Köklerin neredeyse orada çiçek açarsın...
Büyükannemin söylediği en güzel sözdü bu. Çünkü kökün ne
kadar güçlü olursa vereceğin meyve de o kadar güzel olur. Ancak benim meyve
verecek dallarımı daha on yedi yaşındayken kırdılar. Dün ile bugün arasında
öyle çok fark var ki... Isaac ile erik ağaçlarının arasında koşturup, birlikte
büyüdüğümüz küçük Alman köyüne rüzgârlı tepeden baktığımız günler çok mu geride
kaldı şimdi?
1938 yılının sonbaharı, neden savaşı beraberinde getirdi ki?
Sürekli kulağımda yankılanan bomba ve siren seslerini kim silecek? Ailem ve ben
sığınağa tam vaktinde gidebilecek miyiz düşüncesinden ne zaman kurtulacağım
peki?
Neyi özlüyorum biliyor musunuz? Isaac ile birlikte yumuşacık
ekmek üzerine sürüp yediğimiz erik reçelinin tadını. O erik reçeli benim
çocukluğum, hayallerim ve umutlarımdı. Ah Isaac... İnançlarımız yüzünden bu
savaş bizi ayırsa da kalbimdeki seni nasıl alacaklar? Ben, Christine Bölz, her
neredeysen orada senin yanındayım. Seni seviyorum, sevgilim ve senden hiç
vazgeçmeyeceğim. Hem aşk için kimler neleri feda etmedi ki...
Ardımda Kalanlar ile gönülleri fetheden Ellen Marie Wiseman,
bu kez Erik Ağacı ile okuyucularıyla buluşuyor. Annesinin hayatına dayanan
hikâye cesareti, kurtuluşu, kalp kırıklıklarını ve aşkla uyanan umudu müthiş
bir gerçeklikle anlatıyor.
Ardımda Kalanları yeni bitirmiştim merakla Erik Ağacını aldım en kısa zamanda okuyacağım eminim yine çok güzeldir.
YanıtlaSilMerhaba.
YanıtlaSilBu kitabı diğer sosyal medyada da o kadar çok gördüm ki...
Çok karasız kalmıştım ama şimdi not etsem iyi olacak sanırım alınacak kitaplar arasına...
İyi geceler.
Çok merak ettiğim, ama son anda almaktan vazgeçtiğim kitap... Yorumlarda çok acıklı sahnelerin anlatıldığı yazıyordu. Sanırım bu kadarını kaldıramam. O yüzden son anda sepetten çıkarmıştım. Ama aklım kaldı. Sevgiler...
YanıtlaSil