HAYATTA YAPABİLECEĞİN TEK ŞEY KENDİN OLMAKTIR.

18 Mayıs 2025

 

 
Sana bir sır vereyim mi kadın arkadaşım :
“Çok yürek tüketme,
Her sorunu çözmeye çalışma,
Enerjini kendine harca,
Keşke dediğin şeylere takılma…
İyi ki dediklerini sık sık yap,
Kimseyi memnun etmeye çalışma,
Özverilerin için madalya bekleme,
Ev dağınık olsa bile al eline,
Kahveni çık açık havaya iç…
Herkesin nabzına göre şerbet hazırlama ,
Unutma şeker zararlı,
Bir gün takdir edileceğin günü beklem,
Neden biliyor musun ?
Bunların hepsini yaptıktan sonra bir gün gelecek ki,
Eyvahhh diyeceksin, yaşlıyım ve tek başımayım.
Artık hiç bir işe gücüm yetmiyor,
Ne kadar yolum var bilmem ama yoruldum ben diyeceksin,
Sonra bakacaksın ki etrafına sen varsın, ilaç poşetin var ,hayal kırıklıkların var..
Gözünden iki damla yaş düşecek ya, hah işte o yaşı düşürmemek için gözünden bu verdiğim sırrı iyi sakla...!” 


Hepinize güzel bir hafta diliyorum, bizler daha iyiyiz, günlerimiz Havalar güzelleşti derken yine yağmurlar başladı, cumartesi gecei bayağı bir yağmur yağdı, rahmet olsun her yere. Ben maalesef bugün tüm günün yarısını elde çamaşır yıkayarak geçirdim. 1992 senesinde 2 adet 3500 ve 3550 model çamaşır makinası almıştım. Birini eskittik daha sonra benim çeyizliği de 3550 modeli de kurduk ve perşembe gününe kadar onu kullandık. Beyazları yıkarken arıza yaptı, tanıdığımız servis geldi beyin gitmiş ve bu model beyni bulunmaz deyince, el mahkum yeni model bir makina aldık. Çocuk 1 haftada gelir abla deyince, bugün elde çamaşır yıkadım, sıkarken merdaneli makinayı aradım diyebilirim:)))
 
 
Bazen bir kenara çekilin ve izleyin;
Olanları, bitenleri, kalanları, gidenleri, sizi mutlu edenleri ve sizi üzenleri…
İçinize siniyorsa yaşadığınız hayat, yolunuza devam edin.
Mutlu değilseniz eğer, tekrar gözden geçirin kendinizi ve çevrenizdekileri.
Ya bir şeyler eksiktir, ya da bir şeyler fazla..
Sonra çekildim bir kenara seyrettim bütün olanı biteni..
Baktım kimde ben ne kadarım, kim ben de ne kadar kalmış diye..
Geçen ömrüme bir damla gözyaşı akıttım;
Yarısı “adanmış” lıkla geçmiş,
Diğer yarısı “aldanış” ile.!
Özdemir ASAF
 

Hastane ile ilgili postumda yazmayı unuttum Sırmayı biz hastanede iken kaybettik, maalesef vefat etmiş. Oysa hastaneye yatmadan önce belediye veterinerini çağırtıp baktırmıştım, bir şey yok abla demişti, nefes almakta sanki zorlanıyordu. Annesinin sütünü alsın dedik veterinere kalsın dedik. Sonra annem telefon açtı hastanede iken öldü çöpe atayım dedi, hayır dedim ceviz ağacının altını kazdırdık orayı kazdır biraz ve göm dedim annem de öyle yapmış. 
 


 
 
Bir cuma klasiği Migrosta
 

 Bazen insan, denizin kıyısında bir siluet olur.
Sırtını dünyaya, yüzünü sonsuzluğa döner de, bir lokma ekmeği kuşlarla paylaşırken kendi sessizliğini dinler.
Sessizlik… ne çok şey anlatır aslında. O an fark edersin; seni asıl anlayan, ne sözündür ne de ünvanın.
Seni anlayan, kalbinin niyetidir, vicdanının yankısıdır.
Çünkü söz bir surettir; ama kalbin sessizliği, gerçeğin ta kendisidir.
Mülk sanrısıyla sahip çıktıklarımızdan çok, yüreğimizde yer verdiğimizdir gerçekten bize ait olan.
Çünkü kalp, öyle bir yer ki… bir kez içine aldın mı bir şeyi, onu oradan kimse alamaz.
Ne zamanın çürüten eli, ne dünyanın dönen yüzü, ne de unutuşun hoyratlığı.
İşte bu yüzden diyorum kendime: Sahip olmak için değil, sevmek için yaşa.
Bir kedinin sana yanaşmasını, bir martının baş ucunda kanat çırpmasını mülkiyetle değil, mucizeyle anlamlandır.
Belki de en büyük mucize, kalbinde bir bahçe yetiştirebilmektir.
Orada vicdanla konuşabilmek, orada hakikatin sesiyle susabilmek.
Çünkü asıl konuşmak, sustuktan sonra başlar. Ve suskunluk birikince, sevgidir dile gelen.
Belki de bu yüzden en çok yalnızken, kalabalıkların arasında değil, kuşların ve kedilerin tanıklığında insan olur insan.
Kalbini konuşan bir bahçeye çevir ki sessizlik orada çiçek açsın.
 

 Bir takım yeniler....
 

 Geçen gün aşağıdaki videoyu dinliyorum tesadüfen can sıkıntısına, orada geçen 444 konusu ilgimi çekti.
 

Konu ile ilgili araştırma yaptığımda, facebook sayfasında şöyle bir açıklamaya denk geldim...
 
🌸💮🌺Evde kaldığımız ve iletişim ihtiyacımızı Elektrik & Elektronik aletlerle gidermeye çalıştığımız şu günlerde,
.🌸
Gerek çok kullanmaktan, gerek düşürdüğümüz için, gerek eski olması gibi sebeplerle cihazlarımız bozulabiliyor ve eski verimi alamayabiliyoruz.
.🌸
Verdiğim sekans dizimini kullanarak bir deneyin bakalım! Tekrar onları kullanabilecek misiniz?
.🌸
BUNUN İÇİN:👇👇👇
📽️ İster bir kağıda yazıp üstüne yapıştırın.
📽️ İster üstüne yapıştırdığınız bir bantın yine üzerine sekansı yazabilirsiniz.
📽️ İster elinize aldığınız, temas kurduğunuz cihazınızla konuşup
ona bu sekansı 10 kez tekrar şeklinde okuyup, "harika bir şekilde çalışıyorsun" , olunlamasını yapabilirsiniz.
📽️ Sayıları tek tek okuyun, tire işareti (-) gördüğünüz yerlerde 1 saniye susarak 10 tekrar yapın. 📽️ Gözünüzü kapatıp, onu kullanmaya başladığınızı hayal edip, ona biraz süre tanıyabilirsiniz. 📽️
.
❄️ Deneyimlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın lütfen, sevgilerr🌝🌸💮🌺🌝❄️ 

Ve videonun altında şöyle bir yoruma denk geldim,
 
 

6 yorum:

  1. evlerin bahçeleri kedi köpek kuş mezarlığı gibi oluyor değil mi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle doğru olan o ama, ortada çürüyecek veya çürümüş şekilde görmekten iyidir inan.

      Sil
  2. yaaaaa nasıl sevdim bugünkü yazınızı , şu an benim bu yazıyı okumay aihtiyacım varmış elinize sağlık

    YanıtlaSil
  3. https://www.blogger.com/profile/11829119435175558472
    Profil linkin bu değil mi ama?
    Bu linki kopyalayıp gir bak. Halen 2 blogun olduğu görünüyor.

    Dünya hanımefendisi
    Yüreğimin İklimi
    diye alt alta sıralanmış.

    Handan'ın kendininkiler dışında 3 değişik blogu daha olmuş mesela.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu işten bir şey anladıysam arap olayım. Faaliyette olan bir bloğu bana nasıl tanımlar ki, hani faaliyette olmasa tamam diyeceğim.

      Sil