YAŞAMINI HİÇBİR ZAMAN BİR TEPENİN ÜSTÜNDEN SEYREDEMİYOR İNSAN...
(AMIN MAALOUFF/YÜZÜNCÜ AD KİTABINDAN)
Sonbahar özellikle EKİM ayı iyiden iyiye kendini göstermeye başladı. Geçtiğimiz hafta gececi idim saat 24:00 çıkışlarda hep hırkama sarındım. Bu önümüzde ki hafta da gece çalışacağım. Arkadaşlardan biri izinde nasılsa cumartesi tatil yapamayacağım, bari gece çalışayım, gündüz evde bayram temizliği yaparım diye düşündüm.
Hafta sonları kendime yukarıdaki gibi bir kahvaltı hazırlarken bu pazar onu yapamadım. Yeni bir sistem başlangıcı yarın işleme alınacağı için bu gün istanbul' dan gelen proje sorumlusu ve danışmanlar ile birlikte çalışma yaptık. Böyle olunca sağ olsun şef fabrikaya gitmeden herkese çorba ısmarladı. Biz de aşağıdaki karede gördüğünüz üzere KUBBELER ALTINDA çorbacı da idik. Sabah sabah KELLE PAÇA, İŞKEMBE çorbası nasıl yerler anlamam:)))))) Ben kırmızı mercimek aldım...
Ben 100.000 fazlası nüfusa sahip bir ilçe de, hem şehir de hem köy de yaşar gibiyim. Mahallemizden, envai çeşit ördek,kaz, tavuk, horoz resimlerinden bir kare......
Çarşıya indiğimde artık bol bol kışın habercisi kestanecileri görüyorum. Aklıma birden çocukluğum geliyor, bu zamanları asla hayal edemezdim böyle bir teknolojiyi... Tek haberleşme imkanı telefon o da herkesin evinde yok. PTT de yazılacaksın da seneler sonra sıra gelecekte bağlanacak. Bu arada komşun da var ise, seni arayacaklar biz şimdi kapatıyoruz 10 dakika sonra tekrar arayacağız diye söyleyecekler. Komşu koşturarak size gelir,
-Koş, hemen gel, 10 dakika sonra arayacaklar derler.
Ya neşeli bir haber ya da üzülecek bir haber..
Ben bir bayram günün de, Akseki 'deki amcamın ölüm haberini bu şekilde aldığımı hatırlarım.....
Ha bir de mektuplar, kartlar yazılırdı. Sonu ise
KESTANE KEBAP, YEMESİ SEVAP ACELE CEVAP ile biterdi....
Hatırladınız değil mi?
Bu hafta kendimi mutlu edecek 2 hediye aldım kendime. İlki kedili bir çanta
İkincisi ise bir saksı tavşancık çiçeği. Aşağıdaki soldaki çiçekler bahçeden, sağdaki ise kendime aldığım bir çiçek.Annemin gözü kaldı:))) ihşallah kurumaz canlı kalır.
Okuduğum dergilerden birinde rastladığım soğuk bir bitki çayı, yanılmıyorsam eğer SENİNLE DERGİsi idi.
Amin Maalouf nasıl sevdiğim bir yazardır. Yüzüncü Ad kitabı da bende ayrı bir yeri vardır..:))
YanıtlaSilAh o eskiler ben de bugün çok düşündüm eskileri..Herşey ne kadar tatlıydı ama. Ne huzurlu ne mutluyduk..
Teknoloji ilerledi ama bizi de bizden etti. Herşey yapay geliyor artık bana o eski samimiyetler kalmadı artık malesef..
Bizler de son nesiliz herhalde o sıcaklığı hissedebilen..
Sevgili arkadaşım o çorbalar ve hatta o kestaneler de bir harika görünüyorlar..
Sevgilerimi gönderiyorum..
Öpüyorum..:))