OKUDUKLARIM 2024/68 SAVAŞÇI

06 Ekim 2024

 

 
Kendin olarak bakabilmek, yani dünyanın en zor savaşını verebilmek için savaşçı olmak gerekir. Yazar, bunu, yani nasıl savaşçı olunacağını anlatıyor. Doğan Cüceloğlu bir seminerinden sonra Arif Öğretmen'le tanışır. Arif Öğretmen isteyerek öğretmen olmuş ama öğretmenlik mesleğinin bazı öğretmenler ve toplum tarafından algılanışı onu olumsuz yolda etkilemiş, şevkini kaybetmiş ve arayış içindedir. Doğan Bey'den yardım ister. İkisinin sohbetlerinde, gücünün, niyetinin, sorumluluğunun, kişisel bütünlüğünün, varlığının bilincinde olan, kendi hapishanesinin farkına vararak bu hapishanenin anahtarını kendi bilincinde bulan ve özgürlüğe kavuşan bir savaşçı kişilik tüm yönleriyle çizilir.

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM;
 
Hayatıma etki etmiş bir kitap, nasıl mı? Etki tepkiyi doğurur sözünün doğruluğu ile.


KİTAPTAN ALINTILAR;
 
Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek  demektir. B u savaş bir başladı mıi artık hiç bitmez!....
*****
Anlamını yitiren bir yaşamın temel sorunui kendi yaşamının dansını yapamamaktır.
*****
Anlam arayışında ilk adım, kritik ve can alıcı soruları sorabilmektir. İkinci adım ise soruların yanıtını aramaktır.
*****
Sorunların hepsinin temelinde bir felsefi boyutu açık seçik ortaya koymadıkça sorunları çözecek güce ve yeterliliğe hiçbir zaman ulaşamazsın. 
*****
İçinde bulunduğunuz sorunların felsefi boyutlarını kavramadıkça, hayatın anlamını bulamazsınız.
*****
Bilinç farkında olan, bilincin içeriği ise farkında olunan şeydir. İkisi aynı şey değildir. Algılayan gözlemleyen bilinçtir. Algılanan, gözlemlenen ise bilincin içeriğini oluşturur.
*****
Hapishanede olduğunuzu fark ettiğiniz an, savaşçı olma yolunda ilk adımı atmış olursunuz.
*****
Her bilinç kendine özgü bir niyet geliştirir. Ve bu niyet, o bilincin neyi algılayıp nasıl anlamlamdıracağını etkiler.
*****
Bilinciniz gelişmeden o bilince uygun olan fenomenleri algılayamazsınız.
*****
Seni diğerlerinden farksız yapmaya  bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı artık hiç bitmez!
e.e.cummings
*****
Kişinin huzursuzluğu, mutsuzluğu, gerginliği, sıkıntısı, depresyonu onu uyandırmaya çalışan önemli dostlardır.
*****
Dışımızda bizi kuşatan çok boyutlu ve karmaşık bir evren var. Bu evreni olduğu gibi görebilmek, ona uyum sağlayabilmemiz için gerekli.
*****
Yaşam enerjinizin kaynağı sizin özünüz. kendi özünüzden kotuğunuz zaman şevkiniz kalmaz.
*****
Özle ilişkili yaptığınız her şey anlamlıi heyecan vericidir. Özden kopuk yaptığınız şeyler ise anlamsız ve sıkıcı gelir.
*****
Ait olma ve birey olma arasındaki denge her bir bireyin yaşam dansını oluşturur.
*****
Toplumla, sosyal yaşamla, kültürle ilgili yönlerimiz ait olmayı ifade eden yönlerimizdir.
*****
Kaygılar  içinde geçen bir yaşam, 'mış gibi bir yaşam'dan öteye geçemez.
*****
Her bir insan, her bir hayvan, her bir bitkinin doğuştan getirdiği tek bir amacı vardır: "kendini olduğu gibi gerçekleştirmek"
*****
Birinin dediğinden yeteri kadar etkilenerek onun dediğini yapmak hipnozun etkisi altında olmakla aynı şeydir.
*****
Savaşçıyı anlayabilmek için onun iç dünyasını bilmek gerekir. Savaşçıyı savaşçı yapan onun kendine, topluma, yaşama, bakış tarzıdır, yaşam felsefesi ve bu yaşam felsefesi içinde yaptığı eylemdir; kişinin savaşçı olup olmadığını anlayabilmemiz için o bakış tarzını, felsefeyi bilmemiz ve eylemini gözlememiz gerekir.
*****
İnsanlar mutlaka sosyal roller içinde bulunacaktır ve sosyal roller içinde yaşamını sürdürecektir. Önemli olan, bu sosyal rollerin ona empoze mi edilmiş, yoksa kendi isteği ile mi bu sosyal rolleri yüklenmiş olduğudur.
*****
Barışın olabilmesi için önce büyük bir savaş verilmelidir. Onedenle gerçek 'barışçı' önce iyi bir 'savaşçı' olmalıdır.
*****
Bizim kültürümüzün niyeti kişiyi bağımsız kılmak değil, bir başkasına, genellikle bir otoriteye bağlı kılmak. Onedenle kendini bağımsız kılma çabalarını, kültürümüz anormal davranışlar olarak gösterir. Böyle çabalar içine girenler toplum içinde alay konusu olurlar, bir tür sırıtırlar. Böyle olunca da, bağımsız olmayı düşünenler yüreklendirilmemiş olurlar.
*****
Cesaret, kişinin kendi potansiyeline inanarak, kendisinden korkmadan, kendini gerçekleştirme yolunda yaşaması.
*****
Kendi kalbine bakamayanın yaşamı bulanıktır; kendi yüreğine bakabilme cesareti gösterenler gönlünün muradını keşfedenlerdir. Dışarıya bakan rüya görür, hayal dünyasında kaybolur; içeriye bakan uyanır, kendini keşfeder.
Carl Jung
*****
İnsan muhteşem bir potansiyeldir ve bu potansiyeli geliştirerek üstün insan haline gelmek mümkündür.
*****
Bireyin yaşam dansını ait olma-birey olma dengesi içinde yapabilmesi için önce bu dansın kendi dansı olmasına niyet etmesi gerekiyordu; niyet savaşçıya özgü bir niyet olmalıydı. Bu niyetle eyleme geçen savaşçı, kişisel bütünlük içinde eylemini oluşturmalı ve bu eylemin hesabını vermeye hazır olmalıydıSavaşçının ve eyleminin güçlü olması gerekirdi. Tabii, kişisel bütünlüğün doğal sonucu sorumluluktu.
*****
Gerçek savaşçı her olaydan alabileceğinin en fazlasını almak ister.
*****
Bir insanın niyeti, o kişinin içinde bulunduğu ortamı nasıl algılayacağını, o ortamda bilincini nasıl organize edeceğini belirleyen en önemli etkendir.
*****
Savaşçı, gözlemleyen bilincini sürekli canlı tutabilmeyi başaran bir insandır.
*****
Bir savaşçıyı diğer sıradan insanlardan ayıran en önemli öğe, onun kendine özgü niyetidir.
*****
Gerçek dindar, bu evrenin sorumlu bir vatandaşıdır; o bilinç içinde duyar, algılar, düşünür ve eyleme geçer.
*****
Nesnel ben -ego- gereksinimlerini karşılamaya yönelmiştir ve onun için denetlemeye ve sahip olmaya önem verir.
*****
Bir insanın içten olup olmadığını anlayabilmek için onun niyetini bilmek gerekir. İçtenlik niyetin dürüstçe ifadesi olarak tanımlanır.
*****
Rabia aında bir ermiş, "Tanrıma, hizmetinin karşılığında ücret bekleyen bir işçi gibi hizmet etmek istemiyorum. İster cennete, ister cehenneme atsın, umurumda değil. Neyi uygun görüyorsa, hiç itiraz etmeden oraya giderim. Yeterki sürekli onu içimde hissedeyim, onun sevgisinden mahrum kalmayayım.
*****
Savaşçı başkası için değil, kendi gönlü, kendi niyeti ile kendi yaşamı için savaşçıdır.
*****
Kişinin niyeti, motivasyonu onun bilincinin, algılamasının yapısını oluşturur.
*****
Kaybetmekten korkan insan, daha çoğuna sahip olmak ister ki, sahip olduğu bazı şeyler kaybolursa hiç olmazsa elindekiler geriye kalsın.
*****
En korkunç gerçekler söylenmeye değmeyecek kadar basit olan bildik gerçeklerdir.
Ahmet Altan
*****
Eğer elimde kalem yoksa, kitap okurken bir eksiklik hissederim.
*****
En korkunç gerçekler söylenmeye değmeyecek kadar basit olan bildik gerçeklerdi.
*****
Cesaret, egonun denetiminden çıkmayı göze almak demektir.
*****
İncelenmemiş bir hayat, yaşamaya değmez.
Sokrates
*****
Kendini bil
Eflatun
*****
,Savaşçının en büyük gücü, onun niyetinin saflığındadır.
Don Juan
*****
Savaşçı ortama getirdiği bilincin derecesinden yüzde yüz sorumluluk almasını bilir.
*****
Hayır demesini bilemeyen kişi güçsüz kişidir. Hayır demesini bilmeyen kişinin evetinin de anlamı yoktur.
*****
Kişisel bütünlük, geleceği yaratmanın en önemli öğesidir.
****
Gerçeğe saygı, kişisel bütünlüğün temelinde yatar. Gerçeğin ne olduğu bilinci kişilerin bu bildikleri gerçeğe saygılı olmasına yol açar.
*****
Eğer bir olayı görmezlikten gelirsen o gerçekte olmamış gibidir.
*****
Ortamda gerçeğe, düşünceye, algılamaya değer verebilmesi için insanın kişisel bütünlük içinde olması gerekir.
*****
Bütün kötülüklerin anası,  bütün yanlışlıkların ve geriliklerin kaynağı gerçeğe saygısızlıktır.
*****
Nerede sen ben bilinci hakim ise, orada insanlar birbirlerinin korkularına konuşurlar.
*****
Toplumun gelecekteki sağlığı, çocukların zihinlerini ve gönüllerini geliştirmede yatar.
*****
Özdeşim ve çelişki yasasına uyulmayan ortamlarda, farkına varılmadan çocuğun zihinsel kanatları ve zihinsel ayakları koparılmaya başlanır. Zihinsel kanatları ve zihinsel ayakları koparılan çocuk gelişemez, insan olma muhteşemliğini gerçekleitiremez.
*****
Kişisel bütünlüğün ilk koşulu gerçeğe saygıdır. Algıladığı gerçeğe kişinin koşulsuz saygısı olmalıdır. Gerçeğe saygısı olmayan insanın kişisel bütünlük içinde kalması mümkün değildir.
*****
Dünyadaki hiç bir çıkar, verdiğiniz sözü tutmaya veya kendinize olan saygınızı kaybetmeye değmez.
Marcus Aurelius Antonius
******
Bir insan ancak kişisel bütünlüğü kadar kendisidir. Kendisi olmayan insanın etkileme gücü de yoktur.
*****
İnsanın kaçamayacağı en büyük otorite kendi vicdanı.
*****
Sıradan bir insan olmaktan uzaklaştıkça, sıradan insanlar arasında kendinizi yalnız hissedersiniz.
*****
Siz sadece diğer insanlarla beraber yaşamıyorsunuz; kendinizle de sürekli beraber yaşıyorsunuz. Sıradan insanlar sizden uzaklaştıran süreç, sizi kendinize yakın getitrecek olan süreçtir.
*****
Savaşçı gibi yaşamak, muhteşem bir başarıdır. Sıradan insanın ha deyince omuzlayacağı bir şey değildir.
*****
Yalan insanların ruhunu öldürür.
*****
Kişisel bütünlükten yoksun insan gelişemez, büyüyemez.
*****
Bir insanın en önemli ilişkisi onun kendisiyle olan ilişkisidir.
*****
Kendisiyle dürüst olarak ilişki kuran kişi, diğer kişilerle ilişkisini de dürüst olma bilinci üzerine kuracaktır.
*****
Kişinin kendisiyle ilgili vardığı sonuçlar, kendisiyle ilişkisindeki tutarlılık onun kendi özdeşim yasasının " ben kimim"  tanımlamasının temelini oluşturuyor.
*****
Söz vermenin önemlisi, önemsizi yoktur. Haklı nedenler olmadan tutulmayan her söz, sizin kendi gözünüzde kim olduğunuzu derinden yaralar.
*****Haklı nedenler olmadan tutulmayan her söz, sizin kendi gözünüzde kim olduğunuzu derinden yaralar.
*****
Haysiyet kesinlikle kişisel bütünlükle ilgili bir söz. İnsanın değeri, saygınlığı, onuru, şerefi kişisel bütünlükle ilgili.
*****
Hayır demek cesaret ister, başkaları kırılır mı, alınır mı, beni sevmezler mi, hakkımda olumsuz düşünürler mi gibi sorular içinde yaşamını düzenleyen biri hayır diyemez.
*****
Liderlerin ve yöneticilerin mutlaka kişisel bütünlük içinde olması gerekir.
*****
Eğer akvaryumdaki su hasta ise, içindeki balıklar, eninde sonunda hasta olurlar.
*****
Toplumun çağdaş, uygar bir toplum haline geldiğini nasıl ölçeceksiniz?
Ülkede rüşvet kalkar. 
Tanıdık, bildik yoluyla işe alınma ve terfi kalkar.
Trafik, kuralların ve yasaların biçimlediği gibi gerçekleşir. Ve bütün bunlardan daha da basiti, sıraya girilmesi ve gereken yerlerde insanlar sıraya girer; başkası elinde sopayla zorlamadan, korkutmadan, kendi istekleriyle sıraya girerler ve sıraya girmeyenlere de halkın kendisi öyle bir müdahale eder ki, sıraya girmemeyi aklından geçirenler, katiyen bunu yapmaya cesaret edemezler.
*****
Kişisel bütünlüğün bir anlam ifade edebilmesi için evrensel değerlerin toplumun kültüründe yaşaması gerekir. Geleceği yaratmak değerleri yaşamak ve yaşatmakla mümkündür.

DEVAMI GELECEK


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder