OKUDUKLARIM 2025/18 KARANLIK

30 Mayıs 2025

OKUDUKLARIM 2025/18 KARANLIK

 

 
Genç bir Rus kadının cesedi İzlanda sahiline vurur. Üstünkörü bir soruşturmanın ardından bunun bir intihar vakası olduğuna hükmedilir ve dava dosyası kapatılır. Olaydan bir yıl sonra Reykjavík polisinden Hulda Hermannsdóttir erken emekliliğe zorlanır. Hulda hazırlıksız yakalanmıştır, yalnızlıktan ve karanlık geçmişinin anılarıyla baş başa kalmaktan korkar. Teselli niyetineedebeyat, işten ayrılmadan kendi seçeceği bir eski vakayı çözmesine izin verilir, iki haftası vardır. Hulda, sığınma umuduyla gelen ama hayatı ülkenin soğuk sahillerinde son bulan Rus kızın davasını seçer. Kısa bir süre sonra Hulda, bir başka Rus kızın aynı tarihlerde kayıplara karıştığını öğrenir ve kimsenin ona hikâyenin tamamını anlatmadığını anlar. Hulda katili bulacaktır, kendi hayatını tehlikeye atmak pahasına bile olsa…
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Severek okuduğum bir kitap oldu. Polisiye kitap okumayı severim, ama bu biraz polisiyeye göre hafif kaldı diyebilirim. Soruşturma diyalogları azdı. Özel hayat daha çok ön plandaydı. Süpriz bir son vardı...
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Bazı insanlar hayatlarının erken dönemlerinde.... yalnız kalmaya karar verirler.
*****
Öfke gözlerde cehennem ateşi yakar.
*****
Kötü hava sadece heyecanı artırır.
*****
Arada bir geçmiş hakkında konuşmak iyi, hatta sağlıklı olabilirdi.
*****
Hatırlamak başka, hissetmek başka.
*****
Vicdan azabı ağır bir yüktür.
*****
Kanunlar, doğru ve yanlışın tek belirleyicisi değildi. Bazen büyük resme bakmak gerekirdi.
*****
Rüyalarında her zaman seni tuzağa düşürmek için pusuya yatmış biri vardır.
*****
Pişmanlık duymaya inanmıyorum ben. Hayat neyse odur, öyle ya da böyle bitiyor.
*****
  
 
 

HER GERÇEK HER KULAĞA UYGUN DEĞİLDİR

25 Mayıs 2025

HER GERÇEK HER KULAĞA UYGUN DEĞİLDİR

 

 
Nietzsche’nin “Kendi yolunda giden biri, hiç kimseyle karşılaşmaz: ‘Kendi yolunda yürümenin’ yapısında vardır bu” sözü, bireysellik ve özgünlük üzerine derin bir mesaj taşıdığını söyleyebiliriz.
Bu söz, kişinin kendi yolunu çizmesi, başkalarının beklentilerine veya toplumsal normlara uymak yerine kendi değerlerine ve içsel doğruluğuna sadık kalması gerektiğini vurgular.
Nietzsche’ye göre, gerçek anlamda kendi yolunda yürümek, yalnızlığı ve farklılığı göze almayı gerektirir; çünkü bu yol, başkalarının sıkça tercih ettiği ortak yollardan ayrılır. Bu, hem bir özgürlük hem de bir yalnızlık durumudur; kişinin kendi varoluşsal amacını bulması için cesaretle yüzleşmesi gereken bir durum.
Nietzsche, bu sözüyle bireyin özgünlüğüne ve kendi yolunu çizmesinin önemine işaret eder. Kendi yolunda yürümek, toplumsal baskılardan, hazır kalıplardan ve başkalarının onayından bağımsız bir şekilde kendi hakikatini aramak demektir. Ancak bu yol, yalnızlığı da beraberinde getirir; çünkü özgün bir yol, başkalarının izlediği yollardan farklıdır ve bu nedenle “hiç kimseyle karşılaşılmaz”.
Bu yalnızlık, zayıflık değil, aksine bireyin kendi varoluşunu inşa etme cesaretinin bir göstergesidir. Nietzsche, bu sözle, insanın kendini gerçekleştirmesi için konfor alanını terk etmesi ve kendi yolunda kararlılıkla yürümesi gerektiğini vurgular. 
 

 Herkese mutlu haftalar, biz iyiyiz bu haftanın tek olumsuzluğu 1haftayı geçtiği halde, parasını da ödediğim halde Arçelik çamaşır makinam teslim edilmedi devamlı elde çamaşır yıkadım, en sonunda bayi ile kavga yaptı ağbim. Yüreği çürüdü bunlar makinayı spottan bakıyorlar galiba bu işten vazgeçelim dedi ve vazgeçtik gittim parayı geri aldım, bosch mağazsına gittim, makinamı aldım ve montajı yapıldı şu an şakır şakır çamaşır yıkıyorum. Arçelik firmasına bu davranış biçimi hiç olmadı. 


Marketin merdiven kısmında çıkan taşın iç kısmına kedi yavrulamış 3 yavru vardı. Ben bu resmi çektikten sonra bir bayan gelip 2 yavruyu almış gitmiş, internette yardım istiyorlardı, anne kedi ağlıyormuş devamlı yavruları alan geri getirsin diyorlardı. aBen bu resmi çekerken ve instagrama koyarken dikkatimi çekmedi, yorum yapılınca dikkat ettim, arkadaki tekirin gözleri hasta, acaba biri de farketti bakım için mi aldı diye düşünüyorum.
 
 
Yeniler....
 
Tohum bir ağaç olsun.
Yumurta kuş olsun.
Sessizlik şarkıya dönüşsün.
Hayat bir mucizeye dönüşsün.
Güç her engelin üstesinden gelsin.
Zorluklar daha yükseğe uçmamıza hizmet etsin.
Her deneyim bir armağana dönüşsün.
Sanat her insan için ilaç olsun.
Doğa her bilge adamın bayrağı olsun.
Her gün doğumu bir gösteri olsun.
Herkes unutulmuş ruhunu bulsun.
Dünya hayal edilene dönüşsün.
 
- Arnau de Tera -

 
 
Sardunyada bir dal ve iki çatal var, çatalın biri güvez renk, diğeri pembe renk. Yaradan böyle yaratmış.
 
Alıntıdır.
 

OKUDUKLARIM 2025/17 MÜKEMMEL BİR GÜN

23 Mayıs 2025

OKUDUKLARIM 2025/17 MÜKEMMEL BİR GÜN

 

 
“Saf duyularımız –görme, duyma, koklama, dokunma, tatma– bizi yanıltabilir. Sadece duyularımıza dayanarak dünyayı asla tam olarak anlayamayız. Düşünmek zorundayız. Ve hissetmek.’’ Duyguların gücü rahatlatıcı olabilir. Veya ölümcül. Altı ile on yaş arasındaki küçük kızlar yıllar içinde ortadan kaybolurlar. Kırmızı kurdeleler, polise cesetlere giden yolu gösterir. Failin izine bir türlü rastlanamaz. Ancak bir akşam, uluslararası üne sahip felsefe pro fesörü ve antropolog Walter Lesniak, kızı Ann’in gözleri önünde tutuklanır. Profesör, on küçük kızı öldürmekle suçlanır ve basın bu haberi ‘’Profesörün Ölümü’’ olarak manşetlere taşır. Ancak Ann, babasının masumiyetine inanır ve bunu kanıtlamak için sürükleyici, zaman zaman şaşkınlık veren ve insan ruhunun karanlık köşelerine daldığı bir maceraya koyulur. Netflix gerilim dizisi olarak uyarlanan ilk romanı Sevgili Çocuk ile uluslararası üne kavuşan Romy Hausmann’dan yine sürükleyici bir çok satar gerilim. “Romy Hausmann Almanya'nın en iyi gerilim yazarlarından biri.” The Sunday Times
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Hastanede iken okuduğum bir kitaptı.  Benim için hayal kırıklığı idi diyebilirim.
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Çocuklar küçükken bir takım aptalca alışkanlıklar edinir, bir daha asla kurtulamazlar.
*****
Bir dehşet insanı ta içinden çarpan elektrik gibidir, kalp birden yerinden fırlar ve tekrar yerine döndüğünde eskisinden daha hızlı atar ve hatta bazen can acıtır.
*****
 Öfke hava gibi görünmezdir ve çok öfkelendiğinde insanın içine işler. Önce boğazında bir yumru oluşur ve boğa gibi nefes alırsın, kalbin çok hızlı çarpmaya başlar. Tekrar sakinleşmek için dişlerini sıkarsın. Ama bu işe yaramaz çünkü öfke kişiden çok daha güçlüdür. Öfke vücutta patlar ve insan buna dayanamadığı için kollarını ve bacaklarını hareket ettirmeye başlar, yumruklar ve tekmeler atar. Öfke ancak böyle vücuttan atılır.
*****
Üzülünce insanın her zaman ağlamak zorunda kaldığı ve burnu aktığı doğru değil, bazen üzüntü insanın içinde çok daha derinde durur ve gözyaşlarının kanalını tıkar.
*****
Çoğumuz dünyayı ancak kendi bakış açımızın izin verdiği biçimde deneyimleriz.
*****
Polisin bazı bilgileri kilit altında tutmasının nedenleri vardır.
*****
İyidir umutlu olmak, en azından korkuya iyi gelir.
*****
Hayatımızın sadece bir ölüm, buna karşılık ölmüş olmanın da hayat olmadığını kim söyleyebilir?
EURIPIDES
*****
Yalnızlık çok tehlikeli bir duygu
*****
Başka biriyle mutlu olmak için önce kendinle barışık olmayı öğrenmelisin.
*****
Hiçbir çocuk ebeveynlerinin yaptıkları için suçlanamaz.
*****
Şok geçirdiğinde fişi çekilmiş bir cihaz, bir mikser yada başka bir şey gibi kısa süreliğine kapatılmış olursun.
******
Korkudan korkmak, gerçek nedenden daha fazla acıya sebep olur.
******
Amaç aracı meşru kılar
*****
Dünyada olan her şey, her eylem ve her sonuç bir duyguya dayanır.
*****
Anılar sadece umut olduğu sürece güzeldir.
*****
Psikopatlar, empati duymayan, yaptıkları şeyler için pişmanlık veya suçluluk hissetmeyen insanlardır.
*****
Delilikte anlam bulmaya çalışırsan kaybedersin.
*****
Acı ve ızdırap her zaman kapsamlı bir farkındalığın ve kalp derinliğinin ön koşuludur.
*****
İnsan insandır, hata yapar, bunalır, endişelenir, bazen de aptallık eder.
*****
Dünyayı hissedemezsen, onu nasıl anlayabilirsin?
******
 

HAYATTA YAPABİLECEĞİN TEK ŞEY KENDİN OLMAKTIR.

18 Mayıs 2025

HAYATTA YAPABİLECEĞİN TEK ŞEY KENDİN OLMAKTIR.

 

 
Sana bir sır vereyim mi kadın arkadaşım :
“Çok yürek tüketme,
Her sorunu çözmeye çalışma,
Enerjini kendine harca,
Keşke dediğin şeylere takılma…
İyi ki dediklerini sık sık yap,
Kimseyi memnun etmeye çalışma,
Özverilerin için madalya bekleme,
Ev dağınık olsa bile al eline,
Kahveni çık açık havaya iç…
Herkesin nabzına göre şerbet hazırlama ,
Unutma şeker zararlı,
Bir gün takdir edileceğin günü beklem,
Neden biliyor musun ?
Bunların hepsini yaptıktan sonra bir gün gelecek ki,
Eyvahhh diyeceksin, yaşlıyım ve tek başımayım.
Artık hiç bir işe gücüm yetmiyor,
Ne kadar yolum var bilmem ama yoruldum ben diyeceksin,
Sonra bakacaksın ki etrafına sen varsın, ilaç poşetin var ,hayal kırıklıkların var..
Gözünden iki damla yaş düşecek ya, hah işte o yaşı düşürmemek için gözünden bu verdiğim sırrı iyi sakla...!” 


Hepinize güzel bir hafta diliyorum, bizler daha iyiyiz, günlerimiz Havalar güzelleşti derken yine yağmurlar başladı, cumartesi gecei bayağı bir yağmur yağdı, rahmet olsun her yere. Ben maalesef bugün tüm günün yarısını elde çamaşır yıkayarak geçirdim. 1992 senesinde 2 adet 3500 ve 3550 model çamaşır makinası almıştım. Birini eskittik daha sonra benim çeyizliği de 3550 modeli de kurduk ve perşembe gününe kadar onu kullandık. Beyazları yıkarken arıza yaptı, tanıdığımız servis geldi beyin gitmiş ve bu model beyni bulunmaz deyince, el mahkum yeni model bir makina aldık. Çocuk 1 haftada gelir abla deyince, bugün elde çamaşır yıkadım, sıkarken merdaneli makinayı aradım diyebilirim:)))
 
 
Bazen bir kenara çekilin ve izleyin;
Olanları, bitenleri, kalanları, gidenleri, sizi mutlu edenleri ve sizi üzenleri…
İçinize siniyorsa yaşadığınız hayat, yolunuza devam edin.
Mutlu değilseniz eğer, tekrar gözden geçirin kendinizi ve çevrenizdekileri.
Ya bir şeyler eksiktir, ya da bir şeyler fazla..
Sonra çekildim bir kenara seyrettim bütün olanı biteni..
Baktım kimde ben ne kadarım, kim ben de ne kadar kalmış diye..
Geçen ömrüme bir damla gözyaşı akıttım;
Yarısı “adanmış” lıkla geçmiş,
Diğer yarısı “aldanış” ile.!
Özdemir ASAF
 

Hastane ile ilgili postumda yazmayı unuttum Sırmayı biz hastanede iken kaybettik, maalesef vefat etmiş. Oysa hastaneye yatmadan önce belediye veterinerini çağırtıp baktırmıştım, bir şey yok abla demişti, nefes almakta sanki zorlanıyordu. Annesinin sütünü alsın dedik veterinere kalsın dedik. Sonra annem telefon açtı hastanede iken öldü çöpe atayım dedi, hayır dedim ceviz ağacının altını kazdırdık orayı kazdır biraz ve göm dedim annem de öyle yapmış. 
 


 
 
Bir cuma klasiği Migrosta
 

 Bazen insan, denizin kıyısında bir siluet olur.
Sırtını dünyaya, yüzünü sonsuzluğa döner de, bir lokma ekmeği kuşlarla paylaşırken kendi sessizliğini dinler.
Sessizlik… ne çok şey anlatır aslında. O an fark edersin; seni asıl anlayan, ne sözündür ne de ünvanın.
Seni anlayan, kalbinin niyetidir, vicdanının yankısıdır.
Çünkü söz bir surettir; ama kalbin sessizliği, gerçeğin ta kendisidir.
Mülk sanrısıyla sahip çıktıklarımızdan çok, yüreğimizde yer verdiğimizdir gerçekten bize ait olan.
Çünkü kalp, öyle bir yer ki… bir kez içine aldın mı bir şeyi, onu oradan kimse alamaz.
Ne zamanın çürüten eli, ne dünyanın dönen yüzü, ne de unutuşun hoyratlığı.
İşte bu yüzden diyorum kendime: Sahip olmak için değil, sevmek için yaşa.
Bir kedinin sana yanaşmasını, bir martının baş ucunda kanat çırpmasını mülkiyetle değil, mucizeyle anlamlandır.
Belki de en büyük mucize, kalbinde bir bahçe yetiştirebilmektir.
Orada vicdanla konuşabilmek, orada hakikatin sesiyle susabilmek.
Çünkü asıl konuşmak, sustuktan sonra başlar. Ve suskunluk birikince, sevgidir dile gelen.
Belki de bu yüzden en çok yalnızken, kalabalıkların arasında değil, kuşların ve kedilerin tanıklığında insan olur insan.
Kalbini konuşan bir bahçeye çevir ki sessizlik orada çiçek açsın.
 

 Bir takım yeniler....
 

 Geçen gün aşağıdaki videoyu dinliyorum tesadüfen can sıkıntısına, orada geçen 444 konusu ilgimi çekti.
 

Konu ile ilgili araştırma yaptığımda, facebook sayfasında şöyle bir açıklamaya denk geldim...
 
🌸💮🌺Evde kaldığımız ve iletişim ihtiyacımızı Elektrik & Elektronik aletlerle gidermeye çalıştığımız şu günlerde,
.🌸
Gerek çok kullanmaktan, gerek düşürdüğümüz için, gerek eski olması gibi sebeplerle cihazlarımız bozulabiliyor ve eski verimi alamayabiliyoruz.
.🌸
Verdiğim sekans dizimini kullanarak bir deneyin bakalım! Tekrar onları kullanabilecek misiniz?
.🌸
BUNUN İÇİN:👇👇👇
📽️ İster bir kağıda yazıp üstüne yapıştırın.
📽️ İster üstüne yapıştırdığınız bir bantın yine üzerine sekansı yazabilirsiniz.
📽️ İster elinize aldığınız, temas kurduğunuz cihazınızla konuşup
ona bu sekansı 10 kez tekrar şeklinde okuyup, "harika bir şekilde çalışıyorsun" , olunlamasını yapabilirsiniz.
📽️ Sayıları tek tek okuyun, tire işareti (-) gördüğünüz yerlerde 1 saniye susarak 10 tekrar yapın. 📽️ Gözünüzü kapatıp, onu kullanmaya başladığınızı hayal edip, ona biraz süre tanıyabilirsiniz. 📽️
.
❄️ Deneyimlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın lütfen, sevgilerr🌝🌸💮🌺🌝❄️ 

Ve videonun altında şöyle bir yoruma denk geldim,
 
 

ŞÜKÜR EVDEYİZ

13 Mayıs 2025

ŞÜKÜR EVDEYİZ

 

 
Herkese benden merhabalar,  
Yaklaşık bir aydan bu yana hastayız hepimiz, ben hasta oldum tam iyileşmeden ağbim hasta oldu, o iyileşmeden annem hasta oldu. Bu süre içinde ana sağlık ile tedavi olduk, fakat ağbim çok aşırı terlemeler ve istifra yapınca artı şeker 400 lere çıkınca ve ayakta bir yara açıldı aniden kanama yapınca acil olarak kan tahlillerini yaptırdık CRP 309 değerine ulaşmış ki bunu nasıl yaptı vücut anlamadık, normal değeri 5 olması lazım, şeker 350 lerde olunca ve bazı değerlerde düşük çıkınca acilen hastane doktoruna ulaştık, doktorumuz biraz ters ama başarılı bir doktor, hemen yatış kararı verdi. Yaklaşık 5 gündür hastanede idik, antibiyotik ve serum tedavisi sonucu şeker 74 lere CRP değeri de 7,8 e düştü. Tüm gün hastanede olmak inanın çok sıkıcı. Ara sıra kantine inip kahve içtim, tamda acilin önü idi, her türlü olayı görüyorsunuz, ağlamalar, bağırmalar, çağırışlar, insan çeşit çeşit acı yaşıyor. Özellikle 14 yaşında bir kız getirdi ailesi, akran zorbalığı yaşayan 5-6 bayan toplanıp devamlı bu kızı dövüyorlarmış, ailesi polisle birlikte darp raporu alıyordu savcılığa suç duyurusunda bulunacaklar. Kız kendisini dövenleri tanıyor ama adreslerini bilmiyor.... Acı bir olay...
Bizim şimdi nur topu gibi bir yaramız daha var ayakta, hergün bu yaraya da pansuman yapacağım.
Odada birlikte kaldığımız aile ile iyi anlaştık, onlar çevre köylerden birinden idiler. Ortak tanıdıklarımız çoktu muhabbetimiz iyi idi. Ağbim diyetine dikkat etti ama süleyman amca pek dikkat etmiyor, bisküvi yiyor, meyve suyu içiyor. Onunda 2 ayağında 25 yıldır yaralar varmış, en son topuk patlamış onunda CRP yüksek, özel hastanede 21 gün yatmış 2 puan gerilemiş CRP , Demek ki hergün sadece serumu takmışlar, antibiyotik tedavisi uygulamamışlar.  Devlet hastanesinde 7 günde 10 lu değerlere düşmüş CRP. Özel hastane derken bir kere daha düşünmek lazım diyorum. 120.000 TL almışlar sonuç sıfır. Ben özel hastaneyi tomografi, ultrason, mr gibi olaylarda tercih ediyorum malum devlette yıllar sonrasına randevu veriyorlar. Ama tedavi açısından devleti tercih ediyorum. En son gece gıcık halinde yaşadığım öksürüklerim vardı, Göğüs hastalıkları İpek hanımdan randevu aldım. Bir serum bir antibiyotikle benim öksürüğe gıcığa elveda dedik.  
Kendinize ve sağlığınıza çok dikkat edin. 
 

 


OKUDUKLARIM 2025/16 KUŞLAR KIRAATHANESİ

05 Mayıs 2025

OKUDUKLARIM 2025/16 KUŞLAR KIRAATHANESİ

 

 
Samet Çıldan hikâyelerinde taşra kabul edilen yörelerin insanının (bilhassa okumuş gençlerin) zamanla, hayatla, yer yer toplumla yaşadıkları gerilimleri, iç dünyalarında yaşadıkları gelgitleri, geleneğin ve toplumsal kültürün ışığında sorguluyor. Göz ardı edildiği düşünülen bir kesimin gözlemlerini ve yaklaşımlarını ironik bir dille aktarıyor. Çözümleme gücünün zengin bir dil kullanımıyla harmanlandığı hikâyeler özellikle çağa şahitlikler ve günün sorunlarına değinme yönleriyle okurla kuvvetli bir bağ kuruyor.
 
KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Severek okudum yazarın hikayelerini...
 
KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Yalnızlığından memnun biri gelen misafire gitsin gözüyle bakar.
*****
Az biraz delikanlı ol, mevsimine göre adam mı değişir?
*****
Kişioğlu dilinin altında gizlidir.
*****
Evrensele ulaşmanın yolu mahalli kültürden, yerel olandan geçer.
*****
Anladığım kadarıyla okumak ve gözlemlemek, yaşamaktan kaçmanın bir yoluymuş sizin için.
*****
Başkalarının duygularına değil, kendi duygularınıza yoğunlaşmayı deneyin.
*****
İnsanın rızkı neredeyse kişiyi yanına çağırırmış.
*****
Hacı Bektaş hazretleri ne demiş, oturduğun yeri pak et, kazandığın lokmayı hak et.
*****
Sen yitirdiğin heveslerinin ağıdını yakıyorsun.
*****
İnsanın insanı konuşmadan da anlaması güzel şey.
*****
Delilik hakiki ve kavi bir rütbedir.
*****
Erin er olsun da yerin çalı dibi olsun.
*****,
Hangimizin içinde yarım kalmışlıklardan dikili anıtlar yok ki.
*****
Allah bunlara uyuz versin, kaşıyacak tırnak vermesin
*****