Osmanlı’nın en parlak döneminde göz kamaştırıcı güzelliğiyle
İstanbul. Ve surlarında, gizli köşe ve bahçelerinde diğer dünyaya açılan
geçitler.
Kibele’nin hazinesi kutsal toprağında gerçek sahibini
bekliyordu. Zengin bir tüccarın güzeller güzeli kızı Paula da babasıyla
birlikte bu eşsiz tarihi eserin peşine takılıp, kendilerini bekleyen tehlikelerden
habersiz, İstanbul’a gelir. Paula yaşadığı gizemli şehrin farklı ve yasak
yüzlerini keşfederken bir gün bir kütüphaneyi ziyaret eder ve orada aradığı
izleri bulur. İpuçlarını bir araya getirip Kibele’nin sırrını çözmeye
çalışırken gözü pek bir gemi korsanı olan ve aynı zamanda rakibi Duarte’ye
gönlünü kaptırır. Ancak henüz incinen yüreğiyle yaşayacak ve gerçek hisleriyle
yüzleşecek kadar cesur değildir.
Kibele’nin hazinesine ulaştıklarında Paula ve
beraberindekiler kendilerini tehlikeli bir maceranın içinde bulurlar. Gizem
içinde gizem, muamma üstüne muamma…
Zekanın, vicdanın ve yüreğin en zor sınavını veren Paula
aşkın sınırlarını zorlarken sizi gerçekler ve hayaller arasındaki ince köprüde
yürümeye çağırıyor.
bir ihanetin öyküsü."
-USA Today-
"Aile bağları, sevgi ve ihanet Soğuk Öpücük'te sıra
dışı bir bakış açısıyla sorgulanıyor. Sandra Brown bu kez ezber bozan bir
hikâyeyle dönüş yapmış."
-Romantic Times-
(Tanıtım Bülteninden)
Olayların İstanbul'da geçiyor olması ilgimi çekti :)
YanıtlaSilHem İstanbul hem de karadeniz bölgesi, ve kibele inancı mistik bir romandı.
Sil