KABİL'İN GİZLİ KIZLARI
Ataerkilliğe ve geleneklere karşı çıkmak, direnmenin bir
başka adıdır. Kolay değildir bin yıllar boyunca süregelen ve siyasi
iktidarların da (kuşkusuz işlerine geldiği için) desteklediği geleneklerle her
seferinde yeni bir güç ve azimle mücadele etmek. Afganistan’da, kadının ikinci
sınıf sayılmasına kimse karşı çık(a)masa da hayatı sürdürmek adına bir çocuğu
erkek gibi yetiştirmek gerekir. Bir zorunluluktur bu. Ailenin işine geldiği
için -ekmek almaya bile gidecek biri gerekir çünkü-, babanın haysiyeti için,
dedikoduların ayyuka çıkmaması için bir çocuk feda edilir.
Bacha posh…
Kendi dillerinde, erkek görüntüsüyle yetiştirilmiş kız
çocuklara verilen ad baha posh. Ailelerin, kendilerini düşünerek -başlangıçta,
çocukların da hoşuna gidiyor aslında- erkek gibi yetiştirdikleri çocuklar ergen
olup da sesleri inceldiğinde, vücut hatları belirginleşip göğüsleri çıktığında
yeniden kadın olmak zorundadırlar. Doğal olarak da itiraz eder tepki
gösterirler. Uyumsuzluk yeni bir beladır aslında.
Afgan kadınlarının cinsiyet, özgürlük, insan hakları gibi
beklentileri giderek artsa da, eğitim düzeyinin düşüklüğünden ve dinsel
tutuculuktan kaynaklanan baskılar hâlâ egemendir hayatın içinde…
Erkek egemen düşünce…
Afganistan’ın çoğuna hâkim olan Taliban, ülke nüfusunun en
az yarısından, yani kadınlardan nefret ediyor(du). Ödüllü gazeteci Jenny Nordberg,
‘Erkek kılığındaki Afgan kızlarının bilinmeyen hikayesi’ni araştırdığı,
“Kabil’in Gizli Kızları” çalışmasında, bir boyutuyla çağdaş, Batıcı bir yaşam
biçimini de tanıtmaya çalışır.
Yabancıdır, Müslüman değildir, bir de üstüne üstlük
kadındır. Kuşkusuz Jenny için doğal olan her şey, Afgan kadınlar için hayal
bile edilemeyecek uzaklıktadır. Bir doğal yan daha var: Herkes ister istemez,
erkek çocuğu yoksa, bir kızını erkek kılığına büründürmek zorundadır.
Araştırma yaratıcılığa yol açar
Amerikalı tarihçi, Nancy Dupree, Afganistan’ın kültürünü ve
tarihini kayda geçirmiş, ama oğlan gibi giyinen kızları görüp işitmemişti…
Erkek kıyafeti giyen kadınlar sadece kralın haremini koruyanlardı. Zaman
içerisinde daha bir tutucu olan, Taliban’la doruğa çıkan kadın düşmanlığına
karşı bir yol bulunması gerekirdi ve bulundu da…
“Müşterek hilekârlık bir noktada artık hilekârlık teşkil
etmez”se, Taliban sonrası, yetkileri kısıtlı ve sorumlulukları sınırlı kadın
milletvekilleri de bu hilekârlığı yapmak zorundadırlar. Milletvekili Azita’nın,
yine kendisi için kuşkusuz, dört kızından birinin erkek kılığına girmesi,
sözünü dinletebilmesi için gerekliliktir aslında.
Afganistan, kadınlar için yaşanması zor bir yerdir, erkekler
için de farklı değildir aslında. Baskının, geleneksel ve dinsel zorlama kadın
erkek ayırt etmez. Şairin şiirce dillendirdiği gibi “Bütün renkler aynı hızla
kirleniyordu, / Birinciliği beyaza verdiler.” (Özdemir Asaf)
Açmaz…
Allah’a, Muhammed peygambere, Kur’an’a ya da İslami olan
herhangi bir şeye atıfta bulunduğunda, bu ifadeyi sorgulayanın potansiyel
olarak doğrudan Allah’ı sorguladığı düşüncesi Afganistan’ın en temel
açmazlarından biri… onun için de ister çelişkilerle dolu olsun, tüm uydurulmuş
hadisler ve/veya ayetler kabul görmek zorundadır. Bu, beraberinde her yeni
kuralı ‘iyi bir Müslüman’ olmanın gerekçesi olmasını dayatıyor ister istemez.
Geleceğimiz için…
Bizim ülkemizde de uyduruk hadislere dayandırılarak daha
çocuk yaşta kadınların evlendirilmeleri isteniyor, bu kendini bilmez yobazlar
tarafından. Bizim ülkemizde de egemen erkin desteğiyle tecavüzler artıyor.
Kendilerini dini kanaat önderi olarak görenlerin fetvaları daha çok kabul
görüyor tüm bu destekle.
“Pantolonla daha hızlı koşabileceğini keşfeden tüm kızlar
için” sunumuyla; çok doğru bir şekilde “XXI. Yüzyıl Kitapları” arasında
nitelenen “Kabil’in Gizli Kızları” okunması, okutulması, üzerinde durulması,
hayata geçirilmesi gereken bir kitap.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder