*Bir kimse kızdığı zaman, yaşam enerjisi, su ya da kaygan
kayalar gibi akmak yerine, her iki tarafa itilir ve keskin uçlu b…ir hale
gelir. Bu, bedenin içine girer ve organlara zarar verir. Kızgınlık aynı,
bedende yara açan ve çıkarılması zor bir mızrak gibidir.
*Gücenmenin uçları da sivridir ama onunkilerin uçlarında bir
diken vardır, onun için bu insanın içine saplanır ve daha uzun süre orada
kalır. Gücenme kızgınlıktan daha zararlıdır çünkü ondan daha uzun sürer.
*Haset, kıskançlık ya da suçluluk endişeden daha karmaşıktır
ve düğümler karnında ya da derinin altında olabilir ya da bir başka yerde ki
yaşam akışını yavaşlatabilir.
*Üzüntü çok küçük bir bozulmaya neden olur. Ve keder aslında
sevgi bağı olan bir çeşit üzüntüdür. Bu, hayatta kalan kişinin ömrü boyunca
sürebilir.
*Korku bazı şeyleri sona erdirir. Korku kan akışını, kalp
atışlarını, solunumu, düşünceyi, sindirimi her şeyi bozar. Korku ilginç bir
duygudur çünkü bu, aslında insansı değildir. Bu duygu çok kısa süreli bir
hayatta kalma rolüne hizmet ettiği hayvanlardan alınmıştır. Hiçbir hayvan korku
içinde yaşayamaz. İnsanların aslında korku duyacakları hiçbir şey yoktur. Onlar
kendilerinin sonsuzluk olduklarını biliyorlardı. Şimdiyse korku gezegenimizi
çevreleyen temel bir enerji gücü haline geldi. Korkunun içimizde yol açtığı
zarar işte böyledir.
*İnsan yaşamı bir spiraldir, bizler sonsuzluktan geliriz ve
daha yüksek bir düzeyde oraya geri dönmeyi umarız. Zaman bir dairedir. Ve bizim
ilişkilerimiz de bir dairedir. Bizler Aborijin çocukları olarak, yaşamın ilk
yıllarında her bir daireyi, her bir ilişkiyi kapatmanın önemini öğrendik. Eğer bir
anlaşmazlık varsa biz bu çözümlenene kadar uyanık kalırız. Biz yarın ya da
ileri ki bir tarihte çözüm bulmayı umarak gidip uyumayız. Bu, daireyi uçları
kırılabilir bir halde açık bırakmak olur.
*Sen bu dünyaya bir ruhsal farkındalık düzeyinde geldin ve buradan
daha GENİŞLEMİŞ bir düzeyde ayrılma fırsatına sahipsin.
Marlo Morgan…
Ne güzel yazılar buluyorsunuz. Çok doğru tespitler...
YanıtlaSil