BENİ SEVMEYEN BİRİNİN DUYGULARINA SAYGI GÖSTERMEK DE ONA VEREBİLECEĞİM BİR SEVGİ BİÇİMİ

29 Haziran 2025

 
BİRLİK BERABERLİK RUHUNUN YAYILIMI İÇİN…

Toplum değerlerinin çok hızlı değiştiği günümüzde olup bitenler bir üst anlayışa geçmek için oluşmakta, önce bunu kesinleştirmekte  ve idrak etmeye çalışmakta fayda vardır. Felaket değil umut, sevgi, birlik ve beraberliğini yeşermesi için oluyor ne oluyorsa… Daha da güçlü yayınların olacağı günler de yakında…
Yozlaşıp darmadağın olan gezegenemizde geleneksel toplum değerlerimizin  alınır satılır bir meta haline geldiğini gözlem yapan herkes görmekte. İnanç, ahlak, hak, hukuk, adalet ve bilgi sömürüsünün haddi aşan arsızlığına muhatap olmayan kimse yok gibi… Bu yozlaşma, manevi değer ve ahlaki çöküş aleni bir hale gelmiş, her köşede bir dejenerasyon taciri adeta yol kesmekte ve insanın üstüne üstüne gelmekte, adeta bir kışkırtma  yapılmakta ve insanın yanılması için isyan etmesi için her türlü imkan kullanılmakta… 
Ahir zaman sınavları bu tip sınavlardır, bilen bilir… 
Anadolu’nun jeneratörü olma görevini üstlenmiş bu değerli inançlı, tevekkül etmeyi bilen, her türlü zorluğa katlanmayı bilmiş üstün niteliklere sahip halkın sabır, imanı, inancı, maddi ve manevi tüm değerleri ahlak yoksunları tarafından sınanmakta…
İnanç, ahlak, erdem ve bilgelik adına yaşanan yozlaşmanın gerekli olduğunu, modern zamanın gereğinin bu olduğunu  savununlar insanoğlunu bir açmaza bir çıkmaz sokağa sapmaya zorluyorsa da asla başarılı olunamayacaktır…
İlahi Adaletin Yeryüzünde tecellisi için  safların ayrışması ve diğer gezegenlere nakillerin hızlanmasına yardımcı olmak amacıyla  her türlü doğal afet, savaş,virüs  kapıda… Olağanüstü bir bilgelikle safların ayrışması için hazırlanan bu ilahi programın değişmesi ya da saptırılması mümkün değil…Korkacak, çekinilecek bir şey yok. Herkes ektiğini biçiyor. Bugünlerin geleceği binlerce yıl öncesinden haber verilmişti. Kulakları olan duydu. Duymayana surlar üflendi, öğütler verildi, destekler yardımlar devreye girdi ama yine duymadı. Öyleyse yaşayarak öğrenilecekler var! Hiç kimse kendi hakettiğinin dışında bir şey yaşamaz veya karşılaşmaz. Sizin ihtiyacınız yoksa o bela da, o hayır da sizi bulmaz. Bela erbab-ı istidat arar diye boşuna denmedi zamanında…
Kurtuluşu bu aldatmacanın ve üstündeki yalan örtüsünün kaldırılmasını, insanlar eliyle Semavi Yönetim Sistemleri yani Ruhsal İdareciler, işin gerçek sahipleri yapacaklar. Bu bir kandırmaca, gereksiz bir vaat, birşeylerin üstünü örtme çabası asla değildir. Zaman bellidir, zaman gelmiştir, geç kalınma söz konusu değildir. Bu akışta bir teselli, bir kurtulma endişesi değil, HAKİKATİN kendisi vardır.
İnsanlık ailesinin topyekün sevgiye, anlayışa, adalete, kendine, toplumuna ve en çok da Rabb’ine güvenmeye ihtiyacı var. Kıyamet alameti olarak yaşanan dejenerasyon herkesi alt-üst ediyorsa, ruhsal bilgilere sahip kişilerin daha güçlü, daha sağlam, daha aklı selim sahibi olarak devrede olmaları, programlarına uygun şekilde aralarına karışmaları zamanı geldi… Her insanın programı ayrıdır. Kimi yayını tek başına yapar, kimi kitle içinde yapar ama sonuç değişmez. Önemli olan pozitif uyarılar taşıyan yayınlar yapmak, dua ve meditasyonlarla yaşanacaklara destek vermektir. Kişisel endişe, kaygı ve sorunların hiç olmazsa bir süre bir tarafa bırakılması o sorunun hızla aşılması içinde yararlıdır. İnsan en çok başkalarına yardım ederken değişir…
Nasıl olacak derseniz? Kendi çevremizden başlayarak herkesi birlik ve beraberliğe davet eden bir enerji yayını, güçlü bir inanç, dikey bir duruş en hayırlısıdır deriz… 
Herkesin kendi bulunduğu alanda, insanlığın içinde bulunduğu gaflet uykusundan uyanabilmesi için yapacakları mutlaka vardır. Kimi samimiyetle dua eder,  kimi meditasyon yapar, kimi kollektif bilincin yükselişi için çeşitli faaliyetlerde bulunur. Kimi yollara düşer, kimi insanın göğün kapılarını çalması için, yüzünü semaya çevirebilmesi için putlarını nasıl bırakacağını anlatır ya da kendi bırakır önce örnek olur. Kimi koruyup kollayan, sahip çıkan,büyüten, eğiten, rahmetini esirgemeyen Görüp Gözeticiler’e dikkat çeker, yazar, çizer, okur, yayar. Kimi Rahman ve Rahim tesirini esirgemeyenlerin Yukarı’da olduğunu, gerçek rahmetin, gerçek kurtuluşun oradan geleceğini işaret eder… Kimin neye gücü yeterse… Hepsi gereklidir… Hepsi insandan, birlik-beraberlik ruhunu yaymaktan yanadır…
İnsani beden içinde kozmik yasalara ve İlahi Maksad’a dokunduğunu hisseden her insan bu birlik ve beraberlik ruhunun hızla yayılışı için kendini aktive etmeli… Diğer tüm tali işlerini, düşüncelerini, yargılarını, kalıplı anlayışlarına olan konsantrasyonunu hiç olmazsa bir süreliğine bir kenara bırakmalıdır ki, debisi hızlı akan nehirle birlikte o aksın, okyanusa kavuşanlardan olsun…
Özde bir, idealde bir, ilahi maksatta bir olmak için hiçbir kalıba, şekle ve şemale gerek yoktur. Herkes bulunduğu yerden yayınını, duasını, rahmetini ve pozitif enerjilerini önce ülkesine sonra tüm gezegene yollayabilir.Bu birlik ve beraberlik şarkısı gönüllerde hep birlikte söylenebilir… 
 
ALINTIDIR.
 

Hepinize güzel bir hafta diliyorum. Ben de pek değişik bir şey yok. Uzun zamandır gitmediğimiz babamın mezarına babalar gününde gittik, kurumuş otları temizledik, suladık, mermerleri yıkadık. Babama ağbisine verdiği genel vekaletten dolayı kızgın olan ağbimi de götürdük. Gözleri görmesede mezarın ayakucuna getirdim, oradan dua etti. 4 tane çam ağacı ekmiştik, 1 i tutmuş yeni ağaç ekmemiz lazım. Hemen yakınında bulunan dayıma da (annemin dayısının oğlu) uğradım duamı ettim, Hacı ağbinin eşine de uğradık, buz çiçeği ekmişler mezara, hoşuma gitti bende ekeceğim babama. 
Geçen pazartesi bayağı bir sinir oldum, arkamdaki tezgah kendi tezgahının altına kuş üzümü, ceviz filan atmış bayağı. Sebep tezgah kalktıktan sonra kuşlar yesinmiş. Ama olmamış, çünkü o tezgahı kaldırdıktan sonra biz kendi minibüsümüzü oraya çekip, arabayı yüklüyoruz. Arabayı çekince lastikler, üzüm oldu, yüklerken çuvalları ayakkabılarımızın altları üzüm oldu. Bence kaba dökse iyi olurdu. Geçenlerde de kuzenimin eczacı oğlu var Antalya da oda köpeğini gezdirirken toprağa kedi maması koyuyor, kedide oradan yiyiyor. Ben buna karşıyım, eğer ben yemeğimi tabaktan yiyorsam onlarda oradan yemeli neden ağzına toprak dolsun. Hemen mesaj yazdım, mutfağa aldığın ürünlerdeki köpük kapları atma, gezerken mama ile birlikte taşı birkaç tane, mamaları ona koy dedim. Tamam abla dedi umarım uyguluyordur. 
 

 

 Yenilerim, kilo verme sanatı var en altta DASH diyetini anlatıyor, onu uygulayacağım bu diyette, ayrıca su, kas, kemik, yağ, protein ölçümü yapan bir baskül aldım, metabolizma yaşını bile gösteriyor, buna istinaden ben ve annem tartıldık, annemin metabolizma yaşı benden tam 20 yaş genç:))) maşallah deyin arkadaşlar.
 
Son zamanlardaki diyet yemeğim;
 

 
 

Nedense okumam yavaşladı, bu mayıs okumalarım gerçi hastane serüvenimiz var ama yine de az yani....
 
 
DİZLERİNE MUHTACIM ANNE....

Yoruldum be anne!
Kuşlara özenmekten yoruldum..
Kuş tüyü dizlerini özlemekten yoruldum..
Başım çok ağrıyor anne 
Canı cehenneme modern yatakların
Sızlayan başım dizlerine muhtaç anne..
Yoruldum be anne!
Yaşlandım; o nurlu teninden,
Daha beyaz şimdi saçlarım...
Kirlendim be anne!
O nemli kara gözlerinden,
Daha siyah şimdi suçlarım..
Beni yıkadığın o naylon leğendeki,
Kirler kadar masum değil günahlarım..
Sen şimdi gelsen anne!
Ayağından o ucuz terlikleri çıkarıp,
Beni sabaha kadar dövsen...
Yine gelir sığınırdım dizlerine...
Biliyorum dayanamaz okşardın başımı..
Başım çok ağrıyor anne!
Canı cehenneme modern yatakların
Dizlerine muhtaç 37 yaşında ufaklığın..
Yoruldum be anne!
Ardında bıraktığın dünyaya alışmaktan,
"Adam kalmaya"çalışmaktan yoruldum...
Adam olmayanlar ile uğraşmaktan yoruldum
En çok ağrıma giden de şu ki anne:
Beni sana getirecek ölüm bedava iken
Ben: daha pahalı bir hayat yaşamak için
Hergün it gibi çalışmaktan yoruldum...
Kemik parçasının pamuk gibi olabileceğini
Ben senin dizlerinden öğrendim...
Başım çok ağrıyor anne 
Canı cehenneme modern yatakların
Sızlayan başım dizlerine muhtaç anne...
Yoruldum be anne
Sevdiğim kadar, sevilmeyi beklemekten
Kırılıp kırılıp affetmekten yoruldum anne ..
Her sabah yeniden öksüz kalmaktan
Seni rüyalarda beklemekten yoruldum..
Kardeşlerimin gülen suratlarının ardında
Gizledikleri sensizliği izlemekten yoruldum..
Seni özlemenin ustası oldum anne!
Kaybetmeden kıymet bilmeyen cahilliğime
hergün kızmaktan yoruldum anne..
Başım çok ağrıyor anne!
Canı cehenneme modern yatakların
Yorgun başım dizlerine muhtaç anne...
Yoruldum be anne!
Gidişinle fani olduğunu
Evimizin orta yerine haykıran dünyanın
Beni def etmesini beklemekten yoruldum..
Hani beni ilk defa gurbete yollarken
Dayanamayıp yere düşmüştün ya anne!
İşte  hafızamdaki o fotoğraf diyor ki:
Hiç kimse seni bu kadar sevmeyecek
Kimse senin için  yerlere düşmeyecek ..
Gözyaşlarım seni arıyor anne
Başım çok ağrıyor anne
Canı cehenneme modern yatakların
Yorgun başım dizlerini arıyor anne....
 
Şiir:Halis Ünlü'ye aittir
 
 
🎬Michael B. Jordan’ın başrolünde olduğu, vampirlerin yolunun caz kulüplerinde kesiştiği Sinners,
🎬Ajanlık oyunlarının ortasından kalan bir kadını anlatan, Cate Blanchett ile Black Bag,
🎬Teknoloji distopyasını konu alan, Jack Quaid’in dikkate değer oyunculuğuyla Companion,
🎬Yeniden kendini bulma yoluna düşen Bridget Jones’un dördüncü perdesi Bridget Jones: Mad About the Boy,
🎬 “Harcanabilir hayatlar” üzerine bir hikayeyle Mickey 17,
🎬Sıradan bir insanken intikam arayışına sürüklenen bir ajanı konu alan The Amateur,
🎬Marvel evreninin sorunlu anti-kahramanlarıyla dolu Thunderbolts* ve
🎬İlk filmin alaycı ve gizemli atmosferini sürdüren entrikalı Another Simple Favor var.
 



İyi haftalar.
 

 
 
 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder