UMUTLU İNSAN OLMANIN YOLLARI
“Bilincimize çıkaramadığımız şey, hayatta karşımıza yazgı olarak çıkar.”
Carl Gustav Yung
Sürekli umutsuzluk içine düşerek enerjilerimizi kilitlemekten, kendimizde duygusal blokajlar yaratmaktan vazgeçebiliriz !...
Bilgeye sormuşlar. Akıllı ile Aptal arasındaki en büyük fark nedir diye?
Bilge;
“Akıllı insan her anı farkındalıkla yaşar ve bir kere ölür. Aptal insan ise her anı ölecekmiş gibi yaşar ve bin kere ölür” demiş…
Gün içinde sık sık umutsuzluk içine düşeriz. Çevremizdeki herkes gibi asık suratlı olur ve sanki emeklilik yıllarını bekleyen, hayattan vazgeçmiş insanlar gibi olmaya başlarız. Hayallerimizi kaybeder ve çocukluk enerjimize veda ederiz. Üçüncü sayfa haberlerini okur, tv de bu tip programlar seyreder ve bunlar bizim başımıza gelmedi diye seviniriz.Ama bu kadar günlük yaşamın içine girince ve kendi iç varlığımızdan kopunca sonunda yaşam enerjimiz düşer, umudumuz azalır, hayallerimize veda ederiz.
Enerjimizi kısıtlayan bizi pasif hale getiren bu etkenleri birlikte değiştirebilir ve dönüştürebilir, gülüşümüze ve enerjik halimize tekrar kavuşabiliriz.
Önce kendimizi suçlamayı bırakalım…
Her sabah uyanır uyanmaz şikayete başlamaktan vazgeçelim, o gün için en olumlu olan şeyi düşünmeye veya imajine etmeye çalışalım… Her günün getirdiği kendine göre bir hayrı, iyiliği, güzelliği mutlaka vardır. Her sabah hayata yeniden başlamak demek aslında umudu hiç yitirmemek, Tanrı’ya evrenin gizli düzenine ve insana güvenmektir…
Başaramadığımız bir olayla karşılaştığımızda lütfen şunları söylemeyelim: “Kendime kızıyorum. Başaramadığım şeyler beni bu hale getirdi veya şunları yapabilseydim daha iyi olacaktı. Şöyle yapsaydım harika bir hayatım olacaktı” demekten vazgeçin lütfen…
Aynaya bakın ve kendinize “sen harika bir insansın ve seni suçlamıyorum” deyin. Geçmiş hatalarınızı affedin ve geçmişin yükünü artık sırtınızdan indirin.
Doz aşımı yaratacak şekilde başkalarını mutlu etmeye çalışmayın. İnsanın ailesi veya yakınları için bazı fedakarlıklarda bulunması son derece doğal ve sağlıklıdır. Fedakarlık yapmayı, kendinden vermeyi öğretir ama onun da bir ölçüsü olduğunu unutmasak iyi olur…
Tüm enerjinizi size değer vermeyen ve sizi önemsemeyen insanlar için harcamayı bırakın. Sizi seven insanlara odaklanın. Ailenize ve sizi sadece siz olduğunuz için sevenlere. Enerjiniz tükeniyor, yoruluyor adeta bir yere bağlanıyor çünkü hayatınızın odağını yanlış kişilere döndürüp, enerjinizi onlar için harcıyorsunuz. Tüm hayat enerjinizi size değer vermeyen ve aslında değişmek istemeyen insanlar için harcarsanız hem zaman kaybeder, hem de yorulursunuz. Almak istemeyeni, değişmeyi arzu etmeyeni kendi yollarına bırakın… Onları sırtınızda bir yük gibi taşımayın. Bırakın nazikçe yollarına gitsinler, emin olun ki, size başka kapılar açılacaktır…
Kendinize inanın!… Siz evrensel bir varlıksınız ve sonsuzun oğlu ya da kızısınız…
Çoktan vazgeçtim hayallerimden diyorsanız büyük bir hata yapıyorsunuz. Siz hayatınızı değiştirecek yegane kişisiniz. Şu aralar enerjiniz adeta kilitleniyor olabilir çünkü inanmadığınız şeyler yapıyorsunuz. İstemediğiniz işleri sürdürmeye çalışıyorsunuz. İstemediğiniz halde tüm enerjinizi o işe vermek zorunda kalıyorsunuz. “Mecburiyetten katlanıyoruz, ne yapalım? Kim ister ki bunları yaşamayı” diyebilirsiniz.
İlk bakışta haklı da olabilirsiniz ama çaba göstererek, süreforla kendi üzerinizde çalışmaya devam ederseniz yeni insanları yeni imkanları ve yeni kapıları kendinize doğru çekmeye başladığınıza şahit olacaksınız ve bu size büyük bir güven verecek…Mutsuzluğunuzun ve enerjinizin kısıtlanmasının asıl nedeni inanmadığınız ve gerçekte istemediğiniz şeyleri yapıyor olmanızdır.
Ben Ne İstiyorum? Gerçek İsteğim Nedir?
Lütfen şöyle bir silkelenin ve kendinize sahiden ben ne istiyorum? Gerçek isteğim nedir diye sorun… Bu bilinçli farkındalık sorusu, değişimin minik taşlarını harekete geçirerek size yeni bir yol hazırlayacaktır çünkü biz her şeyi önce imajinatif bir ortamda, düşünce dünyamızda yaparız. Tıpkı çocukluğumuzdaki gibi… Ama artık çocuk değiliz ki, bu kendini kandırmak değil midir ? demeden önce birkaç deneme yapmakta fayda var…
Saf ve Huzurlu Düşünmenin Yollarını Arayın
Bir çocuk gibi saf ve huzurlu düşünmeyi öğrenmek mümkündür. Önce anda kalmayı ve günlük yaşamda zihnimizi sürekli meşgul eden konuların ne olduğunu bulmayı anlamaya başladıktan sonra tabii ki… Yaşam enerjinizi kısıtlayan en büyük etkenlerden biri de budur. Çok fazla hesap ve plan yapmak, hayatı sürekli yönetmeye, kontrol etmeye çalışmak çok yorucudur ...
Hiç dikkat ettiniz mi bazı insanlar vardır hava durumunu bile kontrol etmeye çalışırlar ve ne kadar huzursuz, mutsuz, endişe, kaygı dolu insanlardır…Hayatın getirdikleri ile mutlu olmayı ve küçük keyifleri hiç bilmezler, biz öyle olmayabiliriz. Küçük mutlulukları, küçük keyifleri kaçırmayabiliriz. Sevdiğimiz bir arkadaşımızla içtiğimiz bir kahvenin, sıcak bir sohbetin ne kadar doyurucu ve rahatlatıcı olduğunu hepimiz biliriz aslında ama hep erteleriz niyeyse…
Aklınızı sessizleştirin
Birkaç nefes alıp, küçük bir meditasyonla zihni izlemek kolaydır, alıştıkça zihinde bir sakinleşme olur, oradan oraya minik bir maymun gibi zıplamaktan hoşlanmaz hale gelir ama hepsi için çaba sarf etmek ve egzersiz yapmak gerekir. Zihninizi sakinleştirin huzurun geldiğine tanık olacaksınız… Huzurlu bir ruhun tüm çakraları açık olduğu için enerjileri de düzgün akar ve evrenle olan bağları da güçlüdür…
Ağzınızdan çıkana dikkat edin
Tutamayacağınız sözler vermeyin. Kimsenin arkasından konuşmayın ve kınamayın. Unutmayın kınadığınız şey başınıza gelir ve o şekilde sınanırsınız. Hayatını kanunu bu. Ağzınızdan çıkan yanlış sözler size negatif enerji olarak geri döner.
Olumsuz düşünmekten vazgeçin
Kafanızda kurduğunuz olası geleceklerin hiç biri olmayacak çünkü sizin için en doğru gelecek seçildi. Siz bir bedeni deneyimleyen ruhlarsınız. Siz enerjisiniz. Hayatınızı negatife değil pozitife yönlendirin. Unutmayın akıl her zaman negatifi düşünmeyi tercih eder.
Kaygı Enerjileri Kilitler
Gelecek kaygısı duyarak enerjinizi bağlıyorsunuz. Eğer kaderiniz içinde güzel bir sabah varsa kimse sizden onu alamaz. Ama bu sabahı berbat etmek istiyorsanız kimse size engel olamaz. Kötü veya İyi yoktur. Sadece denge vardır. Akışı kontrol edemezsin. Ama akışa uyarsan zaten gitmen gereken yere seni götürecektir.
Hayatın Asıl Amacının Deneyim Yaşamak Olduğunu Unutmayın
Her şeyin bir nedeni ve sonucu vardır. Ama hayatın asıl amacı deneyimlemektir. Yaşadığınız sonuçlardan kimseyi suçlamayın ve özellikle de kendinizi suçlamayın.
Gülen Neşeli İnsanlar ile Bir Arada Olun.
İki hasta varmış ikisine de aynı teşhis koyulmuş ve ameliyata alınacaklarmış. Hastalardan biri öleceğine inanıyor ve sürekli söyleniyormuş. Diğeri ise gülüyor ve hayatının daha iyi olacağına inanıyormuş. İkisi arkadaş olmuşlar. Önce karamsar olan günlerce anlatmış ne kadar tehlikeli bir ameliyata gireceklerini ve kurtulma şanslarının ne kadar zor olacağını. Neşeli hasta ise onun anlatmaları her bittiğinde komik bir anısını anlatıyor ve gülüyorlarmış. Sonunda ne mi olmuş karamsar hasta da bırakmış ameliyatı filan o da yaşadığı anıları anlatmaya başlamış. Ameliyat gününde ikisi de gülerek ve neşeli girmiş ameliyata. Sağlıklı bir şekilde çıkmışlar ameliyattan.
Hepimiz biraz karamsar hasta gibiyiz. Hep kötü olasılıkları seçerek düşündüğümüzü bir türlü fark edemiyoruz… Olur olmaz her şeye kafayı takıyor çevremizi ve kendimizi mutsuz ediyoruz. Sizce o neşeli hasta olmak zor mu bu kadar? Siz karamsarsanız bile çevrenizde neşeli insanlar olsun. Onlar sizi o girdaptan kurtaracaklardır.
Negatif Enerjilerin Alıcısı Olmanız Gerekmez
Başkalarından gelen negatif ve zehirli enerjilerin alıcısı olmanız gerekmez.
Sevgiyle almak istemediğiniz enerjiyi geri çevirebilirsiniz.
Sevgiyle yanıt vermek ise bir saldırı pozisyonu almanızı ve daha çok negatif enerji yaratmanızı önleyecektir.
Şifa veren tek şey sevgidir.❤
Derleme : Sandra İngerman’dan…
Hepinize güzel bir hafta diliyorum, biz bildiğiniz gibiyiz işe gidip geliyoruz haftada 2 gün diğer günler evdeyiz. Geçtiğimiz hafta ilave 2 turşu kurduk, ben temizlik yaptım, güneşlikler tüller yıkandı camlar silindi, bir yatak odası ve mutfak kaldı.
Fakat ne yazık ki bugün Kitap fuarı açıldı herhalde bu hafta ara ara yaparım bu işleri. Bu gün smothie yapma aletimi tamire götürdüm, cam hazne çıkmıyordu ne hikmetse orada çıktı:)) götürdüğüm gibi aldım. Oraya yakın adreste bir bayan ekmek yapıyordu instagramda görmüştüm. https://www.instagram.com/ekmekzamani/ daha önceden bir siyez birde tam buğday sipariş etmiştim onları aldım.
Dönüşte pastanede bir kahve içtim, ücreti ödemek için kasaya geçtim, hesap ödendi dediler, nasıl olur kim ödedi derken dışarıda birini gösterdi, Sami ağbi ödedi dedi, baktım benim evin karşısındaki fırıncım:)) poşetler ile dışarı çıktım, teşekkür ederim dedim oradan ayrıldım.
Spor için gittiğim parktaki bir çiçek yerde yürümüş nedense duvarda değil....
Salyalı Şerafettin koydum ismini, çünkü ağzından hep su akıyor sebebi nedir bilemedim. Yemeğini yedikten sonra yeri kucağım, ilk önce ayakları bacağıma koyuyor, sonra hop kucak:)) bir güzel de yerleşiyor:))
Hangi kokuyu seçersiniz?
''Kişiyi değil, davranışı eleştirin.''
🌿''Birini yargılamak istediğin zaman şunu getir aklına
Herkes senin imkanlarında gelmemiştir bu dünyaya
İnsanları dış görünüşlerine ve yaşam tarzlarına göre değerlendirme. Belki o dönüş yolunda ve sen bozuluş yolundasındır, bilemezsin.
Günaha düşen kişi, kuyuya düşen gibidir; ona taş atılmaz, çıkabilsin diye ip uzatılır.
Bir şeyin nasıl sonuçlanacağını bilmiyorken o şeye iyi veya kötü demekte acele etme. Çünkü önemli olan son'lardır ve bir şey, son ânındaki haliyle değerlendirilir. Bir şeyi övmekte ya da yermekte acele etme. Bu konuda adil ol; senden ise kötülüğünü görmezden geliyorsun, senden değilse vurun kahpeye diyorsun. İdeolojik bir körsün. Sen hayatının hangi sonla biteceğini şimdiden bilemezsin, kendi sonunu bilemeyen başkasınınkini hiç bilemez. O halde başkaları hakkında sükut et. Yanlış bir şey de görsen, belki benim bilmediğim başka bir sebebi vardır de, yine sükut et.''🌿
Kimlere Empat Denir?
Empat, başkalarının duygularını, düşüncelerini ve enerjilerini derin biçimde hissedebilen kişilere verilen addır.
Empatlar, yalnızca birinin ne hissettiğini anlamakla kalmaz; çoğu zaman o duyguları kendi duygusuymuş gibi yaşarlar.
🌿 Empat Nedir?
Empati, genel olarak bir başkasının duygularını anlamak ve onlarla duygusal olarak bağ kurabilmektir.
Empat ise bu becerisi doğuştan güçlü olan, hatta bazen fazla hassas biçimde hisseden kişidir.
Empatlar:
Ortamın enerjisini hemen fark eder,
Birinin üzgün, stresli ya da mutlu olduğunu sözsüz ipuçlarından anlayabilir,
Kalabalık veya gergin ortamlarda çabuk yorulabilir,
Başkalarının sorunlarını kendi üzerine alıp duygusal olarak yüklenebilir.
💫 Empat Kişilerin Özellikleri
Yüksek sezgi gücü (içgüdüsel farkındalık)
İnsanların gerçek niyetini veya duygusal durumunu kolayca sezebilirler.
Derin duygusallık
Filmlerden, haberlerden veya başkasının yaşadığı acıdan kolayca etkilenirler.
Yardım etme isteği
Başkalarının acısını dindirme, onları rahatlatma eğilimindedirler.
Doğayla ve hayvanlarla güçlü bağ
Sessizlik, doğa yürüyüşleri, hayvanlarla vakit geçirmek onları sakinleştirir.
Kalabalıklardan çabuk yorulma
Fazla insanla bir arada olmak duygusal enerjilerini tüketebilir.
Gerçeklik ve samimiyet arayışı
Yapmacık davranışlara veya yalanlara karşı çok duyarlıdırlar.
Bir Kırklareli Türküsü
Bundan önceki yavruyu yaşatamadık, ilk doğumuydu. Ama ikincisi gayet güzel büyüyor, kuru mama ve salamla besliyorum, yakalarsam da göbeğini öpe öpe bitiriyorum:))
Bu günkü sahaf ziyaretim.
Güzel bir fikir değil mi?
Hayırlı haftalar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder