Herkese kocaman bir günaydın ve hayırlı haftalar, bu sabah yine bir fincan kahve eşlikçimiz....
Dün akşam elimdeki bu yılın 31. kitabı olan BAHARAT KOKULU HAYATLAR kitabını da bitirdim. Konu olarak daha önce okuduğum AŞK TANRIÇASININ YEMEK OKULU kitabına benziyor demiştim. AŞK TANRIÇASININ YEMEK OKULU kitabında , yemek kursunun sahibi aşkını arıyordu, BAHARAT KOKULU HAYATLAR kitabında ise kursun sahibi kursiyerlerinin aşklarını bulmasına yardımcı oluyor.
Lillian'ın annesi eşinden boşandıktan sonra kendini kitaplar dünyasına teslim ediyor. Lillian da annesinin bu dünyadan çıkmasını 8 yaşında mutfağa girerek yaptığı yemekler, kahveler sayesinde gerçekleştiriyor. Tabi bu konuda kendisine Abuelita yardım eder. Yıllar sonra kendine hem restaurant açar, hem de orada yemek kursları düzenler. Kursiyerlerinin aşk ilişkilerine baharat kokulu yemekler ile düzen vermelerine destek olur.
Kitapta ilgimi çeken bir bölüm var, onu size aktarmak istiyorum. Chole çalıştığı restauranta çok sakar bir garsondur. Lillian tesadüf eseri o restaurantta ona rastlar. Sakarlığını gördüğü halde ona kartını verir ve lokantaya uğramasını ister. Chole Lillian'ın lokantasına gittiğinde kendisinin sakarlığını gördüğü halde neden onunla çalışmak istediği sorar. Lillian bir süre seni burada yalnız bırakacağım, lütfen lokantayı dolaşıp incelermisin der ve mutfağa geçer. Chole lokantayı, masaları, örtüleri ve dekorasyonu inceler ve kendini lokantanın bahçe kısmında bir masada otururken bulur, Lillian gelir ve işte senin çalışacağın alan burası der ve sakarlık ta hiç yapmayacaksın der. Gerçekten Chole orda servis garsonu olarak o kısımda görev yaparken asla sakarlık yapmaz, çünkü ruhu lokantanın o kısmını sevmiştir...
Altını çizdiklerimi paylaşıyorum şimdide...
SAYFA 9: Birbirinin yerini tutan iki baharat asla yoktur.
SAYFA 13: Kitap kapaklarının da en az yüz ifadeleri kadar insan ruhunu yansıttığını öğrenmişti.
SAYFA 19: İnsanların baharatlarla olan ilişkileri diğer insanlarla kurdukları ilişkilere benziyordu. Bazı baharatlar onları rahatlatıyor, bazıları ise titreterek kaskatı kesilmelerine yol açıyordu.
SAYFA 28: Herkesin kalbi farklı biçimde kırılır. Her tedavide farklı olacaktır ama hepimizin ihtiyacı olan bazı şeyler var. Herşeyden önce kendimizi güvende hissetmeliyiz.
Bu dünyanın bir parçası olabilmek için güvenden daha fazlasına ihtiyacımız var.
SAYFA 34: Sahip olduğumuz en büyük yetenek aslında bize verilmemiş olandır.
SAYFA 39: Bazı insanlar seni sınamak için dünyaya geliyor.
SAYFA 48: Her yemek hazırlayışımızda bir yaşam döngüsünü durdurmuş oluruz. Ya bir yengeç öldürür, ya bir havuç sökeriz, ya da peynirin kenarında oluşmaya başlayan küfe engel oluruz. Tüm bu malzemelerle yemek yaparız ve bunu yaparak başka bir yaşam şeye yaşam vermiş oluruz.
SAYFA 49: Dişiler üremek içindir. Üreyenleri daima korumalıyız.
SAYFA 57: Bilinçli olarak kendini kendini mutlu edecek bir şeyler yapabilmek için önce kim olduğunu bulmak gerekir.
SAYFA 66: Yemek hazırladıkları sırada mutfakta sergiledikleri koreografiyi izleyerek çiftler hakkında her şeyi öğrenebilirdiniz.
SAYFA 79: Bazı gerçeklerin açıklanması bir geçiş, bir alıştırma süresi gerektirirdi.
SAYFA 80: İhtimallerin bu kadar açık olduğu durumlarda, hayal gücü sınıfta kalıyordu.
SAYFA 82: Evlilik bir güven sıçramasıdır. Her birey diğerinin güven ağıdır.
İnsanlar değişir.
SAYFA 98: Bir davette tüm konuklar kendini değerli hissetmelidir.
SAYFA 100: Hangi anıların kaybolmayacağını bilmek çok kötü.
SAYFA 106: Neye önem verirseniz, onu elde edersiniz.
SAYFA 126: Vücutlarımız beyinlerimizden daha zeki.
SAYFA 131: Hamur yoğurmak yüzmek ya da yürümek gibidir; zihninizin bir kısmını meşgul ederken diğer kısmının özgür dolaşmasına izin verir.
SAFYA 146: Tecrübelerim bana dikkati dağınık kişilerin çok ilginç olabileceklerini söylüyor.
SAYFA 159: Her yeni gün, bir alkışı hak ediyor. Ve belki de bir dansı?
SAYFA 164: Güzel olan hayattır. Bazı insanlar bunu daha fazla hatırlatır.
SAYFA 185: Üzgünüm. Hatıralarım davranışımı etkiliyor.
SAYFA 186: Bizi sımsıkı tutan bir geçmişimiz var.
Eğer çok dikkatli bakarsan, bir kişinin, ruhunu vücudunun neresinde taşıdığını görebilirsin.
SAYFA 191: Seni mutlu edecek ne yapıyorsun?
SAYFA 193: Kendimle ilgili, onun bilmediği bir şey biliyorum.
SAYFA 194: Aklın götürdüğü yere gitmek için bedenin zamana ihtiyacı var.
SAYFA 196: Eğer duygularınızı acelesiz, dikkatinizi vererek yaşarsanız, eğer gözlerinizi, parmak uçlarınızı ve tat alma duyularınızı kullanırsanız romantizmi hatırlamak için bir kutlama kartına hiçbir zaman ihtiyacınız olmaz.
SAYFA 222: İnsanların terk etmek için de, gitmek için de daima bir sebebi vardır.
BAHARATLAR HATIRALARI CANLANDIRIP KIRIK KALPLERİ ONARABİLİR.
Çikolanın tadi kakao gibi. Kakao ağacının adı "theobroma" yani
"Tanrıların yiyeceği". Şimdi bir parça çikolatayı dilinizin üstünde eritin, gözlerinizi kapayın bakalım bu tat sizi nerelere götürecek, neler hatırlatacak.
Mutlu günler daima sizin olsun....
Dertler Şarabı Sever'i okumuştum. Eğlenceli bir kitap.
YanıtlaSilNe çok kitap okuyorsun, hızına yetişmek mümkün değil :)
Umarım bende eğlenceli bulurum kitabı sevda.
SilBenden hızlı okuyanlarda var inan:)))
sevgiler
Birbirinin yerini tutan iki baharat asla yoktur, birbirinin yerini tutan iki insan da..
YanıtlaSilçok sevdim bu lafı böyle tamamlamak istedim :)
Çok güzel bir tamamladı:))) sağol
Sil