TEBESSÜMLER HOŞA GİDER, İÇTEN GELİR DIŞA GİDER, GÜLÜMSEMEK SADAKADIR, ZANNETME Kİ BOŞA GİDER....

07 Ocak 2025

 

 
Thich Nhat Hanh demiş ki:
"Bir şeyin mutlak doğru olduğuna inandığımızda kendi bakış açımız tarafından ele geçirilmiş oluruz."
Thich Nhat Hanh, 1926 yılında Vietnam'da doğmuş ve 2022 yılında aramızdan ayrılmış, dünyaca ünlü bir Zen Budist keşişi, ruhani öğretmen ve barış aktivistidir.
"Farkındalık" ve "bilinçli yaşam" kavramlarını Batı dünyasında tanıtan öncülerden biri olarak kabul edilen Hanh, derin düşünceleri ve huzur dolu söylemleriyle milyonlarca insanın kalbine dokunmuştur.
Zen geleneğinde kök salan öğretileri, bireyin kendini anlaması ve dünya ile barış içinde yaşaması için yol gösterici olmuştur.
Thich Nhat Hanh’ın sözleri üzerine düşündüğümüzde, aslında hepimizin hayatına dokunan çok temel bir gerçeğe işaret ettiğini fark ederiz.
“Bir şeyin mutlak doğru olduğuna inandığımızda kendi bakış açımız tarafından ele geçirilmiş oluruz” derken, bize inançlarımızın ve düşünce kalıplarımızın nasıl birer duvara dönüşebileceğini gösteriyor.
Bu cümle bana hep, zihnimizin bir bahçe olduğunu düşündürmüştür.
Bahçeye diktiğimiz çiçekler, yani fikirlerimiz, bir süre sonra kök salıp büyür. Ama bahçemizi hep aynı çiçeklerle doldurursak, zamanla bu bahçe tek renkli ve sıradan hale gelir.
Hanh’ın söylediği gibi, bu durum düşüncelerimizin sabitlenmesine ve etrafımıza ördüğümüz görünmez duvarlara neden olabilir.
Oysa yeni fikirler, farklı bakış açıları ve değişime açıklık, bahçemizi sürekli taze tutar ve bize yepyeni kapılar açar.
Bu bağlamda, Hanh’ın sözü aslında bir davet gibi: “Gel, düşüncelerini serbest bırak. Onları sorgula. Değişime izin ver.”
Çünkü dogmatik düşünceler, hem bireysel hem de toplumsal anlamda bizi esir alabilir. Ne zaman ki kendi fikirlerimizi mutlak gerçek kabul ederiz, o zaman farklı düşüncelere karşı kapılarımızı kapatırız.
İşte Hanh’ın uyardığı nokta tam da burası.
Bunu kendi hayatımda da sık sık deneyimlediğimi söylemeliyim.
Zaman zaman savunduğum bir fikrin, olaylara farklı bir açıdan baktığımda aslında değişebileceğini fark ettim.
Ve ne zaman ki kendi bakış açımı esnetip farklı fikirlere kulak verdim, işte o zaman hem zihinsel hem de ruhsal anlamda bir özgürlük hissettim.
Hanh’ın öğretilerinde de bu özgürlük vurgusu çok güçlü.
Bu söz, bana biraz da Sokrates’in ünlü “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir” ifadesini hatırlatıyor.
Bilgelik, aslında bildiklerimizin sınırlarını kabul etmek ve bu sınırları sürekli zorlamakla büyür.
Tıpkı bir suyun, karşısına çıkan engelleri aşmak için farklı yollar araması gibi, biz de düşüncelerimizi katı ve değişmez olarak görmek yerine, akışkan ve uyumlu hale getirmeliyiz.
Hanh’ın bu öğretisi sadece bireysel bir farkındalık değil, aynı zamanda toplumsal bir barış çağrısı gibi de okunabilir.
Çünkü dünya üzerindeki pek çok çatışmanın temelinde, insanların kendi doğrularını mutlak kabul etmeleri ve farklı bakış açılarına kapalı olmaları yatıyor.
Eğer herkes, kendi düşüncelerini bir parça esnetebilse, dünyada empati ve anlayış çok daha güçlü bir yer bulabilir.
Bu noktada Hanh’ın felsefesi, hayatı bir yolculuk olarak görmemizi öğütlüyor.
Ve bu yolculukta, sabit doğrular yerine sorular sormak, keşfetmek ve öğrenmek, bizi hem kendimize hem de başkalarına daha yakın kılar.
Bu yazıyı tamamlarken, Thich Nhat Hanh’ın bize bıraktığı bu bilgelik dolu mesajı tekrar hatırlatmak istiyorum:
Hayatın içinde esnek kalmak, değişime ve dönüşüme açık olmak, ruhsal ve zihinsel özgürlük için en temel anahtarlarımızdan biri.
Öyleyse, sabit fikirlerimizin bizi hapsedecek duvarlar değil, büyütecek merdivenler olmasına izin verelim.
Çünkü asıl bilgelik, yargıların ötesinde; merak, keşif ve öğrenme yolculuğunda saklı. 


Hepinize merhaba nasılsınız? umarım iyisinizdir. Ben bildiğiniz gibiyim. Evdeyim, rejimdeyim yarın tartı günü bakalım kaç kilo çıkacak bedenden. Bu hafta 2 gün pazara gittik ama maalesef insan bile yoktu pazarda. Hava soğuktu, Allahtan ağbim dönem dönem sergiden uzaklaştırıyor kafelere gidip ısınıyorum. 
Her şey hayat pahası, bugün sütçü geldi o da zam yapmış, diyetisyen 200 TL zam yapmış sekreter söyledi telde. İnsanın evden dışarı çıkası yok inanın.
Bahçe kedilerim damlarda, asmalarda ağaçlarda geziyorlar, erkek tekeler şimdiden peşlerine düştüler. 


DUYGUSAL AÇIDAN OLGUNLAŞMAK
 
Bir başkasının size dediklerinin siz ''izin vermediğiniz'' müddetçe sizi rahatsız ya da sinir etmemesi gerekir. Bir başka kişinin sizi üzebilmesinin tek yolu sizin düşüncelerinizdir. Öfkelendiğinizde zihninizde dört aşamadan geçersiniz.
• Söylenen şeyi düşünmeye başarsınız.
• Buna öfkelenmeye karar verirsiniz
• Bir öfke hissi yaratırsınız.
• Sonra eyleme geçmeye karar vererek  aynı şekilde konuşup tepki verirsiniz.
Gördüğünüz gibi, düşünce, duygu, tepki ve eylem sizin zihninizde gerçekleşir.
Duygusal açıdan olgun olmak ne anlama gelir?
Duygusal açıdan olgun olmak, başkalarının eleştirilerine ve küskünlüklerine olumsuz yanıt vermeye dair doğal ama çocukça eğilimi aşmak demektir. Kimse eleştirilmekten ya da küçümsenmekten hoşlanmaz. Ama bu davranışlarla karşılaştığımızda nasıl tepki vereceğimizi seçme becerisine de sahibizdir. Olgun seçim, olumsuz bir şeye aynı olumsuz şekilde yanıt vermekten kaçınmaktır. Aynı şekilde yanıt vermek, küçümseyici eleştirinin seviyesine inmek ve diğer kişinin olumsuz atmosferiyle bir olmak demektir. Hiç kimseye, yere ya da şeye, içsel huzurunuzu ve sükunetinizi bozma ve hayat dolu sağlık hissinizin yönünü değiştirme izni vermeyin…

JOSEPH MURPHY
Bilinçaltının Gücü
Sayfa: 217


 
Devamlı çay, devamlı kahve o zaman...


 
Allah kısmet ederse okuyacağım dergiler, ayın son 10 gününü dergilere ayıracağım bu sene.
 


2024'ün son siparişi idi bunlar...
 



5 yorum:

  1. Başlık çok hoş :)

    Alıntıların her birini sevdim, özellikle duygusal açıdan olgunlaşmak kısmında yazılanları şu vakitler çokça içinde bulunduğum haller vesilesiyle kendime ödev verdim, çalış vakt-i dem :)

    Rejim süreci istediğiniz gibi sonuçlanır umarım, kolay gelsin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun ve diyetle ilgili dileğin için çok teşekkür ederim.

      Sil
  2. post öykü/kitap kafası, bunları hiç okumamışım, saool :)

    YanıtlaSil