarından, torunlarından bu kadınların
hikayelerini dinlemiş.
Tekin?in en büyük üzüntüsü kadınların öykülerini
kendilerinden dinleyememek olmuş. ?Ancak sorsaydım da anlatırlar mıydı
bilemiyorum. Çünkü kendi çocuklarına bile ancak ölümlerine yakın anlatmaya
başlamışlar ve şimdi hiçbirisi hayatta değil? diyor.
Tekin?in ebe annesi Zero da tehcirden kurtulan Ermeni bir
kadın. Köyde neredeyse hemen herkesin doğumunda bulunan Zero, ?değer verilen
kişi, nine? anlamında Sitto Zero diye çağrılırmış. Tekin çocukluk anılarında
kalan günleri anlatıyor. ?O zaman için birilerine ?o Ermeni? diyorlardı ama
Ermenilik nedir? O bilinçte değildik. Annem, Ermenilere sakın kötü laf etmeyin
diye bizi sürekli uyarırdı. Halk, ebe olduğu, çok emek verdiği için Zero?ya
saygı duyardı ama toplumda kendi kimliği sürekli aşağılanıyordu. Kadınlar buna
şahit oluyor, kimliklerini gizlemek zorunda kalıyor. Kadınlar olarak kendi
kültürümüzden dinimizden insanlarla evlendiğimizde bile bir sürü problemler
yaşıyoruz. Evliliğin kendisi zor bir olay, bir de bu Ermeni kadınları düşünün.?
Acılar paylaşılmalı
Tekin?i en çok etkileyen ve kitabı yazmaya iten Şirin Tan?ın
annesinin öyküsü olmuş. ?Bir kadın öylesine acı çekiyor ki ölmeden önce, ?bütün
yaşamım acı dolu oldu, beni beyaz kefenle değil, kara kefenle gömün? diyor.
Kadın ölümünden üç gün önce çocuğuna kefenini aldırtıyor. Ölüm döşeğinde
yatağının tam karşısına astırı-yor. Ve üç gün boyunca ona bakıyor. Onunla
gömülüyor?.
Kitabın yayınlanmasından sonra sık sık benzer hikaye-lerle
karşılaşmış Gülçiçek Günel Tekin. ?İstanbul Kitap Fuarında yanıma gelen biri
bana, ?kara kefenle gömülmekten daha acı olaylar olduğunu söyledi. Beni
yıkamadan gömün diye vasiyet edenler var? dedi. Sonra kiminle karşılaşsam, ?Aaa
benim de anneannem, benim yeğenimin de kayınvalidesi Ermeni idi? diyenler oldu.
Bunlar gizleni-yor. Çocukları tarafından da gizleniyor haklı olarak.?
Bunların bilince çıkarılıp, tartışılmasının ve
konuşulmasının bu kadınlardan özür dilemekten daha olumlu etkisinin olacağını
düşündüğünü ifade eden Tekin, ?Kendileriyle olamasa bile çocukları ve
torunlarıyla paylaşmak gerekiyor. Acı içinde ölen bu kadınların öykülerini
bilmek ve tartışmak gerek. Bu kadınlar Rusya?ya Amerika?ya kaçıp kurtulan
akrabaları ile de birlikte olamadı, göremedi. Bunlar arasında da bir köprü
işlevi olu-nabilir? diyor.
(*) Kaynak:
http://www.evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=45205
Kitabın Künyesi
Kara Kefen (Müslümanlaştırılan Ermeni Kadınların Dramı)
Gülçiçek Günel Tekin
Belge Yayınları / Yaşam ve Anılar Dizisi
Yayına Hazırlayan : Attila Tuygan
Kapak Tasarımı : Alparslan Tuygan
İstanbul, 2008, 1. Basım
174 sayfa
TANITIM İNTERNETTEN ALINTIDIR.
TANITIM İNTERNETTEN ALINTIDIR.
konusu çok ilgimi çekti.. maalesef coğrafyamız kanla göz yaşıyla yoğrulmuş bir coğrafya.. kim bilir ne hikayeler var bilmediğimiz... :)
YanıtlaSilBelki de severek okuyacağınız bir kitap olur bu kitap.
Silgüzel gercek hayatta yaşanmış gercek hayat hikayesi
SilÖzlem abla nerdesin.
YanıtlaSilSevgiciğim buradayım ama pek giremiyorum. Babamın ölümünden sonra hicbir şeyden zevk alamıyorum onun için az uğruyorum buralara..
Sil