OKUDUKLARIM DERGİ 2025/8 HAYAL BİLGİSİ

21 Aralık 2025

OKUDUKLARIM DERGİ 2025/8 HAYAL BİLGİSİ

 


İmkanları mümkünlere, ihtimalleri sevinçlere, unuttuklarımızı önceliklerimize dönüştürelim.
*****
Sevmek şifadır.
*****
Ve ben ne zaman seni düşünsem
hayat denen bu uzun yokuşa bırakırım
dünyanın ağrısını, dizimin sancısını, yürek çarpıntısını
içimdeki kederi bırakırım 
Girsin diye ceplerinden büyük kalbine

İnci ERKAN
*****
Siz hiç ölen insanların fotoğraflarından koleksiyon yaptınız mı?
*****
Eskiden insanlar sukınır, suvunur, yaykanır, yunar, yevinür, çimer, sayınır, durulanır, suya girer, suya düşer, sabunlanır, arınır, aklanır, paklanır, banyolanır, yıkanırlardı. Şimdi duş alıyorlar.
*****
Ey kanadına yüklenen sabır! Küçücük gövdene dünyanın sesi sinmiş. Senin kalbinin ritmiyle uyanırız her sabah. Uç ama sakın unutma, en çok kaybolanlar, göğe en yakın olanlardır.
*****
Kuşların dili suskun görünür ama rüzgarla konuşurlar.
*****
Toprağa düşen her taş, bir arayışın son bulduğu, bir yolculuğun tamamlandığı andır.
*****
Konuşacak şey yoksa susacak bir şeyler mutlaka vardır.
*****
Kalbin soğuduğu yerde yapacak başka bir şey yoktu.
*****
İnsan hem kendi duygularını hem de karşısındaki çocuğun duygularını bir teraziye koyabilir mi? Acının ortasını bulamadım.
*****
Öğretmenlik "alışılarak" yapılan bir meslek değil.
*****
Kırılan yerlerden yeşermeyi ve yeşertmeyi öğrenmiştim. Çünkü kırılan yerler yeşerince çok daha güzel ve anlamlı oluyordu. Bu konuda Paulo Coelho, Veronika Ölmek İstiyor'da şöyle diyor: "Kırılgan yaşamlarımızın her anında başımıza gelebilecek beklenmedik olayları düşünecek olursak, her yeni gün bir mucizedir."
*****
Merak, insanın belki de en nefsani yanıydı.
*****
Önce iyi insan ol yeter. Gerisi bir şekilde yolunu bulur.
*****
Biz çocuklara hala ahlakın başarıdan daha önemli olduğunu anlatabiliyor muyuz?
*****
Bazen bir kitabevi, bir insanın hayatında en sıvak yuva olabilir.
*****
Yetenek, yavaş yavaş gelen bir baharın başlangıcında bir ardıç kuşunun söylediği bir şarkıdır yalnızca.
*****
Platon der ki: "Saygı olan yerde korku olan yerde her zaman saygı olmaz!" İnsan sevdiğinden korkar, bu doğrudur,
 sevmediğinden de korkar. İnsan sevdiğine tabi ki saygı duyar, sevmediğine de bazen saygı duyar. Belki de Cenap Şahabettin'in söylediği doğrudur: "İnsan sevdiğinden korkar fakat korktuğunu kolay kolay sevemez!"
*****
Mevlâna Celaleddin dedi ki: "Komşularından av kapmak aslanlara ayıptır, köpeklere değil!" Söyle bana! Sen hangisisin?
*****
İtalyanlar öyle derler: "Kurdu vaiz seçen koyunlar aptaldır!"
*****
Hayatımızı şekillendirecek nice fikirler edebiyatta saklıydı. Onları okurken kendimizden bir parça bulmalı ve bunu kullanmalıydık.
*****
Bu dünyada pek çoklara sahip olanlar da vardır, azla yetinmek zorunda olanlar da. İnsanlar paylaşmadıkça, birbirlerine düşman kesilirler. Hâlbuki birbirleriyle paylaştıklarında barış içinde yaşayabilirler. Boğaz, paylaşılan bir yiyeceği aç bir bedene ulaştırır. Paylaşılmayan bir sofrada boğaz boş kalır. Bu açgözlülüğün hem de cömertliğin bir sembolü olabilir. Açgözlülük ya da cömertlik..... Biri insanları bölerken, diğeri onları bir araya getirir.

OKUDUKLARIM 2025/59 BUZLAR ÇÖZÜLÜNCE

18 Aralık 2025

OKUDUKLARIM 2025/59 BUZLAR ÇÖZÜLÜNCE

 



“İlk romanı Sürgün Avı ile polisiye edebiyatımıza vaatkâr bir giriş yapmıştı Melih Günaydın. Yeni romanı Buzlar Çözülünce’de kaleminin daha da geliştiğini görmek sevindirici. Toplumsal hayatın yakıcı gerçeklerine dayanan suç kurgusuyla, gerilimli atmosferiyle, olayları ve karakteriyle çok doyurucu bir polisiye...”

A.Ömer Türkeş

Hiçbir şey seni gerçeğe ulaştıramaz Hansel, geride bıraktığın ekmek kırıntıları bile...

Kıdemli polis Defne, indigo oğluyla birlikte ailesinin yanına taşınmıştır. Tatsız seyreden aile hayatı, Kartepe’de kaybolan dağcı öğrencileri arayan ekiplerin bulduğu cesetle iyice karmaşık bir hal alır. Fakat donarak öldüğü düşünülen bu beden, aranan dağcılardan birine ait değildir. Kayıp gençlere medyanın ilgisi giderek artarken Defne, bu vakanın peşini bırakmamaya kararlıdır.

Kâbuslarından kurtulmak için gittiği psikoloğun yanından dönerken Ali’nin dikkatini, metro istasyonunda duvarlara asılmış resimler çeker. Bunlar daha önce çalıştığı çocuk kitabındaki çizimlere benzemektedir ve ekibindeki pedagog, ondan kimi objeleri çıkarmasını istemiştir. Çünkü kullandığı bazı görseller fallik öğeler içermektedir. Ali bir yandan çizimlerin izini sürerken öte yandan geçmiş anılarının kırıntılarını toplar. Çok geçmeden de kendisini bilmediği bir evrenin içinde bulur.

Heyecanı her satırda artan, çok katmanlı hikâyesiyle okuru şaşırtan Buzlar Çözülünce, güncel konuları cesurca yakalıyor. Roman, son bölüme kadar gerilimi ve heyecanı diri tutan üslubuyla Melih Günaydın’ın, polisiye edebiyatımızda uzun soluklu ve kalıcı bir ses olacağını müjdeliyor.

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;

Türkiye’de kadın olmak, travestilere bakış, Afgan mülteciler, iğrenç bir Afgan geleneği olan Bacha Bazi, çocuk tacizleri, kontrolsüz yada bayağı kontrollü, cemaat ve tarikat yapılanmaları, siyasetin üst noktalarına kadar uzanan kanunsuz ilişkiler ağı gibi konular kendilerine doğrudan yer bulabilmişler bu kitapta.

KİTAPTAN ALINTILAR;

Rüyaların kendi gerçekliğinin inandırıcılığını kimse sorgulayamazdı. Ama yaşam her yönüyle bir muammaydı ve somut bilgiler olmadan söyleyeceği her söz, onun inandırıcılığını paramparça edebilirdi.
*****
Kaç kere okula uğradın? Masaya para bırakmakla anne olunmuyor.
*****
Doğuştan kodlanan hareketleri annesi geliştirmiş, zamanla otomatikleştirmişti. Sevmek tek başına yetmiyordu. İlgilenmek, yanı başında beklerken kılını bile kıpırdatmazken yaşamına ortaklık etmek gerekiyordu.
*****
Soğuk ile cesaret yarıştırılamaz.
*****
Yılanın ısırdığı kişi siyah ipten korkarmış.
*****
Korkularını ne kadar çok muhatap alırsan o kadar az korkardın.
*****
Gerçek kimlik, isim soy isim değildir.
*****
Kimliğin aslında yaşadığın coğrafyadır, ırkındır, konuştuğun dildir. Evindir arkadaşlarındır. Bunlar olmadan ismin bir anlamı olmaz.
*****
Korkunun zamanı yoktur, bir kere nüfuz etti mi derine, çıkışı yoktur.
*****
Sömürülen bedenin acısını ancak adaleti sağlayarak dindirebiliriz.
*****
İnternet ortamında hiçbir bilginin güvenliği yok.
*****
Bazen yalnızlık bir çok yarayı kapamaya yeter. Ya da dağlamaya
*****
Bazen ismin lanetin gibidir, anlamıyla zıtlaşan onlarca hikaye seni bulur.
*****
Unutmamak için de derine kazır mıydın anılarını? Peki ya verilen sözleri not eder miydin, zihninin derinliklerinde bir uzuv gibi beklerken yaşanmışlıklar, pembe derini kazıyıp içini mürekkeple mi doldururdun?
*****
İnternette biraz araştırdım. Uzmanlar evlerinin tepesine baca çizmeyen çocukların tacize uğramış olabileceğini söylüyorlar.
*****

OKUDUKLARIM 2025/58 BİR GECE YOLCULUĞU

16 Aralık 2025

OKUDUKLARIM 2025/58 BİR GECE YOLCULUĞU

 


“Fantastik romancılığın sihirbazı, güzel dostum Nazlı Eray Bir Gece Yolculuğu’nun Önsöz’ünde, bu kitapla ona 25 yılını geri verdiğimi de yazmış. Ne mutlu bana! Diğer taraftan zihnimin kanatlarını açıp, Nazlı’yı ve benimle paylaşmayı kabul ettiği kahramanı Melek Hasan’ı da peşime takıp yaptığım bu serüven bana binlerce yılımı geri verdi. Evet, yanlış okumadınız, binlerce yılımı... Zira, kendileri için başlı başına bir kitap yazdığım ‘zihnimin kanatları’, bedenimi sonsuz bir uyumla sarıp ‘düşlerimin gerçekleri’ni yakalamam için sınırsız zaman ve mekânlarda uçurur beni. Onlar sayesinde ‘gerçek’ diye bildiklerimizin zorluğu ve kırıcılığı hayâl gücümü öldürmez, aksine beni buluşturdukları ‘hakikat ötesi’ dünyalar sayesinde zorlukların, hüzünlerin, acıların üzerinde kalmayı başarırım... ve bu binlerce yıla yayılır. Genellikle bu dünyalardan geri döner ve öyle yazarım kitaplarımı. Ama Bir Gece Yolculuğu’nu dönmeden, yaşarken yazdım. Bebek tepelerinden başlayan, gerçekle karışan mistik, fantastik yolculukta kâh türküler, kâh ağıtlar, kâh aryalar eşliğinde, Çanakkale Şehitliği’nin üzerinden süzülüp Herculaneum’a, Nil Nehri’ne, Abu Simbel’e kadar uçtuk hep beraber. İmparator Hadrian’ın peşinde, kimlerle karşılaşmadık ki yolda; yaşayanlar, ölmüşler, hiç var olmamışlar, benim için var olanlar... Şimdi bu sayfaları çevirmeye başlarsanız sizler de katılacaksınız bu gizemli yolculuğa. Haydi! Gelin, siz de takılın zihnimin kanatlarına, beraber dalalım Bir Gece Yolculuğu’na!”

KİTAP HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM;

Yazarın okuduğum 3. kitabı idi. İki yazarın hayal güçlerinde gidip gelen bir kitaptı. Nazlı Eray isimli yazarı hiç okumadım ona da kütüphaneden bakacağım. Melek hasan sayesinde fantastik bir yolculuktu.

KİTAPTAN ALINTILAR;

Hayalleri de, gerçekleri de biz yaratmıyor muyuz
*****
Faniliğin zavalılığı karşısında aciz kalmak istemiyorum. İz bırakmak, hep kalmak, hep var olmak istiyorum. Şu yaşamımın zamanı ve mekanı önemli değil sadece. Ulaşabildiğim her zamana, her diyara ulaşmak, her yerde birden kalmak istiyorum.
*****
Hüzünleri tekrarlamak da başka türlü bir huzur veriyor bana, şayet geçmişi yakalayabiliyorsam.
*****
Dostlar çabuk alınmaz.
*****
Başarısızlık düşünmek, başarısız olmanın ilk sebebidir.
*****
Bütün sesler çok hüzünlü.
*****
Şu muhteşem evrenin varlığını, gizemini, sırlarını kurcalayamayan bir insan nasıl mutlu olur?
*****
Anıların zihinde tekrarlanması, dudakların onları ifade kabiliyetinden daha süratli çalışıyordu.
*****
Zaman içinde gelişigüzel geçişler yapılmaz. Dengeyi bozarsınız.
*****
Sevgi insana yaşam gücü verendir.
  *****

Evrende kardeşlik ve dostluk vardır. Bütün sesler, renkler ve dokular anlayışlı bir düzen içindedir. Onlar kendilerini düzende ve huzurda tutan ritme saygı duyarlar. Bunu bir tek insanoğlu anlayamadı.
*****
Korkular başarıyı daima engeller.




KİTAPTA BAHSİ GEÇEN KİTAPLAR;

Aşıl Papağan Barı- Nazlı ERAY
Zihnimin Kanatları - Nermin BEZMEN

KİTAPTA MÜZİKLER;



BEDEN ÇOK YÜKÜ KALDIRIR AMA GÖNÜL HER SÖZÜ KALDIRMAZ

14 Aralık 2025

BEDEN ÇOK YÜKÜ KALDIRIR AMA GÖNÜL HER SÖZÜ KALDIRMAZ

 


POZİTİF YAŞAM ÖNERİLERİ

1. Sizinle ilgilenmeyenlerin peşinden koşmayı bırakın.
2. Dikkat veya onay için yalvarmaktan kaçının.
3. Az konuşun sözleriniz ağırlığınızi taşısın.
4. Saygısızlığa hızlı ve iddialı bir şekilde hitap edin.
5. Karşılıklı değilse başkalarının cömertliğini aşırı beğenmekten kaçının.
6. Varlığınıza değer vermeyenlerin ziyaretlerini sınırlayın.
7. Kendinize yatırımı ve mutluluğunuzu öncelikli tutun. 
8. Dedikodudan ve gereksiz olumsuzluklardan uzak durun.
9. Kelimelerinizi akıllıca seçin, söyledikleriniz karakterinizi yansıtır.
10. Her zaman kendinizi özenle sunun; kendinize saygı gösterir şekilde giyinin.
11. Hedeflerinize odaklanın ve üretken kalın.
12. Zamanınızın kıymetini bilin ve onu koruyun.
13. Saygı görmediğiniz veya değer görmediğiniz ilişkilerden uzaklaşın.
14. Kendinize yatırım yapmak başkalarına, size nasıl davranılmasını istediğinizi  gösterir.
15. İnsanlarla uyum içinde olmak varlığınıza değer katar.
16. Aldığınızdan daha fazlasını vermeyi hedefleyin.
17. Davet edilmediğiniz yere gitmeyin ve gittiğiniz yerden, ne zaman ayrılacağınızı bilin.
20. Aldığınızdan daha fazlasını vermeyi hedefleyin.
21. Başkalarına hak ettikleri gibi davranın.
22. Borçlu olanlar hariç iki cevapsız arama yeterlidir, umursuyorlarsa bırakın emek versinler.
23. Her zaman  her şeyi en iyi şekilde yapmak için çabalayın, buna POZİTİF YAŞAM deniyor.
24. Elinizden gelenin en iyisini yaptığınıza inanıyorsanız gerisini düşünmeyin ve aynı şekilde yolunuza devam edin.
25. Bilin ki, olması gerekenin oluşması için gerekeni yaptınız, gerisi yaşamın işi…


Hepinize güzel bir hafta diliyorum, ben bildiğiniz gibiyim ev ve pazar arasında mekik dokuyorum. 3 haftadır pazartesileri açmıyorduk yarın kısmetse açacağız bakalım hava nasıl olacak. Sabahları serin olur çünkü bulunduğumuz yere güneş öğleden sonra vuruyor. 
Geçen hafta migros'ta baktım devamlı aldığım dergiler farklı bir poşette özel sayı diye satılıyor. ( Fakat dergi yüzü filan görünmüyor) Farklı bir sayı diye satın aldım fakat eve gelip açınca eski sayıların bu şekilde satıldığını anladım. Poşette bu belirtilmemişti. 2 dergi çıktı içinden geri de almazlar poşeti yırttık açtık, bende arkadaşa hediye ederim dedim. Cumartesi sosyete pazarında yanımıza tek tahtada sergi açan (oriflame ürünleri satıyor) bir bayan arkadaş var okumasını seviyor, ona hediye ettim. O gün okumaya başladı çok sevdi dergileri ne zaman çıkıyor filan dedi, söyledim hatta yeni sayıyı bu sabah migros'ta gördüm dedim, çıkışta migros'a gidiyordu yeni sayıyı almak için. Bir kişiye daha dergi sevdası aşıladığım için memnunum. Ayrıca geçen gün biten Gece açan çiçekler kitabını da okuması için verdim.


İnsan insanı çok yordu, canından bezdirdi, usandırdı en sonunda da utandırdı ve ne yazık ki dünyayı yaşanmaz hale getirdi ve böylece insan insandan uzaklaştı. Belki başlarda biraz yalnız kaldı lakin birden yalnızlığın sakinlik ve huzur getirdiğini gördü. Doğaya döndü yüzünü hiç olmadığı kadar ve aslında hiç de yalnız olmadığını gördü. Yeniden kendi içinde dengelendiğini hissetti.
İnsanın bir yanı çok zalim. Bir yanı da çok bencil. Üstelik de git gide tanınmaz hale gelmekte. İnsan insanı insanda tanır lakin ben artık insan tanımak istemiyorum.
Kendi küçük çevremde insan kalabilmiş güzel insanlar yetiyor bana.
İnsanların kendisini sorgulamasını diliyorum bu sene.!
Bu yıl benim de dileğim bu olsun insan ve insanlık üzerine.
Dileğim odur ki bu yıl insan geliversin kendisine. Yoksa ne
yazık ki insanlık yerlerde... 🙏


Birinin evine girerken kör olun,
evinden çıkarken de dilsiz!


Dışarıdaki kışa değil, içinizdeki bahara bakın."
Ozen Yula


Kısa bir avm turu


Ufak bir kaçamak


Kütüphane ganimetleri







Özür dilemek bir nezaket cümlesi değil!!!🧐
“Özür dilerim” demek birlikte yaşamanın doğal bir parçası gibi görülür; ancak yerli yerinde kullanılmadığında bir erdem olmaktan çıkar, otomatik bir savunmaya dönüşür. Psikologlara göre sık ve gereksiz özür, empati değil, kişinin kendine duyduğu güvensizliği görünür kılar. Dil burada yalnızca bir nezaket aracı değil, insanın kendini hayatta nereye koyduğunu gösteren bir işarettir.
Bir cümleyle kendimizi aşağıda, başka bir cümleyle aynı durumda eşit bir yerde konumlandırabiliriz. Steve Jobs’ın kriz anlarında “özür dilerim” yerine “teşekkür ederim” demeyi seçmesi, basit bir iletişim numarası değil, bilinçli bir duruştu. Hata karşısında suçlu pozisyonuna geçmek yerine ilişkiyi yöneten tarafta kalmayı tercih etti.
“Geç kaldığım için özür dilerim” ile “Beni beklediğiniz için teşekkür ederim” arasındaki fark tam da buradadır. İlki suçluluk üretir, ikincisi bağ kurar. Aynı gerçeklik, iki farklı ruh hâli yaratır. Felsefi olarak bu, insanın kendini sürekli yargılayan bir özne mi yoksa ilişki kuran bir varlık mı gördüğü sorusuna dayanır.
Jobs, Apple’ın zor dönemlerinde bile özürle geriye bakmak yerine teşekkürle ileriye işaret etti. Microsoft iş birliğinde ya da iPhone 4 krizinde yaptığı şey hatayı inkâr etmek değil, hatanın kimliğini belirlemesine izin vermemekti. Sahnedeki Wi-Fi krizinde bile özür dilemedi; dinleyicilerden ricada bulunarak dengeyi korudu.
Gereksiz özür, insanın kontrol edemediği durumlar için kendini küçültmesidir. Oysa her aksaklık ahlaki bir kusur değildir. Bazen yapılması gereken, suçu üstlenmek değil, durumu doğru bir dille taşımaktır. Teşekkür bu yüzden güçlüdür; ne inkâr eder ne de insanı ezer.
Mesele özür dilememek değil, özrün yerini bilmektir. Her durumda eğilen bir dil erdemli değil, yorgundur. Ayakta kalan dil ise sert değil, ölçülüdür. Tatlı dilin gücü tam olarak buradan gelir

ALINTIDIR....



Geçen başladığım battaniye çok obat oldu (kaba) bende farklı bir motif denedim, galiba motife devam edeceğim.


Dizi, küçük bir kasabada şerif olan Mickey Fox’un hem görevinde hem de özel hayatında verdiği zorlu adalet mücadelesini anlatıyor.

Mickey, kasabanın güvenliğini sağlamak için çalışırken bir yandan da karmaşık aile sorunlarıyla uğraşır. Eski hükümlü babası Wes ve sürekli başını belaya sokan genç kızı Skye arasında denge kurmaya çalışması işleri daha da zorlaştırır.

Ancak Skye’ın eski erkek arkadaşının öldürülmesiyle Mickey’nin hayatı altüst olur. Cinayeti çözmeye çalışan Mickey, delillerin kızını işaret ettiğini görünce büyük bir ikileme düşer. Bir yanda annelik duyguları, diğer yanda mesleki sorumlulukları vardır.

Dizi 4 bölümlük mini bir dizi idi 1 günde bitti.


İyi haftalar...



YOUTUBE DİNLEDİKLERİM

13 Aralık 2025

YOUTUBE DİNLEDİKLERİM

 


Mahir Günşiray sohbeti


Vitrindekiler


Nedir??????


Sanat mı istihbarat mı?


Ayfer tunç sohbeti...



Derya Baykal sohbeti...


Tarih obası /İbn Haldun